Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 AĞUSTOS 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI /cumek(<iturk.net 11
ŞİRKETLERDEN
• BURBERRYS, 98
Ilkbahar Yaz sezonu
ürünleri 10 Agustos'tan
itibaren indinme girdi.
Akmerkez ve Nişantaşı
mağazalannda geçerli
olacak indirimde. erkek
gömlek 14 milyon 900
bin, ayakkabı(bayan)29
milyon 900 bin liradan
satışa sunuluyor.
• PANASONIC,
Tekofaks, Turkcell
işbiriiği ve Garanti
Bankası tüketici kredisi
ile G600 ve G450 model
cep telefonlannda
kampanya başlattı.
Kampamaya katılanlar,
hat ve Turkcell kart ücreti
dahil olmak üzere ayda
11 milyondan başlayan
taksitlerle cep telefonu
alabilecekler.
• ÇARŞI. Adana'da
Carrefour alışveriş
merkezi bünyesinde yeni
bir mağaza açıyor. Ekim
ayında açılması beklenen
mağazanın, 35 bin çeşit
ürünle hizmet vereceği
bildirildi. Çarşı kredi
kartına sahip olan
tûketiciler, yüzde 10
indirim olanağından
yararlanabilecekler.
• MICROSOFT,
YVindmvs 98 Türkçe
progranu, S eylül
Cumartesi günii tstanbul,
Beylikdüzü TÜYAP'ta,
bilişim 98 ftıan
kapsamında tanıtıma
sunacak. Çeşitli
yeniliklerle sunulan
Wuıdows 98. Windows
95'e göre daha hızlı
olmanın yanı sıra İnternet
erişiminde de kolayhk
sağlıyor.
• CATHAY PACIFIC
HAVAYOLLARI. 8
Ağustos tarihinden
itibaren, tstanbul-Hong-
Kong direkt seferlerine
başladı. Ağustos ayı
süresince. mınimum beş
kişilik gruplara
uygulanacak özel fiyat
495 dolar, tek kişilik
gidiş-dönüş ücreti ise 610
dolar olarak belirlendi.
Ücrete ek olarak,
yolculara bir gece
ücretsiz konaklama
sağlandığı bildirildi.
• ERICSSON,
Millennium'a uyumlu
veni.MC16el
bilgisayannı yurt
çapında satışa sundu.
\Vind<ws 2.0 iletişimine
sahip olan ve ajanda.
telefon rehberi gibi
işlemleri yerine getiren
ürüniin, PC ile
senkronize edilebildiği
biidirildi.
• DMB&B, Ernst-
Young tarafından global
reklam ajansı olarak
seçildi. Dünyanın önde
gelen profesyonel servis
organizasyonlanndan
Ernst Young. 131 ülkede
82 bin çalışanı ile sigorta
ve danışmanlık işleri,
vergi ve işletme
danışmanlığı
konulannda hizmet
veriyor. Kuruluş. 6
Ağustos 1998 günü
yaptığı açıklamada, yeni
ve global bir ticaret
stratejisi geliştirdikJerini
ve global rekJam ajansı
olarak da Türkiye'deki
Penajans/DMB&B'nin
ortağı DMB&B'yi
seçtiklerini açıkladı.
• BORUSAN, web sitesi
http: //w\vw.borıısan.com
adresi ile înternet'te.
Borusan V\eb Sitesi'nde,
Holding'deki geüşmeler
vakından takip
edilebileceği gibi,
Borusan Grubu'nda yer
alan 15 şirket hakkuıda
da detaylı bilgi
alınabiiiyor. Borusan
Grubu'na iş
başvurusunda bulunmak
istevenler ise yine vveb
sitesi aracılığıvla form
doldurup gönderme
Dİanağına sahip.
Kamu bankalan, siyasi baskılarla dönmeyeceğini bilerek kredi veriyor
Batık kredfler arbyorHAZALATEŞÇAK1R
Bankalann zamanında tahsil
edemedikleri için yasal takibe al-
dıklan batık kredilerin 200 trilyo-
na yaklaştığı biidiriliyor. Özellik-
le kamu bankalannda geri dön-
meyeceğini bilerek siyasi neden-
lerle kredi verildiğine dikkat ce-
ken yetkililer. özel sektörde de da-
ha çok, fırmalann kredi batırdığı-
nı söylüyor.
Hazine raporları, bankalann,
1997 yılında takibe aldığı batık
kredilerin 187 trilyona ulaştığını
gösteriyor. Yetkililer. bankalann
tahsil etmeye çahştıgı batık kredi
oranının temerrüt (gecikme) faiz
oranlannın çok yüksek olması ne-
deniyle yüzde 150'ye ulaştığma
dikkat çekiyor.
Faizler kaflaıuyor
Yetkililer, bu oranm kriz dö-
nemlerinde yüzde 185'lere tır-
mandığını anımsatırken "Bir fir-
manın aldığı kredi birkaçvd öden-
meyince temerrüt faiziyle birfikte
3 ya da 4'e kadarayor" görüşünü
dile getiriyor. Hazine verilerine
göre 1997 yılı itibanyla 186 tril-
yon 955 milyar liraya ulasan ta-
kipteki kredilere bankalann 100
trilyonun üzerinde karşılık ayır-
dıklan belirtiliyor. Batık kredile-
rin tahsil edilemediği durumlar-
da, bilançoda zarar görülmemesi
için bankalar "yaşfandırnıa'' yön-
temiyle buna karşılık ayınyorlar.
Yetkililer, bu uygulamayı
"Banka bugün batan krediyi 5 yıl
sonra tahsil edebilecekse, bilanço-
da zarar ortava çıkacak. Bu top-
lam birden vüklenen zarar yerine
yıOara bölünür. Bu bir çeşit bu pa-
nrvıgeriaiamama durumuna kar-
şı tedbir" olarak açıklıyor.
Hazine verilerine göre bugün
kamu ve özel bankalann "net"
alacaklan kalem 86 trilyon 540
milyar olarak gösteriliyor. Banka-
lann 1996 yılı sonu rakamlanna
göre alacaklan da yıl sonu itiba-
nyla 76 trilyon olarak ifade edili-
yor. Aynca. takipteki kredilerin,
toplam kredilere oranı 1994 yılın-
da yüzde 4. l'i gösterirken bu oran
1995 'te yüzde 2.5,1996'da yüzde
2"ye geriledi. Ancak 1997 yılında
yüzde 2. 1 olarak yeniden artışa
geçti. Bu yılın sonunda alacak
oranı 88 trilyon lirayı bulurken
1998 yıhnın ılk 6 ayında takibe
alınan kredilerin oranı 200 trilyo-
na ulaştı.
Danışıkh dövûşler
Bankacılar, özeilikle kamu ban-
kalannda verilen kredilerde "an-
laşmalı danışıkb dövûşler" oldu-
ğunu belırtırken siyasilerin bunda
büyük etkisi olduğuna dikkat çe-
îşiııi sevmeyenler çoğaldı!Ekonomi Servisi - Petrol-tş Sendikası;
örgütlü bulunduğu işyerlerini ve üyele-
rini kapsayan işçi sağlığı ve işgüvenliği.
çevre, genel işyeri çalışma ortamına iliş-
kin 1996 başında yaptırdığı anket sonuç-
lannı açıkladı.
Yapılan araştırma sonuçlannda, 1990
yılında işini sevme oranının toplamda
yüzde 80.7, kamuda yüzde 78.6, özelde
ise yüzde 82.0 oranında olduğu belirti-
lirken 1996 yılında ise bu oranlann dii-
şerek toplamda yüzde 53.9, kamuda yüz-
de 50.9 ve özelde yüzde 58.5 olduğu ifa-
de edildi.
"Işyerleri Çalışma Ortam ve Koşulla-
n" başlığı altında yayımlanan "Rakam-
larla İşyerlerinde Tükenen Yaşam-2~
araştırmasında, "Geçen 5 yıl içerisinde
tüm iiyelerimiz, ortalama yüzde 30 dola-
yuıda işe olan sevgilerini yitirmişlerdir"
denildi.
Yapılan araştırma sonucunda iş kaza-
lannda bir düşüş gözlendiği belirtilerek
1986-1990 yıllannda kazalann yüzde
12'lerden yüzde 26'lara çıktığı, 1990-
1996 yıllan arasında ise yüzde 17'ye ge-
rilediği vurgulandı.
Araştırma sonucunda, 1986 yılında
meslek hastalıklanna yakalananlann
toplamı yüzde 5.9, kamu sektöründe
yüzde 6.5 ve özel sektörde yüzde 5.2 dü-
zeyinde iken bu oranın 1990 yılında yüz-
de 7'ye yükseldiği açıklandı. Meslek
hastalıklannın 1996 yılında da arttığına
dikkat çekilerek "Toplamda yüzde 8.1,
kamuda yüzde 11.4 ve özelde ise yüzde
5.4" olduğu vurgulandı.
Petrol-lş'in araştırmasında "İşyerleri-
ne Üişkin Genel BUgaer" başlığı altında
işyerlerinin yüzde 70,9'unda (77 işyen)
günlük ortalama çalışma süresinin 8 sa-
at olduğu, 14 işyerinde 9 saat ve geri ka-
lan işyerlerinde ise 9 saatin üstünde ol-
duğu ifade edildi.
1986-1990 Yıllan arasında
meslek hastalıkları arttı
İş kazaları
Topfam
Kamu
özel
Meslek hastalıkları
Topiam
Kamu
Özel
İşini sevme - •
1986(%)
15.9
12.3
19.3
5.9
6.5
52
Topfam ^ | J P ? * ^ ^
Kamu ~~jp—ft
1
*
Ûzei *"4W-*^
1990<%)
24.8
26.0
24.1
7.0
7.0
7.0
80.7
78.6
82.0
1996(%)
U.O
17.2
16.9,, ^
%
8.1
11.4
5.4
53.9
50.9
58.5
'Ar^e'yeyatmmyapmayan kaybeder'
MUTLU DEMİRKAN
Son günlerde nükleer santral iha-
lesi ve Türk Kablo'nun Pirelli'ye sa-
tışı ile Türk elektronik eşya kullanı-
cılannın yabancı olmadığı Siemens
adı yeniden gündeme geldi.
Dünyada elektrik ve elektronik
alanında faaliyet gösteren en büyük
çokuluslu şirketlerden bin olan Si-
emens, Türkiye'dede 1958 yılmdan
beri üretim faaliyetlerinde bulunu-
yor. !90"dan fazia ülkede 382 bini
aşkm çalışana sahip olan Siemens;
telekomünikasyon. ulaşım. enerjı,
sağlık, devre elemanlan, endüstri,
aydınlatma ve bilgi-işlem alanlann-
da hizmet veriyor.
Siemens'inAkkuyu nükleer sant-
ral ihalesine katılan üç konsorsi-
yumdan birinde yer alması ve Türk
Siemens Kablo ve Elektrik Sanayi
AŞ'nin Pirelli'ye satılması ile adı
gündeme gelen Simko'nun Yöne-
tim Kurulu Başkanı elektrik yüksek
mühendisJ Dr. ArnokJ Hornfek) ile
dünya ekonomisindeki gelişmeler
ve bunlann Siemens ve Simko'ya
yansımalan üzerine konuştuk.
- Mikroelektronikalanında.örne-
ğin Mitsubishi ve IBM ile çip üreti-
mindeortakçahşmalannızoklu. Bü-
yük şirkeüer bunlara neden ihtiyac
duyuyorlar?
- Araştırma-geliştirme masrafla-
n çok artıyor. Artık mesela 64
MB'lik bir çipı geliştirmek bir şir-
ketin gücünü aşıyor. Ve IBM ya da
Siemens diyor ki "Gefin bumı benı-
beryapahm''.. Siemens, cirosunun
yüzde 8'ini Ar-Ge'ye ayırmasma
karşm -106 milyar markta aşağı yu-
kan 8 milyar mark demek- bu yet-
mediği gibi başka şirketlerin de yüz-
de 8-10 civannda olan Ar-Ge bütçe-
lenni birleştırmeleri gerekiyor. araş-
tırmaya devam edebılmek için.
Araştırmayı yapıp bir ürün çıkardık-
tan sonra ürünün satış fiyatı yanya
düşüyor. Iki sene sonra 4'te binne,
üç sene sonra yüzde 20"sine. Ve
anmda gelıştırip bunu paraya çevi-
remezsenız şansınız olmuyor.
- Şirket eviiHkleri giderek artnor.
Siemens'in önünde de böyle bir evli-
fik var mı yakın zamanda?
- Siemens'in bugüne kadarki tu-
tumu satın alma biçımınde oldu.
Dünyada artık olaylan ülke çapında
düşünmek mümkün değil. Siemens
böyle bir akımm dışında kalamaz.
Ama şimdilik böyle bir heyecanlı
birleşme olabilecegini duymadım.
- DünyagenelindeSiemensiçin be-
lirli bir sektörde yoğunlasma olu>or
mu?
- Tabıi oluyor. Zaten Türk Si-
emens Kablo AS'nin Pirelli'ye satıl-
ması öyle bir şeydir. Kablonun bir
ö^elliği kalmadı. Yüzde 50'si bakır,
yüzde 10'u plastik. Biz daha sofıs-
tike işlere girdiğimiz için dedik bu
işi Pirelli'ye verelim. Böylece her-
kes kendi yerini almaya başlıyor.
- Asya krizi, 1929 benzeri bir dün-
yaekonomikkrizinedönüşebflir mi?
- Zannetmiyorum. Çin, Endonez-
ya gibi büyük pazarlar çok kısa sü-
rede çok büyük yatınmlar yapmak
ıstediklen için Amerikalılar. Avru-
palılar içm ek bir ciro, ek bir hare-
ketdemektı Bugün cirolarda yüzde
10 gibi bir azalma vanJj(bii bu bü-
yük bir rakam. Siparişler birdenbi-
re iptal olmaya başladı. Bunlar öy-
le, bir şirketı batıracak rakamlar de-
ğil. Bu durum bir sıkıntı yaratır, a-
ma sonuçta dengelenecektir.
kiyor. Ziraat Bankası'nda birçok
abonman kredisi bulunduğuna
işaret eden bankacılar, bunu hak
etmeden alan birçok kişinin bu-
lunduğunu ve geri ödeme yapma-
dıkJannı belirtiyor.
Türkiye'de icra takibinin çok
yavaş işlediğine işaret eden ban-
kacılar, özeilikle taşrada feodal
nedenlerden dolayı tahsillerin ya-
pılamadığına dikkat çekerek
".-Macağı tahsflin birçok yolu \ax.
Bunlann başında ga>rimenkulü
satmak geliyor. Ancak taşrada bu-
gün bir ağanın toprağuu satamaz-
sın. Bu namus meselesi olur" gö-
rüşünü dile getiriyor.
Batık kredilerin temininde ıcra
hukukundaki aksaklıkla-
nn giderilmesi gerektiği-
ni belirten bankacılar,
özel bankalarda da daha
çok firmalara verilen
kredilerin tahsil edileme-
diğini söylüyor. Kredile-
rin illegal olduğu kadar
legal yollardan da batabi-
leceğine işaret eden ban-
kacılar, fııma değerlili-
ğinin doğru tespit edil-
mesi gerektiğini vurgu-
luyor.
Bankacılar, fırmalann
bilanço rakamlan, sek-
tördeki durumu, yöneti-
cilerin profesyonelliğı,
moralitesı ve tecrübesı
gibi konulann kredi de-
ğerliliğini ortaya çıkardı-
ğını belirtiyor. Uzun va-
dede yatınm yapan fir-
malara kısa vadeli ya da
tersi uygulamalarla kre-
di vermeninriskinedik-
kat çeken bankacılann
görüsleri özetle şöyle:
"OrneğJn A firması-
nın değertiliği 1 trilyon di-
yeiim. Buna 2 triKon ve-
rirsen boyundan büyük
işlere kalkışmasını sağ-
larsın. Fırmalann bu pa-
rayı nerede kullanacağı
bflinmezse paranın geri
dönüşümü sağlanamaz
ve batar."
Bankalann daha çok
1994 yılında kredi bata-
ğmayakalandığıru anım-
satan bankacılar, "Ola-
yın ortaya çıkügı kon-
jonktür çok önemli. Ör-
negin bu tarihlerde eko-
nomik krize vakalandım
diyerek birçok firraa al-
chgı krediyi ödeınedi''di-
yorlar. Bankacılar, batık
kredilerin temini konu-
sunda da "Teminatsız
kredi olmaz. İşi bflen hu-
kuk takipçilerinin ohna-
sına bağu. Yığınlarca ti-
caret mahkemelerinde
bü-ikmişola\larvar" gö-
rüşünü dile getiriyor.
Sanayicinin satışları azalıyor
Ureticiler
durgunluktan
şikâyetçiA\KAR4(AA)-Daya-
nıklı mal üretenler ekono-
mik durgunluktan yakı-
nırken, çiftçiler yeni top-
tancı Haller Yasası'ndan
kaynaklanan satış zorluk-
lanndan şikâyet ediyorlar.
Esnaf kesimi ise ticarette-
ki durgunluğun yaz mev-
siminden ve tüketımın
belli bir doygunluğa ulaş-
masından kaynaklandığı
görüşünde. —-—^
Elektronik
Cihaz Ima-
latçılan Der-
neği (ECİD)
Genel Baş-
kanı Maral
Öztekin. ıç
piyasaya yö-
nelik satışla-
nnda geçen
yıla göre
yüzde 5 geri-
leme olan
sektöriin ih- " " " ^ ^ " ^
racatla ayakta kaldığını
söyledi. Oztekin, sektöriirı
ihracatta çok büyük bir
başan kazanmasına kar-
şın, mart aymdan beri iç
piyasada büyük bir dur-
gunluğun yaşandığını be-
lirtti.
_ ECİD Başkanı Maral
Oztekin ise ithalatta yüz-
de 6'lık Kaynak Kullanı-
mı Destekleme Fonu
(KJCDF)kesıntisinınlO-
cak 1999'dan geçerli ol-
mak üzere kaldınlmasının
bu yılki ihracata bir etki-
":
";
-> olmayacağını da
• Üretici
durgunluktan,
esnaf mevsimden,
çiftçi ise Haller
Yasası'ndan
kaynaklanan
satış
zorluklanndan
şikâyet ediyor.
vurguladı.
Otomotiv Sanayii Der-
neği(OSD) Genel Sekre-
teri Ercan Tezerde sektör-
de ticari araç, özeilikle
ağır kamyon ve otobüs
üretim ve satışlannda bü-
yük bir durgunluk yaşan-
dığını söyledi. Haziran-
dan itibaren üretim ra-
kamlannda düşüş gözlen-
diğini, temmuz rakamJa-
— ^ ^ — nnın da tam
olarak ortaya
çıkmamasına
karşın olum-
luolmadığını
belirten Te-
zer, düzenle-
nensıfirfaiz-
li kampanya-
lanndapaza-
n genişlet-
mediğini, sa-
dece kasım
\ eya şubatta-
^^™~"^~ ki satışlan
öne aldığmı kaydetti.
Türkiye Esnaf ve Sa-
natkârlar Konfederasyonu
(TESK)BaşkanVekiliAK
Paşa Aksu ise ticarettekı
duıgunluğun yaz mevsi-
minden ve tüketimin bel-
li bir doygunluğa ulaşma-
sından kaynaklandığını
söyledi.
Türkiye Ziraat Odalan
Birligi Başkanı Faruk Yü-
cel de yeni toptancı Haller
Yasasf nın satış şartlannı
zorlaştırması nedeniyle,
üreticinin malını satama-
dığını öne sürdü.
Çocuğunuzun
yarınlarını düşünürken
keyfinizi kaçırmayın!
Diploma Hesabı
Diploma Hesabı, çocuğunuzun
eğrtim harcamalarmı güvenceye alıyor.
Şimdiden.
Diploma Hesabı, Iktısat Bankası'nın özel sorunlara getırdığı
özel çözûmlerden sadece bin Gelın konuşalım
Sıze en uygun çözümü sunalım
İKTİSAT
Memnuniyetle
• Nakıt Alışveriş • Nakıt Ev • Nakıt Ihtıyaç • NaKıt Otomobı! • Nakıt Tatıl • Nakıt Çek • Nakıt Hesap • Otomatık Ûdeme
İŞÇİNİN EYRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Çok Geç Olmadan
Radyo Cumhurryet için "Emeğin Gündemi" saati-
ne katılan, Türk-lş'e, sendikacılık hareketine bir ömür
vermiş, günahlan, sevapları ile damgasını vurmuş, yıl-
lann önce genel sekreteri, sonra genel başkanı Halil
Tunç'un söylediklerıni kamuoyunun duyması gereki-
yor Halil Tunç, Türk sendikacılık hareketınin çok ağır
bir çöküş sürecı içinde olduğunun, çok geç olmadan
bu tabloyu değiştirecek adımların atılması gerektiği-
nin altını çizıyor.
Halil Tunç, umudunu sendikal tabandan gelecek
patlamalara bağlamış. Bugünün sendika lideriennın
önemli bir çoğunlukla, sendikal çöküşü kabullenmiş,
sadece kendi koltuk ve çıkanarının korunması çaba-
sında, toplumsal deformasyona, erozyona uğramış,
işçi tabandan, sendikal inançlardan kopmuş bir ko-
numda olduklannı söylüyor. Sermayenin, siyasi ikti-
darlann; sendikalan, Türk-lş'i yok saydıklan, ciddiye
almadıklan, emege yönelik saldın politikalannı perva-
sız uyguladıklan bu ortamdan çok hoşnut olduklannı
anlatıyor. Gereközelleştırme uygulamalannda, gerek-
se geliştirilen polıtıkalarda emeğe, kazanılmış hakla-
nna yönelik bu kadar çok boyutlu sakJırılar söz konu-
su iken Türk-iş'in, sendikalann bu kadar teslimiyetçi
kalmalarını içıne sindıremiyor. Sendikal örgütlerin,
Türk-iş'in, bu emek karşrtı polıtikaları uygulamada bir
türaracı, sankı yardımcı rolü üstiendıklerine tanık ol-
maktan utanç duyuyor...
Türk-iş'in 46. yıldönümü ile bağlantılı olarak yapb-
ğımız değertendirmede Tunç, Türk sendikacılık geç-
mişinı üç dılime ayınyor. Ilk dönem, sendikal haklann
olmadığı, sendikalann dernek konumunda olduklan
1960 öncesıne ait. Bir öngütlenme, ancak siyasi par-
titer icazetinde kısır bir oluşum söz konusu. Türk sen-
dikacıltğı, 1961 Anayasası, özgürlükçü demokrasi or-
tamı ve sendikal haklann tanınması ile ortaya çıkıyor.
1980'e kadar bir toplumun yaşamı için kısa sayılabi-
lecek süreçte, çok önemli bir örgütlenme ile birlikte,
sadece sendikal haklann kullanımjnda değil, tüm
emekçilenn haklannın geliştirilmesınde, demokraside,
siyasal yaşamda etkili bir sendikacılık hareketi gelişi-
yor.
1980 darbesı, 12 Eylül yönetımi, siyasi partileri ka-
patırken belkı tepkilerden korktuğu için sadece Türk-
lş'i kapatmıyor. Ancak 12 Mart sürecinde DlSK'in ka-
patılması da dahil pek çok yasaklamanın karşısında
durabilen Türk-lş'ın yenne 12 Eylül yönetimi ile suç or-
taklığı yapan bir Türk-lş yapılanması da ortaya çıkı-
yor. Galiba da kötüye gıdışın başlangıcı böyte oluşu-
yor. Gerçı 1984 sonrası, 1981 Anayasası ve yasaklı ya-
salanna karşı durmak ısteyen, önemli toplumsal çıkış-
lan otan bir Türk-iş'ten söz edılebilıyor. Ama zaman
içinde büyük birgeriye gidiş, lıder kadrolarından baş-
layan bir deformasyonla birlikte, gerek örgütlülük ge-
rekse toplumsal var oluşta erıme yaşanıyor.
Halil Tunç ile söyleşı, dertleşmemiz, Türk-iş'in 46.
yaşgünü sanal şovu, gören gözler için dramatik bir
toplantı üzerine oldu. Önümüzde, gündemimizde, bir
toparianma, arayışlar; gerek üyelik gerekse sendikal
vartık hızlı eriyişini, yok oluşa gidişı durdurma çaba-
lan falan da yok. Bildiğiniz üzere Türkiye'de sendika-
cılık, sendikal haklar, Türk-lş varmış gibi bir sanal
oyunda oynamak, hem siyasetçınin hem de sendika-
cının, en çok da sermaye cephesinin çok fazla işine
geliyor.
Sendika yöneticilen, personel giderteri ıçın geliri kal-
mamış sendikalar durmadan şubeler kapatıyor. Kü-
çük sendikalarda merkezler bile yaşatılamıyor. Gerek
özelleştirme, gerek taşeronlaştırma, sendikasızlaştır-
ma ve yeni işyeriennın kapısından içen sendika sok-
mama yöntemleri ile üye sayısı yıl yıl değil, artık ay ay
eksiliyor. Ona rağmen hiç değilse birteşmeler yolu ite
toparianma, ayakta kalma gündeme gelmiyor. En kö-
tüsü sendika liderlerinin akıl almaz kışısel zenginlikle-
n, sendika gelirterini israflan, vurgunlan ortadan kal-
kacağına artıyor.
Türk-lş, işçi hak kavgasındaki yeri, yaptıklan, eme-
ğe yönelik hak eylemleri, ya da sıyasete ağırlığını koy-
ması ile değil, siyasi partiler ve lıderierin, TÜSİAD,
TlSK'ın gereksinim duyduklan kadan ile vitnnde, yan-
lannda olmak üzere medyada boy gösterebiliyor. E-
mek sorunları ancak tek tek işyerierindekı patlama-
larda ya da kimi sendikalann kendi sorunlan için tek
başına yaptıklan eylemleri ile arada bir akla geliyor. On-
lar da çoğunlukla medyanın sansürüne hedef oluyor.
Kımi özelleştırmelerde, kimi sendikalann, tabanla-
nnın biraz sesleri çıkıyor. Kimi işyerterinde hâlâ dire-
nışler ve grevler bile yaşanıyor. Ama ne toplumsal du-
yariılık ne de emek dayanışması, sendikal dayanışma
gündeme geliyor. Böyle olunca da en son Harb-îş'in
ABD üsleri grevi ile Hizmet-lş'in Ankara Belediyesi
grevlerinde olduğu üzere ışveren yasal grev hakkın-
da bile hukuktanımaz, grev kıncı tavırlan ile pervasız,
işçinin karşısına çıkabıliyor.
Sendikalann, Türk-iş'in tarihe kanşacağını düşün-
mek istemiyorsak... Türk-lş artı DİSK artı Hak-lş, to-
punun birden 800 bınin altına inmiş sendikalı işçi, üye
sayısı, çok daha önemlisi srfırlanmış sendikal etkinlik,
dinamizm, en kötüsü kimlik erozyonuna uğramış lider-
ler ile bu işin yürümeyeceğini görüp Halil Tunç'un "çofr
geç olmadan, aşağıdan gelecekbirpatlama ile iyibir
şeylerin olacağına..." inanmak, ummak gerekiyor.
Erkekler için 60, kadınlar için 57
Bağ-Kıırlu'nun
emeklilik yaşı
yükseliyor ;-;:
ANKARA (AA) -Bağ-
Kur sigortalısının da
emeklilik yaşı yükseltili-
yor. TBMM Başkanlı-
gı'na sevk edilen yasa ta-
sansınagöre, Bağ-Kursi-
gortalısı kadınlar 57, er-
kekler ise 60 yaşını dol-
durduklan takdırde
emeklı olma hakkını ka-
zanacaklar.
Bu kişilerin emekli ay-
lığından yararlanabilmesi
için, sigortahnın talepte
bulunduğu tarihte prim ve
her türlü borçlannı öde-
miş olması gerekjyor. Ay-
nca. kadında 20 tam yıl,
erkekte ise 25 tam yıl si-
gorta primi ödemesi şartı
aranacak.
Tasanda, halen sigorta-
lı olanlar için bir geçiş sü-
resi de tanınıyor. Buna
göre, yasanın yürürlüğe
girdiği tarihte 15 tam yıl
ve daha fazla prim öde-
miş olanlardan kadınlara
20 tam yıl, erkeklere ise
25 tam yıl prim ödemele-
ri şartıyla emekli aylıgı
bağlanabilecek. 10 tam
yıl ile 5 tam yıl arasında-
ki sigortalılar da bu geçiş
süresinden kademeli ola-
rak yararlanacaklar.
Tasanya göre, Bağ-
Kur'dan aylık alan sigor-
talı ve hak sahıplerine
herhangi bir prim karşılı-
ğı olmadan ödenen sosyal
yardım zammı, bu yasa
yürürlüğe girdiğinde uy-
gulamadan kaldınlacak.
Ancak, gösterge tablo-
sunda yapılacak değişik-
lik sayesinde, bu zammın
kalkmasından doğacak
bir gelir azalması söz ko-
nusu olmayacak. Ölünv
aylığı alanlar bu değişik-
likten etkilenmeyecek. ;•