Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1998 PAZARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
TÜRKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denızlı
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
PB
20
18
18
21
25
24
24
21
Sinop Y 20 Adana A 25
Samsun Y 21 Mersın A 24
Trabzon PB 20 Diyarbakır A 23
Giresun PB 21 Şanhurfa A 23
Ankara Y 18 Mardin A 21
Eskışehir Y 17 Siirt A 22
Konya PB 18 Hakkâri A 19
Sıvas Y 18 Van A 16
Zonguldak Y 17 Antalya A 23 Kars A 17
Yurdun kuzeybatı ke-
sımlen parçalı çok bu-
lutlu, Marmara, Kuzey
Ege, Batı ve Orta Ka-
radenız ıle Iç Anado-
lu'nun kuzeyı sağanak
yağışlı, ötekı yerler az
buluilu geçecek. Ha-
va sıcaklığı yurdun
kuzey kesimlerınde
artacak, güney ke-
simlerinde önemlı bir
değişıklik olmayacak.
DİS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
2
3
4
10
10
8
11
10
Beriin Y 8
Budapeşte PB 10
Madrid PB 23
Viyana PB 11
Belgrad Y 12
Sofya Y 13
Roma PB 21
Atina PB 22
Münih PB 9 Zürih PB 11 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
A
PB
PB
PB
A
PB
PB
4
17
9
20
18
13
19
27
PB 26
0Aç,k Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yağmuriu Kart ı Gok gurüftükj
Kuzey Irak'ta
diplomatik atak
• Baştarafı 1. Sayfada
re dışı bırakıldığı''değer-
lendirmesini yaptı. Bunun
üzerine bir açıklama yapan
ABD Dışişleri yetkilileri,
Ankara sürecinin sona er-
mediğini. federasyon te-
mennisinin de kesinlikle
Kuzey Irak'ta bir Kürt dev-
leti kurulması hedefini
içermediğini bildirdiler.
Bu süreçte Suriye iJe kriz
öne geçti. Ekimayı boyun-
ca gündemde kalan Suriye,
20 Ekim'deki anlaşmayla
birlikte Türkiye'nin öngör-
düğü çizgiye gelmeyi ka-
bul etti.
Bu aşamadan sonra Ku-
zey Irak konusu yeniden
gündeme geldi. Türk istih-
barat yetkilileri, Suriye ile
anlaşma sonrasında şu de-
ğerlendirmeyi yaptılar:
"K. Irak'tald PKK
kamplan temel gereksi-
nimlerinin vüzde 80'ini Su-
riye *den sağlıyorlardı. Bu
bağlantı kesilince yeıu du-
rumda PKK'nln yapacağı
bizim içüi hayati önetn taşı-
yordu. PKK, Barzani ve
Talabani'vi kendi çizgisine
çekmeye zorlarken Irak
yönerimiyle de temasara>>
şı içine girdi. Türkiye'nin
hedefı PKK'nin her türiü
dış baglantısını kesmektir."
Kasım ayının ikinci ya-
nsı içinde Ankara'ya gele-
cek olan Barzani ve Tala-
bani'ye yukandaki değer-
lendirme çerçevesinde
uyarılar yapılacak. Türki-
ye'nin iki lidere vereceği
başlıca mesajlar şunlar:
# Terör örgütüyle orga-
nik bağ kurmayın. K. 1-
rak'ta bannmasınj sağlaya-
cak bir zemin yaratmayın.
# K. Irak'taki yönetim
boşlugunu farklı değerlen-
dirmeyın, buradaki oluşum
Türkiye'nin güvenliğini de
yakından ilgilendirmekte-
dir.
# Terör örgütünün sizin
topraklannızı kullanarak
îran tarafına geçmesine
izin vermeyin.
# Bizim için temel olan
Irak'ın toprak bütünlüğü-
dür.
# Ankara süreci devam
etsin.
İki liderle ortak yapıla-
cak görüşme kasım ayının
ikinci yansına kalırken
Barzani'nin yann Anka-
ra'ya gelmesinin beklendi-
ği öğrenildi. Halen Avru-
pa'da bulunan Barzani'nin
Türkiye ziyareti sonrasın-
da bölgeye gideceği belir-
tildi.
Talabani'ye oranla Bar-
zani'yle daha sağlıklı iliş-
kiler kuran Ankara, Kürt li-
dere Türkiye'nin önümüz-
deki dönemdeki hedefleri-
ni de aktaracak.
Barzani'nin de Türki-
ye'ye, ABD'de imzalanan
ortak merin hakkında bilgi
vermesi bekleniyor. Barza-
ni, ABD gezisi öncesi yap-
tığı Ankara ziyaretinde,
Türkiye'nin çıkarlanna
ters düşecek adımlar atıl-
mayacağı mesajını vermiş-
ti.
Saddam Türkiye'ye
soğuk
Kuzey Irak'ta bu geliş-
meler yaşanırken Saddam
yönetiminin de PKK'ye
destek vermeye hazjrlandı-
ğı öne sürülüyor. Istihbarat
birimlerine ulaşan haberle-
re göre Saddam yönetimi
PKK'ye kamp olanağı sağ-
lama yönünde adımlar atı-
yor. Cumhuriyetin 75. yılı
kutlamalanna Irak Başba-
kan Birinci Yardımcısı Ta-
ha Yasin Ramazan'ın gel-
mesi planlanıyordu. Bu ko-
nuda karşılıklı mutabakat
da vardı.
Ancak Ramazan, Anka-
ra ziyaretini iptal etti. Bu-
nun yanı sıra Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit,
TankAziz'e üç ay önce da-
vet mektubu göndermişti.
Aziz buna olumlu-olum-
suz yanıt vermedi.
Bu iki gelişme, Irak'ın
Türkiye'ye "soğuk" bakı-
şınin devam ettiğini ortaya
koyuyor.
Ecevit: Bankalar
devletten geçiniyor
I Baştarafı 1. Sayfada
nun somut örnegi POAŞ
ihalesidir. Kaynağı ne oldu-
ğu belli ounayan paralaria
girilen ihaleleri masaya ya-
ürdık ve POAŞ'ı birinci ki-
şiye vermedik. Bunun dı-
şında Türk Ticaret Banka-
sı'yla(TTB) Ugüi geüşmele-
ri de yakından iziedik. Ben
Sayın Başbakan'ın ABD
gezisi sırasında,peşpeşe ga-
zete-televizyon satın alan
kişinin aynı zamanda T-
TB'yi de almış olmasından
şüphelenmiştim. Araştır-
dık. Bu konuda, tçişleri Ba-
kaıu Kutlu Aktaş ve \ÜT
Müsteşan'nın da özel ça-
baları oldu. Özelleştirme
paralannm nereden geldi-
ğini araşünrken karşımıza
Malki cinayeti çıktı. Ben
Başbakan'a TTB ihalesi-
nin iptal edilmesi istemini
ilettim ve kabul etti."
Özelleştirme ihalelerin-
de zaman zaman görülen
zaaflann da yaşanarak edi-
nılen deneyimler olduğu-
nu vıırgulayan Ecevit, "Sa-
ym Başbakan'la bu duru-
mu ayrıca değerlendirece-
ğiz. Bu konuda yeni önlem-
leraimak gerekiyor. Finans
sisteminin zemini, kaynak-
lan çok sağlam olmalı" di-
ye konuştu. Ecevit konu-
nun bankalar sistemiyle de
ilgili olduğunu vurgulaya-
rak şunlan söyledi: ''Ban-
kalar ne yazık ki devletten
geçiniyor. Devlet tahvilini
alıp rahatlanna bakryorlar.
Kazanç garanti, ödeme ga-
ranti, bövleşey ohnaz. Sırt-
lannı devlete dayayınca,
asıl işlevlerini de yerine ge-
tirmiyorlar. Yannnı banka-
sı olarak izin aldıkJan hai-
de ne ihracatçi) a destek ve-
riyorlar, ne yaünmaya."
Ecevit af konusundaki
gelişmeler hakkında bilgi
verirken de konuyu önce
Bakanlar Kurulu'na geti-
receklerini, burada destek
görmezse doğrudan Mec-
lis'e indireceklerini söyle-
di. Af tartışmasımn başla-
dıgı günden bu yana kendi-
lerine olumlu olumsuz pek
çok değerlendirmenin gel-
digini aktaran Ecevit, "Ka-
muoyunun hassas olduğu
yanlar var. Bunları zaten
önceden de dikkate almış-
tık. Son durumu yeniden
gözden geçirdik. Grup baş-
kanvekili arkadaşlar son
şeklini verdiler. Adalet Ba-
kanı Sayın Hasan Deniz-
kurdu'nun da göriişlerini
aknk" dedi. Ecevit, parrisi-
nin konuyla ilgili adımlan
bu ay içinde atacağını, da-
ha fazla uzatmayacağını
söyledi.
DSP'nin af önerisinin
Bakanlar Kurulu tasansına
dönüşmesi olanakiı görün-
müyor. Bu nedenle hazırla-
nan yeni düzenlemenin
DSP grubunun önerisi ola-
rak TBMM Başkanlığı'na
sunulması bekleniyor.
Kelebekler Vadisi
I Baştarafı 1. Sayfada
tajdır.SİT'i aşacakolange-
liraraziyi ahr" diye konuş-
tu.
Gelişmeler karşısında
yeniden harekete geçen
çevreciler. yörenin Milli
Park ıçine ahnmasını isti-
yorlar. Yeşiller Partisi'nin
e>ki genel başkanlanndan
BigeContepe. Fethiye'de
konuyla ilgili bir toplantı
düzenleyeceklerini belirte-
rek şunlan söyledi: "Ka-
sım ayı içinde tüm yöre çev-
re ve külrür demekleriy le
bir araya geleceğiz. Yunan-
h yeşillerle ilişkiye geçtik.
Onlar 20 yıJ önce Rodos'ta
doğa parkı oluşturmuşlar.
Biz de Kelebekler Vadi-
si'nin doğal park vemüze i-
lan edilmesi için harekete
geçiyoruz."
SEKA'yı yaürun kurtaracak• Baştarafı 1. Sayfada
leri Başbakan'a aktardıklannı kay-
detti. Bozkan. hükürnete güvenmek
istediklerini ve resmi yazının kendi-
lerine bir iki gün içerisinde iletilme-
sini beklediklerini vurgulayarak
"Hükümet üyeleri bu kararianndan
vazgeçerlerse ya da tek bir sözciiğü-
nü değistiriıierse daha önceden aldı-
ğunız Ankara yürüyüşü karannı uy-
gulamaya koyarız" diye konuştu.
Bozkan, SEKA Izmit Işletmesi'nin
kurtanlabilmesi için 8 trilyon liranın
yeterli olduğuna ve bunun da Ford-
Koç ortaklığına bedelsiz verilen fı-
danlığın rayiç bedelinin üçte biri an-
lamına geldiğine dikkat çekti. Boz-
kan, Başbakan Mesut Ydmaz'dan
SEKA'nın kurtanlması için tekno-
Iojisinin yenılenmesi ve yatınm ya-
pılmasını istediklerini belirterek ak-
tardıklan bilgıleri söyle özetledi:
• îşletmenın satış işlemi bir ön-
ceki yıla oranla üç kat artarak 9 tril-
yon 419 milyar liraya: ıhracatı da
1996 yılında yaklaşık 2.5 milyar li-
ra iken 1997 yılında 15 kat artarak
33 milyar 867 milyon liraya yüksel-
dı.
• îşletmenin 194O'lı yıllann tek-
nolojisiyle çalışmasına karşın yüzde
85 kapasite kullanım oranı dikkat çe-
kici. Kâğıt-karton satışı 1996 yılın-
da yaklaşık 3.5 trilyon Iıra iken 1997
yılında üç kat artarak 9 trilyon 419
milyar 933 milyon liraya; ihracat ise
1996 yılında yaklaşık 2.5 milyar li-
ra iken 1997 yılında 15 kat artarak
33 milyar 867 milyon liraya yüksel-
di.
• Kâğıt-karton üretimleri Türki-
ye genelinde, özel ve kamu olmak
üzere 1996 yılında toplam yaklaşık
1 milyon 105 bin tonken, 1997 yılın-
da 1 milyon 380 bin ton oldu.
• Fabrikanın üretım içindeki pa-
yının kapasiteden yararlanma oranı,
1997 yılında yüzde 75.7 iken 1998
yılı ilk 8 ayında yüzde 45'e düştu.
• Sektörde faaliyet gösteren 16
özel işletmenin ürettiği kâğıt-karton
toplamı 346.5 bin ton iken, Izmit tek
başına 112 bin 875 ton üretim yapı-
yor.
• işletmenin bazı ünitelerinin bi-
rinci hamur üretimi yapacak duruma
getinlmesi ve yaklaşık yüzde 45'lik
bir kapasite arttınmı için 11 milyon
dolara (3 trilyon 69 milyar lira), tah-
rik şanzımanlann değişimi, kalite ar-
tışı ve yüzde 35'lik kapasite arttın-
mı için 1.7 milyon dolara (474 mil-
yar lira), kalite ve kapasite arttınmı
için 1.5 milyon dolara (418.5 milyar
lira), doğalgaz türbini ve atık ısı ka-
zanı kurulması için 15 milyon dola-
ra (4 trilyon 185 milyar lira) gerek-
sinimi var.
• 1998 yılı sonunda beklenen net
hasılatı 13 trilyon lira olan işletme-
ye 1997 yılında 312.8 milyar lira
ödenek istendi, ancak Devlet Planla-
ma Teşkilatı 'nca yaklaşık 5 milyar li-
ra ödenek verildi. 1998'de 1.7 trilyon
lira istenirken 340 milyar lira veril-
di.
• tşletmede çalışan 2 bin 100 iş-
çi ve memurun tzmit ekonomisine
yıllık katkısı 6 trilyon lira, işçilerin
kentiçi taşımacılığa katkılan da yıl-
lık 600 milyar lira civannda.
Bozkan, toplusözleşme için de ya-
nn Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlığı' na baş\iiracaklanm bildirdi.
Baykal, yurttaşlann artık çetelere sessiz kalmayacağını söyledi
*Türkiye'yi Mmselere bırakmayız'ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal. Tür-
kiye'de yurttaşlann
artık çetelere ve yol-
suzluklara karşı ses-
* siz kalmayacaklan-
nı belirterek "Arûk
kabuğu çatlatrak, ar-
tık tohum fiJizleni-
yor. Anadolu uyanı-
\or, millet ayağa kal-
kıyor" dedi. Baykal,
Cumhuriyetin 75.
yıhnın bir başka
coşku ve heyecanla
kutlandığına dikkat
çekerek "Ayduılık
Türkiyemize inanç-
la sahip çıkıyoruz.
Türkrye'yi kimsele-
re bırakmayız" diye
konuştu.
Baykal, dün Ma-
mak Belediyesi'nce
Saimekadın semtin-
de yaptınlan 2 bin
200 kişilik amfi tiyatronun açılışını
gerçekJeştirdi. Burada birkonuşma
yapan CHP lideri, açılışın Cumhu-
riyetin 75. yıl kutlamalanna rastla-
masının çok anlamlı olduğunu bıl-
dirdi. Baykal, Cumhuriyet Bayra-
mı'nın bu yıl bir başka coşku vehe-
yecan içinde kutlandığını, milyon-
larca yurttaşm gönüllerini doldura
doldura "Cumhuriyet çok yaşa" di-
ye haykırdıklannı vıırguladı. Bu
haykınşın Cumhuriyetin dışında
çok başka anlamlan da beraberinde
taşıdığını kaydeden Baykal şu gö-
rüşleri aktardı:
"Ben çok iyi bilryorum ki Cumhu-
riyet çok yaşa diyenler, çeteler ve
mafya kahrolsun, demek istiyorlar.
Onlar, yolsuzluklar bir an önce açı-
ğa çıkarüsın, demekistiyorlar. Onlar,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk sen
çok yaşa diyorlar. Demokrasi, sosyal
CHP Genel Başkanı, Mamak'ta 2 bin 200 kişilikamii ti\atro>iraçtL (Fotoğraf: AA)
adalet,insan haklan çok yaşademek
istiyoriar."
Kısa bir süre öncesine kadar ka-
ramsarlık içinde bulunan yurttaşla-
nn artık bu karamsarlıklanndan sıy-
nldıidanna işaret eden Baykal, artık
kabuğun çatladığını, tohumun fıliz-
lenmeye başladığmı söyledi. Bay-
kal, "Artık meydanlar boş değüdir,
Anadolu suskun değüdir" dedi.
'Mamak, çağdaş bir semt'
Baykal, amfi tiyatronun açılışıy-
la Mamak'ın büyük bir dönüşümü
yaşadığını ve tiyatronun Mamak'ın
çağdaş bir semt olma yolunda geri
dönülmez bir aşamayı oluşturduğu-
nu vurguladı. Açılışın çağdaş birşö-
lene, şenliğe dönüştürüldüğünü kay-
deden Baykal, "Bir Cumhuriyet dü-
ğünii yaşıyonız. Burası halkm evi,
demokrasinin evi olacak. Burada sö-
zü olan herkes konuşacak" dedi.
Açılışa Baykal'ın yanı sıra CHP
Genel Sekreteri Adnan Keskin, Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Eşref Er-
dem, Ankara Millervekili Ydmaz
Ateş, Grup Başkanvekili ÖnderSav.
Cankaya Belediye Başkanı Doğan
Taşdelen, Mamak Belediye Başka-
nı İsmail Degerli, Çağdaş Sinema
Oyunculan Derneği adına sanatçılar
Rutkay Aziz, Işık Aras, Nesrin Ak-
koç, Ali Uyandıran, Kenan Bal, Sa-
vaş Yurttaş ve Turgay Yıldız ve ba-
zı partililer ile çok sayıda yurttaş ka-
tıldı. Mamak Belediye Başkanı De-
ğerli, sanat yaşamına yaptıklan kat-
kılar nedeniyle dernek adına Rutkay
Aziz'e bir plaket sundu. Aziz de
"Böylesine birlik ve beraberlik, ina-
nıyorum ki Türkiye'nin asla karan-
uklara itilmesine izin venneyecek-
tir" dedi.
'Demokrasi
düşmanlanna
karşı
mücadele
edeceğiz'
• Baştarafı 1. Sayfada
için gösterilen bilinç ve ira-
denin, bugün siyasilerin
önemli bir kısmı tarafın-
dan, onu korumak ve yü-
celtmek için gösterilmedi-
ğini söyledi.
Atatürkçü Düşünce Der-
neği (ADD) Başkanı ve es-
ki Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör Öz-
den de Atatürk'ün ege-
menlik ekseninde yücelt-
meye çalıştığı Türkiye
Curnhuriyeti'nin 75. yılın-
da, Atatürkçülerle bir ara-
da bulunmaktan gurur
duyduğunu ifade etti.
Eski Genelkurmay Baş-
kanı emekli Orgenera! ts-
mail Hakkı Karadayı ise
Cumhuriyetin 75. yıhnın
coşkuyla kutlandığı bu za-
manda böyle bir ödülü al-
maktan büyük mutluluk
duyduğunu belirtti.
Daha sonra Karadayı,
Özden, Savaş ve Gürüz'e
ödülleri, Rektör Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu tara-
fından verildi. Cumhur-
başkanı Süleyman Demi-
rel'in ödülünü ise Vali Yar-
dımcısı Fahri Işıksız aldı.
Ödüllerin verilmesinden
sonra salonda bulunanlar,
"Gençlik" ve "10. Yü
Marşı"ru söyledi.
IÜ Devlet Konservatu-
van öğrencilerinin şiir
okudugu ve "Köçekçe" ad-
lı bir gösteri sunduğu töre-
ne, 1. Ordu Komutaru Or-
general Çevik Bir'in yanı
sıra öğretim üyeleri ve çok
sayıda davetli katıldı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
rer?
Temizel, bıyıklannın altında kaybolan dudaklarını
hafifçe ısınp yanıt verdi:
"Tümüyle ilgili bir süre vermekzor. Ama gündem-
deki kişilerle ilgili olanı 5-6 ay sürer."
Bunun Türkçesi şu:
Çetelerie mücadele bu hükümetin ömrünü aşar.
O zaman siyasilerin şu konuda görüş yakınlığı
içinde olması gerekiyor:
Çetelerie mücadele kaçınılmazdır, parti farkı gö-
zetmeksizin konunun üzerine gitmek gerekiyor.
Şunu sorabilirsiniz:
- Şüpheniz mi var?
Evet, var.
Ne yazık ki siyasi partilerin çoğu, çetelerie müca-
dele konusunda önce şu şablonu uyguluyor:
Partisel çıkanm ne olur?
Yanıt olumsuzsa ya duraksıyor ya da mücadele-
yi yapan kişinin üzerine yürüyon
"Asıl suçlu sensin, sen bu işin içindesin, kendini
mi aklamaya çalışıyorsun?"
Eğer siyasiler bu şekilde davranmaya devam
ederse, medya da büyük ölçüde olumlu işleve sa-
hip olmasına karşın, zaman zaman sorumsuzluk içi-
ne girerse, yerin attıyla üstü iyice birbirine kanşacak.
Bugünkü dalgalı görünüm biraz şuna benziyor:
Ortalık karanlık... Hırsız-katillerkarşıda... Yeri sap-
tanmış... Onlan açığa çıkanp etkisiz hale getirebile-
cek kişiler nihayet ellerine feneri almış... Ama fene-
ri karşıya tutmak yerine, birbirlerinin gözünün içine
tutuyorlar... Hırsız-katiller de şaşkın, durumu anla-
maya çalışıyor... Biraz daha böyle devam ederse
yırtanz, hatta üzerierine gideriz, diye düşünüyoriar...
Hükümetten beklenenler...
Genel görünümü aktardıktan sonra biz de feneri
hükümete tutalım. Sorumluluk koltuğunda bugün
55. hükümet oturduğuna göre beklentilerimiz de
onlardan oiacak. Yoğun haftanın ardından kamu-
oyunun hükümetten tez zamandaki bazı beklentile-
rini satır başlanyla aktaralım:
- SEKA olayında atılan olumlu adımın arkasının
gelmesi gerekiyor. Hesap açık, SEKA'ya arsasının
değerinin onda biri oranındaki yapılacak iyileştirme
yatınmı fabrikayı dünya ölçeğine sokacak. Bunu bi-
lerek fabrikayı kapatmaya girişmenin hiçbir mantık-
lı açıklaması olamaz.
- Bünyesine sıradan bir memur alırken güvenlik
soruşturmasından iyi hal kâğıdına kadar olmadık
şeyler isteyen devletin, cumhuriyet kazanımlanna
peşkeş çektirdiği kişilerle ilgili olarak işi baştan sıkı
tutmaması kabul edilemez. Şimdi, geçmişte olan
oldu demeyip, daha önceki tüm satışlan ciddi biçim-
de gözden geçirme zamanı.
- TBMM'de bekleyen bir dizi "çetelerie mücade-
le " yasası var. Bunlar, zamanla mücadele yasası ha-
line geldi. Biri üst komisyonda, biri alt komisyonda,
utanmasalar bir de yan komisyon icat edecekler.
Acaba bu yasa girişimlerinin sonuçlanmaması için
dışandan baskı mı geliyor!
- Hükümetin bir özelliği de hem sorunlaria müca-
dele etmek hem de o sorunlann artmasını sağlamak.
9O'lı yıllar boyunca ilk kez çetelerie mücadeleyi gün-
demine alan bir hükümet, Türk Ticaret Bankası
(TTB) satışında zincirieme hatalar yapabiliyor. Ban-
kalann devlet sırtından geçinen sistem haline gel-
diğini söyleyen hükümet, özel bankalara en çok izin
verilen dönemin de kahramanı! Hükümetin bu dol-
dur-boşatt politikasını da bırakması gerekiyor.
- Son sözümüz seçim tartışmasına... Başbakan
Yılmaz, aralıkta istifa mı edecek, ortam bulanık de-
yip, istifadeye mi gidecek, henüz belli değil. Bu ara-
da, yurtdışındaki seçmenlerin oy kullanma hakkı da
kaynamak üzere. Geçen dönem bu başanlamamış,
bir sonrakine kesin denmişti. Partilerde bir çaba se-
zilmiyor. Ben Almanya'nın yeni Başbakanı Schrö-
der'in yerinde olsam, konu Almanya'daki Türklerin
hakkı olunca gayet rahat hareket ederim:
"Haa, Türklerin yurttaşlık haklan mı? Tabii tabii.
O gündemimizde. Hele Türkiye onlann kendi ülke-
lerine yönelik sorunlannı bir çözsün, hemen arka-
sından bizim adımlar geliyor!"
Tansu Çiller: Yılmaz'ın 'Ozetteştirmenin Türkiye'de
yaptığı ucuz şovmenlik hosanlı olma sansı vok'tstanbul HaberServisi-DYP Genel dan_ben kem&inesoruyorum; Fıkrinizi C^t#Ot«'# f^'i' \SI/KM+%*, Y *&*' V\SM\tstanbul Haber Servisi - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller. Başbakan
Yılmaz'ın bir süre önce bazı bakan, bü-
rokratiar ve gazetecilerle yaptığı "yüzieş-
tirme" toplantısını eleştirerek "Başba-
kan sanık sandaryesine orurmuştur. Ken-
dini savunma adına >apüğı açıklamalar.
bütün >alancılann içine duştüğü çelişki-
lerle doludur'* dedi.
Çiller, DYP tstanbul II Başkanüğı'nda
düzenlecfiği basın toplantısında, Başba-
kan Mesut Yılmaz'a ağır suçlamalarda
bulundu. Çiller, Yılmaz'ın "sanık" sıfa-
tından kurtulmak için bazı taktik hamle-
lere başvurduğunu ileri sürerek -Başba-
kan şahsen hesap vermesi gereken bir ko-
nuda. devlet bürokrasLsinin arkasma sı-
ğınma ihtiyacı duymuşfur. Bir başbakan,
kişisel hatalanndan veşahsi iiişkilerinden
bürokratlan mesul rutamaz. Devtetinbü-
rokradannı. gazetedlerin karşısma diz-
dikten sonra "Bütün sorumluluk bana ait-
ti' demenin hiçbir manöğı yoktur. Bu u-
cuz şovmenliktdr" diye konuştu.
'Yığifediyetödedfler'
Başbakan Yılmaz'ın ifadesine göre
Korkmaz YTğtt'le 30 Haziran'da baş ba-
şa görüştüklenni iddia eden Çiller. "îçe-
ridc ne konuşruiar ki Sa>in Başbakan bu
ldşi hakkındaki kanaatlerini 180 derece
değiştirdi. Korkmaz Yiğit, Mesut Yıl-
maz'a ne dedi ki. başbakanlık koltuğun-
da oturan bir ldşi ae> ietin bütün istihba-
ratını bir yana atarak Korkmaz Yiğit'in
masum olduğunu ilan etti"' şeklinde ko-
nuştu. "Bu bir diyet ödemesidir" diyen
Çiller şunlan ekledi:
"Mesut Yıimaz, Alaattin Çakıcı fle yol
arkadaşhğuun bedefini ödemiştir. Bura-
dan ben kendisine soruyomm; Fikrinizi
değiştiren Eyüp Aşık-Abattin Çaba ka-
seti miydi? Bu ihaleji Korkmaz Yigitin
değil, Alaattin Çaktcı'mn aldığını herkes
bffiyor. Bu şahsın hangi \öntemkri kulan-
dığmı da herkes biBjor. Sizi ne>le tehdit
ettfler SaymBaşbakan? Hangitehdideyu-
muşatnlar sizi? Yoksa başka bir kaset
miydi? Yoksa Budapeşte'de başlayan ka-
der bûiiğinin açık bir kanıO mı>dı? Nasü
bir fatura ktndular önünüze ki bu kadar
ağır bir riskin altına girdiniz?"
Budapeşte olajindan sonra Mesut Yıl-
maz'ın Malki cinayetini azmettirdiği öne
sürülen Erol Evdl'i çağırdığını, görüş-
meye Evcil'in MÎT'çiYavuz Ataç'ı da ge-
tirdiğini iddia eden Çiller, Alaattin Çakı-
cı'nın Budapeşte ile ilgili bir sorunu çöz-
düğünü, bu nedenle Yılmaz'dan Yavuz
Ataç ile ilgili talepte bulunulduğunu ile-
ri sürdü. Devletin yaptığı bir istihbaratı,
Başbakan'a değil. bir millervekili olan
Fikri Sağlara verdiğıni. bunun da güven-
sizlikten kaynaklandığmı savunan Çiller,
Alaattin Çakıcı-Eyüp Aşık kasetinin de
bir an önce montaj ya da gerçek olup ol-
madığımn açıklanması gerektiğini ifade
etti. Çiller konuşmasmda Nesim Malki
cinayetinede değindi. Başbakan'ın "Mal-
kicinayetifinlûbir tşadamına kadar gidi-
yor" dediğini ifade eden Çiller, bu işada-
mının isminin saklandıgını, bir an önce
açıklanması gerektiğini kaydetti. Nesim
Malkî cinayetinde düğümü çözecek olan
kişinin, Malki'nin bütün muhasebe ka-
yıtlannı bilen Erol Erkohenin yurtdışı-
na kaçrjğını da anımsatan Çiller. "Acaba
bu şams kaçh mı. kaçınldı mı? Acaba bu
şahsa kaçıpgitmesi için yol mu verildi" di-
ye sordu.
tLHAN TAŞCI
ANKARA-Ankara Üniversitesi Si-
yasal Bilgiler Fakültesi ögretim üyele-
rinden Prof. Dr. İsmail Türk, özelleş-
tirmenin Türkiye gibi gelişmekte olan
ülkelerde başanlı olma şansuıın bulun-
madığını belirterek yüzde 100'lere va-
ran enflasyon hızı içinde olan ekono-
mide özelleştirmenin yapılamayacağı-
nı vurguladı. Karma ekonominin dev-
rini tamamlamadıgını söyleyen Türk,
devletin üretim sektöründeki payının
artmasının bir zaaf değil, özel sektör
içinde kuvvet unsuru olduğunu kay-
detti. Türk, ek bütçede samimi olma il-
kesine şüphe düşüriildüğünü belirte-
rek "Bir zorunluluğu yapma belgesi
haline geuniştir" dedi.
AÜ Sıyasal Bilgiler Fakültesi öğre-
tim üyelerinden Prof. Dr. ismail Türk,
kamu harcamalannın denetimi, özel-
leştirmeler, ek bütçe hazırlanması ko-
nulanm Cumhuriyet'e değerlendirdi.
Prof. Dr. Türk, bütçe hazırlanırken
tahmin edilmeyen masrafin ortaya çık-
ması durumunda doğan ek masraf yap-
ma zorunluluğu karşısında olağanüs-
tü ödenek alındığını ammsatarak, "Ek
ödenekte bütçede masrafin rtirü öngö-
rülmüştür. Fakat bo>utunda \anilma,
eksiklik vardır. Olağanüstü ödenekte
bütçe hazırlanırken harcama öngörül-
memiştir" dedi. Türlc, son birkaç yıl-
da gelecek günlerde geçerli ohnak üze-
re ek bütçe çıkanldığım, bu nedenle
de ek ödenek kavramının yapı değiş-
tirdiğini söyledi. Türk şunlan söyledi:
"Dave, tamamlayıcı bir ödenek ol-
maktan çıkb. Bütçede tahminlerde sa-
mimiyet pa>ına. bütçelerin samimi ol-
ması ilkesine şüphe düşürüldü. Bütçe-
nin bürünlüğü, bûiiği iİkesi anlam ifa-
de etmiyor, hatta pariamentonun büt-
çeyi onaması ilkesi anlamifade etmiyor.
Eğer devlet hazniadığı bütçeleri paria-
mentonun onayladıgı miktarda ve çer-
çe\ede uygulamıyorsa o bütçe samimi
anlamda bir bütçe değildir. Bir zorun-
luluğu yapma belgesi haline gelmistir.*
Özelleştirmenin Türkiye gibı geliş-
mekte olan ülkelerde başanlı olma şan-
sının bulunmadığını vurgulayan Prof.
Dr. Türk, neden olarak, ticaret banka-
cılığının yatınm bankacılığma dönüş-
memiş olması ve tasarruf edenlerin
gayri safi milli hasıla içerisindeki pa-
yının çok düşük olmasım gösterdi.
Özelleştirilecek kuruluşun önce
AŞ'ye dönüştürühnesi, ardından da
bunlann hisse senetlerinin tasarruf ya-
panlara satıhnası gerektiğini belirten
Türk, enflasyon hızı yüzde 100'lere
varan bir ekonomide özelleştirme ya-
pılamayacağının vurguladı. Türk söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü enflas>on demek sis perde-
si, kara bulutdemek. tleriyi göremeyiz.
Enflasyon her türiü ekonomik sorunun
çözümünün temeli gibidir. Özelleştir-
menin de temeli gibidir. Özelleştirme-
nin kural ve kanunlan özelleştirmeyi
mümkün küacak yasalann tabiaona
uygun otanah, bu tabiat da anayasaya
uygun olmah."
Karma ekonomik sistemde özel sek-
törün faaliyet gösterdiği birçok alanda
devletin de bulunduğunu anımsatan
Türk şunlan söyledi:
"Devletin üretim sektöründe payı-
nın artması zaaf unsuru değil, kuvvet
unsurudur. Karma ekonomi, liberalie-
rin söylediği gibi de\Tİ geçmiş bir fikir
değildir. Karma ekonomi ekonominin
dümenidir. rota)i o beürler. Özel sektö-
rün de sigortasıdır. Devletin yatınm
yapüğı alanlarda özel sektör daha gü-
venilir \ aonnı \ apar. KüreselleşmenİD
sakıncalan ortaya çıkmıştır. Buna bir
sebep aravacak olursak karma ekono-
minin terk edilmesidir. Çünkü rotasız
kaunmışar."
Kamu harcamalanndaki israfın TB-
MM ve Cumhurbaşkanlığı'nda oldu-
ğunu kaydeden Türk, "Buralarda bu-
hınan kişilerfakirbir ülkenin cumhur-
başkanı. millervekili olduklannı bilme-
Bdirler" dedi.
Hazine ile Maliye Bakanlığı'nın
birbirinden ayn olmasını eleştiren
Türk, "Kamu malryesinin bürünlüğü
sağlanmalıdır. Devletin mali hayatuun
iki başı olmamalı. GeUr giderden ayn-
lamaz" dedi.
Bu ayn sistemin ABD'den örnek
alındığını belirten Türk, "Bu takutçi
bir şey. Mali teşkilat ülkenin ekonomik
vapısuun üriinüdür. Yoksa ABD'de iyi
giden şe> Türki>e'de gitnıez. Onlar fe-
deraL biz merkezi bir devtetiz" diye ko-
nuştu.
Prof. Dr. İsmail Türk, kamu harca-
malannın, devletin bütçesinin düzenli
olması durumunda devlet işlerinin de
aksamadan yürüyeceğini söyledi.
Denk bir bütçenin ekonominin sağlığı
anlamma geldiğini kaydetti.