23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 AĞUSTOS 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 Mayıs Üniversitesi'ndeki demokrat öğretim elemanlannca hazırlanan raporda yöneticiler uyanlıyor 'Siyasi kadrolaşmaya dikkat'CEMİL CİĞERİM SAMSU>-Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ndeki (OMÜ) çağdaş ve demokrat ögretim elemanlan tarafindan hazırla- nan "Samsun OndokuzMayıs Cniversitesi'nde Neler Olu- yor?" başlıklı 220 sayfalık ra- porda. "siyasi kadrolaşma ve diktacj-rantçı tehfikeü gelişinı"e dikkat çekıldı. Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel başta ol- mak üzere Başbakan Mesut Ydmaz ile hükümet üyeleri. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve YÖK Başkanlığı 'na gönderilen raporda, OMÜ'de ülkücü kadrolaşmanm büyük boyutlara vardığı, oruç tuhna- yan ögrencilerin dövüldüğü. sınıflara Ata- tûrk posteri yerine bozkurt resimleri asıl- dıgı ve çalışanlann toslaşarak selamlaştı- ğına yer verildi. Ağustos 1996-Temmuz 1998 tarihleri arasında OMtJ'deki ülkücü harekete dik- kat çekılen raporun giriş bolümünde. "ir- tica" ana gündemıyle toplanan olağanüs- tü Yüksek Askeri Şûra'da, Samsun OMÜ'nün ilk kez irticai kadrolaşmanın yaşandığı üniversıteler arasında gösterildi- ğine dikkat çekildi. OMÜ'deki ülkücü kad- rolasmanın baş aktörlerinin Rektör Prof. Dr. Osman Çakırveonayakın yöneticiler oldugu öne sürülen raporda. taröşma ve eleş- tiri özgürlüğü isteyen laık, demokratik ve çağdaş öğretim elemanlanna. ögrencileri- Uluğbay: Zorla bağış alan okullar bildirilsin EBRUTOKTAR AN'KARA-MiIIi Eğıtim Bakanı HikmetUhığbay. çağdaş öğretim için gereksinhn duyulan programla- nn yenilenecefini açıkJayarak "Tafim Terbiye Ku- rulu bife yenüenebair" dedi. Yüksek Öğretim Ku- rumu'na (YÖK)201 Oyıhna kadarduyuian ögretmen gereksinimi raporu sunduklannı bildiren Bakan Uluğ- bay, YÖK'ün eğitim fairiiltelerini bu dogrultuda dü- zenlediğini, tüm sınıf ve branş öğretmenlerine "ek branş" verileceğini söyledi. Uluğbay, kayıtlar sıra- sında velilerden zorla bağış alan okullann kendile- rinebildirilmesini istedi. Uluğbay'ın yeni öğretim dö- nemiyle ilgili sorulara yanttlan şöyle: - Geçen yıl 4. sınıfa İngilizce dersi konuldu. Ancak birçok okulda İngiiizce öğretmeni olmadığı için ders \ apılanıadı. Yeni öğretim döneminde bu konuda na- sıJ önlemJer akhmz? - Son başvurularda 10 bin kontenjan, İngiiizce öğ- retmenlerine aynldı. Ancak bu kontenjan dolmaya- bilir. Çünkü İngiiizce bölümünden mezun olanlar, sa- nayi ve ticaret sektöründe yüksek maaşlarla iş tekli- fi alabiliyorlar. tngilizce bölümü, istihdamı geniş bir bölüm. Ingilızceeğitüninde.videovebilgisayartek- nolojisinden de yararlanılacak. Öğrenciler, yabancı dili bilgisayar sistemi ile öğrenebilecekler. Aynı zamanda YÖK ile bakanlığımız arasında çok etkin bir koordinasyon sağlandı. 2010 yılma kadar duyulan ögretmen gereksinimimizi YÖK'e bildırdik. YOK de buna göre eğitim fakültelerini şekillendiri- yor. Yeni sistemde, ek branş sistemi de getiriyoruz. Böylece biröğretmenden yararlanma katsayısı arta- cak. Köklü düzenlemeler olacak. Tüm branşlarda ve sınıf öğretmenliğinde ek branş sistemine geçilecek. Örneğin Almanca öğretmeni, İngiiizce ek branşına da sahip olacak. -Çağdaş yazariara yer veren edebiyat kitabı Talim Terbfye Karuhı'nca reddedtkü. Bu program yenfle- nccekmi? - Gerek duyulan programlargüncelleştirilir. Talim Terbiye Kurallan bile yenilenebilir. Ancak program yenilenirken geçerli olan kurala uyulur. Ancak kitap hazırlayan her yurttaş, programı beğenmediğini söy- lerse. lu buna hakkı vardır, kargaşa çıkar. - Kayıt dönemi başladı. Velilere mesajınız var mı? - Türkiye'de ulusal bütçeden egitıme aynlan pay yüzde 3. Bu, gelişmiş ülkelerde yüzde 6'nın üzerin- de. Bu nedenle okul masrafîannda veiilerin gönüllü bağışlanna sıcak bakıyoruz. Bakaniık, okullann har- camalannı karşılamakta zoriuk çekebiüyor. Arna hiçbirokul, şu kadarkayıtparası vermezsen kayıt yap- mam diyemez. Eğer velilerböyle bir zorlamaya uğ- ruyorsa mutlakayazılı dilekçe ile bize başvursun. An- cak ödenen paranın faturalandınlması lazım. ne baskı. yıldırma ve cezalar söz konusu olduğu zaman rektörün yönetim ağının çok iyı çalıştığına dikkat çekilerek şöyle denildi: "Ama'milliyetçılik've'lslam' adınako- nuşan, yazan. örgütleyen, örgürienen ve ünhersitemizi kurunı dışında da bu çevre- lerin denetün ve rantodağına oturtmayaça- lısanöğretim eiemanlan veöğrentilere kar- şı her nedensebuyönetim ağınıntekbir ce- zalandınaveyacavdıncıicraan gözfenme- miştir. Bu anlamda sayın rektör. çok yüzlü venabzagöreşerbet vermesini beeerebüen, rektörlük seçimlerinde kendisine oy ver- memiş olan öğretim elemanlanna baskı ve Mİdırmalar söz konusu olduğunda her şe- vi aynnnlanvla büen veuygulatan, dinci ve 'üç hilal bir türban'cı kesime karşı yapo- nmlar söz konusu olduğunda duramdan haberi ounayan vesuçu yine kendi vönetim şebekesine v üklevebiİen bir kişilikyapısına sahiptir." Raporun "Rektör Prof. Dr. Osman Ça- kır'ın Hukuksal Konumu" bolümünde de şu iddialarsıralandı: "OMÜ eski rektörü Prof. Dr. Nacı Gür- ses, son rektörlük seçimlerindeOsman Ça- kır'dan 13 o> eksik alarak 2. sırada kazan- masına. idari ve akademik kariver tecrü- bevegöstergeleri Osman Çakırdançok da- ha üstdüze>deolmasınarağmen,YÖK'ün Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu. 3 aday arasına konulmadı. Gürses. Danıştay Id»- ri Dava DaireieriGenei Kunıhı'naitiraz ede- rek >1irütmenindurdunılmasını istedL Ku- ruJ inraa kabul etti ve YÖK'ün aday betir- leme işlemini hukuka aykın bulup işjemin yüriifülmesini durdurma karan akk An- cak bugüne kadar bir sonuç alınamayarak 'adıl ve ıhlaslı" bir yönetim vaadi ile An- kara'dan Samsun'a dönen Rektör Osman Çakır. rektör unvanını korudu." Raporun bir Başka bolümünde de ''Os- man Çakır, vasal yollaria ayda ne kazanı- yor" sorusuna şöyle yanıt verildi: "Rektör olduğunda ilk krraau mesai dı- şı özel muayeneleri mesai içine ka>dırmak olan ve kendisi kimya profesörü olan Os- man Çakır, üp fakûltesi hastanesinin me- sai içi döner sermaye gelirinden vasal ola- rak 2 net maaş. ve mesai dışı döner serma- yegelirinden yasal olmavarak 1.75 net ma- aşfutannda paraalıyor. 11kemizde 1S mil- yar lira maaşı hangi deviet görevlisi alabil- mektedir?" Raporda, Osman Çakır'ın, göreve baş- lar başlamaz 7 yüksekokul müdürünü bas- kı yolu ile istifa ettirerek görevden aldığı, bölüm başkanlannı değiştırerek fakülte kurullanna ve fakülte yönetim kurullan- na yandaşlannı yerleştirdiği; bu şekilde baskı, yıldırma ve ceza mekanizmalanmn araçlannı oluşturduğubelirtildı Raporda, *Yönetime yakın 15 doçent bekJetilmeden profesörlük kadrosuna atanıyor. Bunlann içinde tam beş >ılın sonunda 'üç hilal bir türbana' 10 gün içindejet hızryla atanan- larbikvar" denildi. 1. Ordu, ÇevikBirln komutasındaGenelkurmay 2. Başkanhğı'ndan 1 .Ordu Komutanuğı'na atanan OrgeıieraJ Çevik Bir, dün Selimiye'deki I. Ordu Ko- mutanlığTnda düzenlenen törenk Kara Kuv"vetleri Ko- mutanuğı'na atanan Orgeneral Atüla Ateş'ten görevi de\- raldı. Çevik Bir, "1. Ordu Komutanlığı'nın geçmişte oldu- ğu gibi bundan sonra da Atatürkçü düşünce sistemini be- nimsemiş, asla taviz verme>en disiplinli, çağın gerektirdi- ği birlikler yetiştirme>« devam edecektir" diye konustu. Ko- nuşmalann ardından Orgeneral Çevik Bir tarafindan ko- mutanlık forsu, ordu şilti ve hizmet anısı Orgeneral Atilla Ateş'e takdim edildi. Daha sonra 30 Ağustos'ta Genelkur- may Başkanuğ] görevini devralacak olan Kara Kuvvetie- ri Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu'na devir- tes- lim tekmiü verildi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu, tüm yurttaşlar için din \evicdan hür- rnetini sağlavan, ulusumuza egemenlik hakkını temin eden laiklik ilkesinin. demokrasinin vazgeçilmez koşulu olduğu- nun unutulmamasının gerektiğinj v urgulayarak.-İ lkembi bolmeve çahşan terörist örgiit faaliyetieri ile büv ük önder Atatürk'ün bizlere en güzel armağanlanndan biri olan laik ve demokratik devJeteyönetik faali) etierekarşı çok dik- katüo«mahsıni2''dedL(Fotograf: HATtÇE TUNCER) Besköy'e anıtmezar Kayıplardan luııııt kesildi AHMETŞEFtK TRABZON-Trabzon'un Köprübaşi ilçesinebağlı Beş- köy beldesini yok eden ve 43 kişûıin yaşamını yitirdi- ği sel felaketinde kayıplardan umut kesildi. Beşköy'de enkaz kaldırma çalışmalarmın yann sona erdirilece^î, cuma namazından sonra ölenler için cenaze namazı kı- lınacagı ve bölgenin "anıtmezar"' ilan edileceği bildi- rildi. Beşköy'de 7 Ağustçs'ta meydana gelen heyelan ve sel felaketinde bulunan ceset sayısı 7 olarak açıklandı. Beşköy'den Sürmene'ye kadar olan dere yataklarmda gerçekleştirilen aramaçalışmalan ve Beşköy merkezin- deki enkaz kaldırma sırasında cesede rastlanmadı. Bunun üzerine enkaz katdırma çalışmalannm yann sona erecegi, ölenler için cuma namazının ardından toplu cenaze namazı kıhnacagı ve buranın mezarhk olarak ifan edileceği açıklandı. Daha sonra da burada yaşamını yitirenler için bir anıtmezarük yapılacağı bil- dtrildi. Ote yandan Beşköy'ün başka bir yere taşmma- sına yönelik çalışmalar sürüyor. Beşköy Beldesi Bele- diye Başkanı DursunKaraman, kendısinin buradan ta- şınma tarafhsı olduğunu, vatandaşlarm birçoğunun da bu biçimde düşündüğünü belirtti. Vatandaşlara iki ayn form dagıtılacağını, gitmek ya da kalmak isteyenlerin nasıl bir gelecek bekledikleri- nin sorulacağını belirten Karaman, **Bölgenıize uvgun doğai koşullanolan birytreghmek tstiyDruz. Beşköv 'ün yeniden imaniçintrilyonJarcalira harcanacağuıa,gide- ceğimiz>erde bîze işj eri kurulsa vevatandaşlanmız bu- ralarda çabşsa çok daha aküa bir çaira olur. Bekknti- miz budur" dedi. Beşköy'de kayıp arama çalışmalan sürerken, sinir- lerin gerginleştiği anlar da yaşanıyor. Trabzön Sağlık Müdürlüğü tarafindan Beşköy "egönderilen sağlıkeki- binde görevli doktor Cengiz Çolak, belde halkının ko- nuşması için tahsis edilen telefonla konuşurken, yanı- na yaklaşan ve selde yakınlannı kaybettiği bildirilen Mu- hanımet Ozyurfun (26) saldınsma uğradı. Doktoru yumruklayan Özyurt, olaya müdahale edenjandarma tarafmdan gözaltına alındı. İmam-hatip programı yenilenmeli Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, imam-hatip liselerindeyeni düzenlemelere gidilmesi yönünde çok kapsamlı bir rapor hazırladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Din Öğretimi Genel Müdürlü- ğü'ne getirilen Ankara Oniversite- si llahiyat Fakûltesi ögretim üye- si Doç. Dr. Mualla Selçuk, imam- hatip liselerinde yeni düzenleme- ler getirilmesine ilişkin çok kap- samlı bir rapor hazırladı. Raporu Milli Eğitim Bakanı Hik- met Uluğbay'a sunan Selçuk, gü- nün gelişen koşullannın dikkate alınarak imam-hatip lisesi meslek derslerinin çağdaş bir anlayışla ye- nilenmesi gerektiğini vurguladı. Programlann çağdaş bir anlayışla yenilenmesi için Ankara Üniversi- tesi'nde de çalışma ekibi oluşturan Selçuk, imam-hatip lisesi öğrenci- lerinin anayasaya bağlı, mili bün- yeye tehlikeli akımlara karşı uya- nık yetiştirilmesi gerektiğini an- lattı. Din Öğretımi Genel Müdür- lüğü, 1997-1998 öğretim döne- minde 369 bin öğrencinin öğre- nim gördüğü imam-hatip liseleri ile 30 bin öğrencinin öğrenim gördü- ğü Anadolu imam-hatip liselerin- deki programlann yenilenmesi ge- rektiğini vnrgulayan bir rapor ha- zırladı. Göreve gelirgelmez hazır- ladığı raporu bakana sunan Sel- çuk, imam-hatip liselerinin günün gelişen koşullanna göre düzenlen- mesi gerektiğine dikkat çekti. Raporda, 1999'da 18 saatlik ders başına 3862 meslek dersi. 1557 kültür dersi; 27 saatlik ders başı- na 2575 meslek dersi öğretmeni, 1938 kültür dersi öğretmeni ge- reksinimi olduğu saptandı. 17 bin öğretmenin görev yaptı- ğı imam-hatip liseleri ile. 1550 öğ- retmenin görev yaptığı Anadolu imam-hatip lisesinde Din Ögreti- mi Genel Müdürlüğü'nce "1999 yüı ögretmen gereksiniminin" be- lirlenmesine karşın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın son atamalarda din dersi ve meslek dersi öğretmeni- ne yer vermemesi ise dikkat çek- ti. Raporda, genel müdürlüğün 2000 yılı hedefleri de şöyle açık- landı: • Anayasal nizamı, Türk mil- li amaçlannı benimsemiş din ay- dınları yetiştirmek. • Milli ahlakın içeriğini sami- miyetle uygulayan, milli bünyeye tehlikeli akımlara karşı uyanık ay- dınlar yetiştirmek. • Dini ahlakın gereğini yerine getiren aydınlar yetiştirmek. • Çalışkan, yurdun her yerinde hizmete hazır aydınlar yetiştirmek. • Toplumsal kalkınmaya, eko- nomik, sosyal ve kültürel geliş- melere katkıda bulunan aydın- lar yetiştirmek. • Yaşayış ve çevresi bakımından ömek tutulacak, laik bireyler yetiş- tirmek. TTB, sağlık hizmetlerini durma noktasına getiren uygulamayı kınadı sağlık ocağı karakol oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Diyarbakır'm en fazla sağlık hizmeti üreten sağlık ocaklanndan biri olan Dağkapı Sağlık Ocağı'nın önemli birbölümünün. ye- ni kurulan karakola mekân sağlamak üzere elden çıka- nldığı iddia edildi. Türk Ta- bipleri Birliği (TTB) Mer- kez Konseyi, sağlık ocağı- nın ulaşım, aydmlanma. ge- nişlik gibi olanaklaraçısın- dan daha iyi olan bölümle- rinın karakol için aynldığı- nı, sağlık hizmetlerinin kü- çücük bir alana sığışılarak yürütülmeye çalışıldığını açıkladı. Sağlık Bakanlı- ğı'nı konuya karşı duyar- sız olmakla suçlayan TTB. Sağlık Bakanı Halil Ibra- him Ozso>'u istifaya çağır- dı. TTB'den yapılan açıkla- mada, Diyarbakır'da 10 Temmuz 1998 "den bu yana hizmet veren Dağkapı Sağ- lık Ocağı'nın karakolla iç içe hale getırildiği bildiril- di. Sağlık Ocağı'nın 6 he- kim, 50 hemşire ve yardım- cı sağlık personeli ile birlik- te, 40 bin nüfus, ilk ve or- ta dereceli 12 okul ve 49 kuruma hizmet verdiği vur- gulandı. Açıklamada, bü- yük bölümü karakol halıne getirilen ocağın rahim içi araç uygulama ile ana-ço- cuk sağlığı ve aile planla- ması odalannın kapatıldığı. laboratuvar hizmetlerinin durdurulduğu ve sırma tet- kiklerinin yapılamadıgı be- lirtildi. Açıklamada şöyle denildi: "Sağlık ocaklannın ko- nıyucu ve birinci basamak tedavi hizmetlerindeki yeri açıkbr.Sorumluluğun bunu daha da geliştirmek oldu- ğu da ortadadır. Ne var ki bu duruma karşın Sağlık Bakanbğı'nın konuya ilgisız- liği ve çözemevişi tarafımız- dan kabul edilemez bir cid- diyetten uzakuk ve çelişki- dir. Karakolla içiçe bir sağ- lık kuruluşuna yurttaşlar gitmekten çekinmektedir. Yalnızca bu bile Sağlık Ba- kanlığı'nın sorunu çözmek için vakit vitirmemesini zo- nınlu kıunaktadır." Diyar- bakır 11 Sağlık Müdürü'nün konu>ayaklaşımının "ayn bir ciddiyetsiziik örneği'' ol- duğunu bildiren TTB. te- mel sağlık hizmetlerini dur- ma noktasına getiren gü- venlik anlayışının, sağlığın temel kavramlannı hafıfe almak anlamma geleceğini belirtti. ARAYIŞ TOKTAM1Ş ATEŞ Vatan Millet... Genç birgazeteciydi. Türkiye'deki yükseköğre- timin sorunlan konusunda. benimle bir röportaj yapmaya gelmişti. Ama çok deneytmsizdı. Dü- şünce ve görüşümü sonuna kadar dile getirme- me fırsat vermiyor, araya girerek yeni bir soru yö- neltiyordu. Bazen de verdiğim yanıtları beğenmı- yor ve bu hoşnutsuzluğunu saklayamıyordu. Ya- ni bizim röportaj, tam bir sinir savaşına dönüşmüş- tü. Işin sonlarında, bu mesleğı seçmekteki "ama- cımı"sordu. Neden öğretim üyeliği mesleğini seç- mişim ve bu amaç çerçevesınde neler yapmaya çabalıyormuşum... "Amacım"dedim, "vatanına milletinehayırlı öğ- renciler yetiştirmektir ve bunun için çabalıyorum". Genç gazeteci hanım kızımız müthiş şaşırdı, elin- deki defteri yere düşürdü. "Ne yani" diye sordu, "şimdisizin amacınız, vatanına ve milletine hayır- lı evlatlar mı yetiştirmek"! "Elbette" diye yanıtladım. "yoksa siz vatanına, milletine düşman gençler yetiştirmeye çabaladı- ğımızı mı düşünüyordunuz"? "Hayır ama" dedi, "Ben kişilikli ve çağı doğru yorumlayan insanlar yetiştirmeye çabaladığınızı düşünüyordum". (TaDİi tam böyle söylemedi ama, ben söylediklerinden bu anlamı çıkardım.) Yorulmuştum. Onun için fazla uğraşamadım ve şimdi burada yazacaklanmı anlatmadan başımdan gönderdim. Umarım bu yazıyı okur ve bu konular- da biraz daha düşünme fırsatı bulur. Bu hanım kızımız; kimi gençlerimizin ve kimi "okumuşlanmızın" düştüğü "düşünce tuzağına" düşmüştü. Bir insanın hem "yurtsever" ve hem de "kişilik sahibi" olabileceğıne; hem "vatanına mil- letine hayırlı bir insan" olup hem de "bireysel hak ve özgürlüklerine" sahip çıkabileceğine inanamı- yordu. Çok ince bir tuzak bu. Öylesine ınce bir tuzak ki; bu tuzağa düşerek "bireyi" böylesine ön plana çıkaranlar, çoğu kez kendilerini bir biçimde "sol- cu" olarak görüyor ve yaşadıkları toplumu böyle- sine dışlamayı, "sol" biryaklaşım olarak değerlen- diriyorlar. Türkiye'de 12 Eylül sonrasının "depoli- tizasyon dönemi" ve evrensel olarak Sovyetler Birliği'nin çözülmesi ve sosyalist blokun dağılma- sı, gençlerimizin bir bölümünü böyle "solcu"{\) yaptı. Vebazı "okumuşlarımızı"... Dikkat ederseniz, "ayoVn"sözcüğünü kullanmı- yor, okumuştan söz ediyorum. Belki "entel" dede- nilebilirdi. Fakatasla "aydın" değii "Aydın" kavramı, farklı insanlar tarafindan, fark- lı biçimlerde tanımlanıyor. Fakat nasıl tanımlanır- sa tanımlansan, "aydın" kavramının ardında bir "övgü" yatar. Bir insanı "aydın" diye nitelemem, düşüncelerine tümüyle katılmasam bile, o insanı "değerti" bulduğumun ifadesi olacaktır. Ben aydını şöyle tanımlıyorum: "Aydın kişi, ken- disiyle ve toplumuyla ilgili sorunlan gören ve bu sorunlar konusunda çözüm önerileh üreten ve geliştiren kişidir." Bu tanım çerçevesinde ilkokul diploması olmayan "kâmil" bir insan, pekâlâ ay- dın sayılabileceği gibi dört üniversite bitirmiş bir adam, pekâlâ aydın tanımımın dışında kalabilir. Yukardaki tanımımda "toplumuyla ilgili sorun- /ar"dan söz ediyorum. İçinde yaşadığı toplumu sevmeyen, o toplumun dertlennı kendine dert edin- meyen insan, aydın olabilir mi? Kendi "mürekkep yalamişlığının" verdiği birikimi, sokaktaki insana kar- şı bir "üstünlük" olarak gören ve bu duygusunu sürekli olarak ön plana çıkaran insan, aydın sayı- labilir mi? Zaten bu tür "elitist" ve "seçkinci" düşünceler insanı ister istemez entelektüel bir "faşizme" ta- şır. Ve ağzında sürekli olarak sol birtakım lafları ge- veleyen bu tür "zibidiler"', sonunda kendilerini "sol" düşüncenin zıt bir noktasında bulurlar. Jean Jaures'in çok degerli bulduğum birdeyi- şi vardır: "Yurtseverliğin azı, insanı enternasyona- lizmden uzaklaştınr; yurtseverliğin çoğu, insanı enternasyonalizme yaklaştırır; enternasyonaliz- min azı, insanı yurtseverlikten uzaklaştınr; enter- nasyonalizmin çoğu, insanı yurtseverliğe yaklaş- tınr" der. Hiç kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde, "Bi- reyin kurtuluşu ve yükselişi, toplumun kurtuluşu ve yükselişindedir". Ben bunu böyle öğrendim, böyle öğretmeye çabalıyorum. Ve biraz abartılmış ve duygu yüklenmiş olsa da bunun adı "vatanına ve milletine hayırlı evlatlar yetiştirmektir". Kendini içinde yaşadığı toplumun bir parçası olarak görmeyen ve o toplumun kimi "güzellikle- rini"birturistgibi "dışardan"paylaşan insanlar, bel- ki bireysel kimi başarılar sağlayabilirler ama mut- lu olamazlar. Yaşadıklan topluma kızgın ve hatta düşman insancıklar olarak çırpınıp dururlar. Yaşadığı topluma hayn olmayanın, kendine de hayn olmaz. Görme özürlü gencin boyu sürekli uzuyor İSLAHfrE(AA)-Ga- ziantep'in Islahiye ılçesi Bogaziçi beldesinde 16 ya- şmdaki görme özürlü Ra- mazan Karageyik'in sü- rekli uzayan boyu. 2 met- re 33 santimetreye ulaştı. 5 yıl önce. beyin ame- liyatı geçiren ve boyunun sürekli uzamasının nede- ni henüz belirlenemeyen Karageyik, lslahiye Kay- makamı Mehmet Turan Çuhadar'ı ziyaret ederek yardım istedi. Çuhadar. özürlü gence sahip çıkarak harcamalann Sosyal Yar- dımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan karşılanarak tedavi edileceğini söyle- di. llçe Sağlık Grup Baş- kanı Dr. fbrahim ToJkun ise özürlü gencin boyunun sürekli uzamasının tıpta ender görülen bir vaka ol- duğunu belirterek "Boyu sürekli uzayan Karageyik, 130 kflo ağırhğımla. Bu \a- şa göre hem bov hem de ki- loda anornıallik olduğu kc- sîn" dedi. Anormal boy uzaması ve kilo almanm nedenıni bıimedıklerini kaydeden Dr. Tolkun, Ka- rageyik'in görebılme şan- sının kalmadığına da dik- kati çekti. Tolkun sözleri- ni şöyle sürdürdü' "EİejTiinde oluşan ve 10 yıl önce alınan 3 santimet- re çapındaki ur. göze gi- den sinuierin kavşak nok- tasında bulunuyormuş. Optik atrofi gelişmiş. Bu gencin görme olanağı yok. Solgözü tamamen görmü- yor, sağ gözü ise ışığa ref- leksgösteriyor. 1 metreden bir elin parmaklannı se- çip de sayamıyor. Karage- vik 16yaşında. Birinsanın 20-22 yaşına kadar boyu uzayabilir. Yani, halen 2 J3 santimetre olan lxı\ u. uza- ma süresi içerisinde bulu- nuvor." • Dr. Tolkun. 57 numara ayakkabı giyen Karage- yik'in yürümekte zorlan- dığını. kemiklerinin ken- disini taşımakta güçlük çektiğini, bu nedenle yaş- lı insanlar gibi eğri birşe- ki1de yürüdüğünü sözlen- ne ekİedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear