Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hükümetin 16 yeri turizm alanı ilan ederek 'yapılaşmaya' açması üzerine CHP yargıya başvurdu
Turizm vurgunu Danıştay'daANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümetin, başta Istanbul olmak üzere 16
yeri turizm alanı ilan ederek "yapılaş-
maya" açmasmı CHP'li Istanbul millet-
vekillen yargıya götürdü. Maliye Baka-
nı Zekeriya Temizel'in uygulamaya Ba-
kanlar Kurulu'nda karşı çıktığı, ancak da-
ha sonra kendisi yurtdışındayken karann
çıkanldığı öğrenildi.
CHP'li Ahmet Güryüz Ketenci. Is-
tanbul'da 6 yerin yeni turizme açılması.
3 tunzm merkezinin de "tevsii" edilme-
sine ilişkin Bakanlar Kurulu karannın ıp-
tali \'e yürütmenin durdurulması istemıy-
le Danıştay'a başvururken, aynı partıden
Ercan Karakaş da Başbakan ve Kültür
Bakanı'na, yeşil alanlann, turizm alanı ilan
edilerek yapılaşmaya açılmasının gerek-
çelerini sordu. CHP'li Ali Topuz, aynı il-
den seçilen 5 partili milletvekili ile bir-
likte basın toplantısı düzenleyerek, hü-
kümeti, kararını yeniden gözden geçir-
meye çağırdı.
Topuz, Bakanlar Kurulu karanyla ilan
edilen 16 turizm merkezinden, İstanbul'da
yer alan 6'smın. birkaç "rantiyeye" peş-
keş çekilmek istendığıni söyledi. Bu uy-
gulamanın tipık bır "ANAP zihniyetini"
yansıttığına dıkkat çeken Topuz, "Bu ka-
rar. Turgut Özal döneminde çıkanlan Tu-
rizmi Teşvik Yasası ve 1983'te buna
bağlı olarak çıkanlan bir yönetmeliğe
dayandınlıvor. Şimdi Özal'ın çömezle-
ri de bu işin devamını getirmeye çalışı-
yor" diye konuştu. ANAP ve DTP'lı ba-
kanlann bu kararda imzası bulunmasını
yadırgamadığını kaydeden Topuz, "An-
cak bu hükümette bir de sosyal demok-
rat olduğunu iddia eden bir parti var.
Sanatı. kültürü korumayı savunduk-
larını söyleyen bu sosyal demokrat ba-
kanlar, bu karara nasıl imza attılar? "
diye konuştu. Hükümetin, belediyeleri ve
Kültür Bakanhğı Koruma Kurullannı saf-
dışı ederek. bazı alanlan turizme açtığı-
nı vurgulayan Topuz. "ANAP, belediye-
lerin siyasi kimliğine göre hareket edi-
yor. Oysa belediye başkanlan geçici-
dir. ANAP, 3-5 rantiyecinin, 'buralan
turizm alanı yap. bız de betonlan dikelim'
isteğine uygun olarak, bu karan çı-
karttırmıştır" diye konuştu.
Danıştay'a iptal başvurusu yapan Ah-
met Güryüz Ketenci, ANAP iktidarlan-
nın geçmişte 1989 ve 1990 yıllannda da
yeni turizm alanlan ilan ettiğini ve döne-
min SHP'li Belediye Başkanı Nurettin Sö-
zen'in başvurusu üzerine kararlann Da-
nıştayca iptal edildiğini vurgulayarak "Bu
kez de iptal edilecek. Ama ANAP bu-
nu her fırsatta zorluyor" dedi.
Ketenci, Danıştay'a yaptığı iptal baş-
vurusunun gerekçesinde de merkez sağ ik-
tidarlar tarafından "rantçı ve ihaleci"
bir anlayışla kentleşme ilkeleri ve plan-
lama tekniklerine uygun olmayan biçım-
de yasa boşluklanna dayanılarak intar de-
ğişiklikleri yapıldığmı vurguladı. Keten-
ci. "Hepsi de sağ iktidar dönemine denk
düşen fstanbul'la ilgili plan değişiklik-
leri, plan tadilatından \ararlananlann
siyasi kimliğine bakıldığında bu deği-
şikliklerin bir rastlantı olmadığı sonu-
cunu ortava koymaktadır" görüşüne
yer verdı. 2634 sayılı Turizmi Teşvik Ya-
sası'nın 7. maddesinin Imar Yasası ve
anayasanın 127. maddesine aykın oldu-
ğunu vurgulayan Ketenci. "Anayasamı-
za göre mahalli idarelerin kuruluş ve
görevleri ile yetkileri, yerinden > önerim
ilkesine uygun olarak kanunla düzen-
lenir" bilgisıne yer verdı.
Ercan Karakaş da yeni tunzm merkez-
lerinın büyük bölümünün "SİT alanı"
kapsamında olduğunu belirterek, DSP'li
Kültür Bakanı tstemihan Talay'ın, bu-
na karşı çıkıp. koruma kurullannı hare-
kete geçirmesi gerekırken, böyle bir Ba-
kanlar Kurulu karanna imza atmasının
dikkat çekıcı olduğunu vurguladı.
BUDAPEŞTE
Veysel
Özerdem
teslim oldu
Haber Merkezi - Buda-
peşte'de Mesut Yılmaz'a
saldın düzenleyen Veysel
Özerdem, Macanstan'da
lnterpol'e teslim oldu. Özer-
dem'in yann Türkiye'ye ge-
tirilebileceği belirtildi. Özer-
dem'in teslim oluncaya ka-
dar Budapeşte'de saklandı-
ğı bildirildi. 2 ANAP yetki-
lisi. yumruklu saldınyı ve
saldınnm Susurluk bağlan-
tısını araştırmak üzere Bu-
dapeşte'ye giderek incele-
me başlattı.
24 Kasım 1996 günü dö-
nemin anamuhalefet lideri
Mesut Yılmaz, Avusturya
ziyaretinden sonra Buda-
peşte'ye geçmiş ve bulun-
duğu otelin lobisinde Vey-
sel Özerdem'in yumruklu
saldınsına hedef olmuştu.
Özerdem. daha sonra yap-
tığı açıklamalarda, saldın-
nın arkasında başka bir par-
ti ve kuruluşun olmadığını
iddia etmiş, Yılmaz'ın Su-
surluk olayı için yaptığı ko-
nuşmalara kızdığı için sal-
dınyı gerçekleştirdiğini söy-
lemişti.
Macaristan'daki saldın
olayının daha sonra Susur-
luk olayıyla bağlantılı ol-
duğu iddia edilmiş ve "Ye-
şiT kodadh MahmutYü-
dınm'ın yumruklu saldın-
dan bir gün önce Budapeş-
te'ye gittiği belirtilerek sal-
dınyı organıze ettiği ileri
sürülmüştü.
TBMM
Polislerin
askerliği
görüşülemedi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM Ge-
nel Kurulu'nda, polislerin,
temel eğirimin ardından as-
kerlik yükümlülüklerini bu-
lunduklan yerde tamamla-
malannı öngören yasa öne-
risinin görüşülmesi erte-
lendi.
Genel kurulun dünkü bir-
leşiminde, oturumu yöne-
ten Başkanvekili Hasan
Korkmazcan. ANAP
Grup Başkanvekili Ülkü
Güney ve arkadaşlann ta-
rafından verilen yasa öne-
risinin görüşmelerine geç-
mek için hükümet temsil-
cisinin salonda bulunup bu-
lunmadığını sordu.
Hükümet temsilcisinin
bulunmaması üzerine
Korkmazcan, bir kez ol-
mak kaydıyla, yasa öneri-
sinin görüşülmesini erte-
ledi.
Bu nasıl cami?Istanbul Haber Servisi - tstanbul tl
Idare Kurulu'nun, hakkında lüzumu mu-
hakeme karan verdiği Kartal Belediye Baş-
kanı Mehmet Sekmen'in Milli Savunma
Bakanlığı'na tahsısli Hazine arazisinde,
"cami adı altında kaçak inşaata göz
yumduğu" saptandı.
Kartal'ın Soğanlık Mahallesi Yeldeğir-
meni mevkiinde 131 pafta, 1101 ada ve 1
parselde bulunan söz konusu "cami inşa-
atının", ll Idare Kurulu'nun lüzumu mu-
hakeme karan vermesine neden olan ka-
çak inşaatlar arasında yeraldığı ortaya çık-
tı. Ozerinde "Fatih Sultan Mehmet Ca-
mii ve YardıniTâşma Derneği" yazılı bir
tabela asılı olan kaçak "cami" inşaafı, ger-
çekte her dairesi balkonlu bir aparrman.
Apartmanın terasına, cami olduğunu ka-
nıtlamak üzere. 5 vakit ezan okunan birde
hoparlör yerleştirilmiş.
Karta! Belediye Başkanı Mehmet Sek-
men ve Yardımcısı Ejder Ölmez hakkın-
da suç duyurusunda bulunan lşçi Partisi (İP)
Kartal tlçe Başkanı Tayfun Tabakoğlu,
"Cami adı altında yapılan bu kaçak
apartmanın, kapatılan RP'nin din sömü-
riisüyle elde ettiği siyasi ve ekonomik
rantlara somut bir örnek olduğunu"
söyledi.
Kartal Belediye Başkanı Mehmet Sek-
men ıse söz konusu cami inşaatı için Jan-
darma Genel Komutanhğı'ndan izin alın-
dığını bildinnesine karşın bizzat gönder-
diği resmi evrakta, izin verildiğini göste-
rir bir belge bulunamadı. Başkan Sek-
men'in ulaştırdığı evrak arasında, yalnız-
ca Kaymakamlık, Jandarma Genel Komu-
tanhği ile söz konusu alanda cami inşaatı
yapılması talebini içeren belediye yazışma-
lan bulunuyordu.
Önceki gün yayımlanan haberimizde ise
tstanbul tl tdare Kurulu'nun Başkan Sek-
men'in Türk Ceza Kanunu'nun (TCK)
230. maddesi gereği görevi ihma! suçun-
dan yargılanmasının önünü açan karan yer
almıştı. Kartal Belediyesi cami adı altında kaçak inşaata göz yumuyor. (UGUR GÜNYÜZ)
Yüksekova cetesi davası
Canan'ın cesedi otopsi
için mezardan çıkartıldı
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)
- Yüksekova çetesi davasmda yargılanan
bir binbaşı ve ikı yüzbaşı tarafından
öldürüldüğü iddia edilen eski CHP
Hakkâri Milletvekili Esat Canan'ın
yegeni Abdullah Canan'ın cesedi,
"kesin ölüm tarihinin
saptanması" amacıyla
dün Yüksekova"da
mezanndan çıkartılarak
Adlı Tıp Kurumu'na
gönderildi. Geçen ay
Hakkâri 1. AğırCeza
Mahkemesi'nde yapılan
Yüksekova çetesi
duruşmasında savcı,
Abdullah Canan'ın kesin
ölüm tarihinin
belirlenmesi amacıyla
mahkeme heyetine otopsi yapılması
yönünde talepte bulundu. Mahkeme,
Canan'ın gözaltı tarihi ve olayla ilgili
suçlanan güvenlik mensuplannın o
tarihte görevde olup olmadıklan bu
olayla ılişkilerinin olup olmadığının
saptanması istemini yerinde
• Geçen ay Hakkâri
1. Ağir Ceza
Mahkemesi'nde
yapılan Yüksekova
çetesi durusmasmda,
Abdullah Canan'ın
kesin ölüm tarihinin
belirlenmesi karan
alınmıştı.
buldu.Yüksekova çetesi itirafçısı
Kahraman Bilgiç. DıyarbakırDGM
Başsavcılığı'nca yürütülen çete
soruşturmasında Canan'ın eski
Yüksekova llçe Jandarma Komutanı
Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul'un
emriyle yüzbaşılar Nihat
Yiğiter ve Bülent Yetüd
tarafından
öldürüldüğünü öne
sürmüştü. Bilgiç,
ifadesinde olayı şöyle
anlatmıştı:"1996Şubat
ayında Canan, Binbaşı
Mehmet Emin
Yurdakul'un emriyle
gözaltına alındı.
Yaklaşık 15-20 gün
sonra binbaşının
emriyle ben, Yüzbaşı Nihat Yiğiter ve
Bülent Yetüd, Canan'ı bir grup
askerle alarak Yüksekova ilçesinin 10
kilometre uzağındaki bir köprünün
altına götürdük. Yüzbaşı Nihat
Yiğiter, Canan'ı indirerek köprü
altında kendi silahıvla öldürdü."
Yargıç Akman Akyürek'in ölümü
Kaza yapan kamyon
'sakıncalı' ilan edildi
tstanbul Haber Servisi - TBMM
Susurluk ve Faili Meçhul Cınayetleri
Araştırma Komısyonu'nda yer alan
hâkim Akman Akyürek'in ölümüyle
sonuçlanan kazaya kanşan Hasan
Bakcan'ın kullandığı kamyon, Şişli
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca
"sakıncalı" ilan edildi.
TEM Otoyolu Maslak
katılımında 8 Aralık
1997 tarihinde meydana
gelen kazayla ilgili
olarak başlatılan
soruşturma Şişli
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca
sürdürülüyor.
Soruşturma çerçevesinde
Akman Akyürek'in kullandığı
otomobilin arkadan çarptığı Hasan
Bakcan idaresindeki 41 H 1659 plakalı
Ford marka kamyonun ruhsatına
"sakıncalı" ibaresi konuldu.
Ruhsatına geçici olarak "sakıncalı"
ibaresi işlenen kamyon trafiğe
• Akyürek'in
otomobiline çarpan
kamyon trafiğe
çıkabilecek, ancak
soruşturmayla
yargılama
asamasında üçüncü
kişilere
satılamayacak.
çıkabilecek. ancak soruşturmayla
yargılama asamasında üçüncü kişilere
satılamayacak. Trafik tescil şube
müdürlüğü yetkilileri, soruşturma ve
açılacak davanın sonuçlandınlmasından
sonra savcılıkça verilen geçici karann
kendıliğinden ortadan
kalkacağını, kamyonun
ancak bu aşamadan
sonra el değiştirmesinin
mümkün olacağını
bildirdiler. TEM
otoyolunun katılımında
meydana gelen kazada,
hâkim Akman Akyürek,
06 YJY 80 plakalı
otomobili ile Hasan
Bakcan idaresindeki 41
H 1659 plakalı kamyona
arkadan çarpmıştı. Kazada ağır şekilde
yaralanan Akyürek. hastaneye
kaldınlırken yolda hayatını kaybetmişti.
Olaydan sonra gözaltına alınarak Şişli
Adliyesi'ne sevk edilen kamyon şoförü
Bakcan ise tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakılmıştı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATE$
Ipak ve Incirlik
Türkiye'nin, komşuları arasında en az sorun olan
ülke Irak'tır. Hatta şunu söyleyebiliriz ki; Arap dün-
yası içinde Türkiye'ye karşı en az kompleks duyan
ve en dostça ilişkiler sürdüren ülkedir Irak.
Bu durumun temel nedeni bu iki ülkenin, çıkar-
lannın çatışmaması ve ortak sorunlarının olması-
dır. Yeri gelmişken bir kez daha vurgulayalım ki; dış
politikada dost ya da düşman yoktur. Var olan tek
şey, çıkariardır. Devletler dış politikalarını çıkarları
doğrultusunda belirlerler ya da belirlemeleri gere-
kir,.
Ünlü Prusyalı devlet adamı Otto von Bismarck'ın,
bizimle ilgili çokdoğru bir teşhisi vardır. "Türkler'in
en büyükyanılgısı"der Bismarck, "dostlannın dost-
larını dostsanmalan, dostlarının düşmanlannı düş-
man olarak algılamalarıdır. Aynı biçimde düşman-
larının düşmanlannı dost, düşmanlannın dostlarını
düşman zannederler".
Bu saptama günümüz açısından da doğrudur. Ve
bu yanılgımızın kökeninde, duygusal yapımız ve ıç-
tenliğimiz yatar.
Türkiye'nin Irak'la hiçbir sorunu yoktu. Tam ter-
sine, karşılıklı olarak büyük ekonomik çıkarlar sağ-
lıyorlardı. Türkiye; Irak'tan gelen boru hattından
ciddi bir komisyon aldığı gibi, Irak'tan iyi koşullar-
la petrol satın alıyordu. Buna ek olarak, hem res-
mi ihracat ve hem de kâğıt üzerinde görünmeyen
hudut ticaretinden büyük birdöviz girdisi sağlıyor-
du. Çok ileri boyutlarda olmamakla birlikte, Irak'ta
müteahhitlik vb alanlarda iş gören Türk şirketleri de
vardı.
Tüm bu ekonomik getirilerin yantsıra Irak'ın top-
rak bütünlüğü Türkiye açısından rahatlatıcı oluyor
ve PKK'nin Suriye'de olduğu gibi Irak'ta da yuva-
lanmasına engel oluyorlardı.
Kimi yazarlanmız Turgut Özal'ın o dönemdeki po-
litikasını değeriendirirken, "ABD'nin çıkahannı, Tür-
kiye'nin çıkariannın önünde gördü" vb gibısınden,
"yakışıksız" ifadeler kullanıyoriar. Ben öyle demiyo-
rum ama, "Türkiye'nin çıkahannı ABD'nin çıkarla-
nyla özdeş gördü" diyorum. Ve bu yanılgıdan yola
çıkarak "Bir koyup üç alacağız" hayali ıçınde öyle
bir noktaya geldik ki; son sekiz yılda, en azından
40 milyar dolarlık bir ekonomik kaybımız oldu. Dü-
şününüz ki bu rakam, Türkiye'nin dış borcunun ne-
redeyseyansı...
Türkiye'nin o dönemde "BMadına" hareket eden
ABD'nin karşısında yer alması elbette mümkün de-
ğildi. Ama yanlışlık, "kraldan çok kralcı" bır politi-
ka izlenmesınde oldu. Eğer askerlerimiz onurlu bir
biçimde direnmeseydiler ve Türkiye aktif destek ye-
rine "fiilen" savaşa girmiş olsaydı, uğrayacağımız
zaran hesaplamak bile mümkün değil.
ABD ilk Körfez krizinde haklı gerekçelere sahip-
ti ve zaten bu nedenle BM'yi de istediği gibi kulla-
nabilmişti. Meselenin aslı astarını ve tarihsel geç-
mişini bilmeyen dünya kamuoyu, bağımsız bir dev-
let olarak değeriendirdikleri Kuveyt'i silah zoruyla
işgal eden Irak'a karşı tepki duymuşlardı. Ancak
ABD'nin amacı, "gövde gösterisiydi".
ABD'nin bugünkü amacı da aynı biçimde bir göv-
de gösterisinden başka bir şey değil. Irak'ın elin-
de bulunduğu iddia edilen kimyevi silahlar sadece
bahane. Zaten eğer bu çatışmanın nedeni kimye-
vi silahlar olsaydı, aynı silahlar Israil'dede var. Hat-
ta Suriye'de de olduğunu duyuyoruz. Kaldı ki; ABD
bu tür silahlann zengin müttefiklerinde olmasın-
dan hiç gocunmuyor. Kendi elinde bulunmasını bir
"hak" olarak görüyor. Ama söz konusu Irak gibi bir
ülke olduğu zaman, "banşa tehdit" oluşturuyor...
Ben Irak'ın da savaş istemediğine eminim. Ama
çaresiz kaldılar. BM'nin kimi kararlan saptınlarak (Er-
gun Balcı geçen hafta bu saptınma örneklerini çok
güzel sergiledi), Irak'ın devlet olma "onuruna" böy-
le müdahale edilmek ıstenirse, elbette savaşırlar.
Aferin onlara.
Aynı şeyi, bu kimyevi silahları üreten ülkeler için
yapsalar ya... Arap, Afrikalı ve Afganistanlılardan
oluşan bir BM inceleme komisyonu, Isviçre ve Al-
manya'daki kimyevi madde üreten ifabrikaları de-
netim altına alsaydı ne hoş olurdu...
ABD ilk Körfez Savaş'ında Inciriik'i kullandı. Bu
sefer de kullanacak ve kullanıyor. Zaten eğer ABD
bu üssü bu durumlarda kullanamayacak olsa, şim-
diye dek çoktan kapanırdı.
Türkiye açısından Incirlik sorunu bugünün, yani
bir savaş atmosferinin sorunu değildir. Türkiye In-
ciriik'i şimdiye dek çoktan kapattırmalı ve oradaki
ABD'lileri sepetlemeliydi. Zira Incirlik'teki ABD üs-
sünün, Türkiye'ye hiçbir yaran yoktur. Ne Türkiye'ye
yönelik bir tehdide engel oluşturmaktadır ne de
Türkiye'ye yönelebilecek bir tehlikeye. Hatta tam
tersine, oradaki varlığı Türkiye için bir tehdit ve
tehlike oluşturmaktadır.
Bu buhran atlatıldıktan sonra Türkiye ABD ile
masaya oturmalı ve Incirlik konusunda anlaşmalı-
dır. Bir Sovyet tehdidi zamanında Incirlik'in yararı
tartışılabilirdi. (Yaran olurdu demiyorum...) Ama bu-
gün için hiçbir yararı yoktur.
ABD, hem Birleşmiş Milletler'i kullanıyor hem de
bizi. Buna "dur" demek gerek. Elimizdeki kozlan
kullanmasını bilelim...
Not: Geçen cumartesi günü ADD ile ilgili yazım-
da, dostum Prof. Dr. Mustafa Altntaş'ın soyadı "Ak-
taş" olarak çıktı. Yazımın bendeki fotokopisine bak-
tım, gerçekten yazının başında Aktaş yazmışım. Da-
ha sonra iki kez Altıntaş diye yazmışım ama, her-
halde arkadaşlar "Hoca kanştırmış" diyerek dü-
zeltmişler. (!)
Hem siz değerli okurlanmdan hem de sevgili Al-
tıntaş'tan özür diliyorum.
ETUC Genel Sekreteri Emilio Gabaglio DİSK ve KESK'i ziyaret etti
Sendikalara AB için komite önerisi
İstanbul Haber Servisi - Avru-
pa Sendikalar Konfederasyonu
(ETUC) Genel Sekreteri Emilio
Gabaglio. Türk-lş, DİSK, Hak-Iş
ve KESK'e, Türkıye'yi Avrupa Bir-
liği 'ne (AB) hazırlayacak bir komi-
te oluşturmayı önerdi. Gabaglio,
grev ve toplusözleşme hakkı ver-
meyen kamu çalışanlan yasa tasa-
nsının AB üyeliği önünde yeni bir
engel olduğu uyansında bulundu.
Türkiye'deki üye sendikalan zi-
yaret etmek amacıyla iki günlük
bir gezi için Türkiye'ye gelen ETUC
Genel Sekreteri Emilio Gabaglio,
Ankara'daki temaslannın ardından
dün de tstanbul'da DtSK ve KESK'i
ziyaret etti. ETUC Genel Sekrete-
n Gabaglio, DİSK yöneticileriyle
yaptığı görüşmede, DlSK'in çok
sıkmtıh bir süreçten geçtiğini ya-
kırtdan bildiğini, öncelikle DlSK'in
demokrasi için verdiği mücadele-
ye duyduklan saygıyı dile getir-
mek istedigini vurguladı. Emilio
Gabaglio, Türkiye ile AB ilişkile-
rinin özellikle Lüksemburg zırve-
sinden sonra endişe verici durum'a
geldiğine dikkat çekerek. ETUC'un
donma noktasındaki ilişkilerin ye-
niden canlandınlması için çaba gös-
terdiğini söyledi.
Genel Sekreter Gabaglio. AB'ye
girmek için Türkiye'nin de yap-
ması gerekenler bulunduğunu vur-
gulayarak özetle şöyle konuştu:
" f ürk kamuoyu şunu bilmeli-
dir ki Avrupa'da bir Türkiye kar-
şıtı tutum yoktur. Biz ETUC ola-
rak son toplantımızda Türki-
ye'nin AB adayları arasında yer
alması için karar çıkarttık. An-
cak Türkiye'nin bir hukuk ve de-
mokratikleşme alanında tamam-
laması gereken eksiklikJeri var-
dır."
Emilio Gabaglio, Türkiye'nin
AB'ye hazırlanmak amacıyla Türk-
lş, DİSK, Hak-lş ve KESK'e ortak
bir komite oluşturmasını önerdi.
Gabaglio, bu önerilerinin yaşama
geçmesinin ardından 1998 yılı için-
de ilk eylem olarak Avrupa'da çok
geniş katılımlı bir konferans dü-
zenleyeceklerini kaydetti.
DtSK Genel Başkanı Rıdvan
Budak da, ETUC'un Türkiye'nin
AB'ye aday ülkeler arasında yer
almasını öngören karannın ardın-
dan şimdi de Türkiye'nin AB'ye
hazırlanması için birsekretaryanm
kurulmasını önerdiğini belirterek
DlSK'in öneriyi memnunlukla kar-
şıladığını söyledi.
Gabaglio, KESK'İ ziyaretinde
ağırlıkla hükümetin hazırladığı ka-
mu çalışanlan sendikalan yasa ta-
sansına değindi. Tasannın ulusla-
rarası standartlara, ILO sözleşme-
lerine ve AB standartlanna uygun
olmadığını vurgulayan Gabaglio,
tasannın TBMM'de kabul edılme-
si durumunda Türkiye'nin AB üye-
liği önündeki engellere bir yenisi-
nin ekleneceği uyansında bulun-
du.
Genel Sekreter Gabaglio,
KESK'e grevli toplusözlemeli mü-
cadelesinde yardımcı olmak ama-
cıyla 15 gün içinde düzenleyecek-
leri toplantıda, AB ülkelerinde ka-
mu çalışanlannın sahip olduklan
haklar ve özgürlükleri Türk kamu-
oyuna duyuracaklannı kaydetti.
Beko
Bulaşık Makineleri'nde
peşin fiyatına
5 taksit var. www.bekoticaret.com.tr
Vade farkı yok.