Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ
Nail Çakırhan, Akyaka'daki bahçesini bir kültür ve sanat eviyle de süslüyor...
Gökova'da Çakırhan Müzesi.••MUĞLA - Çamlar arasındaki tek katlı,
küçük ama 'etidsi çok büyük' evin veran-
dasına çıkıp pencereden içen baktığımız-
da, önce bizi fark etmiyor. Beili ki ocakta-
ki odunlan yeni kurcalamış, alevler yük-
seliyor. Ocağın önündeki sinide henüz so-
yulmamış bir portakal, elma ve bir tabak
ceviz (içi) var. Rakı kadehi yerde, kilimin
üzerinde. eline yakın bir yerde. Yüzü oca-
ğa dönük, sırti pencereye. Ateşin kırmızı-
sı beyaz saçlannı okşuyor. Camı tıklatıyo-
ruz, hemen dönüyor, gülüyor ve yer döşe-
ğinden ayağa kalkmasıyla kapıyı açması
bir oluyor... Değme gençlere taş çıkartır-
casına...
Aslında Nail Çakırhan, bizler kendısi-
ni tanıdığımızdan bu yana, yani yaklaşık
20 yıldır, hep gûlüyor ve hep gençlere taş
çıkartıyor... Daha önce de hep öyleymiş,
hep yaşam dolu...
1970'lerin sonlannda 70. yaşına birkaç
yıl kalmıştı. Biz ise henüz 30 bile defildik.
0, Akyaka'daki geleneksel yöntemle yap-
tığı evierin inşaatlannda güneşin doğuşun-
dan akşamm geç saatlerine dek ustalarla
birlikte 'ayakta' çalışırken bizler daha onu
seyrederken bile yorulurduk...
1910 doğumlu Nail Çakırhan, şimdiler-
de 88yaşında. 1983'tekı Ağa Han Mimar-
hkÖdülü'nü kazanan alçakgönüllü evınin
yanı başına aynı şekilde tek katlı, küçük ve
geleneksel yöntemde bu kez de 'kültürevi-
ni' yapıyor. Ustalannı da yine yalnız bırak-
mıyor. "Çok i>üer, tarif ettiğbni hemen ya-
pıyorlar" diyor; amaekliyor: "Fakatyine
de bakmam lazım: gözüm tam göremedi-
ğiiçin proje çizip ellerine veremiyorum. an-
cak gösteri\orum_."
Çakırhan MahalksT
Akyaka, Muğla'nın ITa ilçesıne baglı
ve Gökova Körfezi'nın hemen başlangı-
cındakı eski iskele köyünün adı. Henüz çi-
çeğı bumunda bir de belediyesi var...
Akyaka Belediyesi, iskeleye giden ana
yoldan Çakırhan'ın ödül alan evinin bulun-
dugu yere doğru inen sokağın adını 'Nafl
Çakırhan Sokağı' koymuş. Tabelayı da gü-
zel bir ağacın gövdesine asmışlar...
Sokağın ve tabelanm fotoğrafinı çeker-
ken 'Acaha bu kadan yeteriioiabiür mi' di -
ye de düşünüyorum. Akyakanın dığer kı-
yı beldelenmızden 'farkıru' görenler. bu
'mudzevi' güzelliği yaratan 'doğa ve mi-
marlıkuyumunun' tümüyle 'Çakırhan'ın
eseri' olduğunu bılmeseler bile sezebilir-
ler... Çünkü, başka hıçbır kıyı beldemizde-
ki Şeni yapdaşmada' gözlenemeyen bu
güzellık. Çakırhan'ın 'insana ve çevreye
saygıh' yöresel mimariyi 20 yılı aşkındır
aynı tıtızlıkte ve kararlılık içinde uygula-
masından kaynaklanıyor. Kimileri: 'Bubt-
nalar eski yapılann taküdkür, çağdaş yo-
rum taşunıyor' diye eleştirseler bile, dip-
lomalı birçok mimann 'çağdaş yonunla-
nyla'(!) kıyı kentlerinin ne hale geldiğini
görebilenler. elbetteki bu tür eleştirileri pek
de geçerlı sayamıyorlar. Hele yine Çakır-
han'ın 'mimartakeğitimibilehiçalmadaır,
sadece yapı bilgisi ve kültürel duyarlılı-
ğıyla Akyaka'ya böylesi bır 'özgün kiın-
Bk' kazandırdığı da anımsandıği zaman...
O kadar ki Çakırhan'ın yine 20 yılda
yaptığı yaklaşık 20 kadar ev, Akyaka'daki
bınalann artık çok küçük bir azınlığını
oluşturmasına rağmen, diğer yeni yapılan
binalann hemen tümü de sanİci birer 'Ça-
kırhan evi' gıbi duruyor. Gerçı, bunlann
hemen hiçbirisi Nail Çakırhan'm yaptık-
larında gözlenen özeni, ustalığı ve yerel
kültürün inceliklerini aynı düzeyde ve ay-
nı 'oigunlukta' taşımıyorlar. ama onlara
Akyaka beldesinin "yeni" görüntüsü. Evler ise Nail Çakırhan'ın değil, ama onun yapbklanna özenilen bir mimari uyum içinde». (sağda)
benzeme' çabası yine hemen tümündeki
mimariyi doğrudan belirliyor. Akyaka'nın
bugünkü özgûn kimliği de zaten bu çaba-
nın ürünü... lşte bu nedenle eğer Akya-
ka'nın genel 'imar görüntüsü' diğer çoğu
kıyı yerleşmesı gibi beton yığını değilse ve
yöresel mimari dokusu Gökova Körfezi'ne
inen yeşil yamaçlardaki ormanlar içinde
'çiçek' gibi duruyorsa. bu eşsiz peyzajm
önceleri 'yarancısr, sonra da 'esin kayna-
ğı' olan Nail Çakırhan'ın adını öyle sade-
ce bir sokağa vermek yetmez. Hani, bütün
Akyaka'nın adı Çakırhan olsun diyeceğim
geliyor; ama. hıç değilse onun evinin ve
yapıtlannın yoğun olduğu semtin adını
'Nafl Çakırhan MahaDesi' olarak koymak,
Akyaka'nın vefa borcunun da bir ölçüde
ödenmesi anlamına gelecektir. Dahası,
'gerçeği' de gelecek kuşaklara aktarmış
olacaktır... Nitekim, Nail Çakırhan da hem
bu efsanevı mimarlık serüvenin belgeleri-
ni hem de Muğla ve Ula yöresinin gelenek-
sel değerlenni ve sanat zenginliklerini ge-
lecek kuşaklara da aktarabilmek için 88
yaşmda 'yeni bir hizmete' daha girişti.
Ödül evinin bahçesınde ve aynı yöresellik-
te inşa etmeye başladığı küçük bina, aslın-
da bir 'Çakırhan Müzesi' olacak ama ken-
di deyimiyle Akyaka'nın •kültür ve sanat
evi' işleviyle yaşayacak.
Zaten bu nedenle. 'Gökova'yı ve Akya-
ka'yı Koruma ve GüzeDeştirme DerneğF
ile de şimdiden anlamlı bir anlaşma yap-
mış. Müze binası ile yol arasmda yaptığı
ve müzeye girişi de denetleyen bir konum-
da bulunan yine tek katlı küçük yapıyı bu
demeğe 'tahsb' edeceğini söylüyor. Hep
hükümetler koca koca ormanlık alanlan
ve StT'leri çok yıldızh turizm yatınmlan-
na tahsis edecek değiller ya; Nail Çakırhan
da kendine ait bir bahçede ve 'kendi ola-
naklanyia' yaptığı müzenin giriş binasını.
aynı ormanlan ve SlT'leri 'korumayı'
amaçlayan bir derneğe veriyor.
Doğrusu. bütün bunlan görünce ve Ça-
kırhan'ın hünerlı ellerinden gözlerine yan-
sıyan 'mimarlıksevgisini' bir kez daha ku-
caklayınca. 'keşke bu müzenin yaşaülma-
smda Gökova Derneği'yle birlikte Mimar-
lar Odası da görev üstlense' dıye düşünü-
yorum. 1983'te Nail Çakırhan ödül aldı-
ğında, kimi akademisyen mimarlar buna
kanş çıkmışlar ve hatta dönemin Cumhur-
başkanı Kenan EvTen'e haber göndererek;
'Bu adam komünisttir, Ağa Han'ın ödülü-
niiszvermeyin'bılediyenlerolmuştu. Na-
il Çakırhan da sanki bu mimarlann tutu-
mu 'genel bir tavırmış' gibi zannederek
Mimarlar Odası'na karşı 'gönhl kınk' bir
duruma girmişti.
Neyse ki ilerleyen yıllarda odayı yöne-
tenlerle birlikte çoğu duyarlı mirnar, bu
'alayt' meslektaşlannın çabalanna gere-
ken saygıyı göstererek, deyiş yerindeyse
gönlünü atdılar. tstanbul Mimarlar Oda-
sı da 1992 yılında Nail Çakırhan'a 'mimar-
uğa katkı ödülü' vererek, yasal olarak oda
üyesi yapamasa bile 'anlam' olarak onu
Türkıye mımarlannın onur üyeliğine getir-
di... Şimdi galiba mimarlara bir görev da-
ha düşüyor. Akyaka'daki Çakırhan Müze-
si'ne sahip çıkmak. Çünkü orası, 'insana,
doğaya, çevreye ve kültüre saygdı bir mi-
martik çabasının' hem anılannı hem de ka-
zanımlannı gelecek kuşaklara aktaracak...
Şair 'Nail V '1+1=1'...Nafl Çakırhan'ın Akyaka'daki evini
küçük bir "tarih küllivesine'' dönüştüre-
cek olan "Kültür v^ Sanat Evi" binasın-
da elbetteki sadece geleneksel mimarlık
ve yöresel değerler izlenmeyecek. Onun
çok renkli % e çok coşkulu yaşamında. bır
anlamda "derinlerde" kalan kendi "ede-
biyat dünyası' da yenıden belgelenecek
ve gelecek kuşaklara aktanlacak...Örne-
ğin, 1910 yılında Gökova da doğduğun-
da, buranın adının "Gökabad" olduğunu
söyleyen Nail Çakırhan, kültür yaşamın-
daki edebiyatla buluşmasını da bir söy-
leşideşöyleözetlemiştı: "tlkdergimi ken-
di el yanmla 13 >aşındayken hazırladım.
O yıl cumhuriyet ilan cdilmişti. 18 \asun-
da Konya'da iİk basılı dergimi çıkardım.
19 yaşımda gazeteciliğe başladım; Vünus
Nadi'lerle. Zekeriya Sertel'lerle. Sedat Si-
mavi'lerte Babıâli yokuşunda >ıllanm geç-
ti_"
Nail Çakırhan için "eskidostum,arka-
daşun. yoklaşımdır" diyen Melih Cevdet
Anda\, Cmuhunyet'te geçen yıl yazdığı
"Şair"Nail \7 başlıklı yazısında (18 Ni-
Nail Çakırhan, 20. yüzyıh hep gülerek
izfedi veizliyor.(OKTÂY EKtNÇl)
san 1997) diyor ki: "Nâzım Hikmefle
birlikte yavvnladığı
u
1+1= r adh şiir ki-
tabı basıldığında (1930) ben on beş yaşın-
da>dım: o >irmi \aşında_"
Yine Melih Cevdet Anday, aynı yazı-
sında Nail Çakırhan'ın eski şıirlenndekı
"Nafl VT imzasında bulunan "Vnin, as-
lında bazılannın sandığı gibi Romen ra-
kamlanndaki "5" değil, ikinci adı olan
a
Vahdet"in ilk harfi olduğunu da anırn-
sattıktan sonra Nâzım'la yaşadığı serüve-
ni şöyle anlatıyor "Nafl V. 1932'de Naam
Hikmet'ie hkSkte njtuklandu 1933 te çı-
kanlan af>asası ile serbest bırakıldıktan
bir süre sonra Sovyetler Birliği'ne gitti;
orada iki >ıl kaldı. Doğu İ ni\ersitesi'nde
öğrenim gördü_"
Pekı. ilerleyen yıllarda ne oldu?
1930'lardan 1990'lara (ve umuyonım ki
2000'lere dek) Nail V. 20. yüzyıla, 20.
yüzyıl da Nail Çakırhan'a nasıl tanık ol-
du?.. Bu sorunun yanıtını merak edenler.
bu yaza kadar sabredip, Akyaka'daki
Kültür ve Sanat Evi'nin bir bölümünde
düzenlenecek müzeyi bekleyecekler. Ör-
neğın, belki de bir köşede, sessiz ve gu-
rurla bekleyen "1+1 =1" kitabına adını
veren şıiri okuyup, 60 yıl öncenin "dn-
yarh dünyasma"
1
dalıp gidecekler... Di-
lersenız, bugünkü Akyaka'yı süsleyen
"insana ve dünyaya saygüı" mimarlık ça-
balannın hangi kültür kökünden fîlizlen-
diğini de görebilmek için, aynı şiiri şim-
diden okuyalım...
Daha Çok
Onlar
Yaşamalıydı
Onlan hep birer
Tamyorum.
Onlaria yan yana,
Boyanamadığım diye kana
Kendi kendimden utamyorum
Daha çok onlar yaşamalıydı,
Daha çok onlar haketmişlerdibunu.
Daha çok onlar bilirlerdi
Yaşamanın ne olduğunu.
Ben onlardan öğrendim
Sevmeyi se\ilmeyi,
Bana onlar öğrettiler
Dostu dost düşmanı düşman bilmeyi
Kafamı onlar yoğurdular
Orada yepyeni
Taptaze
Gıcır gıcır bir âlemi
İlk önce onlar kurdular.
O topraklarda ayrt gayrt bilinmez.
O topraklarda hep el ele tutulmuştur,
O topraklarda dert unutulmuştur;
Burcu burcu ekmek kokan baharda,
Ağız dolusu gülünür o topraklarda.
Daha çok onlar yaşamalıydı,
Daha çok onlar haketmişlerdibunu;
Daha çok onlar bilirlerdi
Yaşamanın ne olduğunu.
Kavgam onların adıyia anılır.
Onlar öyle aç
öyle çıplak
sanılır
Ama;
İlk önce onlar
altettüer yokluğu,
Onlar tattüar,
tlk önce asıl tokluğu,
Daha çok onlar yaşamalıydı.
Daha çok onlar haketmişlerdibunu,
Daha çok onlar bilirlerdi.
Yaşamanın ne olduğunu.
(Yeni Edebiyat, 15.11.1941, sayı 26)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Bir Heykelin
Çağrıştırdıkları.••
Bir atölye ve orada bir heykel.
Yeni tamamlanmış.
Açılmış bir kanat olabilir. Ya da mermerin kıvnm-
lannda'özsuyunu arayan bir yaprak.
Neyi tasvir ediyor olursa olsun, izleyicisi onu na-
sıl anlamlandınrsa anlamlandırsın, yoruma gerek
bırakmayacak kadar kesin bir yanı da var Çok genç
ellerden çıkma bu heykel, heryönüylegüçlü bir us-
talığı yansıtıyor. Dikkatli bakıldığında anlaşılıyor ki,
bir zamanlann mermer parçası, uzamda aldığı bu
yeni biçimden hiç de pişman değil. Çünkü bir za-
manlar sahip olduğu direnç, bir taşın sonsuz diren-
ci, şimdi estetiğin evreninde sonrasız bir dile kavuş-
muş.
Bu heykelin yaratıcısının adı, Ercan Yılmaz. He-
nüz çok genç. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanat-
lar Fakültesi Heykel Bölümü'nü 1997 Haziran'ında
bitirdi. Onunla, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aytaç Ka-
tı'nın nazikdaveti üzerine katıldığım bitirmejürisin-
de, mezuniyete aday projeleri incelediğimiz sırada
tanıştım. Saptanan yönteme göre her aday, eseri-
ne ilişkin kendi yorumunu jüriye sunuyordu. O aşa-
mada Ercan Yılmaz, konuşmasının arka planında
yatan, çok kapsamlı birokuma bırikimınden de kay-
naklandığı tartışmasız -ama asla çokbilmişliğe kay-
mayan- bir kendine güven duygusuyla, bana göre
sanatçı adaylığını değil, artık bir sanatçı olduğunu
kanıtlamıştı. Kısa, fakat dolu dolu açıklamalanyla,
heykelini doğanın ve sanatın oluşturduğu bağlama
bir çırpıda yerleştirivermişti.
Aytaç Hoca, mezuniyetinden sonra Ercan Yıl-
maz'ı hemen araştırma görevlisi olarak bölümünün
elemanlan arasına kattı. Bunu yapmaya karar ver-
diğini bana daha jüri toplantısı sırasında söylemiş-
ti. Geleceğin sanatını inşa edecek ustalıkta "çırak-
lar" bulmayı, yalnızca kendi üzerinde odaklanmak
yerine, "sonraya" uzanan köprülerin mimariannı
yetiştirmeyi, yaşamının temel amaçlan arasına kat-
mış ender hocalardandır Prof. Aytaç Katı. Fakütte
binasının uzak bir köşesinde, neredeyse kendi için-
de bağımsız bir sanat adacığı yapısıyla oluşturdu-
ğu atölye ise, ne zaman adım atılsa, taşa ve çamu-
ra biçim veren ellerin emeğinin o doyumsuz gerili-
miyle dolu bir mekândır.
Ercan Yılmaz'ın son heykelini de işte o atölyede
gördüm. Aytaç Hoca, büyük bir heyecanla: "Mut-
laka görmelisiniz..." demiştı. Gördüğüm anda ka-
famdaki ilk çağnşım, "mermerin dantele dönüştü-
rülmesi" oldu. Sonra bu çağnşımı da yetersiz bul-
dum. Karşımdaki, yalın, ama çok usta bir meydan
okumaydı aslında. Uzamda bir yer, bir mermer kit-
lesi biçimlendirilerekfethedilmişti. Birdoğanesne-
si olan mermer, kısa ya da uzun bir aynlığın ardın-
dan doğaya, bu kez onun sanat düzlemindeki ta-
mamlayıcısı olarak gerı dönmüştü. Dediğim gibi,
doğanın bağnnda oluşan bir nesneydi bu heykelin
ham maddesi; ama doğa, sanki şimdi, o heykelin
eklenişiyle asıl doğallığına kavuşacaktı.
Michelangelo, "kolaymış izlenımini bırakmanın
güçlüğü "nden söz ettıği bir mektubunda şöyle der:
"...üzerinde uzun zaman çelışridıktansonra ortaya
çıkan eser, onca zahmetli çabanın harcanmış ol-
masına karşın kısa zamanda ve fazla emek har-
canmaksızın yapılmış gibi gözükmelidir. Ve böyle-
si, en üst düzeyde birbeceriyi ve sanatı gerektirir."
Burada sözü edilen yalınlıktır, doğum sürecinde çe-
kilen onca zahmeti gözlerden saklamayı başaran
sanat eseridir. Ercan Yılmaz'ın heykelini, yazının
hemen başında bir kanat diye adlandırmam da bel-
ki bundandı; karşısındakine kanat açmışçasına ha-
fiflik ve doğallık izlenimini geçiren, ama gerçekte
mermerie müthiş bir boğuşmanın ürünü olarak or-
taya çıkmış bir eser.
Geçen günlerde Ercan Yılmaz, Danimarka'da, o-
tuz sekiz ülkenin yüzden fazla eserle katıldığı bir ya-
nşmada ilk yirminin arasına girerek, bu ülkede bir
yaz çalışmasında yer almaya hak kazandı.
Hep böyledir; en umarsızmış gibi görünen or-
tamlann gerçekte ne güçlü ışık kaynaklarına sahip
oldukları, çoğunlukla sanatçılar tarafından kanıtla-
nır...
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi
PROF. DR. YILMAZ KARAÖZBEK i
kaybettik.
Hekim topluluğuna ve yakınlarına
başsağlığı dileriz.
İSTANBUL TABİP ODASI
YÖNETİM KURULU
(Kadın
Sağlığı ve
Aile
Planlaması)
Hizmet
Sistemi
Bilgi Hattı:
212 - 257
06 46
KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 13 HAT)
KADIKÖY BEŞİNCÎİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKUL SATIŞİLANI
19963 Saüş
Taksımi kabıl olmadıgından, Kadıköy 2. Sulh Hukuk Hâkımlığı'nce satılmasına karar verilen; Kadıköy Ka-
yışdağı mahailesı 225 pafta, 1748 ada. 15 parsel sayılı 217.00 m2 mıktanndakı gaynmenkulün tamamı açık art-
tırma suretıyle satılacakur Evsafı: Satışa konu gaynmenkul. Kadıköy ICayışdağı Inönü mahallesı. Kayışdağı
memba suyunun güneyındekı çamlık kısmında, Atatûrk caddesınde. mahallen 47 kapı nolu. betonarme tarzda ıkı
katlı olarak inşa edılmış bınanm bulunduğu parseldır. Bınanın zemın katı tamamlanmış. bınncı katı kısmen ta-
mamlanmıştır Bına zemınde taknben 90.00 m2 saha üzenne oturtulmuştur. Zemın katta demır dogramalı bir ria-
gârlık kısmı ile görülmekte olup bu katta bır hol. üç oda. mutfak. banyo ve tuvalet mahallen mevcuttur. Döşeme-
ler hol ve ıslak zemınlerde karo mozaıkle, odalar da mariey le kaplıdı Bınncı kata bmaya bıtışık yandan bır mer-
dıvenle çıkılmakta olup. Bu katta zemın kat yapılışında olup. henüz ıç kısımlan tamamlanmamıştır Bına, vasat
altmda malzeme \e ışçılıkle ınşaa edılmıştır Binada su ve elektnk tesısatı vardır. Soba ile ısıtılmaktadır İmar
durumu: Kadıköy Beledıye Başkanlığı İmar Mudürlüğu'nûn 10 6.1997 tanh 977461 sayılı yazısında. söz ko-
nusu parselın 115) sayılı parsehn 19.10.1989 T.T'li 1 1000 ölçeklı ıslah imar planında bına yükseklığı H 9 50
metre yûksekJıkte. taban alanı kat sayısı 0 40 aynk nızam ıskan sahasmda kaldığı bıldınlmıştır. Kıymeti: Satıla-
cak olan 217.00 m2 mıktanndakı gaynmenkulün tamamı 3 800 000.000.- TL muhammen bedellıdır. Saü; şart-
l»n: 1- Satış. 23 3 1998 Pazartesı günû saat 14. OO'ten 14 15'e kadar Kadıköy 5. lcra Daıresı'nde açık artürma
suretıyle yapılacak. Bu arttırmada tahmın edilen kıymetm yüzde 75'ıru ve riiçhanlı alacaklılar varsa alacaklan
mecniuunu \ e saoş masraflannı geçmek şartı ile ıhile olunur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın
taahhûdü bakı kalmak şartıyla 2 4.1998 Perşembe günü aynı yer ve aynı saatlerde ıkıncı arttırmaya çıkanlacak-
tır. Bu arttınnada da bu mıkiar elde edılememışse gaynmenkul. en çok arttıranın taahhûdü saklı kalmak üzere art-
tırma ilanında göstenlen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecektir. Şu kadar ki artürma bedelinm malın
tahmın edilen kıymetımn yüzde 40'ım bulması ve satış ısteyenın alacağma rüçhanı olan alacaklann toplamından
fazla olması ve bundan başka paraya çeviıme ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle
alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektır 2- Arttırmaya'ıştırak edeceklenn. tahmın edilen kıymetın yüzde 20'sı nıs-
petmde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır bankamn temınat mektubunu vennelen lazımdır Satış. peşm
para ıledır. alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebılır. Ihale puiu. tapu harç ve masraflan altcv-
ya aıttır Bınkmış vergıler satış bedelınden ödenır Tellalıye resmı satış bedelınden ödemr 3- Ipotek sahıbı ala-
caklılarla diğer ılgılılenn (*) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalannı
day anağı belgelen ile on beş gün içinde dairemıze bildirmeleri lazımdır \ksi takdirde haklan tapu sıcilı ile sabıt
olmadıkça pavlaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ıhale bedelını yatırmamak suretıy-
le ıhalenm fes'hıne sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen. teîdıf ettıklen bedel ile son ıhale bedelı arasındaki farktan
ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faızınden müteselsılen mesul olacaklardır. Ihale farkı ve temerrüt faızı ay-
nca hükme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak, bu fark. varsa öncelıkle temınat bedelınden almacak-
tır 5- Şartname. ılan tanhınden ıtıbaren herkesm görebılmesı ıçuı daırede açık olup masrafi venldığı takdirde ıs-
teyen alıcıya bır öraeğı göndenlebılir 6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyT görmüş ve münderecatını kabul et-
mış sayılacaklan. başkaca bılgı almak ısteyenlenn 1996 3 saOş sayılı dosya numarasıyla mûdürlûğümüze baş-
Minnaİan ılan olunur 21.1 i 998 < •) İlgılıler tabınne irtıfakhakkı sahıplen'de dahıldır.' Basın: 5828
5ES_1885 ORTAOYUNCULAR
İSTİKLAL CAD. H0.1<0 TEL: 251 18 65-66 FAX: 0212.244 43 27
Ferhon Şenıo/
FERHANGİ
ŞEYLER
Çarfamb*
Ptrfetnbc 21. (
Feı+ıon $emoy
FELEK BIR GÜN
SALAKKEN
Ptnr15.30-1S.30
HALDUN TANER KABARE
Kurgubyon : Farfnn Şaraoy Yöneten Darya »ayknl
Cnra 21.90 Cumırtesi 11.30-21 M
Kûhr BcAanlgırun KaltulatTylo
FSKI OYUNLAR BUYUK EKRAN VIDEO GOSTERİLERI
SOYUT PADİSAH
17 Juklt SJUı 1«.M /11 $8tot Çarf. 15.01 / 21 Şubıt C.ttti 14.90
B'lc'Stı'n Ycıh't Ortooyuncular Gısc 251 18 65
VAKKOBAMALAR. TaUım. Rur--'
c
1------ •' ----i
rV«RSI AAAGAZAIAR1 Mo-.k
| İSTANBUL BOYOKŞEHİS BEÜDİYESİ J
18 SUBAT TAN ITIBAREN
KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİNDE
(0216)349 04 63
DERYA GÜLÜ
rnemı NMmDENtZHAN
Ddıor AalYAUa/T
EMclTuama
KoMOm
Matk
FûfenYAZIO
İCTİntBI»ULAK.Era»nUTSAt.»»nkDAVUTOa».U J
BILET SATISLARI BASIAMISTIR
OTVIN, CON « I SAATLEM:
11SÜO-20J0 Parfan**: 20 J0 - Cum» » J 0
C«ıwt»l:IS(».»30 Pmnr IS3O-IIJ0
OYUNTAMHUKk
IH9-2O-2I.2J KADKÖY HALDUN TANa
IS-JM^M ŞU«AT I MAKT fATiH MŞAT NUM SAHNES 0111) B4 S310
\öğ- KENT OYUNCULARI
L ^ ^ 246 35 89-24 7 36 34
vonctıons £mgmclıques
V-nırtrf B.-'lü/e Sfac B^öaf Osnun Şw»9?:v
0ynay3n
M1JŞFIK KENTfR BFKIR AKSOY
•M3-ii.:j.-: ;.:-.•:•" •;-;.;;• SısMS"
= Centi mîı ısttmE. imır tumtsnftn :•:: r
5c-î 5 Oy-^n
MARIA CALLAS
teiSr-^â&tişteafe'iMAıEil-r {
20-2'-?6-2) ŞuM! S»3' r TC "
22iut3-Sar'ı
ŞARYO CAFE
GRDPGÖÇEBE
HetCnalCJtii
Imam Adnan Sok No3OBeyoöhj
(Vakto Karşrsı) Rez. 293 57 61
MUZIK:SERDAR YALÇIN i LIRIK. AT(LL« oınrıit / lUHtir.ıtM. ı.ıtrif.itı BihMft
n M l / İ k A 1. 2 P I 8 J U
AUûllOfî
n BİNBİR GECE MASALLARA
USBR»Toplu Satış: 0 212-296 92 30
^21-22-23-23 Şubat, 1-2 Mart Atatürk Kült^Merkezij» ' g;K
**Biletler:AKM Gişesi 0 212-251 56 00, Suadıye Vakkor'ama 0 2Î6-350İ
:
7,42Xarousel / Danısma
•• ••
YUCEL DONMEZ
Resim Sergisi
19 Şubat - 11 Mart'98
Agfcş^kokteylsaat 18.00- 20.00 araa
Galerimiz hergün 10.00-19 00 Pazar günteri 13.00-19.00 arası açtktır
^1*
ANTİK SANAT OALEBİSİ
Mühûrdar Cd. Özgür Apt No:5gra Kadıköy (İSKİ Karşsı)
Tel-(0216) 33013 54-33013 44/Fax (0216)348 74 33
Sanat Aüziöi Üstadları
Sadettin Kaynak
öelahattin Pmar
Avni Anıl
5elahattin içli
M. Nurettin öeifuk
Faıfaı «rbatn heyet eşlığınde ve sAen özei oürak. hertnr bestekar ıpn
haarianmı; ftrtg Idtapgklanyto ÛSTAPLAJM ANMA flÛNLERt
3 Şubat-5 Mart önhleri araanda her Safı ve Perjembe akjamı
Kt/cn-.ı^vuıı : (11212ı 2^2 4!
, M.lll! 4 dl'll [l|«l || I.lıHı'Il blls'1 İıNll ir.HH
BASAK SIGORTA
SANAT GALERİSİ
MÜNİR YÜCEL
RESİM SERGİSİ
17 Şubat - 10 Mart 1998
Şehit Adem Yavuz sok. 12 Kızılay / ANKARA
Başak Sigorta Sanat Galerisi, Başak Sigorta'nın
bir kültür hizmeticlir.