23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 HAZİRAN 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER olmayanlar da var' • ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı Recaı Kutan. partısınin GtK toplantısı öncesınde yaptığı açıklamada, partısınde "aksaçlılar-gençler aynmı" olmadığını sa\ unarak "Çünkü bu kategonye girmeyen saçı olmayanlar da \ar" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı'nı. her derse Atatürkçülüğü koyduğu için eleştirmesi dikkat çeken Kutan, 'İmam-hatıplerin fıkıh dersıne bıle Atatürkçülük konmuş" dedi. Demirel'den Sabancı ailesine ziyaret • İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel. eşı Nazmıye Demırel ile Sabancı ailesini zivaret ederek işadamı Hacı Sabancrnm vefatı dolayısıyla başsağlığı dileğinde bulundu. Be>lerbeyi'ndekı Sabancı aılesinm yalısma dün saat 15.55'te gelen Demirel. Sakıp Sabancı ve Sabancı ailesinın diğer üyeleri tarafından karşılandı. Poltse bakan tavsiyesi • ANKARA (Cunıhuriyet Bürosu)- Içışlen Bakanı Mıırat Başesgioğlu. halkın desteğini almayan bir emnıyet teşkilatının uzun süre ıçinde başanlı olamayacağını bıldirdi. Polis Akademısi'nın 53. dönem raezunlan ıçın dün düzenlenen törende konuşan Başesgioğlu. polisin görevinın vatandaşın can ve mal güvenliğinı saglamak oldugunu anımsatarak "Bunu sağlarken her hareketınızle halka örnek olmalısınız" dedi. ANAP MKYK toplantısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu <M&KK<), Geoel Baikan ve Bâşbakan Mesut Yılmaz'ın* başkaHİığında yanıv <• toplanacak. Toplantıda son siyasi gelışmelenn tartışılacağı. ıl kongrelerinin ele alınacağı \e başkanlıklann çalışma raporlannı sunacağı bı'dmldt. ANAP MKYK toplantısında aynca Anayasa Mahkemebfne bıldınlmesi gereken mali konulara ilışkin kararlar da almacak. Gazeteci Cahit Baydar öldil • İstanbul Haber Servisi - Gazeteci l. Cahit Baydar dün vefat etti. Adana'da 1923 yılında doğan Baydar. bırçok dergı ve gazetede çalışmış, 1954 yılında "Ankara Tıcaret Postası"nı çıkarmıştı. İngılizee \e Fransızca bilen Baydar. ev li ve 4 çocuk babasıydı. Baydar'ın cenazesi. bugün İstanbul Erenköy Galip Paşa Camıı'nde kılınacak öğle namazının ardından. Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa venlecek Dünyamn en büyiik bayrağı • DİYARBAKIR(AA)- Dünyanın en büyük Türk bayrağı, Dıyarbakır'ın Çüngüş ılçesi yakınlanndakj Karakaya Barajı'mn gövdesine törenle asıldı. Diyarbakır Yalısi Nafız Kayalı. törende yaptığı konuşmada. "Dünyanın en büyük Türk bayrağının Karakaya Barajı'na asılması bizi mutlu etti. Milli duygumuz Karakaya"da kenetlendı" dedi. 78 metre uzunluğunda. 52 metre enindekı dünyanın en büyük Türk bayrağı burada. 30 Haziran'a kadar asılı kalacak ve daha sonra Türk Silahlı Ku\ vetleri'ne teslim edilecek. HADEP'e baskılar • İstanbul Haber Servisi - HADEP Bağcılar İlçe Merkezı'nın polıs tarafından basılarak 42 yönetici ve üyesının gözaltına alınması bini aşkın kişinin katılımıyla protesto edildi. Yoğun gü\enhk önleminin alındığı HADEP Bağcılar İlçe • Merkezi önünde konuşan tstanbul İl Başkanı Mahmut • Şakar. partilennin üzerinde merkezi ıdarenin yönlendirmesiyle gerçekleştirilen baskı ve •yörlendirmelerin artarak devam ettiğinı söyledi. Muhalefet, hükümeti gensoru ve Meclis soruşturmalarıyla sıkıştıracak 4 YeşiT gensorasu bugün Meclis'teANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalefet, iktidarda 1. yılını dolduran ANASOL-D hükümetini Meclis'te. gensoru ve soruşturma önergeleriyle zorlayacak. DYP'nin, "YeşiT kod adlı Mahmut YıMırım ile ilgili açıklamalan nedeniyle Devlet Bakanı Eyüp Aşık hakkmdaki gensoru önergesı bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek. DYP'nin, Başbakan Mesut Yılmaz ile Tunzm Bakanı İbrahim Gürdal hakkında usulsüz turizm alanı tahsısı vaptıklan savıyla verdiği Meclis soruşturma önergeleri de yann görüşülecek. TBMM, gündemindeki yüklü program nedeniyle, pazartesi-cuma günleri de dahil'saat 14.00-24.000 arası çalışma karan doğrultusunda, içrüzük gereği 1 Temmuz'da başlamasi gereken tatilinı de erteleyecek. Haftaya, Eyüp Aşık hakkındaki gensoru önergesinin görüşmelen ile başlayacak olan genel kurul, denetim çalışmalannın yanı sıra gündemindeki Vergi Yasa Tasansı'nın görüşmelerini de sürdürecek. DYP'nin De\let Bakanı Evüp Aşık hakkında "Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırun'ın saklı bulunduğu yeri bildiğini açıkiamasuıa karşın yetkili mercilere haber vermediği'' sav ıyla v erdiği gensoru önergesının sonucu. hükümetın geleceğını ve CHP ile ANAP'ın "erken seçim uzlaşmasının devam edip etmeyeceği" konusunda da belırleyici olacak. Gensoru önergesinin geçen hafta yapılan öngörüşmelerinde. oylama sırasında salonu son anda terk ederek gündeme alınmasını sağlayan CHP. yine kilit parti konumunda olacak. Anayasanın 99. maddesı gereğince, görüşmelerin üzerinden 1 tam gün geçtikten sonra yapılacak oylamada, bir bakanın düşürülebilmesı ıçın üye tam sayısının salt çoğunluğu olan 276 milletvekınih "giivensizük oyu" vermesi gerekiyor. Oyunun rengini bugün gensoru görüşmeleri öncesinde yapacağı grup toplantısmda belirleyecek olan CHP'nin oylamaya katılmayarak hükümete dolaylı destek olması bekleniyor. Genel kurulda yann da DYP Grup Başkanvekıh Mehmet Gözlükaya ve arkadaşlannın Başbakan Yılmaz hakkında "İstanbul'da usulsüz olarak turizm merkezi ilan ettiğT gerekçesiyle, Niğde Milletvekilı Doğan Baran ve arkadaşlannın da Tunzm Bakanı Gürdal hakkında "kamu arazilerinin tahsisinde usulsüzlük ve partizanhk yaparak görevini kötüve kullandığT savıyla verdigi Meclis soruşturma önergeleri görüşülerek karara bağlanacak. Genel kurul, denetim çalışmalan dışında Vergi Yasa Tasansı'nı görüşmeye devam ederken TBMM Plan ve Bütçe Komisvonu'nda da hükümetin öncelıkleri arasında yer alan Yerel Yönetimler Yasa Tasansı ele alınacak. Katliamın 5. yıldönümü. Acılı aileler, 'O gün Sıvas 'ta devlet yoktu.. yineyok' diyor 37 yazar ve aydının vakıldığı Sıvas Madınıak üteli faciasında vakınlarını kavbedenler o günlerin acısını yüreklerinde bütün tazeliğiyle vaşıyor. "Çocukiarınuz tuzağa düştü" diyen aileler, karar dahil Sıvas ile ilgili hiçbir şevin değişmediği inancında. (Fotoğraf: H ASAN AYD1N) ' Sıvas'ta gerici tehdit bitmedi' OLCAY AYDİLEK ANKARA - Sıvas'ta gericıle- rin katlettiğı 37 aydın \e vazann vakınları, "Madımak Oteli yan- guu^nın acısını geçen 5 v, ıla kar- şın ilk günkü hüznüylü yürekle- rinde taşıyorlar. 2 Temmuz 1993'te Sıvas katlıammda yaşa- mını yitirenlerin yakınlan. çocuk- lannın, kardeşlerinin. arkadaşla- nnının eşlerinın. bıle bıle "tuza- ğadüşürüldügüne" ınanmak ıste- mcseler de geçen zamanın düşün- celerini doğruladığında hemfikir- ler. Aileler. yitirdiklen vakınlan- nın suçunun "Atatürkilke ve dev- rimlerine sahip çıkmak" olduğu- nu vurguluvor ve "anlan şeriat çığlıklanna kulak tıkayan" siya- silere oy vermeyerek cezalandır- dıklannı söylüyorlar. Sıvas katliamında yakınlarını yitirenler, aradan geçen zaman içinde çektikleri sıkıntıları. acıla- n ve gelinen noktayı Cumhuri- yet'e anlattılar. Madimak Otelı'nde 20 v aşında katledılen Handan Metin'in an- nesı Sultan Metin, yakılan 37 ay- dının tuzağa düşürüldüğünü be- lirterek acısının bir an olsun din- mediğinı gözyaşlannı sılerek an- latıyor. Sultan Metin. "Sıvas ken- di memleketimizdir. Çocuğumuzu gönderdik. ama ha/ırlanmış tu- zaktan hiç kimsenin haberi \oktu. Yavrum, hazırlanmış tuzağa düş- tü.Syıkhrhiçacımdinmiyor'" di- yor. Kızının cumhuriyetçı-Ata- türkçü bir genç olduğunu vurgu- layan anne. olaya seyirci kalan dönemin iktidar ortağı SHP'yeoy vermeyerek "ders verdiklerini" söylüyor. Sultan Metin "Güç, ge- ricilerde. O zaman SHP baştav dı. Sol bizi yaktı böyle. Sıvas'ta yav- rulann 8 saat çığlıklan yükseldi. Sola güvendik boşa çıkti. Ma- raş'ta,Çorum'dav<e Srvas'ta yakıl- dık. Biz de solu yüzde 8'e düşür- dük" dıye konuşuyor. Handan'm ablası Şehriban Metin de kız kar- deşi aklına geldıkçe yüreğinde beslediği özlemin buruk hüznünü duyuyor. Şehriban. "Çünkü bir- birimize doyamadan kopardılar. Bunun acısını gidermek olanak- sız. 33 idanıın çıkması bir şeyi de- gişurnıi>or. O çapulcu alav ını ora- \a sürenler halen ortaya çıkmadı. Bu nedenle de Sıvas bizim için hep karanlık kalacak" dedi. Türkı- ye'nın ciddi bir gerici tehditle kar- şı karşıya olduğunu \urgulayan Şehriban Metin. buna karşı Ana- dolu'nun a> dınlık yüzünün örgüt- lenmesi gerektiğıni söylüyor. Bir araya gelmedikçe. herkesin ken- di kapısında ağlamayı sürdürece- ğini vurguluyor. 25 yaşında yaşamını yitiren Mehmet Atay'ın ağabeyı Zeynel Atay da kardeşinın yaşanan hak- sızlıklara karşı topiurmal muha- lefetı yükseltmek içın her zemin- de mücadele verdığıni, dırencinı "Onun >üreği yere düşmemiştir" sözleriyle dile getınyor Zeynel Atay, "Ben v-üreğimi, Mehmet ve diğer ölen insanlanmızla birleşti- rerek mücadelemizi sürdürüvo- ruz" dıyor. Çocuk yaşta öldürülen Koray \e Menekşe Kaya'nın babası İs- mail Kaya da 37 kişinin yakılarak öldürüldüğü bir olay ı hiç düşüne- mediklennı \ urgulayarak ** Tür- kiye'nin vapısını biliyorduk, ama de\ letin hiçbir gücünün müdaha- le etmediği bir ola> düşünemivor- duk. Bu ülkcnin sahipsiz olduğu- nu düşünmüyorduk" dıye konu- şuvor. Kaya ailesı \ıllardır dın- me\en acısını. "5 \ıl olmasına karşm acımız ilk günkü gibi taze vederin. Sıvas'ta devletyoktu. Şe- riatçı-faşist güçler hâkimdi Sı- \as'ta. Bu yapı hâlâ da dev am edi- \or. Sıvas davasından çıkan karar da acımızı dindirmiyor. Çünkü. onlar sadece maşaydı" dıyeanla- tıyor. 22 yaşındakı İndTürk'ün duy- gularını sözcüklere dökmekte zorlanan annesi Necla Türk ola- yın yaşandığı günü şöyle aktan- yon "Ben Balıkesirliyim ve Sünni- yûn. Kızım. insanlan çok severdi. Atatürkçü ve laikti. Sıvas'ta, olay- dan bir gün önce bana telefon et- ti. Etkinliklerimiz çok iyidedL Er- tesi gün böv le bir olayin olmasına inanamıvorum. Polis, jandarma nerdev di. Şeriat düzen gelecek, la- ik düzen gidecek; nedir bu. Olay- dan sonraki aşamada da bütün kapuar vüzümüze kapandı. Sıvas olavı dediğûnizzaman kanserli in- san gibi bakıyorlarvüzümüze. Su- çumuz ne?" Göz> aşlarına boğu- lan anne Türk susarken baba Mehmet Türk de\ am edıyor: "Sıvas'ta 1923 devrimine karşı olanlann de\ leti yönettiginin orta- ya çıktığına inanıyorum. Sıvas'a gelinmesinin tek nedeni. dev let i- nanç ve ideolojik olarak tek dü- şünceve vöneltmiş ülkeyi. Aleviy- seniz, Kürtseniz ve bir de solcuy- sanız yaşamınız tamamen eliniz- den alındı demektir. Bu durumda en büyük suçlusunuzdur. Bunlan ben bir Alevi olarak söylemiyo- rum, bir Sünni olarak söy- lüyonım. Oldukça acılıvım ve üz- günüm. 5 yıl geçmesine karşın şoktayım." IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (g posta. cumhuriyet. com. tr Sürecın ne zaman başladığı tartışmalıdır. AmaTürkiye'nin yü- zünü Batı'ya çevırışının resmi belgesi Tanzimat Fermanı olsa gerek. Şeriattan, Kuran hüküm- lerinden üretilmiş bir hukuk dü- zenmden "6af/"nın hukuk devle- ti kavramına atılan ilk adımdı. Saray seçkinlerinin başını çek- tiği bu modernleşme atılımından (1839) bu yana 160 yıl geçti. Iti- razlara, karşı çıkışlara, gizli ya da açık direnişlere, trajik ve komik zikzaklara rağmen sürüp gidıyor. Osmanlı sultanının, kendi mutlak iktidarını hukukla sınırla- mayı kabul etmesının nedenleri, bu adıma yol açan koşullar da tartışmalı. Ama galiba yüzlerce yıl mızrağı, kılıcı Batı'ya dönmüş bile olsa, yüzü "Doğu "ya bakan bir ülkede, bu köklü (radıkal) dö- nüşün bir seçkinler hareketi ol- duğuna kuşku yok. Nitekim modern hukukun pek çok ilkesini tohum olarak barın- dıran, padişah kullarını yurttaş haklanyla donatmanın ilk adımı sayılması gereken Tanzimat Fer- manı, tellallar ve münadtlerle hal- ka duyurulduğunda, bunun an- lamı ve ne gibi sonuçlar doğura- Yüzünü Batı'ya Dönmek cağı, halk katmanlarında pek de anlaşılmış değildi. Fıkra gibi anlatırlar. Tellalı din- leyen bir Osmanlı kulu, arkada- şına sormuş: - Yani mirim bu şimdi ne ma- naya gelıyor? Yanıt pek yalm, bir o kadar da trajı komık: - Yanı bundan böyle gâvura gâvur denmeyecek! • • • Toplumlar öyle fermanlarla, te- peden inme buyruklarla, seçkın- lerın yaptığı "tanzimatlarla ak- şamdan sabaha değişmiyor. Yü- zünü Batı'ya dönmeye çalışan Doğu ülkesı Türkiye'de, uzun sü- re "gâvura gâvur denmeye" de- vam edildi. Bugün detoplumun önemlı bırkesimi "gâvura gâvur" demekte. Yüzünü Batı'ya dönmek seç- kinler arasında. seçkinler katın- da bir "tercih"Xen ibaret kalınca gülünç sonuçlar da doğurdu. Bir cumieye bırkaç Fransızca kelam sıkıştırarak yüzünü Batı'ya dön- düğünü sanan Osmanlı züppe- sı: fayton, arnavut kaldırımlann- da sarsılarak ilerlerken, "yol" de- memek için. "içim dışıma çıktı. N'aparsın, şömen şömen değıl kı birader" diyerek ne kadar "Ba- tılı" olduğunu kanıtlamak ham- halatlığına düştü. Yüzünü Batı'ya çevırmek, uzun süre masada ve çatal bıçak kullanarak, ayn tabaklardan ye- mek; "frenk karılan" gibi giyın- mek; çocukları Fransa'ya oku- maya yollamak; tek kelimesını anlamasa da Sarah Bernard iz- leyip hayran olmak gibi zıpırhk- larla ete kemiğe büründü. Yüzünü "Batıya dönme"nın Avrupalılaşmak, gâvurlaşmak, Avrupa'nın çürümüş aristokrasi- sınin gülünç teşrrfatını kendi ya- şamına kopyalamak olmadığının kavranması o kadar kolay olma- dı. Yüzünü "Batıya dönme"nm kulluktan yurttaşlığa sıçramak, bir "demokratık cumhuriyet''e giden sürecı üretmek olduğu ço- ğu kez gozardı edildi. Koca bir Tanzimat ve Meşru- tiyet dönemleri bu bilinç eksikli- ğinin, ufkuna bir demokratik cumhuriyeti yerleştirememenin sancıları ile geçti. 1923'te ılan edılen cumhurı- yetin ilk yılları da "Batılılaşmayı" ülke seçkinlerinin bir tercihinin ötesinetaşıyamadı. Batı'nın kül- türel. yazınsal, sanatsal. felsefi, hukuksal, siyasal "değerleri"n halk katmanlan arasında yaygın- laşmadıkça, toplumsal bilinç la- ısizm, demokratik cumhuriyetçi- lık ile donanmadıkça yüzünü Ba- tı'ya dönmenin buza yazı yaz- makla eşdeğer olduğu uzun sü- re kavranamadı. Ta ki... Ta kı CumhunyetTürkiyesi'nin devrim nıtelikli "üç büyük adım"\ atılana dek: Bir gazete yazısında aynntıla- ra gırmek olanaksız. Aynntılar- dan kopuk bir değerlendirme ıse eksik. Ama gene de Cumhuriyet Türkıyesi'nin Batılılaşma yolun- da attığı üç adımın "belirleyici" nitelikleri vurgulanmalıdır. Sanayıieşme, Köy Enstitüleri ve dünya klasiklerinın dilimize kazandınlması!.. Türkçeye çevrilmiş ve ülkenin dört bir bucağına ulaştınlmış kla- sikler, yüzünü Batı'ya çevirme- nin kültürel, felsefi donanımıydı. Köy Enstitüleri, bu donanımı kul- lanacak ve bir yaşam ve düşün- ce bıçimıne dönüştürecek kad- rolan üreten ocaklardı. Sanayi- leşme, bu kültürel ve felsefi do- nanımla zenginleşmiş kadrolann "yüzünü gerçekten Batıya çevir- miş" bir ülke inşa etmesiydi. Bu adımlar atıldı ve sonuna dek gıdilemedi. Iç ve dış gerici- liğin direnişi baskın geldi. Ne Ke- malistler ne de Marksistler bu dırenci kırabildiler. 1998 Türkiyesi'nin fotoğrafı bu gerçeğin bir kanıtı. • • • Bu yazı, yarın Cumhuriyet'le birlikte elintze geçecek ilk kita- ba, Sokrates'in Savunması'na bir de bu gözle bakmanız için yazıldı. Artık kıtapçılarda bulun- maz olmuş "Dünya Klasikle- n"nın, bu gazetenın tırajını arttır- mak içın başlatılmış bir "pro- mosyon "dan çok daha derin bir anlamı olduğunun altını çizmek için yazıldı. Bu yazı ovünmek içın yazıldı. KESK eylemi Sendikalı memur soruşturma kıskacına alındı NECATİ AY GIN tZMİR - Kamu Emek- çileri Sendikaları Konfe- deras>onu (KESK) Toplu Sözleşme Sekreteri Fikret Doğan soruşturma kıska- cına alındı. Sendıkal etkin- liklere katıldığı savıyla Doğan hakkında son 1 yıl ıçinde tzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nce 10'un üzerinde soruşturma açıl- dığı bildirildi Doğan. so- ruşturmalann birçoğunun polısm gelişigüzel hazırla- dığı suç duyurulan üzeri- ne açıldığını öne sürdü. Fikret Doğan, KESK Toplu Sözleşme Sekreter- liği'ne seçıldiktcn sonra, KESK'ın düzeniedığı her sendikal etkinliğın ardın- dan, hakkında İzmır Milli Eğitim Müdürlüğü'nce so- ruşturma açıldığını söyle- di. Doğan şunlan söyledi: "izmirMiDi Eğitim Mü- düriüğü, son olarak 3.4.5, 6,12 ve 14 Mart tarihlerin- de KESK'in aldığı karar gereğince gerçekleştirilen sendikal etkinliklere katıl- dığım savıyla soruşturma açtı. Bu soruşturmanın dikkat çekici vönü ise so- ruşturma geçiren öğretme- nin okul müdürierivle bir- likte sorgulannın >apılı\or olması. Soruşturmayı yü- rüten müfcttiş.okul müdü- riinden öğretmenin evlem günü derse girip girmedi- ğini saptamak için ders defteri gibi belgeleri istiyor. Bu tür soruşturma ile >ö- netim ve okul müdürieri baskı altına alınmak iste- niyor. Sendikal etkinlikle- re katılan eğitim çalışanla- nyla okul vönetkileri kar- şı karşıya getirilmek isteni- yor. Bugüne dek polis tutu- naklanna dav anılarak bin- lerce kamu çalışanı hak- kında ceza dav alan açıldı. Ancak davalann çoğunlu- ğu beraatle sonuçlandı." Doğan'ın. müfettişlere verdiği ıfadede, Türki- ye'nin imza attığı 1LO sözleşmelerinden doğan gre\li - toplusözleşmelı sendikal haklann \erilme- si için KESK'ın aldığı ka- rarlar doğrultusunda sen- dikal etkinliklere katıldı- ğını söyledieî oğreTnîld'l.'l Mahkeme kararı tepki çekmişti Baklava davasını Meclis inceliyor GAZİANTEP (AA) - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komısyonu Baş- kanı Sema Pişkinsüt, bak- lava çaldıklan için mah- kûm edilen çocuklann ge- rekçelı mahkeme kararını incelemeye aldıklannı bil- dırdi. Pişkinsüt, baklava çal- dıklan için üçü 6'şar, biri 9 yıl hapis cezasına mah- kûm edilen çocuklarla ilgi- li haberlerin basında genış şekilde yer aldığını ve top- lumun olaya büyük tepkı gösterdiğini anımsatarak bu konuda kendisine ba- sından \e degışik kuruluş- lardan başvuru geldığinı belirtti. Pişkinsüt. "Ço- cuklara yönelikhüküm ke- sinleştiği için. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Karayığit'i araya- rak. gerekçeli karar çık&v- sa gerekçeli kararı, yoksa mahkeme karannı iste- dim: inceliyoruz" dedi. Bazı gazeteciler ve ku- ruluşlann, destek kam- panyası başlattıklannı kaydeden Pişkinsüt. "Bunlar bana da telefon açtılar. 'Türkiye'de şunca hırsızlık, hortumlama \ar- ken, çocuklann böyle ce- zalandırılması doğru mu? Gerekıyorsa bir yasa tasa- nsı hazırlansın. ek bir dü- zenlemeyle bu çocuklar yararlandınlsın" gibi vak- laşunlar var" dedi. Pişkinsüt, şöyle de\am etti: "Konununhukukdü- zeyinde bir araşhrmasını yapıp. ona göre tavır belir- lenmesini sağlav acağız. İn- san Haklan inceleme Ko- misvonu'nun konunun üzerinde olması gerekir." Gaziantep"te. 10 Ağus- tos 1997'de. Bayram San- baş'ın işlettiği Güllüoğlu Baklavalan işvenne giren Metin Subaşı, A.K. A^\. \ e L.H, l.AsliyeCezaMah- kemesi'nce 9'ar yıl hapis cezasına mahkûm edilmiş. olay tarihinde vaşı 18"den küçük olan 3"ünün cezası daha sonra 6' şar yıla düşü- rülmüş. tutuklu yargılanan çocuklann cezalan Yargı- tay 6. Ceza Dairesı tarafın- dan yerel mahkemenın ka- ran doğrultusunda onay- lanmıştı. Dava ve gensoru hazırlığı SEKA arazisi için siyasilerden tepki ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - SEKA'nın Gölcük'teki 1600dönüm- lük arazisınin fabrika kur- mak üzre Koç Holding'e ait Ford Otosan'a bedelsiz tahsısi, CHP'den sonra Fa- zilet Partisi (FP) ve DYP tarafından da tepki gördü. CHP, devri öngören Ba- kanlar Kurulu karannın ip- talı içın Danıştay'a dava açarken FP Genel Başkanı Recai Kutan, konuyu gen- soru önergesiyle Meclis gündemıne getireceklennı açıkladı. SEKA'nın Gölcük'te ra- yiç bedeli 25 mılyon dolar olarak saptanan 1600 dö- nümlük arsasının Ford Otosan'a bedeli Hazine ta- rafından ödenmek üzere devrini öngören Bakanlar Kurulu karanna yönelik tepkiler sürüyor. FP Genel Başkanı Recai Kutan. *ya- sadışıeyleme ian vermeye- ceklerini" ve bu konuda gensoru vereceklerinı bil- dırdı. Kutan, "Olayın peşi- ni bırakmayacağız'' dedi. DYP'nin yazılı açıkla- masında da arazmın bedel- siz tahsısinın "devleti yağ- ma ptanının" bir uzantısı olduğu vurgulandı. Açık- lamada. milletin tek kuru- şunu korumakla yükümlü olan hükümetın, Koç gru- bunun çıkannı korumayı tercih ettiği belırtıldi Kal- dınlan her taşın altından u Hükümet-Koçgrubuiliş- kileri"nın çıktığı savunu- lan açıklamada. enerji santrallannm da peşkeş çe- kildiği vurgulandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear