23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4AĞUSTOS1991 OLAYLAR VE GORUŞLER Ben Softayı Tanınm TALİP APAVDIN B en bu softa- \ı ıvı tanı- nm Her\e- nılığekars.1- dır Insan aklının ııret- tığı ılenvedörıiik heradıma düşmandır. Ozellikle dii- şunce planında çağdas. uv- garlığm\erilennı 'gavurişT sayar. geri çevirir. Yalnız gen çe\ ırmekle kalmaz. en agırbıçıındesuçlar. kötuler. Kendı ınancından başka doğrular olabıleceğını hıç kabul edemez. Herolaya Jt gözlügüy le bakar. Beynı bır kalıbın ıçinde doııup kal- mıştır. Başka s.e> lerı merak etmez. dğrenmek ıstemez. Her btldığını kesın sanır Oysa uygarlık hergün de- ğışiyor. Bılımde. düşunce- de. ^anarta hergün veni atı- lımlar vapılıvor. >enı bu- luşlargerçekles,ı\or Bızım softa bunlara hepten kapa- lıdır. Hıç ılgılenmez Bin dört >üz >ıl önceki din.se! bılgılerle her sorunu çöze- ceğını sanır. Ne çok aldanır. ne çok vamlgılara düşer! Bunun avırımında degildir softa. Taşildıronun kafası. Ben bu sortayı iyı tanınm. Daha çocukluğunıda karşı- laştım. Sıtmalıydım. Sağalr- mak ıçın koluma ıplik bağ- ladı. Dııalarla üruruklerle beni i\ıleş.tırme\e kalktı. Babamdan. karşılığında bır horoz aldı. En sev dığım ho- rozumuzdu. Elımden jem >erd>. Ne çok ağlamıştım arkasindan. Üstelikiyileşe- merniijtim. Tum kö>lü yag- mur duasina gittiği halde beni e\de bırakmışlardı. Uzun Hoca"ya ılk o giin ılendığımı anırmanm. Öl- mesını ıstemıştım ıçımden. O günlere değgın başka şe> - ler de hâlâ aklımda Yağ- mur yağmamıştı. Köyiin tar- lalan kurmordu. Uzun Ho- ca'nın nefesi yetmedı de- dıler. Kasabadan kara sa- kallı, kalın enseli başka bir hoca getirdıler. Cehennem ateşinden. Sırat köprüsün- den söz eden ateşlı konuş- malar vapnordu. Bağırıp çağımordu kö> lülere. Kor- ku saçan biradamdı. Sinip kaldı kö>Iüler. Bu kez hal- kı o çıkardı >ağmur duasi- na. Okudıı üfledi. >ıne vaö- madı. **Bu köy hep \oldan çıkmış" deyip bındi atına gıttı Arkasından bır inek götiirdüler. ~Vağmur \ağ- dıramadı, ama i>i \aaz \er- di. adamın hakkı" dediler. Sonra başka olaylar ya- >andı bızım köyde. çevre köylerinde. Günlerceania- nldı durdu. Çocuklugum hep onları dinlemekle geç- ti. Bir tiirlü anlam veremi- yordum. Köylüleryan şaş- kın. sarı ınanmaz. nedıve- ceklermı bılemıyorlardı. Hoca kılıklı bu adamlann aslında cahıl bırer düzen- baz olduğunu kımse söyle- yemıyordu. Toz kondurınu- yorlardı hâlâ. Yüzvıllardır yerleşmiş 'dinadamı' ima- jısarsılacakgıbıdeğildı Ne yaparlarsa yanlanna kâr ka- lı\ordu. Doğrusu ben de bu etki altındaydım. Okuduk- lan dualar. çoğu Arapca söz- cüklerle dolu anlaşılmaz söjlemleri insanda bır ür- perti varatıyordu. Gızemli birdokunulmazlıga bürün- müşlerdı. Kımse üstünegı- demıyordu. Ne derlerse baş sallıyorduk önlerınde. Ne zamarı ki Kö\ Enstitüsün- de kitaplarokumaya başla- dını. Batı'daki din adamla- rının. papazların ıçyüzünü sergıleyen kıtaplar: AnatoJ Frans'ın. EmilZola'nın ro- manları bende büyiik bir şa^kınlık varattı. İsteriste- mez bizimkilerı düşünme- yebaşladım. Aralannda bır koşutlıık kurdum. Olabılir miydi böyle bir şey? Ka- fam kuşkularla bulandı. Dogrusu bızde geregi gıbı yazılmamıştı. ya da bize ka- dar ulaşmamışfı. Sonradan buldum. Hüseyin Rahmi Gürpınar ı, Yakup Kad- ri'yi. HalideEdfyj'i okuyun- ca dın adamı adı altında ka- ra yobazın bizım toplumu- muza neler ettiğıni öğren- dim. Çocukluk anılarıma da bağlayarak derın aeılar içınde kaldığımı unutamam. Bende şöyle biryargı geli>- tı: Yobaz. dışini anoık ka- ranlıkta kalmı^ cahıl halka geçirebiliyor. Aydın çe\ re- lerde fazla etkılı olamıyor. Bugiindeokanıdayım. Gü- nümüzün su ımam-hatıp okulları. Kuran kursları bı- le büyiik kentlertn merkez- lerınde değıl. taşraya dog- ru gittıkçe uzak kasabalar- da. kö>lerde olanca agırlı- ğı ıle kendıni duyuruyor. Yaşamı karartıyor. Biryazdinlencesinde(ta- tilindelbabamlabirlikteca- ınıye cuma namazına gıt- tik. Köylülertarîadan. har- mandan işi bırakıp gelmiij- ler. Doğal olarak içerisi müt- hi^ ter kokuvor Oysa hep- si de aptet almii... Namazdan sonra imam- / hatip çıkı^lı 't'nış'lu Ho- ca" hosgeldin demek için bizegelecegını söyledi. Ba- bam da " Buyur şimdi gide- linı, öğle çorbasım da bizde içeriz" dedı. Yemek hazır- lanırken ^undan bundan ko- nuştuk. Okulumu falan sor- du. anlattım. Söz bıtince "Hocaefendi". dedıın. "ap- tesalmak. Allah'ın huzuru- na temiz bir bedenle çık- mak değil mid'ır'.'" - Evet, ö> ledir. - O zaman. aptes alırken sabuıı da kullanılsa daha iyı olmaz mı? - Haşaa. dedı. Aptes alan adam temizdir. - Degıl hoca efendi. De- mın gördük ı^te. camınin ıçi çok kötü kokuyordu. Hoca kızdı. ama bellı et- memeye çalı^tı. Babam bo- zuldıı. "Onaslsfe'" falan dı- yerek sö> lendi ağzının ıçın- { Y^ ONOA CIVIC 5 KAPI >>OHC VTEC ır,V 160 PS % 0 Faizle. Musletı aylık odpmesı (II) 166 667 Ol)<- Tum Honda Civic'ler 2 milyar TL ye kadar çok uygtın kredı olanaMan ile sizin olabilir. Hemen Honda bayilerinden birine gelin, Honda Cîvıc sanibi olınanın kpyfinı yasayın. ,' Te*baf-AOANA Tel (0322) 441 14 86 - 87 Bora-ANKARA Tel' (0312) 286 83 83 Ete-ANKAIM Tel- (0312) 397 38 23 Şenoflu-ANTALYA Tel (0242) 340 14 54 Vıtmaz-MIJKESflt Tel (0266)22158 00 İnallar-aiMM A . Tel: (0224) 267 13 50 ASADOU Ma*rt«laOlomofc**A.ş t»Arc Dayanıklı-ÇORLU Tel. (0282) 673 41 00 Kaan-DENİZLİ • Tel: (0258) 568 24 38 Ç*bilsr-ERZURUM Tel: (0442) 235 48 01 • 02 Utuk-ESKİŞfMİR Tel: (0222) 217 42 22 Cthan-OAZUMTEP Tel: (0342) 321 33 70 Akbayrak-İÇEL Tel: (0324) 359 61 11 ıdc*j uficu A Horoa Motof uo LJQ- onaragşv Mutlutun FenertıahçeJSTANBUL Tel: (0216) 418 37 40 Zlverbey-İSTANBUL Te) (0216)418 37 44 Çtftkurtlar Maslak-İSTANBUL Tel: (0212) 276 44 16 f ı n k ı Taksim-İSTANBUL Tel: (0212) 232 38 66 Paıfe Güne»II-İSTANBUL Tal: (0212) 693 94 10-18 P M I I I » Kozyata0ı4STANB(H. Tel: (0216) 416 78 02-03 Aytftftı Altunlzade-İSTANBUL Tel: (0216) 474 05 00 Kavccrk Beykoz-İSTANBUL Tel: (0216) 425 10 «0 An Çobançeşme-İSTANBUL Tel: (0212) 654 66 60 TenkfcMZMlft Tal: (0232) 343 38 38 Suut-KAYSERl Tel: (0352) 332 36 30 UzunM-KOCAEÜ Tel: (0262) 335 37 0$ K«nM-SAMSUN Tel: (0362) 438 30 00 Katafrtoffcı-TttAazON Tel: (0462) 248 23 07 - 08 de. Ben beklerdim ki aydın bır dın adamı olarak. **O ullarda sabun voktu, icat edilmemişti. Onun için su\- la toprakla aptes alınır ku- ralı konmıış. Ama şimdi sa- bun \ar, başka femiztevici- ler »ar. butabilen onlan da kullansın.daha i> i oJur" fa- lan desin. Dahaakıllıcaolur. Ama aptes alan adam te- mizdir dıye ke.stırip atınca başımı yine biryobazlık du- varına çarptıgımı anladım. En ufak bir ho^görü. akıl- cı davranı^ bulamıyordu- nuz. Bın dört yüz yıl önce- ki ınaklara (dogmalara) kö- rükörüne bağlıydılar. Bili- min verilenne. çagda^ insa- nın gereksinımlerıne arka- lanııı dönmüşlerdı. Neyı na- sıl tartışacaktınız bunlarla' Ögretmenlik yıllarımda da çok olaylaryajjadım. Kaç keztosladım. Benbu>oba- n iyifanınm. Çok \alan sö>- ler. Arkasını karanlıga da- >adı mıvapamayacağıkötü- İük \oktur. Tekerinetaş ko- yacağını sandığı kişileri bir kaşık suda boğmak ister. jf- tira eder, suçlar. Olmadık şe>ieri uydurupsö>ler. Ken- disini Allah'ın \ekiligibigö- rür,gücjjiisterisi >apar. Ken- disine taıudığı hakları baş- kasınaasla tanımaz. Dar gö- rüşliidür. Aklı-mantığı. ile- ri olan her gelişmeye kapa- lıdır. Çünkü genciligin so- nu yoktur. Baksanıza Afga- nistan'da Taliban. televiz- yon ızlemeyı. müzik dinle- meyi. gökte uçurtma uçur- ınayı >asakladı. Uçurtma meleklerin yolunu kapatır- mış. Iş buraya kadar vara- bılıyor. Almus'ta ögretmenken okulun bahçesıne ag ger- dik. okul çocuklan ile. köy gençlerı ile voleybol oynu- yoruz. Ayaklan okula ah>- sın. daha yakın ılıski kura- lım diyorum. Çok da hoş/- larına gıdiyor. Ürgüplü ho- cadan habergeldi: *Topo>- namak günahtır, bıraksın- lar." Demokrat Partı'nın ılk atadığı maaşlı imamlardan bıriydi. Kendisinı çok önem- sıvordu. Hen>eyekans.ıyor- du. Havalı biriydi. Gıdip konuştum, ne demek bu? "Ben minareden ezan oku- yorum. siz orada top o>nu- >orsunuz" dedi. Ezan sesı duyunca. sızın İstıklal Mar- v'nda oldugu gibi hazırola geçeceksıniz Allah'ınsesi bu." Şasıpkaldıın. Sizin İs- tıklal Marsı dıyordu. Hazı- rola geçmemizi ıstiyordu. - Peki Hoca efendi. de- dım. Süleymaniye'nin mi- naresinden ezan okunıırken Istanbul halkı hazırola mı geçiyor'.' Bu kez. o şaşırdı. "Mfis- liiman olan durur" falan deyip geçıştirdi. Olmadık şeylen dayatır- lar. Kitaptayeri vardeyıpbin dereden su getırırler Hele karanlıkta bırakılmış hal- kın tepesmde tuz döverler. Camüerdeinsan akiınavebi- lime ters nice incilerdöktü- riirier. Kiiçiik dilinizi y uta- sınız gelir. Cumhuriyet'e Bu Yakışırdı SERKAN AKSÜYEK S on yıllarda ba.sin- dagöriılen vepro- nıosyon adı altın- da yutturulmaya çalüjilan tabak-çanak reza- letı gazeteleri bırer süper- markete dönüstürmü>. ga- zetecılık denen kutsal mes- legju kimlik ve kişflık <le- gıştırmesine neden olmuş- tur. Bu kördövüşüarasında Cumhurıyet, -flhan Sel- çuk'uıı deyişiyle- okyanus- ta tek başına yüzmek zo- rundakalmı^ vekıtolanak- larıyla gazetecilik mesle- ğinde bir 'etiksa>aşıınr ver- miîjtir ve vermektedır. I997yıh Hazıranayında birödülalmakiçıngittığim Ankara'da. sabahın erken saatlerınde aldığım Cum- huriyetilebirlikteelımebir kıtaptutuşturulmuştu. Çok önceleri okuduğum, Çağ- daş Yayınlan'ndan \e Nu- ran Tezcan'ın hazırîadıgı bır kitaptı bu: *Atatürk'ün Yazdığı Yurttaşlık Bilgikri: O günden bugüne elimde 60"a yakın kitap birikti. Jş- yerımde kaşla gözarasında kaybolan MacitGökberk'ın kıtabının dışında eksığım bulunmuyor. Peki neden Cumhuriyet kıt olanakla- nyla bu işe kalkışmıştı? Ya- nıt galiba tek cümlede gız- li: Mustafa Kental'in ad ba- bası olduğu. Yunus Nadi gi- bi çelikleijmis; bir >üreğin gölgesinın üzerınde oldu- ğu Çumhuriyet'e bu yakı- şırdı. Çünkü okuru mü^te- rı gibı görenlerin ortalıkta kol gezdıgı Babitelli "de. adı- na satılmışlık denen edep- sizin surlanna bayrağını di- kemedigi son kale. o "kır- mızı başlıklı gazete'dir. Bu gazetenın ikinci say- fasmda ilk yazıın 7 Haziran I995"te çıkmı^tı. Degerlı büyügüm Karaören'ın ya- yımlamaya deger bulduğu >azımın basıldığı günkü se- vincimı unutamam. Bırgün önceden öğrendiğım ıçın. ^afak vaktiyle bakkalın he- nüz açılmamış kapısımn önündegazete balyalarının yıgılacağı anı beklemeye Ve yazımın başlıgmayaki)jirbirruh ha- lı: 'GaripBirŞaşkınhk.' Bu şaşkınlık heryazıdan son- ra aynı güzellikte yaşanır benliğimde. Yine ıkınci say- fada kimı okurlarbelli ara- lıklarla. 'gazetenin sahibi îolmaflin' verdigi özgüven- le düşüncelerini anlatırlar. Kaç yıliık Cumhuriyet oku- ru olduklannı ozellikle be- lırtirler. Buyıllargenellik- le 30-40-50 gıbi. sonu sı- fırla biten sayılardan olu- şur. Nedendirbilinmez. kim- se 38 yıliık okur olduğunu söylemez de, bu sa) ıv ı 40 olarak söylerya da yazar. Bu önemli değil. zıra bu tutku- nun insan ya^amı boyunca sürecegi bellidır. Bende ıse bu tutku. gazetemızin 25000. sayısı ya)imlandı- ğı anda başlamıştı. Büyük tesadüftür; para \erıp sü- rekli almaya başladıgımda sol üst köşede bu say ı yazı- lıydı. Geçen yıllar içinde bu ga- zeteyı. yazarlannı ve siya- setle ilişkısini çok sorgula- dım. Yazarların kımileriyle ağabey-kardeş ilişkisı kur- dum. Bugüngeldigımnok- tada. okurun gazetenin sa- hibi oldugu gerçeğini gö- zardı etmemekle bırlıkte. okurların 'çizgi müfettişli- ği'ne soy unmamalan gerek- tigine inanıyorum. Okur toplantılannda sıkça tartışı- lan bu konunun gereksiz bir gerginlik yaraftıgını görüyo- rum. Tüm okurlar. gazete- nin her çalışanının. 1923 Devrimrnden \e Mustafa Kemal güne^inden asla ödün vermediğini bilmeli- dirler. Cumhuriyet. 'bu ülkenin aydınlık insanlarına yakı- şan' tek gazetedır. Bu toz du- man içinde. P1aton"unyüz- yıllarötesindengelen "dev- let adamı' tanımına duydu- ğumuz gereksinimi başka hangı gazete bıze anımsa- tırdr.'Cumhunyet'ınkimli- ği bu sorunun yanıtında ve tekel deûil tek oluşunda giz- lidir. ÇAĞINMOTEL Her öğün balık, akvaryum gibi deniz, kalabalıklardan ve kabalıklardan uzak sessiz tatil Sezon ftyatlanmız: 1 kişı T.R 7.500.000 .- TL. 2 kışı 1 hafta 98.000.000.- TL. Assos Bektaş Köyü Sütlüce Koyu Tel: 0286 - 723 40 42 -43 PENCERE Fethullah Gülen Batıni mi?.. Cumhuriyet'in ikinci sayfasında (13 Terriı 1998'de) Ismail Nacar ın "Yeni Bır Batınî 7İ kesi" başlığıyla ilginç bır yazısı yayımlandı. Nacar ne diyordu, anımsayalım: "Tahkatlar 28 Şubat süreciyle bırlikte tarih seleflen 'BatınTlerin politıkatannı ihya etmeye lışıyorlar. Bu konuda kendi aralannda üstü ka, lı olarak anlaşmış durumdadırlar. Bilındiğigıbı Batınîler'de gizlilik, daha doğn takıyye esastı, Sıyasi ve dini hedeflerı içın ikiy lü davranır, ser' verir, ama 'sır' vermezlerdi. C lecekteki amaçlan için tarihte ilk kez takıyye / litikası kullanan ve onu kurumlaştıran Batınîler'ı işte günümüzdeki tahkatlar, yanı (neo) Batı ler, mevcut koşullar karşısında bu politikayı y& den yürürlüğe koyma kararı aldılar. Örneğın F« hullah Gülen 'Küçük Dünyam' adlı anılarkitabı da 'Taktjk ve strateji söylenmez. Söylendiği an, onı bir taktik olma hüviyetı ortadan kalkar. Stratejil yalnız tatbik edilir. Bazen de bu stratejının başıı da olan insandan başka hiç kimse tarafından t linmemesi gerekir' diyor." Nacar bu saptamayı yaptıktan sonra birdenb re Atatürkçü kesılen tarıkat reısinın Batınîler'ı yörttemlerini kullandığını ve takıyye yaptığını ya zıyordu. Yazının önemıni bu köşede vurguladım. • Sayın Fethullah Gülen den bunun üzerıne bı mektup aldım; Sayın Nacar'a yönelik bir suçlama yı çıkararak mektubu yayırnlıyorum. "Değerli yazar ve aydın llhan Selçuk Beyefendi 17.7.1998 tarihli Cumhuriyet gazetesindekiBa- tıniyye başlıklı yazınızı okudum Batınîlık hakkında en basit bır islam Mezhep- ler Tarihikitabında da bılgibulunabilır. Mesela, Muğ- la Üniversitesı Rektörü, Sayın Prof. Dr. Ethem Ru- hi Fığlalı'n/n Çağımızda Itikadî islâm Mezheplerı adlı kitabında bu konuda yeterli bilgiyi bulabilir- siniz. Batınîlık, Şiı mezhebinin kollarından biridir. Şi- iler, Peygamber Efendımız'den sonra Hz. Ali ve onun soyundan gelenleri imam kabul ederier. Fa- kat, her bır imamdan sonra, eğer bu imamın bir- den fazla oğlu varsa, hangisının gerçek imam ka- bul edileceği konusunda sürekli ihtilaflar çıktığın- dan, Şiilerher imamdan sonra bölünmüşlerdir. Ca- fer-i Sadık, Hz. Ali de sayıldığı takdırde, 6'ncıimam- dır. Kendisinden sonra bazılan, Cafer-ı Sadık'ın büyük oğlu olup, sağhğında vefat eden ismailVn gerçek imam olduğunu kabul etmiş, bundan do- layı kendilerine Ismailiye, Ismail 7. imam olduğun- dan Seb 'ıyye denmıştir. Bu mezhep mensupları, daha sonra liderleri Meymun el-Kaddah ve oğlu Abdullah zama- nında eski Ön Asya dinleh ve bılhassa Neo-Pla- tonizm 'den etkilenerek, Batınflik denilen akidenin kurucusu olmuşlardır. Bu mezhep, İslam mez- hepler tarihinde, gulat (Islamın ana bünyesinden kopmuş aşın inanç sahibi) mezheplerjçinde mû- talaa edilmiştir. Bu mezhebin iran 'a gönderdiği da- îlerinden, yanl propagandacılarından ıken, ferdî saltanat davasına kalkışan Hasan Sabbah, bilin- diği gibi Selçuklular'ı uzun yıllar uğraştırmıştır. Son zaman/arda şahsımayöneltilen maksatlı hü- cumlar içinde her şey aklıma gelebılırdi de, Sün- niliği herkesçe malum olan benim gibi bir insan- la, Şiiliğin aşın kollarından Batınîlik arasında ilgi kurulacağı aklıma gelmezdi. Bu aklıma gelmedi- ğı gibi, (...) bınnm ortaya attığı şeytanın bıle aklı- na gelmeyecek böyle bır ıddıayı, kamuoyunun yıllardıryakından tamdığı ve bu kamuoyunda ken- disine bellı biryer edinmış bulunan değerli aydın llhan Selçuk Bey'ın köşesine alacağı hıç aklıma gelmezdi. Bırınsanın ınancına, fikirlerıne, faaliyet çizgisine karşı olunabilir. Fakat bu karşı oluş, o in- san hakkında en olmayacak uydurmalarda bulu- nulmasına izin verir mı? Belli maksatlarla ve her türlü mesnetten yoksun iftıralarla üzerıme gelın- diği bir zamanda, Sayın llhan Selçuk Bey'in, bu uydurma ve yakıştırmalann en bayağısına tutu- nacağına doğrusu hiç mi hiç ihtimal vermezdim. Bunun tamamen bır art nıyet veya baskı ya da yi- ne llhan Selçuk Bey'eyakıştıramayacağımızbaş- ka faktörlerle olmuş olabileceğine yine ihtimal vermek istemiyorum. Bu tarihi hatayı düzelteceğiniz ümidıyle saygı- lanmın ve en iyi dileklerimin kabulünü arz edıyo- rum." • Ismail Nacar, bugünkü tarikatların Batımler'den olduklarını söylemıyor: Batınîler'in strateji ve tak- tiklerini kullandıklannı söyluyor kı doğrudur. Sayın Gülen, işin bu yanını es geçerek, "Küçük Dünyam" adlı kitabındaki, "strateji ve taktik" ko- nusuna ilişkin açıklamasını da atlayarak, "Ben Sünniyim, Batınîlık Şiiliğin kollarından biridir" de- yip konuyu saptırıyor. Mektubun yanıtı yann... DEMOKRATİK SOL'CULAR • Demokratik Sol'un dünü, bugünü, yarını, Neden ısrarla Demokratik Sol ? • Ulusal Sol - Bülent ECEVİT • Demokratik Sol - Mustafa ILİMEN • Sekiz yıliık eğrtım gerçeğı - Araştırma Inceleme • Sosyal Gûvenlık Reformu - Gul Neşe EREL ıte söyteşı • Medya, Polrtıka ılışkılen - Hakan TARTAN • Köy Enstıtulen ile yen/den - Mustafe AYDOĞAN • Demokrası ve Sendıkalar - Ahmet AĞAR • Kur'an'ı anlayarak okumak - Araştırma (nceteme • Dolar Mıllıyetçılen. sahte muslûmanlar ve ulusalcıhk - Halöun GÛLER • Soldanetleşme- Fatıh EKMEKÇİ • Azefbaycan Turku nasıl kafledıldı' • Enflasyon kadenmiz mı' - Ekonomı • Erken seçırmn ulke ekonomısıne malıyetı - Yorumsuz • EdeDıyat - şıır - kankatur - pdrtık bulmaca Hepsı dergınız ÇÖZÛM'de Çözum gazete bayılerinde AboneiiK ve Isteme Adresi : Karanfil Sokak 25/20 Kızılay - ANKARA Tel / Fax : 418 92 72 - 418 34 7O Başka Türkiye Yok Haydi Fidan Dikelim ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZVON KONTROLÜ GENEL MİDİ'RLLĞL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear