22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 AĞUSTOS 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Milli Eğitim Bakanı Uluğbay, 1. yılı dolan 8 yıllık eğitim uygulamasmı Cumhurİyet için değerlendirdi ' 8 yıl gelirleri azalclı*EBRU TOKTAR ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğ- bay, 8 yıllık kesintisiz temel eğitime kaynak oluş- turmak amacıyla oluşturulan eğitime katkı payı fo- nunda. Vergi Yasası'nın çıkanlması sırasında olu- şan belirsizlik nedeniyle beklenenin altında gelir el- de edildiğini bildirdi, Yasa çıkarken tapu işlemle- rinin azaldığına dikkat çeken Uluğbay, ihale takvi- mini geciktirdiklerini, ancak 1998-1999 hedefleri- ni değiştiımedıklerini açıkladı. Uluğbay. eğitime kat- kı paylanna yüzde 64 zam yapılmasına ilişkin öne- rileri olmadığını belirterek, "Bu konuda zam yap- ma hakkınuz var. Ancak bu henüz gündemde yok. Şu ana kadar böyle bir ihtiyaç hissetmedik. Gerek- süıim duyuhırsa,zam yapanz. Şu anda böyiebirtek- üfimi/olmadı" dedi. Diyanet Işlen Başkanlığı'nın "yaş sınırı aranınaksı/ın herkesin Kuran kurslan- na gjdebilecegini öngören" genelgesiyle ilgili ola- rak "lnancı öğrenmek de bir ihtiyaç" diyen Uluğ- bay, dinin siyasete alet edilmesine karşı oldufunu vurguladı. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, birinci yı- lını dolduran 8 yıllık temel eğitim uygulaması k o nusunda Cumhurİyet'in soruiannı yanıtladı. Uluğ- bay, şu ana kadar elde edilen 135 trilyon liralık ge- lirin 95 trilyon 873 milyar lirasının ek derslikler, onanm, kamulaştırma, taşımalı eğitim, hizmet alı- • Diyanet Işleri Başkanlığı'nın "yaş sının aranmaksızın herkesin Kuran kurslanna gidebileceğini öngören" genelgesiyle ilgili olarak "lnancı öğrenmek de bir ihtiyaç" diyen Uluğbay, dinin siyasete alet edilmesine karşı olduğunu vurguladı. mı ve okul inşaatlan için kullanıldığını bildirdi. 8 yıl gelirlerinın her hafta izlendiğini vurgulayan Uluğbay, "Repoda para yok" dedi. Vergi Yasa- sı'nın çıkması sırasında oluşan belirsizliğin tapu iş- lemlerini azalttığını kaydeden Uluğbay. "Bu ne- denle de eğitime katkı paylan yoluyla elde edilen ge- lir düşrü. Biz bu nedenle 359 okul yapılmasına iliş- kin ihale takvimini kavdınrken. ek derslikleri ve devam eden işleri tamamlamaya çalıştık. Amacı- mız, enflasyondan ka> naklanan fi>at artışını milie- te ödetmemek" dedi. Uluğbay, eğitime katkı payı- na yüzde 64 zam yapılması yönünde önerileri ol- madığını, böyle bir konunun gündemlerinde bulun- madığını açıkladı. Her yıl çimento, demir fiyatla- nnın ve dolayısıyla bir okulun yapım maliyetinin değiştiğine dikkat çeken Uluğbay, "Bu ücretierezam yapma yetkimiz var. Ancak şu ana kadar böyle bir ihtiyaç hissetmedik. Sadece Vergi Yasası'nın çıkma- sı sırasında düşen gelir nedeniy ie iş programını kay- dırdık, ama hedefleri değiştirmedik" açıklamasını yaptı. Uluğbay, 1998 Aralık ayma kadar 20 bin dersli- ğin hizmete sunulacağını, mimari projeleri 5 üni- versiteye çizdirilen 359 okul ihalesinin yıl başına kadar tamamlanacağını bildirdi. İhale takviminde- ki kaydırma sonucu ilk olarak 25 Ağustos'ta 134 okulun ihalesine çıkacaklannı kaydeden Uluğbay, " Bu okullar çok farkh bir mimari anlayışa sahipola- cak. İçlerinde spor salonu, ei becerileri, işlik, engel- li çocukları dikkate alan teknik donanım buluna- cak" dedi. Bu yıl 6. sınıfa 1 milyon 200 bin ögrencinin zo- runlu olarak kaydolacağına da işaret eden Uluğbay. geçen yıl yapılan 12 bin derslik ile bu yıl hizmete açılacak 20 bin dersliğin gereksinimı karşılayaca- ğını söyledi. Uluğbay'ın diğer açıklamalan şöyle: Diyanet İşleri Başkanlığı genelgesi: Inancın siya- sete alet edilmesine karşı olduğum için, bu konu- da konuşmak istemedim. Bu konuda kargaşa ya- ratmak isteyenlerin oyununa alet olmak istemiyo- rum. Herkesin inancı öğrenmeye hakkı var. lnancı öğrenmek de bir ihtiyaç. Bu ihtiyacı duyan çok sa- yıda yurttaş var. Türkiye'de inanç öğrenilirken ai- le önemli bir kurumdur. Okullarda 4. sınıftan 11. smıfa kadar okunan din kültürü ve ahlak bilgisi dersi oldukça kapsamlı. Ama bazılan çocuklannın Kuran okumasını da istiyor. Bu nedenle Diyanet lş- leri Başkanlığf nın denetiminde Kuran kurslann- da 5. sınıfı bitiren öğrencilerin eski sistemde oldu- ğu gibi Kuran öğrenebilmesine olanak tanımak için, 8 yıllık eğitim tasansına 4. maddeyi ekJedik. Ancak bu madde TBMM'de reddedildi. Şimdi da- ha mı iyi oldu? Ortaya bir kargaşa ve boşluk çıktı. Dünya Bankası kredisi: 300 milyon dolarlık kre- di, 8 yıllık eğitim programından farkh birprogram- da kullanılmayacak. Bilgisayar, inşaat, ek derslik ve öğrencilere yönelik yardımda kullanılacak. Bu kredi kapsamında geçen yıl 200 bin ögrenciye ya- pılan kılık, kıyafet ve yemek yardımı 2 milyon öğ- renciye ulaştınlacak. Dünya Bankası, bize ek prog- ram getirmedi. Biz onlann, kendi programlanmı- za uymasını istedik. Bu konuda da başanlı olduk. Bilgisayar laboratuvan: Hazırlanan bilgisayar ihale şarrnamesi. Dünya Bankası tarafindan ince- leniyor. İhale sonuçlanınca her ilçede iki ilköğre- tim okuluna bilgisayar laboratuvan kurulacak. La- boratuvarlarda, bilgisayann yanında teievizyon, vi- deo ve tepegöz de yer alacak. Amaç, öğrenci ve öğ- retmenin kullanacağı teknolojinin gelişmesine yö- nelik yatınm yapmak. Laboratuvarlar, 1998-1999 öğretim yılı içinde öğretime sunulacak. Bakanlar Kurulu toplandı nıaddi yardım yapüacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ba- kanlar Kurulu, Doğu Karadeniz'de sel felaketi yaşanan yerleşim yerlerini afet böl- gesi ilan ederken selden zarargörenlerin istemeleri durumunda. başka yerlerde is- kân edilmesini kararlaştırdı. Selzedele- rin iskânı için devlet üretme çiftlikleri- nin bulunduğu Muş, Iğdır, Kars ve Cey- lanpınar üzerinde durulduğu öğrenildi. Toplantıda. 13 büyükelçiyi kapsayan ka- rarname de imzalandı. Bakanlar Kurulu, dün Başbakan Me- sut Yümaz başkanlıgında toplandı. Yak- laşık 3 saat süren toplantınm ardından açıklama yapan Devlet Bakanı ve hükü- met sözcüsü Ahat Andkran. Doğu Kara- deniz Bölgesi'nde sel ve heyelan sonu- cunda köy yollannın yüzde 60'ının za- rar gördüğünü belirterek bölgeye 200 milyar lira yardım yapıldığını söyledi. Andican, kaybolan yurttaşlann aranma- sı çalışmalannın sürdürüldüğünü, 7 ce- sedin bulunduğunu. 36 yurttaşın kayıp ol- duğunun bildirildiğini anlattı. Bölgenin afet bölgesi ilan edildiğini kaydeden Andican, çiftçi, sanatkâr ve es- nafın borçlannın ertelenmesi. yeni kre- dileraktanlması ve afetten zarargören ai- lelere kayıp başına nakit tazminat öden- mesi gibi işlemlerin devam ettirildiğini söyledi. Heyelan altında kalan Beşköy "de- ki ailelerden isteyenlerin başka bir yer- de iskân edilebilmeleri için Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu'nun başkan- lıgında bir çalışma grubu oluşturulaca- ğmı bildirdi. Yurttaşlann iskânı için dev- let üretme çiftliklerinin bulunduğu Muş, Iğdır. Kars ve Ceylanpınar'ın düşünüldü- ğü öğrenildi. Andican, Türkiye ile Bosna-Hersek arasında sanayi işbirliği programı çerçe- vesinde Zenitsa Demir Çelik tşletmele- ri ile Kardemir Demir Çelik İşletmesi arasında ortak işbirliği konusunun da ele alındığını kaydederek Kardemir'den yıl- da 200 bin ton yan işlenmiş demir ihra- cı ve bunun kredilendirilmesine karar ve- rildiğini söyledi. Andican, Devlet Bakanı Güneş Ta- ner'in Rusya'daki ekonomik krizi değer- lendirirken bu krizin Türkiye'de uzun va- dede çok ciddi sonuçlar ortaya çıkarma- yacağını söylediğini kaydetti. Andican, kurula, Afganistan'daki ge- lişmelerle ilgili olarakbilgi aktardıgını vur- gdayarak köktendinci Talibanlann Ku- ze! bölgesini ele geçirdiklerini. iki böl- geyı daha elde etmek için çalıştığma işa- reetti. Toplantıda, agremanlan istenen 13 bü- yücelçinin kararnamesi imzalanırken D'tT Genel Başkanı Tansu Çfller'in prens- leri arasında gösterilen trlanda Büyükel- çiii Murat Ersavcı alındı. Kenya Büyü- kdçisi Balkan Kızıldeli ve Madrid Bıyükelçisi Gün Gülde merkeze alındı. TVCV1OB: AsA suçlu yöneticüer Türk Mimar ve Mühendis Odalan Bir- lip (TMMOB) Başkanı Yai'uzÖnen,, böl- gmin potansiyel heyelan ve sel bölgesi oliuğu bilinmesine karşın devlet tarafın- <iaı gerekü önlemlerin alınmadığını. her yı en az bir kez yaşanan bu felaketlerden feirün karar v erici yerel ve merkezi yöne- tialerin sorumlu olduğunu söyledi. 3nen şunlan söyledi: •*Dereyatagında Beşköy yerleşim alaru- IU beledhe yapılarak yerleşmenin teşvik cdmesinde hiçbir mühendisük ölçütünün ximar kuralının dikkate alınmadığı açık- ^ıgörûlmüştür. Telüikeli alanda yerleşim >«yapılaşma teşvik edilmiştir. Beşköy ör- nğinde olduğu gibi hükümet Karadeniz Shil Yohı yapunmda da tek başına karar anışnr.r Diyarbakır Sur Belediyesi'nin 400 işçisi, alacaklan için oturma eylemi yaptılar FPTi başkan, işçiye sflah çektiDİ VARBAKIR (CumhurİyetBürosu) -Diyarbakır'ın Fazilet Partili Sur Bele- diye Başkanı Selim Düzgün. alacaklan- nı isteyen işçilere silah çekti. Hizmet-lş Sendikası işyeri temsilcisi BakiSarnal'ı da tokatlayan Düzgün ve kardeşi gözal- tına alındılar. Sur Belediyesi'nde çalışan yaklaşık 400 işçi, ücretlerinin ödenme- diğini gerekçe göstererek dün belediye önünde oturma eylemi başlattı. Güven- lik güçlerinin uyansı üzerine işçiler. ey- lemlerini Mardinkapı'daki Belediye Te- mizlik Şantiyesi'nde sürdürdüler. Arabuluculuk yapmak için şantiyeye gelen Hizmet-lş Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Kahraman v e Sen- dika İşyeri Temsilcisi Baki Sanal ile iş- çiler arasındaki görüşmeden sonuç çık- madı. Bu sırada Sur Belediye Başkaru Se- lim Düzgün de şantiyeye gelerek Kah- raman ve Sanal'la görüştü ve belediye- nin parası olmadığı için işçı alacaklan- nı ödeyemediğıni öne sürdü. Bir grup işçinın belediyeye önceki gün 55 milyar lira para geldiğini belırtmesi üzerine si- nirlenen Selim Düzgün, sendika işyeri temsilcisi Baki Sanal'ı tokatladı. Bu sı- rada yaşanan arbedeye işçiler ile Baş- kan'ın kardeşi Recep Düzgün de kanşın- ca olaya polis müdahale erti. Kavganın biiyümesi üzerine Selim Düzgün silahı- nı çekerek namluya mermi sürdü. Güven- lik güçleri. başkan Düzgün ve kardeşini etkisiz hale getirerek gözaltına aldı. Hiz- met-lş Şube Başkanı Ercan Kahraman. Düzgün ve kardeşinden şikâyetçi oldu- ğunu belirterek, haklannı almak için yap- tıklan eylemin silah zoruyla engellenme- ye çalışıldığını söyledi. Belediyede, sen- dikalı 400 işçi bulunduğunu ve bunlann 1.5'ar milyar lira alacağı olduğunu be- lirten Kahraman, haklannı alana kadar eylemi sürdüreceklerini bildirdi. Karakolda ifadesi aiındıktan sonra ser- best bırakılan Belediye Başkanı Düzgün ise işçilerin yasa dışı eylem yaptığını öne sürdü. Düzgün, "Ben ve işçilerim arasına her zaman fitne sokuunaya çah- şdı>or. Bunlar hoş davranışlar değildir; Divarbakır halkı zarar görüvor" dedi. Hak-lş Genel Başkanı Salim L'slu, Başkan Selim Düzgün'ün. işçilere silah çekmesini ve 1 kişiyi de tokatlamastnı kı- nadı. Uslu, FP Genel Başkanı Recai Ku- tan'a olayı kınayan bir mesaj gönderdi. Uslu mesajında."Emege, emekçiye, ahn terine yönelik bu saldınnın FP'nin düşüncelerini temsfl etmediğine inanmak istivonız. Dolayısıyla gerekli disiplin ce- zasını vermenizi bekliyoruz" dedi. Güneydoğulu tarun işçileri. işbulunduğunda ya da oradan kaçmalangerektiğinde gizlenmekiçin Ordu Belediyesi'nin \lelet Irmağı kenanndaki şehir çöplüğünü kullanıyorlar. Çöplükte işe yarar bir şeyler arayan Müslüm ve Halil (Sağda) cin gibi Güneydoğulu iki çocuk. Yasağı anlamakta bi- razzoriukçeİdyorlar veisyan dolu konuşuyorlar.(Fotoğraflar: ERDOĞAN ERİŞEN) 'Yazıcıoğlu'na inat vali olmak' ERDOĞAN ERİŞEN ORDU- Hükümetın Emniyet Ge- nel Müdürlüğü'ne getirmeyi düşün- düğü Ordu Valisi Kemal YazKioğ- lu'nun fındık bahçelerinde Kürt iş- çilerin çalıştınlmamasına yönelik ambargosu sürüyor. Melet Irmağı kenannda kaçak da olsa birkaç ay- lık ekmek parasını kazanmak için güvenlik güçleriyle köşe kapmaca oynayan Güneydofululardan yaka- lanmayanlar kendilerini şanslı sayı- yor. Yakalanan ve sınırdışı edilen iş- çilerden parası olanlar Sakarya taraf- lanna gidiyor. Melet Irmağı kenannda köprü al- önda konaklayan Güneydoğulu tarun işçileri kendilerine iş bulunduğunda ya da oradan kaçmalan gerektiğin- de gizlenmek için Ordu Belediye- si'nin Melet Irmağı kenanndaki şe- hir çöplüğünü kullanıyorlar. Beledi- ye çöplüğünde agır koku ve haşere- lere karşı güçlükle yürürken rastla- dık Halil ve Mûslüm'e. Belli ki çöp yığınlan içerisinde işe yarar bir şey- ler anyorlardı. Yiyecek de olabilir- di bu... Resim çektiğimizi görünce pa- niğe kapılıp arkalannı dönüyorlar. Sonra ağır çöp kokusu ve haşerele- re rağmen konuşmaya ikna olup uzun uzun anlatıyorlar. Halfl Demir 14 yaşında ve ortaokul 3'e geçmiş.. Biraz çekingen. 11 ya- şında olan Müslüm Çelik ıse tam ter- sine cin gibi çocuk. O da ilkokulu bu yıl bitirmiş.. Ikisi de aileleriyle bir- likte Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden gelmişler. Müslüm, Ordu'ya bir ay kadar önce geldiklerini. önce kam- yondan inmeden geri gönderildikle- rini söylüyor. Daha sonra şanslannı yeniden denemişler ve 11 gün ka- çak olarak fındık toplamışlar. Yasa- ğı açıklamakta ve anlamakta zoriuk çeken Urfalı Müslüm şöyle konuşu- yor: "Bu bizim ailenin Ordu'yaUdn- ci geöşL Bu sene dedilervasakvar. San- ki bizi anarşist gibi göriiyoriar. Ama biz çalışmava geidikT Müslüm cin gibi bir çocuk. Söz- leri oldukça anlamlı, biraz da isyan dolu. Kendilerini çalıştırmayan Or- du Valisi Kemal Yazıcıoğlu'na inat vali olmak istiyor büyüyünce... "Ya- ni" diyor ve soruyor: "Ben lisevi bi- tirsem de Ordu'da'birokul kazansam beni burada okutmayacaklar mı?..7 ' O. ırmak kenanna yaklaşan mini- büsü görüp iş geldi diye koşarak uzaklaşırken bakakaldık arkasından. Güneydoğulu fındık işçileri, Kürt iş- çi çalıştırmayan Ordu Valisi Yazıcı- oğlu'nun genelgesini çöplüklerde gizlenerek delmeye çalışıyorlar. Fındık fabrikasına silahb saldırı ORDU/SAKARYA (AA) - Ordu'da bir fındık fab- rikası, kimliği belirsiz kişi veya kiştleTce uzun nam- lulu silahia tarandı.Ordu'ya bağlı Kökenli köyünde Mehmet Topka«'ya ait fındık fabrikası. dün sabaha karşı kimliği belirsiz kişi veya kişilerce uzun namlu- lu silahia tarandı. Olay sırasında ölen ya da yarala- nan olmadığını bildiren yetkililer. kurşunlann fabri- kanın önünde bulunan 52 FA 992 plakalı kamyon ile ambar kapısına isabet ettiğini belirterek, soruştur- manm sürdürülüğünü söylediler. Sakarya'nın Kocaali ilçesine bağlı Kozluk köyün- de de Emin Çefik (59), toplanan flndıklann paylaşı- mındaki anlaşmazlık nedeniyle oğlu Ersin ile taröş- tı. Tarüşma sırasında öfkesini yenemeyen Emin Çe- lik, önce av tûfeğiyle. isabet ettiremeyince de taban- cayla oğluna kurşun yağdırdı. Kalbinden yaralanan Ersin Çelik, hastaneye götürülürken yolda öldü. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER K1ŞLALI Büyüklüğün Önkoşulu... Birisi cücenin tanımını, "büyük adamın yakın- dan görünüşüdür" diye yapmış. Tanımda abartı var elbette.. Gerçek "büyük", yaklaştıkça küçülmez, tersine daha da büyür. Ve bir özelliği daha vardır, gerçek büyüğün. Gerçek büyük "cartcurt" etmez!.. Genellikle alçakgönül- lüdür. Ama alçakgönüllülüğün de fazlası fazladır. Sonra sizi gerçekten de aşağılarda sananlar çı- kabilir. • •• İlk dikkatimi Galatasaraylı bir köşe yazarı çek- ti. Hagi'nin artık devrini tamamladığı kanısın- daydı. Yerini gençlere bırakmalıydı. Yazının hemen arkasında Hagi, Galatasaray'ın kurtancısı oldu. Harika goller, harika paslar attı. Harika hareketler yaptı.. Manşetlere çıktı. Baktım.. Büyüklüğü "kendinden menkul" ya- zarda ses seda yok. Hemen ardından Fenerbahçeli bir spor yaza- n çıktı sahneye.. Eski çok ünlü, gerçekten de bü- yük birfutbolcu.. Moldovan ın Sarı-Lacivertli takımın oyun bi- çimine uymayacağını.. takımına fazla bir şey kat- mayacağını yazdı da yazdı.. Ona göre Fener- bahçe'nin yöneticileri ve antrenörü bir halttan anlamıyorlardı. Büyük hatalar yapıyorfardı. Derken Moldovan takıma alışmaya ve hünep- lerini ortaya dökmeye başladı. Fenerbahçe'nln tam aradığı "hücum" adamı oldugunu ortaya koydu. , ' Baktım.. Büyük "otorite" haftalardır ısrarla yaz1 - dıklarını unutmuş.. Hiç oralı degil. Galatasaray, yönetimdeki "istikran" sayesın- de bugünlere geldi. — . Derval'e takımı emanet ettiklerinde, çok güç dönemler, çok başansız futbol mevsimleri geçlr- diler. Dayandılar.. Geçen yıl bir ara çukurdaVdt lar, gene dayandılar. . > j Beşiktaş da, geçen yılki tüm bunalımlara ter> şın Galli teknik adamından vazgeçmedi.. Şİmâi üç yıldız oyuncusunun yokfuğundan bile etkt lenmiyor. "_", Fenerbahçe'nin yandaşı da çok, karışanı^Jş. Toplumdaki ağırlık başına da yansımış.. Spor yazarlannın çogunluğu Fenerbahçeli. ÇoğunÇjiı da tuttuğu adamlar var, taraflar var. Löw için olumsuz yazdılar. Murat Yakın için yazdılar. Moldovan için yazdılar.. Ama hemen hiçbirisi de Ali Şen döneminin nasıl bir miras-toh raktığınadeğinmedi. Galatasaray'ın kapıya koy duğufutbolcuları, Fenerbahçe'nin ozamanlar na- sıl "büyük transfer" diye teker teker topladığim anımsatmadı. Sarı-K/rmızılıların kadrosunun niçin son yıllar- da San- Lacivertlilerden daha zengin olduğunu sorgulamadı... Hıncal Uluç Galatasaraylı.. Bunu da saklamÎT yor. Ama Fenerbahçe ile ilgili en dogru, en dostça değerlendirmeleri o yapıyor. - Lövv'ün doğru yolda olduğunu ilk o yazdı. Mu- rat Yakın'ın niçin Tugay'dan daha yarariı oldu- ğunu ilk o irdeledi. Ve çok Fenerli yazar Moldo- van'a ateş püskürürken, şu satırlar da onun ka- leminden çıktı. "Moldovan, iyizamanındaki Hakan gibi.. Ge- riden top çıkanyor, orta alandapresyapıyor. Iler- de tek başına boğuşuyor. Bu yılın en iyi trans- ferierinden biri de o.." Hıncal Uluç, Fenerli başına neredeyse yalva- rryor. Takımlanna zaman tanısınlar, biraz sabır gös- tersinler diye.. Ama bazılan keskin çizgili eleşti- riler yapmazsa "büyükeleştirmen" olamayaca- ğına inanmış bir kere. * • • Tepeden baktıkça büyüdüklerini sananlar sa- dece sporsayfalannda değiller. Hatta yüzleri gö- rülmese bile, TV ekranlarında da hazır ve nazır- lar. Basketbol maçlarını canlı yayında verirken, ekran başındaki izleyicileri kahreden de onlar.. Oyun devam ederken, biraz önceki en sıradan basketi, hatta faul atışını bile yeniden ve de ya- vaşlatılmış olarak onlar önünüze getirirler. Basketbol saniyelerin bile önemli olduğu bir oyun.. Onlar biraz önce olanı ve zaten görmüş olduğunuz şeyi yeniden gösterirken, öteki taraf- ta olup biteni göremezsiniz. Amerikan TV'leri NBA maçlarını böyle mi ve- riyor? Hayır!.. Avrupa TV'leri basketbol maçlan- nı böyle mi veriyor? Hayır!.. Ama "bizimkiler" büyük(î) olduklan için, Batı'da- ki ömekleri incelemek gereğini bite duymamış- lardir. ••• Adamın biri doğru söylemiş: '*;'•' - Fazla tevazu (alçakgönüllülük) göstermeyin, sonra inanırlar! Bizimkiler bu öğüdü tersinden uyguluyorlar, ^ Fazla kabanrlarsa, belki büyük olduklanna ina- nan birileri çıkar diye! ,~.\ Niifusu göçle 750 bîne çıkan Van'da sefalet diz boyıi LEYLA TAVŞANOĞLU V!\N - "tçündeövie bir ateş, dile ge- tirsem dilim vanar,söylemesem iliğim yanar. sana söyksem seniyakar." tran- lı ozan Sadi'ye ait birkaç dize bun- lar... Aynen de Van insanının içinde bu- lunduğu durumu, duygulannı yansı- tıyorsanki... Van. Türkiye'nin en çok göç alan illerinden birisi. Bir yıl içinde şehir içi nüfus 150 binden 280 bine, çev- reyle birlikte de 750 bine nrlamış. Fır- lamış da ne olmuş? Çalışma bölge- lerinden Van'a sığınan insanlar ge- cekondulaşmayı da beraberlerinde getirmiş. Işsizlik, sefalet dizboyu... Sokaktaki insanla konuşuyoruz. Diyorlar ki: "Nereye kadar? Ne zamana ka- dar?" Terör nedeniyle hayvancılık yok ol- ma noktasına gelmiş. Tanm deseniz aynı durumda. Yetkililer diyor ki: "Terörün belini kırdık." Yoksa kınlan bölge ekonomisinin beli mi? Oysa Van. Birinci Dünya Savaşı patlak vennceye kadar bölgenin in- cisi durumunda bir kent. Van Tica- ret Odası 1906 yılında kurulmuş. Van Milli Bankası. Türk girişimci- ler tarafindan hayata geçirilmiş. 1915"e gelene kadar Van'da beş ül- kenin konsolosluğu varmış. Ermeni- ler, Kürtler ve Türkler kentte iç içe yaşarlarmış. Bugün ise ilkel denecek koşullar- da faaliyet gösteren bir plastik fab- rikası, birkaç atölye ve her yerde II Özel ldaresi'nin girişimiyle çalışan Van-Et, Van-Yün, Van-Süt. Van-Teks- tilgibi kuruluşlar... Vali AbdülkadirSan,kollan sıva- mış: Vanlıya iş olanağı açmak için tam bir işadamı gibi çalışıyor. Kendısme, "V'an'da atanmış, se- çilmişlerin yapması gerekenişleriya- pıyorsunuzgaliba" dediğimde gülü- yor: "Ben bunlan yapmak zorunda- yım. Bölge insanının ekonomik acı- dan geliştirilmesi. kültürel açıdan da beslenmesi lazım. Yoksa bu işsiz in- saniann durumlan nice olur?" Vali San, Vanspor'la bile bizzat uğraşıyor; yine birinci lige yükselme- si için elinden gelen çabayı harcıyor. Bütün olumsuzluklara karşın da ge- lecekten umutlu. Gerçekten günün bi- rinde terörün beli kınlıp Van'da eko- nominin gelişmesi durumunda işle- rin düzeleceğine inanıyor. Van'dan Hoşap'a geçiyor, mey- dandaki kahvede Hoşaplılarla konu- şuyoruz. Hoşap'ın ileri gelenlerinden birisi anlatıyor: "Tıcaret tümüyle durdu. Bu çok tehlikeli. Bugün için aç değiliz. Ama günün birinde aç kahrsak ne olur?Al- lah bilirr Manifaturacıhk yapan bir esnaf da diyor ki: "Biz biraz daha ida- re ederiz. Ama bura insanının arnk dayanacak gücü kaJmadı." Bölgede, araçlara saat 16.00'dan sa- bah 07.00'ye kadar geçiş izni veril- miyor. Ana karayolunda trafik böy- lesine kesilirse ticaret nasıl yapılır? Tarımı. hayvancılığı kalmayan in- sanlar ticaret de yapamaz duruma gelirse ne olur? Bir süre önce ANAP'lı Belediye Başkanı NadOrhan'ın kaçınlıp ser- bestbırakıldığı Bahçesaray ilçesinin durumu daha da iç karartıcı. Bahçe- saray'a sadece iki saatliğine gidiş iz- ni veriliyor. Dünyadan adeta yalıtıl- mışçasma yaşayan Bahçesaraylılar ise kendilerini satranca vermiş. Yüz- de 90 Bahçesaraylı gayet usta sat- ranç oyuncusu. Öte yandan siyasi partilerin böl- gedeki durumunu soruyoruz. Aldı- ğımız bilgiler bu konuda da iç açıcı degil: "Bir seçim olsa HADEP alır, g«ürür. Artık Refah ya da Fazilef i» d« etkisi kalmadı. Gerçekten sanAIP tan FL\DEP çıkarsa bunun sorumP luluğu bütün öteki partilerde oh»r Hıç kimse bura insanını suçlamasifrr Hıç kimse burada işbiıiikçi değil.*'""' Van DYP ll Başkanı müteahhiî Ze^ kİKurr'la karşılaşıyoruz. Bize hâbe- n veriyor: "Genel merkez V'an-iTw "Vrkez ilçe teşkilatını kapatt." îştt btyle. Sıyasi partilerimizin. HA-' D-,P"ten öcü gibi korkarken aldıkfe» n cararlarabakın... •-'-'' Son olarak bir nokta... VanlrSSs? •eııyor: "Istanbul. Ankara. tzmir'le 1 u iraşmavı bırakın. Bölgeye baknC &lgenin ekonomikve toplumsal açı- ^*n kurtuluşu Türkiye'nin önün& a^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear