23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 1998 PAZAR 12 KULTUR Wagner'in torununun çocuğu Nike Wagner, kitabında ailesinin öyküsünü anlatıyor 'Bayreuth ıııitiııi irdeledim'Çeviri Servisi - Richard VVagner'in to- rununun çocuğu Nike Wagner, ailesinin iki yüz yıllık hikâyesini kaleme aldığı 'VVagnerTîyatrosu'adlı ikinci kitabında, VVagner mitini deşifre etmeye çalıştı. Hem aıle öyküsûne son şeklini vermeye hem de VV'agner'in operalarına yaşam katmaya çahştığını söyleyen Nike VVag- ner. Focus Dergisi ile yaptığı söyleşide Wagner isminin bu aileye >r ükledigi tari- hi ağırlığı da anlattı. - Ailenizin biyDgrafîsini yazarken. bir tarihçi olarak objektif bakma zorunlulu- ğu ile ailenize du\ duğunuz bağuı arasın- da kalarak. bir çelişki yaşadınız mı? NİKE VVAGNER -'BU çelişki bende hiçbir zaman var olmadı. Richard VVag- ner operalan ve aile öyküsünün içinde büyüdüm ben. Germanistik ve müzik okudum, bu durumda 'VVagner' konusu- na değinmemek çok yapa>- olurdu. Bu kitap. VVagner ve sonrasını anlatan ikin- ci yapıtım. Buradaki konu: 1876 yılmdan bu yana ailenin farklı üyeleri tarafından Bayreuth Tiyatrosu'nda sergilenen Wag- ner'in eserleri ile aile öyküsü arasındaki parçalanmışlık. - Kitabımz, bu görkemli ailenin yeni- den ek alınarak reformize edilmesi mi? Kitap bunu yapamaz. O amaçla da ya- zılmadı. Ancak benim ailemi farklı bir açıdan görmem. VVagner kompleksinin sılinmesine yardımcı olabilecekse ne mutlu... - Kitabın en uzun bölümii ailenin çö- fcüş evreterini anlatan böiüm. Amcanız VVolfgang VVagner'i provoke etmek ister gibisiniz? Skandallarla hiç ilgilenmiyorum ve sadece geçmişi ardamanın peşindeyira. Ailenin dinamıklerinı - Cosima VVag- ner"in anne ve babası. besteci Franz List \ e kontes D'Agoult ile başlayıp Richard VVagner" ın VVTeland ve VVolfgang ısimlı torunlanyla bıten- anlatılanlar ışığında ortaya ko>Tnaya çalıştım. Burada ikı dul. Cosima ve VVînifried var. Festival oyun- lanmn haklannı ellennde tutabilmenin mücadelesinı venyorlar. Onlann oğulla- rı. Siegfried ve bir sonraki nesilden Wı- eland ve VVolfgang, büyüyerek Richard VV'agner'in sanat mirasını devralmak zo- rundalar. HerdevTesindebaşansızhk. ye- nilgi ve bestecilerin tartışmasız birtakım sanatsal yeteneklere sahip olmalan gere- ğınin görmezden gelınmesı var. -Sanatçıdamanna sahip VVagneraiJe- si 100 yıh aşkm bir süredir kamuoyunun fantealerini meşgul edivor. Siz bu fente- • Hem aile öyküsûne son şeklini vermeye hem de Wagner'in operalanna yaşam katmaya çahştığını söyleyen Richard Wagner'in torunu Wieland'ın kızı Nike Wagner, "Skandallarla hiç ilgilenmiyorum ve sadece geçmişi anlamanın peşindeyim" diyor. Bayreuth TryatrosıTnda sergilenen VV'agner'in eserleri ile aile öyküsü arasındaki parçalanmışhğı konu edinen Nike VVagner. Richard VV'agner'in eserleri ve ailesinin -iyi ve kötü taraflanv la- ortaya konması gerekriği görüşünde. zilere yeni bir bo>ııt mu eklediniz? Ortahktakı bırçok VVagner hıkâyeleri tellalından bın olarak görülmek istemi- yorum. Bu benim ailem ve VVagner aile- sine ait öykünün bu v ersıyonu benim ka- ıumda. kültürümde. psıkolojimde var. Ben a>Tica 'VVagner Tiyatrosu'nda olay- lara kesin çerçeveler çızmedim. Babam engelkre karşın başardı - Ne yapOnız? Aslında 'Bayreuth' mitini irdelemek ıstedım. Sorular yarattım. Keden VVinıf- ned. bir lngiliz yetımi. onu sonunda Hit- ler'ın sadık bir hayranı olmaya götürecek derecede Alman kımlığıne bağlıydı? Ne- den Paris'te büyümüş olan Cosima. ken- dini Alman kültürünün bunca içinde his- sedıyordu? Ve sonuçta VVıeland ve VVolf- gang'ın savaş sonrası Bayreuth'dakı ça- tışmalan. VVİeland'ın zamansız ölümü... VVolfgang 30 yılı aşkın tek güç olarak zaferıni kutluyor. VVahnfried şatosu bu arada ev olmaİüan çıkıp bir müzeye dön- dü. Çocukluğumun geçtiğı dünya artık sadece anılarda yaşıyor. -Sitemmi? Hiçbir şekilde değil. Eskiden Richard VVagner'in mimarisini tasarladığı evde. festivali yönetenler oturuyordu. Bugün VVolfgang VVagner kendı vıllasında otu- ruyor. Savaşta bombaların hedefi olmuş. kötü günleri anımsatan bu binayı tercih etmıyor. Tıyatro savaşta vıırulmamıştı O ev hem sanatsal anlamda hem de aile tarihçesi açıstndan şimdi tam bir kabris- tanı hatırlatıyor. - Babanız VVieland ile amcanız VVolf- gang arasında çifte standartlı bir deger- lendirme vapar gibisiniz. neden? Sıradan psıkologlar bunu kızı olma- ma bağlarlardı. Bakın. amcamın eğitimı bile şu anda festival vöneticısi olmasına yeterlı değıl Sövlenecek çok fazla şey var. Henüz 19 yaşında olan kızı Katha- rina'nın. onun selefi olmasına karar ve- rılmiş. O kız ıçın ne kadar ağır bir yük. Ben kitabımda babam VVİeland'ın, ne ka- dar zor koşullarla savaşım vererek, Bay- reuth'un yenıden yaşama dönmesinde et- kili olan festival rejisörlüğüne yükseldi- ğini. belgeleriyle ortaya koymaya çalış- tım. Babam koskoca bir VVagner imajına ve Alman milliyetçiliği denen duvar gi- bi engele rağmen bunlan başardı. Olü mit başka türlü canlanamaz -RichardVVagner'in 'Almanya Misyo- nu', antisemitist bakış açısı ve Bayre- uth'un Hioer'eyakınltğL. sia bugün utan- dınyormu? Bu konuyu olduğu gibi görmeye çalış- tığımı söyleyebilirim. Böyle görkemli bir ailenin yapısını irdeleyerek, objektif bir şekilde ortaya koymak ve kabullenmek, sanıyorum hem yakınlıklan hem de bir anlamda çekirdeğe uzaklıklan nedeniy- le torunlara düşüyor. Richard VVagner. eserleri ve ailesi -iyi ve kötü taraflany- la- ortaya konmalı. Onu duyarhhkla ve dofru bir şekilde aktarmak gerekiyor. Bu ölü mitin başka türlü canlanması olasılı- ğı yok. Çünkü VVagnerailesi süreci de ya- şam. ölüm ve yeniden başlangıçlarla dolu. • •<. Aile öyküsûne yeni biryorum NikeWagner,'VVagner Tîyatrosu' isim- li kitabında, Richard VVagner ve VVagner ailesi mitini irdeleyerek, bu idol kavrama yeni bir bakış açısı getiriyor. Richard VVagner her zaman "Çocuk- lar, yeni bir şeyler yaraün" derdi. Nike VVagner de aslında bunu yapıyor ve' VVag- ner Tîyatrosu' isimli eserinde aile hikâ- yesini irdeliyor, ağır yük örneği tarihi so- rumluluklara dikkat çekiyor ve bunlar- dan kurtulmanın yollannı araştınyor. So- nuçta Bayreuth efsanesine can katmak, eskinin ve yeninin bir arada yaşayıp so- luk alabileceği bir zemin yaratmak isti- yor. Yaratamazsa her şeyin donmasından, kurumasmdan, ölmesinden kaygılı... 'Wagner Tîyatrosu' iki aynmdan olu- şuyor. Nike, birinci bölümde büyükbaba- sının eserleri arasından on birini işlemiş. Onlan anlamlarla bezemiş. Ve bu arada diğer VVagner yorumculannın neredeyse hepsinde görülen Hıristiyan etiğin savun- macılığına soyunmaması da bu kitabın en övgüye değerözelliklerinden birini oluş- turuyor. Nike VVagner'in. babası Wieland"ın portresini çizdiği bölümler duyarlı bir duygusallıkla ele alınmış. Babasının ha- yatını 'negatif bir yaşam' olarak niteliyor. Onun kabul görmek için savaş sonrasın- da verdiği mücadele, büyükbabasını anımsatıyor. Nike'in gözünden VVagner ailesinin öy- küsü. amcası VVolfgang'ın hoşuna gitme- yebilir. Amca, Nike'nin gözünde cesur rejisörü taklit eden bir kişiliğe sahip. Re- jisör ise bir yan tann. VVagner'le Yahudiler, VVagner ve Hhler ya da Hitler ve Bayreuth kompleksine, bugüne kadar ortaya atılmamış yeni bir yorum getirilmiyor. Yine de Nike'nin vurgulan, okuyucuya bu konudaki tarih- sel dönüm noktalannı gösterebiliyor. Ya- zar, ailenin üzerindeki bu gölgeye ilişkin hiçbir noktayı karanlıkta bırakma çabası- na girmediği halde, okuyucu dengeli ve objektif sonuçlara varabıliyor. Nike VVagner asla amcasının yolunda ilerleyerek ailenin sanatsal mirasını dev- ralmayabilir, ancak o da artık aile öykü- sûne belge ve tanıklığıyla getirdiği yeni yorum dolayısıyla VVagner olgusunun bir OperadaM sanatçıla Royal arın durumu, yönetici ve sponsorlann tutumlan güldürüfılmine konu oluyor Operakrizibeyazperdede The RoyaJ Opera House, ilginç ola\lan\Ia vıllardır basını meşgul edivor. Kültür Senisi - The Royal Opera House. sa- natçı kaprislen. yıldızlar arasındaki rol savaşlan, gizli aşklan. mali krizleri, nereye gittiğı bir türlü açıklanamayan yüksek harcamalan. 1999'da son bulacak olan restorasyon çalışmalarıyla yıllardır basını meşgul ediyor. Operanın çatısı al- tında gelışen bu ilginç olaylar, operanm şu anda içinde bulundu- ğu maddı knz ve ahlakı bozulma Ingilizler tarafından beyazperdeye aktanlıyor. Opera bünyesinde gelışen ço- cukçakaprisvekavgalann ızleyi- cileri ancak güldürebileceğini dü- şünen yapımcı ve senaristler, kırk milyon dolara mal olacak bir ko- medi fılmi üzerinde çahşıyor. 'The Ladies Room' adlı filmde başrollen John Malkavich ve Gre- ta Scacchi paylaşıyor. Fılm, olay- lan, bayanlar tuvaletinde buluşan opera bünyesindeki kadınlar açı- sından ele alırken. yönetici ve sponsorlann keyfi davranışlannın operayı nasıl bugüne getirdiğine • Royal Opera House'un çatısı altında gelişen yıldızlar arasındaki rol savaşlan, kaprisler, gizli aşklar gibi ilginç olaylar, operanın şu anda içinde bulunduğu maddi kriz ve ahlaki bozulma Ingilizler tarafından beyazperdeye aktanlıyor. 'The Ladies Room' adlı komedi filmde başrollen John Malkovich ve Greta Scacchi paylaşıyor. de ışık tutuyor. Operanın salonu Covent Garden'ın gösterişli 19. yüzyıl dekorasyonu Kanada'da bir stüdyoda yenıden yaraüldı. Film- de olaylar Covent Garden'ın res- torasyonu için operaya 78 milyon dolar verildiği üç yıl öncesinde başlıyor. Filmin yapımcılanndan Jonathan Vagner bütçenın beşte binnı karşılamanın yanı sıra se- naryoda nelerin işleneceği konu- sunda da etkili oldu. 'Ladies Room' önümüzdeki ba- har Ingiltere'de gösterime girecek. Filmin beş kişiden oluşan senarist takımının. malzemenin çoğunu Covent Garden'a bağlı yayın orga- nı Up Yours'dan aldığı söylenıyor. Son yıllardaki aşın harcamalar. kavgalar, kaprisler ve aşklar ilk olarak bu dergide belgelenmişti. Opera yöneticileri de basına daha fazla bilgi sızmasını engellemek ıçın çareyi dergiyi kapatmakta buldular. Up Yours aracılığıyla ka- muoyuna duyurulan gizli aşklar ve tuvalette ya da soyunma oda- sında basılan çiftlerle ilgili dedi- kodulann filmde de işlenmesi bekleniyor. The Line of Fire ve Conair gibi filmlerin kötü adamı John Malko- vich, filmde opera evini moderni- ze etmek isteyen, ama bunun san- dığından çok daha zor bir iş oldu- ğunu fark eden bir milyoneri can- landınyor. Bu tiplememn daha ön- ce böyle bir işe girişen, ancak o- cak ayında pes ederek yönetim ku- rulundan da istifa eden milyoner P^terGummer'dan ya da operanın daha öncekı halkia ilişkiler yöne- ticisi Keith Cooper'dan yo- la çıkılarak varatılmış ola- bileceğı söyleniyor. Scacchi'nin ise son dö- nemlerde operada yöneti- cilik görevi üstlenen, ancak kısa süre sonra istifa eden Genista Mcltocsh ve Mar- ry Allen'in kanşımı bir tıp canlandırması bekleniyordu. Ancak birebir benzerliklerin tör- pülenmesi amacıyla Scacchi'ye VVhite Mischıef ve Emma gibi operalardaki rollerinin ardından Malkovich'in metresi olan ve mil- yonerin kansıyla kavgaya tutuşan bir yıldız tiplemesi çizilmiş. Fil- min ekibi opera evi gibi bir ku- rumda sürekli gerilim içinde çalı- şıldığına, bu nedenle de çeşitli tat- sızlık, sorun ve kavgalann yaşana- bileceğine değinerek, amaçlannın bunlardan bir komedi fılmi çıkart- mak olduğunu söylüyorlar. Malkovich'in canlandıracağı ti- pe esin kaynağı olan Cooper'ın, önümüzdeki sonbaharda BBC'de yayımlanacak bir belgesele katıla- rak The Royal Opera House üze- rine bilgi vermesi bekleniyor. P.E.N •YAZARLAR DER N EĞI Onat Kutlar Anısına FİLM YARIŞMASIAÇTI (Edebiyat Uyarlamaları) (Geniş bilgî PEN'den) AdresGeneral Yazgan SoK. 10/10Tünel-lstanbol Tel/Faks:(0212)292 00 26 SozveMûztcMuhlisAlunu YavuzTop Söz ve Müzik: Murdis Akarsu BaglamaiarArifSajMuhlisAlorsu, YmızTop AnoniiThBağlama ve kava): Arrf Sağ AnoninvOedeyen: Aşjk Yotsuli - Sağlama: Osman Bayşu Anonim-Elektro Ba^ama: Ariî Anonim-£Wrtro Bağlama: Sâr.NariGdefldot B«te: Sdda Bağon Düzenleme: fımur Selçuk GEZ.GÖZ.ARPAOKŞiinEnvefGökçetete BUNDAN SONRA MADENDA6I BERİGELHALO 0 YANA DÖNDER KARAOĞLAN MADEN İŞgiERJ Çalanljr Moğoiar AOY1BALEYLEDİK $ VURULDUK HAUOM Şiir. z u v ^ g«te: Selda Ba$a|' MfldOR Oûze^eme:rR)urSekuk Insan kaynaklanna temelden yatırım: OKUL Türkrye Gazetecıler Cemryeti'nm yaptırmakta olduğu İLKÖĞRETİM OKULU'NA SİZ DE KATKIDA BULUNUN BAĞIŞIARINI2 Istanbul ll Özei Idaresı'nın Zıraat Bankası Cağaloğlu Şubesi'ndeki 30402/2776 numalan hesabına yapabilirsinız. TGC Tel: 0213.513 83 00 DENİZİ SEVl-NLERE ILGİNC OYKÜl.ER. TEKNİK KOM'I.AR NİSAN 1998 SAYI: 168 YAZLIKEVMİ, TEKNEMİ? GONÜMÜZDE fOSMOS TEDAVİSİ t DENİZDEKİ PRİZİNİZ: İNVERTÖRLER DIŞTANTAKMAMOTORLARLA İLGİLİ BİLGİLER Demirciler Sıtesı, 8. Cadde, No 71 Zeytınt)umu-İSTANBUL Tel (0212) 664 16 94 - 510 28 71 • Faks: (0212) 558 67 85 Nüfus cüzdanımı kaybettım. Hükümsüzdür. AHMETMANDIRALIOGLU KÖŞEBENT ENİS BATUR Sami Şekeroğlu Bizim kültür ortamımız, bu ortamda yaşayan her- kes iyi kötü bilir bunu, hakbilirlik esasına dayanmaz pek. Kara çalma, hiçe sayma, görmezlikten gelme genellikle ağır basmıştır, öteden beri: Düşmanlık de- meyelim hadi, ama sevgisizlik eksik olmaz kulisleri- mizden. Birdedurmadan 'birşeyler' yapmaya, üret- meye çalışan kişiler söz konusuysa, koşullar iyiden iyiye sertleşir; onlar, bağışlanması en zor insanlardır. En güçlü örneklerden biri deSami Şekeroğlu, ba- na kalırsa. Şüphesiz bir avuç aydının, birkaç avuç öğ- rencisinin saygılannı ondan esirgemedikleri hemen söylenebilir; gelgelelim, genel hatlannda Sami Bey'in 'sevilen biri' olduğunu ileri sürmek güçtür açıkçası: Yıllar yılı didinerek, sevilmemeyi hak etmiştir o. Nedir, Sami Şekeroğlu'nun durumunda, yüklüce husumetin doğmasına yol açan, sözgelimi? On yılı aşkın birsüredirtanıyorum onu, gene de ya- kından tanıştığımızı söyleyemem. Bir araya gelişleri- mizde elimden geldiğince gözlem yapmaya çalış- tım; yakın çalışma arkadaşlannı dinledim, bir de "or- tam''dan devşirdiğim kanılar oldu. Her şey net be- nim gözümde: Sami Şekeroğlu'ndan hayranlıkla söz edenlerie ona yüklü miktarda negatif enerji kusanla- nn gerekçeleri çakışıyor. Efsaneyi yaratan da, çö- kertmeye çalışan da Şekeroğlu'nun yaptıklan, yapıp ettikleri. Belli ki, onun en büyük "suç"u, bir tür Robinson Crusoe olmaya soyunması. Gemi batmış, enkaz bir adanın yakınlannda savrulmuş ya da dibe çökmüş- tü. Sami Bey, Türk sinemasının darmadağın edilen belleğini toplamaya yönelmişti. Başlangıçta, bunu başarması olanaksız görüldüğü için, girişimi sevim- li görünmüş anlaşılan. Inadı, çalışkanlığı, beceriklili- ği, her şeyden önemlisi "sevda"sı onu hedefe yak- laştırdıkça "karşı taraf'tırnaklannı çıkarmış, göster- miştir. Sami Şekeroğlu gibi yılmazlann en sevimsiz yanı, yenilmeye yanaşmamalan, yağmur gibi üzerlerine yağan kem oklara aldırmaksızın, vaıiarını yoklannı ortaya koyarak, yitireceklerinden emin olunan sava- şı kazanmalarıdır. Batan geminin yüzeye saçılan, dibe vuran parça- larını topladı Sami Bey; onlan kurtanp sınıflandımnak- la yetinmedi, üstüne üstlük onarmayı başardı. Türk sinemasının arşivi bir bakıma yoktan var oldu böyle- ce. Sinema- Televizyon Enstitüsü, merdiven boşlu- ğuna kurulan bir masadan hareketle sağlam altyapı- lı, gelişkin stüdyo olanaklanna sahip sıcak bir yuva atmosferi gerçekleştirmiş bir merkez haline geldi. Bütün bunlar yetmedi, büyük bir düşün peşıne takıl- dı Sami Bey: Sıradışı bir Sinema Müzesi'nin hazırtık- larına girişti, çarçabuk mesafe aldı orada. Bizim kültür ortamımızda iş yapmayi güçleştiren tek etmen, öldürücü boyutlar alabilen sevgisizlik de- ğildir: Maddi olanaklar kısıtlıdır, yasalar ve kurallar alabildiğine köstekleyicidir, işin kolektifleşmesini en- gelleyen bir ilgisizlik ve bilgisizlik ağı örülmüştür, çev- remizdeki üç-beş kişi olmasa gerçekten de Robin- son'un yalnızlığını çağnştınr durumumuz. Sami Şekeroğlu kişisel bir servetin peşinde değil etbette; çoluğuna çocuğuna bırakacağı bir mirası «faöywtm#yer y^3*Marını-yaparken. Gelecek yüzyıbn sinemaseveri, sinema öğrencisi, sinemacısı; "Susuz Yaz"ın sağlıklı bir kopyasını izlemek, Muhsin Ertuğ- rul'un bir dekorunu, Lûtfü Akad'ın kamerasını gör- mek, yazılı sinema arşivinin bir kaynağına ulaşmak istediğinde Sami Şekeroğlu'na borçlandığını bile- cek. Onu bunlan yaptığı sırada, aramızda yaşarken al- kışlamak, hakkını teslim etmek, ondan öğrenilebile- cekleri öğrenmeye çalışmak bağışlanmaz bir ayıp mıdır? Sabahattin Kudret Aksaf anılıyop I Kültür Servisi - Ozan. düşünür, denemeci, tiyatro yazan ve çevirmen Sabahattin Kudret Aksal, ölümünün 5. yılmda anılıyor. Türk Dili dergisi çevresi Perşembe Grubu'nun ve sanatçının eşı Münıre Aksal'ın ışbirlıği ile bugün saat 15.00'te Aksal'ın Karacaahmet'tekı mezan başmda saygı duruşu yapılacak. Ardından Bostancı Hatay Restoran'da. Ahmet Miskioğlu, Şükran Kurdakul, Eray Canberk. Suat Özturna, Muzaffer Uyguner. Mustafa Öneş, Uğurtan Atakan ve Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nun Sabahattin Kudret Aksal'ı anma konuşmalan gerçekleşecek. Eğitimci ozan Mehnzat Poyraz'ın düzenleyip yöneteceği anma günü toplantısından sonra, sanatçının eşi Münire Aksal, Hatay Restoran'da Türk Dili dergisi çevresindeki tüm Perşembe Grubu yazar ve ozanlanna, Aksal'ın yakın arkadaşlanna bir anma yemeğı verecek 15. Uluslararası Ankara Müzik Festh/ali'nde Atatürk Oratoryosu • Kültür Senisi - Cumhuriyetın 75. yıl kutlamalan kapsamındaki ilk bü>-ük etkınlik. 15. Uluslararası Ankara Müzik Festivali kapsamında bugün gerçekleştirilecek. Bugün saat 15.00'te Türk Metal Salonu'nda gerçekleştirilecek olan konserde. sözleri Cahit Külebi'ye. müziği Ne\ıt Kodallı'ya ait '\tatürk Oratoryosu' yeni bir uyarlama ile seslendırilecek. Geçen yıl 14. Uluslararası Ankara Müzik Festivali açılış konserinde 9. senfoni ile ses getiren Birleşmiş Ankara Orkestra ve Korolan'na bu yıl tiyatro sanatçılan da eklendi. Aynı zamanda projenin • . yaratıcısı da olan Rengim Gökmen tarafından icra edilecek olan 'Atatürk Oratoryosu'nda, devlet sanatçısı Ayten Gökçer ve Cüneyt Gökçer solis olarak yer alacak. Açılış konserinde yer alacak olan dığer solistler ise soprano Şule Durham, tenor Metin Turan, mezzosoprano Şebnem Algın ve bariton Tunceı Tercan. Konserde, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Bilkent Orkestrası. Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu ile TRT Korosu'ndan oluşaı Birleşmiş Ankara Orkestra ve Korolan'na bu yJ aynca tiyatro sanatçılan eşlik edecek. teık Üniversrtesi'nde resitai • Kültür Servisi - Işık Cnıversıtesı Sanat Etkinikleri çerçevesinde piyanist ve Brüksel Kraliyet Konservatuan öğretim üyesı Profesör Yevguen\ Mogilevsky, bu akşam bir pıyano resitali verecsk. Sanatçı bu akşam saat 20.30'da Işık Üniversites Ayazağa Eğitim Kampusu'nda müzikseverlerle buluşacak. 1967 yılında Ingiltere'de Harriet Ccien Uluslararası Ödülü'nün kazanan sanatçı. 1973 >ılında da ABD'de 'yılın en iyi uzunçalar kayıt ödülü'ni kazandı. 1993 yılma dek Moskova Devlet Konservatuvan'nda öğretim üyeliği yapan Motlevsky. halen Brüksel Kraliyet Konservatulan'nda a>Ti şörevi sürdürüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear