Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CumhuriyeC
İmthaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Y'onetmenı: Orhan Erinç
Oücncl > a> ın K(xırdınatönı HikmetÇe-
tinka\a • Yjzıı^lcn Müdurü İbrahim
\ ıldı/ • Sommlu Müdur Fikret Ilki/
# Haber Mcrkczı Mııdüni Hakan Kara
0 Görsel Yonefmen. Fikret Eser
Dış Haherler ŞinaM Danışoglu • İMihhurjt Cenj;İ7
\ ıtdırını # hkonomı Mehnıet Saraç • kullur:
Handan îjenköken # Spor Abdülkadir \ ücelman
# Makaleler Sami Karaören • Dıızeltıne \bdullah
Va/Ki# Fotoûraf Erdogan Köseoğlu •Bılgı-Bolec
Edibe Buğra • > urt Hubcrlon Metımet Faraç
\.ı\ın kıırulu Ilhan Sel<,uk
(Başkan). Orhan Erinç. Oktav
Korthöke. Hikıııct (.'i'tinkata.
Şükraıı Soncr. Ergun Balcı.
İhmhim V ılıh/. Orhan Bursalı.
Mustafa Balha\. Hakan Kara.
AnkiHa TcniMİciM. Mustafa Balba> Atatürk Bul\an No:
125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 41 ^5020(" haıı. Faks-
419502' # fzmır Tenisilcısi Serdar Kı/ık. H Ziya
Bl\ ! 352 S 2 3 Tel. 441 1220. Fak> 44141 P • Adana
TentMİcisi ÇetinYiğenoğlu. lnonüCd. 1I9S No:l Kat:l,
Tel 363 12 11. Faks 363 12 15
Mue>M?:>£ Muduru Cstıin \knıen #
Koordınatör \hmet Koruhan #
Muhavh; BülenMencrtldarc Hiistun
Cûrer • Ulctme Önder Çelik • BıLn-
Işlem Nail InaJ # Bll^'jsavjr Sı^lem
Mürm.t (,ilcr#S.]lı- Ka/ikl Kuza
MEDV\ C: • Yuneımı Kunı
Ba^kanı - (JL-HCI Mudıır Gülb
Erduran 0 koordnutor Rcl
Işıtman # (»cııcl Mııdur Yanlimcı
Sevda Çoban Tel 514 07 5.1
51.1')<}«)-? 1.1 N4«Wıl.Faks 5I3S-K
\ a>ımla\an \e BHMM: Yen! (iııtl Haber -Vıansı. BaMtı \e Yavıncılık A S.
T ırhvjjı ı ,ıJ ••14! Cjiıli'ükı 14.114 Nı PK 246 Uıanhul f d ıd Z'.2< 51: 05 n> ı:o hj-. F.ıU
3 AĞUSTOS 1998 Im.sak: 4.09 Güneş: 5.54 Ööle: i 3.1 İkindi: 17.09 Akşam: 20.26 Yatsı: 22.04 vvvvvv.cumhuriyet.com.l
'Hemofilililerin
çogu hepatit
mikrobu taşıyon'
• İSTANBIL(AA)-
Kı^ıla\ kan Merkezi'nden
I W yılına kadaralınan
pljzmalarda. hepatit
kontrolünün lam anlamıyla
yapılnıamasi nedeııiyle
Türkıye'dekı henıofili
hastalannın yüzde 60-
70'ıniıı hepaîitlı olduğu
bildınldı.Türkıye Henıofili
Derneğı Başkanı Doç. Dr.
Bülent Zülfikâr. kanda
pıhtılaşmayı »ağlayan
proteınlerın görev
yapanıaması veya
bulunmaması nedeniyle
ortaya çıkan \e anne
)oluyla çocuğa gecen
hemot'ılı hastalığının
tedavisi içyi 5 yıl öncesine
kadar Kızılay Kan
Merkezi'nden alınaıı
plazmaların kullanıldığını
söyledi.
Hacıbektaş
Atatürk evi
• \E\ŞEHİR
(Cumhurivtt) - Atatürk'ün.
Kurtukış Saıaşi'nı başlattığı
dönemlerde çıktığı yurt
gezilerınden bırındegeldiğı
Hacıbektaş ılçesinde bır
gece konakladığı tarıhı
konakta restorasvon
çalı^nıaları sürüvor. Kerpiç
olan bınanın iç
bolümlenndcki çürü>eıı ve
\ ıpraıun ah^ap
malzemelerin
değiştırıleceğinı \e
tavandakı tahta üzerıne
vapılmı^ bezemelerın
venıleneceğinı belirten
Nev^ehir Müze Miidürü
Halis \enipınar. Atatürk
E\i'nın restorasvonunun bu
>ıl sonuna kadar
yetı^tırilmeM için çaba
göMereceklerını sö> ledi.
Dünyanın en
büyük heykeli
• BLRS\(A.A)-
Hevkeltıraş Prof. Dr. Tankut
Öktem düınanın en büyük
he>kelını AtŞon'da \apacak.
200 metreboumdaki
Atatürk hevkelıni granit
kavava oşacak olan Prof.
Dr. Öktem'ı Af\onlu bir
i^adamı destekliyor. Afyon
vakınlarındaki Ankara volu
üzerinde. granit zemine
yapacağı çalışma içııı
patlaucı uzmanlanndan
yararlanaeağını belirten
Öktenı. bu tür çalışma
örneklerının ABD'de
bulunduğunu ifade etti.
TÜPkiye'de
intihar
• ADANA (AA)-
Türkıve'de ıntıharolaylarına
diğer ülkelere göre oldukça
az rastlanıldıgı. ölümlerin
sadece lOObinde 2"sini
intıharların oluşturduğu
bildirildi. Hacettepe .
Gnı\ersitesi Halk Sağliğı
Anabilim Dalı öğretim
üjesı Doç. Dr. Hılal Özcebe
\e araştırma göre\ lisi Dr.
Dılek Aslan tarafından
vapılan bir araştırmaya
göre. ıntiharlar yüzde 34'lük
bir oranla 15-25 yaş
grubunda daha sık
görülü\or.
Nemrut restore
edilecek
• K.ÂHTA (.\A) - Merkezi
Hollanda'da bulunan
Lluslararası Nemrut
Vakff nın Genel Sekreteri
Mahnıut Arslan. "Turizmin
Oscan" kabul edilen "Altın
Elma" ödülüne 1999 içın
ada\ gösterilen Nemrut ören
yerinin restorasjonuna talip
olduklarını bildirdi. Arslan.
Nemrut Dağfnda tahrip
olan eserlerın
restorasvonunu.
korunmasmı. çe\re
düzenlemesini. Kommagene
adıyla müze kurulmasını \e
anıt-mezan açarak
çıkanlacak eserleri
sergilemeyi amaçladıklarını
kaydeni.
Beslenmenin
faturası
• İSTANBL L (ANKA) -
Sıcak hasalarda
beslenmenin faturasının
zehirlenmesle
sonuçlanmaması için
alış\eri* \aparken bazı
konulara dikkat edilmesi
istendi. Tüm Tüketicileri
Koruma Derneği'nden
Gıda Mühendisi \1e\da
Yurtse\er. gıdaları saklama
koşullarma dikkat edilmesi
gerektığme ı^aret etti.
Yurtsever. semt pazarlarında
giineste satılan kaşar. beyaz
peynir \e benzeri süt
ürünlerinde bulunan küf
mayalarının stcakta
mikotoksin oluşturduğunu
belirttı.
Zorunlu eğitim süresi uzadıkça ülkelerin gelişme düzeyleri de artıyor
Eğitim gelişmeııiıı koşuluİstanbul Haber Senisi-Zorunlu eğitim
siiresı uzadıkça gelı^me düzeyi de >ük.->e-
lı\or. "Eğitimdüze>inin>üksek olduğu ül-
kelerde be^eri serma\enin de üstdüze\de ol-
duğu" uırgulandı.
Gazi Cnnersitesi öğretim üyesi Doç. Dr.
ÖmerFarokÇolak ınTürkivelşveren Sen-
dıkaları Konfederasyonu \e Lluslararast
Çalı^ma Te^kilatı içın hazırladığı "Küre-
selleşme,BeşeriSerma>e>eÇocukİşgücüvl
adlı rapor. eğitimin nitelıği. insanı gelişme
\e ülkelerin gelışmışlık düze\ ı arasında \a-
kın ılışkı olduğunu bir kez daha ortav a ko\-
du. Raporda. 25 >a^ \e üzeri nüfusun orta-
lama öğrenım süresinde diinya ortalaması
5 yıl olarak saptanırken. sanav ıleşmi^ ülke-
lerin orralamasının bunun ıki katı. yani İ0
> ıl olduğu belırtildı. Japonya. Kanada. Nor-
\eç. Uviçreve ls\eç gibigelismiş ülkeler-
• Türkiye Işveren Sendikaları Konfederasyonu ve
Uluslararası Çalışma Teşkilatı için hazırlanan raporda,
zorunlu eğitim süresinin Japonya, Kanada, Norveç, fsviçre.
İsveç ve Avustralya'da 9; ABD. Hollanda ve İngiltere'de 11.
Fransa ve Almanya'da ise 10 yıl olduğu belirtildi.
de zorunlu eğitim süresi ile 25 yaş \e üze-
ri niifusun öğrenim süresinin uzunluğu dik-
kat çekerken; Tayland. Filipinler. Endonez-
ya. Pakistan \e Hindistan'da bu rakamlann
oldukça düşük olduğu \ urgulandı.
Raporda. zorunlu eğitim süresinin Ja-
ponya. Kanada. \or\eç. Isviçre, İsveç \e
Avustralya'da 9: ABD. Hollanda \e Ingil-
lere'de 11. Fransa ve Alnıansa"da ise 10 yıl
olduğu belirlendi. 25 yaş \e üzeri nüfusun
öğrenım süresi açısından da bu iilkelerdün-
yanın önde gelen ülkeleri arasında geldıler.
Bu sürenin Japonya'da 10.7, Kanada'da
12.1. \or\eç'te 11.6. fsviçre, İs\eç \e Al-
manya'da 11.1. ABD'de 12.3. Avustralya ve
İngiltere'de 11.5. Fransa"da 11.6 ve Hol-
landa'da 10.6 yıl olduğu belirtildi.
Gelişınışlik düzeyi düşük ülkelerde ise
zorunlu eğitim süresinin oldukça kısa ol-
dugu gözlendi. Bu süre Tayland. Filipinler
\e Endonezya'da 6, Pakistan ve Hındis-
tan'da ise 5'eryıl oldu. 25 yaş ve üzeri nü-
fusun eğitim durumu açısından da bu ülke-
lerin durumunun çok gen olduğu belirtil-
di. Bu sürenin Tayland'da 3.8. Filipınler'de
7
.4. Endonezya'da 3.9. Pakistan'da 1.9 ve
Hindıstan'da ise 2.4 yıl olduğu bıldırildi.
8 > ıl araştırması
Mıllı Eğitim Bakanlığı. 8 yıllık kesinti-
siz ilkögretimın. eğitim kalitesine yapaca-
ğı etkı ıle birlikte. Türkiye'ye getireceği
köklü değişıklıklen belirlemek amacıyla bir
dizi araştırma v e ınceleme yapacak. Bakan-
lık. araştırma ve inceleme çalışmaları için
20 milyon 97
0bın dolarharcayaçak. Proje.
"Temel Eğitim Kapsamının Ya\gınla;tınl-
masr."Temel Eğitimin Kalitesinin Artünl-
ması", ~l vgulama Desteği". "İzlemoeDe-
ğeriendirme","İ\ ileştirme Fonu Oluşturul-
ması'* bölümlerinde yürütülecek.
keyfi
ABD'deki İvi Ni>«t O) unlan
çerçevçsinde yapûm buz
pateni yanşlannda ABD'li
Michelle Kwan. artistik
patinajda altın nıadaha
alırken Rus Maria Bunrska>a
(küçiik fotoğraO. Nassau
Veterans Memorial
Collesium'da yapılan
yanşmanın scrbest hareketler
bölümünde ikinci gelerek
gümüş madalvanın sahibi
oldu. (RELTERS)
Bakımsızlıktan düşük
kapasitede çalıştırılıyorlarMüzelerin
güvenlik sistemleri jbozuk
NERMİN BAYÇIN v eriliyor: "Sfetemleryıllıknormal ba-
kımfardan occirilmediği için kullanım
ömiirlerinden çok önceçalışırlılığını \i-
tinnekte. bu nedenle de kısa sürede ri-
hazlann \enilenmesi /orunluluğu doğ-
maktadır. A> nca müzelerde kadrolu
teknik pt-rsonelin de olmaması sıkın-
tılan daha da arttırnıaktadır. Bu du-
rummüzeteringihenliöinitehlike\edü-
şürmesinin >anı sıra devlet bütçesine
de bmiikzarar«etirmektedir.O>sa çok
Türkiye'nin önde gelen müzelerin-
demilyarlarharcanarakyaptınlangü-
venlik sistemlerinin bakımsızlıktan
düşük kapasitede çalıştıkları. bir kıs-
mının ise tamamen kullanılamaz dıı-
rumda olduğu öğrenildi. Kültür Emek-
çileri Sendıkası 'nın (Kültür-Sen) ha-
zırladığı "Müzelerde Güvenlik Sis-
temlerinin Güvensizliği'" başlıklı ra-
porda. bugünün değerıy le top-
lambedeli 1 triîvonuaşangü-
venlik sistemlerinin yıllık pe-,
riyodik bakımiannın yaptırıl-
maması nedeniyle kapasitele-
rinin çok altında çalıştıkları
ve kullanım ömürlerinin nor-
mal süresınden önce tükendı-
ği belirtildi.
Müzelerdeki soyguna ve
yangına karşı birinci derece-
de önem taşıyan kapalı devre
TY soygun ve yangın alarmı
gibi güvenlik sistemlerinin sık
sık bozulduŞuna dikkat çeki-
len raporda. cihazlann yalnız-
ca ilk biry ıllık garanti süresin-
de bakım gördüğü. daha son-
ra da konunun uzmanı olma-
yan bekçi ve diğer güvenlik
memurlannın elinde kaderle-
rineterkedıldiğı ilerı sürüldü.
Garanti süresinin bitiminden
sonra ilgili müze müdürlükle-
rinee sistem bakım v e onarım
işlemlerı için ilıale açılarak
"yıllık bakım sözleşmesi" ya-
pılmasi gerektiğı. ancak ilgi-
sizlik nedeniyle konunun gün-
deme getirilmedığine değini-
lenrapordaşu saptamalarayer e-posta : tan <a prizma.net.tr
daha düşük bir ödenek gerektiren > ıl-
lık bakım sö/Jeşmeleri> le sistemlerin
sağlıklı çalışmalansağlanabilecekken
bugün 500 mih an geçen ven/leme pro-
jeleri> le zaten kıt bütçe> le a> akta dur-
ma>a çalışan müzelerimize kaldıra-
mavacağı > ükler binmektedir."
İstanbul Arkeolojı Müzeleri'nde
beyni anzalı olan kapalı devre siste-
minitı yüzde 20. sürekli yanlış alarm
veren soygun alarm sisteminin ise
yüzde 30 kapasitey le çalıştığı
öğrenildi. Kapalı devredışın-
da bakımsızlıktan kaynakla-
nan diğer bağımsız sistem ci-
hazlannın onarılması ve temi-
ni için çıkanlan keşif bedeli-
nin ise yaklaşık yedi yıllık ba-
kım ücreti olan 9 milyara denk
düştüğü kaydedildi.
Türk İslam Eserleri Müze-
sinin kapalı dev re sistemi yüz-
de 10 ile çalışırken. y ine bakım-
sızlıktan dolayı 1996y ılındaıı
beri sıstemlerini yenilemeye
çalışan Topkapı Müzesi'nin
bugüne kadar yaptığı harca-
malarda yaklaşık lOOmilya-
rı bıılmuş durumda. Kapalı
dev re. soy gun alarm ve y angın
alarm sistemlen yıllık bakım
sözleşmelerinm yapılması içın
de girışimde bulunan Topka-
pı Müzesi Müdüriügü'nün 1.5-
2 milyararasında alınan teklif
bedellerini değerlendirme a^a-
masinda olduğu öğrenildi.
^'alııızca yangın söndürme
üniteleri vekapı kontrol sıste-
mine sahip olan Ayasofya Mü-
zesi ne kapalı devreTV siste-
mi ise veni kuruluvor.
Turizm krizi
jDidim'in iındaduıa
gurjbetçfler yetişti
CELALV1LMAZ
İZMİR - Turizm se-
zonuna iyi birbaşlangıç
yapan. daha sonra Tür-
kiye geneline yansıyan
durgunluktan etkilenen
Didim'in imdadına "gur-
betçiler**yeti>tı.
Türkiye'nin en ucuz
tatil beldelerinden biri
olarak gösterilen Dıdim.
mayıs ayında kalabalık
Polonyalı gruplarla tu-
rizm sezonuna iyi baş-
ladı. Daha sonra dünya
kupası. Tayland krizi.
Yunanistan ve ispan-
ya'daki ayakbastı para-
larının kaldınlması. do-
lar bazında enflasyon ve
KDV oranlarındaki kıs-
mi indirimleryabancı tu-
rist sayısını azalrtı.
Temmuzayının ikinci
yarısına kadar yüzde 30
kapasiteyleçalıştıklannı
belirten turizmciler.
otellerin bu tarihten itı-
baren Avrupa'dan ve
özellikle Almanya'dan
Türkiye'ye gelen "gur-
betçi turistlerle" doldu-
ğunu belirttiler.
Dıdim Belediye Baş-
kanı Mehmet Soysalan.
Türkiye'nin turizmdeya-
şadığı krizin belli başlı
nedenlerinin kamuoyu
tarafından bilindiğini.
asıl sorunun ise ülkede-
ki insan haklan ve de-
mokrasi alanındaki ek-
siklerden kaynaklandı-
ğını söyledi. Soysalan
şunlan söyledi: "be\1et,
turizmde tutarlı politi-
kalar oluşturmalı. çağ-
daş turi/m anlayışının
ardından değiL, önünden
gitmelidir."
Didım Tunzm Derne-
gi Başkan ı Taner Küs-
mez.yerli turist sayısın-
da kısa süre önce yaşa-
nan artışa ragmen endi-
şeli olduklarını dile ge-
tirerek. Didim'e bu yıl
ılk kez Makedon grupla-
rın dageldığini belirtti.
Bergama buluşması
Gençler
siyanürcü
şirkete karşı
OZAN YAY.MA.N
BERGAMA - Dünya
gençlerinın Bergama buluş-
masında coşku sürüyor. Ber-
gama'da ılk üç giinün sonun-
da yöre halkıyla kaynaşan
gençler yetenekleri doğrultu-
sundakendilerini ifade ettik-
leri gibı. ürettiklerini köylü-
lerle paylaşıyorlar. Berga-
malılar 9 yıldır Eurogold'a
karşı sürdürdükleri direnişte
tüm dünyaya duyurdukları
"Çokuluslu şirket Türkive'yi
terket1
" söylemini. 22 ülke-
den Bergama "ya gelen 2 bin
gençten duymanın mutlulu-
ğunu yaşıyor.
Geçmişi antik çağlara uza-
nan ve artık evrensel kültii-
rün parçası olan asklepion.
akropol ve bazilika dünya
gençlerini ağırlıyor. Tarihi
mekânları gezen gençler dü-
zenlenen gösterilerde günün
yorgunluğunu atıyor.
Buluşmanın dünkü bölü-
münde NarlıcaveÇamköy'e
giden gençler burada köy lü-
lerin sorunlarına pratik çö-
zümler ürettiler. Tıp fakül-
tesı öğrencileri köylülerın
sağlık sorunlarıyla ilgilendi.
Hukuk fakültesi öğrencileri
de köylülerin hukuki alan-
daki sıkıntılarına yardımcı
olmayaçalıştılar.
Gençleri maden sahası
çev resine götüren Narlıca v e
Çamköv halkı burada genç-
lerle beraber "Türkiye Afri-
ka olmavacak", "Susma, sus-
tukça sıra sana gelecek". "Si-
yanürcü şirketTürkhe'ji terk
et" sloganlarını attılar.
Öğleden sonra ise Dağar-
cık müzik grubunun dinleti-
si. Adana Umut Sahnesı'nin
oyunu. Ev ka 2 Çağdaş Kent
ve Yaşam Derneği Halko-
yunları Ekibi'nin gösterısi
gerçekleştırildi.
Gazetecı MusaAğacık'ır
mesleki yaşamından kesıtle-
n anlattığı "Musa'nınTeybı
\e Müsamere Vazılan" adlı
etkinlik gerçekleştırildi. Et-
kinlikte ayrıca Türkiye İn-
san Hakları Derneği Izmır
Şubesi tarafından hazırlanan
"İnsan ve Hakları" konulu
seminer sunuldu.
Akşam da Nobel ödüllii
y azar Dario Fo'nun eseri "Bir
Anarşistin Kaza Sonucu Ölü-
mü" adlı oy un. İstanbul Dev -
let Tiyatrosu tarafından ask-
lepion'da sahnelendi.
Gençlerin Bergama buluş-
masında bugün. Bergama
köyleri ve tarihi yerlerigezı-
lecek. Söyleşı bölümünde
"Ege Mifoslan İ zerineEtki-
leri ve Benzeıiikleri ile Nart
Mitolojileri" konulu etkinlik
düzenlenecek. Ayrıca "Ev-
ren, Biz \e Geleceğimiz. Koz-
mik Bir İnanış Sistemi" ko-
nulu seminer Prof. Dr. Tolga
Yarnıan tarafından verile-
cek. "Modern-Postmodern
Sanat" konulu söyleşı \edat
Demirkol ve üniversıte öğren-
cileri tarafından sunulurken
KTÜ öğrencileri de Doğu
Karadeniz edebiy atı üzerine
kamptaki katılımcıları bilgi-
lendırecek. Etkinliklerdeay-
nca "Pragmatizm \eTarihin
Sonu" İstanbul Ünıversıtesi
Edebıyat Fakültesi öğrenci-
leri tarafından hazırlanıp su-
nulurken. "Çe\re. Mizah \e
Siyaset Ilişkisi" üzerine Tan
Oral Semih Pon». Ertan Aj -
dın \c Bülent Habora konu-
şacaklar.
Etkinliğin akşamki bölü-
münde ise Güzel Düşlü Ço-
cuklar Dans Tiyatrosu'nun
sahneleyeceğı "İnadına
Lmut" adlı oyun ve Haluk
Loent'in konserıyle Bahri
Bozbaş'ın nıını göstensı yer
alıyor. '
SÖYLEŞI ATTİLÂ İLHAN
'Yirminci Asra Dair!...'
Evet, o şiiri ezbertemiştim: "...-uyumak şimdi. /
uyanmak yüzyıl sonra, sevgilim... / ...hayır, ken-
di asnm beni korkutmuyor, / ben kaçak değilim!"
II. Dünya Savaşı'nın en hummalı yıllannda (1943),
"Yürüyüş"teçıkan şiirin adı "YirminciAsra Dair...",
şairi Ibrahim Sabri! Ben, okulundan "siyasibelge"
ile "tardedilmiş" liseli çocuk; ismi, ilk defa duyuyo-
rum, ama başlığı Nâzım'ın olabileceği hissi uyandı-
nyor. Öyleymişde! "Yürüyüş", yayımlarken "40 Ka-
ranlığı"nın o çok özel koşullannı göz önünde tuta-
rak, dört mısraını nokta noktayla es geçiyor; bunla-
nn hangileri olduğunu, ancak otuz yıl sonra nasılsa
ele geçirebildiğim, Sofya baskısı "Bütün Eserle-
rf'nde(8 cilt) aynı şiiri. "Yirminci Yüzyıl Üstüne"baş-
lığı altında bulunca öğrenebileceğim:
ilk dört mısradan sonra, şiir şöyle yürüyordu: "...
asnm sefil / yüz kızartıcı / asrım cesur / büyük
/ ve kahraman / Dünyaya erken geldim diye kah-
retmedim hiçbir zaman / Ben yirminci asırlıyım
/ bununla övünüyorum..." Bundan sonra "Yürü-
yüş"ün atladığı o dört mısra gelıyordu: "...bana ye-
ter / yirminci asırda olduğum safta olmak / bi-
zim tarafta olmak / dövüşmek yeni bir âiem için!"
Nasıl, neresinden bakılsa, 141/142'nin kapsamı-
na, "ra/7a?ça"sokulabilecekmısralardeğilmi? 1943'te
Gâvurdağlan (Bahçe) dumanlı bir ilkbaharyaşarken,
beni ilk defa "asnmız" üzerinde düşunmeye sevk eden,
Nâzım'ın işte bu şiiri olmuştur.
Ne asır, ne asır!
Neden böyle oldu?
Marksizm, XX. yüzyılda proletaryanın "büyük ci-
han inkılâbı"r» öngörmüştü: Hesap tutmamış-
tır: çünkü yüzyılımız. -ne kadar paradoks gibi görün-
se de- hesap kitap, bir "milliyetçilikler" yüzyılı oldu.
1/ XIX. yy'dan başlayarak, gezegeni habis bir
tümör gibi saran emperyalizm nedir? "Milli" ve
"milliyetçi" sermayelerin, yeryüzünü ele geçir-
me teşebbüsü değil mi?
2/ Yüzyılımızın büyük bölümünde etkili olan iki
büyük "totaliterlik"ten, biri (Nazizm ve Faşizm)
Alman ve italyan "milliyetçiliği"nin gemi azıya al-
ması; ötekisi ise (Bolşevizm) Büyük Rusya "mil-
üyetçiliği"nin Avrasya'ya yayılması anlamına gel-
mez mi?
3/ "Soğuk savaş" sona erer ermez, gündeme
getirilen "Yeni Dünya Düzeni", "küreselleşme"
ve "özelleştirme" etiketi altında, ABD "milliyet-
çiliği"nin, gezegenimizi VVashington'dan yöne-
tilen bir sermaye imparatoriuğuna dönüştürme-
yi amaçlamıyor mu?
Efendim, "m///ef"yapay bir "olgu "ymuş da, "mil-
li devlet" aşılmalıymış da, zaten "milliyetçilik" diye
bir şey kalmamış da, cart curt. Lâf bunlar, aslında
yüzyılın bütün ideolojisini ve rejimlerini. gizli ya da
açık, "milliyetçiliklere" indirgemek mümkündür.
Neden böyle oldu? Sanırım Marks/Engels "pro-
jeksiyonu", ne kadar "enternasyonalist" görünürse
görünsün, aslında "Avrupa/merkezci" bir projeksi-
yon; "dünya devrimi" derken, düşündüğü, Avrupa
kıtası, dayandığı o kıtanın gerçekleri; oysa "Emper-
yalizm" çağında Batı proletaryası, "Mazlum Millet-
ler"\n soyulmasından elde edilen servetin paylaşı-
mına katılıyordu; bu da işçi sınıfının sivri köşelerini
hayli törpülemişti: 17 Ihtilâli'nde, tınmadılar. Tın-
mayacaklardı da! Gâzi'den Galiyef'e, "Mazlum Mil-
/ef"devrimcilerinin,Lenin'leTrotsky'yebirtür1üan-
latamadıkları budur.
Sebebine gelince, acaba şu mu? "Rus Ihtilâli", ger-
çekte sanayileşmiş kapitalist bir ülkede proletarya-
nın burjuvaziye karşı "ayaklanması "değildi; gerçek-
te Rusya, -onu izleyen Türkiye- yüzyılları sarsacak
yeni bir "Ulusal Demokratik Devrimler" çağını baş-
latmışlardı. Anadolu nasıl yarı/feodal çok milletli bir
imparatorluktan "milli" bir devlet çıkarmaya çalış-
tıysa; Ruslar da benzer başka bir imparatorluktan
kendi "milli" devletlerini çıkarrnak telaşındaydılar Ke-
rensky dönemi, o çerçevede sürebilseydi, Yeltsin
Rusya'sının şimdi yaşadıklan, o zaman yaşanacak-
tı; süremeyişi, sosyalizme hazır bir endüstri toplu-
munda, işçi sınıfının yolu o tarafa çevirmesinden
doğmuyor; işçiler azınlıkta, ağır basan köylülük (mu-
jik); ulusal demokratik devrimi, sosyalist devrime, Bol-
şevikler'in "darbesi" kaydınyor!
Ekonomik ve sosyal koşullan olgunlaşmamış "dev-
rimler"in merkeziyetçi bürokrasi diktalarına yozlaş-
ması, kaçınılmaz bir olay, o da zaten ya Türkiye'de
olduğu gibi "devrim"\n yanda kalması, ya Rusya'da-
ki gibi çöküp gitmesi! İyi de, siz buna "demokrasi'rim
yada "sosyalizm"\n "sonu"diyebilir misiniz?
Umutsuzluğun değil, umutların i$areti
Felâket bir emperyalizm yüzyılı olan XIX. yy'ın ar-
dından, XX. yy. gerçekte "Kurtuluş Savaşları "nın
"Tam Bağımsızlık" devnmlerinin kapısını açmıştır; ni-
haitahlilde, Rus, Çin, Küba vb. "ihtilaller", etiketi "sos-
yalist", yapısı anti/emperyalist, "ulusal demokratik
devrimler", "milliyetçilikleri"ağırbasıyor: XX. yy'da,
sanayi toplumu olamamış ülkelerin. sosyalizmi ger-
çekleştirmesi de zordu, sürdürebilmesi de! Öyle ol-
muştur, ama...
... "asnmız", insanlık tarihinde ilk defa "Mazlum
Milletleri", diyalektiğin öteki ucu olarak devreye sok-
tu, hem de ne sokuş: irili ufaklı bir sürii "sömür-
ge"nin. "ülke" milyonlarca "sömürülen"in, "millet"
katına yükselmesi bu sayede gerçekleşiyor: "Sov-
yet Parantezi"nin kapanması, sosyalizmi gündem-
den silmez; Sovyet liderlerinin işlediği "Avrupalmer-
/cezc/"yanılgıyı kanıtlar: "Mazlum Milletleri'' mazlum-
luk düzeyinde bırakacaklarına. "büyük cihan inkılâ-
bını" Doğu'ya kaydırsalardı, acaba sonuç aynı mı
olurdu?
XX. yy, "Mazlum Milletler" için "Tam Bağımsızlık"
yolunun açıldığı yüzyıldır. bu yüzden önemlidir; ay-
nca, -yetersiz koşullarda olsa bile- sosyalizmin 75
yıl boyunca emperyalizme kafa tutabilmesı, -hatta
onu titretmesi- umutsuzluğun değil, yeni ve büyük
umutların işaretidir. Nâzım'ın o şiirini şöyle bitirme-
si beyhude mi?: "... -yüzyıl sonra sevgilim / ..-ha-
yır her şeye rağmen daha evvel. / Ve ölen, ve do-
ğan / ve son günleri güzel gülecek olan / yirmin-
ci asır / (benim şafak çığlıklarıyla sabaha eren
müthiş gecem). / Senin gözlerin gibi Hatice'm /
güneşli olacaktır!"
http;// www. prizma.net. W A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm