14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakanlık Takip Kurulu, askerlerin karşı çıkması üzerine kararmdan vazgeçti Kıırban derileri THK'deEMtNE KAPLAN ANKARA - Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK.) 28 Şubat kararlannı uygulamak için kuralan Başba- kanlık Takip Kurulu (BTK), askerlerin karşı çıkma- sı üzerine kurban derilerini toplama yetidsinin Türk Hava Kurumu'ndan (THK) alınarak Kızılay ya da Dı- yanet Vakfı'na \enlmesi yönündeki planından vaz- geçti. BTK'nin toplantısında yetkinin THK/de kalma- sınakarar\erildi. Başbakanlık Müsteşan Yaşar Yazıcıoğlu'nun baş- kanlığında kurulan ve kısaca BTK olarak adlandın- lan " Başbakanlık 28 Şubat Kararlannı Takip ve Koordinasyon Kurulu". öncekı gün 3. toplantısını yaptı. Kararlann yaşama geçirilmesı için yapılan ça- lışmalann değerlendirildiğı toplantının ağırhklı gün- dem maddesini kurban derileri oluşturdu. THK Baş- kanı Atilla Taçoy un da bılgi verdiği toplantıda, kur- ban densı toplama yetkisınin Kızılay ya da Dıyanet Vakfı'na verilmesi yönündeki görüşe kurulun asker kanadınınkarşı çıktığı ögrenildı. Emnı>et Genel Mü- dürü Necati Bilican'ın. yetkinin THK'den alınmasın- da ısrar ettiği öğrenilirken yapılan değerlendirmede yetkinin THK'de kalması benımsendi. BTK'nin karannda Genelkurmay Başkanlığf nın tüm birlik ve garnizonlara gönderdiği emrm etkili olduğu belirtildi. Genelkurmay 2. Başkanı Orgene- ral Çevik Bir'ın imzasıyla birliklere göndenlen emır- de. Kurban ba>Tamında deri, fıtre \e zekâtlann THK'ye verilmesi istenirken bayram süresince mesleği ka- saplık olan er ve erbaşlann THK tarafından açılan ke- sim merkezlennde görevlendinleceğı belırtilmişti. 2860 sayılı Yardım Toplama Yasası uyannca THK'nın kurban derisi, fitre ve zekâttan elde ettığı gelirin yüz- de 25'i sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflan- na, yüzde 15'i Kızılay'a, yüzde 15'ı Sosya Hizmet- ler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na. yüzde 5'i Diya- net Vakfı'na aktanlıyor. Kurban densinde yaşanan ılk tartışmalar, Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde vakıfların da kur- ban derisi toplamasına izin verilmestyle başladı .1986- 1992 yıllan arasında şeriatçı vakıf, dernek. Kuran kursu ve yurtlar ıle PKK ve Hızbullah bu alanda fa- aliyet gösterirken kurban derisi \ urgunu uluslarara- sı boyutlara ulaştı. Yurtdışındaki Avrupa Milli Genç- lik Teşkilatı (AMGT) ve uluslararası yardım kuruluş- lan. vekâletle kurban kesebileceklerini duyurarak he- sap numarası verdiler \e para topladılar. URFA'DAKİ 4 KİLİSEDEN 3'Ü CAMİ. BİRİ DE ATOLYE OLDU oşgörünün smın nerede? MEHMET FARAÇ Fethullah Gülen-Pa- pa 2. Jean Paul görüşme- sinde "hoşgörü adına" ortaya atılan "Dinlerin merkezi Harran'a ca- mi, kilise ve havradan oluşan bir ibadet mer- kezi kurma" projesi, dikkatlen dinlere ait çe- şıtlı kültürlerin erozyo- na uğratıldığı Şanlıur- fa'ya çevirdı. Ermeni ve Süryanilere ait 4 kilise- den üçünün camiye biri- nın de halı atölyesıne çev- rildiği Şanlıurfa. Gülen cemaatıne yakınlıgı ile bilinen valilerin kültür katliamına da sahne ol- du. Fethullahçılann "dev- let desteğiyle' 1 tırmanı- şa geçtiği Şanlıurfa, geç- mişten bu yana Nurcu- lann gözde kentı. Said Nursi'nin. "Medreset- ul Zehra"sının >aşama geçirilmeye çalışıldığı Harran Üniversitesi "soj- culara yaşam hakkı ta- nınma\an bir hoşgörü- süzlüğün yaşandığı kur- kaynakianyla Hz. İsa'nın kutsadığı, "dinlerin merkezi" Şanlıurfa, kültür erozyonu yaratan hoşgörüsüzlüğe vargücüyle direniyor. tarikatların açıkça desteklendiği Şan- lıurfa'da. eski vali Ziyaettin Akbulut, 8 bin metrekarelik bir vakıf arazisini özel kolej için Fethullahçılann tpek Vakfı'na, kendı adını taşıyan Özel lda- re lşhanf nın üç katını da Feza Ders- haneleri'ne kiraladı. Görevdeki Vali Şehabettin Harput, hoşgörü adına (!) Hılvan'da Sosyal Yardımlaşma ve Da- yanışma Vakfı'nca yoksul çocuklar için yaptınlan lOOyataklı erkekögren- ci yurdu binasını Fethullahçılann kur- duğu Özyurt Vakfı'na kiraladı Urfa'da Fethullahçılar devlet desteğiyle geç- tikleri tırmanışta bayrağı şimdı de. "hoşgörü adına" Harran'da yapma- yı düşündükleri ibadet merkezine dik- me>e hazırlanıyorlar Dinlerin merkezi Şanlıurfa'da, bu hoşgörü diğer dınler için de uygulan- dı mı?... Bu soruya 1170'te Nurettin Zengi dönemınden başlayarak yanıt vermek gerekıyor. MÖ 435'te vapılmış ve Hazreti İsa'nın da mendilini attığı Kızıl Kilise, Ulu Cami'ye dönüştürül- dü. Kentin Büyükyol semtinde 18. yüz- yıl yapılanndan Meryem Ana Kilise- si 1950'lerde hapishane olarak kulla- nıldı. Çatısındakı Rüzgâr Gülü nede- niyle "Fırfırlı Kilise" olarak da anı- lan bina daha sonra cami yapıldı. Ayni bölgede Hz. Ibrahim'in ma- kamına çok yakın olan Hıristiyan âle- minin en önemli ibadet merkezlerin- den St. John Kılısesi ise vali Ziyaettin Akbulut doneminde Selahattin Eyyu- bi Camii'ne dönüşüverdi. Tanhi çanı da Urfa Müzesi'nin karanlık deposun- da. Şanlıurfa'da kamu yöneticileri cu- ma-namazlannı şimdi bu kilisede kı- lıyorlar. Hoşgörünün kenti Urfa'da amacı dı- şında kullanılan son kilise ise 19. yüz- yılın başlannda Elisekiz Meydanf na inşa edilen Paul Petros Süryani Kili- sesi. Bir dönem tütün fabrıkası oldu- ğu ıçın "Reji Kilisesi" olarak da ad- landırılan yapı. Şanlıurfa Valilığı'nce geçen aylarda halı atölyesi- ne dönüştürüldü. Elisekiz Meydanı, zama- nında " hoşgörü "nün tam anlamıyla uygulandığı bir mekân. Nimetullah Camii ile Reji Kilisesi'nin 50, ki- lise ile Şeyh Saffet Tekke- si'nin 30, tekkenin de Os- manh'mn Kurtuluş Mekte- bi'ne 25 metre mesafede ol- duğu Süryani mahallesi Eli- sekiz Meydanı'nda, hoşgö- rü, yerini halı tezgâhlannın tıkırtısma bıraktı. 4 bin yıllık Süryani kül- türünün egemen olduğu Ur- fa'nın Büyükyol'undaki ev- lerde, artık Osmanlıca yazıt- lar var. Bölgede yapılan ka- zılar "Put çıktığı için" giz- lenirken, Hıristiyan kültü- rünün üzerine de otopark inşa edıldi. Fethullah Gülen'in Papa ile birlikte ilahiyat fakülte- si kurmak istediği Harran Üniversitesi ise geçmişte Mısır'dan. Yunanistan'dan kaçan Sabiıler ve Hıristi- yanlar ile Müslümanlann müşterek bilim yaptıklan bir ünrversıte. Cabir Bin Hayyan, El Bartani ve A4ı- met Bin Yunus kardeşler gibi bilim adamlannın ye- tiştiği, Yunanca eserlerin Arapçaya çevrildiği üniver- site. Emevilerden sonra 8., 9. ve 10. yüzyıllarda Abba- sı Hükümdan Harun Reşit doneminde en parlak yıllannı yaşadı. Üniversite, Mogol saldınsında yıkı- lınca işlevini yitirdi. Bütün dinlerin babası sayılan Hz. İbrahim'in vatanı Harran'da, Mogollann yıktığı, tarikat- lara yakın valilerin erozyona uğrattığı hoşgörü, yine devlet desteğiyle yükse- len tarikatlann avuçlannda dinsel ve si- yasal rant uğruna canlandınlmaya ça- lışılıyor. Dinlerin merkezi Urfa'da. "gerçek hoşgörü" kendını arıvor. EMEKLİLİK YAŞINDA DSP'Yİ İKNA EDEMEYEN ANAP, SOSYAL GÜVENLİK REFORMUNU AĞIRDAN ALIYOR Sosyal güvenlik reformu askıda BANU SALMA1N ANKARA - Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) görüşmelerinkesilmesini "emeklilikyaşuıa" bağlayan hükümetin ANAP kanadı, emeklılik yaşının 50- 55'in üzerinde arttınlması konusunda DSP'yi iknaedemediğı için "sosyal güvenlik reformunu" ağırdan alıyor. Bu yıl seçim olacağı beklentısi. işveren yejşçı kesımlerinde sosyal güvenlik reformunun bu hükümet doneminde de gerçekleştirilemeyeceğı kaygılanna neden oldu. Yüksek Planlama Kurulu'nda (YPK), emeklilik yaşının liderlerdüzeyındegörüşülmesıkararlaştınldı. ANAP \e ekonomıden sorumlu de\ let bakanlan Güneş Taner ıle Işın Çelebi, IMF'yle görüşmelerin ardından emeklilik \ aşınm 58-60'a çıkanlması konusunuyenıden gündeme getırdıler. Çelebı'nın. "50-55 emeklilik >aşı" üzerinde prensip kararına vardığı açıklanan Bakanlar Kurulu'na sunduğu raporda, IMF \ e Hazıne Müsteşarlıgı gibı emeklilik >aşının 58-60 olması. prim ödeme gun sayılannın da 7 bin 200 ıle 9 bıne çıkanlması istendı Raporda. emekliligine 5 yıl kalanlann. yani 15 yıl ve üzerinde sigortalılık süresi bulunan kadınlar ile 20 yıl ve üzerinde sigortalılık süresi bulunan erkeklerin yeni yaş u> gulamasından "muaf" olması öngörüldü. Geçiş dönemine ilişkin düzenlemede. kadınlardan sigortalılık süresi 12-14olanlann47.9-l 1 yılolanlann 49.6-8 yıl olanlann 51.5 yıl ve daha az süre sigortalı olanlann da 54 yaşmda emeklı olmalan öngörüldü. Erkeklerden, 15-19 yıllık sigortalı olanların 51.10- 14 yıldır sigortalı olanların 53. 6-9 yıllık sigortalı olanlann 55. 5 yıl ve altında bir zaman dilımınde sıgortalılıgı bulunanlann da 57 yaşında emekli olmalan planlandı. Ancak raporda pnm ödeme gün sayısının arttınlmasında 5 yıllık muafiyet kaldınlarak sigortalılık süresıne göre kademeli artış düzenlemesı yapıldı. Hazine Müsteşarlıgı ve Çelebi'nın raporunda, TBMM'dekı tasandan farklı olarak prime esas tavan Emirgân Mezarlığında toprağa verilecek İlk öğretmenlerden Melahat Togar öldü ücretin asgari ücretin 3 katı degil. 5 katı olması yönünde ıstemleryeralırkenısağlıkyardımmdanyararlanmada öngörülen staj süresının de yükseltilmesı gerektiği savunuluyor. lşçı kesimı. IMF, Hazine % e ANAP'ın ısranna karşı çıkıyor. Türk-İş, sıyası uygulamalarla kaynakları entılen SSK'nin ıçınde bulundugu durumun faturasının emeklilik yaşı ve pnm ödeme gün sa\ ısı yükseltilerek çalışanlann üzenne yıkılmayacağını belırtıliyor. Türk- Iş. kayıtlı 4.5 mılyon ışçı kadar kayıtsız çalışan bulunduguna dıkkat çekerek bu kişılenn asgan ücret düzeyınden sigortalı yapılması durumunda bıle kuruma 690 trilyon lıralık kaynak geleceğini belirtiyor. Rİ7İ İsta'nbul Haber Servisi - Cum- hurıyetin ilk öğretmenlerınden olan \e Almancadan Türkçe>e yaptığı çe\ ırılerle tanınan Mela- hat Togar. beyın kanaması sonu- cu gırdığı komadan çıkamadı. To- gar dün yaşamını yitırdı. 1909 yıhnda doğan Melahat To- gar. ılkokulu üçüncülükle bıtır- dikten sonra Çapa Öğretmen Lisesı'ne kay- doldu 1928 \ılında, okulun son sınıfınciay- ken Avrupa sınavını kazanarak Almanyada- ki bir okula gönderilen ve bu ülkede dör. yıl öğrenım gören Togar, altı yılı Haydarpasa Erkek Lısesi. altı yılı da Erenköy İCız L'.se- sı olmak üzere 12 yıl boyunca ortaögretım- de öğretmenlik yaptı. Eşinin görevı nedeniyle bir süre ABP de yaşayan Melahat Togar'ın, döndükten scnra başladıgı lstanbul Teknık Üniversitesi'rde- kı öğretmenlik yaşamı 21 yıl bo> unca sütdü. Togar, yaptığımız bir söyleşide öğretrren- lık yaşamıyla ilgili olarak şunla- n anlatmıştı: "Çok sert bir öğretmendim ama öğrencilerim beni çok se- veıierdi çünkü hiç haksızlık >ap- mazdım. İyi smıflarımda öğren- cilerime, 'edebıyatyapalım ıster- mısınız 0 ' diye sordum ve ders- lerin son 15-20 dakikasını ede- biyataa\ırma>abaşladını.Öğrcncilerime Alman şairleri. >azaıiarı tanıttım. Bu hem beni tatmin edhordu hem de öğrencilerin çok hoşuna gidi\ordu." Melahat Togar. öğrehnenliği sırasmda çe- vırı yapmaya da başladı Almanya'daki oku- la gıderken yolda tanıştığı Sabahattin Ali'nin isteğiv le başladıgı çevirmenüğı ölümünedek sürdüren Togar. tıtız % e özenli çalışmasıyla pek çok Alman yapıtını dilimize kazandırdı. Togar, bugün ögle saatlennde Emirgân Camıi'nde kılınacak cenazc namazından sonra Emirgân Mezarlığı'nda toprağa verilecek. SozveMuatMuhttsAkarsu Bağlamalar Arif Sağ, Muhlrs Akanu, Yavuz Top SbzveMûzit.MuhlisAkarsu BaÇlamalar Arif Sağ, Muhlıs Akarsu, Yavuz Top Anonim-Bağlama ve kaval: Arif Saj Anonim-Oerleyen: Aşık YoksuD .-" Bağlama: Osman Bayşu OYANADÖNDER Anontm-Clektro Bağlama: Arif Sa§ Anorim-Elektro Baijlama: Arif UTANUTAN BUNDAN SONRA MADENDAĞI BERİGELHALO •iJRKULERlMiZ 3 KARAOGLAN MAOEN İŞÇİLERİ GEZ, GÖZ, ARPAOK §«r Enver GökçMJeste: Sdda Şiir Nacı Gelenöost Beste: Selda Bagcan Dikenleme: Timur Setçuk GARDAŞIMHASSOİestefSeldaBaâcanT Çalanlar Mopar AOYIBALEYLEDİK VURULDUK HALKIMŞıır Z. Livaneli Beste; S. . Anonım (Hakkâri Törkûsû) HASANKAIESİ Derleyen: Setda Baöcan ,- . ^^. Düzenleme: Timur Selçuk ARAYIS TOKTAMIŞ ATEŞ Devlet SmrıDerslerimde ve katıldığım toplantılarda. son za- manlarda bana en çok sorulan soru, "Devletin sırn olup olamayacağı" sorusu oluyor. Insanın, şöyle arkasına yaslanıp, hafif titrettiği bir sesle, "Efendim, demokratik bir devlette esas olan şeffaflıktır. Demokratik bir devletin vatandaşının bil- gilenme hakkı vardır. Devletin sım falan olamaz,." de- mesi, mutlaka çok keyif verıci bir şey. Fakat bu fo- toğraf, maalesef gerçekçi bir fotoğraf değil. Bu fotoğraf gerçekçi bir fotoğraf değıl. zira dev- letlerin sırları vardır ve devletlerin sırları olmak zo- rundadır. Örneğin siyaset, ekonomi vb alanlarda devlet casus kullanır ya da kullanması beklenir. Fa- kat elbette bu alanda açıklama yapmaz. Sovyetler Birliği, iktidarının ilk yıllarında, yani dev- let yönetme deneyimlerinin olmadığı dönemde, Çar- lık Rusyası'nın yaptığı tüm gızli antlaşmaları açıkla- mıştı. Fakat çok kısa bir süre sonra; Moskova da giz- li antlaşmaların altına imza atmaya başladı. Hele iç politikada uyguladığı "gizlıliğin" derecesi, değil ken- dine sosyalist sıfatını layık gören bir devletin siya- sal ahlakıyla, o günlerin çağdaş devlet anlayışıyla bile bağdaşmazdı. Türkiye'de. kimi arşiv belgelerinin araştırmacıla- nn istifadesine sunulmamış olması çok eleştirilir. Tüm yaşamları boyunca bir tek arşivin kapısından içeri girmemiş ve bir tek arşiv belgesi talep etme- miş olan kimi "süperzekâlılar" yeri geldikçe, "Dev- let arşiv belgelerini vermiyor" diye sızlanırlar. Dünya üzerinde; her canı ısteyenın, canının iste- diği gibi belgelerı karıştırabileceği hiçbir arşiv yok- tur. Herhangi bir araştırmacı, herhangi bir konuda araştırma yapacağı zaman; dünyanın her yerinde, arşive başvurur ve bir dizi belge doldurduktan son- ra yapacağı araştırmayı ve istediği belgelerı belirte- rek dilekçe verir. Bu başvurusu ya kabul edilir ya red- dedilir. Dünyanın her yerindeki arşivlerin reddetme "bahanesi" aynıdır. Ya "temizlik var" derler, ya "fas- nif yapılıyor" derler ve istenen belgeyi vermezler. Peki devlet suç işleyebilir mi, suç işletebilir mi? örneğin; bizde olduğu gibi birtakım katilleri ve uyuş- turucu kaçakçılarını kullanarak iç ve dış politika he- deflerine ulaşmak ısteyebilir mi? Hayır, asla. Devlet asla suç işlemez ve suç işletmez. Suç iş- lese de "işlemez", suç işletse de "işletmez." örneğin 2. Dünya Savaşı'nda, ABD Kara Kuvvet- leri, Sicilya'ya çıkarma yaptıkları zaman. çok boca- lamışlardı. Gerek coğrafi yapısı ve gerekse ulaşım olanaklannın kısıtlılığı nedeniyle, ABD taburları, tam anlamıyla düğüm olmuşlardı. ABD hapishanelerin- deki kimi "mafya" lıderleri ve üyeleri, özgürlükleri kar- şılığında bunlara yardım ettıler. Ama ne mafyacılar, "biz vatanseveriz" diye ortaya çıkıp böbürlendiler, ne ABD yönetimi bu uygulamayı yaptığını kabul et- ti. Tarihte ve günümüzde buna benzer örnekleri ço- ğaltabiliriz. Ve bunların hepsindeki ortak nokta; su- çu işleyenle, suçu işletenin, yani devletin, birbirini "tanımamasıdır." Peki bunlan dile getırdiğime göre 1990 şonrası ki- mi uygulamalan tasvip ediyor muyum? Örneğin bir Behçet Cantürk'ün, bir Savaş Buldan'ın vb, dev- let tarafından öldürtülmesinı, "olabllir." biçiminde değerlendirebilir miyim? Asla. Bunu tüm varlığımla reddederim. Devletin bu tür "kirli" ilişkılerini, ancak dış politi- ka alanında "anlayışla" karşılayabilirim. Ama bu alanda bile, kesinlikle reddederek... Bu türden "kirliişlere" sokulan "kirliellerte"yapı- lan pazarlıkların ilk maddesi, "Sizi tanımıyoruz ve ke- sinlikle tanımayız"d\r. Bu kural, bu kirli oyunun ilk ve temel kuralıdır. Eğer bir kamu görevlisi, bu pislik ortaya çtktıktan sonra bunları savunursa, hele bunların "şerefli" ol- duğunu ilan etmekten çekinmezse, ortada daha ile- ri boyutlarda pislikler var demektir. Hele bunu bir baş- bakan yaparsa, işlerin iyıce çığrından çıktığını an- lanz. Zira bir kamu görevlisinin bunlara sahip çıkması- nın tek nedeni olabilir. Bu neden de bu kirli işleri ya- panlann "ötebileceğinden". yani istenmeyen bazı şey- ieri açıklamasından korkulmasıdır. Ve açıklanabile- cek "şey"leri. bu işin gizli "amacının" da ötesine geçmiş olmasıdır. Örneğin bu işlere bulaşan insanlar, kamu görev- lisiyle bir parasal çıkar ilişkısı kurmuş olabilirler. Ya da yapılan "çırkinlikler", ülke çıkarları doğrultusun- da değil, o konularda emir verenlerın çıkarlarının doğrultusunda olabilir. işte bu gıbı durumlarda, bu çirkin ilişkıleri kuranlar, bu çirkın işleri yapanlara sa- hip çıkma zorunluluğu duyarlar. Türk devletinin de elbette sırları olacaktır. Ama bu devleti yönetenler öyle şeylere bulaşmışlar ki; "dev- let sım" kavramını da kirletiyorlar ve savunulamaz bir konuma sokuyorlar. Ve ister ıstemez, "devletin sırn olmamalı" demek zorunda kalınıyor. Aksini düşünsek bile... Yılmaz cezaevinden uğurlanır gibi firar etti GÜLÇtN İLCt BURDUR - Çeşıth suç- lardan hükümlü bulundugu Burdur Cezaev ı'nden önce- ki gün. arkadaşı Ali O>- mak ile birlikte uzman ça- vuş Numan Güvenir'm var- dımıyla fırar eden •'ülkücii baba" Kürşat Yılmaz ka- yıplara kanştı. Burdur Cumhuriyet Sav- cısı Mehmet Demir \e ce- zaevi müdürü tbrahim Bül- bül ıle sık sık makam oda- lannda özel görüşmeler yap- tığı öne sürülen Yılmaz'ın, cezaev ınden istediği zaman çıkarak bazı düğünlere de katıldığı iddia ediliyor. Fırar öncesi Burdur'age- len ve Kürşat Yılmaz'm ce- zaevinde ayncalıklı muame- le gördüğü gerekçesıyle ın- celeme yapan Adalet Ba- kanlığı müfettışı soruştur- mayı dennleştırdı. Bakan- Iık müfettışınin Burdur Cumhuriyet Savcılığı ve ce- zaevi yönetımınm Yılmaz'a tanıdığı avncalıklı tutum ve uygulamalar üzerinde de durduğu bıldırildı. Bütün cezaevi yönetimi ve görev- li jandarmalar hakkında so- ruşturma yürütüldüğü. so- rumlular hakkında kısa za- manda kamu da\ası açıla- cağı belirtildi. Sa\cı Mehmet Demır. Kürşat Yılmaz'la makam odasındakı görüş- melenyle ilgili olarak "Bu adamın çok sauda davası \ar. ben makam odamda ifadesini aldım" diyerek hazırlık soruşturmasının sür- düğünü. açıklamavapama- vacağını söyledı. Yılmaz'm Ali Oymak ve uzman çavuşla birlikte ceza- e\ınden firannın ardından, çeşitlı ıddialar da gündeme geldi. "Zaten cezaevinden çok dışardavdı" "Dün kaçtığı nereden belli. Da- ha önceden de gitmiş ola- bilir" şeklındetartışmalann yaşandığı Burdur"da, iki ül- kücünün kaçışına yardım eden "Mercedesli çavuş" Numan Gü\enır'ın sı\ası kımlığı de tartışılıyor. Yıl- mazın Burdur Cezaevı'ne gelmesınden sonra kentte ortaya çıkan çeteleşme ha- reketlen. artan rüşvet ve ha- raç toplama olaylan da dik- kat çekiyor. Burdur'daki es- naf bu yüzden Kürşat Yıl- maz'm kaçarak da olsa şe- hırden uzaklaşmasına sevın- dı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear