Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 KASIM 1998 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAM 19
TURKİYE
istanbul _Y 16 Sinop PB 17 Adana PB 22
Edîrne Y 10 Samsun PB 17 Mersin PB 22
Kocaeli Y 15 Trabzon
Çanakkale Y 15 Giresun
Izmir Y 18 Ankara
Y 15 Diyarbakır PB 15
_Y 15, Şanlıurfa PB 20
Y 12 Mardin PB 16
Manisa Y 1 5 Eskişehır Y 11 Siirt PB 17
Aydın Y 17 Konya PB 13 Hakkâri PB 14
Denizli Y 17 Sıvas PB 15 Van PB 13
Zonguldak Y 14 Antalya Y 22 Kars Y 10
Bütün bölgelerımiz
parçalı çok bulutlu,
Marmara, Ege, Iç
Anadolu'nun batısı.
Batı Akdenız, Doğu
Karadeniz ve Doğu
Anadolu'nun kuzey-
doğusu ile Bolu ve
Zonguldak çevrelerı
yağmuriu, yer yer sa-
ğanak yağışlı geçe-
cek. Hava sıcaklığı
değişmeyecek.
D1S MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
1
1
1
13
5
6
6
7
Münih PB 4 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
Y
PB
Y
K
Y
Y
2
2
13
1
6
2
12
15
PB 4 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
Y
PB
K
Y
K
Y
PB
-6
8
12
4
9
3
13
27
PB 21
O Parçah bulutlu Sslı £ 2 } Bulutlu t Çok bulutlu ı Yağmurtu Kartı Sulukar i Gok gurültütü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Dışişleri Bakanlığı, Alman Başbakanı Schrö-
der'in ıtalyan D'Alema'ya sus payı olarak önerdi-
ği "Apo olayını uluslararasıplatforma taşıma" pla-
nını bir hafta önceden biliyordu.
Önceki gün Schröder'in açıkladığı olası girişim-
lere karşı Türkiye'nin önlemleri, 22 Kasım Pazar gü-
nü Ecevit'in başkanlığındaki bir toplantıda müza-
kere konusu oldu.
Avrupa'daki, Apo'yu uluslararası bir mahkeme-
ye götürme hevesini ilk olarak, Roma'yı ziyaret e-
den ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Talbott sez-
di.
Türkiye'ye karşı son tezgâhın daha önceden ko-
tarıldığı o denli açık ki; bir villada gözaltında tutul-
duğunu söyledikleri çetebaşı Apo, D'Alema ile Al-
man Schröder'in uluslararası mahkemeden söz
ettikleri gün PKK organı Med TV'de aynı ifadeler-
le Türkiye'ye saldırdı.
Italya'nın güya dünya ile ilişkisini kestiği Apo,
Roma'dan telefonla emrindeki Med TV'ye demeç
verdi.
"Kurduracağım Avnıpa mahkemesinde" diye
başlıyor, "ne yapılacaksa gereklerine göre bu he-
sab vereceğim. Kim katildir, nasıl katildir, onu an-
latacağım" demek cesaretini gösteriyor. Türkleri
Kürtlerin katili diye niteleme hazırlığını açıklıyor.
Kimden alıyor bu cesareti? Kanıt aramaya ge-
rek yok! Bu cesareti ikiyüzlü Italyan politikacıların-
dan.. Apo'nun iadesini istemeyerek belayı başın-
dan savan, Roma'ya suspayı olarak uluslararası
mahkeme önerısiyle destek olan Schröder'den..
Böylece, D'Alema-Schröder-Apo; oluşturdukla-
rı ilginç bir üçgende buluşuyorlar.
Artık dünya siyasetinde kıymet-i harbiyesi ol-
mayan Avrupa'nın kudretli Almanya'sı, PKK kor-
kusunateslim...
Dünyada bugüne dek eşi görülmemiş uyduruk
bir mahkemenin piyasaya sürülmesine önayak olu-
yor.
Şu bu ülkeden derleme bir hâkimler heyeti
Apo'yu hangi ülkenin yasalanna göre muhakeme
edecek acaba? Bu soru yanıtsız. Sanınz yanıtsız
kalacak.
Ünlü terörist Cartos ve benzerieri için uluslara-
rası bir mahkeme kurulması Avrupa devletlerinin
aklının ucundan geçmedi. Ama sıra terör ve terö-
rist başı Apo'nun yargılanmasına geldi mi; başta
Almanya'da, peyki durumuna düşen Italya'da böy-
le bir mahkeme için anlamsız çabalar başlıyor.
llişkiler masaya
Avrupa'da Apo krizinin patlamasından önceki
ğetişrheferi de'dikKâte âlan Dışişleri Bakanlıgi, sotr
analizde Batı ile aramızdaki ilişkilerin "hasta" ol-
duğu yargısına varıyor.
Kürtlere ve Iranlılara, ırkçılık siyasetine uygun
uluslar gözüyle bakan Almanya, Türkleri yıllardır
"entegre" etmemek için elinden geleni yapıyor.
Ya Italya?.. Dışişleri, PKK vahşetini anlatan ilan-
lan Italyan gazetelerinde yayımlatmak için büyük
çabalar harcıyor. Aldığı sonuç nedir, biliyor musu-
nuz?
Onca gazete arasında sadece II Giornale ilanı ka-
bul ediyor.
Bir üst bürokrat yakınıyor: "Bürokrasi ölü. Çalış-
mıyor. Hükümetin düşürülmesinden sonra üzeri-
ne düşen görevi yapmakta duraksıyor."
Hükümet üyelerinden, siyasetçilerden bekledi-
ğimizgirişimleri; örneğin Dışişleri Müsteşarı Kork-
maz Haktanır üstleniyor. "Yargı karar vermeden
Apo ile ilgili yaptınmlara nasıl girişebildiklerini"
Italyan karşıtına bir telefon konuşmasında sert bir
üslupla sorup söylüyor.
Ya genel manzara? "Baba" gezilere devam edi-
yor. Hükümeti kimin ve nasıl kuracağını üç dört gün
araştırıp düşünecekmiş.
"Müstafi" Başbakan, Dışişleri Bakanı?.. Hem
var, hem yok!
Ama "dışımızdaki husumet" boş durmuyor. Al-
man ve Italyan dışişleri bakanları uydurma ulusla-
rarası mahkemeyi tezgâhfamak için bir araya ge-
liyor.
ABD'nin böylesi bir mahkeme ve yargıya "sı-
cak" baktığı söyleniyor. Oysa Amerika'nın PKKte-
rorizminde bize destek verdiği; ne var ki, Batı'da-
ki "Kürt sorununun çözümü" korosuna katıldığı
apaçık ortada.
Şu gerçek bütün öğeleriyle gözler önünde:
Türkiye, her açıdan Avrupa'yı, Avrupa ile ilişki-
lerini artık sağlıklı biçimde yeni baştan değerlen-
dirmek zorunda.
Ne Avrupa ne Gümrük Biriiği.. Gerekirse hepsi
bir yana.
Değişmez amaç: Ülkenin bölünmez bütünlüğü!
Dost Sigorta'ya yeni dava
KAYSERİ (Cumhuriyet)
- Irticai faaliyetlere kaynak
sağladıklan gerekçesiyle gö-
zaltına alman ve daha sonra
DGM'ce serbest bırakılan
Dost Sigorta AŞ ve ortakla-
n hakkında yeni bir dava
açıldı.
Sanayi ve Ticaret Bakan-
lığı'nın talebi üzerine Hazi-
ne avukatlan Ticaret Mah-
kemesi'ne yeni bir dava aç-
tılar. Hazine avukatı Nuh
Yılmaz, şirketin kuruluş ye-
ri olan Kayseri'de Ticaret
Mahkemesi'ne yaptığı baş-
vuruda, Dost Sigorta Ano-
nim Şirketi'nin kuruluş ve
çahşma yönetmeliği esasla-
n gereğince sermayenin ta-
mamının ödendiğine ilişkin
dekontlannın gerçeği yansıt-
madığını savundu.
Yılmaz, şirketin devlet
kurumlannı aldatmaya yö-
nelik faaliyette bulunduğu-
nu belirterek ortaklık yapısı-
nı gizlemek amacıyla yapı-
lan işlemlernedeniyle şirke-
tin feshine ve tasfiyesine ka-
rar verilmesi talebinde bu-
lundu.
Sigorta denetleme uz-
manlannca yapılan incele-
me sonunda düzenlenen ra-
porda. şirket esas sözleşme-
sinin 3. maddesinde yer alan
16 kurucu üye adına kuruluş
ön izni alan Dost Sigorta
AŞ'nin henüz kuruluş aşa-
masındayken ve ruhsat alın-
madan önce kurucu ortakla-
nnın yüzde 67 oranındaki
hisselerini Hazine Müsteşar-
lığı'ndan izin almaksızın
başkalanna devrettiği belir-
tildi.
Raporda, sermaye yapısı-
nın bu nedenle çok büyük öl-
çüde değiştiği ve böylelikle
kuruluş ön izninin verilme-
sini gerektiren şartlann or-
tadan kalktığı vurgulandı.
Hazine avukatı Nuh Yıl-
maz' ın başvurusunu dikkate
alan mahkeme, duruşma gü-
nünü belirledi. trticai faali-
yetlere kaynak sağladıklan
gerekçesiyle gözaltına alı-
nan ve daha sonra çıkanldık-
lan Ankara DGNTce serbest
bırakılan Dost Sigorta AŞ ve
ortaklan 24 Aralık'ta Kay-
seri'de mahkemeye çıkacak.
AB sürecine PKK gölgesi
• Baştarafı 1. Sayfada
çirilirken önerilen uluslararası yargı
kurumunun yasal temelinin bulun-
madığı belirtildi. Öcalan'ı sanık san-
dalyesine oturtacak bir uluslararası
mahkemede, Türkiye'nin yargılan-
mak istenebileceğine dikkatçekildi.
1.5 saat süren toplantınm ardından
gazetecilerin sorulannı yanıtlayan
Ecevit, gelişmelerin değerlendirildi-
ğini belirtti. Bazı AB ülkelerinin
Türkiye'deki hükümet sorununun
uzayabileceği düşüncesiyle Türki-
ye'ye yönelüc haksız baskılannı art-
tırabileceklerini belirten Ecevit, "Ni-
tekim iki AB üyesi, bu yönde hazırlık
içine girmiş; bir uydurma mahkeme
yoluyla Abdullah Öcalan olayını, P-
KK olayını sapnrma ve aşın ölçüde
siyasallaşürma eğUimi içine girmiş-
lerdir. Türkiye'nin bunu kabul etme-
si, böyle oyunlara gelmesi söz konu-
su degildir" dedi. Ecevit, AB'ye kar-
şı nasıl bir strateji izleneceğine iliş-
kin bir soru üzerine "Bu, AB'den bir
girişiın değil, bu AB'ye üyeolan iki ül-
keden gelen bir girişim. AB'nin ku-
rum olarak böylesaçma sapan bir gi-
rişime destek olacağuıa ihtimal ver-
mek istemiwrum" diye konuştu.
Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi de
uluslararası mahkeme girişimi için
"Yok öyle bir mahkeme, oluşturula-
maz. Uydurma bir mahkeme" dedi.
Aynı yetkili, Türkiye'nin iade ta-
lebini içeren dosyayı dün gönderdı-
ğini anımsatarak "İadeistemimize ne
yanıt verecelderiııe bakacağız" dedi.
Gfirel: Kasrt var
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtla-
yan AB ilişkilerinden sorumlu Dev-
let Bakanı Şükrü Sina Gürel, Avru-
pa'nın amacının ne oldugunu anla-
maya çalıştıklarını belirterek şunla-
n söyledi:
"Şimdüik i>i niyetle yaklaşmaya
çauşıyoruz. Ne yapöklannı biliyor-
larsa vahim bir şey yapmay ı planlı-
yorlar demektir. Bizi cepheden kar-
şıUnna alıyorlar demektir. BUmKor-
larsa bunu anlatacağız. Eğer geniş bir
plan varsa rolleri bölüşrüler. oyunu
sahneye koyuyoıiar. lyi niyetfe yakla-
şarak söylüyorum,A>rupa hâlâ Tür-
kiye'deki meselenin ne oldugunu kav-
ramış değil."
Türkiye'deki son gelişmelerin
azınlık hakları sorunu olmadığmı
söyleyen Gürel, "Bunu hedefliyor-
larsa başaramazlar" dedi. Türki-
ye'deki olayın terör konusu ve bir
bölgenin göreli geri kalmışlığı oldu-
gunu söyleyen Gürel şöyle devam et-
ti: "Eğer Türkiye'nin, güneydoğu-
suyla ilgili bir sorunu oldugunu dü-
şünüyorlarsa onun Türkiye'nin bir
iç sorunu oldugunu hep göz önünde
rutmalan gcrekir. Bu da uluslarara-
sı bir sorun değildir. Biz de bu soru-
nun ekonomik ve toplumsaJ önlem-
lerle çözülmesi için elimizden geleni
yapıyoruz. EğerA\Tupa, Türki)e' nin
önünü açmak istiyorsa yapması gere-
ken iki şey var: Birincisi terörü kına-
yacak. Terör örgütû'nün uzanülannı
ortadan kaldıracak. Avrupa unutma-
sın ki bizde etnik sava$ olmadı. din sa-
vaşı olmadı: bizde yabancı düşman-
lığı. soy kınm kabna ulaşmadı. Bun-
lardan geçmiş birAvrupa, Türki>«'de
olup biteni ka\ rayamaz. Udncisi, Gü-
neydoğu'nun göreli geri kalmışhğı.
Bu uluslararası birmeseie değil. .Ama
en son AB komisyonu raporundan
da anbyoruz ki PKK'yi terör örgütü
saymıynriar. Eğer Türkiye'ye kendi
şablonlanyla bakmaya girişirlerse o
zaman ilişkiler onulmaz yaralar ahr."
Gürel. "Türkiye'de en y üksek sta-
fü vatandajjlıknr. Bu kan esasına bağ-
lı değildir. Eğer Avrupa bunu görmü-
yorsa.görmek istemediği kanısuıa \a-
raeağız.O zaman Lozan'ımasayaya-
ürmak, bütünlüğümuze kastetmek
gibi unsurlar arayacağız'' diye ko-
nuştu.
Uluslararası yargı kurumunun hu-
kuki temelinin bulunmadığını vur-
gulayan Gürel, Avrupa'nın böyle bir
girişimde bulunması durumunda,
ilişkilerin kötüleşeceğini vurguladı.
tsmail Cem de Öcalan'ın Avrupa'da
yarattığı rahatsızlığa ilişkin olarak
" Bölücü şiddete bulaşan vedestekve-
ren her üikenin başına gelmiş olan ve
gelecek olanın tescUidir bu olay " diye
konuştu.
Apo değil, Lozan yargılamyor
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye'yi bölmek istedi-
ği değil, siyasal bir plat-
formda, PKK örgütünûn
meşruluğu gündeme geti-
rilecektir.
Avrupa Biriiği, Lozan'ı
yargılamaya başlamış ola-
caktır. ftalyan ve Alman
başbakanlannın oluştur-
duklan ortak zemin, kim-
se kuşku duymasın, diğer
Avrupa Biriiği üyeleri ta-
rafından da zaman içinde,
yavaş yavaş benimsene-
cektir. Başlangıçta belki.
bazı ûlkelerin itirazı ola-
caktır. Ama bunlar yanılt-
masın, sonunda, iyi polis-
lcrle kötü polisleraynı çiz-
giye gelecektir.
PKK örgütûnün Avru-
pa'da siyasal zemine çekil-
mesinin hazırlıklan, zaien
son 5 yıl içinde yapılmak-
taydı. Gerekli altyapinm
ortaya çıkması için, el al-
ttndan her türlü destek ve-
riliyordu. Vitrinde, PKK
terör örgütüdür diyenler
bile mutfakta, örgütün
kendi ülkelerinde yapılan-
ması için gerekli pazarlık-
lan sürdürüyorlardı. Tür-
kiye'yi fazla gücendirme-
mek, Avrupa'nın "gerçek-
terini" görmesini önlemek
için, Türkiye'ye ikiyüzlü
davrandılar ve işi gerçek-
ten iyi götürdüler.
Avrupa bu tutumu ile
Lozan'ı masaya yatırmak-
ta, Lozan'ı yargıiama ha-
zırlıklan içine girmekte-
dir. Apo ve PKK artık,
Italya'nın ve Almanya'nın
sorunu olmayacak, Avru-
pa Birliği'nin sahiplendi-
ği siyasal bir ortama çeki-
lecektir.
Yıllarca. AB'nin Türki-
ye'yi tam üye yapmayaca-
ğını. Türkiye'yi vesayet
altına alan gümrük biriiği
belgesi ile, AB'nin siyasal
ve ekonomik dayatmalar
içine gireceğini anlatma-
ya çahştım. Birtakım çev-
relenn "gafletvedalaleti'",
Türk kamuoyunun ger-
çekleri görmesini önledi.
Şimdi Türkiye 6 Mart
Vesayet Anlaşmasf ndan
başlayarak, Avrupa ile iliş-
kilerinde birçok şeyi göz-
den geçirmek zorunda bı-
rakılmıştır. Çünkü Avru-
^ , Apo ve PKK örgütü-
nün sorgulanması adı al-
tında Lozan'ı masaya ya-
tıracakrtr.
Alman ve Italyan baş-
bakanlannın ortak karan
ile, bu süreç için düğmeye
basılmıştır. Türkiye'de ba-
zı çevreler hâlâ, kafalannı
kumdan çıkarmak isteme-
mektedirler. Bu acaba
kimin işine yanyor der-
siniz?
Suriye anlaşmaları yerbıe getirmiyor
• Baştarafı 1. Sayfada
zorunda kalmış ve Türkiye ile Suri-
ye arasındaki gerginlik, Adana mu-
tabakatı ile yumuşamıştı. Ancak
mutabakatta yer alan teknik detay-
lann uygulanmasında, Suriye'nin
tutumu nedeniyle pürüzler çıktığı
belirtiliyor. Öcalan'ın Suriye'den çı-
kanlmasının ardından Türkiye ile
Suriye arasındaki gerginliğin sona
erdiğini belirten diplomasi çevrele-
ri
u
Kriz, Öcalan'ın Suriye'den gön-
derilmesi önkoşuluna bağlanmışü.
Şimdi Suriyede'Biz Abdullah Öca-
lan'ı gönderdik, istediğinizi yerine
getirdik' yanram vererek kriz dosya-
sını kapatü ve diğer konulan yoku-
şa sûrüyor" yorumunda bulunuyor-
lar.
Arap diplomasi çevrelerinden bir
kaynak yaptıği açıklamada "Suriye,
öcalan'ın iadesi ile zonınlu olarak
bir taviz verdiyse de her şeyi alün ta-
bak içinde Türkiye'ye sunmayacak-
ür. Bunun için TürkiyeileSuriye hü-
kümeti arasında bahar havası esme-
si gerekhor Id böyle bir şey yok. Şu
anda Türkiye'nin gündeminde za-
ten İtatya var" diye konuştu. Dışiş-
leri Bakanlığı, mutabakatın uygu-
lanma sürecinde Suriye'ye birçok
ödev düştüğünü belirtmiş, "Suri-
ye'nin,Adana mutabakaündan kay-
nakianan taahhütkrine uyma dere-
cesini yakından izüyoruz" demişti.
Öte yandan Türkiye'nin, Suri-
ye'deki PKK militanlanndan birinin
iadesini istemesinin de sıkıntı yara-
tacağı belirtiliyor. Türkiye ile Suri-
ye arasında suçlulann iadesi anlaş-
ması bulunmuyor. Türkiye'nin, ia-
desini istediği İcişinin suçlu olduğu-
na dair kanıtlar ve mahkeme karan
ile Suriye'ye başvurması gerekiyor.
iadesi istenen kişinin suçlu olup ol-
madığı, adi ya da siyasi suçlu oldu-
ğu konulannın Suriye'de incelen-
mesinin ise çok uzun zaman alabi-
leceği belirtiliyor. Türkiye'nin iade
isteminde bulunmasına karşılık, Su-
riye'nin de sık sık kendisi aleyhin-
deki bazı örgütlerin temsilcilerinin
Türkiye'ye gidip geldiğini iddia et-
tiği ve bu kişilerin iadesini talep et-
mesinin muhtemel olduğu da yapı-
lan değerlendirmeler arasında yer
alıyor.
Diplomatik çevrelerde, Adana
mutabakatında öngörülen Türkiye-
Suriye-Lübnan üçlü güvenlik top-
lantısının ise uzak bir ihtimal oldu-
ğu belirtiliyor. Alman bilgiye göre
cumhurbaşkanlığı seçimlerinden
yeni çıkan Lübnan. Türkiye'nin
çağnsına henüz cevap vermedi.
Adana mutabakatında öngörülen,
ikişer yetkilinin büyükelçiliklerde
görevlendirilmesi mekanizması için
Türkiye, Şam Büyükelçiliği'ne bir
tstihbarat ve bir Genelkurmay yet-
kilisini gönderdi. Dışişleri Baİcanlı-
ğı'ndan bir yetkili, Türkiye'den gi-
den yetkililerin görevine başladığı-
nı, Suriye'nin ise bu konuda Türki-
ye'den talepte bulunmadığını söy-
ledi.
Keşifhelikopteri düştü: 18 askerşehit
HAKKARİ/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) -
Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinin Kuzey Irak sı-
nınnda keşif uçuşu yapan Sikorsky tipi askeri he-
likopter, önceki gün düştü. Olayda 2 pilot üsteğ-
men, 1 asteğmen, 1 astsubay ile 14 erbaş ve er
şehit oldu; 1 er de yaralandı. Uluslararası haber
ajanslan helikopterin PKK tarafindan düşürül-
düğunü dünyaya duyurdu.
Helikopterin düşmesinin ardından yangm çık-
tığı ve cesetlerin tanınmaz halde olduğu belirti-
lirken olaydan yaralı kurtulan ve tedavi altına alı-
nan piyade erin adınm Engin Yaşar olduğu öğ-
renildi. Ölen 18 askerin isimleri şöyle:
Olenlerin kimlikleri
Jandarma Pilot Üsteğmen Erdem Oztûrk,
Jandarma Pilot Üsteğmen Oğuz Kıbç, Piyade
Asteğmen Gürkan Kösen. Astsubay Mithat Ak-
ça, Piyade Uzman Çavuş Mustafa Duman. Pi-
yade Uzman Çavuş Yusuf Tanboğa, Piyade er-
ler. Savaş Görlek, Ömer Kızılkava, Levent Yana-
gülü, Şenol Özbay, Mesut Baû, fshak Sağlamoğ-
lu, Emin Çetik, Ersin Kaya, Yusuf Öçen, Erol
Kıvrak, Turgay Elbe ve Mesut Bul.
Olağanüstü Hal Valiliği, helikopterin düşme-
sinin ardından bir açıklama yaptı. Açıklamada,
"Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinin Dağlıca böl-
gest Türkiye Kuzey Irak sınırma mücavir alan-
da keşif, gözetleme ve devriye acil destek görevi-
ni icra eden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait bir ge-
nel maksat helikopteıi, 27 Kasım 1998 günü öğ-
ie saatlerinde henüz sebebi tespit edüemeyen bir
nedenden dotayı düşmüştür. Düşen belikopterde
3'ü subay, l'i astsubay, 11 'i de erbaş ve er olmak
üzere toplam 15 güvenük görevlisi şehit olmuş-
tur. Olayda 1 er ise yaralı olarak kurrulmuş olup
tedavisi devam etmektedir" denildi.
Yetkililer Sikorsky tipi helikopterin Van 21.
Jandarma Sınır Komutanlığı 'na ait oldugunu ve
Kuzey Irak'ta yapılan operasyonlar için bölge-
de bir kaç gündür keşif görevi yaptığmı bildir-
mekle yetindiler.
PKK'ye yakınlığıyla tanınan ve Avrupa'da fa-
aliyet gösteren DEM Ajans; helikopterin, örgü-
tün askeri kanadı olan ARGK tarafindan düşü-
rüldüğünü ileri sürdü. Uluslararası ajanslar ta-
rafindan da kullanılan haberde, helikopterin
Hakkâri'nin Çukurca ilçesine bağlı stratejik
önem taşıyan Kartal tepesine indirme yapmak
isterken vurulduğu. helikopter içindeki silahla-
nn da PKK'liler tarafından alındığı iddia edildi.
Haberde, ARGK üyelerinin helikopterin enka-
zından 7 adet G~3,2 adet BKC, 2 adet Arbiki, 2
adet Kanas silahı yanlannda götürdükleri savlan-
dı. Geçen yıl Gabar Dağı'nda saldrnya ugradı-
ğı öne sürülen Cooger tipi bir helikopter de zo-
runlu iniş yapmıştı. Helikopterdeki 1 astsubay
ile 1 er de şehit olmuştu.
14 Mayıs 1998 günü Kuzey Irak'ta gerçekleş-
tirilen operasyonlar sırasında da Cooger tipi bir
helikopter PKK'nin Zap Kampı üzerine düşmüş,
aralannda 2 generalin de bulunduğu 13 subay ve
astsubay şehit olmuştu. Aynı dönemde Cobra ti-
pi bir helikopter de saldınya uğradığı gerekçe-
siyle Şırnak Tugay Komutanlığı'na zorunlu iniş
yapmıştı.
Tupizm sempozyumu
• İstanbul Haber Servisi - Thomas Morus Akademisi
tarafindan Antalya Kemer'de düzenlenen turizm
sempozyumuna katılan Prof. Dr. Faruk Şen, Türk
turizminin geleceğinden umutlu oldugunu söyledi.
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Uluslararası
Sanatta Etkileşim Sempozyumu" sona erdi. Sempozyum
kapsamında düzenlenen panelde konuşan Bilkent
Üniversitesi Insani Bilinıler ve Edebiyat Fakültesi Türk
Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talat 30
yılda Amerikan edebiyatından toplam 1500 kitabm
Türkçeye çevrildiğini, aynı sürede Türkçeden çevrilerek
Amerika'da yayımlanan kitap sayısının ise yalnızca 15
oldugunu bildiren Halman, "Bu çok ters bir
etkileşimdir" dedi.
Telekom dolandıncıları
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Telefon hatlannı
Lübnan'da bulunan kontürlü telefonlara yönlendirerek
Telekom'u milyarlarca lira dolandırdıklan saptanan
uluslararası bir şebeke ortaya çıkanldı. Gözaltına alman
kişilerin sorgulanmasından sonra şebekenin
organizasyonunun Kolombiya uyruklu bir kişi tarafindan
yapıldığı bildirildi.
Gecekondu köprüler tehüke saçıyor
ilgisiz kalması yüzünden, kendi çözümlerini kendileri üreriyoriar. Ancak üretilen bu çözüm-
ler kimi zaman tehlikeü olabiüyor. Kâğıthane Barbaros Caddesi'ni ikrye bölerek akan "Can
Deresi' üzerinde, yayalar için yeterii geçiş kolaylıkları sağlamayan belediye, özellikle çocuk
ve yaşhlar için oldukça tehlikeli olan kalaslann yurttaşlar tarafindan köprü olarak kullarul-
masına seyirci kalıyor. Yurttaşlar, Istanbul'un eski yerİeşim bölgelerinden biri olan Kâğrtha-
ne'de, ancak keçilerin kullanabileceği ilkellikteki köpriûere mahkûm edilmelerinin sorum-
luhığunu yönetkilerin ilkel yaklaşımlarında aramak gerektiğini kaydediyorlar.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
çerli. Her farklı-yeni şey için ilk yaklaşım:
- Bu yazı konusu!
Son dönemde sanata ilişkin gördüğüm-yaşadı-
ğım pek çok şey için bu tepkiyi gösteriyorum a-
ma, günlük siyasi gelişmeler bu isteği kursağım-
da bırakıyor.
Geçenlerde TOBAV'ın bir bildirisinde,
"Demokrasinin temsili olmaktan çıkıp katılımcı
hale gelebilmesi için sanat kültürüyie insana yatı-
nm yapılması gereklidir... Bugün içinde yaşadığı-
mız mafya olaylan, medya terörü, sıyasetçilerin
tutarsızlıklan işte hep bu ortak eksiklikten, sanat
kültürü ve disiplininden yoksun olmamızdan kay-
naklanıyor" deniyordu.
Tamer Levent, filozofun elde fener gerçeği ara-
ması gibi, bıkmadan usanmadan elde "sanata
evet" çağdaş yaşamı anyor!
Bu bir yazı konusu!
Erhan Gökgücü'yle konuşuyoruz. DevletTıyat-
rolan Nâzım Hikmet'in kendi yazdığı bütün oyun-
lannı repertuvarına almış. Yusuf ile Menofis gös-
terimde. Geçen yıllarda da zaman zaman Nâzım
Hikmet oyunlan oynandı ama, ilk kez tümü bir-
den...
Bu bir yazı konusu!
Ahmet Yeşil'in 32. resim sergisi geçen salı gû-
nü Halkbank Sanat Galerisi'nde açıldı. Yeşil,
1972'de geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yürüme ye-
teneğini yitirmiş bir sanatçı. Ama öyle bir yüzü, yüz
dolusu gülüşü var ki, "yaşam sevincinin tablosu"
dersiniz.
Ahmet ipsiz bir sanatçı değil. Hemen tüm resim-
lerinde anlatmak istediklerini ipi kullanarak aktan-
yor. Tekerlekli sandalyeyi uçuş kabini olarak kulla-
nan bir gencin olumsuzluklan iplemeden sanatın
ipine tutunarak yaşaması...
Bu bir yazı konusu!
Çek-sanat mafyası...
Ufuk Karakoç, Devlet Opera ve Balesi sanat-
çısı. Halk müziğine âşık. Kitle örgütlerinin etkinlik-
lerine, "Söz varsa saz benden" deyip renk katıyor.
"Ruhi Su 'nun yolunu seçtim" diyor. Son bir kase-
ti çıktı.
Geçenierde önündeki hedefler üzerine sohbet
ediyoruz. Unkapanı'ndakilersesini çok beğenmiş-
ler. Bugün kazandığının 10-20 katını da önermiş-
ler ama, bir şartla:
"Kendini bize teslim edeceksin. Ruhi Su'nun
yolu molu bizi ilgilendirmez. Imajını biz çizeceğiz.
Hangi parçalan söylemen gerektiğine biz karar ve-
receğiz. Seni tanıtma işini de bize bırak."
Her sanatçı için söytemiyoruz ama, bu tanıttm rşi
ilginç. "Tanınmış" sanatçı için seçitmiş zamanlar-
da, günlüğü 150-200 milyona kamera kiralanıyor.
Çekimler yapılıp haber üretiliyor:
"Elmalar sert mi diye bakarken ojesi kaydı..."
"Kuaför saçlannı tararken iki tel koptu...'
Anlayacağınız sadece çek-senet mafyası yok,
çek-sanat mafyasının da hatırı sayılır yeri var.
Ufuk, "Bunlara direneceğim ama, sağlıklı birçı-
kış yolu anyorum" diyor.
Bu bir yazı konusu!
Bahadır Tokmak-Turgay Yıldız... "Bu ülkede
ne yaparsak iyi gider" diye değil de, "Sanatımızı
ülke için nasıl kullanınz" diye düşünen iki sanat
emekçisi.
Her gün yeni oyun yazıyorlar. Haber-oyun mu
demeli? Yaşayan tiyatro mu demeli?
Onlar da sanat yeteneklerini "bilince" değil de
"çek-sanata" yatırsalar, televizyon kanalları peş-
lerini bırakmazdı. Ama, "lyi ki variar" diyenler bu
kadar çok olmazdı. Asıl "var"lık da bu olsa gerek...
Bu bir yazı konusu!
Çinli filozofun özdeyişini anımsatalım:
Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek. On yıl
sonrasını düşünüyorsan ağaç dik. Yüz yıl sonrası-
nı düşünüyorsan toplumu eğit.
Buna ekimizi yineleyelim:
Bin yıl sonrasını düşünüyorsan sanatçı yetiştir!
Korkmaz'ın adamlarına tatbikat
• İstanbul Haber Servisi - Gıyabi tutuklu olarak aranan
arazi mafyasının önde gelen isimlerinden Ayvaz
Korkmaz'tn 3 adamı, organize suçlar ve silah kaçakçılık
şube müdürlüğüne bağlı ekipler ile jandarmanın ortaklaşa
düzenlediği operasyonda çok sayıda silahla birlikte
gözaltına aluıdı. Gözaltına alınan kişilere, Hadımköy'de bir
işyerinde 2 kişinin yaralanması olayma karıştıklan
gerekçesiyle tatbikat yaptınldı.
Güneşlioğlu ve 2 işadamı gözaltında
• İstanbul Haber Senisi - Güneş Hastanesi'nin sahibi
Şehmus Güneşlioğlu ile "Süral International" adlı
fîrmanın sahipleri Ahmet ve Mehmet Süral "emniyeti
suiistimal, evrakta sahtecilik ve dolandıncılık" iddiasıyla
önceki gün gözaltına alındı.
Su kesintisi
• İstanbul Haber Servisi - tSKl'den yapılan açıklamada
tstinye Terfi Istasyonu'ndaki bakım çalışmalan nedeniyle,
yann 08.00-16.00 saatleri arasında tstinye, Tarabya,
Büyükdere, Sanyer. Maden ve Rumelikavağı'nda su
kesintisi uygulanacağı bildirildi.
Öztürk Serengil'in sağlık durumu
• İstanbul Haber Servisi- Sinema sanatçısı Öztürk
Serengil'in halen yoğun bakımda olduğu, ancak "ses ve
ağn uyanlanna yanıt verdiği" bildirildi. Central Hospital
Başhekimi Abidin Özçelik, yaptığı açıklamada, Serengil'in
sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu. ancak
durumunda küçük de olsa bir gelişme gördüklerini söyledi.
CeseUer bulunamıyor
• İstanbul Haber Servisi - Alibeyköy Baraj Gölü'nde,
balık avlamak için açıldıktan sonra boğulduklan belirtilen 6
kişinin içinde olduğu tekne bulundu. Geçen cumartesi
gününden beri baraj gölünde yapılan araştırmalarda
cesetlere rastlanılmadı.
Hava kirliliği
• İstanbul Haber Servisi - Büyükşehir Belediyesi Çevre
Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı Mustafa Öztürk,
1995-96 yılında kış ortalaması 400 mikrogram/metreküp
olan kükürtdioksit oranının, geçen yıl Avrupa yakasında 75,
Anadolu yakasında 60 mikrogram/metreküpün altına
düştüğünü söyledi. Öztürk, bu yıl kükürtdioksit oranını 50
mikrogram/metreküp olarak beklediklerini belirtti.