Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 AĞUSTOS 1998 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Devlet sosyal güvenKkte yok• TÜSİAD, TÜGİAD,
MESS, Türk-îş, DlSK ve
diğer işçi sendikalarının
Dünya Bankası, OECD ve
DİE kaynaklarından
derledikleri veriler,
"karadelik" yalanına karşın
Türkiye'nin çağdaş
ülkelerdeki sosyal güvenlik
düzeyinin çok altında
bulunduğunu ortaya koyuyor.
ALİER
AB üyesi devletler, milli gelirlerinin
yüzde 27'sini sosyal güvenliğe ayınrken
Türkiye'nin ayırdığı pay. çarpıtilarak
verilen rakamlarla dahi yüzde 5'i bul-
muyor. Türkiye. Avrupa ülkeleri arasın-
da sosyal güvenliğin finansmanına dev-
letin katkısını yasal zorunluluk olarak
düzenlemeyen tek ülke. OECD ülkele-
ri arasında da yalnızca Türkiye'de işsiz-
lık sigortası bulunmuyor. Diğeryandan
Türkiye, haklı bir gerekçe olmadan key-
fi işten çıkarmayı önleyen ILO'nun 158
sayılı sözleşmesini iç hukukunayansıt-
mıyor; nüfusun yüzde 20'sinin hiçbir
sosyal güvencesi bulunmuyor. SSK"nin
finansmanında ise tüm yük, işçi ve iş-
verenlerin sırtında.
TÜSİAD. TÜGİAD, MESS, Türk-lş.
DtSK ve diger işçi sendikalarının Dün-
ya Bankası, OECD ve DİE kaynaklann-
dan derledikleri veriler. Türkiye'nin
çağdaş ülkelerdeki sosyal güvenlik dü-
zeyinin çok altında bulunduğunu orta-
ya koyuyor. MESS'in "Dünyada ve
Türkiye'de Rekabet" adlı raporuna gö-
re AB üyesi ülkeler, milli gelirlerinin or-
talama yüzde 27'sini sosyal güvenlik
harcamalanna ayırıyor. Türkiye'de ise
SSK. Bag-Kurve Emekli Sandığı açık-
lannı kapatmak için Hazine'den aktan-
lan miktar. milli gelirin yüzde 4.9'unu
geçmiyor. KİT'lerin SSK'ye olan prim
borçlan da bu rakam içinde gösterildi-
ğinden reel oranın çok daha düşük ol-
duğu ortaya çıkıyor Örneğin, 1995 yı-
lında Hazine'den SSK'ye aktanldıgı be-
lirtilen 81.3 trilyon liranın 22.1 trilyo-
nu. KİT'lerin SSK'ye olan prim borç-
lanndan oluşuyor.
SSK'ye ek yük
Siyasi kararla !987'den itibaren veril-
meye başlanan. ancak hiçbir prim kar-
şılıgı ve Hazine desteği olmayan "sos-
yalyardun zammı" SSK'ye büyük yük
getiriyor:öylesinel<i, 1994 yılında 78.4
MİLLİ ECİTİM BAKANLICI
Kitap seçimi
öğretmenlere
bırakdacak
• Bakanlık, velilerce seçilen kitaplar arasındaki
farklılığın ders işlenmesini olanaksız hale getirdiğini
göz önüne alarak kitap seçimini öğretmenlere
bırakıyor. Daha önce de Zümre Öğretmenler
Kurulu'na ait olan yetkiyi sınıf ögretmenlerine
bırakma karan alan bakanlık, "rüşvet iddialannın"
da önüne geçmek isriyor.
1998 bütçesinden sosyal güvenliğe aynlan pay:
SSK: 473 trilyon
Bağ-Kur: 435 trilyon
Emekli Sandığı: 492 trilyon
TOPLAM: 1.4katrilyon
Karadelik yalam: SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur
açıklannı kapatmak üzere 1998 bütçesinden 1.4 kat-
rilyon lira aynlması öngörülüyor. Bu rakam çağdaş
ülkelerin sosyal güvenliğe ayırdıklan payın altıda bi-
ri olmasına rağmen, bütçenin kara deliği olarak ta-
nımlanıyor. Resmi açıklamalara göre 5 milyon oldu-
ğu belirtilen kayıtdişı istihdamın kayıt altına alınma-
sı, SSK primlerindeki eksik gün ve eksik ücret kaça-
ğının önlenmesi durumunda tek başına SSK gelirleri
1.4 katrilyonluk sosyal güvenlik açığını kapatmaya
yetiyor.
Deviet sosyal güvenlikte yok
{Sosyal güvenlik harcamalanntn GSMH'ye oranı)
Aimanya
Belçika
Oanimarka
Fransa
HoJtanda
Ingittere
Irianda
ispanya
Isveç
itafya
Luksemburg
Portekiz
Yunanistan
Türidye
1
|
1
1
1
r
, . . 1
Tûı
Kaynak^MBSS.
Dûryadave
1997
0 5 10 15 20 25 30 3!
trilyon lira tutan emekli aylıklannın
47.6 trilyon lirasını sosyal >ardımzam-
mı oluşturuyor. Beıızer şekilde. 1985
yılında y ürürlüge konulan yasa gereği
emekli. dul ve yetımlerin vergi iadeleri
de SSK bütçesinden karşılanıyor. Sa-
nayi Odası se Merkez Bankası "nın ve-
rilerinegöreSSkfonlarının 1965-1993
yıllan arasındaki yanlış kullanım vedü-
şük nemalandırma sonucu uğradığı ka-
yıplann 20 milyar dolar (5.4 katrilyon
lira) olduğıı vurgulanıvor. Fonlarının
yanlış kullanmıına ve siyasi müdahale-
lere karşın SSK. 1994 yılına dek dev-
letten tek kuruş katkı almadan. harca-
malannı açık vermeden gerçekleştirdi.
Tiirkiye'de sosyal güvenliğin finas-
man yükü. işçi ve işverenın sırtına yiik-
lennıiş durumda. SSK prim kesintisı:
işçiden yüzde 14. işverenden yüzde
19.5-25 olmak üzere toplam yüzde 4O'ı
buluyor. Yiiksek kesintı oranı. işçi ve iş-
\eren kurulu^larınca istihdamı olumsuz
etkiledigı gerekçesiyle eleştiriliyor. İs-
panya'da yüzde 12. Aimanya'da yüzde
21. Japonva'da ise yüzde 10 olan pnm
kesinti oranları. bu yöndeki eleştirilere
haklılık kazandınyor. Başta AB ülkele-
ri olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte
olan çok sayıda ülke. u
haklı bir gerek-
çeolmadan kimsenin işinden çıkanlma-
masını" öngören ILO'nun 158 sayılı
sözleşmesini iç hukuk hükmü olarak
uyguluyor. ILO'nunsözkonusu sözleş-
mesini imzalamasına karşın iç hukuku-
na uvarlamayan Türkiye'de ise iş Kanu-
nu'nun 13. maddesine göre işveren di-
ledıği zaman dilediği kişinin iş akdini
teshedebiliyor. Bu nedenle. özellikle
sendikah olmak isteyen işçi, kendisini
kapı önünde buluyor. Sendikal gerekçe-
lerle son 1.5 yılda işten atılanların sayı-
sı sadece DİSK'e baglı sendikalarda 50
bini aşıyor. DİE'nin resmi verilerden
hareketle yaptığı saptamalara göre.
1995 yılında 210 bini keyfi olmak üze-
re toplam 335 bin kişi işten atıldı: 81 bin
kişinin işten atılma gerekçesi ise bılin-
mıyor. Türkiye. OECD ülkeleri arasın-
da sosyal güvenliğin en önemli unsur-
larından olan işsizlik sigortaMnın bu-
lunmadıgı tek ülke. İşsizlik sigortası,
asgari yaşam güvencesi sağlamanın ya-
nı sira. kayıtdışı çalıştırmanın önlenme-
sindeki rolü açısından da önem taşıyor.
Zabıtadan
huzurevine
ziyaret
Belediye Zabıtası'mn 42.
kuruluş yıldönümü etkin-
likleri kapsamında J ürkive
Bejedive Zabıtalan V'akfı
(TLZAV) yönetici ve iiyele-
ri diin Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kuru-
mu "na bağlt İzzer Baysal
Huzurevi sakinlerini zi>aret
etti. TÜZAV Cenel Başkanı
Şinasi Yalçın veyönetim ku-
rulu üyeleri Hamit Doğan,
İNazım An, Osman Nuri
Özkan ve Mehmet Demir
huzurevinde kalan yashlara
baklava ikram etti. Huzure-
vi sakinleriyle sohbet eden
ve sorunlannı dinleyen TÜ-
ZAV yöneticileri, zabıtanın
toplumsal görev leri %e vak-
fın amaçlan hakkında bilgi
verdiler.
EBRU TOKTAR
ANKARA-Milli Egitim
Bakanlıgı, geçen yıl
\elilere bırakılan kitap
seçiminin büyük kargaşa
yaratması üzerine.
tnevcut sistemi değiştirme
karan aldı. Kitap
seçiminin ögretmenlerce
belirienmesini
kararlaştıran bakanlık,
ıüşvet iddialarını asgariye
indirmeyi de hedefliyor.
Bakanlık, velilerce
seçilen kitaplar arasındaki
kriclılığın ders
ijlenmesini olanaksız hale
jetıriigini göz önüne
ila-ak kitap seçimini
»greTnenlere bırakıyor
I)atu önce de Zümre
dgretmenler Kurulu'na
îito'an yetkiyi sınıf
•ğıeTnenlenne bırakma
laıan alan bakanlık.
riştet iddialannın" da
•nine geçmek istiyor.
tacaılıgın Zümre
>|remenler Kurulu
o u l a kitap seçimini
tkl:meye çalışan
a^ııcılann, yeni sistemle
;Vttk tüm öğretmenlere
Is^mayacagını
ısıradıgı öğrenildi. Yeni
i senle her ögretmen
eid sınıfındaki ders
itpannı belirleme
eKsine sahip olacak.
*9'$-1999ögretim
cıeninde okutulacak
itjıan ve fiyat
s^trini gösteren
ieılfler Dergisi'nin ise
^Aiustos'ta
c;cînacagı belirtildi.
îe-eı yıl mayıs ayında
sjLlnan kitap listesinin
mi'-] agustosa sarkması,
^sım programlan ve
•et litaplannın
yenilenmesine baglanıyor.
Yayımlar Dairesi.
bakanlık kitaplannı bu
tarihe kadar yetiştirmey i
hedeflerken ücretlere
yapılan zamlan da çok
yüksek tutmamaya
çalışıyor. Bakanlıgın, özel
sektör kitaplanna yüzde
65'in üzerinde zam
yaptırmayacağı
belirtiliyor.
Bakanlık. klasiklerden
sonra ilk kez kapsamlı bir
dizi çalışması başlattı.
"İnsaıı Haklan Fgitimi
Dizisi" adlı bir yayın
projesi hazırlayan
bakanlık. dizinin ilk
kitabı olarak eski Milli
Egitim Bakanı. devlet
adamı. şair. büyük egitim
ve kültür reformcusu
Hasan Âli Yücel'in "îyi
V'atandaş İyi Insan" adlı
eserini seçti. Milli Egitim
Bakanı Hikmet
L'luğbay'ın önsözüyle
başlayan kitap, 1956'daki
ilk yayımının tıpkıbasım
özelligini de taşıyor. 10
bin adet basılan kitap,
piyasay a sunulmaya
başlandı.
Tıpkıbasım olarak
yayımlanan ve
sadeleştirilmesi
yapılmayan kitaba
ögrenciler için bir sözlük
konulmaması ise
eleştirildi. Aralık 1997'de
Talim Terbiye Kurulu
uzmam Selahattin Elibol
tarafından hazırlanan
"Doğumunun 100.
Yılında Hasan Âli Yiicel"
adlı eseri yayımlayarak
tüm il milli egitim
müdürlüklerine yollayan
bakanlıgın yeni projesi de
bilim çevrelerinden
destek görüyor.
ALİ HAYDAR VEZİROĞLU'NDAN
KAMUOYUNA AÇIKLAMA
Yakından izlediğiniz gibi, Körfez Krizi'ne dönüşen Izmit Körfez
Geçişi İhalesi ile ilgili davanın Yargı'da devam ediyor olması ve
Yüce Yargı'ya olan saygım nedeni ile değerli medyamızın tüm
ısrarlarına rağmen 15 aya yakın bir süre suskun kaldığım
bilinmektedir. Ancak, Bayındırlık Bakanı Sayın Yaşar Topçu ve
ilgililerin kamuoyunu yönlendirme çabaları ve yargıyı etkilemeye
yönelik açıklamaları karşısında, ben de kamuoyunu bilgilendirme
ve hakkımı arama mücadelesi içine girmiş bulunuyorum.
İzmit Körfez Geçişi ihalesi ile ilgili olarak Parlamentomuzda Sayın
Yaşar Topçu aleyhine bir gensoru açılmıştır. Bu gensorunun
görüşülmesi, Parlamentomuzun tatile girmesi nedeni ile zorunlu
olarak Ekim ayına kadar ertelenmiştir.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'ne ve sayın üyelerine saygım
nedeniyle parlamentomuzun yeni çalışma döneminde tartışmaların
sonucunu bekleyerek, o tarihe kadar sessiz kalacağımı kamuoyuna
açıklamak gereğini duydum.
ALİ HAYDAR VEZİROĞLU
KENDİNİ SOYDURMAMAK SENİN SORUNUN;
DEVLETİ VE HEPİMİZİ SOYDURMAMAK
PARLAMENTOMUZUN SORUMLULUĞUDUR.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
'Mukaddes Yağma
Devleti'nde Af
"Mukaddes Yağma Devleti"nde, bireye doku-
nulur, devlete dokunulmaz.
"Devlete dokunulmaz" demek şu ya da bu bi-
çimde "devletin" örneğin, "Mukaddes Yağma
Devleti"ri\n parlamentosunda görev yapanlara
dokunulmaz.
Örneğin, "Mukaddes Yağma Devleti"n'm. bü-
rokrasisinde görev yapan yağmacılara da doku-
nulmaz.
Örneğin, "Ben, vatanımı, milletimi, devletımi
çok seviyorum, onları korumak için çete kurdum
ve devlete zararlı insanlan öldürüyorum" dıyen-
lere de dokunulmaz.
"Mukaddes Yağma Devleti"nin amacı sadece
ve yalnızca, üzerinde kurulmuş olan toprakları, bu
topraklardaki tarihi ve doğayı yağmalamak. yağ-
malanan bu topraklar üstünde vatandaşların ver-
gilerinden ve doğrudan ceplerinden yağmalanan
para ile yatırımlar yapmaktır.
Böyle bir hedefi gerçekleştirmek amacıyla ele
geçirilmiş olan devleti korumak için de yönetici-
leronu "mukaddes", yanı ulvi ve uhrevi nitelıkle-
rinden dolayı, dokunulmaz ilan etmişlerdir.
Pek doğal olarak bu devletin yönetimıne de an-
cak ve sadece "yağmayı iyi bılenler ve becere'n-
ler" ortak olabilir.
• • • • r
;.
Sevgili okuyucularım, hemen anlamışsınızdır.
"Mukaddes Yağma Devleti" diye bir devlet aıîık
bütünüyle "çağ gerısı".
Birdefa, günümüzde "mukaddes" yani, din ve
Allah adına işleyen bir devlet mekamzmasını şa-
vunmak olanaklı değil. Türkiye'de bunu savunap
ne bir kişi var ne de bir siyasal parti!
Ikinci olarak, vatandaşların denetımmde ol^n
bir devlette, sadece o devletin değıl. tüm ınsanlı-
ğın ortak zenginliği olan tarihi ve doğayı yağma-
lamak olanaksız. Türkiye'de de böyle örnekler talf
yok!
Üçüncü olarak vatandaşların ceplerinden vje
vergilerinden para yağmalamak ve bu paralar)^,
yağmalanan kamu zenginliği üzerinde kişisel y'a-
tınm yapmak bütünüyle gündem dışı. Son gün-
lerde tartışılan olaylarla böyle bir yağmanın hiçbv
ilişkisi yok!
Hele hele günümüzün "demokratik hukuk dev-
leti" çerçevesinde "devlet adına cinayet işlemek
için çete kurmak", akla ve hayale bıle sığmaya-
cak bir çılgınlık. Zaten bunu yapan kimse de yok!
• • •
"Mukaddes Yağma Devleti"nde, pek doğal ola-
rak yağma üzerine kurulu devleti eleştirmek de
devletin "mukaddes" niteliğinden dolayı yasak.
Devlete yönelik tüm eleştiriler, en sert biçimde
cezalandırılır. Bu işi devlet yapmazsa. onun adı-
na çeteler devreye girer ve infaz gerçekleşir.
Ama devlet adına, ya da bızzat kendi adına yağ-
ma yaparken, kazayla "genelyağma kurallanna"
aykırı davrananlar ve bu arada ırza geçme. adam
öldürme ve benzeri "bireysel" suçlan işleyenler.
oldukça hoşgörü ile karşılanır.
Birinciler, yani yağmacılar, genel kurallara aykı-
n, ama genel anlayışa uygun davrandıkları için.
ikinciler, yani katiller ve ırz düşmanları da, suçlan
devlete yönelik olmadığı için, zor yakalanırlar, zor
yargılanırtar, zor hapse atılırlar, hapiste zor tutu-
lurlar. Aslında bunların cezalandırılmamaları. ya
da cezalandırılmışlar ise, bu cezalannı çekmeme-
leri için elden gelen her şey yapılır.
• • •
Benim anlamadığım şu: "Demokratik ve laik,
sosyal bir hukuk devleti" olan günümüz Türkiye-
si'nde, devleti eleştiren yazarları, gazetecileri. dü-
şünürleri içerde tutan, ama yağmacıları, gaspçı-
ları, katilleri, ırzdüşmanlarını bağışlayan bireylem,
nasıl bir "devlet anlayışına" sığar acaba?
Haksız tutuklanatı
• • w
oğrencıye tazmınat
NECATt AYGIN
İZMİR-İzmirDGM'de
TİKB davasında 3 ay tu-
tuklu kalan Dokuz Eylül
Üniversitesi öğrencisi En-
der Reyhan. beraatının ar-
dından haksız tutukluluk
nedeniyle açtıgı tazminat
davasını kazandı. Maliye
aleyhine açılan 3.5 milyar
liralık tazminat davasında
mahkeme. 500 milyon lira
ödenmesini kararlaştırdı.
Reyhan'ın avukatı Suat
Çetinkaya, mahkemenin
verdigi tazminat miktannı
az bularak karan Yargı-
tay'a başv urarak temyiz et-
tiğini açıkladı. Çetinkaya.
Yargıtay'ın mahkemenin
kararını onaması halinde
konuyu Avrupa insan Hak-
lan Komisyonu'nagörüre-
ceğini söyledi.
Ender Reyhan. Dokuz
Eylül Üniversitesi Meslek
Yüksek Okulu Harita Ka-
dastro Bölümü'nde okur-
ken güvenlik güçlerince
TİKB'ye yönelik operas-
yonda örgüt üyesi olduğu
savıyla gözaltına alınmış,
24Ekiml994tarihindeİz-
mir DGM'ce rutuklanmı^-
tı. Reyhan 3.5 ay tutuklu
kaldıktan sonra mahkeme-
ce tutuksuz yargılanmak
koşuluyla serbest bırakıl-
mış. 6 Şubat 1997'de kanıt
yetersizliğinden beraat et-
mişti.
Izmir DGM'nin karannı
açıklamasının ardından
Ender Reyhan, haksız tu-
tuklamaya karşı Maliye
Bakanlıgı aleyhine avuka-
tı Suat Çetinkaya aracılı-
ğıyla Hatay Ağır Ceza
Mahkemesi 'nde 3.5 mily ar
liralık maddi ve manevı
tazminat davası açtı. Avu-
kat Suat Çetinkaya. Hatay
Agır Çeza Mahkemesi "ne
y aptıgı başv uruda görüşle-
rinı şöyledile üetirdi:
"MiivekkiUm DEÜ Mes-
lek \ iiksek Okulu Harita
Kadastro öğrencisi iken tu-
tuklandı. 3.5 ay tutuklu kal-
dı. Tutuklu olması nedeniy -
le okuluna devam edemedi
»e bir dönem kaybetti.
Okulun uzamasından yı-
kım olçüsündc etkilenmiş-
rir. Hayata bir \ ıl geriden
devam etmek zorunda kal-
mıştir. Müvekkilim okulu-
nu zamanında bitirmiş ola-
caktı ve ailesine ekonomik
katkıda bulunacaktı. Kısa-
cası elde edeceği gelirden
yoksun kalmayacaktı. Bu
nedenlerle maruz kalınan
gelir \eokulun u/aması ne-
deniylc yapılan masrafi^Tn
500 milyon lira maddi. tu-
tuklu kaldığı süre içinde
büyük acılar çcktiğinde/ı
acı ve yoksun kalınan <>/-
giirlüğü hiçbir madde.
ödence geriye getiremey^-
ceğinden manevi tazminat
olarak da 3 milyar lira tkt-
minatın dav alıdan alınara'k
müvekkilime ödenmesini
talep edhorum."
Hatay Ağır Ceza Mah-
kemesi kararında ise "Dos-
yadaki kayıtlar. İ/mir
DG.M dosyası. davacının
öğrenim durumu. rektö'r-
lük yazılan. tüm dosya bir-
likte incelendiğinde, davâ-
cınızı belirlenen gerekçelere
maddi tazminat talebinfn
reddine, manevi tazminat
talebinin kısmen yerinde
görülerek 500 milyon lira
manevi ta/minann davalı-
dan alınarak davacıya
ödenmesine, fa/laya ilişkin
istemin reddine oy biriiğiile
karar verildi" dendı.