25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 HAZİRAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 'Blues Brothers' efsanesinin 18 yıl sonraki devam filmi bugün gösterime giriyor Cazcı kardeşLerin dönüşü1970'li yıllann sonu, 19801ı yıllann başında, ekranda sürekJi komed- yen ımal eden, ünlü *Sa- turday Night Live' prog- ramından Amerikan sine- masınayansıyan popûler komedi-parodi dalgası- nın, sonradan ZAZ'cılann filan da yolunu açan en tanınmış fîlmlerinden bı- riydi, John Landfa' in bız- de'CazaKank^ier'adıy- la gösterilmiş 'The Bfcıes Brothers'ı. 1970'lerinso- nundan başlayarak 'The Kentucky Fried Movie', •National Lampoon'sAni- mai House-ÇdgmhrOku- lu", 'An American VVere- wj|f in London-Londratta Anıcrikalı Bir Kurt AdaıtT, 'Tradtog Ptaces' gibi güldürü ve korku tü- riinde iş tutan taze soluk- lu fıîmlenyle adını duyu- ran. 1950dogumluAme- rikalı yönetmen John Lan- dis'! de, başroldeki Dmn Aykroyd'la aşın dozdan genç yaşta terki dıyareden John Beiushi'yle birlikte iine kavuşturmuştu 'The BhıesBrodıovCaaa Kar- deşler*. Bu filmdeki 1950'lerin jazz plağı ka- paklanndan ödünç alınmışsiyah kjlık kj- vafetleriyle bir dönemi etkilemiş, popü- ler kültürün dcmirbaş ikonlanna dönüş- müş. 'MeninBlack'vb. gibi filmlereesin kaynağı olmuştu, bir çeşıt Lorel-Hardı ya da Abbott-Castello çizgısindeki 'tahrip- kâramasempatik' Aykroyd-Belushı iki- lisi. Belushi'nin trajık ölümü de, fîlmin bun- ca ünlenmesindeki etkenlerden biriydi. Köle karaderilinin pamuk tarlasindaki müziginden dogan, Hıristiyan ilahilerin- dcn de etkılenmiş blueslann uzantısı. bir döncmin yaygın şarkılannın delidolu dans numaralanyla kaynaştınldığı, bu arada Aretha Franklin, Rav Charies, James Bıwvn,CabCalloway gibi 'baba* seslerin de renklendırdigi 'Cazn Kardeşier'. şen- likii-samatalı bir müzıkal göstensınden çılgın tempolu bir gulduruye. hızlı-hare- ketli bir seriiven fılmınden kara film pa- rodısıne gıdıp gclcn, alabıldığıne dina- Cazcı Kardesler 2000 Blues Brothers 2000 / Yönetmen: John Landis / Senaryo: Dan Aykroyd, J. Landis / Kamera: David Herrington / Müzik: Paul Shaffer/ Oyuncular: Dan Aykroyd, John Goodman, Joe Morton, J. Evan Bonrfant, Kathleen Freeman, Aretha Franklin, B.B. King, Frank Oz, James Brown, Taj Mahal / 1998ABD(UIP) mık, coşkun ve özgün bir kanşımdı ba$- tan sona. Tepeden tırnağa kapkara giysi- ler içinde. fotr şapka. kravat, beyaz göm- lek ve kara gözlükleriyle ABD'de çok tu- tan, giderek efsaneleşen. çok 'tip', jilet gibi bir ikili oluşturan şişman John Belus- hı-Dan Aykroyd çıftinin yanı sıra. döne- min ünlü. renkli seslerin de resmi geçit yap- tıgı, hınzırca kotanlmış. kimi zaman ok- ka!i kaçrruş eleştiri-taşlama sahneleriyle bezeli, dinamit gibi bir tempoya sahip 'Caza Kardesler'. 1980li yıllarla birlik- te. namı yürüyen bir kült fılme dönüş- müştü zaman içinde. Bugün göstenme gıren 'Blues Brothers 2000-Cazn Karde$ier200Ude. ^Csua Kar- deşier'ın bıttığı yerden alarak, 18 yı! son- ra ilk filmin tutmuş başan formülûnü yi- ne uygulamaya soyunuyor yönetmen John Landis. Kuşkusuz en ıyi filminm devamm- da, ılk filmin özgünlügünü sömürmekten öteye geçemiyor ne yazık ki. 'Çamnrda sürünen bir domuzcuk' se- vimliliğindeki. yetimhanede birlikte bü- yüdüğü, şişman ortağı Jake'in (John Be- lushi) ölümünden habersiz. orkestrası da- ğılmış ama inancını yıtirmemiş Elwood Blues'u (Dan Aykroyd), hapısten çıkıp cezaevi önünde ağaç olurken bulduğu- muz filmde. Jake'siz Elvvood'umuzun ya- nına bu kez, eski rahıbenin < Karhleen Fre- enun) yanına verdıgı. on yaşında bir ço- cuk(J. Evan Bonifant) katmış Landis John Belushi'nin boşluğunu da John Good- man'la doldurmuş.Gen tarafı tam bir şar- kı-dans curcunası. 18 yıl sonra özgüHügüne kavuşunca, kendine yeni bir aile arayan, eski orkest- rasını yeniden bir araya getirip Louisi- ana'daki yanşmaya katılmak istcrken hem polısm hem de Rus maryasınm nefesini süreklı ensesinde hissedıyor EKrood'umuz. Elwood'la arkadaşlannın serihenlen. ılk fîlmin çılgınca kovalamaca atmosf'e- rini aynen ymeıevereı^, soul. country ve rythym and blues, vb. fûr müriklerin agır bastıgı, Aretha FrankKn, VVfeon Pickett, B.B. King,James Bnmn. F.ric Chpton, Bo Didlev \b. ünlülerin de boy gösterdigi, ıkı saatl ık. eglcnceh, 'hoşama boş' ve ge- riye de pek bir şey bırakmayan, beylik bir .'devam fBmi' seyirliğine dönüşüyor. Ye- nilerdcn şarkıcı Erykah Badu. genç beyaz gıtanst Jonny Long ve Btues Traveter'la Blues Brothers gruplanmn da rol aldığı filmde. bir noktadan sonra ıpin ucunu koyveren yönetmen John Landis. ılk fil- min taklidi nıteliğındekı müzikJı-danslı sahnelerle ı^i uzatıp göz boyay ıcılığa dö- küyor iyice. Alttan alta çok gelişmi<) tüketim toplu- muna özgü bir tahribat duygusunun sin- digt. delidolu. özgün, çarpıcı ve süriikle- vicı ilk tllmdcntam 18 yıl sonra çekilmiş. gülümsemelerin gitgide zorakıle^tigi. ya- vanlaştığı bu devam filmı, araba parçala- makta. takip sahrtelerinde otomobılleri hurdaha^ etmekte kımsenın Amerikalı si- nemacılann eline su dökemeyecegıni de örnekliyor bir kez daha. 1980 yapımı 'Caza Kardeşfer'in oyun- culan John Beiushi'yle usta sıyahi şarkı- cı- müzisyen CabCaloıvay'e ve Landis'in ekibinden şişman John Candy'ye ıthaf edılmiş 'Blues Brothers 2000'. artık pek esamesi okunmayan, yönetmen John Lan- dis'in yerinde saydıgını örnekleyen, bu yaz sıcagında meraklısım yine de saion- lara çekebılecek ctnsten ne var ki başan- lı ilk filmin kaymagını bol tarafından ye- mekten öteye geçemeyen bir devam fıl- mi özetle. 20 yıl önce hayatımıza girmiş tiplerle yeniden karşılaşmanın heyecanıy- la bir konser gibi tüketıliveren bu filmde- ki onjınal Blues Brothers orkestrasının 5. Uluslararası Istanbul Caz Festıvaii'nin açılışını yapmak üzere temmuzda kenri- mıze geleceginı de ekleyelım. Festivaldegöremeyenleriçin...Bugün gösterime gi- ren bir başka film dels- tanbul festivalinden pi- ya>>aya düşen Avustral- ya yapımı 'Ktssor Kül- Öp ya da Ötdür', Bon- nie'j le Clyde'vari takı- lan. gözü kara, genç, modern bir çiftin serü- venlerinı hikâye ediyor. Montreal Film Festi- vali nde FrancesO'Coo- nor'a en iyi kadın oyun- cıı ödülünü kazandınp çejitli uluslararası festi- vallerde gösterilmiş ve Avustralya seyircisince 1^97"nin en çok begenilmiş filmi seçilmiş 'Öp ya da Öldür', televizyon ve belgesel- den yetişerek 1984'ten beri film yapan, se- narıst-yönetmen BiD Bennett'in dokuzun- cu filmi. Nikki'yle Al (F.O'Coonor'la Matt Day). küçük çapta soygun ve kapkaç işleriyle dü- ınenlerini yürüten iki genç sevgilidir. Nik- ki barlarda, paralı oldugu- __^^^^ na hükmederek gözüne kes- """""""^™ tırip tanıştıgı ve samimiye- ti ilerlettigi erkekleri, mer- cimeği fınna vermek üze- re otel odalanna çeker. Son- ra devreye sevgilisi. yardak- çısı Al gırer hapla uyutul- muş erkekleri soyup soğa- na çevirir. Ne var ki günün birınde Nikki-Al'ın agına düşürdüğü adamlardan bi- n kaza sonucu, aşın doz- dan ölünce korkuya kapı- lan çıft. içinde tanınmış ftrt- bol yıldızı Zipper Doyle'un küçük bir çocukla ilişkisı- ni gösteren bir video kase- tin de bulundugu çantayı da alıp kaçıyorarkaya bakmak- sızın. Durduk yerde bir cınayet belasına bulaşmaktan ür- küp kenti terk ederek yol- lara düşen çiftin peşıne po- lisdü^er cınayet zanlısıola- rak. Öte yandan ünlu fut- bolcu Zipper Doyle da bü- tün hayannı, kariyerini mah- vedecek olan kaseün ikı sev- gılınin elinde oldugunu ög- renmiştir. Hem polisin, hem Zıpper Doyle'un ızini sür- düğü ıki hevgılinin yol bo- yunca kaldıklan yerlerde de yenı cinayetlerışlenınce iki sevgili birbirlerinden kuşku- lanır giderek. Önce saklan- dıklan motelın sahibi, son- ra da ıkı sevgilıye >ardım eden çöldeki ekianrrik çift ölü bulunur. Bu arada Avust- ral\ a yerlisi bir iz sürücünün Öp ya da Öldür Kiss or KiH / Yönetmen, Senâryo: BtH Bennett / Kamera: Matcotm McCuHoch / Oyuncular Frances O'Connor, Matt Day, Chris Haywood, Barry Otto, Andrew S. Gilbert, Barry langrishe, MaxCulten/1997 Avustralya (Kılıç Film) kılavuzlukettigi polib- ler de gıttikçe yaklaş- maktadır kahramanla- nmıza... Meraklı >>eyırcinin tahminlerini dogru çı- karan bir olaylar örgü- sünüizleyen 'Öp>uda Öldiır', yer yer bütü- nüyle alışılmış yol fil- mi klişelerine yasla- nan, kara film türüne yeni bir soluk getirme çabasında yaya kalan. ancak yine de merak- lısınm ilgiyle izlemek- ten kendini alamadıgı, sürükleyici bir film. Dozunda tutulmuş bir cinsellikle şiddeti harmanlayan, yönetmen Bill Bennett'in imzasını taşıyan saglamca bir senaryodan çekilmiş, iyi çizilmiş karak- terleri banndjran, az konuşmalı bol hare- ketli 'Kiss or Kiü-Öp ya da ÖMiir'. önce- likle kara film tutkunu sınemaseverlere önerilir. Shakespeare'i günümüze taşımak'Tttanik'le ününü ikiye katlayan genç jön Le- onardo DiCaprio'nun yüzü suyu hürmetine, yaz mevsimınde >enıden gösterime sokulan 'Romeo ve Jufiet', Avustralya sinemasının 'yenilikçi' yö- netmenlerinden Baz Luhrmann'ın 1997 yapımı, modern bir Shakespeare uyarlaması. Ölümsüz oyunlarınm süreklı yedinci sanata malzeme ya- pıldığı. zaten öteden beri sinemanın en demirbaş senaristlerinden biri saydığımız Shakespeare Ba- ba"nm belkı de en tanınmış eseri olan ve Verona- lı, ölümüne düşman Montague-Capulet aileleri- nin birbırlerine ilk görüşte sevdalanan çocukla- nnın dokunaklı aşkını anlatan 'RomeoveJuüet'in- den günümüze uyarlanarak perdeye aktanian bu yeni Romeo-Jüliet çeşıtlemesi, yönetmen Baz Romeo ve Juliet VVilliam Shakespeare's Romeo and Juliet / Yönetmen: Baz Luhrmann / Senaryo: Craig Pearce, B. Luhrmann / Kamera: Donakj M. McAlpine / Müzik: Leonardo DiCaprio, Clatre Oanes, John Leguizamo, Diane Venora, Pete Post(ethwarte, Brian Dennehy, Paul Sorvino/1997ABD (Özen Film) Luhrmann'ın 1993 yapımı 'Strkrh Ballmom'dan sonra ikinci filmi. Çevtelerini kuşatan nefrete isyan edercesıne birbirlerine büyük bir aşkla baglanan Romeo'y la Juliet'intrajiköyküsü, yönetmen Luhrmann'ın elın- de. Tarantino'vari. şenlikli şamatalı bir biçimci- ligin etkisinde, daha çok günümüzün MTV ku- şagina yöneltk kotanlmış, erotik, müzikli. hare- ketli ve modern bir aşk masalına dönüşmüş. Ai- le ve çevre baskısıyla, degil âşık olup evlenmek. yan yana biraraya gelmeleri bileolanaksız iki gen- cın bıldik hikâyesini, !8.yüzyil Itarya-Veronaj,rn- danalıpgünümüzABD-Miamisi'ne taşıyan Luhr- mann. sinemadakı Romeo-Jüliet filmlenne günü- müzün popülermüzikJeriyle bezeli, biçüncı. yep- yeni bir versıyon eklemış. Shakespeare metnini Amerikan .ıksanıyla dillendirerek. taytlann ve kı- lıçlann >erini alacalı bulacalı, Havvaii türü ren- gârenk gömleklerle deri giysilerin aldığı. belir- gin birsilah fetişızmini gözümüze sokan, çeşit çe- şit, gıctr gıcır tabancalann sergilendiği vurdulu kırdılı, cümbüşlü şamatalı. çagdaş bir vvestern tarzında görüntülenen fi Im. genelde asıllanna sa- dık kalınan karakterlerini günümüz Miamisi'ne u> arlayıp birtakım gerçekçi dokunuşlarla daha da etkıleyici kılmaya özen gösteriyor yer yer. YaziIdıgindan bu yanadünyanın en ünlüaşk hı- kâyesi sayılan bu Shakespeare oyununu şımdıye kadar sinemaya uyarlanmış versiyonlarmdan rark- lı kılma çabasina girmiş Luhrmann, sonuçta he- defe tam on ikiden isabet ettireme- se de genelde ılgıyle izlenen, dma- mik. eglendinci, erotik ve kıpır kı- pır bir •Romeo Juliet' koymuş or- taya. Shakespeare'm anlattıgı o gör- kemh. zengın yaşam tarzıyia yok- sunlukla yoksulluğun iç ıçe geçtı- gı bir>aşamın kaynaştığı günumü- zün sıcak. vahşi. Katolık Miamısı'n- de geçen Baz Luhrmann'm 'Ro- meo veJuKet'inde, Tıtanik öncesı- nin tüysüz. bebek yüzlü delikanlı- sı Leonardo DiCaprio'nun Ro- meu'sundan çok Julıet'i oynayan yetenekli, seksi. sanşın Amenkalı çıtır Claire Danes göziimüzü. gön- lümüzüaçti bizım. 1997 Berlin Film Fcstıvali'nde DiCaprio'ya en iyi aktör ödüliınü kazandıran buen son 'Romeo ve Juüet' versıyonu, kuş- kusuz daha önce görmemiş olanlara ilginç gelebılir. Amerikan taşrasında ensest... KiUtürSer- vis-Buhafta şansıtmz Avustraiyah- lardan açıkh. tkmci haftası- nı sürdürcn 'Aile Bağla- n'nda, Avust- ratya kökenli, artık Hollywood'da çaltşan bir kadın yönetmenin Ame- rikalı ünlü yıktızlan birara- ya lopJadıgı, modembir Kraî Lcar çeşidemesi. 19801e- rin başından b^layarak son dönemde ıyıce çıktşa gecmış Av ustralya sinemasının önemli kadm yönetmenle- rinden Jocetyn Moortoo- sse'un Jane Smiley'nin 199l'de Pulitzerödülüka- zanniışayrn adiı romanından uyarladıgi filmde, babala- nnın ensest derecesindeki zubnüne maruz kalmış, taş- ralı üç kızkarde^m, bado ai- tında geçen yaşamlan anla- ölıyor. MichdiePfeafer'danJe»- aca Lange'e. Jennrfer Ja- ton Leigh'den Jason Ro- bartb'a ve Kerth Carradî- ne'den Kevtn Andersofl'a kadaruzaülacak. ünJüHoîry- wood yıldızlanndan oluşan zengin kadrosuyia ilgistz kalınamaya- oricturden.'el vüzüdizgüa' bir katbn filmi ızknımi veretı •AJe Bagiıın' Ainerikantaş- rasmdanport- reler sunuvor. Aile Bağları A Thousand Acres / Yönetmen: Jocelyn Moorhouse / Senaryo: Laura Jones/ Kamera: Tak Fujimoto / Müztk: Richard Harttey / Oyuncular Jesstca Lange, Jerm'fer Jason Leigh, CoRn Firth, Keit Carradine, Jason Robards,Kevin Anderson, Pat Hinglo /1998ABD(WB) KEDt GÖZÜ VECDt SAYAR Bir Pazar Günü S*cak rm sıcak bir Istanbul pazan... Bodrum'dan yeni dönmüş kedüerin suratlanndan düşen bınparça.. Neyse ki birkaç randevu var bu sıkıntıyı dağıtabı- lecek... Bir film seti, bir de Cağaioğlu'nda gazetecilenn şenliği. Cağaloğlu, cıvıl cıvıl. Gazetelerde sendıkasız çalı- şan gençlerin duşturduğu "Gazetecıler Meclisi Gi- rişimi", Cağaioğlu'nda şenlik yapıyof. "Babtâli Yoku- şu 'nun parke taşlan bir kez daha tanık olsun anılart- rruza, umutlanmza... Biliyoruz ki, sizyoksanız 1 ek- siğiz' diyoriar... Babiâii'nin emektarlarından pek çok eski dost, gençleri yalnız btrakmamış. Orai Çahşlar'dan Yal- çın P»kşen'e, Cetal Başlangıçtan Şükran So- ner'e, NaH GüreM'den Koray Düzgören'e nice ay- dınlık yüz... Nihat Behram'la karşılaşıp, kitabını ım- zalatmaya çalışıyorum... Tam o sırada Handan Şen- köken'e yakalanıyorum. ökJüruİen gazetecilerin fotoğraflanndan oluşan br sergi... Şimdi aramızda olmayan dostlar da bu coş- kuyupaylaşıyor... "GazetecilerMeclisi", kendini gö- nüllü katılım temelinde bir girişim olarak tanımlıyor. FarWı görüş ve konumlardaki gazetecilerin ortak de- ğerler, ilkeler ve etik kaygılaria "birlikte davranma" is- tek ve karariılığını belirtmeleri ne güzel. Gecıkmiş de olsa, böyle bir gırişimın gerçekleşmesi ör.emli. Hele, bildirgelerinde yer alan görüşler daha da önemli. Tüm kedileri "Mesleğimızin saygınlığma gölge dü- şûrenlere, Meslek ahlakını çiğneyenlere, Mesiegı kiştsel çıkaıiannın biraracı olarak kullanan- lara" karşı çıkan, bizleri "suskunluk yerine itiraz etmeye, tek başına kalmak yerine dayanışmaya, katlanmak yerine karşı çıkmaya" çağıran bu sese kulak verenler Cağaloğlu'ndaydı bu pazar. Ama, belli ki bazılan için bu çağn bir şey ıfade et- meyecek. Mercedes'lerinden inmeyen bazı ünlu ga- zeteciler için fazla "marjinal" kalacak bu çağn... Cağaloğlu'ndaki şenliği daha da anlamlı kılan bir olay vardı. Bir gün sonra, 10 ayiık cezasını çekmek üzere cezaevine gırecek olan gazeteci Ragıp Duran'ı ugurluyordu meslektaşlan. Kimbilirkaçına gazeteciydi Duran, duşüncelen yu- zünden mahkûmiyet alan. Ve beili ki son da olmaya- cakt... Cağaioğlu'nda yaşanan coşkunun, bu yazgıyı ter- sine çevirmek için katkısı olacak gıbime geliyor... • • • Cağaloğlu'ndaki "Gazeteciler Meclisi"nden bir başka meclıse uzanıyorum. Yıldız Parkı'nın bir koşe- sine kurutmuş "Halkın Meclisi'ne... Mustafa Kemal, elinde tebeşir, kara tahtanın ba- şına geçmiş, alfabeyı oğretiyor. "Yaşasın Cumhuri- yet!" sözcüklennt yazdjğında, alam dolduran kalaba- hk ortaJığı inletiyor. "Yaşa&n Cumhuriyet!". Erkek, kadın, çogunun başında şapkalar. Beyaz yakalı sıyah önlükiü ogrencıter coşkuyla ellenndekı bayrakları sal- byof. •>ı Rutkay Aaz, sanşın, mavı gözlü bir kahraman ar- tık. Üsttendıgi roiün getırdiğı ağır sorumlüluğun bilın- cınde, zekâsını ve oyun gucünü Ziya Öztan'ın elle- nne teslim etmiş. Ziya, her zamankı serınkanlıhğı ıle sete hâkım. Usta gorüntü yonetmenı Cotin Mouni- er"nin de yardtmı ite çekıien sahneden en etkıleyici sonucu almak için çırpınıyor. Mustafa Kemal'ın ya- nında, Ismet Paşa roiunde Savaş Dinçer, Kıiıç Ali roiünde Mustafa Avkıran. Onlar da son derece inan- dtncı ve etkiteyici... İki eski dostla kucaklaşıyoruz çe- kimarası... Yıidtz Parkı'ndakı ahtiarm bulundugu bolge, 1920'ler AnadoJusu'ndan bir taoloya dönüşmüş, Metin De- niz, mekân yaratmadaki ustalığını bir kez daha ko- nuşturmuş. Bir açı, Kastamonu'dan bir sokak; bir başka açı, eski Ankara... Kahveleri, dükkânları ile ya- şayan bir mekân. Parkın kedileri çoktan benimsemişler sokaklan. Bir köşesine kurulup, setin heyecanını paylaşıyortar. Keşke yaratılan bu mekânlar korunabilse, yaşayan bir müzeye dönüşebilse diyoriar. "Kurtuluş" için yapılan dekoriann büyük kısmının yıkıldığını biliyor musunuz? Sebebini merak ediyor- sunuzdur herhalde... TRT'nin keresteye ihtıyacı var- mış! Tuzia Belediyesi'nin, yaratılan mekânlan yaşat- ma önerisi kabul edilmemiş bu yüzden ve yaratılan tüm bir Kordonboyu dekoru yerie bir edilmiş. Umanm, bu kez kereste ihtiyaçlannı başka türlü kar- şılamayı akıl ederler. Işte böyle... Bir pazar günü yaşanan ıki şenlik. Iki- sinde de coşku ve inanç... Ikisinde de geleceğe dönük özlemler... Keşke, bu iki coşku birbirini bütünleyebilse diye dü- şünüyor bazı kediler. Keşke, Cumhuriyefin 75 yıllık serüvenınin ulaştığı noktada, gazetecilerin cezaevine uğurianma şenlık- lerine gereksinme duymasak, keşke 75 yıl önce ya- şanan heyecanı yeniden duyumsatabılmek için uğ- raş vennek zorunda kalmasak. Keşke Türk toplumunun 75 yıl önce verdiği çağ- daşlaşma, aydınlanma mücadelesınde bugün çok farklı bir noktada olabilsek, çoktan geride bırakmış olmamız gereken tartışmalan yeniden yeniden yaşa- masak... Bunun için, Cumhuriyefin kazammlannt kitJelere ha- tjrlatmak yarariı olabilir, ama galiba her şeyden ön- ce, Cumhuriyefin ıçerdiği "dûşünce özgürfüğü" kav- ramtnı benimseyebflmemiz gerekiyor Işte o zaman coşkutarımız, şenlıklerimız, anma tö- renlenmizde burukluklar yaşamayız ve geçmışle he- saplaşmayt bir yana bırakıp yüzümüzü geleceğe do- nebihriz. 26. ULUSLARARASI ISTANBUL MUZIK FESTİVAÜ BUGUN • AYAİRİNİ MÜZESİ'nde saat 19.00'da Lozan Oda Orkestrası'nın konsen izlencbilır. YARIN • AKM Büyük Salon'da saat 21.30 da TRT Ses ve Saz Sanatçılan Toplulugu'nun konsen izlenebiiir. • AYA İRİNİ MÜZESİ'nde saat 19.00'da Lozan Oda Orkestrası'nın konseri izlenebiiir. BUGÜN • CUMHURfYET KİTAP KULÜBÜ Taksım Sergi Salonu'nda saat 17.00'den itibaren Atilla Atalay'ın söyleşili ımza gününe katılabilirsinız • AKSANAT'ta 12 30 ve 18.00 saatlerinde laser- disc'ten Enc Clapton konsen izlenebiiir. • BORUSAIS KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 17.30'da video'dan 'Yo-Yo Ma Umut Mücadelesi'yeralıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear