Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 1998 CUMARTESİ
HABERLER
Mahmut Ytldınnı-Yeşü
Saglar: Yeşil
sağ yakalanmalı
• ANKARA (Cumhurivet
Biirosu)- TBMM Susurluk
Komisyonu üyesi. CHP
Jçel Milletvekıli Fikri
Sağlar. Yeşil'in sağ
yakalanması gerektiğini
belirtti. Sağlar. "Eğer
öldürülürse, bilin ki
failleri. suçlannın \e
ilişkilerinin ortaya
çıkmasını
istemeyenlerdir" dedi. Bu
arada, son olarak YeşıTin
Iskenderunda bir e\
kiraladığı ıddiaları da
incelemeye alındı.
ABD
tesislerindeki
gpev
• ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - Türk-lş. Türk
Harb-lş Sendıkasi
tarafından Türk-ABD
ortak savunma tesıslerinde
23 Temmuz'dan bu yana
sürdürülen greve destek
olmak amacıyla yardını
kampanyası başlattı. Tiirk-
İş tarafından üye
sendikalara gönderilen
yazıda, Türk Harb-İş üyesi
l8OOişçinin23
Temmuz'dan bu yana
Adana, Ankara ve
lzmir'deki ortak savunma
tesislerinde grevde
bulunduğu anımsatılarak,
Türk Harb-İş'in tüm iyi
niyetli girişimlerine karşın
grevın bitirilemediği
kaydedildi.
Bayrampaşa
Cezaevi'nde
arama
• İstanbul Haber Servisi -
Bayrampaşa Cezaev i nde.
adi mahkûmlann kaldığı
koğuşlarda dün jandarma
birirolen desteginde, infaz
koruma memurları
tarafından, vaklaşık 6 saat
süresince yapılan genel
aramada. 6 adet cep
telefonu. 250 gram esrar
ile çok sayıda ke^ıci ve
delici alet ele geçirildi.
TRT'nin
dolandınlması
• ANKARA (AA)-TRT
Genel Müdürü Yücel
Yener. TRT'nin sahte
belgeyle dolandınlmasıvla
ilgili olarak. kiıne \e
nereye kadar uzanırsa
uzansın gerekli işlemlerin
ivedilikle yapılacağını.
kurum içerisinde hiçbir
usulsüzlük \e yolsuzluga
kesinlikle göz
yumulmayacağını bildirdi.
Öte yandan. TRT Genel
Müdürlüğü tarafından
Ankara Emniyet
Müdürlüğü'nün
çalışmalanna paralel
olarak dolandırıcılık
olayının \e bu olava adı
kanşan personelin ortaya
çıkanlması için Teftiş
Kurulu Başkanlığı'na
talimat verildiği bildirildi.
Şakir toprağa
verildi
• İstanbul Haber
Merkezi - Geçirdıği
rahatsızlık sonucu
yaşamım yitiren ha\ırse\er
Semiha Şakir. dün törenle
kendisi tarafından
yaptınlan Hacı Bedel
Mustafa Efendi Camii'nde
kıhnan namazın ardından
Karacaahmet
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Cenaze törenine
Sağhk Bakanı Halil
Ibrahım Özsoy. DTP Genel
Başkanı Hüsamettin
Cindoruk. DP Genel
Başkanı Korkut Özal. Valı
Erol Çakır, Emniyet
Müdürü Hasan Özdemir.
İSTEK Vakfı Başkanı
Bedrettin Dalan \e Semiha
Şakir tarafından yaptınlan
yurtlarda kalan çocuklar
katıldı.
Mehmet Havar
gözaltında
• İstanbul Haber Merkezi
- Hollanda'da cezaevinden
helikopterle firar eden
uyuşturucu kaçakçısı Halil
Havar'ın amcasının oğlu
Mehmet Havar, 11 yıl
cezaevinde kaldığı
Fransa'dan tahliye
edildikten sonra geldiği
istanbul da gözaltına
alındı.
Faşist darbenin 18. yılı'Türkiye işçi ve emekçilerinin can bedeli ödeyerek kazandığı bütün demokratik
haklara yönelik saldınnın etkileri, üzerinden yıllar geçmesine karşın hâlâ yaşanıyor'
İstanbul Haber Servisi -
12E\lül 198üaskeri
darbesinin. "Türkive'de
işçi te emekçiterin can
bedeli ödeverek
kazandıkları tüm
demokratik haklara
vönelikbirsaldın"
olduğu \ urgulandı
"Demokrasiyi kurtarmak
ve kardeş kavgasına son
vermek" ıçin iktidara
geleıı askeri yönetimin:
ilk iş olarak ülkede
demokrasi adına \arolan
her şeyi ortadan
kaldırdığı belirtildı.
Askeri darbe ile
demokrasinin olmazsa
olmaz kurumları olan
siyasi partiler \e
sendikalann kapatıldığı.
demokratik hak \e
özgürlüklerin bir çırptda
rafa kaldınldığı
vur«ulandı.
Aralarında ÖDP. SİP.
DBP. HADEP. Eğıtim-
Sen 8 N'o'lu Şube,
Nakliyat-lş ve Dokuma-
Iş'ın de bulunduğu Fatih
Demokrasi Platfornıu
Girişimcileri. 12 Eylül
19X0 askeri darbesini
"emekçilere karşı
tezgâhlanmış bir
karsıdevrim" olarak
nitelendirdıler. Fatih
Demokrasi Platfornıu
Girişimcilerince yapılan
yazılı açıklamada. 12
Eylül rejiminin tüm
avdınlanmaeı
düşüncelere karşı
saldırılar gerçekleştirdiği
\e gericiliği
palazlandırarak bugüne
gelindiği belirtildi.
Açıklamada. 12 Eylül'ün
Türkiye'deki kısmi
örgütlenme olanaklannı
ortadan kaldırarak
örgütsüz. tepkisiz \e
suskun bir toplum
yaratmavı hedefledigi
vurgulanarak özetle şu
görüşlere yer verrtdi:
Bilanço
"12 Eylül Türkiye
emekçilerine karşı bir
avuç sermavenûı en açık
baskıcı militarist iktidan
olmuş, özelleştirmenin
önünii açarak, işsizlik ve
pahalılığın daha da
katmeıieşmesini
sağlamıştır. Sıvas ve Gazi
katliamcılannı
koruyarak, uyuşturucu
çetelerini birer birer
serbest bırakarak buna
karşı düşüncelerini
açıkladıklan için Ismail
Beşıkçi. Haluk Gerger.
Eşber Yağmurdereli.
Ragıp Duran. Bayram
• "Demokrasiyi kurtarmak ve kardeş kavgasına son vermek" için
iktidara gelen askeri yönetimin; ilk iş olarak ülkede demokrasi adına ne
varsa ortadan kaldırdığı. demokrasinin olmazsa olmaz kurumlan olan
siyasi partiler ve sendikalan kapattığı, demokratik hak ve özgürlükleri
bir çırpıda rafa kaldırdığı belirtildi.
Darbe sonrası tüm Türkiye sokakiannda askeri cemsder ve eü tiîfekl askerler oiağan görüntülerdendi.
ÇetdeşmeHEylüVün ürünüİstanbul Haber Servisi - 12 Ey-
lül'ün, Cumhuriyet devTİmlerine.
demokrasiye ve sosyal hukuk devle-
tinin değerlerine karşı yapılmış bir
faşist cunta olduğu, aradan geçen 18
yılda ortaya çıkan sonuçlarla daha
da netleşti. 12 Eylül'den sonraki sü-
reçte 'devlet içindeki çeteieşme' ve
'gericiHk' ivme kazandı ve bugünkü
boyutlara ulaştı. Cuntanm koşullan-
nı yaratan ve yillarca yasaklı olan si-
yasiler ise siyasi iktidan yeniden ele
geçirmelerine karşın tüm vaatlerini
unutarakdemokratikleşmeyerine 12
Eylül faşizmini kurumjaştırdılar.
"*" *DenH>kn«ivi râyma oturtmak,
•• kardeş kavgasınasou vermek. ülke-
yi böiücü ve yıkıcı tehlikeden koru-
mak amacıyla yönetime el koymak
zorunda kaldıklannı" açıklayan 12
Eylül cuntası sosyal, siyasal, eğitim.
hukuk ve kültürel alanda tam bir kar-
şı devrim gerçekleştirdi. Dönemin
gerici-ırkçı sağ görüşleriyle örtüşen
karşı devrimci icraatlar 'Atatürkçü-
Mik' maskesi altmda gerçekleştirildi.
Bir yandan her köşeye Atatürk büs-
tü dikildi; Atatürk adma Banş Ödü-
lü konuldu; diğer yandan. Türk Dil
Kurumu, Türk Tarih Kurumu.
Halkevleri ve CHP gibi dogrudan
Atatürk'ten miras kalan kurumlar
başta olmak üzere bütün ilerici yapı-
larortadan kaldınldı. Sonraki yıllar-
da siyasilerce meşrulaştınlan 12 Ey-
lül faşizminin karşı devrim nitelığin-
deki baa uygulamalan özetle şöyle:
Hukuk: Yargıtay Başkanı Meh-
met Uvgun tarafından Cumhurbaş-
kanı önünde açıkça dile getirilcn
•yargı bagımhhgt'nın temeli 12 Ey-
lül faşizmince atıldı. Cunta lideri Or-
general Keıun Evren'nin "Ittt
Anayasası topiımu boi geUL O ka-
dar bol gekii ki içiodeoynanuya baf-
ladık" sözleriyle eleştırdiği 1961
Anayasası rafa kaldınldı; temel hak
ve özgürlükler ile düşünce özgürlü-
ğünü kısıtlayan, sosyal devletle ilgi-
li yasal güvenceleri ortadan kaldı-
ran bugünün baskıcı anayasası geti-
rildi. Yargı bagtmsızlıgınason ve-
rildi. Bunun bir sonucu olarak orga-
nize suç çetelerinih gelişmesine or-
tam sa|landı.
E0tim-Kültür: Cunta, Türk-lslam
sentezi olarak bilinen ırkçı-şeriatçı
ideolojiyi devlete egemen kıldı. Top-
lumsal destek için şeriatçı tarikatlar-
la ilişki kurmaktan çekinmeyen cun-
ta, ortaöğretim müfredatına zorunlu
din dersleri koydu. lmam- hatipokul-
lan ve Kuran kurslannın sayısı arttı-
nlarak şenatçı tırmanışa ortam sağ-
landı. YÖK Yasası'yla üniversite
özerkligine, bilimsel araştirmalara
darbe indirdi. Düşünnıeyen, sorgu-
lamayan yeni bir kuşak yetiştirildi.
Sosyal Devlet: Sınıfsendıkacılıgı-
nı savunan DİSK kapatıldı. Toplu iş
sözksmesı ve grev hakkı başta ol-
mak üzere tüm sendikal özgürlükler
yasaklandı. Kjdem tazminatına ta-
van sının getirilerek emekliler mağ-
dur cdikü. Sendikalar ile grev ve top-
lusözleşme yasalan kaldınldı.
btao Haklan: 12 Eylül cuntası,
Olkc tarihinın en büyük insan hakla-
n ihialferini gerçekleştirdi. Yazar ve
yayıncı İlhan Erdost mahkemeye
götûrülürken araç ıçinde döve döve
öldürüldû. 171 kişinin işkence so-
nucu yaşamını yitirdiği belgelendi.
Ulusiararası baskı sonucu cunta, 16
kişinin işkencede öldürüldüğünü ka-
bul etmek zorunda kaldı. Araların-
da 17 yaşındaki-EnlalEttB-'in dcbu-
lunduğu 49 kişi idam edildi. Cunta
lideri Evren, idamlan "Asmayakm
da besieyeiinı mi?" sözüyle sa\ undu.
680 bin kişi gözaltına alındı, 1 mil-
yonu aşkın kişi fişlendi. Gazeteler
sansürlendi ve sık sık kapatıldı; 39
ton gazete ve kitap yakıldı.
DtşiKşküer Cunta. 12 Eylül faşiz-
mini destekleyen ABD'nin isteği
doğrultusunda Yunanistan'ın, NA-
TO'nun askeri kanadına dönüşüne
izin verdi. Böylece Yunanistan'la
ilişkilerdeki en önemli pazarlık ko-
zu yok oldu. Türkiye'nin AB üyelik
süreci donduruldu ve 1980 yılına ka-
dar katledilen yol heba oldu. Sade-
ce Pakistan gibi o dönem darbeyle
yönetilen ülkelerle ilişki kurulabildi.
Karkık gibi sendikacı ve
avdınları cezaevlerine
atarak devam edi>or.
Bizler Fatih Demokrasi
Platfornıu Girişimcileri
olarak 12 E\lül faşist
rejimine ve onun uzantısı
olan bugünkü sermaye
rejimine karşı bu ülkenin
avdınlık geleceğine sahip
çıkma sorurnluluğu
temelinde birlikte
mücadele edeceğimizi
belirtiyonız."
^eteler kullanıldr
EmeğinPartisi(EMEP)
İstanbul II Başkanı
Mehmet Kılıçaslan da
yaptığı yazılı açıklamada,
12 Eylül askeri
darbesinin; 1980öncesi
hak arama eylemlerini
bastırmak için
gerçekleştirildiğini
belirtti. Kılıçaslan,
çetelerin, siyasi
cinayetlerde, 1 Mayıs
1977'de. 16 Mart öğrenci
katliamında, Alevi-
Sünni çatışmasını
körüklemede ve benzeri
eylemlerde kullandığını
ifadeederek"12
Eylülcüler. 'demokrasiyi
kurtarma v e kardeş
kavgasına son verme' adı
altında ülke >önetimine el
koyduiar. İlk iş oiarak
ülkede demokrasi
kınntısı olarak ne varsa
ortadan kafdınlmış,
demokrasinin olmazsa
olmaz kurumlan siyasi
partiler, sendikalar
kapablmış ve diğer temel
hak ve özgürlükler rafa
kaklınlnııştır" dedi.
Baskı rejimi
Mehmet Kılıçaslan,
darbe ile birlikte 12
Eylül'ü
gercekleştirenlerin kendi
baskı rejimlerinı
kurduklannı savunarak
özetle şöyle devam etti:
" Toplumun ilerici
bilincini dumura
uğratmak için Türk-
İslam st'nte/ine dayanan
dinci eğitim anlayışını
güçlendirmişlerdir.
Anavasava eklenen geçici
15. madde ile generaller
kendilerinin
yargılanmalannı
yasaklanuşlar ve kendi
dönemlerinde
çıkardıklan bütün yasa
hükümlerinin iptalini
engellemişlerdir. Bağunsız
ve demokratik bir
Türkiye; işçi ve
emekçüerin \erecekleri
kararîı bir mücadele ile
mümkün olacaktır."
'Komünist paıtisiz demokrasi eksik9
Türkiye Komünist Partisi'nin 78. yıldönümü kutlamalannda, ülkedeki sorunlann aşılması
için Kemalistlerle Marksistlerin birlikte hareket etmelerinin zorunluluk olduğu belirtildi.
İZ.MİR (Cumhurivet Ege Bürosu) - Tür-
kiye Komünist Partisi'nin (TKP) kumluşu-
ının
7
8. yıldömimünde. komünıst partisi ol-
ma\an bir düzende gerçek demokrasiden
bahsedılemeveceğı \ urgulandı. Türkiye'nin
bugün önünde bulunan sorunlann aşılması
konusunda da Kemalistlerle Marksistlerin
ortak tutum izlemesi gerektiğı belirtildi.
TKP'nın 78. kuruluş vıldönümü İzmir'de
iki ayn toplantıv la kutlandı. Gazi Kadınlar
Sokaüı'ndakı Baro Lokali'nde eski TKP
üvelennın buluştuğu toplantıya çeşitli sen-
dika ve demeklerin temsilcileri de katıldı.
"Dünümiiz, bugünümüz ve yannınuz" adlı
toplantı. de\rımcı mücadelede şehıt düşen-
lenn anısına >apılan savgı duruşuyla başla-
dı. Toplantıda konuşan Haşim Kanar.
TKP'nin geçırdiği tarihsel süreci anlatırken
emperyahzm \e yeni dünya düzenınin. in-
sanlıgı yok eden \e gıderek yoksullaştıran
boyutuna dikkat çektı. Kanar. Türkiye'nin
de aynı tehlikeyle karşı karşıya kaldığını be-
lırterek bu ağır saldından kurtulmanın yol-
larından bahsettı.
ÖDPde. Fuar AdaGazinosu'nda TKP'nin
"'S. kuruluş vıldönümü anısına geniş katı-
lımlı bir toplantı düzenledi. ÖDP Izmir 11
Başkanı Cemal Çakıcı. ÖDP'nm kuruluş
amaçları aniMnda Türkive'deki sol güçlen
bir arada toplamanm olduğunu belinerek
•'TKP'nin 78 > ıllık tarihsel mLsvonuna sahip
çıkıvoruz. Türkive'deki tüm toplumsal mu-
halefeti sol güçleri bir çatı altında toplama-
ya çahşıyoruz" dedi.
Daha sonra konuşan Sadun Aren de.
TKP'nin Türkiye'deki tüm devrimci. ilerici
kesimin sesi olduğunu belirtti. Aren. sınıf-
sız. sömürüsüz bir toplumu amaçladıklannı
söyleyerek "Sosvalizm tarihsel bir gerçektir.
TKP de bu gerçekten jola çıkarak 78 yıl ön-
ce kuruldu ve Türkiye de\ ründ m ücadelesin-
deki yerini akü. TKP geleneği günümüzde
hâlâ yaşıvor. çünkü sosvalist idealler. yapnıa
özlemler değildir" dedi.
Ş1FIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Türkiye'nin 18. yüzyılda baş-
lattığı modernleşme süreci, ne
yazık ki köklü bir sonuca ulaşa-
bilmiş değil. Başlangıçta Os-
manlı'nın Batı karşısında yenil-
giye uğraması ve sanayi devri-
mini tamamlamış Avrupa'nın
gerisinde kalması, Batı'dan
esinlenen bir modernleşmeyi
Osmanlı aydınları ve Osmanlı
devlet ricali içinde cazip hale
getirdi. Çoğunluğu Fransa'da
eğitim gören Osmanlı entelijan-
siyası içinde Fransız ihtilaline
yatkın bir aydınlanma düşün-
cesi, 19. yüzyılın başında ay-
dınlar içinde taraftar bulmuştu.
Osmanlı padişahları ise 2.
Mahmut'tan başlayarak devlet
kurumlan içinde yukarıdan aşa-
ğı Batı tarzı bir modernleşmeyi
ve yeniden yapılanmayı benim-
sediler. Yeniçeri Ocağı'nın kal-
dırılması, modern orduya ge-
çiş, Batı türü yüksekokulların
açılışı bu sürecin ilk adımlarıy-
dı. Birinci Meşrutiyet'in ilanı ve
ilksınırlı parlamentonun kurulu-
şu da yeni arayışın ürünleriydi.
Batı'dan esinlenen aydınlar-
la Avrupa'dan Osmanh'ya da-
yatılan Avrupalılaşma çizgisi
Modernleşme ve Halk
zaman zaman kesişti, zaman
zaman karşı karşıya geldiyse
de Türkiye'nin Batı'ya dönük
değişim çabaları, arada kesin-
tiye uğrasa da 20. yüzyılın so-
nuna geldiğimiz bugünlerde
değişik boyutlarda sürüyor.
Türk-islam sentezinın en çok
vurgulandığı 2. Abdülhamit
döneminde bile Batı benzeri bir
eğitim yavaş yavaş ınşa edil-
meye devam etti. Türkiye'nin
200 yılı aşkın bir süredir ger-
çekleştirmeye çalıştığı modern-
leşme, her dönemde devlet
eliyle ve yukarıdan aşağıya yü-
rütüldü. Cumhuriyet'in kurul-
masıyla birlikte bu süreç daha
da hız kazandı. Laiklığin resmi-
yet kazanması, modern bir
anayasanın kabulü ve milli ege-
menlik anlayışının hâkim kılın-
masıyla bu değişim sıçrama
noktasına geldi. Bunu Medeni
Kanun, kadınlann seçme ve se-
çilme hakkını kazanması izledi.
Modernleşme süreci, büyük
ölçüde şehirlerden destek bul-
du ve aydınlar arasında taraftar
kazandı. Köyler ise hâlâ bu mo-
dernleşmenin uzağındaydı.
Köy Enstitüleri, köyü de deği-
şim sürecine katma girişimiydi.
Kısa süren bu önemli atılım ne
yazık ki çabuk kesintiye uğra-
dı. Ardından 1950 seçimleri
geldi. 1950 seçimleri, seçmen
çoğunluğunun modemleşme-
ye karşı bir tepkisı haline dö-
nüştü. Geçmişte. modernleş-
meye karşı olan butün guçler
Demokrat Parti çevresınde top-
landı ve halkın büyuk çoğunlu-
ğunun desteğıni kazandı.
1950 seçimleri "devrim mi -
karşıdevrim mi" diye tartışıla-
dursun. buyük desteğini köy-
lerden alan bir dırenç ortaya
çıktı. Çok partili sistemin haya-
ta geçirilmesiyle birlikte. halk
içinde devlet merkezli modern-
leşmeye karşı güçlü bir direnç
olduğu gerçeğiyle karşı karşıya
gelindi. 1950'den sonra bu di-
renç adım adım şehirlere de
uzandı ve merkez sağın kimliği
haline dönüştü. Merkez sağ, la-
ikliği de içeren bu modernleş-
meye direnirken, Batı'yla da iş-
bırliğini arttırıyordu. 1920'lerde
devlet eliyle başlatılan kapita-
lizm. artık antikomünist dinci
eğilimlerle uzlaşan devletçi
yönleri törpülenen yeni bir çeh-
re kazandı. Kırlarda başlayan
değişim. tarımın makineleşme-
siyle hız kazandı. Bu değişimin
öncüsü ise köy kökenli yeni bir
kapitalist tipini ortaya çıkardı.
Bir ayağı toprakta, bir ayağı Ba-
tı'da olan bu yeni siyasi akım,
1950'lerden itibaren Türki-
ye'nin yönetimine damgasını
vurdu.
27 Mayıs 1960, devlet eliyle
modernleşmeyi tasfiye eden,
dınle uzlaşan. antikomünist
muhafazakâr yönelime, mo-
dernleşmecı Türk aydınlarının,
burokrasinin ve ordunun bir
tepkisıydi. 27 Mayıs, tepeden
inme modernleşmeci eğilımi bir
ölçude güçlendirdiyse de se-
çımlerle birlikte bu gelişmeye
direnen ve toplumdaki geri eği-
limleri yansıtan merkez sağın
inisiyatifi yeniden ele geçirme-
sine neden oldu.
REFAHYOL'un iktidara gel-
mesiyle, modernleşmeci eği-
limle muhafazakâr parlamenter
güçler arasındaki çelişme şid-
det kazandı. Şimdi yeni bir he-
saplaşma yaşıyoruz. Bu gerili-
min hangi noktada nasıl bir so-
nuç vereceğini merakla ve te-
dirginlikle izliyoruz. Ancak gö-
rünen o ki artık modemleşme-
ye direniş, merkez sağın daha
da sağı bir tepki olarak ortaya
çıktı ve kitlelerden önemli bir
destek kazandı. Devletin kilit
noktalannı elinde tutan mo-
dernleşmeci eğilim, bir türlü
halk kitleleriyle birleşen. onların
desteğini alan bir başarı göste-
remiyor. Halk, modernleşme
atılımma ikna edilemiyor. Fazi-
let-DYP oylarının hâlâ çok yük-
sek bir orana ulaşması bir ger-
çeği gözler önüne seriyor. Şim-
di tartışılması gereken, radikal
laiklik ve modernleşme yanlısı
güçler neden halkın desteğini
alamıyorlar, neden kitleselleşe-
miyorlar?
Bu konuyu yeniden günde-
me getirmemiz ve irdelememiz
gerekiyor.
CUMARTESİ
YAZHARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
İstediğini Yapma Hakkı'ndan
'Ayaklanma Hakkı'na...
"Özgürlük, başkasının haklarına zarar vermeden
istediğiniyapma hakkıdır..." 1789 Fransız Devrimi'nin
sonucu olarak 1793'te kabul edilen Fransız Anaya-
sası'nın 6. maddesi "özgürlük" kavramını böyletanım-
lıyor. O günlerden bugünlere genel bir kabul gören bu
tanım ilk bakışta gerçekten de akla uygun görünüyor.
Başkasının haklarına zarar vermediğime göre istedi-
ğimi yapabilırım... Bunda karşı çıkılacak negibi bıryön
bulunabılir?
"Gerçekçilığın Tarihı" adlı yapıtında Boris Suçkov
Fransız Devrimi Anayasası 'ndaki bu özgürlük tanımı-
nı şöyle irdeleyip eleştiriyor: "Altıncı maddedeki bu
ahlakı tez apaçık sosyolo/ık verilere dayanmaktaydı.
'Doğal' insan, 'mal-mülkünü ve gelirini uygun gördü-
ğü şekilde kullanıp tasarruf edebilirdi.' Böylelikle Kon-
vansiyon Meclisi'nde zafer sesleriyle ilan edilen etik
ıdeal, yanı başkasının çıkariarına zarar vermeden ın-
sanın istediğini yapabilmesi özgürlüğü, sömürüye
dayalı bir toplumun temel ılkesi olan özel mülkiyetin
dokunulmazlığı ilkesını olumlayarak, hayalı bir özgür-
lüğü yasallaştırmış oluyordu..."
Suçkov bu saptamadan sonra devam ediyor: "Bu
şekilde, kişi, toplumun uzağında kaldığı gibi, imayo-
luyla da komşusuna ve topluma karşı savaş açma
hakkını elde ediyordu; çünkü, kendi 'uygun gördüğü'
şey ile toplumun öbür üyelerinin 'uygun gördüğü'
şey eninde sonunda çatışacaktı..." (Bkz. B. Suçkov,
"Gerçekçiliğin Tarihi", Bilim Yayınlan, s. 29. Çeviren:
Aziz Çalışlar).
Fransız Devrimi'nde simgeleşen devnm hareketle-
rinin, burjuvazinin feodalizme karşı (halkı da yanına
alarak) kendi iktidarını sağlamak savaşımı olduğunu
biliyoruz. iktidarı ele geçiren Avrupa bunııvazılerinin
bunu izleyen eylemleri feodalizme karşı birlikte mü-
cadele ettikleıi halk kitlelerinin her devrimci kıpırda-
nışını acımasızca ezmek olmuştur. Halk kitleleri önce
1870 Paris Komünü, sonra 1917 Ekim Devrimi'yle si-
yasal iktidan burjuvazinin elinden almış, yirminci yüz-
yıl bir dizi başka halk devrimlerine sahne olmuş, fa-
kat burjuvazinin (bu demektir ki kapitalizmin) dünya
ölçeğinde iktidanna son venlememiştir. Fransız Dev-
rimi Anayasasf nda somutlaşan. oradan birçok ülke-
nin anayasa ve yasalanna geçerek "c/emo/rras/"nin
evrensel ılkelerıne dönüşen bu burjuva idealleri ge-
çeıiiliklerinı neredeyse tartışılmaz doğrular olarak gü-
nümüzde de korumaktadır...
• • •
Boris Suçkov'un eleştirisini açacak olursak: "Baş-
kasının haklanna zarar vermemek" ne anlama gel-
mektedir? Bu "zarar" nasıl. hangı ölçütlerle saptana-
cak? "İstediğini yapma hakkı"nın sınırlan neye göre
belirienecek? Daha somut konuşacak olursak: Bir in-
sanın üyesi olduğu insan toplumuna ve bir parçası ol-
duğu insanlığa karşı, "özgürbirey olma"dışında so-
rumlulukları yok mudur? Özgürlük, sadece "zarar ver-
meme" kavramıyla tanımlanabilir mi? Aitolunan top-
lum ve insanlık ıçin "yararlı olma" neden bir zorunlu-
luk ve daha da öte özgürlük ölçütü olmasın? Eğer ah-
lâki (etik) kavramlarla konuşuyorsak, başkasının hak|
larına zarar vermemek ahlâkmlk'için yeteffi'blr'öfçB
sayılabilir mi? Ahlâk. bırakınız zarar vermemeyi ve
hatta yararlı olmayı, gerektiğınde başkalannın hakla-
n için kendi haklanndan bile vazgeçebilmek değil mi-
dir? Bu soruları dilediğimizce çoğaltabiliriz...
• • •
Çarşamba günkü "Cumhuriyetln "Büyük Çöküş"
başlıkh haberinde "Newsweek" ve "The Economist"
dergilerinin "Yeni Dünya Düzenı"ne ilişkın eleştirileri
yer alıyor ve özetle şöyle deniyordu: "Gelişmekteolan
ülkelere refah ve teknoloji vaat eden küresel kapita-
lizm, yaşanan son bunalımlardan sonra sorgulanma-
ya başladı. Knze gıren ülkeler, ekonomilerini yaban-
cı sermayeye kapatmaya başlıyorlar... Globalkapita-
lizm gırdığı azgelışmış ülkelere berabennde yozlaş-
ma veyolsuzluklardızisınt de getirdi." Perşembe gün-
kü "Milliyet"\r\ aynı konulu bir haberinde Batı'nın Rus-
ya'da 100 milyar dolar "kaptırdığı" bildirilerek "zara-
ra uğrayan" Batı ülkesi bankalarının adlan sayılıyor...
Haberin devamı şöyle: "Söz konusu 100 milyar do-
laıiık zarar. Rus borsasındakı kayıplan kapsamıyor.
Örneğin, ünlü spekülatör George Soros'un borsa-
da iki milyar dolar kaybettığı belirtıliyor..."
"Hayali bir özgürlük" savunuculuğuyla yola çıkan
"liberalizmln vurguncu, yağmacı. bencil yüzü belki
hiçbir zaman böylesine bir çıplaklıkta gun ışığına çık-
mamıştı...
• • •
İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin başlangıç bö-
lümünde şu sözler yer alıyor: "Insanın zorbalık ve
baskıya karşı son biryol olarak ayaklanmaya başvur-
makzorunda bırakılmaması için, insan haklarınm hu-
kuk düzeniyle korunması gerektiğini..."
"Globalkapıtalızm" tehlikeye giren çıkarlannı "öz-
gürlük" maskesi altında alışılmış yöntemleriyle, dik-
tatorfükler ve savaşlarla dayatmaya kalkacak olursa
karşımıza nasıl bir dünya tablosu çıkacak? Bu soru-
nun yanıtını da en çok kendılennin ve sömürülen ül-
kelerdeki işbirlikçilerinin düşünmesi gerekiyor...
Kenan Mak cinayeti
Saldırganlara tutuklama
NECATİ AYGIN
İZMİR- Faşist saldın
sonucu yaşamını yitiren
Bolu tzzet Bajsal L'nner-
sitesi öğrencisı Kenan
Mak da\ asının dünkü otu-
rumunda. duruşmava gel-
meyen 16 ülkücü saldırga-
nın tutuklanmasına karar
verildi. Mahkeme. Mak'ın
avukatlarınin soruştunna-
nın derinleştirilmesi ıste-
mini kabul etti.
Sıkı güvenlik önlemlen-
nın alındığı davanm dünkü
oturumuna ka\gava kanş-
tıklan gerekçesMe tutuk-
suz yargılanan Kenan
Mak'ınarkadaşları Serdar
Koçyiğit. Sezai Koçyiğit.
Mustafa Orhan katı 1 ırken.
i Ik oturumda sorgusu v apı-
lan FeritÖncel ile sorgula-
rı yapılamavan 16 ülkücü
sanık gelmedı.
Kenan Mak'ın savun-
manlığını üstlenen Çağdaş
Hukukçular Derneği
(ÇHD) Genel Başkanı Av-
dın Erdoğan. ÇHD İzmir
Şube Başkanı Nedim De-
ğirmenci. müdahil olarak
katılan avukatlardan Ke-
mal Kırlangıç ile Gül Ki-
reçkaya. mahkeme heye-
tinden soruşturmanın ge-
nışletilmesini istediler.
İzmir 4, Ağır Ceza
Mahkemesi Başkanı Ad-
nan Ersoy. soruşturmanın
genışletılmesıne ılışkin is-
temlenn önemli bölümü-
nün v erinde bulunarak ka-
bul edildiğini belirtti. El-
madağ Çocuk Tutuke-
\i'nde bulunan sanık So-
nerGürerinönümüzdeki
duruşmada hazır bulundu-
rulması için Elmadag
Cumhuriyet Savcılığı'na
yazı vazılmasına karar \e-
ren mahkeme şu sanıklar
hakkında da gıyabi tutuk-
lama karan verdı:
Fahrettin Tunç, Abdul-
lah Yaman. Kürşat Şahin,
GalipAyv ıldız, Fatih \'ıldı-
nm, Resul Güven, Bülcnt
Eken, Tuncav Yılmaz, Hü-
stnin Aytekinoğiu. Musta-
fa Emin Yardak, Kürşat
Duygulu, Erhan Bayram,
Serkan Karadeniz, Erhan
Altun.Özav Gündüz,Fazıl
Ali Merdenov.