23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 11 Etibank Madencilik isim değiştirdi • ANKARA (AA)- Etibank Genel Müdürlüğü'nün bankacıhk kısmımn özelleştirilmesinin ardından, Etibank Madencilik de "Eti Holding AŞ" unvamyla yeniden teşkilatlandınldı. Konuyla ilgili Bakanlar Kurulu karan, dünkû Resmi Gazete'de yayımlanarak yûrürlüğe girdi. Karar ile Eti Holding AŞ unvanh bir iktisadi devlet teşekkülü ve bu teşekküle bağlı 7 adet ortakhk kuruldu. Memupların yan ödemeleri • ANKARA (AA)- Bakanlar Kurulu, devlet memurlannın iş gûçlüğû, iş riski ve mali sorumluluk zattunı ile özel hizmet tazminatlannı yeniden düzenledi. Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu karan ile 1 Ocak'tan geçerli olmak üzere, teknik ve sağhk hizmetleri ile ilave eğitim, öğretim tazminatı ödenecek Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı mesleki ve teknik okullar da belirlendi. Özel hizmet tazminatı miktan ise 1998 yılı için en yüksek devlet memuru aylığına, belirlenen oranlann uygulanması suretiyle hesaplanacak. Bu tazminattan, damga vergisi haricinde herhangi bir vergi alınmayacak. Israil ile tıcari • Ekonomi Servisi - Türkiye ve Israil arasında 1993 yılında, dönemin Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in öncülüğünde imzalanan ve REFAHYOL döneminde Meclis Genel Kurulu'nda onaylanması gündem dışı bırakılan Serbest Ticaret Anlaşması'nın yûrürlüğe girrhesi amacıyla Israil Meclis Başkanı Dan Tichon ve beraberindeki heyet Meclis Başkanı Hikmet Çetin'in davetlisi olarak Türkiye'ye geldi. ödülleri • Ekonomi Servisi - Tûrkiye'nin de artık bir teknoloji ödülü yanşması var. TÜBtTAK, TTGV ve TÜSİAD tarafindan, yeni ûrün geliştirme ve dünya pazannda sanayi ürünlerinin rekabet gücünü arttınna çabalannı teşvik etmek amacıyla düzenlenen yanşmanın fınalistleri belli oldu. Finale kalan yanşmacılar arasvnda "Büyük Ödül" kategorisinde Arçelik, Netaş, TAİ, Simko ve Türk Elektrik Endüstrisi yer ahrken "Başan Ödülleri" kategorisinde ise Anadolu Biracılık, EKA, ETA, Fentex, Hemaks, Medikar, Petaş, Tekno Plazma ve Unimedya firmalan bulunuyor. TBC&'de eytem hanrlığı • Ekonomi Servisi - Tekgıda-lş Sendikası, Özelleştirme adı altında oynanan oyunlan protesto etmek amacıyla, Tekel Genel Müdürlüğü'ne siyah çelenk bırakma eylemi yapacak. Yapılan yazılı açıklamada, eylemin 5 Şubat 1998 tarihinde saat 12.00'de, Istanbul'un çeşitli semtlerinden gerçekleşecek işçi katılımıyla yapılacağı duyuruldu. hracat düştü • Ekonomi Servisi - Türkiye thracatçılar Meclisi (TİM) ihracatın ocak ayında yüzde 4 düşüş gösterdiğini açıkladı. TÎM Başkanı Okan Oğuz ihracatın istikrarsız bir seyir izlediğine dikkat çekerek, "Bunun temel nedeni, ekonomik istikrann temelinde halen sorunlar bulunması" dedi. TtM'in derlediği verilere göre, ocak ayı ihracatı 2 milyar 48 milyon dolar oldu. ABD Ticaret Temsilci Yardımcısı Hayes'in imalan hükümeti tatmin etmedi Kotalar 2004'e kaldıîÖZGENACAR ANKARA - Dünya Ticaret Örgütü'nce (WTO), ABD'nin Türk tekstiline koyduğu kotalan 2004 yılmda kaldıracağı, ancakbu- nun bugün Ankara'yı tatminden uzak oldu- ğu bildiriliyor. Başbakan Mesut Yılmaz'ın, bir süredir Ankara'da çeşitli temaslarda bulunan WTO nezdindeki ABD Ticaret Temsilci Yardım- cısı Büyükelçi Rita Hayes'e, "Biz ABD ile tkareti getiştirmek tstiyoruz. Ancak koydu- ğunuzkotalar nedeniyle,berdolarbaşına bir dolaraeık vermeye detahammül edemeviz" dedığı öğrenildi. Buna karşılık Hayes'in Yılmaz ve öteki Türk yetkililere de şu yanıtı verdiğı belirlen- di: "ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı kotalar WTO sözleşmesi çerçevesinde 2004 yılında kalkacaktır. Kotalan daha önce kaldırmak, ABD'nin iç ekonomiksiyasası açısından ola- naksızdır. Bununla birlikte, Türkiyey i tat- min edecek bazı oransal iyikştirmeler yapt- labilir. Yeter ki öteki ülkelerin ihracatçuan ile Amerikalı üreticileri ürkütecek bicimde yaygara koparmayuı." ABD Başkanı BU1 Clinton ile Başbakan Yılmaz'ın iki ay önce VVashington'da ön- gördükleri bir dizi karar çerçevesinde An- kara'ya gelen Hayes'in Ankara temasında, 42 kalem tekstil içinde üç tanesinde kota sorununun yaşandığı belirlendi. Bukatego- rilerde yüzde 8.3 oranındaki kotanın yüzde 15'e çıkmasının söz konusu olduğu anlaşı- hyor. Dünyanın en büyük tekstil ve konfeksi- yon ithalatçısı olan ABD, 1996'da 46 mil- ABD Başkanı Clinton ile Başbakan Yılmaz'ın iki ay önce Washington'da öngördükleri bir dizi karar çerçevesinde 42 kalem tekstil içinde üç tanesinde kota sorununun yaşandığı belirlendi. yar dolar ödemişti. 1997 yıhmn ilk 7 ayui- da ise yüzde 18 oranında arnş gerçekleş- mişti. Bu arada ABD'nin Türkiye'den tekstil ve konfeksiyon ithalan 1996'da 746 milyon do- lar iken 1997'nin ilk yedi ayında yüzde 16'lıkbir artışla 514 milyon dolan bulmuş- tu. Tûrkiye'nin genel ithalat içindeki payı yüzde 1.63'le değerde 20., miktarda 17. sı- radadır. Tûrkiye'nin uzun süredir kotalannı dol- duramadığı biliniyordu. Ancak Avrupa Bir- liği'nde durgunluğun ortaya çıkmasından ve dolann değeT kazanmasından sonra ABD'ye yönelen Türk tekstil ihracatçılan- nın önüne çıkan kotalann yetersizliği sorun yaratmıştı. Ankara'nın kotalann kaldmlması ya da hafifletilmesı yolundaki ıstemini Washing- ton, "piyasadaki pazar payının ani yüksel- mesi nedeniyte" kabul etmiyordu. Hayes'in Ankara temaslannda bu alanda bazı olum- lu adımların atıldığı anlaşılıyor. Öte yandan Hayes'in de Ankara'dan ba- zı isteklerde bulunduğu bildiriliyor. Bunlar özetle şu noktalarda toplarn) cr. 1 - Tûrkiye'nin tekstiline uygulanan kota- lara karşıhk olması amacıyla Amerikan buğdayına konulan yüzde sıfir oranındaki nem ölçüsünü binde üç olarak degiştirmesi durumunda ABD, Türkiye'ye daha fazla buğday ihraç edebilecek. 2- Tûrkiye'nin Güneydoğu Anadolu'da hayvancılığı konımaamacıyla Amerikan it- hal etine karşı uyguladığı şap hastalığına Uişkin önlemlerininyumuşaülmasına ve da- ha ucuz olan Amerikan etinin Türk pazar- lannda rahat dolaşabilmesine Ankara pek yanaştmyor. Hayes ile ele alınan bir başka konuyu da damping ve telafi edici vergi uygulamala- nnakarşı çıkan ABD'nin, Tûrkiye'nin dört ürününübu amaçla soruşturması oluşturdu. Bu kalemler arasmda Aspirin'in hammad- desi olan asetilsalisilik asit, demir-çelik bo- ru ve tüpler, nervürlü inşaat demiri ve ma- karna yer alıyor. Türkiye, Italyan makarnacılann kaygı- sından doğan, Türk makarnasına ABD'de uygulanan engellemelerden yakınıyor. Şu anda dünyada ikinci sıraya yükselen Türk makarna ihracatı, bu yıl içinde Rusya'ya yapılması öngörûlen 150 bin tonluk üıraca- tın gerçekleşmesi durumunda birinci sıraya yükselebilecektir. Bu nedenle Türk makar- nasının Amerikan pazannda ön sıraya otur- masının ttalyan makarna üreticileri ve on- lann ABD'deki mafya uzantılannın engel- lemelerinin Hayes'e iletildiği bildiriliyor. Bir başka olay da dünyaca ünlü Türk ku- ru üzümünde ortaya çıkan kirlenmenin ya- rattığı önemli sorundur. Üzüm bağlan çev- resindeki karayollanndaki araçlann kurşun- lupetrolkullanmalan ve aynca tanmsal mü- cadele ilaçlanrun yarattığı kirlilik oranııun yüksehnesi, ABD'deki talebi azaltmaktadır. Bu konuda Çevre Bakanlığı ile Tanm Ba- kanlığı'na önemli görev düştüğü, gerekli önlemlerin almmaması durumunda önü- müzdeki birkaç yıl içinde üzüm ihracatında önemli gerilemelerin ortaya çıkacağı bildi- riliyor. Hayes'in Kültür Bakanı İstemihan Taİay ile görüşmesinde, sinema filmlerinde yerliler ile yabancılara uygulanan riisum eşitlemesine teşekkürettigı, bununlabirlik- te örneğin müzik kasetleri, sinema videola- n, bügisayar CD'leri gibi telif haklan konu- sunda yardım istediği biliniyor. Hayes'in Ankara'ya ziyaretinden önce patronukonu- mundaki Büyukelçi Chartene Barshefsky, Tûrkiye'nin, mülkiyet haklan ile ilgili ya- sada tatmin edicı değışiklik yapmadığı için "önceükkgözlenecek ülketer* listesine alın- dığını açıklamıştı. Nisan 1998'e kadar bu konuda bir gelişme sağlanamazsa Tür- kiye'nin "Gend TerdhH Ülkekr Listesi''n konulmayacağı da duyurulmuştu. Maden ocaklannda işçi azlığı, üretimde düşüşün yanı sıra iş kazalannın da azalmasına neden oldu. Taşkömürü üretimi diişüyor ZONGULDAK(Cumhuriyet)-Tür- kıye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) kömûr ûretimı. yılın ilk ayında geçen yılın aynı ayma oranla 167 bin 496 ton azaldı. Üretim düşüşünün. işçi açığın- dan kaynaklandığı bildirilırken maden kazalannda da azalma olduğu belir- lendi. TTK yetkilileri, kömür üreti- minde meydana gelen düşüşün işçi açığından kaynaklandığını belirttiler. Maden ocaklannda meydana gelen iş kazalan da azaldı. 1997 yıhmn ilk ayında 207 işkazası görülürken,bu sa- yı 1998'in ocak ayında 135'egeriledi. Ölümlükaza olmazken, kömürüretim bölgelerinde ise geçen yıl meydana gelen kazalarda, 2 bin 317 işçi yarala- rurken, 22 işçi öldü. EMO'dan suç duyurusu Enerji ihaleleri geçersizhale geldi ANKARA (Cummıri- yet Bürosu) - Danıştay'm, 12 termik santral ve 25 da- gınm şebekesinin ihalesin- dekihukuka aykınlığı sap- tamasırun ardından, Elekt- rik Mühendisleri Odası (EMO), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TEDAŞ yöneticileri hak- kındasuç duyurusunda bu- lundu. Danıştay 10. Daire- si'nin, uygulamada olma- yan Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) kara- nna karşı veıdiğiyürütme- yi durdurma; Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlı- ğı'nm gerçekleştirdiği ter- mik santrallaTm ve dagıtım şebekelerinin satışı açısın- dan hukuki sonuç doğur- du. Danıştay'm bukarany- la, Bakanlar Kurulu karan olmaksızm termik santral- lann ve dagıtım şebekele- rinin satışı hukuken geçer- sizleşti. EMO'nunavukatı Gökhan Candoğan da "Daıuştay karan, \«tkisioJ- mamasına karşın Enerji Bakanhğı'nın gerçekteştir- diği dağmm şebekeieri ve termik santral ihaklerinin hukuka aykın olduğunu ortaya koydu" dedı. Candoğan'ın hazırladı- ğı suç duyurusunda, "TE- DAŞ'ın ihaksine girmeieri bilemümkün ohnayan Do- ğan, thlasve Ce> lan şirket- lerinin. dağmm ihalelerini kazanmalan hukuken mümkün değikiir" denıl- di. Belirli bir miktann üzerinde faiz geliri elde edenlere beyanname zorunluluğu 2 mflyarı aşan faize vergi geüyor NURSEL KARSAVURAN Faiz geliri elde edenlere beyan- name verme zorunluluğu getiren vergi yasalanndaki değişiklik, bü- yük tartışma yaratmasına rağmen son düzenlemeler içtnde yer aldı. Buna göre 1997 yılı içinde tahvil, Hazine bonosu, her nevi alacak faizleri, mevduat fonlan, kâr pay- lan. repo ve ters repodan enflas- yondan anndınldıktan sonra 2 milyar 250 milyon lirayı aşan fa- iz geliri elde edenler beyanname verecekler. Istanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMM- MO) tarafindan vergi yasalann- daki son değişiklikler üzerinde yapılan incelemelere göre yeni düzenlemeler reform niteliği taşı- yor. Reform hazırhklan başladığı günden bu yana üzerinde en çok tanışma yapılan faiz geliri elde edenlere getirilmesi düşünülen beyanname verme zorunluluğu, son değişiklikler içinde de yer ah- yor. Her nevi tahvil, Hazine bono- su, mevduat fonlan, kâr paylan, repo ve ters repodan menkul ser- maye iradı gelirleri elde edenler beyanname verecekler. Yapılan düzenlemeye göre menkul serma- ye iratlanndan Maliye Bakanlı- ğı'nca belirlenen indirim oranı uygulandüctan sonra geriye kalan Vergi Reformu Tasarısı neler getiriyor? - Devlet alacaklanna gecikme faizi geliyor. - Maliye işyerlerine ait bilgileri disket aracı- ltgj ile isteyebilecek. - Cezalar sadeleştirilip hapis cczası gctiriliyor. - Limiti dolan maktu hat ve miktarlann arttı- nlabilmesi için Bakanlık yetkisini yeniliyor. - Günlük kasa defteri, günlük perakende sa- öş ve hasılat defteri ve kambiyo senedat defte- ri kaldınhyor. - Gelirin tanırnı, "taMinrf veya harcama ko- nusu olanher türlü kazançw iratlann safl tuta- ndır" şeklinde değiştiriliyor. - Götürü vergi kaldınhyor. - Gayrimenkullerde istisna oranı yükseitiliyor. - Otomobülere ait giderlerin ve amortisman- lann tamamınuı indirim konusu yapılabîlmesi- ne olanak tanmıyor. - Menkul sennaye geliri elde edenler, enflas- yondan anndınlmış beyanname düzenleyecek. - Vergilendirilmeyecek kazanç bırakılmıyor. - Hisse senetleri bİT yıldan fazla elde kalıyor- sa vergiye tabi olmayacak. - Özürlülere vergi muafıyeti genişletilijor. - Geçici verginin hesaplanması değiştiriliyor. - Gayrimenkullerin gerçek değeri üzennden beyan ettirilmesi hedefleniyor. - Borsa kazançlan enflasyondan anndınlarak vergilendiriliyor. - Stok ve demirbaş affi getiriliyor. - Servet bildirimi getiriliyor. - Hayat sdandardı esası kaldınhyor. - Kurumlarda bagış yazma limiti büyütûlüyor. - Geçici vergide gelir vergisi mükelleflerin- deki aynı uygulama getiriliyor. - Kurumfar Vergisi oranı değiştiriliyor. - Ithalatta KDV ertelemesi kaldınhyor. kısım ihtiyari toplamı aşıyor ise vergilendınlecek. ISMMMO'nun hesaplamalanna göre 1997 yılı için uygulanacak indirim yüzde 67.5 oranında. İndirim oranı uy- gulandıktan sonra enflasyondan anndınlan faiz gelirleri 2 milyar 250 milyon lirayı aşıyor ise be- yanname verilmesi zorunlu olu- yor. İSMMMO Başkanı Yahya Art- kan, elde edilen faiz gelirleri için beyanname zorunluluğu getiril- mesi konusunda süren tartışmala- n "gereksiz'' diye nitelendirerek "Dahaöncealınan stopaj oranı da düşülüyor. Ondan sonra vergi he- saplanıyor. tddia edildiği gibi çok yüksek vergilendirme söz konusu değH" dedi. Ankan, faiz gelirleri enflasyondan anndınlırken be- yannameli vergi mükelleflerine aynı imkânmm getirilmediğini ifade ederek şunlan söyledi: "Yapılan değişiklikler ckkü bir servetincelemesi getiriyor. Bu du- rum vergi ihtilaflan nı arttırabilir. Mafiye ileyargıarasmda taröşma- lar yaşanabilir. Faiz geliri elde edenlere tanınan istisna vergi mü- kellerınetanmmıyor. Mağduriyet- ler çoğahyor. Sistem iyi anlablma- dığından dolayı dava açılabilir." Ankan. götürii verginin kaldı- nlarak yerine basit usülde ticari kazancm tespit edilmesinin geti- rildiğini belirterek bunlann kayıt- lannınesnaf odalanndan tutulma- sına olanak tanmmasını eleştirdi. Esnaf odalannda oluşturulacak birimlerde kayıt tutulmasının sağ- lanması durumunda dava açacak- lannı vurgulayan Ankan, "Bu si- yasi istismara açık bir konu. Bu kesimin tüm ticari sıriannın tnes- lek Örgütkrinin elinde olmasını sağlar. Bizmeslek mensuplan ola- rak bunatalibiz, Odanın beiirieye- ceği bir indirhnk bu kayıtlan tu- tara" diye konuştu. Temizel reformu anlatacak Maliye Bakanı Zekertye Temi- zel, Vergi Reformu Yasa Tasansı hakkında bilgi vermek amacıyla sivil toplum örgütü temsilcilerini 6 Şubat Cuma günü toplantıya ca- ğırdı. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)Müsteşan OrhanGüvenen tarafindan ilgili kuruluşlara gön- derilen çağn yazısmda, tüm vergi yasalannm yaklaşık yüzde 5'inde değişiklik öngören ve tek vergi numarası kullanımını düzenleyen yasa tasansınm Bakanlar Kuru- lu'nca onaylanarak TBMM'ye gönderildiği anımsatıldı. Toplan- tıya TOBB Başkanı Fuat Miras, TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan, TZOB Genel Başkanı Faruk Yücel TESK Genel Baş- kanı Derviş. Günday. TİSK Başka- nı Refik Baydur, Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak ve Hak-lş Genel Başkanı Safim Uslu davet edildi. Antalya'da 2 gündür süren yağışın zaran 15 trîlyon BÜLENTECEVtT ANTALYA - Tûrkiye'nin turfanda sebze amban olarak bilinen Kumluca ve Demre ıl- çelerinde ıkı günden ben yağan yağmur, 30 bin dekar serayı etkiledi. Maddi zarann 15 trilyon lirayı bulduğu belirtilirken, Türki- ye'de sebze fiyatlannın da artması bekleni- yor. Antalya'nın Kumluca ve Demre ilçele- rinde önceki gün başlayan ve dün de devam eden şiddetli yağış, altyapmın yetersizliği nedeniyle sera alanlannda su baskınına ne- den oldu. Şiddetli yağışlann vurduğu Kum- luca ilçesindeki sera alanlan, Türkiye'deki toplam sera alanlannm yüzde 25'ine ulaşı- yor. Turfanda ürünlerin yüzde 95'inin zarar gördüğünü anlatan Kumluca Belediye Baş- kanı HüseyinGürkan, zarann 12-15 trilyon liraya çıkabıleceğinı, üreticilerin borçlannın ertelenmesı gerektiğim belirtti. Zarar tespit çahşmalannabaşlandığını söyteyen Başkan Gürkan, "Bundsuı 13 ay kadarönce bir hor- tum meydana gelnüşti ve zarar 1 trilyon ii- raydk. Bugünkü zarar bunun 10-15 fazlasL Üreticilerimizin bu yıl yûzleri gülüyordu, a- ma bu afet büyük zarara uğratö'' dedi. Kumluca ve Demre ilçeleri merkezi ile Beykonak. Mavikent. Hacıveliler, Hızırka- ya. Kavak. Salur, Sancasu, Beşikci köyleri de dahil 30 bin dekar sera alanında yüzde 95 oranında zarar meydana geldiğini söyle- yen Gürkan, ilçede altyapı çalışmalan yeni tamamlanmış olmasma karşın, şiddetli ya- ğışa dayanamadığını bildirdi. Hasar tespit çalışmalanndan sonra çift- çinin Ziraat Bankası'na olan borçlannın er- telenmesini isteyen Belediye Başkanı Hüse- yin Gürkan, "En azuıdan faizkr durdunıt- mah. Bu yıl müstahsilin \üzü gülecektL Fı- yatlar iyi durumdaydı. Ancak bu afet hem üretid hem de tüketki açısuıdan kötü oklu" dedi. Antalya Ziraat Bankası yetkilileri de yaptıklan açıklamada üreticilere gerekli ko- laylığı sağlayacaklannı söylediler. Antalya Sebze Hali komisyonculan, fı- yatlann artış eğilımine girdiğini, bunun di- ğer illere yansımasının önüne geçilemeye- ceğini söylediler. Turfanda sebze fiyatlan- nın bugünden itibaren yüzde 40 ile yüzde 60 oranında arüş göstereceği bildirildi. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ANAP Yol Aypımmda ANAP ve Mesut Yılmaz, onları bugünkü hü- kümetin başına getiren çizgiden hızla uzaklaşı- yoriar. "Özal'ın ANAP'ını canlandırmak" diye de bir sloganları var ki aklı başında, merkez sağda, liberal demokrat olduğunu söyteyenlerin, bu ter- sine gidişe derhal "dur" demeleri gerekiyor. ANAP ve Mesut Yılmaz, şeriatın rejimi tehdit etmesinde suç ortaklığına giren Tansu Çiller ve DYP karşısında, merkez sağda, laiklikten odün verilmemesi gerektiğini anlamış, liberal birçizgi- de, güvenilir izlenimi vererek iktidar alternatifi ol- mamışlar mıydı? REFAHYOL iktidarının, Çiller- Erbakan ikilisi ile DYP ve Refah'ın çetelere ku- cakaçmalarına karşın, Yılmaz'ın ANAP'ıçeteler- le, her tür kirlenme ile savaşımı, devletin Susur- luk'la hesaplaşmasını savunarak toplumun gü- venini kazanmadılar mı? ANAP'ın, Özal dönemineözenen iktidar uygu- lamalannm, iktidarageliş ç'ızgisi, kimliğinden vaz- geçip, çetelerle, her tür kirlenme ile banşıp, şe- riata, ırkçılığa prim vermeden başkaca bir anla- mı var mı ki? Başlangıçta REFAHYOL'un kadrolaşmasına set çekme, iktidannı yürütebilme paravanasın- da yapılan akıl almaz partizanlık ye haksız kad- rolaşmanın ardı arkası gelmiyor. Üstelik REFAH- YOL' u aratmayacak biçimde ölçüler aynen ko- runuyor. Belli ki ANAP'ın içindeki Özal ruhu ile birlikte, şeriatçı, milliyetçi, her tür kirlenmeye, çıkara açık çizgiler de iktidarın nimetlerinden yararlanmayı, gerçek liberal demokratlardan daha iyi becen- yorlar. ANAP'ın muhalefete görülen liberal de- mokrat kimliği zayıflayıp, Özal'lı iktidar dönemı kimliği hızla ağır basıyor. ANAP aslına rücu eden bir dönüşümü yeniden ve hızla yaşıyor. ANAP muhalefette iken merkez sağın ikiz par- tileri ANAP ve DYP günlük politikaları ile çizdik- leri gidişte, Çiller, Özal'a benzeme özentisınde; Yılmaz, Demirel'in dengesini ölçü almaya çalı- şan rolierdeydiler. Tabii ki iki partinin temel ide- olojilerinde hiçbir fark yoktu. İki örnek alınan li- derin artıları ile eksileri de pek değişmiyordu. Ama yaşam boyu iktidar uğruna, çetelere, yol- suzluklara, şeriata da göz kırpmış, ancak yolu- na yordamına göre hırslann smırlanması gerek- tiğini de savunmuş, bu politikasını çok başanlı yürütmüş Demirel ile dur durak bilmeyen Ozal arasmda önemli farklar da vardı. En azından bi- ri göz yumarken sorumluluğa doğrudan ortak olmuyor, ipin ucunun kaçtığı noktalarda karşı bi- le çıkıyordu. Diğer'i ise yükselen değerlenn per- vasız savunuculuğunu yapıyordu. Doğal olarak çömezlerin yorumlamalan ile Çiller uygulamala- rında özalizm Türkiye'yi çok daha derin bir uçu- ruma sürüklerken Yılmaz'ın ANAP'ı çaresizükte umut oluyordu. özalizmi bayrak yapmış, astına rücu etmiş bir ANAP iktidan Türkiye'yi yeniden nerelere sürük- leyebilir? ANAP'lılar Özal'ın paıiakyıllarını, dış ve iç des- tekli günlerini canlandıracaklarını söylüyorlar. Özal'ın parlakyıllannt, Özalizme, yükselen değer- lerine değil, 12 Eylül'e, başta ABD, Batılıların desteğine borçlu olduğunu atlıyorlar. Solu silindir gibi ezip geçmiş, toplumu köleleş- tirmiş, toplumsal değerlerden, haklardan yana demokratik çıkışları, örgütlenmeleri sıfırlamış, buna karşın emek cephesinden sermaye cephe- sine çok büyük bir kaynak aktarmış ve ekono- mik dengeleri yeni bir iktidar için çok olumlu nok- talara getirmiş 12 Eylül yönetiminin ardından kendiiiğinden gelen kısa süreli rahatyıllar Özal'a vehmediliyor. Özalizmin birkaç yılda bu avantajlı konumunu nasıl yitirdiği, mirası hovardaca tüketip, toplum- sal uyanış söz konusu değilken 12 Eylül düzeni- ne rağmen, iktidarda eriyiptükendtği unutuluyor. Özal'ın özel hanedanı, yükselen değerlerinin ya- şamın her alanına getirdiği büyük kirlenme, bu- gün yaşanan Susurluk dahil, siyasal, toplumsal, ekonomik çıkmazlardaki başrolü görmemezlik- ten geliniyor. En avantajlı koşullarda birkaç yılda foyası çı- kan özalizm, şimdi çok farklı koşullarda hortla- tılmak isteniyor. REFAHYOL'un kötü mirasının ardından gelen bu elverişsiz koşullarda, hortla- tılacak Özalizm'in Türkiye'yi çok daha tehlikeli uçurumlara sürüklemekten başka ne işlevi ola- bilir? Susuriuk'u, REFAHYOL iktidan ile su yü- züne çıkan şeriat, rejım tehdidini, Çiller'le, Erba- kan'la şahlanan siyasal kirlenmeyi, ırkçı hesap- laşmalann sonuçlannı yaşadıktan sonra Özal'ın bu sonuçlarda çok büyük sorumluluğu olan po- litikaları nasıl savunulabilir? ANAP ve Mesut Yılmaz gerçekten kendilerini de partîleri ve iktidarları ile birlikte Türkiye'yi de daha tehlikeli bir çizgiye sürükleyecek yol ayırımına gelmiş bulunuyorlar. Umalım ki akıl, sağduyu egemen olsun. 'Reklam pastası'nda büyük dilim TV'nin Ekonomi Servisi - "Reklam pastası"190 trilyon liraya ulaştı. Reklamcılar Derne- ği'nden yapılan açıkla- maya göre pastanm en büyük dilimini televiz- yon alıyor. Geçen yıl • • içinde yapılan reklam yatınm- lannı, üyelerin- den aldığı bilgi- ye göre hesapla- yan Reklamcılar Derneği'ne göre en büyük payı alan televizyon 60 trilyon liralık gelir sağladı. Basının reklam duğu ve bu nedenle bel- li başlı mecralann yaym geiirinin dikkate ahndığı belirtildi. Basını, 9.5 trilyon li- rayla sinema ve 6 trilyon liralık geliriyle radyo ta- kip ediyor. Açıkhava — — — reklamlannm da 6 trilyon li- rayı bulduğu- nun belirtildi- ği açıklama- da, diğer rek- lam yatınmla- n 50 trilyon li- ra olarak he- saplandı. Açıklama- da, Reklamcı- lar geliri ise 58.5 trilyon li- ra. Derneğin yazılı açık- lamasında, tahminlerin ülkenin reklam pastasını tanımlamaktan uzak ol- Reklamcılar Derneği'ne göre en büyük payı alan televizyon 60 trilyon liralık gelir sağladı. Basının reklam geliri ise 58.5 trilyon lira. Derne- ği'ne üye reklam ajans- lannın büyük bir çoğun- luğunun, demeğe bildir- dikleri cironun toplam 140 trilyon lira olduğu ifade edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear