23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13EYLUL1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Eğitim sistemi yeniden düzenlenmeli' • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - ICnkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üvesi Yrd. Doç. Dr. Yİiksel Özden. üniversiteye giriş sınavında yapılan değişikliğin yeterli olmayacağını savunarak " Sorunlar. teknik aynntılarla uğraşmak yerine tüm eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesiyle aşılır" dedi. Kiirtlerden PKK'ye tepki • ANKARA (AA)- Güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlarda lider kadronun yakalanmasından sonra çıkmaza girerek sözde ateşkes ilan eden böliicü örgütün. Kuzey Irak'ta militan kazanmak amacıyla çocuk kaçırma olaylanna kanşması büyük tepkiye yol açtı. Süleymaniye şehrinde K.ürt aileler tarafından dağıtılan bildiride, uluslararası kamuoyu ve insan haklan kuruluşlanna "acil yardım" çağnsında bulunuldu. Demirel Bilecik'e gidîyor • ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Ertuğrul Gazi'yi Anma törenlenne katılmak üzere, bugün Bilecik'e gidecek. Demirel. Bilecik'te Ertuğrul Gazi Türbesi'ni ziyaret ettikten sonra, 717. Ertuğrul Gazi'yi anma törenlenne katılacak. Salih ve Ömer Musaoğlu llköğretim Okulu'nun açılışını da yapacak olan Cumhurbaşkanı Demirel. aynı gün Ankara'ya dönecek. Cumhurbaşkanı Demirel'in açacağı 16 derslikli ilköğretim okulunda, 420 öğrenci öğtenim görecek. 4 katft " olarak inşa edilen okûV35' milyar liraya mal oldu. Demirel: Karar TBMM'nin işi • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye Seyahat Acentalan Birliği ile Türkiye Otelciler Birliği heyetlerini kabulünden sonra gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Seçimin ertelenmesi konusundaki tartışmalara ilişkin sorular üzerine seçim karannı TBMM'nin aldığını anımsatan Demirel, "Bu kadar büyük bir ittifakla TBMM uzun bir zamandır böyle bir karar almadı. Bu karann değişmesi lazımsa yine bu TBMM'nin işidir. Seçim nasıl olsa yapılacak" dedi. Motorine zam • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Motorin pompa fiyatlan yüzde 3 oranında arttınldı. Buna göre Ankara'da motorinin litre fıyatı 121 bin 700 liradan 124 bin 700 liraya. Istanbul'da 121 bin 800 liradan 125 bin 400 liraya. Izmir'de 120 bin 600 liradan 124 bin 200 liraya yükseltildi. Diğer illerdeki motorin fiyatlan da rafinerilere uzaklıklarına göre belirlenecek. Dergi toplatıldı • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi 10 Eylül 1998 tarihinde verdiği bir kararla "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle Okyanus Yayıncılık tarafından yayınlanan Eşitlik Özgürlük ve Banş Için De\Tİm Dergisi'nin eylül ayı tarihli 15. sayısını toplattı. Suç duyurusu • İstanbul Haber Servisi -Enerji. Yol, Yapı, Altyapı. Tapu Kadastro Kamu Emekçileri Sendikası İstanbul Şube Başkanı Gürsel Ümit Sever. otoyol gişe çalışanlannın sorunlannı cefalarca yetkililere üettiklerini, ama olumlu tir cevap alamadıklannı telirtti. ADD Başkanı Özden: Türbana esnek yaklaşan Başbakan, anayasayı çiğniyor Ydmaz'a türban uyarısıANKARA (Cumhuriyet Biiro- su)-EmekJi Anayasa Mahkeme- si Başkanı \e ADD Genel Başka- nı Yekta Güngör Özden, üniver- sitelerde türban konusunda ''es- nek yaklaşun" isteyen Başbakan Mesut Yümaz'ın anayasayı çiğ- nediğini söyledi. Üniversitelerin "şeriat karar- gâhına" dönüştürülmek istendi- ğini vurgulayan Özden, "Hukuk bir kez daha siyasallaşünldı, oysa siyaset hukuksallaştınlmaJıdır" dedi. Türkiye Barolar Birliği Ge- nel Başkanı Eralp Özgen de "Türban konusundaki yargı ka- rarlanna önce Başbakan'uı ken- disi uymahdır" dedi. Cumhuriyefin sorulannı ya- nıtlayan Özden, Başbakan Ytl- maz'ın türbana ılımlı yaklaşılma- sını isteyen sözlerinin "düşkuık- hğı" yarattığını belirtti. 28 Şubat 1997'de yapılan MGK. toplantı- sından sonra gericiliğe karşı ön- lem alacaklannı öncelikle ve ağır- lıkla ortaya koyan bir başbakanın, üniversiteleri güç duruma düşüre- cek konuşmasını yakışıksız bul- duğunu vurgulayan Özden, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Bu, bir başbakanın söyleyece- ği söz olmamalıdır. Hukuk devle- tinde devleü'n işlerliğini sağlaya- cak hükümetin başı olarakhukuk kurailanna uygun davranmak ve örnek olacak bir özen ve duyariık göstermek zorundadır. Anayasa Mahkemesi karaıian \asama,>ü- riitme ve vargı organlarını. idare makanılannı. gerçek \e tüzel kişi- leri bağiar. Bu karariara karşın üniversiteleri zor duruma diişii- recek biçimde sözler edilmesi hıı- kuku ve anayasayı çiğnemek de- mektir." Türbanm siyasi getirisinin Baş- bakan Yılmaz'ın genel başkanı olduğu ANAP'a değil. başka si- yasi partilere gideceğini ka\de- den Özden. "Bir hukuk devletin- dc dinsel inanç gereği uvgulama lapılamaz. Devlet tüm inançlar yönünden saygüı ve yansızük gös- teren bir kurumdur. O zaman Musevi dininin gerekleri, Hıristi- van dininin gerekleri ve başka inançlann gerekleri gündeme ge- lir. Bunlarda Anavasa Mahkeme- si karariannın iptal ve yorumlu ret kararian gö/ önüne alındığm- da üniversitelerde bulunmaması gereken durunı ve olgulardır" gö- rüşünü dile getirdı. Özden. Yılmaz'ın oy beklenti- siyle vaptığı açıklatnanın huku- kun siyasete feda edilmesi demek olduğunu. hukukun siyasallaştı- Sezgin: Türban simge olmaz 'Başörtüsüne karşı değiliz' tstanbul Haber Servisi - Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin. başörtüsüne değil. başörtüsünün "türban" olarak simgeleştirilmesine karşı olduklannı belirterek "tşte o zaman yasalann gereği yerine getirilir. Başbakan da. biz de başörtüsünü bu anlamda değerlendiriyoruz" dedi. İsmet Sezgin dün tstanbul'da çeşitlı açılış ve törenlerekatıldı. Sezgin ilk olarak Milli Savunma Bakanlığı İç Tedarik Bölge Başkanlığı'naTSE-EN ISO 9000 belgesi verme ve Kimyaevi'nin açılış törenlerinde bulundu. Başbakan Mesut Yümaz'ın İsrail \e Ürdün gezisinin bölge istilcrannı ve banşı sağlamayı amaçlayan bir gezi olduğunu belireterek "Yapılan anlaşmalar hiçbir devlete karşı değildir. Neden komşulanmız bundan tedirginlik duyar. onu anlamak nıünıkün değil" dedi. İsmet Sezgin, bir gazetecinin Başbakan Yılmaz'ın tsrail gezisı sonrası Türkiye karşıtı bir blok oluştuğunu belirtmesi üzerine Sezgin şunlan söyledi: "BuMokyeni değil. Bu bir şer bloku. Yunanistan. Ermenistan, tran'a kadar uzanan bir blok. Sayın Başbakan 'uı Ürdün ve tsrail gezisiv le hiçbir ilgjsi yok. israil'le yapılan anlaşmalar eğitim, koruma. kurtarma ve araşürmayla ilgüi anlaşmalardır. Bu anlaşmalan sadece biz değiL pek çok Arap ülkesi de yaptL Yani her türlü menzilli füzeierin yapunı için çahşacaksmız, kimyasal ve kitle imha silahlan üreteceksiniz, sonra iki komşu ülkenin eğitim anlaşmasına karşı çıkacaksınız. Bu aklın kurailanna a> kıdır. dostiuğa. komşuluğa aykıdır." Başbakan Yılmaz'ın türban konusundaki son açıklamalannı değerlendirmesi istenilen İsmet Sezgin şöyle belirtti: "Başörtüsünü türban olarak, simge olarak kuilanırsaıuz, beürli siyasi akım. siyasi görüş ve siyasi partinin simgesi, sembolü, propaganda aracı olarak kuUanırsanız hepimiz karşı çıkanz. Türkiye'de yasa, yönetmelik ve tüzükler var. Herkes bunlara uymak zorundadır. Kimse başörtüsüne karşı değildir. Ama siz onu bir simge halinc getirirseniz, elbette yasalann gereği yerine getirilir." Sezgin daha sonra partisinin Eyüp ilçesine bağlı Göktürk Beldesi'ndeki binasını. Küçükçekmece Sümer Holding mağazasım ve Küçükçekmece Belediyesi tarafından yaptınlan "75. yıl Cumhuriyet Köprüsü"nü de hizmete açtı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART İskenderun'da FP Kadın Komisyonu'na erkek başkan atandı. \ Perinçek: CHP hükümetegirsinİstanbul HaberServisi-İşçıPartisi(İP) Ge- nel Başkanı Doğu Perinçek. CHP'nin zaman yitirmeden hükümete girmesi ve DSP'nin bu yöndeki yaklaşımına olumlu yanıt vermesi gerektiğini vurguladı. Perinçek, soldabirgüç- birliği oluşturulana dek 18 Nisan'da yapılma- sı planlanan seçimlerin ertelenmesini istiye- rek "Cumhuriyet'in bir ordusu var. Karşısı- na da bir Cumhuriyet hükümeti çıkarmakge- rekiyor" dedi. İP'nin iki günlük Parti Meclisi toplantısı dün Mecıdiyeköy Kültür Merkezi'nde başla- dı. Toplantının açış konuşmasını yapan Do- ğu Pennçek. sol içinde kimilerinin cepheleş- meden ürktüğünü. ancak bunun kaçınılmaz olduğunu belirtti. Saflann berraklaştığını vur- gulayan Perinçek. cepheleri birbirinden ayı- ran hattın 28 Şubat"tan geçtiğini kaydetti. Pe- rinçek; DYP, FP. DP. YDP. ODP. HADEP ve EMEP'in bugün yaptığı ordu düşmanlığının 31 Mart. Kurtuluş Savaşı \e 27 Mavıs 1960'taki ordu düşmanlığıyla bir olduğunu söyledi. Ekim ayında üniversitelerin açılmasıvla birlikte "türban bahaneli gerici kalkışmanın" da yeniden sahneye konacağına dikkat çeken Perinçek. "Arbkzaman kalmamıştır. Cumhu- rivet devriminin meclisini ve hükümetini va- ratmak gerekivor. DSP, CHP ve İP biriikte se- çime girmelilerdir. Atatürk'ten bize kalan Al- tı Ok Programı bu birieşmenin zeminidir" de- di. Perinçek. cumhuriyet devrimi hükümeti- nin kurulması için somut önerilerde bulana- rak sözlerine şö\le de\am etti: "CHP, zaman vitirmeden bugünkü hükü- mete girmelidir. Ecevit'in bu v öndeki yaklaşı- mına olumlu yanıt vermelidir. CHP, bu hükü- metin irticayla u/laşmasını ve ekonomi politi- kasuu eleştirivorsa, hükümete katılıp sol ka- nadın etkisini güçlendirmelidir. CHP, hükü- mete girmekle DSP'vle arasındaki buzlarm da çözülmesine katkıda bulunacaktır.*' nlması yerine siyasetin hukuksal- laştmlması gerektiğini söyledi. Özden, şöyle devam etti: "Laikliğe göstermeleri gereken özenin bin mislini şeriata gösteri- yoriar. Devlet sokağa ve eve zaten kanşmıyor. Cniversite de bir dev- let kurumudur. Bu organlarda dinsel gereklerdeğiL hukuksal ge- rekler uvgularur. Danıştay, Ana- yasa Mahkemesi, Avnıpa İnsan Haklan Mahkemesi kararian, bi- limsel gerekler ortadayken kimi yazariann eski ırkçüıklanm, veni şeriatçı şakşakçüıklannı dikkate alarak sözde sosvologlann tutum- lanyla gündemde tutmak müm- kün değildir. İnanç adı al- tında üniversiteleri şeriat karargâhı dunımuna düşü- receklerdir, bunu görmez- likten gelmenin olanağı yoktur. Politikacılar çok uzağı görmeleri gereken in- sanlardır, bunlar yannı gö- remiyoriar." ^ÖK Başkanı değü' Özden. Başbakan'ın YÖK Başkanı olmadığına dikkat çekerek Yılmaz'ın açıklamalannın YÖfC'ü ve üniversiteleri güç duruma düşürdüğünü söyledi. Öz- den, şeriatçı basının Prof. Dr. Türkân Saylan'ı hedef göstermesiyle ilgili soru üzerine, "Devlet yetkilüeri, .vurttaşın güvenb'ğini sağla- mak zorundaysalar. bu gö- revlerini hatırlıyorlarsa. sapkın yavinlann, saplanö- lı yavınlann hedefgösterdi- ği insanlann güvcnJiğini sağlamahdır. Ben burada cumhuriyet savcısı meslek- taşlanmı göreve çağınyo- rum" dedi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yaşar Dedelek ise, dün düzenle- diği basın toplantısında, türban sorununun daha ön- ceki yıllarda olduğu gibi çözülebileceğini söyledi. Bugün cumhuriyet havarisi kesilenlerin bir yıl önce ka- patılan RP'nin Genel Baş- kanı NecmettinErbakan'ın başbakanlığı döneminde seslerini çıkarmadıklannı savunan Dedelek, "Rektör- lerimiz o zaman da aynı gö- revdeydiler. Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ni o zaman ni- çin bugünkü gibi yorumla- madılar? Rektörlerimize, geçmişteki uygulamalarrvia bugünkü uygulamalannı karşılaşbrarak bir karar vermelerini tavsiye edivo- nız. Devlet memurlan Kılık Kıyafet ^ önetmeliği'ne uy- mak zorundaduiar. Ancak öğrenciler bilgj müşterisi- dir. Bu konuda esnekdavra- nılmah" dedi. O^en'den tepki Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Eralp Öz- gen. Başbakan Mesut Yü- maz'ın önceki gün türban- la ilgili açıklamasını sert bir dille eleştirdi. Türkiye Ga- zeteciler Sendikası'nın (T- GS) Basın Sarayı'ndaki Burhan Felek Konferans Salonu'nda dün gerçekleş- tirilen 15. Dönem Ölağan Genel Kurulu'nunaçılışına katılan Özgen, "Türban konusundakiyargı kararia- nna önce Başbakan'm kert- disi uymahdır. Sayın Yü- maz istediğini düşünebilir, bunlar kendisinin şahsi kanaaderidir. Biz buna say- gı duyanz. Ancak vargı kararian karşısında uyma zorunluluğu vardır" dedi. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (h posta. cumhuriyet. com. tr Gün boyu birkaç kez bizim yazıişleri masasının çevresinde dolandıktan sonra akşam eve gelince televizyonda haber iz- lemenin pek tadı kalmıyor. Bir filmi ikinci kez seyretmek gibi bir şeyyani... Perşembe akşamı, karım ATV'nin anahaber bültenini iz- lerken ben kitap okuyordum. O yüzden haberin başını kaçırdım. Ama fark ettikten hemen sonra da önce kulak sonra göz-kulak kesildim. Amaniiiin, bir sıkı gazeteci, bir sıkı haber yakalamış. Adalet Ba- kanlığı'nın yargı ve infaz perso- neli için hazırladığı eğitim prog- ramı genelgesini ele geçirmiş. Kimbilir o haberi ele geçirmek için ne kadar terlemiş, o genel- geyi kendisine iletecek yürekli bir kişiyi bulmak için ne diller dökmüştür. Kıskançlıktan çatla- yacak gibi oldum ve haberi so- nuna kadar izledim. Hele bir ha- pishane gardiyanının, parmağı- nı dudaklarına götürerek "Şışşşşşş" deyişindeki ince mi- zaha bayıldım. Haberin sonun- Dereden, Tepeden da bu sıkı gazeteci zatın adı da seyirciye iletildi; "6//OğuzHak- sever haberi izlediniz" dendi. Bu sıkı gazetecinin adını da öğ- renince tabii çok mutlu olduk. Baksanıza "hak sever"m\ş. Bir desevmeseydi... Gerçi bizim CumAîunyef'teki kimi bozguncular, "Abi, ATV'nin perşembe akşamı yayımladığı o haber, perşembe sabahı bizim birinci sayfada çıkan habere ne kadaröenz/yordu "dediler, ama ben kulak asmadım. "Haber, habere benzer" deyip hepsini tersledirn. • • • Cebir dersinde yazılı varmış. tembelin biri çalışkan bir öğren- cinin yanına oturmuş. Gözucuy- la onun kâğıdına baka baka ya- zılıyı tamamlamış. Sınav kâğıdı- nı teslim edip çıktıktan sonra bahçede kâğıdından kopya çektiği arkadaşıyla dalgasını geçmiş. - Ulan keriz, demiş. Senin kâ- ğıdını olduğu gibi geçirdım be- nim kâğıda. Ustelik sen bütün sekizleri yatık yazmıştın. Ben hepsini dıkleştırdim..." Fıkranın devamında "keriz" arkadaş, "O senin yatık sekiz dediğin, cebirde sonsuz işare- tidir" demiş mi dememiş mi bi- lemiyorum. • • • Haydi şu pazar sabahında bir fıkra daha. Eskidir ama bugü- nün Rusya'sına. hele eski ko- münist, yeni Başbakan Prima- kov'a iyice uyuyor. Primakov, başbakan olduk- tan sonra Amerika'ya gitmiş ve Clinton'la buluşmuş. Clinton, yoksul düşmüş, ekonomisi çök- müş teknolojisi çok gerilerde kalmış Rusya'nın başbakanına övünmüş. - Biz demiş, teknolojide artık harikalaryaratıyoruz. Örneğın ı- ki gün önce Amerikalı bir dok- tor, bir tıp bilgini ölüleri diriltme- yi başardı... Primakov kıskanmış. Ama altta kalmak da istememiş: - Tebrık ederim. demiş. Biz bugünlerde teknikte birazzorta- nıyoruz ama sporculanmız hâlâ dünyanın en iyıleri. Örneğin biz- de bir atlet var, 100 metreyi 5 sanıyede koşuyor. Clinton biraz bozulmuş, Pri- makov ise altta kalmadığı için hoşnut; vedalaşırken Primakov, Clinton'ı "idae-i ziyaret" için Rusya'ya davet etmiş, gelece- ğine ilişkin söz almış ve ülkesi- ne dönmüş. Bir süre sonra Clinton, tele- fonlaPrimakov'uaramış. "Önü- müzdeki hafta geliyorum. Gelir- ken bizim ölü dirilten doktoru da getiriyorum. Sen de 100 metreyi beş sanıyede koşan at- letı hazır et" demiş. Primakov'da şafak atmış. Ezi- le büzüle Duma'daki aklı eren- lere gitmiş. Ettiği haltı anlatmış. Ölü dirilten doktorun geleceği- ni, bu durumda kendisinin de 100 metreyi beş saniyede koşa- bilecek bir atlet bulması gerek- tiğini söylemiş. Duma'nın görmüş geçirmiş, "eski ve hâlâ" komünistlerinden biri, "Dertetmeyoldaş", demiş. "Çözeriz bu sorunu". Primakov'un gözleri umutla parfamış: - Aman, demiş. Aman ki a- man. Kuzum hemen söyle, na- sıl çözeceğiz bu işi? Yaşlı komünist omuz silkmiş: - Bak Primakov yoldaş de- miş. Şimdi Clinton bu ölü diril- ten doktoru getirdiğinde önce doğru Lenin'/n mezan başına gidenz. Doktora "Haydi bakalım göster marifetini, dirilt Lenin'i" deriz. Dihltemezse sorun yok. Yok becerir de Lenin'i diriltir- se... Primakov şaşkın sormuş: - Eeee?.. N'olur Lenin'i diril- tirse?.. Öteki gülmüş: - Hiiiiç, demiş.A/e olacak, Le- nin dirilir de mezanndan doğru- lursa sen nasıl olsa yüz metreyi beş saniyede koşarsın Prima- kovyoldaş!.. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Eylül Birgenç kadın, Ida Dağı eteklerinde İyonya ma- visini yudumluyor; bir çocuk kendi evreniyle hesap- laşıyor; bir genç adam yitirilmiş sevdaları toplu- yorkıyıda... Işıklar sönüyor, karanlığın içinde umutsuzluk be- liriyor... Sonbahar şafağında uzanıyor ellerin gölge yığın- larının üzerine... Eylül hüznün adı oluyor, eylül sevdanın adresiy- le buluşuyor... Gözlerin birçığlık... Ellerin bir beyaz güvercin... Hani unutulmuş bir akşamda başlamıştı her şey; hani solmuş çiçekler sana yitirilen mevsimleri anımsatırdı!.. Bir su yürüdü bilinmeyen tutkuya doğru... Gözlerini açtın, gözlerini kapadın... Yıldızlar yuvalanna çekildiğinde sen neler hisset- tin haydi anlat bana!.. Bir eylül hüznünde sevdanın adresini söyle!.. Henri De Regnier ın Paul Verlaine nın çıplak dilberleriyle oyalan; Gaussou Diavara'yla eflatun bir aşkın gizemli yağmurlarını ara... Anımsamanda yarar var: Yıldızsız bir gecede eski bir gramofondan adsız kentlerin şarkıları yükselirken Juan Roman Jime- nez'in sesi duyulmuştu... Bir sevdayla kör olmuştu gökyüzü... Hıçkıra hıçkıra ağlamıştın!.. O zaman adsız kentlerin çığlık çığlığa ayaklan- dığını hissetmiştim!.. Uykuların derinliğinde kaybolan umutları arama- ya koyulmuştum!.. Gördüm ki çelikten kelebeklerin kanatları çoktan kmlmıştı; çocuklar savaş sonrası açlığın içinde bir deri bir kemik kalmıştı... Portakal yüklü yelkenlileri anımsa!.. Rafael Alberti nın sesinin rüzgârla buluştuğunu, umutların yok oluşunu düşün... Sakın çevirme gözlerini yukarıya; gökyüzü, ma- viler bizeyasak!.. Nicolas Guillen'in direnci, hınzır bir gülümse- meyle peşimize takılan maskeli adamlar... Eylül artık bize göre değil, tüm sonbahar öyküle- ri yalan!.. Işte hükümet bildirisi, nhtımda avlanmak yasak! Süngülü askerler kuşatmış çevremizi, gençler izlen- medesokaklarda!.. Kitaplar suç unsuru, gazeteler dergiler yasak!.. Şopen Sokağı'nda 12 Eylüllerde ınsanlar kurşu- na diziliyor; kayıp yakınları tutuklanıyor... Varşova Meydanı'ndayım, gözlerimle görüyo- rumyaşananları... Sen Assos'ta biraz daha oyalan, dönüşte Tro- ya'da eski savaşlan hatırla... • • • Işıklar sönüyor, karanlığın içinde umutsuzluk be- liriyor... Eyfel Kulesi sana neyi anımsatıyor? Eski Yunan'da, Roma'da bıkmışsın yaşamak- tan; Guillaume Apollinaire'nin gök ulumasına hıç aldınş etmeden yürüyorsun sokaklarda... Belki Prag dolaylarında bir hanın bahçesinde tek başınasın; belki coşkun alevlerle çevrili Notre Da- me'a bakıyorsun... Şimdi kıyısındasın Akdeniz'in, lyonya'yı çoktan unutmuşsun, tüm yıl çiçek açan limon ağaçlannm altındasın... Sence sevgi, hüzün, sevda nedir? Paris'tesin sorgu yargıcının karşısında; bircani gi- bi tutuklusun!.. Acı ve neşeli geziler yaptın; farkına varmadan ön- ce yalanın ve yaşın; aşk çekmiştin yirmisinde ve otuzunda; bir çılgın gibi yaşadın ve vaktıni kaybet- tin... Bak şimdi gülüşünün kıvılcımları yaldızla boyuyor, derinliklerinı yaşamının... Şimdi yürüyorsun Paris'te tek başına kalabalık arasında, acısı aşkın; sıkıyor boğazını... Yaşasaydın eski zamanda inan ki girerdin ma- nastıra... Eylül hüznün, eylül kaçışın adı oluyor... işte genç sokak ve sen henüz küçük bir çocuk- sun... Ne olursun hiç büyüme öyle kal!.. Gözlerin birçığlık!.. Ellerin beyaz bir güvercin... • • • Sakın çevirme gözlerini yukanya; gökyüzü. ma- viler bize yasak!.. Yüzyüze duralım; böyle elin elımde kalsın ve ak- sın dursun sonsuz bakışlar dalgalar yorgun argın; köprüsü altında kollarımızın... Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi akıp gidiyor aşklar... Yaşam öyle durgun öyle yavaş ki!.. Ve umut nasıl zorlu nasıl depdeli!.. Günler geçiyor günler haftalar yaman ve dönmü- yor geri, ne çıkıp giden aşklar ne geçen zaman... Seineakıyor. Mirabeau Köprüsü'nün altından .. Sen haykınyorsun gecenin içinden: "Çalsana saat insene ey gece Günler geçiyor bense hep aynı yerde..." Şimdi ise Ren sarhoştur: sularına asma vuran Ren üzerinde gecelerin altına serili; yazı büyüleyen yeşil saçlı perilerden: söz eder ölü bir ses, son ne- fesindeki gibi... Gözlerin birçığlık!.. Ellerin bir beyaz güvercin!.. Sonbahar şafağında uzanıyor ellerim gölge yı- ğınlannın üzerine... Eylül acımasız. eylül hüznün şarkısı... Tüm sonbahar aşkları yalan!.. hikmet.cetinkaya»'cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Dedelek: Çiller böliicü • ANKAR\ (Cumhuriyet) - ANAP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yaşar Dedelek. DYP lıderi Tansıı Çiller'in oy toplavabilmek için başörtüsünü istismar ettiğini belirterek "Kendisini bölücü iian ediyorum. DYP. merkez sağdan uzaklaşmış ve genci ve yobaz parti olarak FP'nin yerini alıyor" dedi. 55. hükümetin Türkiye'yi yeniden istikrara kavuşturduğunu \e >atınm hamlesi başlattığını anlatan Dedelek. ANAP'ın eskisi gibi kentsoylu bir parti olmadıgını kırsal kesımlerde dc ciddi biçimde onaylandığını bildırdi. İmam-hatiplilep azalıyor • KON\A (.\.\) - Konya Milli Eğitim Müdür Vekili Hüseyin Özlük, 1998-1999 öğretim döneminde. ımam- hatip ve Anadolu imam-hatip lisesıne kayıt yaptıran öğrenci sayısında yüzde 60 azalma olduğunu sö> ledi. Özlük, 1997-1998'öğretim döneminde yaklaşık 5 bin öğrencinin kayıt yaptırdığı ımam-hatip liselerinde. bu yıl 2 bin seviyesinde kahndığını belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear