23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 1998 PERŞEMB HABERLER Bozma karannın ardmdan ilk oturum, Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün saat 10.00'da yapılacak Metin Göktepe davası yeıri baştanM E R İ H A K İZMtR - Gazeteci Metin Göktepe'yi gözaltında öldürmekle suçlanan polisler hakkında verilen karann Yargıtay tara- fından bozulmasının ardından. dava bu- gün yeniden görülmeye başlanacak. Yar- gıtay, 5 polis hakkında verilen 7.5'er yıl hapis cezası ile 6 polis hakkında verilen beraat karannı usulden bozmuştu. Bozma karannın ardından ilk oturum, Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde bu- gün saat 10.00'da yapılacak. Gökte- pe'nin öldürülüşünün 800. gününde po- lislerle ilgilı "kamu vicdanını rahatiat- mayan" karan veren mahkeme heyeti, 954. gününde dosyayı yeniden incele- yecek. Sanık polisler, Saffet Hızarcu tl- han Sanoğlu, Selçuk Ba>raktaroğlu, Sey- di Battal Köse, Şuayip Mutluer, Fedai Korkmaz, Burhan Koç, Metin Kuşat, Tuncay Uzun, Fikret Kayacan ve Murat Frtat'm tekrar sanık sandalyesine otura- cağı oturuma Göktepe ailesi ve avukat- lannın yanı sıra, yerli ve yabancı çok sa- yıda gazeteci katılacak. Çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum örgütü temsilci- lerinin de Göktepe ailesine destek için Afyon'agelmesi bekleniyor. Afyon Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma ka- ranna uyarsa usul eksikliklerini gider- dikten sonra yeniden bir hüküm oluştu- racak. tlk karannda direnirse davaya son noktayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu ko- yacak Döverek öldürmüşlerdi Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, 8 Ocak 1996'da, Ümraniye E Tipi Cezaevi'nde meydana gelen olay- larda yaşamını yitiren Orhan Özen ile Rıza Boybas'ın Alibeyköy'de yapılan ce- naze törenini izlemeİde görevliydi. Yo- gun güvenlik önlemlerinin alındığı ce- naze töreninde saatler geçtikçe gergin- liğin artması üzerine polis, 500'den faz- la göstericinin yanı sıra 'san basın kar- ü' olmadığı gerekçesiyle Göktepe'yi gö- zaltına aldı. Göktepe, götürüldüğü Eyüp Spor Salonu'nunda gazeteci olduğu için 'özel muamele' gördü ve kendinden ge- çinceye kadar dayak yedi. Aynı gün sa- at 19.00 sıralannda Göktepe'nin cansız bedeni Eyüp'te bir büfenin yanında bu- lundu. Once inkâr sonra kabul Dönemin îstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, önce Göktepe'nin gö- zaltına alınanlar arasında olmadığını açıkladı. Dönemin Içişleri Bakanı Te- oman Ünüsan ise şu şaşırtıcı açıklama- yıyaptı: "Göktepeduvardandiişereköl- dü." Olayın üstüne giden basın ve Gökte- pe ailesi sayesinde ölüm olayı kabul edil- di. lçişleri Bakanlığı olayla ilgili soruş- turma başlattı. Içişleri Bakanlığı müfettişlerinin 48 polisin yargılanması gerektiğını bildir- mesinin ardından, tstanbul II tdare Ku- rulu da polislerin yargılanabileği kara- nnı verdi. Ve sanık 48 polis hakkında Îs- tanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde da- va açıldı. Ancak Îstanbul'da yargılama başlama- dan dosya, polislerin güvenliği gerek- çesiyle Aydın'a gönderildi. 18 Ekim 1996 günü Aydın Ağır Ceza Mahkeme- si, ilk oturumu spor salonunda yaptı. An- cak dava dosyası, yine güvenlik gerek- çesiyle bir başka ile, Afyon'a gönderil- di. İlk oturum Afyon'daydı 6 Şubat 1997 tarihinde Afyon'da ilk oturum yapıldı. 48 polisin katılmadığı oturumda tanıklar dinlendi. 11 Nisan 1997 tarihli oturum ise dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan'rn istegiyle adliye binasmdaki küçük salona alındı. Onlar- ca yerli ve yabancı basın mensubunun, sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıl- dığı oturumlar, bundan sonra hep bu kü- çük salonda yapıldı. 28 Mayıs 1997 tarihli oturumda Gök- tepe'yi öldürmekten yargılanan SafFet Hızarcı, Fedai Korkmaz, Murat Polat, Burhan Koç, Ilhan Sanoğlu, Selçuk Bayraktar, Metin Kuşat, Tuncay Uzun, Fikret Kayacan, Seydi Battal Köse, Şu- ayip Mutluer' in dosyası diğerlerinden aynldı. Müdahil avukatlann 11 polisin tutuk- lanması talebini değerlendiren mahke- me; Sanoğlu, Bayraktaroğlu, Mutluer, Hızarcı ve Köse hakkında gıyabi tutuk- lama karan verdi. 26 Haziran 1997'de müdahil avukat- lan Korkmaz, Kuşat, Koç ve Polat'ın gı- yaben tutuklanmaİannı istedi. Mahkeme heyeti, delil durumu ve daha önce veri- len savunmalan göz önüne alarak bu is- temi reddetti. 24 Temmuz 1997 günkü 6. oturumda Mahkeme Başkanı Kamil Şerif in yerine Farma Nilgün Uçarbaş- kan, Nuran Yalınbaş üye yargıç olarak görev aldı. Mahkeme, üye yargıç Ibra- him Demirtas'ın muhalefetine karşın Korkmaz, Polat ve Kuşat'ın tutukJanma- lanna karar verdi. Haklannda gıyabi tu- tuklama karan verilen 5 polis, 28 Tem- muz; 3 polis de 2 Ağustos'ta teslim ol- du. 21 Ağustos 1997 günü yapılan otu- ruma yine Fatma Nilgün Uçar başkan- lık etti. Oturuma katılan 7 sanık 'susma hakkını' kullanırken sanık avukatJarının reddi hâkim istemi kabul edilmedi. 15 Eylül 1997'de, adli tatılın sona er- mesiyle Kamil Şenf yeniden dava bas- kanlığına döndü ve Uçar'ın tutukladıği sanık polislerin tahliyesine karar verdi. 9 Ekim 1997 günü, ilk kez tanıklar De- niz Özcan, Ekber Palabıyık ve Hayati Cüngören sanıklarla yüzleşti. Mahke- me heyeti, yüzleştirmenin ardından Eyüp Spor Salonu'nda bilirkişi heyeti ile yüzleştirme yapılmasını kararlaştır- dı. 6 Kasım 1997'de Mahkeme Başkanı Şerif, basının ve kamuoyunun bu olayla çok yakından ilgilendiğini ve kendisi- nin taraflı olduğuna ilişkin haberler ya- pıldığını gerekçe göstererek davadan çe- kildiğini açıkladı. Kamil Şerif 'inçekilmetalebininSan- dıklı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesinin ardından, 27 Kasım 1997 tarihli oturuma başkanlık eden Mustafa Binşık, kameralann ve fotoğ- raf makınelerinin içeri girmesini kısıtlı- yordu. Davanın 12. oturumu 25 Aralık 1997'de yapıldı. Duruşma öncesi basın- da Göktepe'nin otopsi raporlan yer al- dı. Göktepe'nin "öldürmek kastıyla dö- vüldüğü", raporda da vurgulandı. Otu- rum strasında emniyet amiri Köse'nin yazılı açıklaması ise "şok yaratti". Kö- se, 11 sayfalık dilekçesinde Göktepe'nin gözaltında öldürüldüğünü doğruladı. Köse özetle şöyle dedi: "Kanaatime göre Metin Göktepe'yi s- por salonunda ilk karşılayanlar. alanlar veya salonun ilk girişinde copla vuranlar, o kısımda daha çok görev yapan ve ora- da bulunan polis memurlan Metin Ku- şat, Yalçın Aydeniz, Burhan Koç'tur. Ay- nca Fedai Korkmaz'ın olupolmadığı ka- naatine varamıvorum... Ifadelere göre de, Göktepe olayının Kuşat Koç, Ayde- niz üzerinde odaklandığj anlaşümakta- dır." Köse aynca, Göktepe'nin cesedini sa- at 19.00 sıralannda bulduğunu. konuyu ilçe emniyet müdürlüğüne ilettiğini de açıkladı. Cinayet keşfedildi Eyüp Spor Salonu'nda 5 Ocak 1998 gü- nü tanıklann da hazır bulunduğu keşif ya- pıldı. Keşif sırasında sanıklardan Fikret Kayacan'ın Deniz Özcan'a silah göstere- rek tehdit ettiği ortaya çıktı. Özcan, Kaya- can'ın kendisine "Senin işin bitti, ötûmün bizim elimizden olacak" dediğini söyledi. 22 Ocak 1998 günkü oturumda Köse. suçlamalannı sürdürürken Savcı İsmailİI- han'ın sanık 4 polisin tutuklanması istemi mahkemece reddedildi. Anketlere göre SPDyüzde 42, CDU/CSU 37, Bündnis 90 / Yeşiller 6, FDP 5 oy alacak Almanya'da köalisyon hesaplanSPD ve CDU/CSUnun reform onerileri ve farklılıkları Sosyal demokradar Gerhard Schröder ve Oscar Lafontaine iktidar hesaplan içinde. İVaı Çeviri Servia - Almanya'da 27 Eylül seçimleri yaklaşırken konuşuîmayan. ancak derinden denne hesabı yapılan bir konu var: Köalisyon! Seçmenin yüzde 14'ünûnhâlâ kararsız olması ve kararsjz oylann büyük bir kısmının radikal sağ partilere akması beklentısı, hükümeti tek başına kurmak için yeterli sayıya ulaşamayacak partiler nedeniyle seçimlerden bir köalisyon hükümeti çıkması olasılığını doğuruyor. Eski lçişleri Bakanı (CSU) Friedrich Zimmeraıann ise matematik olarak başka bir formül ortaya çıkamayacağı için büyük koalisyonun kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Son kamuoyu yoklamalanna göre genel seçimlerde SPD yüzde 42, CDU/CSU yüzde 37. Bündnis 90 Yeşiller yüzde 6, FDP yüzde 5. PDS yüzde 4, DVU ve REP yine yüzde 4 oy alacaklar. Kararsızlann oylan da aşın sağ partiler arasında bölüşülecek. Yine bu kamuoyu yoklamalan Alman halkının koalısyonlan kalıcı veçözüm üreten hükümetler olarak görmedığı halde. yüzde31'ıninSPD ile CDU'CSU koalisyonuna, yüzde 30'unun ise SPD-Bündnıs90/Yeşiller koalisyonuna sıcak baktığını gösteriyor. Almanlar koalisyonu. ikı tarafın ayrı ayn vaat ettikleri reformlan bir an evvel gerçekleşn'rmeieri açısmdan istiyorlar. Oysa politika uzmanlanna göre reformlar, iç tıkanıklığı gidermek açısından seçimleri kim kazanırsa kazansın, yapılacak. Aynca vaat edilen ne olursa olsun yaşlılık sigortası, eğitim, göç ve bırçok alandaki vergi reformlannın nitelikleri de pratikte birbirinden büyük farklılıklar göstermeyecek. Büyük bir parti. sayı >etersızliğı nedeniyle küçük birpartıyle (öjneğin: SPD-Bündnıs90 Yeşiller) köalisyon kursa da reformlan gerçekleştirmekte zorlanmayabilir, ancak öte yandan seçimden büyük köalisyon (SPD- ararsızlann oylan da asın sağ partiler arasında bölüşülecek. Kamuoyu yoklamalan, Alman halkının koalısyonlan kalıcı ve çözüm üreten hükümetler olarak görmediği halde, yüzde 3l'inin SPD ile CDU/CSU koalisyonuna, yüzde 30'unun ise SPD- Bündnis 90/Yeşiller koalisyonuna sıcak baktığını gösteriyor. CDUvCSU koalisyonu) çıkarsa, küçük çekışmeler nedeniyle ortaklann birbirlerini hareketsız hate getirme ve program temelınde büyük aynlıklar bulunmamasına rağmen, beklenen reformlan bloke etme riskleri bulunuyor. Halkın yüzde 49'u da büyük köalisyon sürecinde bu tür bir tıkanıklığın yaşanacağma inanıyor. Aynca yapılan son araştırmalarda SPD ve Yeşiller'e oy vereceklerin oranlannda sürekli artışlar gözlemlenirken tktidardaki Hıristiyan Demokrat ve Liberallerin oylannda bir artış görülmüyor. Partilerin büyük koalisyona (SPD-CDUCSU) bakış açılan ise çok olumlu değil. Uzun bir süre CDU CSU ile köalisyon kurma ihtimaline değinmekten kaçınan SPD. şımdilerde. "Seçmen bize başka şans bırakmazsa devlet olmanın sorumluluğu uyannca büyük koalisyona gireriz" dıyo'r. SPD içinde aynca Bündnis90/Yeşil!er ile köalisyon kurmaktan yana olan ve olmayan iki kanat bulunuyor. HelmutKohl(CDU), sosyal demokratlar ile köalisyon yapmayacaklanna daır kesın demeçler verirken CSU Parti Başkanı VVaigel de SPD azınlık hükümetine, SPD ile kurulacak bir politik ortaklıktan daha sıcak bakıyor. FDP yöneticilerinin de büyük koalisyonlann büyük işler gerçekleştiremeyeceği ve büviik partileri küçük birer parti haline getireceğı doğrultusunda demeçlen bulunuyor. CDU içinde Helmut Kohl'ün selefi ve olası bir büyük koalısyonda Gerhard Schröder (SPD Genel Başkanı) ile ülkeyi yönetecek politıkacı olarak görülen VVolfgang SchaubJe ve göre ise tüm bu SPD- CDUCSU koalisyonu tanışmalan. metotlu bir SPD Yeşiller reklamından başka bir şe\ değil. SPD,Yeşiller koalisyonu güncelliğinden kaybettiği oranda dikkatler başka bir ortaklığa yönlendinlerek küçük koalisyonu hükümete getirilmeye çalışılıyor. SPD SPD ortalama gelire sahip aüelerin yükünü azaltmak vergi oranlarını düşürmek istiyor. Kişisel vergi oran- ları devletfinans kompensasyonunu sağladığı oranda düşürülecek. CDU/CSU Vergiyükümluleri toplam 30 milyar mark daha az vergi ödeyecekler. En yüksek vergi oranıyüzde 39 olacak. Aşamah bir vergiindirimidegünde- me gelebilecek. VERGİSİ Şahsi servetleryeniden vergi kapsa- mına ahnacak. Şirketierbu uygula- mantn dışında tutulacak. Karlsruhe Anayusa Mahkemesi devletin mü- dahalesine sınırlama getirmişti. CDU/CSU, SPDyönetimindeki eya- let bakanlıklarını, servet vergisinin yüksek idare masraflan nedeniyle bir getirisi bulunmayacağına ikna etmek zorundu kalacak. £•_••_••« SPD, emeklilik maaşımn yükseltil- mesiiçin çabagöstereeek. Sosyal de- mokratlar da bu konuda yapılması gereken reformlara katılıyor. CDU için sistemin ayakta kalabil- mesi için emeUilerin de katkıst şart görünüyor. Ancak özel durumlar için istisnaiyasalar çıkartacaklar. Hastalık ödeneklerinin sürelerinin kısaltılması SPD iktidannda sorun yaratacak. SPD 'nin bu çok önemli konuda sendikaların baskısı altında olduğu biliniyor. CDU, FDP ile koalisyonunda tüm muhalefetin direnişine rağmen has- talık ödenekleri sürelerini kısaitmış- tu Yeniden îktidara gelirse bir deği- siklik olmayacak. SAG1IK ••OLİTİKALARI Sosyal demokratlar sağlık reformun- da köklü değiiikliklere gitmeyecek- ler. Kronik hastalıklar ve yashların ödeneklerinde düzeltme istiyorlar. Hastalar,gelirierioranındasağlıkgi- derlerine katkıda bulunacaklar, an- cak CDU dagelirleridiisük olanlarm zorlanmamasıgerektiğinidüşünüyor. Yeni bir göç yasası ile Almanya f ya göç denetim ahtna ahnacak. Alman- ların yabancı göçmen kabulu konu- sundaki smırian zorlanmayacak. CDU/CSUAlmanya 'nın göçmen sa- yısından bir fazlasını bile kaldıra- mayacağı kanısında. Asil hakkı is- tismarı ile mücadele verecek. Suçla mücadelede Gerhard Schrö- der 'in sert bir tavır izleyeceği görü- lüyor. Suç işleyen yabancı uyruklu- lar derhal sınır dı^ı edilecek. SPD ile yabancı ve gençlik suçları- na karşı almması gereken önlemler- de birleşiyor. Hiçbirtürsuç için hoş- görüye sahip değiL Eğitim, arastırma ve bilim alanına yapılan yatırtmlarî yıi içinde iki ka- tına çıkarılacak. Schröder, seçim programında talep edilen eğitim harçlanm kesinlikle reddediyor. Eğitimi teşvik edici önlemlerden ya- na olmasına rağmen ağır bir eleme sistemini de kabul ediyor. Eğitim harçlanm reddediyor. 13 Şubat 1998'de Savcı Ismail Ilhan, e sas hakkında görüşünü sundu. Savcı Ilhan 8 Ocak 1996'da Metin Göktepe'nin gözal- tına alındığını. Eyüp Spor Salonu'na geti- rildiğini. daha sonra "Gazeteci geldi*1 de- nilerek altı kışilik polis grubu tarafındar dövülmeve başlandığını belirterek şu gö- rüşlereyer verdı: "...Olayda Selçuk Bayraktaroğlu, İlhan Sanoğlu, Tunca> Uzun ve Fikret Kaya- can'ın herhangi bir eyleminin bulunmadı- ğı, Seydi Battal Köse'nin tespit edilen ey- lemleriyle ölüm arasında bir Üliyet bağuun bulunmadıgı anlaşılmıştır. Selçuk Bayrak- taroğlu, İlhan Sanoğlu, Tuncay Uzun, Fik- ret Kayacan \e Seydi Battal Köse'nin bera- atlarına; rutuklu olan Selçuk Bay raktaroğ- lu, İlhan Sanoğlu ve Se>di Battal Köse'nin tahliyelerine: Şuayip Mutluer, Saffet Hızar- cı, Fedai Korkmaz Murat Polat, Burhan Koç ve Metin Kuşat'ın sabit olan eylemle- rine uyan TCKnin 452/1,463 ve25İ. mad- delerince ayrı ayn mahkumiyetlerine; Korkmaz, Polat, Koç ve Kuşat'ın alacakla- rı mahkumiyet nedeniy le kaçma ihtimalle- ri bulunduğundan tutuklanmaİannı kamu adına talep ediyorum." Canavarca his ve işkence Savcının görüşünü sunmasının ardın- dan 12 Mart 1998 tarihinde yapılan otu- rumda müdahil a\ukatları, sanıkların 'canavarca his veya işkence ile kasten adanı öldürme' suçundan 20 yıldan az olmamak üzere cezalandınlmalannı is- tedi. Karardan önceki bu son oturumda göriişleri sorulan Fadime Göktepe ise şunları söyledi: **Elinizi >icdanınıza koyun. Sizin de ev- latlannız \ar. Metin mafya olsaydı, şim- di sağdı, gezerdi. Terazinin kefeieri bir ol- maiı. Biri üsrte, biri altta olmaz. Bizim burada hukuk devleti yok. Çeteler orta- da geziyor. Susurluk ne oldu? Mahşere kadar bu davanın hesabını soracağız. V a- kanızdan tutacağını. Metin'i neden öl- diirüp atıyorlar? Sonra du\ardan düştü diyoıiar. Arkadaşları Metin'in çantasın- da kimligini gördük, eğilip alamadık di- yoriar. Metin ne yaptı? Düşman değil, o insandı. İnsaniar öldürülmez. İnsanlar çiçektir-." 18 Nisan 1998 günkü oturumda, mah- keme heyeti kararını açıkladı. Şuayip Mutluer, Saffet Hızarcı. Fedai Korkmaz ile Metin Kuşat'ın üzerlerine atılı suçu iş- ledikleri kanaatine varan mahkeme heye- ti, sanıklann ilk önce 12'şer yıl ağır ha- pislerine karar verdi. Çeşitli indirimler sonrası ceza 7 yıl 6 ay olarak açıklandı. Emniyet amiri Seydi Battal Köse'nin, sa- nıklann eylemlerine fer'an iştirak ettiği kanaatine varıldığından iik önce 12 yıl ağırhapsine. ardından çeşitli indirimlerle onun da 7 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarp- tınldığı bildirildi. Mahkeme heyeti, tutuk- lu sanıklardan Sanoğlu, Bayraktaroğlu ile tutuksuz yargılanan Polat, Koç, Uzun ve Kayacan'ın "ü/erlerine atılı suçu işledik- leri yolunda mahkûmiyete yeterli ve inan- dıncı deliller elde edilenıediginden" bera- atlanna \erdi. Cezayı kabul etmeyen Fa- dime Göktepe. "Her taraf çetelerle dolu. Metin gerçeklerin peşindeydi. Onun için öldürdüler. İnsan insanı öldürmez. Bu da- \anın peşini bırakmay acağım. Katiller hal- ka hesap verecek" dı\erek tepkısini dile getirdi. Yargıtayuı karan Yargıtay 1. Ceza Dairesi, dava ile kara- rını 17 Temmuz 1998 günü açıkladı. Yar- gıta>. oybirligıy le "bazı tanıklann dinlen- memesi vesoruşturmanın genişletilmeme- si" nedeniyle Mutluer. Hızarcı. Korkmaz, Kuşat ve Köse hakkındaki 7 yıl 6'şar ay; Polat. Koç. Sanoğlu, Bayraktaroğlu. Uzun ve Kayacan hakkındaki beraat karannı usul yönünden bozdu. 30 Temmuz 1998 tarihinde Afyon Ağır Ceza Mahkemesi 'ne ulaşan karar sonrasında mahkeme, taraf- lan 20 Ağustos 1998 'de duruşmaya çağır- dı. Göktepe ailesinin avukatlan, davanın ye- niden görülmesiyle ilgili olarak Yargıtay'ın bozma karannda 8 unsurun bozma gerek- çesi olarak görüldüğünü anımsatarakYar- gıtay bozma karanna uyulması durumun- da davada İlhan Lçar'ın, Haydar Kut- lu'nun, Hür Venidünya'nın \e polis me- muru Yalçın Aydeniz'in tanık olarak dinle- neceğini \e mahkemenin daha sonra yeni- den karar vereceğini söyledi. NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR BatılılarTürkiye'ye geldiklerinde bu ülkede karşılaştıkları sürprizlerden zaman zaman dehşete düşüyorlar, zaman zaman da bizdeki dinamizme gıpta ediyorlar. Hele özellikle her şe- yin düzen içinde olduğu, bir-iki sene sonrasının bile planlandığı Kuzey ül- kelerinden gelenler iyice şaşınyorlar. Çünkü Türkiye'de yarım saat sonra bile ne olacağı bilinmez. Örneğin, TBMM oybirliğine yakın bir şekilde seçim kararı alabilir ve bu seçim ka- ran birkaç ay sonra değıştirilebilir. Almanya'da eylül ayında seçimle- rin olacağını Almanlar dört senedir biliyorlardı. Tarih değişmedi. Önü- müzdeki seçimlerden sonra gelecek iktidan da neredeyse kesine yakın bir şekilde uzun zamandan beri öğren- miş duaımdalar. Gelecek yaz hangi ülkeye tatile gideceklerini, hangi ta- rihlerde orada olacaklannı, ne kadar para harcayacaklarını da Almanlarm büyük bir çogunluğu kararlaştırmış durumda. Bütün bunlan neden anlatıyorum: Çakıcı, Ağar ve Mısır Çarşısı... Alaattin Çakıcı'nın üzerinden kırmı- zı pasaport çıktı. Gazeteciler sanki buna şaşınmış gibi, manşet üstüne manşet atıyorlar. Halbuki Çakıcı'nın, çok sayıda devlet görevlisiyle, dev- letin üst düzey yöneticileriyle ilişkisi- ni sokaktaki adama sorsanız size söylerdi. Bence burada şaşırtıcı ve sürprizolan, Çakıcı'nın yakalanması- na karar verilmesi. Menmet Ağar'ın oğlunun düğününe, bir gösteri gibi giden Türkiye'nin seçkinleri(!), Çakı- cı'nın yakalanmasını neden istesinler ki? Işte burası Türkiye, sürpriz olan Çakıcı'nın yakalanması; yine bizim bilmediğimiz bir nedenle Çakıcı'nın yakalanmasına karar verildi. Bizlere de, Türk polisine övgü düzmekten başka bir şey kalmadı. Sedat Peker'in, Türk polisiyle uzun pazarlıklardan sonra Türkiye'ye gelip teslim olmaya karar verdiğini yazıyor gazeteler. Sedat Peker"i ka- muoyu tanıyor. Polis bu pazarlıklan nasıl yapıyor, doğrusu çok merak ediyorum. Bu pazarlıkların sonucun- da birçok "ülkücü"nün eski işlerine devam etme olanağı bulduklarını da biliyoruz. Mesut Yılmaz'a Budapeş- te'de yumruk atan da, bu şekilde bir pazariıkla geldi ve daha sonra ser- best bırakıldı. Bütün bunları bir ya- bancının anlaması mümkün mü? Mafya babalan, yurtdışından bu ül- kenin içinde nasıl etkili olabiliyorlar? En önemli ihaleleri nasıl yönlendire- biliyorlar? Çete davası sanığı Ağar'ın düğünü nasıl bir devlet törenine dö- nüşüyor? Ankara'nın, "irtica"y\a mü- cadelede yüksek performans göste- ren Devlet Güvenlik Mahkemesi Sav- cısı Nuh Mete Yüksel, acaba bu dü- ğüne neden katıldı? Mehmet Ağar'da, irticayla mücadele konu- sunda bir cevher mi keşfetti? Nuh Mete Yüksel, pankart açan gençle- rin 15 seneye mahkûm edilmesini is- terken acaba yine bu duyarlılıktan mı yola çıkıyordu? Birturisti yoldan çevirsek, DGM'de çete sanığı olarak yargılanan ve hak- kındaki iddiaların dosyaları doldur- duğu bir çete sanığının oğlunun dü- ğününe bir DGM Başsavcısı'nın An- kara'dan koşa koşa geldiğini söyle- sek acaba ne derdi? Belkı de hiçbir şey anlamazdı. Devlet Güvenlik Mah- kemesi'ninne olduğunu tarif etmek- te de güçlük çekebilirdik. • • • Mısır Çarşısı'nda, kalabalığın bu- lunduğu bir yeri bombayla havaya uçurarak çok sayıda insanı öldüren ve yaralayan PKK bu eylemle ne söy- lemek istiyor? Masum insanların ka- nı üzerinden Kürtlere özgürlük istedi- ği mesajını mı ıletmeyi amaçlıyor? Böyle bir vahşetı Kürtlerin mi istedi- ğini sanıyor? Nereden baksan vah- şet, nereden baksan katliam. Işte Türkiye böyle bir ülke. Kan ve vahşetin bir türlü dinmek bilmediği; her gün, bugün acaba ne olacak di- ye insanlann korkuyla çevresine bak- tığı bir ülke. Insanımız buna gerçek- ten layık mı? Türkiye'nin son 40-50 yılınayön verenlerin bu iştekı sorum- luluğunu kavrayabiliyor mu? Mehmet Ağar'ın düğün davetlilerine bakarak "Işte bunlardı", "bunlardı bana bun- ca eziyeti çektiren, tarihin arkasın- dakiler" diyebiliyor mu? Çakıcı'nın kırmızı pasaportu sürp- riz değil. Sürpriz olan onun yakalan- ması. En büyük sürpriz ise onunla iş- birliği yapan devlet büyüklerimizin ve güvenlik şeflerimizin isimlerinin orta- ya çıkması ve hesap sorulması olur. Gerçekten böyle bir sürpriz olur mu? Türkiye çetelerden ve mafya tetikçi- lerinden hesap sorabilir mi? Düğündeki davetlilere bakıyorum: Kim kimden hesap soracak? Nuh Mete Yüksel, Mehmet Ağar'dan mı? Olur mu dıyorsunuz? Thomas Miller Ankara'da önerüeri kabul edilemez' A.NK4R4 (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye: ABD'nin KKTC ileltıbnsRumYöne- timi'nın toplumlararası gö- rüşmelere yeniden başlaması karşılığında AB ile Rum yö- netimi müzakerelennin dur- durulması ile S-300'ler karşı- lığında ada üzerinde uçuş moratoryumu uygulanması önerilerini "kabul ecfilemez" olarak değerlendirdı. ABD Öışışleri Bakanlığı Kıbns Özel Koordinatörü Thomas Miller Ankara'daki temaslannı tamamladı. Mil- ler dün önce Dışişlen Bakanı İsmail Cem ile 2.5 saat süren bir göriişme yaptı. Alman bıl- giye göre, Miller Cem'e. ABD'nin önerilerini ıçeren 2 maddelik birplan sundu. Plan şu maddeleri içeriyor: "KK- TC. Kıbns Rum kesimiyle toplumlararası müzakenelere yeniden otursun. Buna karşı- lık AB'nüı Kıbns Rum kesi- miykl müzakereleri durdurul- sun. Kıbns üzerindeki uçuş- larda moratoryumu Türkiye kabul etsin. Karşılık olarak Kıbns Rum kesimi de Rus- ya'dan sipariş ettiği füzelerin adaya getirilmesini ertelesin." Dışışleri Bakanlığı. Mıl- ler'e "toplumlararası görüs- melerin" yeniden başlatıla- mayacağını, Türkiye'nin "KKTC'nin dolet olarak ta- nınması" ilkesinden vazgeç- meyeceğini ıletti. Miller daha sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit tarafından da kabul edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear