Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 EYLÜL 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
ÎDSO'nun yeni mevsîm programıtstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda yenı mev-
simin hazırlıklanni yönetim laırulu üyeleri Orhan
Topçuoğlu ve Ertuğrul Köse anlattılar.
- Bu mevsimin program düzenlemesinde belü bir
febefe ya da tema bütünlüğü öngörüldü mfl?
- tlk bakışta görülmese de var gibi algılanabilir. Biz
geçen mevsim bir dinleyici anketi yaptık. Sonuçlara
göre programı oluş.turduk. Dinleyicinin genel eğili-
mi, alışık olduğu eserleri ve bildik sanatçılan dinle-
mekten yana. Böylece klasikleşmiş eserler seçtik. Ek
olarak, çok çalınıyor diye bir kenara atıp yıllardır çal-
madığımız ünlü eserleri de ekledik. Fantastik Senfo-
ni gibi.
- Orkestranın dağarcığıru genişletmek ve dinleyid-
yi de eğitmek açısından >eni yapıtlan çalmak gerek-
mezmi?
- Çok haklısınız, ama orkestramızın iyi bir kütüp-
hanesi yok. Yeni eserler için çok yüksek nota kirası
ödeniyor. Geçen sene 5-6 milyar ödendi. Tabii ki Fi-
larmoni Dernegi aracılığı ile. Bu yıl yeni eserlerden
Çaykovski'nin 7. Senfonisi var. Epeydir çalınmayan
Mahfcr" in Topragın Ezgisi (henüz şancılan kesinleş-
memiş), Franck Re minör senfoni, Elgar'ın 1. Sen-
fonisi çahnacak. Aynca programlara bvrtakım hafta-
lar koyduk: Romen. Viyana, Azeri, Barok haftaları
gibi. Böylece bu özel haftalara yeni nota getirtmek
için yabancı konsolosluklardan da destek bulunabi-
liyor.
- Bu yıl solistler de sanki evin içinden seçilmiş. Ço-
ğunhıkİa orkestra üyeleri arasından, üyelerin yetişti-
ği konservatuvariann öğretim üyek'rinden. yeni par-
layan gençlerden, birkaç devlet sanatçısı ve birkaçya-
bancıdan oluşuyor. Devlet sanatçüanndan Giilsin
Onay. Ayşegül Sanca, Mehveş Emeç. Suna Kan gibi
isimlere konser verilmemiş.
Her sene yoğun müracaat olur. Bunlann arasından
bir-iki kişiye konser verilebilirdi. yüzde doksan do-
kuzu olumlu bir cevap alamıyordu. Bu sene onlara
şans tanıdık. Teknik kurulda demokratik bir oylama
yapıldı \e bu ev-içi programı çıktı. Zaten Suna Kan
henüz iyileşmedi. Her bir devlet sanatçısına konser
verildiği takdirde programlar doluyor. Devlet sanat-
çılanndan Hüseyin SermetBartok 3. konçertoyla açı-
hşı yapıyor. tdil Biret, ProkofiyeTin 3. konçertosunu
çalacak. Ayla Erduran, Beethoven'ın. Verde Erman,
Schumann'm konçertolanyla kaülıyorlar. Gençlerden
Cihat Aşkın, Özgür Aydın, Emre Elivar, Nihan Yapa-
k, Bahar Biricik gibi solistlere ağırhk verildi.
a.rkestramızın iyi bir
(kütüphanesi yok. Yeni
eserler için çok yüksek
nota kirası ödeniyor. Geçen
sene 5-6 milyar ödendi. Tabii ki
Filarmoni Derneği aracılığı ile.
Bu yıl yeni eserlerden
Çaykovski'nin 7. Senfonisi var.
Epeydir çalınmayan Mahler'in
Toprağın Ezgisi (henüz şancılan
kesinleşmemiş), Franck Re
minör senfoni, Elgar'ın 1.
Senfonisi çahnacak. Aynca
programlara birtakım haftalar
koyduk: Romen, Viyana, Azeri,
Barok haftalan gibi.
- Neden hiç korolu. şan konserleri yok?
- Bizim kendi koromuz yok. Opera korosu çok pa-
halı geliyor. Koro bulmak çok zar.
- fi)SO "orkestra sotistliğT konusunda yönetim
hiçbir yasal statüye dayanmayan solistlerine maaş
ödememekve onlarakonserlerinde yer vermemek ka-
ran almıştı. Haklı bir savaştı, biz de destekledik. So-
nuçta artık onlar bu orkestann solisti değiller. Neden
bu yıl da onlara yer verilmemiş? Böylece Güher-Sü-
her PekineL Mehmet Okonşar, Ann Karamürsel ve
GülşenTatu gibi isimleri Istanbullulardörtyıldır din-
lemiyor. Bu solistler lstanbul'un bünyesinden alınıp
tzmir'e devredildi. Maaşlannı oradan alıyorlar. Biz
de onca zamandır maaş ödemediğimiz sanatçılara
konser teklif etmeyi çelişkili buluyoruz artık. Hiçbir
sanatçıya kişisel olarak bir tavnmız, bir protestomuz
yok. Aynca onlann ortkestra kadrosundan alınmala-
n ile yeni kodralar da açılmadı. Ölenlerin. emekli
olanlann yerleri de boş. Şefle birlikte 105 kişiyiz. Hâ-
lâ 16kişilikkadro eksiği ile çalışmaktayız. Bunca genç
yeni bir sınav açılmasını bekliyor. Öte yanda opera
genel müdürlüğüne. değişik şehirlere opera açılmak
üzere 1000'e yakın kadro verilmiş!
- Yabancı soüstJerden Seta Tanyel'i, Milan Turko-
viç'i, ftter VVüey'yi, Florin Galati'yi önceden tanıyo-
nız. Diğerleri hakkında bilgi verir misiniz?
-Yoon Kwon genç. Koreli bir kemancı Antoli Maz-
hanov. Borusan orkestrasınm baş kemancısı, keman-
cı Arif Manaflı tzmir konservatuvannda hoca: Vic-
tor Tratjakov deneyimli bir Rus kemancı. Trompetçi
Sharapov. kemancı İlia Loff ve piyanist Mctor Kra-
jinev, AltschuDer'in önerdigi sanatçılar. Vıyana haf-
tasına Viyanalı bir soprano geliyor, Heiga GraczolL
- Orkestranın içinde herhangi bir dcgişim var nu,
ömeğin çello grup şefi oluşabildi mi, yeni iiyeler kaül-
dı mu başkemancüara yeni eklenen var mı?
- Şimdilik yok. Çello grup şefı veya yardımcısı da
yok. Müna\ebe ile calıyorlar. Kadroda bir değişiklik
yok.
-Orkestraya yıllardır gclip giden yabancı şefler de
adeta bu aile içi düzenlemenin bir parçası gibi. Bu yıl
RengiınGökmen vc EminGüven Yaşhçam'a bırer kon-
ser verilmış. Orkestranın kadrolu şefı Erol Erdinç 4
konser yönetıyor. Solistlerde gençler gözetıldiği hal-
de şeflerde gençlige rastlanmıyor. Ender Sakpınar,
Cem Mansur,NaciOzgüç gibi daha sonraki kuşak şef-
ler yok. Cem ve Ender geçen yıl yönettiler. Önümüz-
reki yıl da bu yıl olmayan şefler olabilir. Dikkat eder-
seniz yerlı şeflerden kendi orkestramızın şefı dışın-
da yalnız iki şef var. Orkestra da zaten bunu bu ka-
Ege'de yeni bir müzik festivali
ÖIVDER KÜTAHYALI
Haydn'ın 1790'larda yaptığı Londra ge-
zileri suasında bu kentin dınleti mevsimi ocak
ayının başından mart sonuna dek sürermiş.
, Şimdi ise geçirdigimiz hızlı değişimin bir
belirtisi olarak sekiz ayhk uzun sanat mev-
simiyle yetinmeyip yaz aylannda da müzi-
ğe gereksinme duyuyoruz. Halkımızın Ulus-
lararası lzmir Festivali'ne gösterdiği ilgi en
güzel örnektir. Son günlerde izlemeye baş-
ladığımız Amfor Müzik Festivali ise Efes
Antik Tiyatro'dan Aspendos'a uzanan ge-
niş bir alana yayılmakta ve iilkemizde ge-
liştirilmesine çalışılan kültür turizmine de-
ğişik bir renk getirmektedir.
Doğu Akdeniz Kültür ve Sanat Vakfı,
Ege'de ilk festivalini düzenliyor. TC Kül-
tür BakanlığY nın da katkıda bulunduğu fes-
tival 27 Ağustos akşamı başladı.
Kısıtlı olanaklarla çalışan yazannız, fes-
tivali Antalya'ya dek izlemek şöyle dursun
Efes'te verilen ikinci dinletiye bile gideme-
di. Aynntılı bir kitapçık da yok. tlk dinleti-
de dağıtılan programın arka sayfasında et-
kinliklerin özeti verilmiş, fakat katılan sa-
natçılann dallanyla çahnacak yapıtlar ya-
Jean Pierre Rampal, festivalin açıüş
konserinde solistlik ve şeflik yapü.
zılmamış; ama şunu söyleyebiliriz ki festi-
val, dünyanın dört köşesinden gelen sanat-
çılann katkılanyla düzenlenmiş. Jean-PSer-
re Rampal ile Hüseyin Sermet ise dinleti-
lerine odak noktası olarak gösterilebilir.
Böylece Ege, usta müzikçileri kendi tarihiy-
le bubjştutan evrensel nitelikli ilk müzik
şenliğine tanık olmaktadır. Sergilenen mü-
zik ise hem yabancı turistler için hem de ken-
di insanımız açısından kaçınlmaz bir fırsat-
tır.
Festivalin 27-28 Ağustos akşamlannda-
ki Efes dinletileriyle 11-12 Eylül'de Aspen-
dos'ta verilecek son dinletilerine İZDOB da
katılmaktadır. 30 Ağustos ve 1 Eylül tarih-
lerinde, Marmaris Kalesi'nde oda müziği
sunuldu. Burada 4 ve 5 Eylül'de aynı nite-
likte iki etkinlik daha var. Bodrum Kalesi' nde
ise 6 Eylül'de piyanist Kun VVöoPaik'in re-
sitali, 7 Eylül akşamında da başka bir oda
müziği dinletisi yer alıyor. Bu kısa bilginin
ardından açılış akşamına geçebiliriz.
Jean-Pierre Rampal, dinletiye hem solo-
cu olarak katıldı hem de orkestrayı yönet-
ti. Sanatçı oldukça yaşlı; dizlerindeki kireç-
lenme yürümesini güçleştiriyor. Çaldığı ya-
pıtlardaki hızlı geçişlerin flüte özgü çevik-
liğine de zaman zaman bulanık bir hava
geldiği söylenebilir; ama dünyanın ilk mü-
zik büyükleri arasında bulunması, her tür-
lü engeli ortadan kaldınyor.
Rampal, önce Claudi Armany ile birlik-
te Cimasora'nm iki flüt için sol majör kon-
çertosunu çaldı. Orkestra üyelerinin söyle-
digine göre konçerto çok az prova edilmiş-
ti. "Allahkabuletsin" diyerek dinledik. Yo-
rum, 18"inci yüzyıldaki Italyan bestecile-
rin çalgı müziğine getirdikleri hafıflikle ör-
tüşüyordu.
Cimarosa'yı izleyen yapıtta her şey de-
ğişti. RampaLVV.A. Mozart'ın K.V 313 sol
majör birinci konçertosunda olağanüstüy-
dü. Sanatçı müziğin güzelliklerini doruk
noktasına vardırdı. Özellikle ikinci bölüm-
de (Adagio non Troppo) klasik dönem bes-
tecilerinin titizlikle üzerinde durduğu den-
ge öğesine zarar vermeme koşuluyla şarkı-
sal ve duygusal bir yorum ortaya koydu.
Yinelenen notalarda ya da kısa fıgürlerde
elde ettiği yankı etkisi hayranlık vericiydi.
lyice hızlı aldıgı son bölümün (Rondo: Tem-
po di Minuette) uçan havası ve sevimli mü-
ziği mutluluk vericiydi; coşkuyla alkışladık.
Açüış konserinin bir bölümünü de Alexander Schv\inck yönetti.
Bu yetmiyormuş gibi sanatçı, dinletiyi
yine Mozart'ın K.V. 551 do majör 41. sen-
fonisiyle (Jüpiter) bitirdi. Üçüncü bölümün
(Minuetto: Allegro-Trio) başında. şef ile
orkestra arasında çıkan küçük bir anlaş-
mazlığın yol açtığı sallantı bir y ana bırakı-
lırsa Rampal, şeflik alanında da usta oldu-
ğunu kanıtladı. Tempolar devingendi. Tını
iyi dengelendirilmişti. Özellikle üfleme çal-
gılar. güzelliğin doruğundaydı. \urgular ve
cümlelendirmelerinandıncıydı. Güç birbö-
lüm olan finaldeki fugato girişlerin yan-
sıtılışı ustacaydı.
Dinletinin ikinci yansı, Mozart'ın K.V 365
mi bemol majör iki piyano konçertosuyla
başlamıştı. Bu yapıtta orkestraya Alexander
Schvvinck yönetti. Hemen belirtelim
Schwinck. Aspendos'ta verilecek dinletilere
de orkestramızın başında olacaktır. Kon-
çertonun soloculan, Hüseyin Sermet ile Eric
leSage'dı.
Sanatçılar. dikkat edilmediğinden tek
piyano izlenimi veren kusursuz bir Mozart
yorumunu ortaya koydular. Tekniğin üstün-
lüğü ve rahatlığı ile müziksellik eşsiz bir
biçimde kaynaşmıştı. Cümlelerin bir
piyanodan öbürüne geçişindeki akıcılık ve
doğallık. Mozart müziğine özgü yuşumak.
tuşe. hızlı bolümlerde uçanhk ve devvngen-
lik arasındaki denge, aynca hafif dokulu
bir metinden çıkarılan anlam derinliği.
beğenerek dınlediğimiz özelliklerdi.
Simon Rattle, Birmiııghaın Senfoni'ye veda etti
KülrörServisi-18 yıldır Birmingham
Senfoni Orkestrasının sanat yönetmen-
liğini yürüten şef SimonRattk, geçen pa-
zar yönettiği konserle görevine veda et-
ti. Rattle'ın 18 yıllık görevinden aynlma-
sının nedeni. büyük bir orkestrayı yö-
netmenin getirdiği zorluk ve yorgunluk.
Rattle. bundan sonra Viyana Filarmoni.
Berlin Filarmoni gibi orkestralarda ko-
nuk şef olarak yer almak istedigini be-
lirtiyor. Ancak müzik çevrelerinde Ber-
lin Filarmoni Orkestrası'ndan 2002 yı-
hnda a>nlacak olan Abbado'nun yerine
Simon Rattle' ın geçeceğı söylentileri do-
laşıyor. Birmingham Senfoni'nin ulus-
lararası alanda önemli bir yer edinmesi-
ni sağlayan Rattle yöneteceği orkestra-
lan seçerken dikkatli davranıyor. Rattle,
önümüzdeki sezon Glynderbourne'da FV
detiooperasmı, Salzburg'da Rameaunun
az sahnelenenLesBorades'ıni.Amster-
dam'da Tristan ve tsolde'yi yönetecek.
Ranle, sanata ve müziğe olan tutku-
su sayesinde büyük işler başardı Bir-
mingham'da. En azından insanlann sa-
natı daha fazla önemsemesini sagladı.
Sanat ve müzik eğitimi konusunda da
oldukça hırsh olan Rattle,bu konuda bü-
yük savaşlar verdi. Çizdigi özgür insan
portresiyle Thatcher döneminin müzik
eğitimini eleştirdi: bu konuda bir şeyler
yapılması gerektiği konusunu gündeme
getirdi. Birmingham Senfoni Orkestra-
sı ile dünyanın çeşitli yerlerine nırneler
düzenleyerek CD kayıtlan gerçekleştir-
di. Bundan 20 yıl önce orkestra iki yıl-
da bir yurtdışına turneler düzenlerken
bu yıl içinde Birmingham Senfoni Or-
kestrası üç kıtada 42 konser veTdi.
Bu başanmn altındaki ismin Simon
Rattle olduğu konusunda herkes hemfi-
kir. Birmingham Sanat Araştırmaları
Merkezı'nirı yöneticisi PsulKavnes, yap-
tsğı açıklamada. Rattle'ın Birmingham'ın
kötü imajını yıktığını vurgulayarak, "Bu
şehirde sanata verilen önemin artmasmı
sağladı" diyor.
Rattle, 1980 yılında Birmingham Or-
kestrası'nageldiğinde henüz 25 yaşmday-
dı. 1955 yılında Liverpool'da doğan ün-
lü sef, üstün yetenekli çocuklarkapsamın-
da eğitim gördü. John Player şeflik ya-
nşmasında birincilik ödülünü aldıktan
sonra ise BBC tskoçya Senfoni, Bour-
nemouth Senfoni gibi önemli tngılız or-
kestralannı yönetti. Daha sonra Birming-
ham Orkestrası'na geldi. Buraya geldi-
ğinde ise genç yetenekleri ön plana çı-
kararak orkestranın eskimiş repertuvan-
nı yeniledi. Kısacası başan. başanyı ge-
tirdi. Buson konserle birlikte hem orkest-
raya hem de ızleyıcılere teşekkürlerini su-
nan Rattle. orkestranın dünya çapında
önemli bir yere gelmesinı sağlamakla
kalmayıp orkestra binasının da yenilen-
mesinde büyük bir rol oynadı. Ûnlü şef
1990 yılında Nicholas Mau'un en güç-
lü orkestra yapıtlanndan biri olan Odys-
sey'i kaydettı. 1987'de Birmingham Sen-
foni'nin müzisyenlerinden oluşan Bir-
mingham Çağdaş Müzik Topluluğu'nu
kurarak çeşitli konserler verdi.
dar istiyor. Gerisi yabancı.
- Gürer Aykal'ın beş yıkür tDSO'ya cağnbnama-
sını nasıl açıkbyorsunuz? Kişisel sürtüşmelerin so-
nunda uluslararası ün yapmtş bir şefi nasıl böyle ce-
zalandırabiüraniz?
- Cezalandırmıyoruz. Yaklaşımlan nedeniyle onun-
la birlikte çalışmamak durumu doğdu. Aynca mevzu-
at nedeniyle bizim bütün solist ve şeflerimize ödeye-
bileceğimiz para bellidir. Gürer Aykal ise Ameri-
ka'dan uçak bvleti istedi. Bizim verebileceğimiz An-
kara-tstanbul-Ankarabileti. Bütün şef vepolislerimiz
aradaki farkı kendi ödüyor. Bunu iki defa üst üste so-
run etti ve konsere gelmedi.
- Bu mevsimin yabancı şefleriise, geneüikkartıkai-
leden sayılan. önceden denenmiş kişiler: Altschuler 6
konser. Galati 3 konser. Stmgala 2 konser yönetecek.
Esher, Aslanov. Abullayef, Greenvvood, Baiiz, hep ön-
ceden biküğimiz şefler. Aralannda Hward Griffıths
neden yok?
- Griffıths'in zamanı uymadı bu yıl. Altı hafta,
üçer haftalık üst üste olmak üzere Altschuller'e çok
konser verildi. Çünkü iyi bir şef. Bizi gerilime sok-
muyor. onunla çok rahat ediyoruz. Geçen yıl dört
konser yönetti. Bu orkestranın da Türkiye'deki diğer
orkestralar gibi bir ekolü yok. Gerek çalgıcı açısın-
dan, gerek sanatsal, müzikal konsepti sağlamak için
uzun süreli bir sanat yönetmeni gerekiyor. Bizim or-
kestramızda genel sanat yönetmeni hem bilfıil yok,
hem de yasal olarak yok. Biz de ekolü olan bir şefle
biraz daha uzun süre çalışırsak, ki bu adam oturmuş
bir Rus ekolüne sahip, iyi olacak diye düşündük.
Diğer yabancı şeflere gelince, Dimitriev, Lening-
rad Filarmoni'nin birinci şefı. Altschuller de onun yar-
dımcısı Domarkas, 84'ten beri gelmeyen birbaşka Rus
şef Pollitt geçen yıl Potemkin Zırhlısı'nın film eşli-
ğini yönetmişti bizimle. Erich Binder hem Viyana
Senfoni'nin başkemancısı, hem de solistlik yapıyor.
- Keşke bir de Türk bestecileri haftası düzenlensey-
di! Türk bestecilerinden Taviktğlu'nun klarinet kon-
çertosu ve Erkin'in keman konçertosu (ki konser
dinleyicilerinin hiç yabancısı olmayan bu >apıtlar
orke^ratarafindandeğildesolistlertarafindanseçflmiş)
dışında tek bir ses yok. Cstelik Cumhuriyet'in 75. yv
h kuüanırken hiç değilse genç kuşak Türk bestecile-
rinden bir demet sunulsaydı!
Türk eseri çalınınca hasılat düşüyor. Aynca onla-
nn eserlerine çok yüksek telif ödemek gerekiyor. Say-
gun'un, Erkin'in haklan yabancılara satılmış. Genç-
lerden de kimse başvurma-
mış eserinin çalınması için.
Özel bir karşı tutumumuz
yok.
- 29 konser saydım yıl bo-
yunca. Ciddi müzign dışın-
da caz, hafif müzik ve Türk
müziğineyöneiikprogramlar
davar. DukeElington'ı, Mü-
nir Nurettin Selçuk'u anma,
Banş Manço ile çocuk kon-
seri ve TRT Caz ve Müzik
Orkestrası ile bahar konseri
gibL Bu programlaıia deği-
şik kesimden dinleyici çek-
mek amacını mı güdüyorsu-
nuz. yoksa orkestramızçeşit-
limüzikleriçalabilirmidiyor-
sunuz?
- Hayır, bunu demiyo-
ruz. Ama klasik müzik ka-
taloglannda bu yıl ölüm-
doğum yıldönümleri anıla-
caklann arasında Duke
Elington da var. Biz de an-
mayalım mı?
- Anma konserleri içine
ölümünün ilk yılında Zehra
Yıkiız'ı ve Cengiz Tanç'ı an-
ma konserleri yapdabilirdL
Ne de olsa Zehra bu orkest-
raya çok solistlik yapü. Tanç
ise nice üyesinin hocası ve
önemli bir bestecimiz.
- Daha geç değil, yıl için-
de bazı konserleri onlann
adına adayabilıriz.
-Birdeyurtdışıtumekrso-
runu var. Kaç yıldır bu konu-
da İDSO talihsizükler yaşa-
makta. Nedir önemi bu tur-
nelerin?
- Yönetmelikte şöyle bir
madde var: "Senfoniorkest-
rabnyurliçindeveyurtdışm-
daobnaküzereçeşitli konser-
ler verir. Abonman konser-
leri, gefir konserleri ünh'er-
siteve eğitim konserleri, ola-
ğanüstü konserler,yılhkprog-
ramın dışında konserler ve-
rir» Müzik şenlikleri kon-
seıieri,festilaDergibi yurtdı-
şı konserieri çoksesU Türk
sanat mü/iğini ve sanatçüa-
nnı yabancı ülkelerde tanıt-
mak, milleder arası müzik
eserierindebir orkestramızın
kra gücünügöstermekve bu
yoldaorkestramızın kariyer
yapmasuu sağlamak ama-
cryla verilen konserlerdir.''
Evet, dört yıldır dış tumeler
için programlar yapılıyor,
salonlarkiralanıyor. festival
programına adımız yazılı-
yor, havayollanndan indirim
sağlanıyor. Kültür Bakanlı-
ğı'nın ön onayı alımyor ve
son dakikada son onayı alı-
namıyor. Şimdi gelen bir
faksta bu konudabasına açık-
lama yapmamız men edil-
miş durumda.
- Sonuçta her şey bütçe so-
rununagetipdayanıyordese-
nize.
- Evet, futbolda bir kişinin
transfer parasıyla kaç mev-
sim konser yapılabilir!
* Çaykovski'nin tamam-
lanmış 6 senfonisi vardır. Bu
senfoniye 1891'debaşlayan
besteci ilk bölümü piyano
konçertosu halinde yazmış
ve bir kenara bırakmış.
1893'te ölümünden sonra
Tanayef taslaklara uyarak
Andante ve Finalbölümlerini
eklemiş.
LJoğa
Akdeniz
Kültür ve
Sanat Vakfı,
Ege'de ilk
festivalini
düzenliyor.
Ege, Amfor
Müzik
Festivali
sayesinde
usta
müzikçileri
kendi
tarihiyle
buluşturan
evrensel
nitelikli ilk
müzik
şenliğine
tanık
olmaktadır.
BiHşim
1
98 Asia Minor'le
başbyor
• Kıilrür Servisi - Likom Grup'un sponsorluğunda
düzenlenen Bilişim '98 bugün saat 20.30"da Asia
Minor'un vereceği konserle başlıyor. Kâmil Erdem,
Tahir Aydoğdu, Yahya Dai, Turay Dinleyen ve
Zafer Gerdanh'dan oluşan Asia Minor'un amacı
geleneksel müziğimizin kendine özgü ritmik ve
melodik özelliklerini, yapısına aykın düşmeyen bir
çokseslilikle ve caz disiplini içinde işleyerek
çağdaş bir müzik sunmak.
tnsancıl'ın eylül sayısı çıktı
• Kültür Servisi - Aylık kültür sanat aergisi
İnsancıl'ın eylül sayısı yayımlandı. Yeni sayıda,
Afşar Timuçin'in 'ŞenOlasın Halep Şehri",
M.Sabit Çalışkan'ın 'Şiinmizde İki Çizgi ve Bir
Tartışma', Kemal Özer'in "İkinci Yeni'den
Toplumcu Şiire', Berrin Taş'ın "Insanileşme
Sürecinde Kadın Erkek Sorunu', Nuray Sancar'ın
'Banş, Savaşın Öteki Araçlarla Devamı". Adviye
Azmaz'm 'Kentleşmenin Neresindeyiz?',
M.Bayram Mısır'ın 'Türk Madenleşmesi Üzerine
Notlar', Gülnihal Küken'in İslam Dünyasında
Materyalizm'. Adnan Özyalçıner'in 'Tarihin
Işıldağı', Temel Demirer'in 'Unutulanlann Kirli
Savaşa Isyanı', Sener Acim'in 'Temel Eğitimde
Müziğin ve Sanatın Yeri", Ruşen Hakkı'nın
'Günler-Kitaplar-Dergiler', Bülent Habora'nın
'Palmiye Altı', M.D. Gösteren'in 'Sennur Sezer'in
Metinleri Üstüne", Cengiz Gündoğdu'nun 'Yıldız
Güncesi" adlı yazılanyla, Hüseyin Bul'un 'Şıddetli
Sevgi' adlı öyküsü, ayrıca Ali Ersın Günçe'nin,
Mehlike Başer'in. Mayakovvski'nin. Ayhan
Ergün'ün, Bahrettin Çiloğlu'nun. Asım Gönen'in,
Öztürk Tatar'm, İ.Kemal Karadayf nın, Mustafa
Göksoy'un şiirleri ve Yenigün müzik grubuyla
yapılan bir söyleşi de yer alıyor.
Akbank Oda Orkestpası'ndan
75. yıl konseri
• Kültür Servisi -
Akbank Oda
Orkestrası, sezonun ilk
konserini Cem Mansur
yönetiminde
Başbakanlığın
desteğiyle Ankara
Atatürk Orman
Çiftliği'nde
düzenlenen
'Cumhuriyetin 75.
Yıldönümü
Karnavah'nda
verecek. Eski Tekel
Bira Fabrikası'nda
düzenlenecek konsere
solist olarak keman
sanatçısı Hakan
Şensoy ve gıtanst
Ahmet Kanneci
katılıyor. Konserde, Handel ve Vivaldi'nin
yapıtlanndan örnekler sunulacak.
Solak müzisyenlere piyano
• AMSTERDAM (.\.\) - Hollanda'da piyano
üretimi yapan 'Poletti en Tuinman' adlı kuruluş
solak müzisyenler için piyano üretti.
tngiliz solak piyanist Christopher Seed için
üretilen ilk piyano bu hafta içinde sanatçıya
teslim edilecek. Piyanoda. klasik
yöntemin aksine kalın sesler sag tarafta.
ince sesler sol tarafta yer alıyor. Seed, Hollanda
yapımı solak piyano ile ilk konserini
önümüzdeki şubat ayında Londra'dakı Çmeen
Elizabeth Hall'da verecek.
Osman Seden vefat etti
I Kültür Servisi - Sınema yönetmeni Osman F.
Seden. bir süredir tedavı görmekte olduğu prostat
kanseri nedeniyle dün tstanbul'da öldüTürk sinema
tarihinin ilk yapımcılanndan ve ilk film şirketi
sahibi Kemal Seden'in oğlu olan Osman F. Seden
1925 yılında lstanbul'da doğdu. Alman Lisesi ve
Hukuk Fakültesi'nde öğrenim gördü. 1950'li yıllann
başında yeniden faaliyete geçen Kemal Film
Şirketi'nin yönetimini üstlenen Seden, böylece
yapımcılığa başladı. Senaryo çalışmalannın
ardından 1955'te 'Kanlanyla Ödediler' filmiyle
yönetmenliğe başladı. Öncelen yapımcılığmı
üstlendiği Lütfü Ö Akat fılmlerinin etkisiyle, büyük
kenti anlatan çalışmalara, sonra da Zeki Müren'li
filmlere yöneldi. 19601ı yıllardan başlayarak 'Cilab
lbo' güldürülerinden kalabahk kadrolu, Amerikan
tarzı salon fılmlerine değin
çeşitli türlerde ürün verdi.
1990'hyıllardaÇahkuşu,
Yeniden Doğmak ve tki Kız |
Kardeş gibi T\' dizilerine
ağırlık verdi. Ardında 136
film bırakan Seden,
50'lerin ikinci yansında
Kanlanyla Ödediler,
Düşman Yollan Kesti,
Gurbet, 60'larda Aşktan da
Üstün, Namus Uğruna,
Ayşecik Yavru Melek,
Cilalı lbo Rüyalar Aleminde. Affetmeyen Kadın,
Kenann Dilberi, Meleklerin lntikamı. Hicran
Gecesi. lngiliz Kemal'in Oğlu, 1970'lerde Cilalı lbo
Avrupa'da. Mazi Kalbimde Bir Yaradır. New Yorklu
Kız, Tann Şahidimdir. Gazi Kadın Nene Hatun,
Gurbetçiler, Rabia. Yaban. Beş Milyoncuk Borç
Verir misin, Güler misin Ağlar mısın, Devlerin
Aşkı, Her Gönülde Bir Aslan Yatar, Nereye Bakıyor
Bu Adamlar, Inek Şaban, İyi Aile Çocuğu, Vahşi
Gelin, Yüz Numaralı Adam. Bekçiler Kralı.
Dokunmayın Şabanıma, 1980'lerde Beddua, Ben
Topraktan Bir Canım. Beş Parasız Adam. Durdurun
Dünyayı, Aşklann En Giizeli. Görgüsüzler.
Yakılacak Kadın. Kördüğüm. Gecelerin Kadını,
Damga, Karanfilli Naciye, Yabancı, Tele Kızlar,
Akrep, Suçlu adlı filmlere imza attı. Seden'in
cenazesi yann Beyoğlu Ayhan Işık Sokak'tan
başlayacak yürüyüşün ardından Atatürk Kültür
Merkezi'ne getirilecek ve burada Seden için bir
tören düzenlenecek. Seden daha sonra Teşvikiye
Camii'nde kılınacak namazı takiben Zincirlikuyu
Mezarlığı'nda toprağa verilecek.