22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AĞUSTOS 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 tsrailli ünlü orkestra şefi Zubin Mehta, İtalya turnesinde üç ayn festivale konuk oldu 4 Notalanm banşa eşlik edecek'Külriir Servisi - Ünlü orkestra şefi Zubin Mehta, turne nedeniy- le geçen hafta Italya'ya konuk ol- du. Mehta"nın Italya'da bulun- maktan duyduğu mutluluk, 25 yıldır yönettığı Tel Aviv Filar- moni Orkestrası'na da noımalin üzerinde bır enerjı biçımınde yansıdı. Aşagıda sizlere Italyan La Stampa gazetesinin Mehta ile yaptığı söyleşiden kesitler sunu- yoruz. - ftalya'da olmaktan mutluluk duydugunuzu görüyoruz... Benim için İtalya bır müzik ülkesi. Yaşamsal bir ilham peri- si var burada. Sözgelımı Israil, oluşmakta olan bir volkan. sürek- li gelişmekte olan bir toprak par- çası ve bana ihtıvacı var. Oysa kı italya benım bulunmaya. beslen- meye ihtiyaç duydugum bıryer. Buraya geldiğim zaman ruhu- mun dolup taştığını hıssediyo- rum. Gördüğüm. dinlediğim, hat- ta yediğim şeylerle bile dolduru- yorum ruhumu. Eylülde ve 1999'un ilk ayında yeniden ge- lecegım. EylüldeayrıcaPekin'de Turandofuyöneteceğım. Biran- lamda İtalya"da kültür elçiliğinı yaptığımdasöylenebiliraslında. Bu durumdan da gayet memnu- num. - İtalya turneniz üç duraktan oluşuyordu... Evet. üç ayn festı\ale konuk ol- duk. Sıena'da Mahler. Taormi- na'da ve Ravello'da BeethoveıTın 7 ve 8 numaralı senfonilenni çal- dık. Üç büyülü yer kısacası. . - Neden Beethoven ağıruklıy- dı program? Çünkü tsrail'de gerçekleştir- diğimiz bir uygulama var. Bir sanatçının tüm senfonilenni ay- nı seri içerisinde sunmaya çalı- şıyoruz dinleyicıye. Bu hıç de kolay degil tabii. Yeterince iyi olabilmekiçin Beethoven'ıntüm yaşamının. tüm yapıtlannın ge- nel panoramasını ka\ramamızı sağlayacak aynntılı bır çalışma süreci geçirdik. Hem orkestra hem de halk için egitici bir ha- reket oldu bu. Siena'da Mahler çalmayı yeğledim; çünkü onun müziğinde Haydn'dan günümü- ze dek ulaşan bir evrim ve armo- ni duygusu var. -Siena'nınsizin için özel bir an- lamı mı var? Daha da ötesi... Yirmili yaşla- nmdayken Chigiana Akademi- si'nde eğitim gördüm. 1956 ve 57 yıllannda o özel ve konsant- re atmosferde geçirdiğim herda- kikayı hatırlıyorum. CarloZecc- hi,Segovia, Na\t arra'nın rehber- liğinde Claudio Abbado ve Da- nkl Bahremboün'le birlikte ça- lışıyorduk. Çok önemli ve bü- yülüyıllardı. 196 l'de önemli bir şefin yerini doldurmak üzere ts- rail'e çağnldım ve geri döndüm. - Böyie rafine bir deneyimin ardından o çalkantılı ortanıa uyum sağlamakta güçlük çekti- niznti? Israil benım için Doğu demek- ti. En azından ağaçlann ve çiçek kokulannın kokusunu duyabili- yordum yeniden. - Birlikte çahştığınız müzisyen- lerin çoğu Rus \a da Polonyalıv- dı sanınm... Onlarbirer Israilliydi... tçlerin- de de çok özel bir müzik duygu- su taşıyorlardı. Hepsi heyecan ve tutku doluydu. Avnıpa kültü- rünü yansıtıyorlardı. - Böyle zorbir dönemde bile İs- rail'e olan aşkmızı >itirmediği- nizi görüyorunu. Biliyorum ki biz direnirsek, bir gün ülkemizin topraklarını lslami terörden kurtaracağız. Ba- nş güneşi geç de olsa Israil se- malannda yükselecek ve benim müziğimin notalan da bu banş rüzgânna eşlik edecekler. ner Birkan 'ın '1996 Onur Ödülü Altın Madalya Sahibi idil Biret'e Armağan' başlıklı kitabı 1950*1}yıllann izlenimlerinin yanı sıra ünlü piyanistin çeşitli açıklamalannı da içeren değerli bir İdil Biret belgeseli ortaya koyuyor. Proî. Koral Çalgan'n Bırsa'da konservatuvar kurma çahsmafan Dokunduğu yerden müzik fişkırır Güzel bir kitap ve düşündürdükleriÖNDER KÜTAmALI İZMİR - Masamın üzerinde de- ğerli bir kitap var: ayiardır kendı- smden söz etmem için beklemek- tedir. Sevgili t nerBirkan'm "1996 Onur Ödülü Ahuı Madalya Sahibi İdil Biret'e Armağan" başlıklı ki- tabı, "Sevda-Cenap And Müzik VakfTnın ya\ ımlanndan, "Onur Ödülü Alön Madalya Sahipteri" dı- zisı içinde çıktı. Yapıt, "İdil Efsanesinin Başlan- jpcı" olarak 1950'li yıllann izle- nimlerini. Birefin çeşitli açıklama- laruu, özellikle de Cbopin ile ilgi- lı görüşlerini, ıç ve dış basında ya- yımlanan açıklamalarla eleştirile- rintümünü içermektedir. Aynca bir diskografı, bir de ek var. Böylece ortaya değerli bir İdil Biret belge- seli çıkıyor. Yazann. büyük sanatçımızla Ha- ziran-Ağustos 1997 tarihlerinde yaptığı ikı konuşma, ilginç ve ay- dınlatıcıdır. Hem bunlardanhemde öbür belgelerden, Biret'in geçirdi- ğı gelişim aşamalannı adıpı adım iz- leyebiliyoruz. 19401ı yıllarda, beş yaşınday- ken rahatça piyano çalan, işitriği her parçayı kolayca öğrenen olağa- nüstü yeteneklı küçük bır kız var- dır. Nota okumayı ve müzik kuram- lannı daha sonra öğrenir. Dünya büyüklerinden aldığı eğitim, kendi- sini zaman içinde çok değerli birdin- leti piyanisti yapar. Yıllann akışıy- la bu büyük piyanist olgunlaşır, bil- getnr sanatçıya dönüşür: tükenme- yen bir güçle büyük bestecilerin tüm yapıtlannı içeren albümler dol- durur, gençlere piyano ögretir, dün- yanın yanında güzel Anadolumuza da sanatmı sunarve müzik konusun- da değerli şeyler söyler. Örneğin konçerto çalan solocunun orkest- raya eşlik eden sanatçı olduğu yo- lundakı görüşü, senfoni orkestrala- nmızın dinletilerini. solocuya ağır- lık vererek izleyen gençlere iyi bir derstir. Şu \ar kı kitapta, "Önsöz" ile Bi- ret'e yöneltilen sorular dıştnda sa- dece belgeler konuşmaktadır. Sa- natçımızın öyküsünü biraz da Bir- kan'm kıvrak kaleminden okumak isterdim. Umanm günün birinde bu da olur. Kitabm başında, TBMMnin 7 Temmuz 1948 tarihinde yaptığı 84. birleşim, 3. oturumunda görüşülen "Yabancı Memleketlere Gönderi- leceköğrencfler Hakkmda 1416Sa- >ih Kanuna EkKanun Tasansı'n nın zabıtlan yer alıyor. Bilindıgi gibi bu yasa, sonralan "İdil Biret-Suna Kan Kanunu" oiarak anılmıştır. Dönemın sayın milletv ekillerinden biri şöyle diyor: "~ Burada, Numune Hastane- si'nde dört tane insan bir yatakta yatarken beşyaşındaki İdil Hanun'ı Amerika'va göndereceğiz. Ne öfre- necekAmerika'da? Pi>"ano. Ne ola- cakmış. deha imiş efendim. deha imiş. Ben acım yahu. bana piyano lazun mı? İdil. onun yanında Su- na'yı Amerika'ya gönderivoruz, ama tuhaf iş bu >ahu. Oradân bet- ki bir de enişte gedrecektir." Aradan ellı yıl geçti ve müzik ta- nhımıze altın satırlann yazıldığını gördük. îdil Biret ile Suna Kan, or- taya koyduklan sanatla, dünyaya karşı yüzümüzü ak ettiler, ama yu- kandaki düzeysiz konuşmanın yan- sıtüğı görüş pekişti; sanatçılanmız- la sanat kurıfmlanmızı olumsuz yönde etkiledi. E\TenseI müziğin karşısma diki- len böyle bir anlayış, müzikle ilgi- li sorunlanmızın birikmesine yol açmaktadır. Eskiyen yasaların de- ğiştirilememesi. kadro tıkamklığı ve yurdun çeşitli köşelerinde hızla hizmete sokulması gereken yeni sa- nat kurumlannın açılmasmdakı ge- cikmeler, bunlann başında gelir. Son yıllarda sorunlanmıza bir yenisi daha eklenmiş bulunuyor. Bilindıgi gibi senfoni orkestraları- mızla opera- bale kunımlanmızın bir görevi de ülkemizi dünyaya ta- nıtmaktır. Fırsat çıktıkça dış ülke- lere sanat gezileri yapüır. Yunus Emre Oratoryosu'nun Pans seslen- dirmesinden başlayarak bu tür ge- zilerin birçoğuna ödenek yokluğu gerekçesiyle izin verilmemektedir. Son ömek, IZDSO'nun temmuz ayında yapmayt planladığı Kana- da-ABD gezisidir. Orkestramızın. söz konusu gezi sırasında bir din- letiyle katılacağı Brüksel FesTivali'ne ise izin verilmiştir. Cumhuri>et bu başanlı dınletiyle ilgili haberleri yayımladığında, Türk'ün güzel sa- natlan olan sevgisine ve ondaki yükselişine bir kez daha gönülden inandık. Açık konuşalım: Türkiye'nin dün- yaya söyleyebileceği en doğru söz sanat. özellikle de müzik alanında- dır. Bunun dı^ındaki dallarda ev- rensel uygarlığa verebilecek fazla birşeyimiz yoktur. Müzikteki avan- tajımız, bestelemeyle birlikte yo- rumun da yaratıcılığın kapsamına girmesidir. Eğer Cumhuriyet'in 75. yılı nedeniyle basında yayımlan- makta olan bir projeksiyonda söy- lendiği gibi 2023 yıhnda Şanlıurfa konservatuvanndan yüzlerce sanat- çı mezun olacaksa, müzikte yaşa- dığımız durgunluktan kurtulmanm ve büyük atılımlar yapmanm yolu- nu ivedilikle bulmahyız. AHMETSAY A.\KARA-Bunca ahlaksızlıgın, yolsuzluğun ' r "Tt4rgczffiğı bir tâplfoas'fenld Mç oa$ka derı yokmuş gibi, senfoni orkestralannın açılması- nı ıstemek komık mi kaçıyor? Neyın komık ve neyin dramatik olduğunu ayırt etmek için şunu söyleyelım: Çırkm işlere karşı biz güzel işlen savunuyoruz. Dönüp dolaşıp yine Bursa'da bir devlet senfoni orkestrasınm kurulması konusu- na gelmemizin nedenı budur. Böige orkestrası Bursa Senfonı'nin kışiliğinde orkestralan- mtzın ıki temel sorunu vardır; şimdi onlara de- ğınmek ıstıyorum. Anımsattığı için Hikmet Şimşeköğretmenimize teşekkür ediyorum. Biz bu kurumu bir "bÖlge orkestrası" olarak tasarlıvoruz. Bursa Senfoni sadece bu kentin de- ğil, "bölgenin" orkestrası olmahdır. Sözgelışi, Yalova'nm, Balıkesir'in. Gemlik'in. Erdek"in. Mudanya'nm, Çanakkale'nin... Böylece konser etkinlikleri vaygınlaştınlacak, orkestranın veri- mi yükselecek, temel işle\ ı yaşama geçirile- cektir. Bir müzik kurumunun temel görevi "halk- la bütünleşmek" değil midir? Bunu gerçekleş- tirecek olan orkestra da devingen olmahdır. Adından da bellı olduğu üzere. "Çukurova DevietSeıuonTnın bu dev ıngen özellığı taşıma- sı beklenıyordu. Adana'daki bu orkestramız, kendi ılindekı ılçelere. Antakya. Kahramanma- raş, Gaziantep gıbı komşu ıllere neden gıtme- sın? Etkinlıklerinı neden taşımasın? Cumhurbaşkanhğı Senfoni, Istanbul ve îz- mır'deki "devlet senfoni" orkestralan, bölge or- kestrası niteliğinde değildır. Oysa unutmaya- lım. Cumhurbaşkanhğı Senfoni. eskiden "yur- tiçi turneler" yapardı. Bursa Senfonı've dönelim... Yerel olanaklar- la kurulmuş olan ve bır yıl içinde başanlı bir top- luluk olduğunu kanıtlayan bu orkestramızın ku- ruculan da "böJge orkestrası" özelliğini benim- semişlerdir. lkıncı nokta. "kanlııncıluVtır. Bölge orkest- rası. yörenın öteki kentlerince de desteklenme- lidir. Diyelim ki Bursa Senfoni'nin, Yalova. Ba- Iıkesir ve öteki kentlerde sunacağı konserlerin getıreceğı ulaşım. konaklama ve benzeri gıder- ler; bu yerleşim binmleri tarafından karşılanma- lı, katılımcı yaklaşım esas ahnmalıdır. "Bötge orkestrası'' niteliğj, müzik etkınjikle- rinin yaygıniaşması açfsından devlete yük ğe* tirmeyecektir. Yaygınlaşma sorunu, kabuğundan çıkmayan orkestralara bırakılırsa belki 30-40 or- kestranın kurulması gerekecektir. Oysa ülke- mizin yedi bölgesinde kurulacak devingen mü- zik birimleriyle bu sorun çözümlenebilir. Uy- gar ülkelerdeki uygulama bu yöndedir. Klasik müzikte 1945 yılı sonrasında anlmı yapmaya baş- layan Japonya ve Kore'de orkestralar, neredey- se "gezgin" diyebileceğimiz özelliktedir. Tür- kiye'de ise devingen anlayıştan yola çıkan mü- zik kurumlannı mumla anyoruz. Mersin Dev- let Opera ve Balesi. bu konuda olumlu adımlar atıyor: Sıkça >Tartîçi turneler yapan bu kurum, geçen yıl Gümüşhane'nin ilçelerine bile gitti. Dokunsa gûl bher Uludag Üniversitesi Devlet Konservatuva- n'nın 1998-99 öğretim yıhnda açılması bekle- niyor. Bursa'da sanat ve müzik tutkunu, yapıcı, yaratıcı iki aydınımız var: Rektör Prof. Dr. Ay- han Kızıl ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Oğul. Bursa Senfoni'nin kurulmasına da Büyük- şehir Belediye Başkanı Erdem Saker'le birlik- te bu ıki aydınımız öncülük etmışlerdir. Bursa Senfoni "nin bölge orkestrası özelliğin- de bir "devlet senfonTye dönüşmesi şimdi şart olmuştur. Çünkü konservatuvarda öğretim ele- manı olarak görev alan çalgı sanatçılarına aynı zamanda orkestrada çalışma olanağı tanınacak- tır. Bu formülün "mucidi'' değerli viyola solis- timiz ve orkestra şefı Prof. Dr. KoralÇalgan'dır Ankara Konservatuvan'ndaki görevinin yanı sıra Çalgan, Eskişehir"dekı Anadolu Üniversi- tesi Devlet Konservatuvan'nın kuruculan ara- sında yer almış, bu başanh konservatuvarda genç öğretim elemanlanndan oluşan "Anado- lu Oda Orkestrası"nı kurmuştur. Çalgan şımdı de L'ludağ Üniversitesi 'nde konservatuvar kur- mak üzere danışmanlık yapmaktadır. Onun eli- ni attığı yerden müzik fişkınr. Dernek başkanının kendi derneğini soyduğu bir ülke hâlâ ayakta durabiliyorsa üç konserva- tuvara birden hızır gibi yetişen Çalgan'lann sa- yesindedir. Kodo, Rivepside Tennace'de halka açık bir konser verecek Japon davulları Ingiltere 'de Kültür Senisi-5. Uluslara- rası Caz Festivali'ne katılan Japon davullan topluluğu Ko- do. bu akşam Ingiltere'deki Festivaİ Hall'da konuk sanatçı perküsyonist E\«l>n Glennie ile birlikte müziksev erlerle bu- luşacak. Topluluk. cumartesi ve pazar günü de Riverside Ter- race'de halka açık btr konser ve- recek. Kodo'nun Japon kültürün- den kaynaklanan özellikleri ikı anlam taşıyor: Öncelikle 'kalp vuruşlan' anlamına geliyor sözcük. Kodo"nun çaldığı ta- iko dav ulundan çıkan sesin ana rahmindekı çocuğun duyduğu kalp atışını andırdığına ınanı- lıyor. Sözcük aynca 'davnhın çocuklan' anlamına geliyor. Bundan da Kodo'nun arzusu- nun, davulu bir çocuğun kalbi gibi basıtçe çalmak olduğu an- laşılıyor. tnsanlann birarada, uyum içinde yaşamasının yol- lannı arayan Kodo üyeleri, do- ğayla bütünleşme yoluna gir- diklen üç yıllık eğitim süreç- lerinin ardından 'Tek-Dünya Turu'dedikleri turnelerine çı- kıyorlar. Turnelenn amacı isedünya- nın her köşesindeki dınleyıcı- lere ortak bırtakım değerlere sa- hip olduklannın aynmına var- malan konusundayardımcı ol- mak. Topluluk, repertuvannı be- lirlerken sadece eski Japon mü- ziği ve tiyatrosunu değil aynı zamanda Türk, Ç in, Yunan mü- ziklerini de ırdeleyerek hepsı- ni bir arada harmanhyor. Arif Damap'dan Seçme Şifrler • Kültür Servisi - Arif Damar'dan Seçme Şiirler, Adam Yayınlan'ndan çıktı. Kitapta, Damar'ın şiirlerinin yanı sıra şiir üzerine düşünceleri, yaşamı, yapıtlanyla ilgili bilgiler de bulunuyor. Şiirlerindeki titiz işçiliğiyle toplumcu şairler arasında kendine özel bir yer edinmiş olan sanatçının, şıir dışında öykü ve roman dalında da eserleri bulunuyor. Uluslararası heykel sempozyumu • Kültür Servisi- Safa/Genius sanat etkinliklen çerçevesinde Çeşme'de düzenlenen heykel sempozyumunun ikincisi 17 Ağustos'ta başlıyor. Çeşme Belediyesi'nin de desteğiyle gerçekleştirilecek 'Dalga' konulu sempozyumda, mermerden yapılmış heykeller sergilenecek. Çeşme Cumhuriyet Meydanı'nda Grup Mare'nin müzik dınletisi eşliğinde saat 19.00'da başlayacak sempozyuma Banke (Danimarka). Gültekin (Avusturya), Kalkoma (Finlandiya), Kuutma (Estonya), Jorgensen (Danimarka), F. Moriguchı (Japonya), M.Moriguchi (Japonya), Pıttmann (Macaristan), Pirselimoğlu (Türkiye), Ryhanen'in (FinJandiya) yapıtlan sergilenecek ve satışa sunulacaktır. Aynntılı bilgi için 522 821 71 63'ten Sinan Gültekin aranabilir. Schnlttke, toprağa verildi • Kültür Servisi - 63 yaşında hayata veda eden Alfred Schnittke, Moskova'daki Novodevichy mezarlığında toprağa venldi. Geçen hafta Almanya'da yaşamını yıtiren Schnittke, çağdaş Rus bestecileri arasında önemli bir yere sahipti. Bestecinin cenaze törenine Rusya Başbakanı Sergei Kiriyenko, Kültür Bakanı Natalia Dementeva da katıldı. Boris Yeltsin ise bestecinin ölümü üzerine duyduğu üzüntüyü dile getiren bir mesaj gönderdi. Yazar Viktor Erofeyev yaptığı konuşmada "O zamanımızın Mozart'ıydı. Farklıydı"dedi. Bestecinin son yapıtı "Faust',1995 yıhnda Hamburg Operası tarafından sahnelenmıştı. Hr** * t iBilişim '98 açılış konseri • Kültür Servisi - TUYAP Fuar ve Kongre Sarayı'nda Bilişim '98 ve lletişim Teknolojileri Fuan açılış konseri 2 Eylül'de yapılacak. Salon 1 "de saat 20.30'da gerçekleştirilecek konserde 'Asıa Minor' sahne alacak. 1990 yıhnda Kamil Erdem tarafından kurulan Asia Minor. - * -geleneksel raifcgirhjzın kendine Qzgü-rittnıik^% melodik özelliklerini, yapısına aykın düşmeyen bir çokseslilikle ve caz disiplini içinde işleyerek çagdaş müzik örnekleri sunacak. Likom Grup'un katicılanyla gerçekleştirilecek Bilişim '98 açılış konserine, sanatseverler ücretsiz katılabilecekler. Akengtn'ln Makedonca şiir kitabı • Kültür Servisi - Yahya Akengın'in şiırlennden seçmelerle oluşan, Makedoncaya çevinsi Esat Bayram tarafından yapılan, 'Vo Lubovta tma Beriket-Aşkta Bereket Var' adlı kitap, Makedon TM yayınlan arasında çıktı. Redaktörlüğünü Makedon şair ve yazar tlhami Emin'in üstlendiği eserin tanıtımı 24-25 Ağustos'ta Tetova kentinde toplanacak Dünya Çevirmenler Birliği toplantısında yapılacak. Şair Yahya Akengın, şeref konuğu olarak davet edildiği Dünya Çevirmenler Birliği toplantısı öncesinde, özel olarak çağnldığı 35. Uluslararası Struga Şiir Akşamİan'na da katılacak. Füsun Ankan'dan ebru sergisi • Kültür Servisi - Füsun Ankan,buyıl 100. kuruluş yıldönümünü kutlayan, Almanya'nın Lehrte kenti kutlama kapsamında China Galerie'de ebru sergisi açtı. Açılışı Lehrte Belediye Başkanı Helmut Schmezko ve Hannover Türk Başkonsolosu Mehmet Emre tarafından yapılan sergi, 30 Eylül'e kadar sürecek. Sadece kâğıt üzerine eserleri sergileyen galeri, Türk geleneksel kâğıt sanatı olan ebruyu tanıtacak. Edinburgh Fringe Festivali başladı • Kültür Servisi - Edinburgh Fringe Festivali, pazar günü başladı. Bu yıl 52. gerçekleştırilen Fringe Festivali'nde tiyatrodan. operaya, baleye kadar çeşitli disiplinlerde gösteriler ızlemek mümkün. 10 binin üzerinde sanatçının katılacağı Fringe Festivali'nde 150'nin üzennde gösteri sahnelenecek. Festivali 250 bin kişinin izlemesi bekleniyor. Lennon'ın ölümünden önce Chapman adına Imzaladıği albüm satıhyor • Kültür Servisi - John Lennon'un ölümünden önce kendisini öldüren Mark David Chapman adına ımzaladığı albüm, açık arttırmayla satışa sunuluyor. Double Fantasy adlı albümün 1.8 milyon dolarak alıcı bulması bekleniyor. Mark David Chapman, 1980 yıhnda Lennon'u öldürmüştü. Yapılan açıklamada şu anda hapishanede bulunan Chapman'ın albümün satışından elde edilecek parayı silah kontrolünü desteklemek için harcayacağı belirtildi. BUGUN • NÂZIM KÜLTÜREVt'nde saat 17.00"de. yönetmenliğıni Michael Radford'un yaptığı 'Fostacf adlı film göstenlecek. • ENKA'da saat 21.15'te Leyla Tekül Shovv 'Miizikal Sohbet' izlenebilir. • İFSAK'ta Doğa grubu etkinliği, fotoğraf okuma ve değerlendirme çerçevesinde saat 19.30'da 'Çiçekler ve Ağaçiar' konulu etkinlik düzenleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear