Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20MART1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Kayıp bir kara kedinin arandığı, Paris'in Bastille semtinde geçen, şirin bir Fransız komedisi
Gel pisi pisi, var ım senin isi...îki yıl önce Berlin"de Panoroma bö-
lümünde gösterilen ve FIPRESCI ödü-
lüne layık bulunan Fransız fılmi 'Cha-
cun Cherche Son Chat-Herkes Kendi
Kedisini Arar", tatile giderken mecbu-
ren ha)"v ansev er yaşlı bir madama bırak-
tığı ama evden çıkıpgiden kedisini kay-
betmiş bir genç kızın umutsuzca arayı-
şinı hikâye ediyor. Pans'ın Bastille sem-
tinde geçen filmde, soluk benizli, dara-
cık giysiler giyen. henüz hayatına erkek
girmemiş, aşka düşmemiş. kedisever.
zamane Fransız kızı Chloe (Garance
Clavel), moda fotoğraflannın çekimle-
rinde mankenlere makyaj yapı>or ve eş-
cinsel Michel'le (Olhier Py) birlikte.
ayni evi paylaşıyor mecburen. Sık sık
mıncıklayıp sıkıştırarak sevdığı, Gris
Gris adı takılmış. tombul. kara kedisi-
ni yitirince baş sırdaşından ve dayana-
ğından yoksun kalan Chloe. Gris Gris'yi
emanet bıraktığı. apartman daıresinde 6
kediye. 1 süs köpegıne bakan. yaşlı. ak-
si görünüşlü. raşitık. ecis. bücüş ama se-
vecen tonton madama (hanka ReneeLe
Calm) başvuruyor son çare olarak.
Kediler gelir ve gider
Tonton madam da kızı. oğlanı ve gen-
ci, yaşlısıylabütün mahalleliv i örgütlü-
yor Chloe'nin kayıp kara kedisini bul-
mak için. Mahallenin bütün köşe buca-
ğı aranıyor dıdik didik. Afişlerle dolu
duvarlara kayıp kedi ilanlan bile asılı-
yor. Solgun süzgün genç kız. kedisini ara-
ması süresince, keşfedeceği yepyenı
dünyalara açılacak ve belki de kendı
kendisinı bulacaktır
Konusu kısaca böylece özetlenebile-
cek 'Herkes Kendi Kedisini Arar", Pa-
ris'in Bastille semtini mesken rutmuş,
evli. bekâr. dul. âşık. çocuklu. güzel,
geçkin. çirkin. yaşlı. genç kadınlanyla,
boşta gezenin boş kalfası eşcınsel genç-
lenn ve küçükken damdan düşüp kafa-
yı azıcık üşütmüş. Arap asıllı. gerze-
kimsi delikanlılann (ZinedineSouaJem),
komşuların kafalannı şişiren. grunge
kıhkh. vakışıkh bateristlerin (Romain
Duris) resmi geçit yaptığı, sevimli bir
kedi arayışı öyküsünü aktanyor. ıronik
Herkes Kendi
Kendisini Arar
cherche
%ht
Chacun Cherche
Son Chat / Yönetmen,
senaryo: Cedric
Klapisch / Kamera:
Benoit Delhomme /
Oyuncular: Garance
Clavel, Zinedine
Soualem, Olivier Py,
Renee Le Calm,
Romain Duris, Estelle
Larrivaz, Nicolas
Koretzky, Marina
Tome, Camille Japy /
1996Fransa
(Standard Film)
ve esprilı sahnelerle.
Gündelik kaosun tekdüzeliğinin labi-
rentlennde. banş ıçinde yuvarlanarak
yaşayıp gıtmektekı her yaştan. ırktan ve
karakterden mahalle sakınlenni birara-
ya getıren bu kedi arayışını aktaran 'Her-
kes Kendi Kedisini Arar', felsefe ve si-
nema eğitımınden sonra kısa filmlerçe-
kip kameramanlık yaparak mesleğe baş-
lamış, 1961 doğumlu. yeni kuşak Fran-
sız yönetmenlerinden Cedric Klapisch'in.
'Riens Du Touf (1991)ve 'Le Peril Je-
une'(1994ıadlı ılkiki filmınden sonra
yazıp yönettiği. alışılmış etiketlerden
kaçınan üçüncü filmi.
Daha on \ ıllık. taze bir sinemacı sa-
yılacak. veteneklı Cedric Klapisch. can-
lı. sev inıli kılınmış kahramanlanyla ha-
fif. basıt. zorlamasızbirçızgidegelişen,
yer yer ıronik dokunduruşlar da içeren.
serbest vezinle anlatılmış, zevkli, neşe-
li. sevimli bir stil alıştırması gerçekleş-
tirmiş 'Herkes Kendi Kedisini Arar'da.
Röportaj gibı film
Cok önemli, büyük bir film olma gi-
bi bir iddıası bulunmayan 'Herkes Ken-
di Kedisini Arar', yönetmenin mahalle
sakinlerini ve yaşadıklan çevreyi ince
aynntılanyla kapsayan bakışının ürü-
nü, bellı bir Paris kokusu sinmiş, şirin
bir Fransız yapımı.
Kadın kahramanlann ağır basmasın-
dan ötürü femınist temalara da rastlanan
film sonuçta. yazar- yönetmen Kla-
pısch'ın röportajımsı anlatımmm, ka-
meraman Benoit Delhomme'un görün-
tülerinin ve çoğu profesyonel olmayan
oyunculannın doğal performanslannın
sayesinde keyifle izlenen bir komedi
denemesi.
Kısa ya da orta metraj bir konuyu,
seyircide süreklı mınl mınl gülümseme-
lere yol açarak bir buçuk saate uzatmış
yazar, yönetmen Klapisch. ticari sine-
ma çarkının bildik klişelerine, standart-
lanna pek yüz vermeden, ironik ve akı-
cı, işlek bir röportaj havasında çekmiş
bu üçüncü filmini.
Grafik tatlar içeren. şenlikli bir jene-
rikle açılan ve bugünden itibaren sine-
malarda gösterilecek olan filmin başın-
daki. kedinin kaybolmasına neden ola-
cak Chloe'nin tatilini, bir Lyon Gan pla-
nı. kızın denızde yüzüşü \e yine dönüş-
teki bir Lyon Gan planıyla 5 saniyede
veren filmde. kaybolmaolayıyla birlik-
te mahalleye girerek Chloe'nin öyküsü-
ne dalıyoruz.
Finalde Chloe'nin kedisine kavuşup
kavuşmadığı bir yana, günümüzün genç
kesiminin giyım kuşam merakından.
nasıl takıp takıştınlıp dolaşılan barlar-
da anlamsızca vakit öldürülür ve kesi-
şilir ya da eşcinsel ev arkadaşıyla nasıl
aynı yatağa gınlir sorunsalına(î) kadar
'günümüzün ya>gın modalannıgösteren
renkli bir katalog' halindeki bu sev im-
li Fransız filmı. keyifle seyrediliyor ve
yaşama sev ıncini tazelediği seyircisini
güzel. hoş duygularla salondan uğurlu-
yor özetle.
Geçenyüzyılın Ingittz sarayından tablolarGünümüzde saray duvarlannı
aşrp dıinyanın diline düşerek pa-
parazzi mılletıne fazla mesaı de
yaptırtan birtakım rezalet ve de-
dikodularla çalkalanmasıyla tanı-
nan lngıliz kraliyet aılesinde. ge-
çen yüzyılda v aşamış. "dümanın
engüçlü kadını". anlı şanlı kralı-
çe Vktoria'yla. kralıçeye hızmet
eden. kasabada Iskoç seyısı-ko-
ruması. çarıklı erkânı harp John
Brovvn'un. kahramanlannı oluştur-
duklan namlı birskandal ihşkinın
hikâyesını anlatıyor "Mrs. Bıtmn
-SadıkArkadaş"
Dönemınde Büyük Bntanya'yı
topraklannda güneşın hiç batma-
dıgı bırımparatorluğaçevıren.ta-
nhte en uzun süre ıktıdarda kal-
mış hükümdarlardan biri olan. ça-
ğına ve ülkesinin polıtik yaşamı-
na damgasını vurmuş. muhafaza-
kâr. millıyetçı. despot lngıliz kra-
liçesi Yictoria'ya ılişkın bildik.
ansıklopedık malum bilgilerifmı-
zi) tazeleyip venıleyen bir film
çıktı "Mrs. Bnmn-Sadık Arka-
daş".
Orta sınıfın benimsediği ideal-
leri temsil eden sadeligi. görev bi-
linci ve ciddiyetıyle halkı ve ça-
ğıyla özdeşleşmiş. 19. yüzyılın
saygın kralıçesıne genel bakışı-
mızı değıştiren, hatta bu püriten.
Protestan kadına sonuçta oldukça
sıcak ve sevecen bakmamıza ne-
den olan "Mrs. Brwvn - Sadık Ar-
kadaş": etkıleyici. insancıl. epey-
ce özenılmiş. ınceliklı bir dram
olarak ilgiyle sevredılıyor ba^ın-
dan sonuna kadar.
Aynı zamanda hoş bir tarih der-
si ve dokunaklı bir dostluk ve da-
yanışma hikâyesi niteliğindeki,
iyi çekilmış ve oynanmış bu usta
işi. tngıiiz-Ame'rikan ortak yapı-
mı. BBC dramalannın akademik
atmosferinı duv umsatıyor beyaz-
perdede.
1837'de tahta geçmış. kocası
Prens Albert 176İ'de tıfodan öl-
müş Kraliçe Vıctorıa'nın (Judi
Deneh)dulluk vaşamından kesıt-
ler veren film. 1864'te başlıyor. 3
yıldır matemden çıkmamış. ken-
dıne ve çevresındekılere hayatı
zından eden yaslı kralıçe. hükümet
işlennı fılan ıvıce boşlayıp buna-
Mrs. Brown adı yakıştınlıyor: Ko-
casından arta kalmış son armağan
gibi hiç toz kondurmadığı, alt ta-
bakadan gelen. dobra dobra konu-
şan. hırslı. ama sadık ve doğal hiz-
metkân John Brovvn'un desteğiy-
le yaşama yeniden dönen yaşlı
kız. sarayda ve halk arasında ay-
yuka çıkan dedikodulara pek al-
dıımaksızın kırlara açılıyor. atla ge-
ziyor. pikniğeçıkıyor. Başı sıkış-
tığında kraliçesine "kadın" dıye
hıtap eden dağlı John Brovvn sa-
yesinde yeniden kadınlıgını hisse-
Sadık Arkadaş
Mrs. Brovvn / Yönetmen: John Madden /
Senaryo: Jeremy Brock / Kamera: Richard
Greatrex / Müzik: Stephen VVarbeck /
Oyuncular: Judi Dench, Billy Connolly,
Anthony Sher, Geoffrey Palmer, Richard
Pasco, David VVesthead, Gerard Butler /1997
Ingiltere - ABD yapımı (FilmPop-WB)
lımını katmerleştirirktn. günün
bırinde eteklı bir Iskoç köylüsü
çıkageliyor sarava beyaz bir atla.
Kraliçenın hızmetkârlan arası-
na paldır küldür katılan. protokol-
den habersiz. dangıl dungul. Iskoç
uşak John Brovvn (Bilh Connofl)),
dul Vıctoria'v ı saravın katı kural-
lanndan ve maıyetının elınden çe-
kip kurtamor. soğuk sert bir ku-
zey rüzgân gıbı. Kraliçeyle John
Brovvn'un yakınlaşması. dönemin
basmınca ınımlenıp ufak çapta bir
toplumsal skandala dönüşünce.
tahtı yıllarca. layıkıyla doldurul-
muş kudretlı kraliçe Victoria'ya
den Victoria, cumhuriyetçilerin.
krallığın kaldınlmasını dile getir-
diklen parlamentonun başıboş ha-
vasına sonunda müdahale edecek-
tır, dövülüp istıfa etmek isteyen sa-
dık bendesınin uyarısıyla...
Dulluğunun ılk yıllannda sık
sık işten güçten kaçarak Wind-
sor'a. Iskoçya'dakı Balmoral Şa-
tosu'na sıgınarak adeta ınzıvaya çe-
kilen kralıçenin matemli yaşamı-
nı ve bırbakıma ülkenin kaderini
değiştıren John Brovvn'un değer-
leriyle. seçkın saray adabının ça-
tışması. filmin dramatik tansıyo-
nunu vükseltıvor Denevimli te-
levizyon yönetmeni John Mad-
den'ın imzaladığı "Mrs. Brown",
öteden beri tarihsel dramlarda bel-
li bir düzeyı tutturagelmiş tngiliz
sinemasmdan gelen oyiinculugun-
dan kostüm tasanmına ve dekor-
lanna kadar usta işi bir tngiliz ya-
pımı.
Geleneksel tngiliz oyunculuğu-
nun uzantısı bir kadronun parlak
performanslanyla seçkınleşen fil-
min yan rollerindeki Geoflrey Pal-
mer'in (kraliçenin sekreten Pon-
sonby'deki), .<VnthonySber'in (kra-
liçesine hürmette kusur etmeyen,
uyanık başbakan Benjamın Dısra-
eli'deki). Richard Pasco'nun (kra-
liçenin hekımıJenner'deki)oyun-
lan çok iyi, ancak fılmi asıl sırt-
layanlar. Victona-John Brovvn çif-
tındekı Judi Dench-Bılly Connolly
ıkılısi.
Altın Küre'li Oscaradayı. Sha-
kespeare oyuncusu Judi Dench.
kendını saraya hapsetmiş. karika-
türiere konu edilen. acılı. yaşlı kra-
liçeyı kanlı canlı. resim yapan.
"İskoçya Günlüğür
kıtabını ya-
zan. yüzünde gülücükler açıveren
bir kadına dönüştürüyor. Bir ara
**Sensiz>'aşa>aniani'' diyen krali-
çesi için herşeyi yapmayı göze al-
mış.cahil, tskoç dağlı John Brovvn
rolündekı Bılly Connolly dedök-
türüyor. Judi Dench'den geri kal-
maksızın. Özenli BBC dramala-
nnın çızgısınde. ağır. kasvetlı. ama
olgun ve düzeylı "SadıkArkadaş-
Mrs.Bnmr
n<
\ 19. yüzyıla damga-
sını vurmuş ünlü tngiltere krali-
çesinin insanı yanlarını öne çıka-
rarak etkıleyici bir portresini çizi-
yor. Kısacası. seyre deger bu ta-
rihsel drama ılgisiz kalmak zor.
KEDİ GOZU
VECDt SAYAR
Benim Memurum
HABITAT sırasında düzenlenen Srvil Topium Kuruluş-
lan Forumu'ndan bir anı var duvanmda. "Devlete kız-
mak yerine, daha radikal bir iş yapın. Devletle konu-
şun"diyen bir afiş. Bizdesözdinledık, devletlekonuş-
maya çalışıyoruz.
Bu sefer de devlet kızıyor. N'olcak şımdi?
• • •
Devletin sivil toplum kuruluşlannı karşısına alması-
nın savunulacak tarafı var mı?
Devlet de sivil toplum kuruluşlan da aynı halkı tem-
sil etmiyor mu?
Ama nedense bizim devlet erkânımız, sivil toplum ku-
ruluşlan ile işbirliği yapmayı bir türlü yediremez kendi-
lerine (Tabıi seçim dönemleri hariç).
Toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren bir yasa ha-
zırtanırken, bu kesimlerin temsilcilerı ile dıyaloga girmek
yerine, "En iyisini biz bilıriz" anlayışını ısrarla sürdürür-
ler.
Memur eylemleri bunun en güzel örneklerinden biri.
Ama tek örnek değil elbette.
Isterseniz bir örnek de kendi çöplüğümüzden, yanı
kültür alanından verelim.
içındebulunduğumuzyıl. "Cumhunyetımızın 75. ku-
nıluş yılı." Bu nedenle yoğun bir etkınlık programı ha-
zırlanıyor. Devlet bu yıl törenlere genış halk yığınlannın
katılımını hedefliyor. Bu hedefin doğal sonucu olarak,
sivil toplum kuruluşlan ile yoğun bir işbirliği yapılması-
nı beklersiniz değil mi?
Ne gezer... Bazı üst düzey bürokratlar ve polıtıkacı-
lar, "Bu iş devletin işi" deyip çıkıyorlar işın ıçınden. Dev-
letin projeleri dururken, sivil toplum kuruluşlarınm lafı
mı olur?
Bu yüzden de kutlamalar için aynlan 38 milyon do-
lann ancak 1.3 milyon dolan özel kuruluşlar ve sıvıl top-
lum örgütlerinin etkınliklerineaynlmış. Gen kalanı ıse ba-
kanlıklar kendi aralarında payiaşacaklarmış.
Cumhurbaşkanı'nın başkanlığmdakı bir komıtenin
onayladığı Tarih Vakfı projelerı için ıstenen 8 mılyonun
da ancak yansı devletçe karşılanacakmış.
Herhalde bakanlıklann hazırladığı proıeler çok nite-
likli olmalı. Hele aslan payını kapan fçışleri Bakanlığı'nın
düzenleyeceği etkinliklerin, halkımızın kültürel gelişimi-
ne büyük katkısı olacağından hiç kuşkum yok!
Bakanlar Kurulu'nun onayına sunulan projeler. bir
komite tarafından seçilmiş. Komitede yer alan tarihçi-
ler, toplumbilimciler, kültür ve sanat adamlannın kimler
olduğunu mu merak ediyorsunuz?
Ne kadar safsınız. Bızım komite, safkan memurlar-
dan oluşuyor. Ama memurun sokaklara çıkmayan cın-
sinden.
• • •
Devletin kültür alanının gelişip örgütlenmesi çabala-
rını sivil topluma bırakması, bugün Batı dünyasında tar-
tışılmayan bir ilke. Ama biztm devletlilerimiz, bu yakla-
şıma bir türlü ısınamazlar.
Oysa Atatürk'ün Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Ku-
rumu'nu birer sivil toplum kuruluşu olarak örgütlediği-
ni henüz unutmadık, unutturmak için sarfedilen o ka-
dar çabaya karşın.
Bu kurumlann bugün ne halde olduğu malumunuz!
Atatürk ilkeleri diye bas bas bağıran bir devlet, Ata-
türk'ün vasiyetinin çiğnenmesine daha ne kadar göz yu-
macak dersiniz?
• • •
Devlet yalnızca sivil toplum orgütleri ile konuşmamak-
ta kararlı değil; devletin farklı bırimlen de birbirlenyle ko-
nuşmuyor.
Ornek mi istersiniz: "Cumhuriyetin 75. Yılı Kutlama-
lan" projesı için daha bir yıl önceden Cumhurbaşkanı'ndan
onay alan Tarih Vakfı, bir amblem hazırlatıyor Turki-
ye'nin en önemli grafik sanatçılanndan binne (dünya ça-
pında bir sanatçı olan Bülent Erkmen'e). Ama Kültür
Bakanlığı, bu ışın bir sivil toplum kuruluşuna bırakılma-
sını "yakışıksız" bulmuş olmalı ki bir amblem yanşma-
sı açmış. (17 Mart tarihinde duyurulan yanşmanın baş-
vuru süresi 25 Mart'ta bitiyor!) Herhalde sivil toplum ay-
n amblemle, devlet ayrı amblemle kutlayacak 75. yılı!
Şu sıralar Cumhurbaşkanlığı'ndan bir heyet Pans'te
incelemeler yapıyor, Fransa'dakı devlet reformu çalış-
malan üzerine.
Son günlerde sık sık kültürün - sanatın önemıni vur-
gulayan Cumhurbaşkanımız, bir talimat verse de bir de
kültür alanında yapılanlara bir göz atsalar.
Tüm Avrupa ülkelennın örnek aldığı Fransa'nın kül-
tür - sanat politikasından, kültür kurumlannın örgütlen-
mesinden alınacak bazı dersler olabilir.
Tek bir örnekle yetinelim, yerimizin darlığından otü-
rü. Fransız Dışişleri Bakanlığı. Fransız kültürunü dış
dünyaya tanıtma işini, bir dernek (Assocıation França-
ise D'Actıon Artıstique) aracılığıyla yapıyor.
Fransa, şu günlerde ıdarı sisteminı gençleştırmeye,
yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Küttür Bakanlığı'na bağ-
lı özerk kuruluşlann gücü daha da artacak buyük bir ola-
sılıkla.
Fransa'daki refoımlann ızlenmesı çok güzel de retor-
mu bekleyene kadar şu andakı mevcut sıstemi kopya
etsek, bize yeter de artar gibi geliyor bana.
Bilmem yanıhyor muyum?
AÇIKLAMA
• 18 Mart tanhli bazı gazetelerde 1. Uluslararası Kıtap
Fuan '98 başlıklı bir ılan yayımlandı. Bu ılanda 200e yakın
kuruluşun Kıtap Fuan "98'e katıldığı. fırmalann ısımlerıyle
birlikte bıldınlmekteydı. Lıstede. fırma ısımlenmız bılgımız
dışında ve ıznımız olmadan yayımlanmıştır. Aşagıda
isimlen olan fırma sahıplen ve vetkılılen olarak: ılgılı
kişılere ve okurlanmıza bu fuarda yer almadıgımızı
bıldırinz. Çmar Yayınlan Aydın llgaz. Altın Kitaplar. Raru
Bozkurt, Bilgı Yayınevi Ahmet Tevfık Küflü.
Çılgm aşk ve uçan bir güldürü
R Ü L T Ü R I Ç t Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I
Hitch Amca'van gerılım-heyecan serüvenı
ShalkM Gra\«-MezannıDerüı Kaz' ve son
onyılın en ıyı Ingiliz fılmi olarak nıtelenen.
uyuşturucu ağırlıklı. çarpıcı toplumsal dram
denemesi 'Trainspotting'le 1990'lıyıllann
ikıncı yansında beklenmedik bir üne kavu-
şan tngiliz yönetmen Dann> Bojte. senanst John
Hodges. japımcı Andrew Macdonald üçlüsü
(oyuncu Ewan McGregor" u da katarsak. dört-
lüsü demek gerek). bu kez romantık bir ko-
medi denemesiyle karşımızda: 'A Life Less
Ordinan-CMağanüstü Bir Havat'. Temizlık-
çi-kapıcı olarak çalıştığı ışınden. vennı bir
robota kapprarak kapıya konan. öfkeden
çılgına dönmüş. kimseye beğendiremedı-
ği, paspal romanlar yazan. genç Robert
(Evvan McGregor). patronun bürosunu ba-
sar elinde silahla. Şımank. küstah. ukala kı-
zı Celine'i(özellikle erkek sev ırcınin >üzün-
de gönlünde güller açtıran Cameron Diaz)
haşlarken basılan patronun (usta aktör Ian
Hobn) korumalan arunda salaklar şahı Ro-
bert'i ufalarken. becenksiz gencin im-
dadına zengin kızı Celine yetişir yer-
dekı tabancasını ona doğru ıteleyerek.
zlaten annesıne yaptıklannı afFedeme-
Olağanüstü Bir Hayat
A Life Less Ordlnary / Yönetmen:
Danny Boyle / Senaryo: John Hodges
/ Kamera: Brian Tufano / Müzik:
David Arnold / Oyuncular: Evvan
McGregor, Cameron Diaz, Holly
Hunter, Delroy Lindo, Ian Holm, Dan
Hedaya, Ian McNeice /
1997 Ingiltere (Özen Film)
diği. parasını kesip kredi kartlannı iptal ettiren. bu ara-
da Robert' ın şakayla kanşık bacağından vurduğu ba-
basından nefret eden Celine. adeta kendisini zorla ka-
çırttınr genç adama.
Derken birbirinden bütünüyle farklı sınıf ve yapıda-
ki bu genç çiftin arasını bulacak olan iki melek bulut-
lann arasmdan yeryüzüne ınerek devreye girer. Bem-
beyaz bir cennette Tannnın Cebraile buyurduğu, Ceb-
rairindeikımeleğe(Holh Hunter,Delrm Lindo)dev-
rettiği çiftin arasını yapmak görevinin kaçınılmaz bi-
çimde gerçekleşeceği. 'aşka doğru kanatlanacağımız'
bir dizi olaycıklarla gelişen zorunlu bir beraberlik ve
kaçma öyküsüne dayanıyor film. Alışümıştan farklı, ro-
mantik komedi türünün klişelerine yeni bir soluk ge-
tirme iddiasındaki. aynca meraklısına göndermelerle
dolu bir pop kültür eğlencelıgı film yapmak isteğiyle
kollan sıvamış Boyle-Hodges-Macdonald- McGregor
dörtlüsü, Amerika-Utah'da çektikleri bu üçüncü film-
lerinde doyasıya dalgalannı geçmek istemişler besbel-
li. Her ne kadar 'Trainspotting' gibi çagdaş bir başya-
pıttan oldukça uzak düştüğü, ruhsuzluğu. donuk ve ya-
paylığı açık seçik ortadavsa da, yine de bu dörtlünün
çekiminde epeyce eğlendiği anlaşılan. şaşırtıcı, hoş, şi-
nn ve uçan bir duygusal güldürü serüvenı sayılabilir,
sürekl ı kakara- kikiri ıçinde seyrederek tükettiğimiz bu
'CMağanüsrü Bir Hayat' fantezısi.
MkhaelPDweU-EnıericPressburger'in cennetlı-me-
lekli romantık komedi klasıklerinden esinlenerek yo-
la çıkan Danny Boyle-John Hodges. mizahla destekli,
şen şakrak, gamsız, dinamik ve şirin bir seyirlik tez-
gâhlamışlar. kaçırma. şantaj. gasp. karaoke numarala-
rıyla (Bobby Darin klasigi 'Beyond The Sea' şarkısı).
müzikal gösterileriyle kanşık. Yazar müsveddesı, be-
ceriksiz somun pehlivanı rolündeki Ewan McGregor'la.
dayanılmaz. şımank kız rolündekı. Cameron Diaz'ın
kimyalannm uyuştuğu filmin kısacık biranimasyon for-
matındaki hoş jenenkinı ve REM. Prodigy. Beck. Oa-
sıs. The Cardigan şarkılannın kulağımızaçalındığı mü-
ziklerini de anmadan geçmemeli.