23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 TEMMUZ1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ağan'ın yargılanması • A-NKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Yargıtay 8. Ceza Dairesi. Istanbul 6 No.'lu DGM'nin DYPElazığ Milletvekili Mehmet Ağar'ın Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmasmı öngören görevsizlik karannı bozdu. Daire, Ağar hakkındaki usule ait işIemJerin durdurulması gerekirken. görevsizlik karan verilmesini usu! \e yasaya aykın buldu. Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver, Danıştay 2. Dairesi'nin verebileceği lüzumu muhakeme karannda, Ağar'ın görev yaptığı dönemde "vali mi emniyet müdürü mü" sıfatını taşıdığını belirleyerek yargılama yerini tayin edeceğini bildirdi. Cezaevi skandalı davası • EDtRNE (AA) - Edirne Tanm Açık Cezaevi'ndeki skandalla ilgili olarak tutuklanan cezaevi müdürü. 2 yardımcısı ve 9 infaz koruma memurunun yargılanmalanna başlanıldı. Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndekı duruşmada savcı iddianamesinde, Cezaevi Müdürü Zeki Caba ve Müdür Yardımctsı Orhan Ankan'ın "Görevi kötüye kullanmak'. tutuksuz yargılanan Cezaevi Müdür Yardımcısı Kemal Deniz ve infaz koruma memurlan Ali Tan, Aydın Kaçar, Hüseyin Ablak. Demiray Çelik, Şaban Efe. Ertan Alkayalar, İJyas Aydın, Rahmi Şahin ve Yener Güngör'ün ise 'görevi ihmar suçundan cezalandınlmalannı istedi. Grev kararı • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Türk Harb-lş Sendikası, Ankara, Adana ve Izmir'de bulunan ve 1800 işçinin çalıştıgı Türk-ABD Ortak Savunma Tesisleri'nde grev karan aldı. Türk Harb-lş Sendikası Genel Başkanı Izzet Çetin, yaptığı açıklamada, 19 Mart'tan bu yana sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde. işverenin kazanıİmış, haklan geri almak istemesi nedeniyle uzlaşma sağlanamayarak. bu işyerierinde grev karan alındığını bildirdi. Yıldn'a ek süre • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Sincan Belediye Başkanı olduğu dönemde, Vakit gazetesine verdigi demeçlerde. Sincan Kaymakamı Ali Gün'ün kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle, Bekir Yıldız'ın 9 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptınlması istemiyle yargılanmasına devam edildi. Cumhuriyet Savcısı Yücel Ildeniz, sanık Yıldız'ın suçunun sabıt görülmesi halinde. hakkında TCK'nin 482/1-4. 251,273. maddelerinin uygulanması ihtimali olduğundan, ek savunma hakkı verilmesini istedi. Yargıç Hikmet Uyar duruşmayı erteledi. Açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Gazetemizin 1 Temmuz 1998 tarihli sayısında "Süleymancı Yargıca Terfi" başlığıyla yayımlanan haber. bazı kaynaklann yanıltması sonucu gerçek olmayan bilgiler üzerine kurulmuştur. Konya Ticaret Mahkemesi Başkanlığı'ndan Ankara Hâkimliğine atanan Sayın Ali Fidancı ile ilgili doğru bilgiler şöyledir: Ali Fidancı haberde belirtildiği gibi savcılığa değil, hâkimliğe atanmışrır. Fidancı'nın Süleymancılar tarikatından olduğu yönündeki bilgiler doğru değildir. Uğur Mumcu'nun "Rabıta" adlı kitabında geçen Ali Fidancı ile Hâkim Ali Fidancı'nın ad benzerliği dışında ilişkisi bLİunmamaktadır. Tartışma kcnusu olan Kombassan'la ilgili davada Fidancı hakkında soruşturma açılmamıştır. Hâkim, SPK vekillerinin istemini dikkate alırak adalete olan güvenin sarsılmaması için ilgili dzvadan çekilmiş ve bu davada karar oybirliğiyle alnmıştır. Dolayısıyla Friancı'nın Ankara'ya ta/ini ile bu dava arasında biğlantı yoktur. Turgut Yılmaz, Yılmaz komisyonuna; CHP'li Ergül de Çiller komisyonuna bilgi verdi Malvarbğı hesaplaşmasıANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Mer- kez sağın iki büyük partisi ANAP ve DYP, birbirlerinin liderleri hakkında kurdurduk- ları soruşturma komisyonlannda hesaplaşı- yor. Başbakan MesutYılmaz'ın malvarlığıy- la ilgili savlar üzerine kurulan soruşturma komisyonuna dün bilgi veren kardeşi Turgut Yılmaz, "Hayatım belgefi, sorun yok. Bazı beigelerûı sakianması için zorunlu olan 5-10 yıllık yasal sınııian da aşarak 24 yıllık evrak- İan sundunT dedı. DYP Genel Başkanı Tan- su Çiller'in malvarlığını soruşturmak üzere kurulan komisyonun dünkü toplantısma ka- tılan CHP Izmir milletvekili Sabri Ergül de, "Özer Çiller mutlaka komisyona getirtilerek dinlenmelL Mahkemeye basvump bazı tes- pitler de yaptınlabilir. Eğer bu ailenin maJ- varüguun, Susur1uk"un hesabuıı soramaasak rejim üzerimize çöker. alonda kalınz" diye konuştu. Maiiye Bakanı Zekeriya Temizd. Çiller'in malvarhğı konusundaki incelemenin gele- cek hafta TBMM'ye gönderileceğini bildir- di. Meclis komisyonunun istemini yerine ge- tirdiklerini anımsatan Temızel şu bilgileri verdi: "Çalışmalar önümüzdeki hafta kesinlese- cek. Bunlara müdahale edüemez; görev ><e- rilir. sükûnetle beklenir. BLrim çahşmamız Türkiye açısuıdan bitti. Raporlar yaalıyor. Bitenler ilgili mercilere gönderilir. Yurtdışı incek'mesi de>am ediyor. Bu konularda aynn- Olı bilgi vermem, teknik yanına girmem; ça- bşmalanmız tarafsız şekilde sürüyor." Temizel, incelemenin içeriğiyle ilgili bil- gi vermezken. "Ciddi bulgular var. Bunlan Özer Çiller için çifte temyiz ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Ankara 7. AğırCeza Mahkemesi'nin. "görevi kötüye kuilanma" suçundan Özer Uçunuı Çiller hakkında verdiği mahkûmiyet karan temyize gitti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. Çiller'e "resmi beJgede sahteriKk" suçundan ceza verilmesini istedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, DYP Genel Başkanı Tansu ÇiBer hakkında, "kanuna ve genel ahlaka aykın şekilde mal edindiği ve görevini kötüye kullandtgı"* iddialannı soruşturmak üzere kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu'na "eksik belge verdigi ve resmi evrakta sahtecilik ympöğı*' gerekçesiyle yargılanan Özer Çiller'e "görevi kötüye kuÛanma" suçundan verilen 5 aylık hapis cezasını yerinde görmedi. Davayı açan Cumhuriyet Başsavcısı Metin Otmez, temyiz dilekçesinde, Çiller'in "görevini kötüye kuüanma" suçundan ceza aldığını anımsatarak mahkemenin verdiği bu karann yerinde olmadığını savundu. Resmi evrakta sahtedBk Temyiz dilekçesinde Ölmez. toplanan bilgi ve belgelere göre Çiller'in "resmievrakta sahteciMk" suçundan mahkûm olması gerektiğini belirterek karann aleyhte bozulmasuu istedi. Özer Çiller de, avukatı Büient Acar aracılığıyla hakkında beraat kararı verilmesi istemiyle temyiz dilekçesi verdi. Acar tarafından hazırlanan dilekçede Çiller'in cezayı gerektiren bir fiılinin bulunmadığı, dolayısıyla "resmi belgede sahtecitik" ve "görevi kötüye kuflanma" suçlannı işlemesinin mümkün olmadığı savunuldu. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sırasında suç vasfinı degiştirerek, Çiller'i "görevini kötüye kuianmak" suçundan 5 ay hapis cezasına mahkûm etmişti. Mahkeme, Ankara 25. Noter Başkâtibi Yusuf Uygurtaş'm "görevini kötüye kullanmak^ suçuna diğer sanıklar Özer Çiller ve Atilla Özer'in de "asü fail olarak katddildan" gerekçesiyle bu karan vermişti. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART 'Tak-Şak Paşa' yine DYP'de... SAK CX\J£ İK/AJC/ PBMOKRAöf HAML£ konuşmuyorum. Yurtdışından birtakım bil- giler bekliyoruz. Bu iş pazıl gibidir; fotoğra- n biürsiniz; kutuyu açarsıruz bir sürü parça. Birsürü yerden parçalargecerii olacakşekif- detoptaıur"dedi. Yılmaz ve Çiller soruştur- ma komisyonlan DYP ve ANAP milletvekil- lerinin sürekli tartışmalanna sahne oldu. Yıl- maz soruşturma komisyonunun dünkü top- lantısma katılan Turgut Yılmaz, tüm sorula- ra açık tavnyla gerilimi düşürdü. Turgut Yıl- maz, iki saati aşkın süre komisyona bilgi ver- dikten sonra yaptığı açıklamada "Hayaüm belgelL Hiçbirsorun >ok. Ko- misyonun tatmin olduğunu sanıyorum. Bütün beJgeieri verdim" dedi. Yılmaz "So- rular nasıldı" sorusuna "Ben zor sorulann adamıyun. Hiç- bir sorudan rahatsızhk duv- madım. Üyelere her zaman emirlerine amade olduğumu söyledim. Bugünkü soruş- turma Mesut Yılmaz degiL Turgut Yılmaz soruşturma- sıydı. Ben memnuniyctfc he- sap verdim" karşılığını ve- rdi. Çiller'in malvarlığını so- ruşturmak üzere kurulan ko- misyona bilgi vermek iste- yen CHP Izmir milletvekili Sabri Ergül de, dünkü top- lantıya katılarak bazı açıkla- malar yaptı. Ergül'ün Dışiş- len Bakanlığı'nın ABD'den istenmesi gereken belgeler- le ilgili olarak. "ABDileara- mızda adli müzaheret anlaş- ması yok" yanıtını verdiğini anımsatarak, "Aslında var. Istenebüir.Engin Civan nasıl isteniyorsa, ay nı yoüa istene- büir. Maüye Bakanlıgrnın, çifte vergilendirmeye daya- narak istediği belgeieri ABD'ninvermesilaam"de- diği öğrenildi. DYP'den davet DYP'liler,eskiarkadaşla- nnı yeniden partiye davet et- ti. DYP'nin 15. kuruluş yıl- dönümünde 2. Demokrasi Programı'nın ilan edildiği- nin anımsatıldığı açıklama- da şöyle denildi: "Parti tü- züğümüzün bdirlediği çer- çeve içinde; gönlü, kalbi, he- yecanı bizimle beraber olan, çeşitti nedenlerle ayn düş- müş arkadaslanmızı da>et etmekten onurduyduğumu- zu kamuoyuna saygıyla du- vuruvonız."I yuruyonız." Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 5 yıl aradan sonra Black Hawk tartışmasını gündeme getiriyor Helikopter dosyası yeniden açıldı • Kara Kuvvetleri Komutanlığı, teknoloji transferine yanaşmaması ve üçüncü ülkelere satışı kabul etmemesi üzerine sözleşmesini rafa kaldırdığı Sikorsky firmasının Black Havvk helikopterleri dosyasını 5 yıl aradan sonra yeniden açtı. LALE SARlİBRAHtMOĞLU ANKARA - Türkiye. teknoloji transferi yapmayı reddetmesi üzerine 1993 yılmda ortak üretim sözleşmesini askıya aldığı Amerikan Sikorsky firmasının Black Hawk (Kara Şahin) genel maksat helikopterleri dosyasını 5 yıl aradan sonra yeniden açtı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın (KKK), acil ihtiyaç çerçevesinde ağırlıklı olarak doğrudan alım yapmayı düşündüğü belirti- len Black Hawk'lar için Savunma Sanayii Müsteşarlıgı (SSM) ihaleye çıkılmasında ısrarlı. Güvercinlik tesislenne bakım yete- neği kazandınlması ihmal edildiği için Tür- kiye'nin envanterindeki Black Havvk'lann motorlan ise ABD ve Israil'de bakımdan geçiriliyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın yeni- den gündeme getirdiği Black Havvk heli- kopterleri dosyasının yeniden açılmasında, ortak üretim projesini Fransız ortaklı Euro- copter'a kaptıran Sikorsky'nin yıllar süren lobı faaliyeti de etken oldu. Türkiye Si- korsky ile 1992 yılında imzaladığı sözleş- me uyarınca bu firmadan 45 adet Black Hawk'ı satın almıştı. SSM, proje bedeli 500 milyon dolar olarak hesaplanan 50 adet he- likopterin ortak üretimi sözleşmesini ise Si- korsky'nin yüksek teknoloji rransferini dü- şük turması ve üçüncü ülkelere satışı kabul etmemesi üzerine rafa kaldırmıştı. Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin gelişmeye başladığı döneme rastlayan 1993 yılında Fransız ortaklı Eurocopter'dan 20 adet Cougar genel maksat helikopteri alan SSM, ilki Fransa'da üretilen 30 adet Co- ugar'ın ortak üretim sözleşmesini de geçen yıl imzaladı. Cougar ortak üretimde yüksek teknoloji rransferini yüzde 30'lara çıkardı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI) te- sislerinde Cougar'lar için üretim hattı ku- ruldu. Fransa'nın sözde Ermeni soykınmı tasansını meclisten geçirmesi üzerine bu ülke ile müzakereleri süren savunma sana- yii sözleşmelerini askıya alan Türkiye'nin ortak üretimine hazırlandığı Cougar anlaş- masını iptal etmesinin beklenmediği belir- tiliyor. Sikorskv' de\Tede Amerikan Eximbank'ı Black Hawk pro- jesi için 1992 yılında Türkiye'ye 1.8 mil- yar dolarlık kredi açmıştı. Kredi 45 adet doğrudan alım ve Sea Havvk helikopterleri için kullanıldı ve Hazine'de şu anda 800 milyon dolarlık Amerikan kredisi bulunu- yor. Satın alınan 45 Black Havvk'ın 35"i Jan- darma Genel Komutanlığı tarafından ağır- lıklı olarak Güneydoğu'da kullanılıyor. En- vanterinde 10 adet Black Hawk bulunan KKK'nin asker ve yük taşıma amaçlı heli- kopterlere acilen ihtiyacı bulunduğu belir- tiliyor. Genelkurmay Başkanlığı aracılığıyla KKK Black Hawk genel maksat helikopter- lerinin acil alımını öngören teklifıni SSM'ye götürdü. SSM. Türkiye'nin yeni savunma sanayii stratejisinin acil alımı en aza indirmeyi ve rekabeti artırmak için tek kaynağagıdilmemesıni amaçladığmı anım- satarak genel maksat helikopterlerinin or- tak üretimi için Sikorsky ile bağlantı yap- mak yerine uluslararası ihaleye çıkılmasını istedi. SSM'nin bu isteminin kabul gördüğü ve Hazine'nin genel maksat helikopteri proje- si için kaynak bulunup bulunmadığını ince- lediği belirtildi. Bir askeri yetkili, Si- korsky'nin teknoloji transferi ve üçüncü ül- kelere satış gibi konularda ne tür öneriler getirdiğinin şu anda bilinmediğini belirte- rek şu görüşlere yer verdi: "Bu heiikopterierin üretimi için TAİ'de ikinci bir üretim hattı kurulması Türkiye için çok lüks olur. ABDde bik iki üretim hatö yok. Cougarlar için TAİ'de kurulan ge- nel maksat heükopterİeri üretim hattı Black Ha\vk'lara teknik olarak uymuyor. Bu du- rumda Sikorsky ya da bir başka rırnıanın ihakyi kazanması halinde kurulması gere- ken üretim hattının maliyetini üstlenmesi gerekijor." Fransa ile Cougar'ların ortak üretimine geçmeye hazırlanan Türkiye'nin 50 adet Black Hawk genel maksat helikop- terine gereksinimi olup olmadığı ise belır- sizliğini koruyor. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr Özelleştirme üstüne art arda dört Tırmık yayımlandı. Yaz sı- cağında, konusu özelleştirme olan bir pehlivan tefrikasına, okuyucunun yüz buruşturaca- ğını sandım. Hiç de öyie olma- dı. Yüz yüze ya da telefonda ses sese gelinen okuyucular tartışmaya ucundan kıyından yadagöbeğinden katıldılar. Ki- mi itiraz etti, kimi gözardı edi- len noktalan anımsattı. Gazeteci, yazdıklarının ilgi çekmesinden elbette hoşlanır. Dipsiz kuyuya taş atmaya ben- zeyen yazıcılık mesleğinde, ku- yunun dibinden "cump" diye ses duymak yazanı mutlu eder. Hele özelleştirme yazılanndaki gibi sesler "Cump cump da cump cump!" olunca değme- yin gazetecinin keyfine. Ama bu kez konuya gösteri- len ilgi, ete kemiğe bürünen du- yarlık, meslek hazzından çok daha kıvandıncı. • • • Anımsayacaksınız. 80'li yılla- nn sonunda ürkek ürkek, utan- gaçça başlayan özelleştirme propagandası bugün hoyrat, Yaz Sıcağmda Sıcak Bir Tartışma arsız, pervasız bir ideolojik sal- dınya dönüştü. Bu propaganda başarılı da oldu. Örneğin 1994'te büyük siyaset ve ekonomi dehası (!) Tansu Çiller özelleştirmenin propagandasını, kendine özgü bir bilgısızlik ve yalancıhkla alanlara taşıdığında sokağa dökülen işçiler, art arda topla- nan paneller, açıkoturumlar, soldaki yoğun tartışmalar; Pet- rol Ofisi'nin -hem de haraç me- zat- özelleştirildiği 1998 yazın- da, yerini ürkütücü birsessizli- ğe bıraktı. Petrol Ofisi özelleştirmesin- den doğrudan etkilenen sendi- kacıların demeçleri, birkaç yü- rekli karşı çıkış bir yana bırakı- lırsa özelleştirme Türkiye için sanki bir kader. Hem de tevek- külle boyun eğilen bir kader. Petrol Ofisi özelleştirildi ve ne işçiler sokaklara döküldü, ne sol (sosyal demokratlan hâlâ sol sayıyorsanız, onlar da dahil bütün sol) yeri göğe kattı. Pet- rol Ofisi'nde simgelenen (sıra- da THY var, Tüpraş var, Tele- kom var, Ereğli Demir Çelik var) özelleştirme adımına karşı mü- cadele neredeyse hukuksal bir düzleme indirgendi. Petrol Ofi- si ihalesinde hukuksal açıklar üstünde durulup, yüksek mah- kemelere başvurup ihaleyi iptal ettirmek ağır basan yöntem gi- bi görünüyor. Daha kestirme söyleyelim, Petrol Ofisi özelleştirmesine karşı siyasal ve ideolojik tepki epey silik. İşçiler bile "Ne özel- leştirilecekse özelleştirilsin de şu iş bitsin" der gibiler. Dünya çapında sürüp giden "özelleştirme propagandasının başansı" dediğimiz işte bu tab- lo. Bu umut kıncı tabloya kar- şılık fukara Tırmık'a gelen tep- ki yoğunluğu elbette sevindiri- ci. Bu züğürt tesellisini bir yere not edelim ve geçelim. • • • Eğer anımsıyorsanız, dört yazı süren tartışmanın sonun- da sol partilerin "özelleştirme- yip de ne yapacaksın" sorusu- na somut yanıtlar vermek zo- runda oldukları vurgulanmaya çalışılmıştı. Bu yanıtın üretim araçlannın özel mülkiyetine karşı "üretim araçlannın kolek- tif mülkiyetine" açılan bir içerik taşıması gereğinin altı da epey kalın çizilmişti. Kamu mülkiye- ti kavramının bulanıklığına dik- kat çekilmiş: sonunda parti ya da devlet mülkiyetine dönüşen uygulamaların, ne kamu mül- kiyeti ne de kolektif mülkiyet anlamına geleceğinde ısrar edilmişti. Sosyalizm kuruculu- ğuna soyunmuş ve 1989 Son- bahannda yenik düşmüş ülke- lerin deneyimlerinde, kolektif mülkiyet hedefine ulaşmak bir yana, belki de uzaklaşıldığına değinilmişti. • • • Telefon sohbeti, kısa faks mesajı, ayaküstü sohbet biçi- mindeki tepkileri bir yana bıra- kırsak Tırmık'takı özelleştirme tartışmasına bugüne dek derii toplu iki yanıt geldi: Biri işçi Partisi adına Doğu Perin- çek'ten. Perinçek, partisinin "özelleştirmeye karşı kamulaş- tırma" formülüyle özetlenen görüşlerini kalın bir zarf içinde yolladı. Bülbülün çektiği dili be- lası, şimdi oturup ders çalış- mak yükümlüğü bizim sırtımız- da. O kalın kitabı, broşürieri ve açıklamalan okuyacağız. Hele bir okuyalım bakalım... Ikincisi bir tepki değil, bir "katkı" diye nitelenmeli. Cum- huriyet'teki kapı yoldaşımız Er- gin Yıldızoğlu önceki gün tar- tışmaya katıldı. Benim önerim, eğer özelleş- tirmeyi bu ülke için çok önem- li buluyorsanız ve bu tartışma sizi yakından ilgilendiriyorsa ve atladıysanız ya da şöyle bir göz attıysanız Ergin Yıldızoğlu'nun yazısını (Cumhuriyet - 8 Tem- muz Çarşamba) bir kez daha önünüze almanız. Yıldızoğlu'nun "katkılan"r\a bizim de "katkılanmız" olacak. Yani: Katkıya katkı. POLİTtKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA ŞemdinlM994../ Gazeteci olayların tanığı olmalı, bir milletvekilinin yaptığı açıklamayı bugün olmuş gibi yazmamalıdır... Hele hele, bilinen ve yaşanmış bir olayı saptınp meslektaşlarına şöyle seslenmemelidir: "Niçin susuyorsunuz?" ANAP milletvekili Naim Geylani'nin açıklaması 4 Temmuz 1998 günü Yeni Yüzyıl'daçıktı, iki gün son- ra Mehmet Artan köşesinde yazdı, dün de Aydın Engin köşesinde bu olaya değindi... Mehmet Altan şöyle diyordu: "Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Ormancık kö- yünden Besna Selvi, Esmer Selvi, Azime Taşkın, Zübeyde Seçkin, Meryem Çelik, Anife Izgi, Kıy- met Şengül, ve Hammail Inan adlı kadınlar ANAP Hakkâri milletvekili Naim Geylani'ye verdikleri 'ya- zılı ifadelerinde' gördükleri zulmü anlatıp, on üç köy- lülerinin kurşuna dizildiğini öne sürüyordu." Altan'ın yazısının tarihi 6 Temmuz 1998... Acaba bu olay ne zaman oldu, 13 kişinin kurşuna dizildiği savı hangi tarihte ortaya atıldı? Olay 22 Temmuz 1994'te oldu, bir hafta sonra ga- zetelerde yer aldı, daha sonra I996'da Kahraman Bilgiç'in açıklamalarıyla gündeme geldi... Dört yıl önce yaşananlan bugün gündeme getire- bilir, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olup ol- madığını tartışabiliriz, o ayrı şey... Ama etik açısından bakarsak, dört yıl önceki ola- yı bugün olmuş gibi göstermek doğru mudur? Dün sabah TBMMlnsan Haklan Komisyonu Baş-. kanı Sema Pişkinsüt'le konuştum. Başkan Pişkin- süt şöyle dedi: "Başvuru bir kişi tarafından yapılmış. Iddialar yer alıyor. Altına da kadınlar parmak basmışlar... • Okuma yazmalan olmadığı için böyle yapmışlar..." . Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Ormancık kö- yünde meydana gelen bu olay 1994 ve 1995 yılında- gazetelerde yer almış, köşe yazarları bu olaya de- ğinmişti... i O tarihte DYP-SHP hükümeti vardı. SHP bildiğim- kadarıyla Hakkâri'ye bir heyet göndermişti... Burada benim merak ettiğim şu: "Aradan dört yıl geçmesine karşın, ANAP'lı Na- - im Geylaniniye TBMM Insan Haklan Komisyonu'na' başvuruyorda, Başbakan Mesut Yılmaz'ag/fm/yo/;' 1994 -1998 yılında Hakkâri yöresinde olup bitenle-, ri anlatmıyor... Geylani, bugüne dek niye sustu?" • • • : Cumhuriyet gazetesi ne dört yıl önce susuyor-' du, nede bugün... Biz size 'Şemdinli 94' ve 'Yüksekova 96'y\ akta-' ralım isterseniz... ,' Şemdinli'nin Ormancık köyü 38 haneli ve 375 nü-' fusludur. 1989 yılında kendi isteğiyle 40 kişi korucu, olmuştur... 21 Temmuz 1994 günü Ormancık köyünün Çiçek- li Tepesi'ne 60 kişilik silahlı PKK grubu geldi. Çıkan' çatışmada PKK 10-13 korucuyu esir aldı... 22 Temmuz günü yarbay Ali Çamurcu ve astsu-' bay Fatih Akça bir manga jandarmayla köye geldi. Yaşanan olaylar o gün oldu. Pek çok iddialar gün- deme getirildi. Işin içinde itirafçı Kahraman Bilgiç'in^' olduğu belirtendi... Ormancık köylüleri tedirgindi. PKK, "Siz devletin yanındasınız" derken, güvenlik güçleri "PKK'ye des- tek veriyorsunuz" suçlamasını getiriyordu... Türkçe konuşamayan köylüler "iki arada bir de- rede" kalmışlardı... 13 kişi kayıptı... Kimileri "Devlet onlan kurşuna dizdi" diyor, yetki- liler ise "PKK onlan aldı götürdü" diyortardı... Kimdi bu kişiler? Casım Çelik, Sıddık Şengül, Enver Samur... Toplam 13 kişi... Burada henüz aydınlanmayan soru şudur: "10-13 kişiyi 21 Temmuz 1994'teki çatışmada PKK mi alıp götürdü, yoksa bir gün sonra güvenlik güçleri mi?" Biz bu sorulan çok sorduk... İtirafçı Kahraman Bil- giç'in açıklamalan da elimizde... • • • 27Mart1994... Yazımızın başlığı şuydu: "Canan 1 / kim öldürdü?" 1994 yılında üç kez sorduk: "Yüksekova'da, Şemdinli'deki faili meçhuller ne zaman aydınlanacak?.." CHP'li Ercan Karakaş, Mahmut Işık ve Musta- fa Yıldız Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde Abdullah Canan'ın gözaltındaki ölümünü araştırmışlardı... Güneydoğu'da Kürt kökenli her yurttaşımız potan- siyel suçlu sayılıyordu... Bir yandan PKK terörü, öte yandan eroin kaçak- çılığı... PKK asker giysisiyle köy basıyor, insanları öldü- rüyordu... Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde ise güvenlik güç- lerinden ve PKK itirafçılanndan oluşan çete "P- KK görünümüyle" köy basıyor, adam öldürüyor ve haraç topluyordu... Ama dört-beş yıl önceki olaylan bugün ortaya dök- mek neye yarar? Türk Silahlı Kuvvetleri, "irticaya karşı çıkınca"yay- gara başlryor: "13 kişi kurşuna dizildi" Ne zaman? 1994 yılında! O dönem Genelkurmay Başkanı kim? Orgeneral Doğan Güreş! Ya Başba- kan? Tansu Çiller!.. Biz dört yıl önce bu iddiaları tek tek yazdık, "Tür- kiye bir hukuk devleti midir" diye sorduk, ama hiç kimse bunun üstüne gitmedi, sustu... Bugün Necmettin Erbakan'ın yakın dostu Şeyh Osman ne diyor? "Ben Kuzey Irak'ta şeriata dayalı Kürt devleti ku- racağım..." Cumhuriyet bugün değil dört yıl önce yazıyordu, Yüksekova'da ve Şemdinli'de yaşananları... Arşivimiz herkese açık!.. Kahraman Bilgiç bugün Diyarbakır E Tipi Ceza- evi'nde, onun açıklamalarına bir bakın, çok şeyler öğreneceksiniz... hckaya(« posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Malta bandrah tanker karaya oturdu Istanbul Haber Servisi- Malta bandrah, ham pet- rol yüklü bir tanker, Hay- darpaşa mendireği önün- de karaya oturdu. Rusya'dan geldiği belir- tilen Malta bandrah, 247 metre uzunluğunda, 54 bin grostonluk, Seaselvia adlı tanker, dün akşam sa- at 21.35'te, Boğaz"ın gü- ney çıkışmda, Haydarpaşa mendireği önünde karaya oturdu. Yaklaşık 80 bin ton ham petrol yüklü tankerin ser- dümen hatası nedeniyle karaya oturduğu belirtildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear