23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 ŞUBAT 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Zana'dan Shattuck'a mektup •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'nin insan haklanndan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı John Shattuck. Güneydoğu'daki incelemelerinin ardından kapatılan DEP'in hapisteki milletvekillerinden Leyla Zana. İHD ve kapatılan RP'nin Diyarbakır Milletvekili Haşim Haşimi'yi ziyaret etti. Necmettin Erbakan ile Zana, Shattuck'a birer şikâyet mektubu ilettiler. Mektubunda faili meçhul cinayetlerin sürdüğünü belirten Zana, "tşkence, bir sorgulama yöntemi ve aynca bir devlet politikası olarak sistematik şekilde devam etmektedir" görüşünü kaydetti. Çetinsaya'nuı açıklaması • Istanbul Haber Servisi - Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya, belediye çalışanlanna nemalann verilmemesinin ya da gecikmesinin nedeninin, bir önceki dönemde zorunlu tasarruf kesintilerinin "üzerine yatılmış" olmasmdan kaynaklandığını belirtti. Çetinsaya, gazetemizde 19 Şubatl998tarihinde yayımlanan "Nema gösterisi amactna ulaştı" başlıklı haberle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, haber başlığının, gösteri yapıldığı için nemalann ödendiği izlenimini verdiği, ancak bunun gerçekle bir ilgisi olmadığını kaydetti. Çetinsaya, bu olayda kendisinin hedef alındığını savunarak, "Bu tavır, siyaseti kirietenlerin klasik tavndır" dedi. Kisa... Kısa... • Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Gaziantep'te yaptıgı konuşmalarda Kıbns meselesine Türkiye'nin sahıp çıktığını belirttiler. • Kurtuluş gazetesinin merkezinin aranması sırasuıda çıkan olayian protesto amacıyla gazetenin tzmir bürosu çauşanlaruun konak'ta yapmak istediği basın açıklamasuıa polis tarafindan izin verilmedi. • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, özel sektöre 30 yıllığına devredilen Yozgat-Sıvas- Tokat(19No'lubölge), Konya-Karaman (14 No'lu bölge), Trabzon- Rize-Artvin-Gümüşhane- Giresun (20 No'lu bölge), Kırşehir-Nevşehir-Niğde- Aksaray (18 No'lu bölge) şebekelerinin ihalesini sonuçlandırdı. • ÇHPBeşiktaşuce örgütû dün Beşiktaş Iskele Meydanı'nda bir eylem düzenleyerek SÎT alanlarmı turizm bölgesi flan eden Turizm Bakanbğı'nın bu yetkisinin iptalini istediler ve son zamları protesto ettikr. • Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kapatılan RP'nin yerine kurulacak yeni partinin başkanlığı konusunda basında yer alan haberleri "A'dan Z'ye uydurma" olarak nitelendirdi. • Yakalandığı hastahk sonucu öien Emeğin Partisi (EMEP) kuruculanndan ve genel yönetim kurulu üyesi Suna Keskin (41), Söğütlüçeşme CamiTnde kıhnan öğle namaandan sonra Karacaahmet Mezaruğı'nda toprağa verfldL • Türkiye Yardımsevenler Derneği'nin 70. kuruluş yıldönümü kutlamalan ve yardımseverlere ödül töreni, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye Demirel'in ev sahipliğinde Çankaya Köşkü'nde yapıldı. B Gulhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Rehabüitasyon Bölüınü'nün bodrum katmda çıkan yangm, kısa sürede kontrol aJtma abnarak söndürüldü. Beş yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası istemiyle yargılanacak Hanefi Avcı cezaevindeANKARA (CumhuriyetBürosu)-Susur- luk kazasının ardından ortaya çıkan bağ- lantılarla ilgili olarak yaptığı açıklamalar- da, devletin gizli kalması gereken bilgileri- ni ifşa ettiğı gerekçesiyle hakkında soruş- turma açılan eski Emniyet Genel Müdürlü- ğü lstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Ha- nefi Ava tutuklandı. Önceki geceyi Ankara Emniyet Müdür- lüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesi'nde geçiren Avcı. dün saat 13.00'te Ankara DGM'ye çıkanldı. MlT"in suç duyurusu ûzerine başlatılan inceleme sonucu soruş- turmayı yürûten Ankara DGM Savcısı Nuh Çetinkaya, Ankara 1 No'lu DGM'ye baş- vurarak Avcı'run rutuklanması isteminde bulunmuştu. Başvuruyu inceleyen DGM yedek yargıcı Tanju Güvendiren. şu gerek- çeyle "gıyabi" tutuklama karan vermişti: "DosyadamevcutbdgderdegizUkaydıbu- hınanve MİT Müsteşarhğı"na tahsis edflmiş • Ankara DGM, devletin gizli belgelerini ifşa ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma yürütülen istihbaratçı Hanefi Avcı'yı tutuklayarak cezaevine gönderdi. olan telefon numaralannın sanıktaranndan istihsal edilerek açıklandığı maddi bir vaka- dır. 19 Şubat 1998tarihlibüirkişi ınütalaasın- dan, MİT Müsteşartığı'nın telefon numara- lannın istihsal ve ifşa edilmesinin gizli ve devletin emniyetiicabından bir malumat ol- duğu anlaşıbnaktadır. Sanığa tsnat olunan eyfemin TCY'nin 132. maddesinde tarifuıi bulan gizli kalması lazun gelen malumaü if- şa suçundan sanığın CMUK'un 104. mad- desince müzekkeresi çtkanlmasffiaJ" Bu karar üzerine önceki akşam TEM gö- revlilerince gözaltına alınan Avcı, geceyi emniyette geçirdikten sonraçıkanldığı DGM Yedek Hâkimliği'nce tutuklanarak Beypa- zan Cezaevi'ne gönderildi. Avcı, DGM'ye getirilişinde gazetecilerin sorulan ûzerine, "Haiimiz her şeyi anlaüyor. Durumumuz ortada" dedı. Avcı. Susurluk kazasının ardından TBMM'de kurulan komisyona verdiği ifa- dede, devlet içi yasadışı örgütlenmelere iliş- kin olarak dikkatçekici bilgiler vermişti. Ko- misyondaki ifadesinin ardından ceşitli tele- vızyon programlanna çıkarak açıklamalar yapan Avcı, yasadışı örgütlenmelerin em- niyet ve MlT'in yanı sıra TSK'nin bazı bi- rimlerinde de bulunduğu iddiasını ortaya atmıştı. Ağırlıklı olarak jandarmayı suçla- yan Avcı, Giresun Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Tuğgeneral VeMKüçük'ün Abdul- lah Çath'yla bağlantısı olduğunu öne sür- müştü. Avcı, "Ordu,isterse bu soruşturma- yı çözer* diyerek TSK'nin yasadışı örgüt- ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART lenmelerin aydınlatılmasını istemediği ima- smda bulunmuştu. Gazi olaylannın "Yeşfl" kod adlı Mah- mut YıMınm tarafindan gerçekleştirilen bir provokasyon olduğunu, Susurluk komisyo- nu üyeleriyle yediği bir yemekte dile geti- ren Avcı. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkan- vekili KutiuSavaş'ın hazırladığı raporu *ba- şanh" bulduğunu bildirmişti. Avcı'nın adı Köstebek skandalı sırasında da gündeme geldi. Orduya yönelik istihbarat faaliyeri olarak bilinen olayda, Hanefi Avcı'nın adı Kadir Sannusak'ı azmettiren kişi olarak geçmışti. Içışleri Bakanlığı Yüksek Disip- lin Kurulu, televizyonlardaki açıklamalan nedeniyle Avcı'yı 26 ay kıdem durdurma ce- zasına çarptırmıştı. Bu cezanın 16 ayı Av- cı'ya Kadır Sarmusak'ı Deniz Kuvvetle- ri'nden belge sızdırmaya azmettirdiği gerek- çesiyle verilmişti. îçişleri Bakanlığı'nda süren soruşturma- lardan birinden daha ce- za alması durumunda Av- cı'nın emniyetten ihracı gündeme gelecek. Soruşturma sonunda TCK'nin, "devtetsırlan- nıitşa" fıilini düzenleyen 136-1 maddesine göre da- va açılması durumunda, Avcı, 5 yıldan az olma- mak üzere ağır hapis ce- zası istemiyle yargılana- cak. CHP'li FikriSağJar, Avcı'nın tutuklanmasıy- la ilgili yaptığı açıklama- da, Türkiye'de bir hukuk komedisi ve bir sorum- suzluklar dizisi yaşandı- ğını söyledi. Sağlar şunlan söyledi: "Başbakan 'Çakıcı ya- kalandı, Yeşil öldü' diyor, ancakbunlann doğru <A- madığıortayaçdayor. Sa- yın Eyüp Aşık,daha son- ra' Yeşil kontrolümüzde, Haluk Kırcı da emniyet- te kahve içti' diyor. lçiş- kri Bakam, bundan ha- berim yok diyor. Sorum- hılarböyiesinesonınısuz- ca ifadeierde bulunurken birkamugörevfei Susur- luk'la ilgili bilgiler veri- yor. Söyledikleri doğru mu, yanhş mı araşnrûaca- ğıyerderutuklanrvor.Sa- yın Ava neden susturul- ? )ıv A ANAP'lı Mustafa Kalemirnîh, yakınlanm 5-10 gün Meclis lcadrosunda çalıştırdığı ortayi'çıktı TBMM'de usulsüz omrldilikAYŞE SAYEV ANKARA - TBMM Genel Kurul salo- nu yenileme ihalesi ile ilgili yolsuzluk ve usulsüzlükler yapmakla suçlanan ANAP Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli'nin, başkanlıktan aynlmadan kısa süre önce çok sayıda kişiye "kryak emekfiHk" sağ- ladığı ortaya çıktı. Eski Genel Sekreter Necdet Basa'nın kızkardeşi Şölen Başköylü' nün de aralan n- da bulunduğu kişilerin "torpffli" emeklı- liği Maliye'ye yarım trilyona mal oldu. Konuyla ilgili inceleme başla- tan Maliye Bakanı ZekeriyaTe- mizel'in, bu yolla emekli olanla- nn sayısının çok daha fazla ol- duğu ve Meclis'in toplam 477 milyar lira zarara uğratıldığını belirlediği bildirildi. Basa'nın kızdardeşi Şölen Başköylü'nün Ziraat Ban- kası Yenişehir Şubesi'nde sözleşmeli per- sonel olarak calışırken Kalemli'nin görev- den aynlmasma kısa süre kala 12 Eylül 1997'de Meclis kadrosuna alındıgı. 16 Ey- lül 1997'de emekliğe aynldığı ve bu yolla 776 milyon 681 bin lira fazladan emekli ikramiyesi aldıgı TBMM Başkanı Hflanet Çetin'in verdiği bilgiyle bir kez daha doğ- rulandı. Başköylü'nün Ziraat Bankasfndan emekli olması durumunda alacağı 965 mil- yon 377 bin lira olan emekli ikramiyesi, 4 günlük Meclis "hizmeti" nedeniyle 1 mil- yar 742 milyon 58 bin liraya, 38 milyon 36 bin liraolması gereken emekli maaşı da 73 milyon 310 bin liraya yükseldi. TBMM Başkanvekili UtaçGürkan, Ma- liye Bakanı Temizel'in, "kryak emekli- ler"in listesini çıkarmaya başladığını ve Meclis'in bu yolla 477 milyar lira zarara uğratıldığını saptadığmı açıkladı. Konu- yu Başkanlık Dıvanı toplantısına getirece- ğini de belirten Gürkan, bu tür usulsüzlük- lerin önlenebilmesi için 1998 mali bütçe yasa tasansında değışiklik yapıldığına da 1 +4800 gösterge ile calışırken 3.6.1996'da Başkan Müşavirliği'neatandı. 19.8.19% 'da 1 +6400 ek gösterge ile emekli oldu. A.TeomanGünen AçıktanTBMM'ye Başkan Başmuşavirliği'ne 2.7.1996 tarihin- de atandı, 16.2.1996'da 1+7000 derece- göstergeyle emekli oldu. Naide Bozkurt: Tapu ve Kadastro Ge- nel Müdürlüğü'nde hukuk ögretmeniyken başkan müşaviri kadrosu ile 30.7.1996'da Meclis'e alindı. Eski kurumunda 1+3000 derece-gösterge ile calışırken, 5.5 ay çalış- tığı Meclis'ten 1+6400 derece-gösterge ile • Eski Meclis Başkanı Mustafa Kalemli'nin başkanlıktan aynlmadan kısa bir süre önce, aralannda eski Genel Sekreter Necdet Basa'nın kızkardeşi Şölen Başköylü'nün de bulunduğu çok sayıda kişiyi yüksek emekli ikramiyesi alması için Meclis kadrolannda çalıştırdığı ortaya çıktı. dikkat çekti. TBMM Başkanlığı, merkez teşkilatmdan "kryak emekH" olan 10 ki- şinin isimlerini saptarken Maliye Bakan- lığı'nın diğerteşkılatlardaki "kıyakemek- luerie" ilgili çalışmayı sürdürdüğü bildi- rildi. Diyanet Işleri Başkanlığı bünyesin- de 'imam-hatip'' olarak çalışan bırkışi ile PTT Meclis şube müdûrünün de aralann- da bulunduğu "kıyak emeküler" listesi şöyle: Saadettin Nurgün: Dişişleri Bakanlığı Şube Müdürlüğü'nden TBMM Başkan Müşavirliği'ne getirildi. Eski kurumunda 16.1.1997 tarihinde emekli olarak, emek- li ikramiyesi ve maaşmı ikiye katladı. AMSanoğhı: Diyanet tşleri Başkanlığı kadrosunda imam 2+1100 derece göster- ge ile imam-hatip olarak görev yaparken 2.8.1996'da TBMM'yememurolarak atan- dı. Meclis'ten 16.8.1996'da 2^3000 dere- ce-ek gösterge ile emekli oldu. Güneş Akbozan: Milli Eğitim Bakan- lığı bünyesinde resim-iş ögretmeniyken müşavir olarak 14.8.1997'de Meclis kad- rosuna atandı. Işe başladıktan 4 gün son- ra 18.8.1997'de 1+6100 derece-ek göster- ge ile emekli oldu. BehiceGöğüsgen Milli Eğitim Bakan- lığı'nda 1 +3600 derece-ek gösterge ile ba- kan müşavin olan Göğüsger, 6.1.1997'de atandığı Başkan Müşavirliği görevinden 16.1.1997'de 1+6400 derece-ek gösterge ile emekli oldu. Mehmet Biçer. PTT Meclis Şube Mü- dürlüğü kadrosunda 2+1100 derece-ek gösterge ile calışırken 15.5.1997'de Mec- lis müşavirliğine getirildi. Biçer, 16.7.1997'de hem derecesi hem de göster- gesıni yükselterek 1 +6100 derece-ek gös- terge ile emekli ikramiyesi ve maaşını 3 kat arttırdı. Mehmet Umdu: TCDD'de 1+3600 derece-ek gösterge ile müşavirken, 11.7.1997'de Baş- kan MüşavİTİiği'ne getirildi. 16.7.1997'de 1+6400 derece-ek gösterge ile emekli oldu. Ayşetsabetli: Tanm Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nde 5. derecedeyken 14.7.1997'de Meclis'e "şef" olarak atan- dı. 2 gün sonra 16.7.1997'de 2+4800 ek gös- terge ile emekli oldu. Şölen Başköylü: Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'nde 4+650 derece-ek göstCT- ge ile memur olarak calışırken 12.9.1996'7'de TBMM'ye müşavir olarak atandı. 16.9.1997'de 1+6100 gösterge ile emekli olarak emekli ikramiyesi ve maaşı- nı ikiye katladı. IRMIKI AYDIN ENGÎN Şu pazarsabahındasize "sizi" anlatayım mı? Çok farklı, şaşıla- cak kadargeniş ve zengin ve fark- lı ve çelişik bir okur paletini?.. Önce ortak noktalan: Benim gibi Cumhuriyet'te epey kıdemsiz birini eksiklendirmek ıs- tercesine hepsi "kıdemli" birer Cumhuriyet okuyucusudur. Tele- fonda, yolladıklan fakslarda, kar- şılaştığımızda, yazdıklan mektup- larda bunu özellıkle vurgularlar: "Ben 35yıllık Cumhuriyetokuru- yum" ya da "Kendimi bildim bi- leli Cumhuriyet okurum" ya da "Ben tam 22 yıldır Cumhuriyet okurum''... Bir, üç, beş derken kıdemsiz okuyucuya rastlamaz olunca, "Bunlar hemalde benimle kafayı buluyorlar" demeye başladım. Ömeğın karşmızda bacak kadar velet ve 17 yıldır Cumhuriyet oku- duğunu söylüyor. Bu hesapça okuma yazmayı Cumhuriyet'le sökmüş olması lazım. Olacak iş değil tabii.. demeye kalmadı "adaşımla "tanıştım. Ha- ni şu ünlü Saatli Maarif Takvim- Şu Okurlar Olmasa... leri var ya, işte onun sahibesi Ay- dın Hanım'la. 80'e merdiven da- yamış, belki de aşmış yaşıyla ve bir genç kız gülümsemesıyle an- lattı. Okumayı gerçekten Cum- huriyet'le sökmüş. Henüz dört, beş yaşındayken babası eline bi- zim Cumhuriyet'i tutuştururmuş. O beltediği haffleri birbirine eklem- leyip başlarmış okumaya: - Be u, bu. Bu g, ü, ne... Bu- gün... Ge, a, zzzze, iii, Gazi... Bu- gün Gazi... Hııı, a, zzzzze, rrrre, e... Hazre... te, le, rrr re, iii.. Hazzzrrrre, tttieri. Hazretleri... Bu- gün Gazi Hazretleri... Adaşım, okumayı Cumhuri- yet'ten ve tabii anlamadan sök- müş. Anlamaya başladıktan son- ra da bir daha elinden bırakma- mış. O yüzden kendini Cumhuri- yet'in sahibi görüyor. Arada bir genç kız gibi çınlayan sesiyle te- lefon eder. Ya bir dil yanlışı yaka- lamıştır, ya Cumhuriyet'in mutla- ka üstüne gitmesini istediği bir olay vardır. Yanlış düzettitene, üs- tüne gidilecek olay yayımlanana kadar da peşini bırakmaz... Şimdı, böyîe okur "dostlar" ba- şına mı dersiniz, "düşman" başı- namı? ••• Bir yere bir yazı yetiştirmeye calışırken telefon çalar. Bilmedi- ğinız, tanımadığınızbirokuyucu- dur. "Yazılannızı hiç kaçırmam" diye söze girer. lamam" dersi- niz, "övece^". Sevinipşişinmeni- ze kalmaz, sözünü sürdürür - Bugünkü yazınız... Şişirmiş- siniz... - Efendim? - Şışirmişsiniz, şişirmiş... Man- bkakışı bozuk, e/ealınan konusa- de suya tirit, sözcûklerözensizse- çilmiş, üstelik sondan ikinci pa- ragrafın ilk cümlesi düşük... Haydaaaa!.. Işin yoksa maze- ret ara, bul, yutturabilirsen anlat... Kimi görüşlerinize yüzde yüz karşıdır. Karşı olmakla kalmaz, Cumhuriyet'ten bıletınızı de keser. "...bu gazetenin okuru için ol- mazsa olmaz koşul Atatürkçü ve Kemalist olmaktır. Yazar yelpa- zesi ve çeşitlıliği Yeni Yüzyıl, Sa- bah, Radikal'dedir. Oral Efendi'yi de a/, sazını orada çal. Çeşitlili- ğini orada sürdür. En kısa sü- rede gidin, mücadele vereceği- niz yer bu gazete değil, yandaş- lannızın safına geçin..." Adını adresıni açıkça yazmış- tır. llhan Şarman. "Acep bana ni- ye bu kadar kızmış, biletimi ke- sip, sülüsümü elime tutuşturup beni başka gazetelere yolluyor" demenize kalmaz, bir başka faks mesajını getirir koyarlar önünüze. Orada da bir başka okuyucu ve gene fırça atmaktadın - 28 Şubat'tan bu yana elini- zin titrediği, ılımlı ve uslu olmaya çabaladığınız gözden kaçmıyor. Kendinize gelin. Bu gidişle de- mokrasi sınavında da, solculuk sınavında da sınıfta kalacaksı- nız... Elbet o da adını, adresini esir- gememiş: Gül Arda Nısaoa, Edir- ne. Bir "haydaaa" daha. Şöyle yaz- sam llhan Şarman kızacak, böy- le yazsam Gül Arda Nişancı fırça atacak. Bildiğim gibi yazsam hem o, hem o beğenmeyecek. Gel çık işin ıçınden... Oysa ben bugün, "Devlet sır- nnı faş ve ordunun manevı şah- siyetini tahkir etmek" suçlann- dantutuklanan şu Hanefi Avcı üs- tüne bir yazı döktürmek hesabın- da, Avcı'nın neyi faş ettiğıni ve orduyu nasıl tahkir ettiğini sor- mak nıyetindeydim... Hani, "Mektepler olmasa şu Maarif Vekaleti'ni ne güzel idare edecektim" diyen Osmanlı pa- şası gibi ben de, "Şu okurlar ol- masa ne güzelyazacağım" diye- cegim ama korkuyorum. Bu kez de, "Ne demek şimdi bu?" diye fırcayiyebilirim... En iyisi ben, "Yerim bitti" de- yip bugünkü fırmık'\ burada ka- patayım... POIİTİKA GUNLUGU HtKMET ÇETİNKAYA 'Dersimiz Aşk../ Çocuksu bir düş kuruyor, umutları çoğalıyor... Yaşamından kopardığı kır çiçekleriyle avunuyor yıllardır... , Umut onun için vazgeçilmez bir tutku... > Bir kıyı kasabasından devşirdiği bölük pörçük anı- lar, sevdanın aydınlık evreninde masmavi bir yol- culuğaçıkıyor... Ergin Günçe'nin dizelerinden kopup gelen fır- tınalar onu kendi çocukluğuna, oradan delikanlı- lık günlerine taşıyor... Ergin Günçe diyor ki: "Dersimiz aşk, konular haydutluk ve sanşınlık..." Süt gibi gökyüzünden bir iki turna geçiyor, ök- sürerekyürüyorum bir ikindi yolunda... Okullar bitti, askere gittik ve hemen evlendik... Şimdi şuradan koşsam Akdeniz'e çıkanm... Bir şiir okurum Metin Altok'tan, bıraz Angeli- ki'yetakılınm... Sonra haykınnm doğan yıldızlara: "Kanı tutuşmuş çocuklar, tek başınıza dolaşıp harcamayın gençliğinizi!.." Nasıl olsa sonu olacaktır aşkın, uyuyan bir de- niz gibi sakin... Vazgeçilmez ellerin, anılarlabirleşirbirgün. Du- dağıma solgun gülücükler getiren gözlerin. Özen- le sakladığım belleğimde rüzgâra kafa tutan saç- lann... Dersimiz aşk çünkü, söylemiştim!.. Oturur bir güneşle sigaramı yakarım... Bilir misin seni siyahlığın için seviyorum, şu göğ- sünü saran karanlık için!.. Gvvendolyn Bennett'i anımsıyorum seni anla- tırken dizelerinde... Unutma, seni efkârlı sesin için seviyorum. Me- lih Cevdet Anday'ın dizeleriyle avunuyorum: "Çocukluğunu düşünüyonım Emilia Deniz boyundaki ıssız yolu sabahleyin Hani saçlann, atkın uçuşurdu rüzgârda Kokusunu duyuyorum bembeyaz gömleğinin Seni kucağıma alıyo'rum Emilia Ben büyüttüm seni, ben yetiştirdim Bugüne, bu sevdaya Toprağım ekmeğim kitabım şiirim r? Sen ne varsa iyiden doğnıdan yana ' | Gözümün nuru, başımın tacı, efendim" • • • Palmiyeler hüzün yüklü gemileri uğurlarken, onun gözyaşlannda bilinmedik sevdalann yakarış- lançoğalıyordu... Ne azgın dalgalar vızgeldi ona ne de kuşlann öz- gür kanatlanndaki şarkılar... . Kadınlan ve kırlangıçları düşündü... Ruhunun gizli tapınağında bir hüznün düşüşü- nü anımsadı, düşünceli çocuk ormanlannda kör- pe sevdalann ceylan kaçışlanyla baş başa kaldı... Biliyorsunuz söylemiştim: 'Dersimiz aşk, konu- lar haydutluk ve sanşınlık...' Siyah ve sanşın aynı anda çıkıp geimişlerdi... Andre Breton'dan söz ediyorlardı... Sesler giderek çoğalmaya başhyordu. Boşluk- ta kalan insanlar doğanın insanoğluna verdiği güç-, lekaçıyorlardı... Hem düşler, hem umutlar, hem hayaller bir bir yokoluyordu... Yazdıklannı yeniden okumaya başladı: "7936 Eylülü'nde, kayatuzundanyapılma o ün- lü oturulmaz evimde sizinle baş başa, için için ya- narak bunu düşünüyordum. Ispanya 'daki iç sava- şın çeşitli olaylannı alışılmış ikiyüzlülükleriyle an- latan gazetelerden başımı kaldırdığımda bunu dü- şünüyordum ve sizinle saklambaç oynamak için gazetelerin ardına saklandığımı sanıyordunuz. Ve doğruydu o da, doğruydu çünkü böyle zamanlar- da, sizin ve benim biçimlerimiz içinde, bilinçsizlik ve bilinç dopdolu bu ikilik halinde birbirinden ta- mamıyla habersiz birbiıinin yanı başında duruyor, ama yine de, aramızdaki bakış ahşverişinden baş- ka birşey olmayan birgüçlü iple habeheşiyorlar- dı. Şüphesiz birpamuk ipliğine bağlıydı o zaman- lar hayatım. Bir büyük tutku o hayatı, a/te, yurt ve din denilen iğrenç üçlüye tapınış üzerine kurulu yaşlı 'düzen 1 /, eğilimleri ne olursa olsun, yanlışsız yanılmasız ve hayatlan pahasına yeryüzünden sil- mek isteyenlere gidip sunmaya itiyordu beni." • • • Otları dağlayan alevlerin içinden çıkıp gelen ka- dınlar koşuyorlardı. Dersimiz aşk, konular haydutluk ve sarışınlıktı... Kırmızı ve görkemli halılaria yarım kalmıştı se- vişmeler... Özgürlük âşığı genç kızların ve delikanlıların avuçlannda saklanan unutulmuş sevdalardı bizi kan- dıran... Bir gün mutlaka sevdanın tomurcukları açacak, onlar sevginin kaynağında derin uykulardan uya- nacaklardı... Kaybolan, yıllar değildi belki; kaybolan, güneş- ler içindeki terasımızdı... Çocuklar ölüyordu hain kurşunlarla... Çocuklar aşkı tatmadan, sevişmeyı öğrenmeden ölüyorlardı... Acımasız bir kavganın içinde çoğalıyordu hüzün- ler... Hücrede ay ışığı yoktu... Kaygısız duygular içindeydik... Düşüncelerde, sözlerde, düşler de belki cehen- nem korosunda boğulmuştu... E. Posta: HikmetCetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Erbakan'dan yeni partiye son rötuşlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan, mıl- letvekilleriyle yaptığı göruşmeden sonra dün de il başkanlanyla bir araya geldi. Erbakan, yeni olu- şumla ilgili kararmı bugün belediye başkanlannm görüşlerini aldıktan sonranetleştirecek ve hafta için- de somut adımlar atılacak. Ana>asa Mahkeme- si'nin gerekçeli karannm yayımlanmasının bek- lendiği saatlerde Erbakan. il başkanlanyla bir ara- ya geldi. Karannheranyayımlanabileceği beklentisi üze- rine genel merkezde toplanmaktan vazgeçen Er- bakan. yer değişikliğı yaparak il başkanlannı AS- Kt Sosyal Tesisleri'ne çağırdı. Toplantı öncesin- de bir açıklama yapmayan Erbakan, il başkanla- nna da milletvekillenne olduğu gibi yeni oluşum ve yeni lider konusundakı görüşlerini sordu. Bu- gün de partili belediye başkanlanyla bir araya ge- lecek olan Erbakan, yapacağı değerlendirmeden sonra yeni oluşumla ilgili karannı netleştirecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear