25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1998 PAZARTESİ HABERLERIN DEVAMI TÜRKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denızlı Y Y Y Y Y Y PB PB 20 18 18 21 25 24 24 21 Sinop Y 20 Adana A 25 Samsun Y 21 Mersın A 24 Trabzon PB 20 Diyarbakır A 23 Giresun PB 21 Şanhurfa A 23 Ankara Y 18 Mardin A 21 Eskışehir Y 17 Siirt A 22 Konya PB 18 Hakkâri A 19 Sıvas Y 18 Van A 16 Zonguldak Y 17 Antalya A 23 Kars A 17 Yurdun kuzeybatı ke- sımlen parçalı çok bu- lutlu, Marmara, Kuzey Ege, Batı ve Orta Ka- radenız ıle Iç Anado- lu'nun kuzeyı sağanak yağışlı, ötekı yerler az buluilu geçecek. Ha- va sıcaklığı yurdun kuzey kesimlerınde artacak, güney ke- simlerinde önemlı bir değişıklik olmayacak. DİS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB Y Y Y Y Y Y Y 2 3 4 10 10 8 11 10 Beriin Y 8 Budapeşte PB 10 Madrid PB 23 Viyana PB 11 Belgrad Y 12 Sofya Y 13 Roma PB 21 Atina PB 22 Münih PB 9 Zürih PB 11 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y A PB PB PB A PB PB 4 17 9 20 18 13 19 27 PB 26 0Aç,k Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yağmuriu Kart ı Gok gurüftükj Kuzey Irak'ta diplomatik atak • Baştarafı 1. Sayfada re dışı bırakıldığı''değer- lendirmesini yaptı. Bunun üzerine bir açıklama yapan ABD Dışişleri yetkilileri, Ankara sürecinin sona er- mediğini. federasyon te- mennisinin de kesinlikle Kuzey Irak'ta bir Kürt dev- leti kurulması hedefini içermediğini bildirdiler. Bu süreçte Suriye iJe kriz öne geçti. Ekimayı boyun- ca gündemde kalan Suriye, 20 Ekim'deki anlaşmayla birlikte Türkiye'nin öngör- düğü çizgiye gelmeyi ka- bul etti. Bu aşamadan sonra Ku- zey Irak konusu yeniden gündeme geldi. Türk istih- barat yetkilileri, Suriye ile anlaşma sonrasında şu de- ğerlendirmeyi yaptılar: "K. Irak'tald PKK kamplan temel gereksi- nimlerinin vüzde 80'ini Su- riye *den sağlıyorlardı. Bu bağlantı kesilince yeıu du- rumda PKK'nln yapacağı bizim içüi hayati önetn taşı- yordu. PKK, Barzani ve Talabani'vi kendi çizgisine çekmeye zorlarken Irak yönerimiyle de temasara>> şı içine girdi. Türkiye'nin hedefı PKK'nin her türiü dış baglantısını kesmektir." Kasım ayının ikinci ya- nsı içinde Ankara'ya gele- cek olan Barzani ve Tala- bani'ye yukandaki değer- lendirme çerçevesinde uyarılar yapılacak. Türki- ye'nin iki lidere vereceği başlıca mesajlar şunlar: # Terör örgütüyle orga- nik bağ kurmayın. K. 1- rak'ta bannmasınj sağlaya- cak bir zemin yaratmayın. # K. Irak'taki yönetim boşlugunu farklı değerlen- dirmeyın, buradaki oluşum Türkiye'nin güvenliğini de yakından ilgilendirmekte- dir. # Terör örgütünün sizin topraklannızı kullanarak îran tarafına geçmesine izin vermeyin. # Bizim için temel olan Irak'ın toprak bütünlüğü- dür. # Ankara süreci devam etsin. İki liderle ortak yapıla- cak görüşme kasım ayının ikinci yansına kalırken Barzani'nin yann Anka- ra'ya gelmesinin beklendi- ği öğrenildi. Halen Avru- pa'da bulunan Barzani'nin Türkiye ziyareti sonrasın- da bölgeye gideceği belir- tildi. Talabani'ye oranla Bar- zani'yle daha sağlıklı iliş- kiler kuran Ankara, Kürt li- dere Türkiye'nin önümüz- deki dönemdeki hedefleri- ni de aktaracak. Barzani'nin de Türki- ye'ye, ABD'de imzalanan ortak merin hakkında bilgi vermesi bekleniyor. Barza- ni, ABD gezisi öncesi yap- tığı Ankara ziyaretinde, Türkiye'nin çıkarlanna ters düşecek adımlar atıl- mayacağı mesajını vermiş- ti. Saddam Türkiye'ye soğuk Kuzey Irak'ta bu geliş- meler yaşanırken Saddam yönetiminin de PKK'ye destek vermeye hazjrlandı- ğı öne sürülüyor. Istihbarat birimlerine ulaşan haberle- re göre Saddam yönetimi PKK'ye kamp olanağı sağ- lama yönünde adımlar atı- yor. Cumhuriyetin 75. yılı kutlamalanna Irak Başba- kan Birinci Yardımcısı Ta- ha Yasin Ramazan'ın gel- mesi planlanıyordu. Bu ko- nuda karşılıklı mutabakat da vardı. Ancak Ramazan, Anka- ra ziyaretini iptal etti. Bu- nun yanı sıra Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, TankAziz'e üç ay önce da- vet mektubu göndermişti. Aziz buna olumlu-olum- suz yanıt vermedi. Bu iki gelişme, Irak'ın Türkiye'ye "soğuk" bakı- şınin devam ettiğini ortaya koyuyor. Ecevit: Bankalar devletten geçiniyor I Baştarafı 1. Sayfada nun somut örnegi POAŞ ihalesidir. Kaynağı ne oldu- ğu belli ounayan paralaria girilen ihaleleri masaya ya- ürdık ve POAŞ'ı birinci ki- şiye vermedik. Bunun dı- şında Türk Ticaret Banka- sı'yla(TTB) Ugüi geüşmele- ri de yakından iziedik. Ben Sayın Başbakan'ın ABD gezisi sırasında,peşpeşe ga- zete-televizyon satın alan kişinin aynı zamanda T- TB'yi de almış olmasından şüphelenmiştim. Araştır- dık. Bu konuda, tçişleri Ba- kaıu Kutlu Aktaş ve \ÜT Müsteşan'nın da özel ça- baları oldu. Özelleştirme paralannm nereden geldi- ğini araşünrken karşımıza Malki cinayeti çıktı. Ben Başbakan'a TTB ihalesi- nin iptal edilmesi istemini ilettim ve kabul etti." Özelleştirme ihalelerin- de zaman zaman görülen zaaflann da yaşanarak edi- nılen deneyimler olduğu- nu vıırgulayan Ecevit, "Sa- ym Başbakan'la bu duru- mu ayrıca değerlendirece- ğiz. Bu konuda yeni önlem- leraimak gerekiyor. Finans sisteminin zemini, kaynak- lan çok sağlam olmalı" di- ye konuştu. Ecevit konu- nun bankalar sistemiyle de ilgili olduğunu vurgulaya- rak şunlan söyledi: ''Ban- kalar ne yazık ki devletten geçiniyor. Devlet tahvilini alıp rahatlanna bakryorlar. Kazanç garanti, ödeme ga- ranti, bövleşey ohnaz. Sırt- lannı devlete dayayınca, asıl işlevlerini de yerine ge- tirmiyorlar. Yannnı banka- sı olarak izin aldıkJan hai- de ne ihracatçi) a destek ve- riyorlar, ne yaünmaya." Ecevit af konusundaki gelişmeler hakkında bilgi verirken de konuyu önce Bakanlar Kurulu'na geti- receklerini, burada destek görmezse doğrudan Mec- lis'e indireceklerini söyle- di. Af tartışmasımn başla- dıgı günden bu yana kendi- lerine olumlu olumsuz pek çok değerlendirmenin gel- digini aktaran Ecevit, "Ka- muoyunun hassas olduğu yanlar var. Bunları zaten önceden de dikkate almış- tık. Son durumu yeniden gözden geçirdik. Grup baş- kanvekili arkadaşlar son şeklini verdiler. Adalet Ba- kanı Sayın Hasan Deniz- kurdu'nun da göriişlerini aknk" dedi. Ecevit, parrisi- nin konuyla ilgili adımlan bu ay içinde atacağını, da- ha fazla uzatmayacağını söyledi. DSP'nin af önerisinin Bakanlar Kurulu tasansına dönüşmesi olanakiı görün- müyor. Bu nedenle hazırla- nan yeni düzenlemenin DSP grubunun önerisi ola- rak TBMM Başkanlığı'na sunulması bekleniyor. Kelebekler Vadisi I Baştarafı 1. Sayfada tajdır.SİT'i aşacakolange- liraraziyi ahr" diye konuş- tu. Gelişmeler karşısında yeniden harekete geçen çevreciler. yörenin Milli Park ıçine ahnmasını isti- yorlar. Yeşiller Partisi'nin e>ki genel başkanlanndan BigeContepe. Fethiye'de konuyla ilgili bir toplantı düzenleyeceklerini belirte- rek şunlan söyledi: "Ka- sım ayı içinde tüm yöre çev- re ve külrür demekleriy le bir araya geleceğiz. Yunan- h yeşillerle ilişkiye geçtik. Onlar 20 yıJ önce Rodos'ta doğa parkı oluşturmuşlar. Biz de Kelebekler Vadi- si'nin doğal park vemüze i- lan edilmesi için harekete geçiyoruz." SEKA'yı yaürun kurtaracak• Baştarafı 1. Sayfada leri Başbakan'a aktardıklannı kay- detti. Bozkan. hükürnete güvenmek istediklerini ve resmi yazının kendi- lerine bir iki gün içerisinde iletilme- sini beklediklerini vurgulayarak "Hükümet üyeleri bu kararianndan vazgeçerlerse ya da tek bir sözciiğü- nü değistiriıierse daha önceden aldı- ğunız Ankara yürüyüşü karannı uy- gulamaya koyarız" diye konuştu. Bozkan, SEKA Izmit Işletmesi'nin kurtanlabilmesi için 8 trilyon liranın yeterli olduğuna ve bunun da Ford- Koç ortaklığına bedelsiz verilen fı- danlığın rayiç bedelinin üçte biri an- lamına geldiğine dikkat çekti. Boz- kan, Başbakan Mesut Ydmaz'dan SEKA'nın kurtanlması için tekno- Iojisinin yenılenmesi ve yatınm ya- pılmasını istediklerini belirterek ak- tardıklan bilgıleri söyle özetledi: • îşletmenın satış işlemi bir ön- ceki yıla oranla üç kat artarak 9 tril- yon 419 milyar liraya: ıhracatı da 1996 yılında yaklaşık 2.5 milyar li- ra iken 1997 yılında 15 kat artarak 33 milyar 867 milyon liraya yüksel- dı. • îşletmenin 194O'lı yıllann tek- nolojisiyle çalışmasına karşın yüzde 85 kapasite kullanım oranı dikkat çe- kici. Kâğıt-karton satışı 1996 yılın- da yaklaşık 3.5 trilyon Iıra iken 1997 yılında üç kat artarak 9 trilyon 419 milyar 933 milyon liraya; ihracat ise 1996 yılında yaklaşık 2.5 milyar li- ra iken 1997 yılında 15 kat artarak 33 milyar 867 milyon liraya yüksel- di. • Kâğıt-karton üretimleri Türki- ye genelinde, özel ve kamu olmak üzere 1996 yılında toplam yaklaşık 1 milyon 105 bin tonken, 1997 yılın- da 1 milyon 380 bin ton oldu. • Fabrikanın üretım içindeki pa- yının kapasiteden yararlanma oranı, 1997 yılında yüzde 75.7 iken 1998 yılı ilk 8 ayında yüzde 45'e düştu. • Sektörde faaliyet gösteren 16 özel işletmenin ürettiği kâğıt-karton toplamı 346.5 bin ton iken, Izmit tek başına 112 bin 875 ton üretim yapı- yor. • işletmenin bazı ünitelerinin bi- rinci hamur üretimi yapacak duruma getinlmesi ve yaklaşık yüzde 45'lik bir kapasite arttınmı için 11 milyon dolara (3 trilyon 69 milyar lira), tah- rik şanzımanlann değişimi, kalite ar- tışı ve yüzde 35'lik kapasite arttın- mı için 1.7 milyon dolara (474 mil- yar lira), kalite ve kapasite arttınmı için 1.5 milyon dolara (418.5 milyar lira), doğalgaz türbini ve atık ısı ka- zanı kurulması için 15 milyon dola- ra (4 trilyon 185 milyar lira) gerek- sinimi var. • 1998 yılı sonunda beklenen net hasılatı 13 trilyon lira olan işletme- ye 1997 yılında 312.8 milyar lira ödenek istendi, ancak Devlet Planla- ma Teşkilatı 'nca yaklaşık 5 milyar li- ra ödenek verildi. 1998'de 1.7 trilyon lira istenirken 340 milyar lira veril- di. • tşletmede çalışan 2 bin 100 iş- çi ve memurun tzmit ekonomisine yıllık katkısı 6 trilyon lira, işçilerin kentiçi taşımacılığa katkılan da yıl- lık 600 milyar lira civannda. Bozkan, toplusözleşme için de ya- nn Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanlığı' na baş\iiracaklanm bildirdi. Baykal, yurttaşlann artık çetelere sessiz kalmayacağını söyledi *Türkiye'yi Mmselere bırakmayız'ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Tür- kiye'de yurttaşlann artık çetelere ve yol- suzluklara karşı ses- * siz kalmayacaklan- nı belirterek "Arûk kabuğu çatlatrak, ar- tık tohum fiJizleni- yor. Anadolu uyanı- \or, millet ayağa kal- kıyor" dedi. Baykal, Cumhuriyetin 75. yıhnın bir başka coşku ve heyecanla kutlandığına dikkat çekerek "Ayduılık Türkiyemize inanç- la sahip çıkıyoruz. Türkrye'yi kimsele- re bırakmayız" diye konuştu. Baykal, dün Ma- mak Belediyesi'nce Saimekadın semtin- de yaptınlan 2 bin 200 kişilik amfi tiyatronun açılışını gerçekJeştirdi. Burada birkonuşma yapan CHP lideri, açılışın Cumhu- riyetin 75. yıl kutlamalanna rastla- masının çok anlamlı olduğunu bıl- dirdi. Baykal, Cumhuriyet Bayra- mı'nın bu yıl bir başka coşku vehe- yecan içinde kutlandığını, milyon- larca yurttaşm gönüllerini doldura doldura "Cumhuriyet çok yaşa" di- ye haykırdıklannı vıırguladı. Bu haykınşın Cumhuriyetin dışında çok başka anlamlan da beraberinde taşıdığını kaydeden Baykal şu gö- rüşleri aktardı: "Ben çok iyi bilryorum ki Cumhu- riyet çok yaşa diyenler, çeteler ve mafya kahrolsun, demek istiyorlar. Onlar, yolsuzluklar bir an önce açı- ğa çıkarüsın, demekistiyorlar. Onlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk sen çok yaşa diyorlar. Demokrasi, sosyal CHP Genel Başkanı, Mamak'ta 2 bin 200 kişilikamii ti\atro>iraçtL (Fotoğraf: AA) adalet,insan haklan çok yaşademek istiyoriar." Kısa bir süre öncesine kadar ka- ramsarlık içinde bulunan yurttaşla- nn artık bu karamsarlıklanndan sıy- nldıidanna işaret eden Baykal, artık kabuğun çatladığını, tohumun fıliz- lenmeye başladığmı söyledi. Bay- kal, "Artık meydanlar boş değüdir, Anadolu suskun değüdir" dedi. 'Mamak, çağdaş bir semt' Baykal, amfi tiyatronun açılışıy- la Mamak'ın büyük bir dönüşümü yaşadığını ve tiyatronun Mamak'ın çağdaş bir semt olma yolunda geri dönülmez bir aşamayı oluşturduğu- nu vurguladı. Açılışın çağdaş birşö- lene, şenliğe dönüştürüldüğünü kay- deden Baykal, "Bir Cumhuriyet dü- ğünii yaşıyonız. Burası halkm evi, demokrasinin evi olacak. Burada sö- zü olan herkes konuşacak" dedi. Açılışa Baykal'ın yanı sıra CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Ge- nel Sekreter Yardımcısı Eşref Er- dem, Ankara Millervekili Ydmaz Ateş, Grup Başkanvekili ÖnderSav. Cankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, Mamak Belediye Başka- nı İsmail Degerli, Çağdaş Sinema Oyunculan Derneği adına sanatçılar Rutkay Aziz, Işık Aras, Nesrin Ak- koç, Ali Uyandıran, Kenan Bal, Sa- vaş Yurttaş ve Turgay Yıldız ve ba- zı partililer ile çok sayıda yurttaş ka- tıldı. Mamak Belediye Başkanı De- ğerli, sanat yaşamına yaptıklan kat- kılar nedeniyle dernek adına Rutkay Aziz'e bir plaket sundu. Aziz de "Böylesine birlik ve beraberlik, ina- nıyorum ki Türkiye'nin asla karan- uklara itilmesine izin venneyecek- tir" dedi. 'Demokrasi düşmanlanna karşı mücadele edeceğiz' • Baştarafı 1. Sayfada için gösterilen bilinç ve ira- denin, bugün siyasilerin önemli bir kısmı tarafın- dan, onu korumak ve yü- celtmek için gösterilmedi- ğini söyledi. Atatürkçü Düşünce Der- neği (ADD) Başkanı ve es- ki Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Öz- den de Atatürk'ün ege- menlik ekseninde yücelt- meye çalıştığı Türkiye Curnhuriyeti'nin 75. yılın- da, Atatürkçülerle bir ara- da bulunmaktan gurur duyduğunu ifade etti. Eski Genelkurmay Baş- kanı emekli Orgenera! ts- mail Hakkı Karadayı ise Cumhuriyetin 75. yıhnın coşkuyla kutlandığı bu za- manda böyle bir ödülü al- maktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Daha sonra Karadayı, Özden, Savaş ve Gürüz'e ödülleri, Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu tara- fından verildi. Cumhur- başkanı Süleyman Demi- rel'in ödülünü ise Vali Yar- dımcısı Fahri Işıksız aldı. Ödüllerin verilmesinden sonra salonda bulunanlar, "Gençlik" ve "10. Yü Marşı"ru söyledi. IÜ Devlet Konservatu- van öğrencilerinin şiir okudugu ve "Köçekçe" ad- lı bir gösteri sunduğu töre- ne, 1. Ordu Komutaru Or- general Çevik Bir'in yanı sıra öğretim üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada rer? Temizel, bıyıklannın altında kaybolan dudaklarını hafifçe ısınp yanıt verdi: "Tümüyle ilgili bir süre vermekzor. Ama gündem- deki kişilerle ilgili olanı 5-6 ay sürer." Bunun Türkçesi şu: Çetelerie mücadele bu hükümetin ömrünü aşar. O zaman siyasilerin şu konuda görüş yakınlığı içinde olması gerekiyor: Çetelerie mücadele kaçınılmazdır, parti farkı gö- zetmeksizin konunun üzerine gitmek gerekiyor. Şunu sorabilirsiniz: - Şüpheniz mi var? Evet, var. Ne yazık ki siyasi partilerin çoğu, çetelerie müca- dele konusunda önce şu şablonu uyguluyor: Partisel çıkanm ne olur? Yanıt olumsuzsa ya duraksıyor ya da mücadele- yi yapan kişinin üzerine yürüyon "Asıl suçlu sensin, sen bu işin içindesin, kendini mi aklamaya çalışıyorsun?" Eğer siyasiler bu şekilde davranmaya devam ederse, medya da büyük ölçüde olumlu işleve sa- hip olmasına karşın, zaman zaman sorumsuzluk içi- ne girerse, yerin attıyla üstü iyice birbirine kanşacak. Bugünkü dalgalı görünüm biraz şuna benziyor: Ortalık karanlık... Hırsız-katillerkarşıda... Yeri sap- tanmış... Onlan açığa çıkanp etkisiz hale getirebile- cek kişiler nihayet ellerine feneri almış... Ama fene- ri karşıya tutmak yerine, birbirlerinin gözünün içine tutuyorlar... Hırsız-katiller de şaşkın, durumu anla- maya çalışıyor... Biraz daha böyle devam ederse yırtanz, hatta üzerierine gideriz, diye düşünüyoriar... Hükümetten beklenenler... Genel görünümü aktardıktan sonra biz de feneri hükümete tutalım. Sorumluluk koltuğunda bugün 55. hükümet oturduğuna göre beklentilerimiz de onlardan oiacak. Yoğun haftanın ardından kamu- oyunun hükümetten tez zamandaki bazı beklentile- rini satır başlanyla aktaralım: - SEKA olayında atılan olumlu adımın arkasının gelmesi gerekiyor. Hesap açık, SEKA'ya arsasının değerinin onda biri oranındaki yapılacak iyileştirme yatınmı fabrikayı dünya ölçeğine sokacak. Bunu bi- lerek fabrikayı kapatmaya girişmenin hiçbir mantık- lı açıklaması olamaz. - Bünyesine sıradan bir memur alırken güvenlik soruşturmasından iyi hal kâğıdına kadar olmadık şeyler isteyen devletin, cumhuriyet kazanımlanna peşkeş çektirdiği kişilerle ilgili olarak işi baştan sıkı tutmaması kabul edilemez. Şimdi, geçmişte olan oldu demeyip, daha önceki tüm satışlan ciddi biçim- de gözden geçirme zamanı. - TBMM'de bekleyen bir dizi "çetelerie mücade- le " yasası var. Bunlar, zamanla mücadele yasası ha- line geldi. Biri üst komisyonda, biri alt komisyonda, utanmasalar bir de yan komisyon icat edecekler. Acaba bu yasa girişimlerinin sonuçlanmaması için dışandan baskı mı geliyor! - Hükümetin bir özelliği de hem sorunlaria müca- dele etmek hem de o sorunlann artmasını sağlamak. 9O'lı yıllar boyunca ilk kez çetelerie mücadeleyi gün- demine alan bir hükümet, Türk Ticaret Bankası (TTB) satışında zincirieme hatalar yapabiliyor. Ban- kalann devlet sırtından geçinen sistem haline gel- diğini söyleyen hükümet, özel bankalara en çok izin verilen dönemin de kahramanı! Hükümetin bu dol- dur-boşatt politikasını da bırakması gerekiyor. - Son sözümüz seçim tartışmasına... Başbakan Yılmaz, aralıkta istifa mı edecek, ortam bulanık de- yip, istifadeye mi gidecek, henüz belli değil. Bu ara- da, yurtdışındaki seçmenlerin oy kullanma hakkı da kaynamak üzere. Geçen dönem bu başanlamamış, bir sonrakine kesin denmişti. Partilerde bir çaba se- zilmiyor. Ben Almanya'nın yeni Başbakanı Schrö- der'in yerinde olsam, konu Almanya'daki Türklerin hakkı olunca gayet rahat hareket ederim: "Haa, Türklerin yurttaşlık haklan mı? Tabii tabii. O gündemimizde. Hele Türkiye onlann kendi ülke- lerine yönelik sorunlannı bir çözsün, hemen arka- sından bizim adımlar geliyor!" Tansu Çiller: Yılmaz'ın 'Ozetteştirmenin Türkiye'de yaptığı ucuz şovmenlik hosanlı olma sansı vok'tstanbul HaberServisi-DYP Genel dan_ben kem&inesoruyorum; Fıkrinizi C^t#Ot«'# f^'i' \SI/KM+%*, Y *&*' V\SM\tstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. Başbakan Yılmaz'ın bir süre önce bazı bakan, bü- rokratiar ve gazetecilerle yaptığı "yüzieş- tirme" toplantısını eleştirerek "Başba- kan sanık sandaryesine orurmuştur. Ken- dini savunma adına >apüğı açıklamalar. bütün >alancılann içine duştüğü çelişki- lerle doludur'* dedi. Çiller, DYP tstanbul II Başkanüğı'nda düzenlecfiği basın toplantısında, Başba- kan Mesut Yılmaz'a ağır suçlamalarda bulundu. Çiller, Yılmaz'ın "sanık" sıfa- tından kurtulmak için bazı taktik hamle- lere başvurduğunu ileri sürerek -Başba- kan şahsen hesap vermesi gereken bir ko- nuda. devlet bürokrasLsinin arkasma sı- ğınma ihtiyacı duymuşfur. Bir başbakan, kişisel hatalanndan veşahsi iiişkilerinden bürokratlan mesul rutamaz. Devtetinbü- rokradannı. gazetedlerin karşısma diz- dikten sonra "Bütün sorumluluk bana ait- ti' demenin hiçbir manöğı yoktur. Bu u- cuz şovmenliktdr" diye konuştu. 'Yığifediyetödedfler' Başbakan Yılmaz'ın ifadesine göre Korkmaz YTğtt'le 30 Haziran'da baş ba- şa görüştüklenni iddia eden Çiller. "îçe- ridc ne konuşruiar ki Sa>in Başbakan bu ldşi hakkındaki kanaatlerini 180 derece değiştirdi. Korkmaz Yiğit, Mesut Yıl- maz'a ne dedi ki. başbakanlık koltuğun- da oturan bir ldşi ae> ietin bütün istihba- ratını bir yana atarak Korkmaz Yiğit'in masum olduğunu ilan etti"' şeklinde ko- nuştu. "Bu bir diyet ödemesidir" diyen Çiller şunlan ekledi: "Mesut Yıimaz, Alaattin Çakıcı fle yol arkadaşhğuun bedefini ödemiştir. Bura- dan ben kendisine soruyomm; Fikrinizi değiştiren Eyüp Aşık-Abattin Çaba ka- seti miydi? Bu ihaleji Korkmaz Yigitin değil, Alaattin Çaktcı'mn aldığını herkes bffiyor. Bu şahsın hangi \öntemkri kulan- dığmı da herkes biBjor. Sizi ne>le tehdit ettfler SaymBaşbakan? Hangitehdideyu- muşatnlar sizi? Yoksa başka bir kaset miydi? Yoksa Budapeşte'de başlayan ka- der bûiiğinin açık bir kanıO mı>dı? Nasü bir fatura ktndular önünüze ki bu kadar ağır bir riskin altına girdiniz?" Budapeşte olajindan sonra Mesut Yıl- maz'ın Malki cinayetini azmettirdiği öne sürülen Erol Evdl'i çağırdığını, görüş- meye Evcil'in MÎT'çiYavuz Ataç'ı da ge- tirdiğini iddia eden Çiller, Alaattin Çakı- cı'nın Budapeşte ile ilgili bir sorunu çöz- düğünü, bu nedenle Yılmaz'dan Yavuz Ataç ile ilgili talepte bulunulduğunu ile- ri sürdü. Devletin yaptığı bir istihbaratı, Başbakan'a değil. bir millervekili olan Fikri Sağlara verdiğıni. bunun da güven- sizlikten kaynaklandığmı savunan Çiller, Alaattin Çakıcı-Eyüp Aşık kasetinin de bir an önce montaj ya da gerçek olup ol- madığımn açıklanması gerektiğini ifade etti. Çiller konuşmasmda Nesim Malki cinayetinede değindi. Başbakan'ın "Mal- kicinayetifinlûbir tşadamına kadar gidi- yor" dediğini ifade eden Çiller, bu işada- mının isminin saklandıgını, bir an önce açıklanması gerektiğini kaydetti. Nesim Malkî cinayetinde düğümü çözecek olan kişinin, Malki'nin bütün muhasebe ka- yıtlannı bilen Erol Erkohenin yurtdışı- na kaçrjğını da anımsatan Çiller. "Acaba bu şams kaçh mı. kaçınldı mı? Acaba bu şahsa kaçıpgitmesi için yol mu verildi" di- ye sordu. tLHAN TAŞCI ANKARA-Ankara Üniversitesi Si- yasal Bilgiler Fakültesi ögretim üyele- rinden Prof. Dr. İsmail Türk, özelleş- tirmenin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde başanlı olma şansuıın bulun- madığını belirterek yüzde 100'lere va- ran enflasyon hızı içinde olan ekono- mide özelleştirmenin yapılamayacağı- nı vurguladı. Karma ekonominin dev- rini tamamlamadıgını söyleyen Türk, devletin üretim sektöründeki payının artmasının bir zaaf değil, özel sektör içinde kuvvet unsuru olduğunu kay- detti. Türk, ek bütçede samimi olma il- kesine şüphe düşüriildüğünü belirte- rek "Bir zorunluluğu yapma belgesi haline geuniştir" dedi. AÜ Sıyasal Bilgiler Fakültesi öğre- tim üyelerinden Prof. Dr. ismail Türk, kamu harcamalannın denetimi, özel- leştirmeler, ek bütçe hazırlanması ko- nulanm Cumhuriyet'e değerlendirdi. Prof. Dr. Türk, bütçe hazırlanırken tahmin edilmeyen masrafin ortaya çık- ması durumunda doğan ek masraf yap- ma zorunluluğu karşısında olağanüs- tü ödenek alındığını ammsatarak, "Ek ödenekte bütçede masrafin rtirü öngö- rülmüştür. Fakat bo>utunda \anilma, eksiklik vardır. Olağanüstü ödenekte bütçe hazırlanırken harcama öngörül- memiştir" dedi. Türlc, son birkaç yıl- da gelecek günlerde geçerli ohnak üze- re ek bütçe çıkanldığım, bu nedenle de ek ödenek kavramının yapı değiş- tirdiğini söyledi. Türk şunlan söyledi: "Dave, tamamlayıcı bir ödenek ol- maktan çıkb. Bütçede tahminlerde sa- mimiyet pa>ına. bütçelerin samimi ol- ması ilkesine şüphe düşürüldü. Bütçe- nin bürünlüğü, bûiiği iİkesi anlam ifa- de etmiyor, hatta pariamentonun büt- çeyi onaması ilkesi anlamifade etmiyor. Eğer devlet hazniadığı bütçeleri paria- mentonun onayladıgı miktarda ve çer- çe\ede uygulamıyorsa o bütçe samimi anlamda bir bütçe değildir. Bir zorun- luluğu yapma belgesi haline gelmistir.* Özelleştirmenin Türkiye gibı geliş- mekte olan ülkelerde başanlı olma şan- sının bulunmadığını vurgulayan Prof. Dr. Türk, neden olarak, ticaret banka- cılığının yatınm bankacılığma dönüş- memiş olması ve tasarruf edenlerin gayri safi milli hasıla içerisindeki pa- yının çok düşük olmasım gösterdi. Özelleştirilecek kuruluşun önce AŞ'ye dönüştürühnesi, ardından da bunlann hisse senetlerinin tasarruf ya- panlara satıhnası gerektiğini belirten Türk, enflasyon hızı yüzde 100'lere varan bir ekonomide özelleştirme ya- pılamayacağının vurguladı. Türk söz- lerini şöyle sürdürdü: "Çünkü enflas>on demek sis perde- si, kara bulutdemek. tleriyi göremeyiz. Enflasyon her türiü ekonomik sorunun çözümünün temeli gibidir. Özelleştir- menin de temeli gibidir. Özelleştirme- nin kural ve kanunlan özelleştirmeyi mümkün küacak yasalann tabiaona uygun otanah, bu tabiat da anayasaya uygun olmah." Karma ekonomik sistemde özel sek- törün faaliyet gösterdiği birçok alanda devletin de bulunduğunu anımsatan Türk şunlan söyledi: "Devletin üretim sektöründe payı- nın artması zaaf unsuru değil, kuvvet unsurudur. Karma ekonomi, liberalie- rin söylediği gibi de\Tİ geçmiş bir fikir değildir. Karma ekonomi ekonominin dümenidir. rota)i o beürler. Özel sektö- rün de sigortasıdır. Devletin yatınm yapüğı alanlarda özel sektör daha gü- venilir \ aonnı \ apar. KüreselleşmenİD sakıncalan ortaya çıkmıştır. Buna bir sebep aravacak olursak karma ekono- minin terk edilmesidir. Çünkü rotasız kaunmışar." Kamu harcamalanndaki israfın TB- MM ve Cumhurbaşkanlığı'nda oldu- ğunu kaydeden Türk, "Buralarda bu- hınan kişilerfakirbir ülkenin cumhur- başkanı. millervekili olduklannı bilme- Bdirler" dedi. Hazine ile Maliye Bakanlığı'nın birbirinden ayn olmasını eleştiren Türk, "Kamu malryesinin bürünlüğü sağlanmalıdır. Devletin mali hayatuun iki başı olmamalı. GeUr giderden ayn- lamaz" dedi. Bu ayn sistemin ABD'den örnek alındığını belirten Türk, "Bu takutçi bir şey. Mali teşkilat ülkenin ekonomik vapısuun üriinüdür. Yoksa ABD'de iyi giden şe> Türki>e'de gitnıez. Onlar fe- deraL biz merkezi bir devtetiz" diye ko- nuştu. Prof. Dr. İsmail Türk, kamu harca- malannın, devletin bütçesinin düzenli olması durumunda devlet işlerinin de aksamadan yürüyeceğini söyledi. Denk bir bütçenin ekonominin sağlığı anlamma geldiğini kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear