23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 AĞLfSTOS 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Sistem Öğrenci Yerleştirme Sınavı sonuçlan açıklanınca görüyoruz ki, son yıllarda olduğu g ibi bu yıl da üniversiteye girişte tarikatçı dershaneler ilk sıralara yerleşmiş... Dar gelirii ailelerin zeki çocuklarına kanca atıp, onlan bir yandan bursla, parasız yurtla ağlanna düşiiren tarikatçılar bir yandan da YÖK'ün "ortaöğretim başan puanı" desteği ile amaçlanna yine ulaşmış. Sınav sonuçlanna baktığımız zaman, dar gelirii arle Ege'nin bir kasabasında oturuyor ama ailenin zeki çocuğu Marmara Bölgesi'nde bir kentte liseye gidip, özel dershanede sınava hazırianıyor. Bu nasıl bîr sınav sistemi ise Galatasaray Lisesi gibi, Robert Kolej gibi Türkiye'nin en gözde okullannı bitiren öğrenciler nal topluyor; binden fazla liseyi birincilikle bitiren üniversiteye bile giremiyor. Böyte bir sistem yaratanlara bravo valla! Ö M Ü R I L I K Dönen dolapianmız TSE'lklir. Ömür E. Kurum Elektrontk posta: som#posta.cumhurtyetcom-tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Yen, fena düşüyormuş... "Önemli değil. kol kınlınca içinde kalır!" acettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitir- dikten sonra aynı üniversitede Çocuk Has- talıkları Anabilim Dalı'nda ihtisasını ve de çocuk onkolojisi üzerine üst ihtisasını ta- mamladıktan sonra, bu dalda Türkiye'nin sayılı uz- manlarından biri olarak, yardımcı doçent eşinin gö- rev yaptığı Samsun'daki Ondokuz Mayıs Üniversi- tesi'ne geçmek istiyor Nilgün Yarış... Çocuk onkolojisi uzmanının bulunmadığı Ondo- kuz Mayıs Üniversitesi'nin rektörlüğüne başvuru- sunu yapıyor... Üç hilalle bir türbana profesörlük dağıtılan ve Os- man Çakır'ın rektörlük yaptığı üniversitede ırkçılar ve şeriatçılara tüm kapılar açılıp yoğun bir şekilde kadrolaşma sürdürülürken, Nilgün Yarış'ın başvuru- su süründürülmek üzere Çocuk Hastalıkları Anabi- lim Dalı Akademik Kurulu'na havale edilerek görüş isteniyor. Akademik Kurul'dan Nilgün Yanş'ın başvurusu, Ret gerekçesi"çevresinde sevilen bir kişi olmadığı" gibisinden son derece "bilimsel" bir gerekçeyle reddediliyor. Kuruldaki bazı öğretim üyeleri bu karara, kurul üyeleri arasında çocuk onkoloğu bulunmadığı için Nilgün Yanş'ın dosyasını değerlendirecek yetkinlik- te olmadıklan ve yanı sıra üniversitede çocuk on- koloğuna acil ihtiyaç duyulduğu gerekçesiyle itiraz şerhi koyuyorlar. Adı "akademik" olan kurulun ret kararı üzerine üniversitede rektörlük yapan Osman Çakır da göğ- sünü gere gere Nilgün Yarış'ın başvuru dosyasını raf- larda tozlanmaya havale ediyor. Bu arada Nilgün Yarış'a, üniversiteden bir öğre- tim üyesi ile görüşmesi önerilir. Görüştüğü öğretim üyesi, Nilgün Yarış'a, solcu bir kafaya sahip olduğu için Samsun'da Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde çalışamayacağını, iş arıyor- sa solcuların bulunduğu üniversitelere başvurması- nı söylüyor. Inanılır gibi değil ama devreye giren Hacettepe Üni- versitesi'nden bir anabilim dalı başkanına da aynı şeyler söyleniyor, hatta solcuların Ondokuz Mayıs Universitesi'ne alınması yolunda ısrar edilmemesi na- zik bir dille hatırlatılıyor. Çünkü Ondokuz Mayıs Universitesi'ne zamanın- da "sızmış" ve henüz "temizlenememiş" yeteri ka- dar solcu öğretim üyesi bulunuyor. Bunlardan birinin de Samsun Tabip Odası'nda görev yaptığı yetmiyormuş gibi Samsun Atatürkçü Düşünce Demeği'ne de üye olup derneğin çalışma- larına etkin bir şekilde katılmış Ondokuz Mayıs Üni- versitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Da- lı'ndan bir yardımcı doçent olduğu biliniyor. Nilgün Yarış da yardımcı doçentin eşi oluyor! SESSİZSEDASIZO) iRÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Madem Istanbul'a vize koyacaksmız, "çifte hemşeriliği" de bir düşünelim abiler! İhaleler 'ilan'dan çıkarılınca Bugüne dek "ilan yöntemi" ile yapı- lıyormuş Kültür Bakanlığı'nın Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı An- kara Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü'nde- ki ihaleleri. Müteahhitler "ilan"laçağrı- lıyor ve ihale için fiyat kırdırılıyormuş. Ama ne olduysa ve nasıl olduysa 1998 Mali Yılı Yatırım Programı'ndaki taah- hüt işleri "ilan yöntemi"nden çıkartılıp "davet yöntemi"ne dönüştürülmüş. Bu- na göre, önceden belirlenen müteah- hitler ihaleye davet ediliyormuş artık. Ama nasıl: "Bu yöntemle, ihaleyi alma- sı istenen müteahhit davetiye listesine yazılır, peşi sıra figüran mahiyetinde anlaşmalı birkaç müteahhit daha liste- ye eklenir." Kim yapar bu organizasyonu: "Davetiye listesini, müdüriük bünye- sinde oluşturulan bir 'çağrı komisyonu' vardır, onlar yapar." Sadece Ankara'da değil tabii ki, ül- ke genelindeki öteki birimlerde de ay- nı "yöntem" uygulanıyor artık... Anıtlar ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Abdülkadir Karaoğlu arkeolog değil de müteahhit kökenli olunca daha da ilginç bir duruma geliyor konu. Şimdi- lerde genel müdürlüğe oynayan Kara- oğlu'nun Bayburtlu müteahhit hemşe- rilerinin aldıklan ihaleler anlatılıyor ko- ridorlarda. MLASPANDIRAS AB ile aramızdaki uçuruma bakacak olursak: Biz GB'ye değil, GB bize girmiş... \MüfitBozacı AYDINLANMA ATEŞÎ Öetişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Esenler ADD 'de cumhuriyet dayanışması ÇYDD Genel Merkez ve tûm şubeleri "Hukuk devleti ve yargı bağım- sızlığı özlemi içindeki Türkiye'de siyasetçilerin kendilerine,hertür- lü Yûksek Mahkeme onayından geçmiş olan hâkim kararlarıyla oynama. cezayı indirme ve affa hak görebilmelen, hukuka tam bir saygısızlıktır. Adalet sistemimizin, özellikJe fi- kir suçları başta olmak üzere, ce- zalar ve yöntemler konusunda da- ha adil ve çağdaş hale getirilme- si gereği açıktır. Bu ise, bir hukuk devletinde yasal girişimlerle yapıl- malıdır. Her zaman olduğu gibi bu kez de 'af\ bir siyasal duygu sömü- rüsü halini almış olup, Türkiye'yi karmaşaya sokan yanlış ve talih- siz bir olaydır. En ilginç olanı ise, bu konuda bilinçli halkın gösterdiği tepkiler- dir. Artık bu ülkede, her isteyenin istediği girişimi yaparken, halkın ve kamuoyunun varlığını göz ar- dı edemeyeceği açıklık kazanmış- tır." Berlin ADD "Daha iyi bir eğitim bir ülkede daha fazla demokratikleşme de- mektir. Türkiye"de ilköğretimin beş yıldan sekiz yıla uzatılması aynı zamanda çocuklann şans eşit- liği için önemli bir katkı sağlaya- caktır. Hiç olmazsa bir yerde okul ih- tiyacını gidermek ve böylece Tür- kiye'deki demokratikleşmeye des- teİcVe'fmeic'amacıyla Berlm'dekr Türkler ve demekler bir proje yü- rütme kurulu oluşturarak 'Kırık- kale Okul Projesi'ni başlatmış ve bu kapsamda gerekli maddi imkânlan sağlayarak bir okul bi- nasını inşa etmeyi ve Milli Eği- tim Müdürlüğü'ne devretmeyi planlamaktadır. Kınkkale ili, Ka- letepe Mahallesi'nde yaptınlacak okul 12 derslikli olacak ve yak- laşık 200 bin mark'a mal olacak- tır. 1998 sonbahannda başlaya- cak inşaatın 1999 sonbannda bi- tirilmesi planlanıyor. 6600 metrekare büyüklüğün- deki birarsa. il idaresi tarafından, okul inşaatı için verilmiştır. İnşa- atın finansmanı kişisel para ve malzeme bagışlanyla sağlanacak- tır. Aynca bu kapsamda; konser gibi kültürel etkinlikler. bağış amaçlı eğlence geceleri ve Türk ressamlann eserlerinin satılaca- ğı açık arttırmalar öngörülmüş- tür. Proje Yürütme Kurulu üyele- ri, Berlin ADD öncülüğünde fah- ri görev yaptıklanndan herhangi bir yan masraf olmayacaktır. Bağışlar için hesap no: 'Okul Projesi" 220 11 006 İşbank Gmbh BerUn BLZ: 10130600 ' KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(« turk.net ÇÎZGİLİK KÂMtL MASARACl H A R B İ SEMİH POROY Esenler ADD "Atatürkçü Düşünce Demeği Esenler Şubesi, Esenler'de yurt- taşiann günlük ve birincil sorunlanna çözüm üreterek. halkla da- yanışma içinde önemli hizmetler yapıyor. Dernek Başkanı Oktay Şahin, Esenler'e okul yapımı için Milli Eğitim Bakanlığı'na baş- vuruda bulunduklannı ve bakanîıktan toplam 1820 öğrencilik 2 ilköğretim okulunun yapılacağını öğrendiklerini söylüyor. Dernek, bir yandan paneller, söyleşiler yoluyla yurttaşlann kültürel eğiti- mine yönelik çahşmalanıu sürdürürken, diğer yandan da yoksul- lara giysi yardımt yaparak, dargelırli aıle çocuklanna derslerinde yardımcı olarak halkın sorunlanna çare anyor. 19 Ağustos'ta bir sünnet şöleni yapacaklannı söyleyen Şahin. bunu da üyelerin ime- cesiyle gerçekleştirdiklerini belirtiyor. Şahin, bayan üyelerin şö- lenin hazırhğını üstlendiklerini, yine üyeleri olan bir cerrahın da çocuklan ücretsiz sünnet edecegini vıüguluyor. Şahin 29 Ekim- 'de bir Cumhuriyet Şöleni yapacaklannı, şölen çerçevesinde kon- serierolacağını, kennesdüzenleyeceklerini söylüyor. Şahin çahş- maiannı şöyle anlatıyor: "7 Kasım'da bir dayanışma yemeği dü- zenliyoruz. Amacımız halkimızın sorunlanna en kısa sürede eli- mizden geldiğinceçözümler üretmek. Önümüzdeki günlerde mey- danda Atatûrk konulu bir multivizyon gösterimi yapacagız. Pa- nelîerimiz sürüyor. Avukat üyelerimizin yardımıyla halkın huku- ki sorunlanna çare bulmaya çahşıyoruz. Ayncaderaek bünyemiz- deki çocuk tiyatrosu, bayan voleybol takınu, erkekfiıtboltakımı ve oluşmakta olan folkior ekibimizle de çocuklar ve gençlerle da- ha kolay kaynaşacagımıza inanıyoruz." BULUT A BEBEK NiRAY ÇİFTÇİ ~) Birilevı "aff ı kırmtılarını ortada TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 13 Ağustos İSTANBUL İKİNCİASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1998'168Esas Davacı Istanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekilı Av. Yasemın Eğınlıoğlu tarafından davalı Jan Gavnlof aleyhme açılan ışgal tazmınatı davasmda: 1.8.1997-31.3.1998 tanh- lenarasındaterakümeden351.000.000-TL. ıştıgaltazminatını ışgaltanhındenıtibaren feiz, mahkeme masrafi ve vekâlet ücretı ile bırlıkte davalıdan tahsılıne karar venlmesı alep edılmış. da\a dılekçcsı davalı Jan Ga\nlof a adresı meçhul olması sebebı ile teblığ edilmediginden dava dılekçesının davalıya ılanen teblığine karar \enlmış olup. ışbu ıla- nın neşır tanhınden ıtibaren 10 gün içensınde davaya ce\ap vermenız gerektığı. 13.10.1998 saat 10.30'da mahkememızde hazır bulunmamz veya kendınızi bir \ekıl ile cmsil ettırmenız. aksı takdirde HLfMK'nm 213 ve 377. maddesı gereğmce yargılamaya jokluğunuzda devam edilecegı \e hüküm venlecegı ilanen teblığ olunur. Basın: 37474 İSTANBUL'DAN TORNADO GEÇJİ! 1968'PE 8U6ÜN, ÇOK 6ÜÇLÜ giR 'U ALTiisr ertoışrt. g SÜS.EN BUhJALTICı OİYE LANMIŞTI. TO&tJApONUN 61 At-ÇAK. 8ASIMÇ SİSTeMtNİN MEISKB' Z/' ROMAUYA*YDt. 13 OAKİKA SÜR.BN BU ATMOSFeiZ OLAY/ SI&ASIN&A PEV VİNÇ- t-Efi DEI/&LAA/Ş, ^IĞAÇLAtS KlBlLMtŞ, BAZI OAMLAR Ç.ÖKMÜÇTİİ- TİJM YOLLAR A i G i S K 4PAN(&KEN B//S 8İ8. ŞANS eS£Ri', Şi ÖLMÜf, PÖZT K.İŞİ DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Beşi Birlik Demokratlar!..' Bunlar bizimle resmen alay ediyor!.. Her türlü "katakulli"ye boğazına kadar batmış olanlar denize nazır villalarda, "Azizim bu halk unut- kandır. Dün ne yediğini bile hatıriamaz. Ne versen yer. Emrimizdeki köşe tutanların da desteğiyle 'de- mokrasi kahramanlan' olarak sahneye çıkabiliriz" di- ye karar alıyoıiar. Ertesi gün bu takımın emrindeki kalemşörler bu toplantıyı şöyle yansıtıyor: - Demokrasi platformu!.. Isterseniz baştan anlatalım; Türk demokrasisi- nin gelmiş geçmiş en mümtaz şahsiyetleri; Tansu Çiller, Recai Kutan, Hasan Celal Güzel, Korkut Ozal ve Besim Tibuk geçen günlerde bir araya geldi. Nerede? Tüccar "gazeteci" Mehmet Barlas'ın Otağtepe'deki muhteşem villasında. Barlas'ın kim olduğunu anlatmaya lüzum yok. Yerdeyok!.. Çün- kü bu büyük insanı anlatmaya ciltler dolusu kitap yetmez!.. Unutmadan ekleyelim; Barlas çiftinin vil- lası maşallah yatır gibi!.. En büyük demokratlar bu villadan geçmeden demokrasiyi kurtarmaya soyu- namıyorlar!.. Bir de Besim Tibuk'un durumu var. Düşündüm, taşındım, Besim Bey'in diğer zevatla hangi ortak nok- tada buluştuğunu anlayamadım. Dünya görüşü de- seniz değil, ekonomiye bakış deseniz hiç değil. Be- sim Tibuk'un parti programıyla, örneğin Fazilet'in görüşleri çoğu yerde taban tabana zıt. En sonun- da şu kanıya vardım: - Bunlar birlikte demokrasiyi şey edecekler, ney- di?.. Kurtaracaklar! • • • Otağtepe'deki buluşmada başka kimler varmış? Yukanda isimlerini saydığım demokrasi kahra- manlannın toplantısına 10 kadar "gazeteci" de Ka- tılmış!.. Bunlardan, aynı zamanda Fazilet'li Nazlı llıcak ile gerici kanadın trajikomik gazetesinde çi- ziktiren Hasan Karakaya'yı biliyoruz. Çünkü yaz- dıklan "methiye"de orada bulunduklannı açıkladı- lar. Diğer güzide "köşe tutanlar" kimlerdi diye so- racak olursanız, maalesef yanıt yok!.. Bu "değerii" kişilerin "isimlehmahfuzmuş"\.. - Allah Allah, acaba neden?!. Ortada öyle utanılacak bir durum mu var ki sak- lanıyorlar?!. Neyse, bir bildikleri vardır herhalde. Biz konumuza dönelim. Bu her biri ayn ayrı değer- ii Türk büyükleri, öncelikle iki konu üzerinde dur- muşlar: - Bu yağma ve talan dönemine nasıl son verile- bilir? > - - Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konu- sunda nasıl bir strateji izlenebilir? Gülmeyin, kalemşörlerin yazdıklarından aynen aldım. Herhalde birinci maddeyi Tansu Hanım öner- miştir. Yağmadan, talandan, hırsızlık ve namussuz- luklardan duyduğu üzüntüyü aktarmış ve öncelik- le bu durumun çözüme kavuşturulması gerektiğini üstüne basa basa söylemiştir. Mehmet ve Canan Barlas çifti de hararetle des- tek vermiş olmalı. Ikinci madde, yani demokrasi, insan haklan ve öz- gürlükler konusu da büyük bir olasılıkla Fazilet Par- tisi Genel Başkanı Recai Kutan tarafından ortaya atılmışjır., , ., ,, r - Yakışır!.. Yahu, bunlar değil miydi demokrasiyi günü gel- diğinde inilecek tramvaya benzeten, demokrasinin amaç değil araç olduğunu her fırsatta tekrarlayan şeklinde bir soru aklınıza gelebilir. Ona da şu ünlü cümle ile karşılık verelim: - Dün dündür, bugün bugündür!.. • • • "Demokrasi platformu"nu oluşturanlara bakınca aklıma tek bir sözcük takılıyor: - Saf!.. Aslına bakarsanız, aklıma gelen sözcüğün hafif- letilmiş şeklini yazdım. Gerçekten bizler bu denli saf mıyız?!. Ne verilirse yiyen, yapılan her türlü rezilliği unutan, her türden yalanı afiyetle yutan, sonra da paşa paşa sandığa gidip bunlara oy veren bir halk mıyız? -.Eğer böyleyse, bravo onlara!.. Önemli Not Sevgili Faruk Bildirici'nin "Maske- li Leydi'Tekmili Birden Tansu Çiller" isimli kitabını okuyorum. 154. sayfada Çiller'in Bedrettin Dalan ile yaptığı konuşma bu hanımın gerçek kişiliği ko- nusunda net bir fikir veriyor: "...Tansu, Amerika'nın kendisiiçin öneminianla- tıyordu: - Amehka'yı birinci vatanım hissediyorum. - Nededin? - Bihncisi Amerika, ikinci vatanım da Tün\iye... Dalan yine sinirienmişti, azarladı: - Kızım nasıl öyle söylersin? Bunu bir daha söy- lediğini duymayayım..." Ellerine sağlık Faruk. Yazamadıklannı da senden dinlemek üzere, sevgiler!.. Email: ertac • superonline.com Faks:(0212)287 42 41 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 "1 n E s 5 6 7 I 8 - 9SOLDANSAĞA: 1/ Nabizade Nâzım'ın. ede- bıyatımızda kö- yü konu alan ılk yapıt olması ba- kımından önemli uzun öyküsü. 2/ Gö- rünüşe göre ola- cağı sanılan... Tavır, davranış. 3/ Kurutulmuş saplanndan mo- bilya yapılan bir bambu türü. 4/ Eskı dılde su... Antımon elementinin simgesi... 1 Giysi yapılan birtürpa- muklukumaş.5/Düz\e 2 geniş arazi... Şarkı, tür- 3 kü... Bir nota. 6/ Birine 4 karşı güdülen kötülük _ etme isteği... Sık gözlü ağ. II "Hikmet ": 6 Ressamınıız... tyi bir şe- 7 ye enşme durumu: maz- g hariyet. 8/ Japon lirik _ dramı... "Biz kimseye kin tutmayız âlem birdir bize" (Yunus Emre). 9/ Eti beğenilen bir deniz yumuşakçası. • ? J YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Evrenın oluşumu. köke- ni. doğuşu ve yaradılışı ile ılgili kuram. 2/ Birrenk... Nev- şehir'in bir ilçesi. 3/ Eski dilde yol... " Güler": Fo-.- toğrafsanatçımız. 4/Osmanlılar'dagecebekçisi... Tesir:*' 5/ Davula sol elle vurulan ınce değnek... Yüz metreka- re tutarında yüzey ölçüsü bırimı. 6/ Bir tembih sözü. 7/ "Ilhan ": Şairimiz... Sovyetler Birlığı'nde 1921- 1922 'de para yerine kullanılmak üzere kabul edilen emek hesapbirimi. 8/ Bir grubun temel görüşlerini belirleyen, öğretisini ortaya koyan kişi. 9/ Eskiden pazara getirilen şeylerden alınan tartı vergisi. î 1 H I Y E R A R ş î 2 u T A R i T 10 Y 3 B A R •B A N K O 4 A •A K A L A •D b N B •R •A R G 0 6 N E S E P | T E F / A L i ş A R | D 0 8 M i L •K i B i R 9 E K O N 6 M i Z M
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear