Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 1998 CUMA
HABERLER
Erbakan
DGM'de
ifade verdi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kapatılan RPnin
genel başkanı Necmettin Er-
bakan, 1993 yılında hacda
yaptıgı bır konuşma nede-
niyle hakkında yürütülen so-
ruşturma kapsamında diin
Ankara DGM "de ıfade verdi.
Erbakan'la birlikıe FP
milletvekilleri Şevket Ka-
zan, Şeref Malkoç, Mukad-
der Başeğmez. Haşinı Haşi-
mi v e Abdulhaluk Mutlu sa-
at 20.OO'de DGM'ye geldi-
ler. Erbakan, Başsavcı Cev-
det Voikan'a 2 saat 15 daki-
ka süreyle ifade verdi. An-
kara DGM Cumhunyet Baş-
savcılığı'nın, Bingöl'de yap-
tığı bir konuşma üzerıne
başlartığı ve yetkisızlık ka-
rarı ıle Dıyarbakır DGM
Cumhunyet Başsavcıhğı 'na
gönderdiğı soruşturma ile il-
gıli olarak Erbakan'ın, Baş-
savcı Volkan'a talimatla ifa-
de verdigı de öğrenildi. Er-
bakan'ın talimatla ahnan
ifadesi Diyarbakır DGM
Cumhunyet Başsavcılığı'na
gönderilecek.
ifade vermek üzere dün
saat 20.00'de DGM'ye ge-
len Erbakan'ı çok sayıda ba-
sın mensubu izledi. Erbakan
DGM'ye girişinde ve çıkı-
şındagazetecilenn sorulan-
nı yanıtlamayarak, "Hepini-
ze hayırlı akşamlar diliyo-
nım" demekle yetındi.
Volkan, DGM'den aynlır-
ken gazetecilenn Erba-
kan'ın yöneltılen suçlama-
lan kabul edıp etmedığı so-
rusuna, "Bunu söyleye-
roem" karşılığını \erdi. Vol-
kan, Erbakan hakkında açı-
lan bir soruşturmayı daha
Savcı Nuh Mete Yüksel'den
aldı. Volkan dün ögleden
sonra Yüksel'e gönderdiğı
yazıda. "Adalet Bakanlığı
Ceza tşleri Genel Müdürlü-
ğü'nün 9 Hariran 1998 gün-
lü genelgesi ınarınca. 1993
ydında hac sırasında yaptıgı
konuşma nedeniyle eski Baş-
bakan Necmettin Erbakan
hakkında yürüttüğünüz ha-
nrlık soruşturması evrakı-
nın tarafima tevdine" diye-
rek soruşturmadan alındığı-
nıbildirdi. Erbakan ır> 1993
yılında hacda yaptıgı konuş-
mayla ilgili soruşturmadan
el çektirilmesıne yazılı ola-
rak sert bir yanıt veren Yiik-
sel de, "Türkiye Cumhuri-
yeti'nin laik devlet düzenini
yıkmayı amaçlavan irtkai fa-
aliyettere karşı yiirütmüş ol-
duğum soruşturnıalar da-
ima baltalanmışUr" dedı.
Cevdet Volkan, "Geçiş
dönemj kantı mı olacak kan-
sız mı" sözlerı nedenıyle
Necmettin Erbakan hakkın-
da daha önce açılan soruş-
turmayı da Nuh Mete Yük-
sel'den almıştı. Volkan. Er-
bakan'ın ıfadesıne başvur-
maya gerek görmeverek,
dosya hakkında "takibata
yer olmadığı' kararını ver-
miştı.
'Kalemli çete'nin avukatı davanın sonuçlanmasmı beklemeyeceklerini söyledi
Işkence AIHK yohmdaANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-12 yıl 6 ay hapis cezası Yar-
gıtay tarafından bozulduktan
sonra ikincı duruşmada tahliye
edilen Mahmut Yümaz, ceza-
e\ inde geçen 2 yıl 3 ayın ardın-
dan özgürluğe ka\iıştuğu ilk gü-
nünde. "Özgürlük, kazanılmış
bir şeydir. Biz özgüıiüğü kazan-
dık* dedi.
Cezaevlerine teslim olmadık-
lannı belirten Yılmaz. "Eylem-
ierdeki neşemizi cezaevine de ta-
şıdık. O hapis mekânının kahpla-
rına girmedik. Resmi. kirli san
renk, bize kendi rengini »ereme-
di" diye konuştu. Gençlenn avu-
katlanndan Oya Ersoy. DGM'le-
rin adıl yargılama yapmadığını,
sanıklara yönelik işkence ve ha-
zırlık aşamasındaki ihlalleri ge-
rekçe göstererek Avrupa Insan
Haklan Komisyonu'na başvura-
caklannı söyledi.
Ankara 2 No'lu DGM'de görü-
len "kalemli çete" davasının ön-
ceki günkü oturumunda tahliye
edilen Mahmut Yılmaz. oluştu-
rulan öğrencı koordinasyonlan-
nın. özelleştirmelere, neo-liberal
politikalara. işsizlığe, antı-de-
mokratik uygulamalara, emegin
sömürüsüne karşı çıktığını belirt-
ti. Yasal ve meşnı zeminlerde yü-
rüttiikleri savaşımlar toplumda
benimsendikçe birilerinin bun-
dan rahatsızlık duyarak harekete
geçtiğinı söyleyen Yılmaz, bu
aşamadan sonra öğrencilerin gi-
rişimlerinin "iradi bir İMçimde"
yasadışı yollara itilmeye çalışıl-
dığını savundu. Yılmaz, komplo
dahil hertürlü yöntem denenerek
öğrenci koordinasyonlannda öne
çıkan kişilerin etkisizleştırilmeye
çalışıldığını kaydetti.
Yılmaz, 30 Mart 1996 tarihin-
de yapıldığı ileri sürülen bir kor-
san gösteri nedeniyle nisan avının
ortalannda gözaltına alındıklan-
nı anımsatarak. bu korsan göste-
riyle ilgili tek bir kanıt ve tanığın
bulunmadığına dikkat çektı.
Önce suçun. ardından suçlula-
nn yaratıldığını söyleyen Yıl-
maz. emniyetin yarattığı tutanak-
larla suçtan sanığa. hatta sanıktan
sanığa bır yöntem izlenerek arka-
daşlanyla birlikte gözaltına alın-
dığını belirtti.
Katıldıgı tüm eylemlerin yasal
olduğunu söyleyen Yılmaz, 30
Mart 1996 tanhinde yapıldığı id-
dia edilen ve tanığı bulunmayan
korsan gösterıde de Ankara dı-
şında olduğunu kanıtladığını, bu-
na karşın tutukluluk halinin sür-
düğüne dikkat çekti.
Dava dosyasında, sanıkların
yasadışı örgüt üyesi olduklarına
ili$kin tek bir kanıt olmadığını yı-
neleyen Yılmaz, hukukun gör-
mezden gelındığı davada sanıkla-
ra uygulanan ışkenceye ılışkin ra-
porlannın da dıkkate alınmadığı-
nı söyledi.
2.5 yılın ardından gelen özgür-
lüğü. Yılmaz. "Özgürlük kaza-
nılan bir şe>. Biz özgürlüğümüzü
ka/andık. .Arkadaşlarunız özgür
insanlar. Kendi eylemieriyle öz-
gür ilişkiler kurabilen insanlar"
diye değerlendirdı. Gençlenn
avukatlanndan Oya Ersoy, Mah-
mut Yılmaz'ahıçbır yasadışı ey-
leme katılma suçunun yüklene-
mediğinı belırterek. u
Mah-
mut'un ü/erine atılan yasadışı
hiçbir evlem iddiası yoktu. Diğer
sanıklar hakkında 30 Mari'ta
korsan gösteri yapmak \e molo-
tof kokteyli atmak iddiası vardı.
Ama, Mahmut hakkında, bu da
yoktu. Bu nedenle gecikmiş bir
tahliye olarak değeriendiriyo-
rum" dedi.
AİHK'ye başvuru için da\-anın
sonuçlanmasmı beklemeyecekle-
rini kaydeden Oya Ersoy. gerek-
çelennı şöyle sıraladı:
"Emniyette işkence alünda ah-
nan ifadeierin delil olarak kabul
edikmeyeccği, hatta duruşmalar-
da okunamayacağına ilişkin dü-
zenlemelerimiz var. Bu yasal dii-
zenlemelerin ötesinde bir ta>ır auş
var. Bu da>adan yola çıkarak.
DGM'lerin adil yargılama yap-
madığını belirteceğiz. İkincisi, bu
çocuklar hazıriık aşamasında 15
gün boyunca gözalünda kaJdılar.
Biz avukatlar olarak müvekkille-
rimizle görüşemedik ve dosyayı
göremedik. Bütün bu açılardan
A\rupa İnsan Haklan Sözleşme-
si'nin 3,5, ve 6. maddeterine ay-
kınlıklan öne süreceğiz \e başvıı-
rumuzu vapacağız. Bunun calış-
malannı \api\oruz. Bu sarunm
bir aya kadar sonuçlanır."
Yargıtay karan onadı
Bayrak
indirmeye
22 yıl hapis
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yargıtay.
Halkın Demokrasi Parti-
si'nin(HADEP)23Ha-
ziran 1996'da yapılan
ıkinci olağan kongresin-
de Türk Bayrağf nı indı-
ren Faysal Akcan'ın 22
yıl 6 ay ağır hapis ceza-
sına mahkûm edilmesi-
ne ılişkin karan onadı.
Mahkeme. HADEP
Genel Başkanı Murat
Bozlak'ın da aralarında
bulunduğu 43 sanığın
mahkûmiyet ve beraatla-
rına ılışkin hiikmü ise
"eksik sonışturma'
1
ge-
rekçesıyle bozdu.
Yargıtay 9. Ceza Da-
iresi'nde incelemesi ya-
pılan davaya ılışkin karar
duruşması dün yapıldı.
Karan açıklayan 9. Ceza
Daıresi Başkanı Demirel
Tavil. HADEP kongre-
sinde Türk Bayrağı'nı
indiren Faysal Akcan'ın
kendi anlatımlan, olaya
ilişkin görüntüler. ara-
ma-yüzleştirme. teşhis
tutanaklan ıle diger de-
lıllere göre mahkemenin
verdiği karann yasaya v e
usule uygun olduğunu
belirterek hükrnün onan-
dıgını bildirdi.
Tavıl. kapatılan DEP'-
ın eski milletvekili Sırn
Sakık hakkında suç kasıt
unsurlan oluşmadığı
için verilen beraat kara-
nnın da onandığını kay-
detti. Tavil, Ankara
DGM Başsavcılığı'nın,
beraat eden Abdurra-
him Bilen hakkındakı
hükmü temyiz istemınin
zamanmda yapmadığı
gerekçesiyle reddedildi-
ğini belirtti.
Bu nedenle, Bilen
hakkındaki beraat hük-
mü kesinleşti. 4 yıl 6 ay
ile 6 yıl arasında değişen
hapis cezalanna çarptı-
nlan 31 sanık hakkında-
ki hükmün "eksik sonış-
turma" gerekçesiyle bo-
zulduğunu bildiren Ta-
vil, beraat eden 12 sanık
hakkındaki karann da
aynı gerekçeyle bozul-
duğunu ifade etti.
Sanıklardan Musa
Kulu, Osnıan Özçelik,
Bahattin GüneJ, Ahmet
Cihan, Abduüah Akın,
Cabbar Leygara, Edip
Yüdız. Ferhan Türk, Ke-
mal Okutan, Hikmet Fi-
dan, Hamit Geylanı, Fer-
hat Mutlu, Fırat Anlı \e
Veli Aydoğan; haklann-
da Ankara ve Diyarbakır
DGM'lerde açılan dava
dosyalan ile haklannda
açılmış başka soruştur-
ma veya davalann bulu-
nup bulunmadığı da
araştınldıktan sonra ye-
niden yargılanacaklar.
İstanbulHaberServisi-"De\letinaskeriku\>etlerinjneşren
tahkirvetezyiFettikkrigerekçesiyleyargılanan.adıSusur-
luk olayında gündeme gelen eski Fmniyet İstihbarat Dairesi Başkan V'ardımcısı Hanefi Âvcı ile Radikal Gaze-
tesi Sorumlu Müdürü Salim Alpaslan beraat ettiler. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Ha-
nefi Ava, Radikal gazetesinde jer alan "Avcı: Mafva TBISfIVl'ye sızdı" başlıklı haberde yer alan Batı Çalışma
Grubu'na (BÇC) yönelik sözleri konusunda sa\ unma >aptı. Avcı, kendisinin hiçbir gazeteciye açıklama yapma-
dığını söyledi. Alpaslan da haberde suç unsuru bulunmadığını belirtti. Mahkeme heyeri suçun unsuriannınoluş-
madığmı belirterek 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklann beraaüna karar verdi.
İnsan Haklan Komisyonu'nda türban sorunu görüşüldü
FP'lflerden rektöre tehditANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
TBMM İnsan Haklan Komisyo-
nu'nda üniversitelerdeki türban so-
runu görüşülürken FP'li bazı millet-
vekilleri tstanbul Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu
ve yardımcılannı "Hesap vereceksi-
niz" diyerek tehdit ettiler. Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, üni-
versıtedeki istemlerin yalnızca tür-
banla sınırlı olmadığını belirterek
" Bu sadece bir başiangıç. Cuma gün-
leri namaz saatlerinde vize ve sınav
yapıhnaması ve çok hukukiuluk ko-
nusunda da fazla sayıda talep ulaş-
maktadır. Bu talepler için de sokağa
döküldüklerindenece\apverilecek"
diye konuştu.
TBMM İnsan Haklan Komisyo-
nu'nun dünkü toplantısında türban
gergınliği yaşandı. FP'lilerin türban
konusundaki savunmalarına
ANAP'lı üyeler de destek venrken
bilgı vermek üzere komısyona davet
edilen Milli Eğitım Bakanı Hikmet
Uluğbay, YÖK Başkanı Prof. Dr.
Kemal Gürüz ve dığer ünıversite
temsilcilerinin konuşmalan sık sık
engellendi. 1Ü Rektörü Alemdaroğ-
lu. FP'li üyelerin sataşmalanyla sık
sık kesilen konuşmasında "Bizler
uygulayıcıyız, yasalan eksiksiz uy gu-
luyoruz. Sık sık öne sürüldüğü gibi
bir hakkı gasp etmemiz söz konusu
degildir" dedi.
Rektör Yardımcısı Nur Serter de
> apılan bir araştırmanın sonuçlann-
dan söz ederek türban takan öğren-
cılenn büyük bölümünün kendileri-
ne bazı dini vakıf ve cemaatlerce
baskı yapıldığını açıkladıklanna
dikkat çekti.
UZ YAZIIORHAN BtRGİT
Tekertek, ahenkli bir biçimde
dönecek ve parlamento yaz tati-
lini uzun birsüre için unutup, gün-
demindeki yasalan ve soruştor-
ma konularını çözecekse, "ço-
maksokmaya" da, pişmekte olan
aşa su katmaya da gerek olma-
malı.
Yani, Başbakan'ın kendilerini
aynntılı bir biçimde haberli kılma-
dan CHP Genel Başkanı ile yürüt-
tüğü görüşmelerden ötürü, Ece-
vit, kerhen destek vermek duru-
munda kaldığını açıklıyorsa; Cin-
doruk bir adım daha ileri giderek
partisinin koalisyondan aynlabi-
leceğini ima ediyorsa da, eminim
onlar da ülke düzlüğe çıkacaksa,
Yılmaz'ın ortaklanna reva gördü-
ğü "ofsayt pozisyonunu" unut-
maya çalışıriar.
Ama, siyasi yaşamımıza yeni
giren protokol, böyle bir mucize-
yi başaracak sihirli anahtar olabi-
lecek mi?
Soldan sağa da okuyunuz. Ter-
sinden de sökmeye çalışınız, beş
maddelik protokolün ana amacı-
nın gelecek nisan ayı içerisinde
Türkiye'nin hem yerel hem de ge-
nel seçimleri aynı gün yapmak
için düğmeye basıldığını görüyor-
sunuz.
Pariamentonun, gündeminde-
ki tasanlan yasalaştııması için de-
vamlı bir çalışma yapması, Yıl-
maz'ın Başbakanlığı bırakması
ve yeni hükümetin, CHP'nin de
katılacağı, düşük profilli bakan-
larla oluşturulması konularını,
bundan önce yeri geldikçe irde-
ledik.
Bugünün asıl konusu, seçimler
ve ondan ötesi ile ilgili bir düşün-
ce alışverişi olacak: Yılmaz-Bay-
kal protokolünde, seçim tarihi 18
ya da 25 Nisan olarak belirien-
Zorunlu Bir Zihin Egzersizi
dikten sonra şunlar söyleniyor:
"Birlikte yapılacak seçimlerie
ilgili olarak gerekli hukuki düzen-
lemelerin, TBMM tatile girmeden
önce iktidar partilerinin ve Cum-
hunyet Halk Partisi'nin ortak gi-
rişimleh ile ve TBMM karan veya
kanunla gerçekleştirilmesi".
Seçimlerin, elde var olan yasa-
lara göre yapılacağı ve bu yasa-
larda herhangi birdeğişikliğin, en
azından Anavatan ve CHP genel
başkanlarınca düşünülmediği,
protokolün ikincimaddesini oluş-
turan yukarıdaki paragraftan an-
laşılmaktadır.
Tıpkı 1991 ve 1995 'te de bir yıl
öne alınarak yapılan seçimlerde,
"zamanyokluğu" mazeretinin ar-
dına sığınılarak var olan hüküm-
ler ile yapılan genel seçimlerde
olduğu gibi. lyi de, o var olan hü-
kümler ile üst üste iki kez, Türki-
ye'nin bunalımdan çıkamadığı
saptanmamış mıdır?
Bizı yönetenler bu iki seçimin
neden olduğu "kısırdöngü" içe-
risinde yasama ve yürütme göre-
vini yapamadıklannı hep söyle-
mektedirler; ama çözümü yine
aynı koşullarda düzenlenen yeni
bir seçimde arayarak, yanlışta ıs-
rar etmektedirier.
Nisan ayının ister 2, isterse 3.
pazar günü yapılsın, var olan se-
çim sisteminin bugünkü parla-
mento tablosunda önemli bir de-
ğişiklik yapmayacağını, ellerini
seçmenin nabzından ayırmayan
işin uzmanları söylemektedir.
Tam bir işitme özürlüler diyalo-
ğu içerisinde olduğu görülen ki-
mi politikacılar, seçim barajında-
ki çıtayı olabildiğince indirmek
şöyle dursun, çoğunluk sistemi-
ne kapı aralayan bir dar bölge sis-
temini savunmakta, böylelikle ay-
nı zamanda partiler arasında itti-
fak yaparak kendi uç köşelerin-
deki radikal seçmenlerden de oy
alabileceklerini sanmaktadırlar.
Diyelim ki, böyle bir seçim sis-
temi ile yeni bir parlamento oluş-
turulmuş oldu.
Bu parlamentoda radikal Is-
lamcılar ile bir Hıristiyan Demok-
rat Partisi niteliğinde çalışma
yapmayı arzulayanlar bir çatı al-
tında toplanmak zorunda kala-
caklardır. Merkez sağ partiler, bu
kesimden oy alabilmek için liste-
lerine, tıpkı 1991 ve 1995'te oldu-
ğu gibi kendi sağ sınırlarını zorla-
yan adaylar alacaktır.
Solda ÖDR İP ve HADEP, Ba-
rış Partisi gibi, Meclis'te seslerini
duyurmalarında sadece yarar
olacak siyasi kuruluşlar, yine kul-
var dışı bırakılacaktır.
Bundan ülkenin ne kazanaca-
ğını söyleyebilen var mıdır?
Yurtdışındaki yurttaşlann oy
kullanamadığı ya da ancak örgüt-
lü cemaatlerin düzenlediği kon-
voylarla, sınır kapılanna ulaşıp
sembolik bir biçimde görüşlerini
yansrtmaya çalıştığı bir seçime,
adaletli seçim deme olanağı var
mıdır?
Kara ve kirli paranın, mafyanın
her türlüsünün özgürce boy attı-
ğını hem hepimiz biliyoruz; hem
de partilerin ve adayların seçim
harcamalarını denetim altına ala-
cak önlemleri yasalaştırmaktan
kaçınıyoruz.
Türkiye'de genç nüfustaki pat-
lamayı da, yeni kuşaklann bilgi
düzeyinde çağın teknolojisine
sağladıklan uyumu da görüyor,
hâlâ milletvekili seçilme yaşını
30'dan bir gün bile aşağı çekme-
yi düşünmüyoruz.
•••
Yılmaz-Baykal protokolünün
sırtını döndüğü bu önemli konu-
lan, sadece bugünkü koalisyon
partileri ile onun gızli ortağı
CHP'nin değil, parlamentoda bu-
lunan bulunmayan bütün partile-
rin katılımı ile ortak bir çalışma
grubu oluşturmalıyız.
Pratik bir anayasa değişıkliği
ve aynı yöntemlerle hazırlanacak
yeni birseçım yasası ülke günde-
minin birinci maddesi haline ge-
tirilmelidir.
Hem de bütün ön yargıları, bu
değişikliklertamamlanmcaya ka-
dar politikanın portmantosuna
asarak.
12 Eylül öncesinde birbirleri ile
diyalog kurmayışlanndan şıkâyet
edilen iki liderden Ecevıt, dünkü
"Yeni Yüzyıl" da, Demirel'in
cumhurbaşkanlığı süresinin bir
anayasa değişıkliği ile iki döneme
çıkartılması için kendisine yönel-
tilen bir soruyu "lyı olur" diye ya-
nıtlıyor:
Aslında belki cumhurbaşkan-
lanntn bir dönem için seçılmesi
yanlış. İki dönem olanağının da
tanınması gerekirdi diye düşünü-
yorum."
Ecevit, konu üzerinde bir süre-
dir zihin egzersizi yaptığını söylü-
yor:
"Çünkü Sayın Demirel'in ne de
olsa bir devlet deneyımi var."
Devlet deneyimsizJerinın kıla-
vuzluğundan siz de hoşnut değil-
seniz, Ecevit gibi bu konuyu ken-
di zihin egzersizinizin ılk sırasına
almalısınız.
Cumhuriyet
kitap kulübü
Taksim Sergi Salonu
İRAN AY! ETKİNLİKUERİ
20 Haziran Cumartesi Saat:17 00-19.00
HUNER TUNCER
Son kıtabı "Irkçılıktan Ozgurluge Güney Afrıka" ile diğer
yapıtlannı imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek.
Istıklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
ŞİŞLİ 3. ASLİYE HLiafK R4KİMLİĞİ'\DEN
Davacı T [ş Bankası AŞ \ekılı tarafından davalılar N'evzat Cı\e-
iek. Ender Yılmaz. Mehmet Şiikrû Can alevhlenne açılan tasarrufun
ıptalı davasının yapılan açık >argılamasında \enJen ara karan gere-
ğınce. Halaskargazı Cad Şafak Sokak No 70 1 Şışlı İstanbul adre-
sınde ıkamet ettığı bıldmlen da\alı Ender Yılmaz adına çıkanlan da-
\a dılekçesı bıla teblığ lade edılmıs olup. zabıta manfetı ıle vapılan
tahkıkatta da açık adresının tespıt edılemedığı bıldınlmış olmakla, da-
valı Enver Yılmaz'ın HLMK'nın 213. 33
7
maddelen gereğıncedu-
ruşmamn bırakıldığı 13 10 \99S günü saat 10 OO'da Şîşlı 3 Aslıve
Hukuk Mahkemesı salonunda hazırolması veya kendısmı bır \ekılle
temsıl ettırmesı. aksı takdırde duruşmanın >okluğunda yapılıp karar
venleceğı ılan olunur 03 06 1998 ' Basın 26^8
BffiBAKIMA
SERVER TANILLI
Felsefe Soruları Derken...
Bakıyorum, âdet edınmişim: Her yılın haziranında bir
yazımı, Fransa'da lise bitirme sınavlannda yöneltilen
felsefe sorulanna ayırıyorum. Hatırlatmaya gerek yok:
Orada, liseyı brrırmış olmak ıçın, matematik, edebiyat
ve tanh gıbı bırkaç önemli konuda, ayrıca bir sınav-
dan geçmek gerekiyor. "Bakalorya sınavlan" deniyor
buna. Felsefe de o konular arasında ve başı çekiyor.
Felsefe evren, toplum ve ınsanla ilgili en temel sorun-
lara eleştırıcı aklın aydınlığında b/r bakış, bütün birkül-
tur birikımının sentezı değıl mı? Fransız, liseyi bitirip
de ümversrteye gırecek ve orada belli dısıplinlerin uz-
manlığını edinecek olan gençlerin kafasının, daha yo-
lun başında, böylesı bır aydınlığa ve sentez olgunlu-
ğuna erışmış olmasını arıyor.
Bana sorarsanız lyı de ediyor.
Bu haftanın başında, Fransa'da, 500 bini aşkın öğ-
renci 191'ıncı felsefe sınavına gırdı. 191'ınci, demek
kı neredeyse iki yüz yıla yaklaşan bir gelenek sürdü-
rülüyor.
Geçen yıllarda, Fransa bölgelere ayrılıp her biri için
farklı sorular düzenlendığinden, sonuçta zengin bir
soru lıstesı ortaya çıkıyordu. Bu yıl, bütün Fransa için
aynı sorular sorulmuş. Farklılıköğrencinın, lisede ede-
biyat, teknolojı, müzik ve uygulamalı sanat bölümle-
rinde okumuş olmasından geliyor.
Öğrencıye, aralanndan binni seçme hakkmın tanın-
dığı sorulara dikkat ettim, önemli de olsa, kimisi har-
cı-âlem gıbı geldı bana: "Duygulanmagüvenebılirmi-
yim?", "Bır eyleme gayri msanîdir denebilir mi?" ya
da "Geçıcinın bır değen var mıdır?", "Bir eylemin
doğru olduğuna nasıl karar verebılınz?" sorulan ben-
ce böyleydi. Ama uzerınde enıkonu durulması gere-
kenler de vardı: "Bır kuramın değen onun pratıkteki
etki derecesıne gore olçülebılır mi?" sorusu böyley-
di; hele "iktısadı ilışkılerde adalet gereğine yer var
mı?" sorusu, ozellıkle böyleydi. Insanlığm, ekonomik
dehşetle grtgide daha çok yuz yüze geldiği birdönem-
de,.pek düşünülecek bır soru!
Oğrencıler, boyle çıplak soru yerine, bir fılozoftan
alınmış bır metnı de yorumlayabiliyorlardı. Bu yıl me-
tinler üç fılozoftan, Aristoteles. Spinoza ve Augus-
te Comte'tan seçılmış. Hepsı düşundürucü; Spıno-
za'nınkı ozellikle öyle. Dıyor kı büyük filozof: "En ba-
ğımsız insanlar, davranışlarında aklın kendini daha
çok bellı ettıği ve aklın güdümüne kendilerinidaha çok
bırakan insanlardır." Insanın bağımsızlaşmasında ak-
lın payını gösteren enfes bir söz!
Bu açıdan baktığınızda ınsanlann yüzde kaçı bağım-
sızdır, dersınız? Hele Aziz Nesin'm anlamlı hatırlatma-
sının arkasından, göğsünüzü gere gere kabank yeni
bır yüzde verebılır mısınız kendi ülkemızden? Toplum
ve devlet ışlenmızde onca "akıl almaz" olayın hemen
her gün sergılenmesıne bakıp üstelik hüzünlenmez
olur musunuz "aklın payı"n\n azlığına?
Örnek mı ıstıyorsunuz?
Alınız Ragıp Duran'ın başına gelenlerı!
•
Gazetelerde boy boy fotoğraflar: Genç ve yetenek-
li gazetecılerimızden Ragıp Duran'ın, kesinleşen 10ay-
lık hapis cezasını çekmek üzere, meslektaşlannca dü-
zenlenen törenlerle cezaevıne uğurlanışı...
Ne yapmış Ragıp Duran?
Dört yıl önce bir gazetede, APO'yla ilgili bir röpor-
taj yayımlamış, bir yerine de ızlenimlerinı iliştirmiş.
Günahı bu!
Çok söylendi, çok yazıldı, tekrarlanması bir yerde
okurlara saygısızlık olacak, arna ne yapalım, çaresiz
söyleyeceğiz: Demokrasilerde fikırsuçu"diye bir şey
yok, doğasına aykırı o rejımin. Yeter ki, dile getirilen
düşünce savaşa ve şıddete övgü olmasın; bır de ay-
nmcılık, ırkçılık. kadın düşmanlığı yapmasın. Beğenin
beğenmeyın, bu kurala uyacaksınız.
Ayrıca gazetecıysenız, uygar ınsanlık, terör sırasın-
da o meslek adına da kurallar getirmiş: Terör örgütü-
ne propaganda platformu sunamaz, örgütün propa-
gandasını yapamazsınız. Bu kurala uymak koşuluyla,
terörle bağlantılı olayda bır gelişme varsa, bunu sap-
tamak da gazetecinın görevı. Böylece propaganda
başka, haber başka. Bu ikisı arasındakı aynmı gözar-
dı ettiğınızde, gazetecinın yolunu kestiğiniz gibi, hal-
kın haber alma hakkını da çığnemış olursunuz. Bu ın-
celiğın üzerine eğılerek yasalan ona göre değiştirip
ayariamak dururken, duşünen ve yazan insanlara kes-
tırmeden hapıshane kapılarını açma kolaylığına gıt-
mek, hangı akla hızmettır?
Daha ne kadar yuruyeceğız bu sakat yolda?
Sayın Nail Güreli, iktidarlar "Demokrasi takıyyesi"
yapıyor dıyor. yennde bır söyleyişle.
"7a^yye"nın en korkuncu da bu değil mi?
Hele hele Cumhurıyet'ın 75 yaşına bastığı bir sıra-
da ve onu demokrasıyle iç ıçe görenlerin gözlen önün-
de...
ECumhuriyet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
İRAN AYI ETKİNÜKLERİ
SÖYLESİLİ İMZA GÜNLERİ
19 Haziran Cuma Saat 17 00-19 00
ATİLLA ATALAY
20 Haziran Cumartesi Saat 17.00-19.00
HÜNERTUNCER
21 Haziran Pazar Saati 7.00-19.00
METİN GÜR
26 Haziran Cuma Saati 7.00-19.00
CEZMİ ERSÖZ
ANMA GÜNLERİ
78 Haziran Perşembe Saat: 18.00
CAHİT KÜLEBİ
KonusmocJon
Sarni Koraören-Turgay Fişeka-Cekri Ulgeı
P.E.N
YAZARLAR
DER N E Ğ I
katkılarıyla...
Adres: Istıklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİ\T HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas\o: 199" 934
Davacı Fahrertm >'UM tarafından da\ah Hûlya Yuce ale>hıne mahkememıze açılan bo>anma da\a>ının vapılan \argılamasında- İstanbul ılı. G O Pa-
ia ılçesı. Habıbler Mah 21
1S Sok No 45 adresmde olduğu bıldınlen davah HuKa \'uce'nm adreM meçhul bulunduğu anlaşıldığından adı geçen davalı-
\a da\a dılekçesı \e duru^ma günunu bıldınr davetıyemn ılanen teblığıne karar \ enldığınden. ta\m edilen gun \e ^aatte ıbraz etmek ıstedığınız \esıkalar-
İa duruşmava gelmenız. \e\a bır vekıl ıle göndermenu. mahkemede hazır bulunmadıgmız takdırde duruşma\a >okluğunuzda devam edıleceğı. geçerlı bır
ozürunuz olmadan gelmedığınızde yokluğunuzda cereyan eden ışlemlere ıtıraz edeme>eceemız HUMK'nın 213-509-510 maddelen gereğmce dunışma-
nın bırakıldığı 8 9 1998 gunü saat 10 20'de duruşmada hazır bulunmanız ılanen da\etıve>enne kaım olmak uzere teblığolunur 1 6 1998 Basın. 25646