25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet îmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordinatörü. Hikmet Çetinkaya 0 Yazıişlen Müdürü: tbrahim Yüdız • Sonımlu Müdür: Fikret tlkiz 9 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Istıhbarat: Cengiz Yıldınm 9 Ekonomr Özlem Yüzak • Kultur. Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler. Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullab Yazıcı 9 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge: Edib« Buğra 9 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayxn Kunılu. llhan Sclçuk (Başkan). Orhan Erinç, üktay Kurtböke. Hikmet Çetinka>a. Şûkran Soner, Ergun Balcı. tbrahim Yüdız. Orhan Bursah, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks.41950279IzmirTemsilcısı:SerdarKi2ik, H ZıyaBlv. 1352 S. 2 3Tel: 4411220, Faks 4419117 9 AdanaTemsilcisr ÇetinYiğenoğlu, tnönüCd 119 S.No-1 Kafl,Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü Cstûn Akmen 9 Kooıdınatör Ahmet Karuteın # Muba- sebe Büfent Yener • tdare Hüseyin Gürer • tşletme Önder Çdik • Bıigı- tşlem Nail tnal 9 Bılgısayar Sıstem MSrmel ÇUw«San, Fazüet KUZJ MEDYA C: • Yonetım Kurulı Başkanı - Genel Mûdur Gülbiı Erdaran # Koordıııatör Reh; Işttman 0 Genel MüdurYanümcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 513 95 80-5138460-61,Faks. 5138461 Yayımtay&n ve Basan: Yem Gün Hafaer Ajansl, Basın ve Yayıncılık A Ş Türkocagı Cad. 39(41 Cagaloglu 34334 lst PK246 Islanbul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0-212)513 85 95 2KASIM1998 îmsak: 5.01 Güneş: 6.29 Öğle: 11.55 îkindi: 14.40 Akşam: 17.07 Yatsr. 18.30 www.cumhuriyet.com.ti Metro • ADANA (Cumhuriyet) - Adana Anakent Belediyesi'nce yaptınlmakta olan raylı taşıma sistemi (metro) çalışmalannın hızla sürdüğü bildirildi. Belediye Başkanı Aytaç Durak yaptığı yazılı açıklamada, raylı sistemin tamamlanmasıyla kentin ulaşım sorununun kökten çözüleceğini ileri sürerek, "Metro projesinde, baa çevrelerin bütün engelleme girişimlerine rağmen büyük ilerlemeler kaydettik. Inşaat büyük bir hızla sürdürülüyor. Metro çalışmalanmızda, Adana'nın geleceği için yerin altına her gün binlerce ton demir gömülüyor" dedi. TÜPkkent Teknik Kongresl' • Haber Merkezi - Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden gelen kent kooperatifçileri, bilim adamlan, uzmanlar, belediye başkanlan ve siyasal parti temsilcilerinin katıldığı 'Türkkent 13. Teknik Kongresi' sona erdi. Kongrenin son gününde yayımlanan bildirgede Emlak Bankası'nın özelleştirilme sürecine geçildiği bu dönemde genel bir kooperatifler bankası kurulması konusunda görüş birliğine vanldı. MEB'de soruştupma • KİLİS (Cumhuriyet)- Kilis Milli Eğitim Müdürlüğü'nde bazı öğretmen atamalannda resmı evrakta tahrifat yapıldığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Olaya adı kanşan Personel Şube Müdürü AH Dağh ile Atama Şefi Zerrin Palta valilik tarafından açığa ahndı. tlk inoelemede, öğretmen atamalannın bilgisayar kayıtlarına uygunluk taşımadığı ve atama emirlerindeki isimlerin silindiği tespit edildi. 'Ne zaman bitecek?' • VİRANŞEHİR(AA)- Şanlıurfa'run Viranşehir ilçesinde, sünnet düğününde havaya ateş eden çocuk, bir kişinin ölümüne neden oldu. Önceki akşam Yağızlar köyünde, Ölken ailesinin çocuklan Ibrahim Ölken'üı sünnet düğününde havaya ateş eden Faysal Ö.'nün (14) silahı bir ara tutukluk yaptı. Ö. silahıru kurcalarken, silahın aniden ateş alması sonucu kurşun, karşısında oturan Yunus Demir'in (45) kalbine isabet etti.Faysal Ö., gözaltına ahndı. PikniktüfHİ zehiPledi • NEVŞEHtR (Cumhuriyet) - Nevşehir'in Derinkuyu ilçesinde piknik tüpünden çıkan zehirli gaz 3 kişilik Akktıl ailesinin yaşarruru yitirmesine neden oldu. Önceki gece üzerinde yemek yaptıklan piknik tüpünü açık bırakarak uykuya dalan aile fertlerinden kurtulan olmadı. Fosıl inceleniyop • ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Kumburun sahilinde bulunan 15 metre uzunluğundaki hayvan fosıli. Istanbul Teknik Ünıversitesi (tTÜ) uzmanlannca inceleniyor. ÎTÛ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Ana Bilim Dah ve Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mehmet Sakınc, fosilin, ilk bakışta omurgah ve memelı bir veya iki hayvana ait olduğu izknimi verdiğini belırterek, 15 metrelik bir alana yayılan, ancak boyu 10. eni 3 metre olarak tahmin edilen fosilin büyük bir bölümünün toprak altında olmasmın gerçek boyutu gizlediğini sö\ledı. Çamlıhemşin-Güroluk hidroelektrik santralı yatınmının yanlış olduğu savunuldu Tırtma Deresi özgürce aksm'tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Doğal Hayatı Koruma Derne|i (DHKD) Başkanı Nergis Yazgan, Başbakan Mesut Ydmaz'a gönderdiği mektupta, Fırûna De- resi üzerinde yapümak istenen Çamlıhem- şin-Güroluk hidroelektrik santralı yatın- mının baştan sona yanlış olduğunu savun- du. Yazgan, söz konusu bölgeden bir kam- yon toprak almanın 'bir dağdevirmek'le eş anlamlı olduğunu vurguladı. DHKD Başkanı Nergis Yazgan, mektu- bunda, Mesut Yılmaz'ın Turizm Bakanı olduğu dönemde Köyceğiz Dalyan'da bü- yük bir turizm yatınmının yapılmasını des- teklediğini, DHKD'nin de caretta caretta deniz kaplumbağalannm korunması için bu yatmma karşı kampanya vürüttüğünü anımsatarak şöyle dedi: "Size konuyu anlatöğımda hiç unutma- djğun birsorunuzohnuştu bana:'Yani Ner- gis Hanım, siz şimdi bizden 3-5 tosbağa için • DHKD Başkanı Yazgan, Başbakan Mesut Yılmaz'a gönderdiği mektupta "Böylesi bir çevre katliamının kimseye yaran olmayacaktır, yatınmcı şirkete bile. Her şeyden öte, Çamhhemşin halkının tercihinin doğanın korunmasmdan yana olduğu bir ortamda halkın istemediği bir santralın kamu yaran adma hâlâ yapılmaya çahşılması anlaşıhr değildir" dedi. turizm yatınmlanmızdan feragat etmemi- zi mi istiyorsunuz?' Ben de nesH tehlikede olan tüm hayvan ve bitki türterini, Türki- ye'nin imzalanuşolduğu uluslararası anlaş- maiarla konımayı hem resmen üsdenmiş ol- duğunu hem de bunlann bizim o zaman- lar yeni tomurcuklanan turizm stratejimiz için çok önemli mihenk taşlan olduğunu, Türkiye'yi çok özel bir ülke haline getirdi- ğuıi anlatmıştım. L'luslararası kredi kuru- luşlarının bizlerle görüştükten sonra kredi vermekten vazgeçmeleri ve o sırada yaşa- dığmuzhükümetdeğişikliğisonucu buyan- hş yannmdan vazgeçilerek oradaki turizm lekesi kaldınlnuştı. Bugün Özel Çevre Ko- ruma Alanı olan Dah an. bütün insanhğuı ortak mah olarak varhğını sürdüriiyor." Yazgan, Başbakan Mesut Yılmaz'ı, bu kez yine çok benzer bir konu olan Fırtına Deresi üzerinde yapılmak istenen Çamlı- hemşin-Güroluk Hidroelektrik Santralı ko- nusunda uyardı. Mektupta, bu eşsiz ve tüm dünyanın "200Ekolojik Bölgesi" arasına gır- meyi başarmış sert yamaçlı bölgede böy- le bir yatınmın mantığını ne kendilerinin, ne yöre hallonın ne de dünyanın anlayabil- diğini söyledi. Yatınmı "baştan sona yan- taş" diye nitelendiren Yazgan, söz konusu bölgeden bir kamyon toprak almanın 'bir dağ devinnek'le eş anlamlı olduğunu sa- vundu. Yazgan, "Böytesi bir çevre katli- amının kimseye yaran olmayacaktır, yato- nmcışirketebile. Her şeydenöte, Çamhhem- şin halkının tercihinin doğanın korunma- smdan yana olduğu bir ortamda halkın is- temediğibirsantrahn kamu yaran adına hâ- lâ yapılmaya çahşılması ise gerçekten de anlaşılır değildir" dedi. Yazgan. mektubunu şöyle sürdürdü: "Rize ili Çamhhemşin ilçesinde, yüzyü- lar bo>unca özgürce akan ve doğal zengin- likkrimizin en güzel örneklerini çe\Tesin- de banndıran Fırtına Deresi, >apımı plan- lanan Dilek- Güroluk Hidroelektrik Sant- ralı menbamdan mansabına temiz ve gür akansenkalanakarsuyumuzdur. Fntma De- resi'nin özgürce akmasını istiyoruz." Azgelişmiş ülkelerin göniillü doktorları Çeviri Servisi - Dünya- nın her yerinden birçok doktor yıllık izinlerini üçün- cü dünya ülkelennin hasta- lıktan, açhktan, savaştan kırılan yörelerinde geçire- rek, bu insanlara karşılık- sız olarak nbbi yardım sağ- lamaya çalışıyor. "Üçüncü Dünya Doktorlan" orgarn- zasyonu 1983 yılında, Dr. Bernhard Ehlen tarafından Almanya'nın Frankfurt şeh- rinde kuruldu. Organizasyona katılan doktorlar dünyanın acil yar- dım gereken bölgelerine en çok 6 haftalığına gidebili- yorlar. Bu süre onlann ya- sal izin süreleri ya da mu- ayenehanelerinden ayn ka- labilecekleri en uzun süre olarak belirlenmiş. Gidiş- dönüş biletlerini ve diğer masraflannı kendileri kar- şılayan bu gönüllü ordusu, bugün 2 bin kişiye ulaşmış durumda ve 1300 ayn bi- rimde sağlık hizmeti sunu- yorlar. Gönüllü doktorlann en çok görev aldıklan ülkeler arasmda Bangladeş. Hin- distan, Füipinler. Ruanda. Kcnya, Nairobi, El Sal>a- dor ve Kotombiya geliyor. Sadece kırsal bölgeler de- ğil büyük kentlerin varoş- lan da organizasyonun yap- tığı araştırmalar sonucun- da acil bölge olarak prog- rama alınmış durumda. Or- ganizasyon komitesi, en bü- yük sorunun salgın hasta- lıklar olduğunu söylüyor. Gönüllü doktorlar bu bölgelerdeki çalışmalannı ilkel koşullar altında sür- dürüyorlar. Seçilen bölge- lerde kurulan ve sınırlı bir araç-gereç donanımına sa- hip olan "sağuk barakala- n"nın önünde uzun kuy- ruklar oluşuyor. Gönüllü doktorlar azgelişmiş ülkelerdeki çalışmalannı ilkel koşullar altında sürdürüyorlar. Sağlık hârcaması özel sektöre kayıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık Bakanlığı verileri, Türkiye'de- ki sağlık harcamalannın özel sektöre kaydığmı ortaya koydu. Sağlık Bakan- hğı'nca yaptmlan araşürma, 1992- 1996 yıllan arasında, Türkiye'de top- lam hasta yatağuun yüzde 7'sini oluş- turan özel hastane harcamalannuı, ka- mu sağlık harcamalanndan yaklaşık 2.5 kat fazla olduğunu gözler önüne ser- di. 1992 yılında nominal değerlerle 12.5 trilyon lira olarak gerçekleşen Sağlık Bakanlığı harcamalan, 1996 yılında 1 katrilyon 248 trilyon liraya yükselerek 11.5 kat gibi bir amş ger- çekleştınrken aynı dönemde 637 mil- yar liradan 18.8 trilyona yükselen özel hastane harcamalan ise 28.5 kat arttı. Araştırma raporunda, bu artışın kamu sağlık harcamalannın çok üstünde ol- duğu vurgulandı. Türkiye'de çeşitli sorunlarla iç içe bulunan sağlık sektörünün fınansman gereksiniminin saptanması yanında. kaynakların etkin biçimde kullanımı- na temel oluşturacak verilerin ortaya konmasının amaçlandığı raporda şude- ğerlendirmelere yer verildi: • Türkhe'de toplam sağlık harca- malan cari fıvatlaria 1992 \ ılında 41.5 trihon dolaymda iken hızla artarak 1996>ıhnda56U trilyon Hrajîi jüksel- dl • Toplam sağlık harcamalannın 1992 yılında yüzde 67'si kamu, yüzde 33'ü özel sektör harcamalanndan olu- şurken kamunun payı 4 puan artarak 1996 yılında yüzde 71'eçıktı. • Sağlık Bakanlığı hastanelerinin 1992-1996 yıllan ortalama yatan has- ta oranı yüzde 53 iken aynı oran üni- \\erstehastaneleriiçinyüzde8,SSK has- taneleri için yüzde 3.8 ve özel hastane- leriçin ise yüzde 132 olarak gerçekleş- tL Tarihimizi yeniden yazıyoruz! Selanik Bankası... Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası... Interbank'm değerli çalışanları! 1888'de Selanik Bankası adıyia hizmete başlayan, 1970 yılında Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası, 1990'da ise Interbank adını alan bankamız kurumsal tarihini yazdırıyor... Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı tarafından yûrütülmekte olan bu önemli projeye, elinizdeki belgelerle, fotoğraflarta ve anılarla yapacağınız katkı, 110 yıllık geçmişimizin daha iyi anlaşılmasına ve aktarılmasına yardımcı olacaktır. Elinizdeki belgeleri göndermek için... Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Funda Çelebiyi (0212) 513 39 01 ya da Interbanktan Esra Yılmaz'ı (0212) 274 78 5 1 no.lu telefonlardan arayabilirsiniz. Değerli katkılarınızla, bankanızın kurumsal tarihini, ekonomimizde ve yaşamımızdaki 110 yılını günışığına çıkaracağız... 1NTER1 B I R E B İ R B A N K A C I L I K IntMtankaanel Mûdûrlûk: Büyûkdere Cad. No. 108/C Esentepe - 80496 Istanbul Tel. (0212) 274 20 00 Faks- (0212) 266 73 49 Sporybebeğm -jekâsını • Bebekleri oyunla eğitmeyi amaçlayan 'Better Baby' sisteminin ikinci aşaması olan Tıziksel gelişim' kitap ve kaseti yılbaşında hazır olacak. FİGENATALAY Anne-babanın bebeğine günde birkaç dakika ayıra- rak çocuğu oyunla eğitme- sini amaçlayan "Better Baby" (Daha tyiBebek)ad- lı eğitim sisteminden, olum- lu sonuçlar alınmaya baş- landı. Kimi küçük çocuklar bu sistemle okumayı öğrendi, kimisi okuma kartlannı an- nelerine göstererek onlara okuma öğretmeye çalıştı. Kitapla, harflerle eğlenceli biçimde tanışan, anne-ba- balanyla daha sıcak bir ile- tişim içine giren bebekler, şimdi de spora başlamaya hazırlanıyor. Sistemin 22 ülkeden son- ra Türkiye'de de başlatılma- sı için gerekli altyapıyı oluş- turan Marmara Üniversite- si Öğre;im Üyesi Dr. Jale Sözer, yaklaşık bir yılda 12(X) anne-babanın kendi- lerine başvurduğunu söyle- di. Dr. Sözer, "Kaölan an- ne-babalann büyiik çoğun- luğu olumlu sonuçlar aldık- laruıı anlatnlar. Bu sisteme özeUikie çahşan anneler da- ha çok ilgi gösterdiler. Bazı küçükler okumayı öğrendi. Anne-babayı okurkeo gören çocuklarda ilgi daha çok ol- du. Sistemi uygulayan anne- babalaria çocuklan arasm- da daha sağhklı ilişkiler ku- ruldu. Anne- baba\ la yakuı ilişki, çocuğun duygusal ge- üşimi için çok önemli ve bu sistemin amaçlanndan biri de bu zaten. Anne-babasın- dan sevgi\eşefkat gören bir çocuk, evdeki kediye, köpe- ğeya da oyuncak ayısına ay- nı biçimde davranıyor' dedi. İkinci aşama spor Dr. Jale Sözer, sistemin ikinci aşaması olan "Fbak- sd Geüşimn ile ilgili kitap ve video kaseti anne-baba- lara ulaştırmak için hazır- lıklann sürdüğunü, çeviri ve dublajın yılbaşına bitirilme- si için çaba harcadıklannı söyledi. Dr. Sözer, bebeğin fizik- sel gelişiminin zekâ üzerin- de de birçok olumlu etkile- rinin bulunduğuna dikkat çekerek Köln Spor Akade- misi'nde 10 yıl süren araş- tınnayla da bunun kanıtlan- dığını belirterek şöyle de- vam etti: "Cç grup çocuk üzerinde bir araşürma yapıldı. Birin- ci grup. iki ayükken yüzme- ye başlavanîan ikinci grup, iki yaşında \-uzmeye başla- yanlar ve üçüncü grup da yüzme öğretilmeyen çocuk- lardan oluştu. 10 ydhk araş- urmarun sonunda, iki a>lık- kenyüzmeye başlaşanlann, diğer ikigruptaki çocuklar- dan daha bağunsu, kendine güven duygusu daha çok ge- nşmiş, daha gelişmiş zekâya sahip ve daha iyi karar ver- dikleri görüldü" Bebeğin fiziksel gelişi- mini konu alan kitapta, şe- killer ve fotoğraflarla han- gi dönemde hangi bedensel hareketlerin yapılması ge- rektiği anlatılacak. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN TÜSİAD'ın 'Çürük Elmaları' TÜSİAD, 'Dostlannı Kaybetmeye Haz/r'mtş! Ha- berin başlığı budur. Başkanı Muharrem Kay- han demiş ki: "-...temiz topkırn, temiz siyaset için, samimiyetle ve sonuna kadar sürdürülecek her türtü mücadelenin yanındayız. TÜSİAD olarak, bizim de kayıplanmız olacaksa, bunlan kayıp saymayız!" Serpil Yılmaz'ın haberi, şöyte sürüyor: "...Kay- han açıklamasında, kaybettiği dostlarının adı- nı vermiyor ama, hâfızamız bizi 'Civangate Ola- yı'na götürüyor. Emlâk Bankası'nı doland^an eski genel müdürlerden Engin Civan'ın TÜSİ- AD üyeliği mahkeme sonuçlanınca düşmüştü; benzer bir olay İSKİ yolsuzluğunda ortaya çık- mış, işadamı Halil Bezmen'in de TÜSİAD iiye- liğine mahkeme sonuçlanınca son verilmişti." (Sabah,24Ekim1998). Bir kuruluş içinden birkaç 'çürük elma' çıktı di- ye, 'şâibeli' sayılır mı; sayılamaz elbet, sayılamaz ya, Civan ve Bezmen, bu iki isim, başlıbaşına bi- rer 'serencam' değil midir? Insan merak ediyor on- lar, onlargibi son rezaletlere isimleri kanşanlar, aca- baaynı zamanda 'faziletdinine' mensup, 'mason- iar' mıdır? Manzara ne kadar iğrenç olmalı, 'içerden' kim- bilir daha ne kadar tiksindirici görünmeli ki, Istan- bul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi, 'mesaj vermekiçin' isWayı ba- sıyor (Hüm'yet, 22 Ekim 1998). Bu işi yaparken de- miş ki: "-...istrfam, daha iyi bir işbirliği için bir arayıştır, bir mesajdır"; oysa, 'tesbitleri' 'çeteler- le' ilişkili işadamlarına şiddetli birtepkinin ifadesi: "...muhteris, arsız, uğursuz insanlar devleti- mizi pisliğe batırmış; bu rezil paylaşımın par- çası olan ve adına 'işadamı' denilenleri, kimler- se bunlar, reddediyoruz!" (Cumhuriyet, 22 Ekim 1998). Kabul veya red, neyi değiştirir? Türkiye'nin yaşadığı 'rezaletler zinciri', adına 'liberallik' deni- ten; ve Türkiye'ye 'Sistem' tarafından 'ideotojikota- rak dayatıldığı', 'Özelleştirme ve Silahlı Kuvvetler' adlı çalışmayla, Cihet-i Askeriye'ce de belirtilen; 'Serbest Piyasa Ekonomisi'riın -hemen her ülke- de sebeb olduğu- ekonomik ve ahlakî çöküntünün tabii neticesidir. Hüsamettin Kavi demiş ki: "...bir asırlık olma yolundaki 'cumhuriyet'in son yirmi beş yıiına gir- miş bulunuyoruz. Nereden nereye geldiğimizi biliyoruz; ancak boğazımızda bir yumruk var, se- vincimizi ve heyecanımızı gölgeliyor." (Cumhu- riyet, 22 Ekim 1998). Nasıl 'gölgelemesin"? , Liberalizm. inkılâbı inkâr demektir!' j zmir'deki avukathk yıllannda, peder, 'Serbest I Fırkacı'ydı; 'Müdir-i Mes'ulü' olduğu 'Hizrnet' ga- zetesindeki yazılar dolayısıyla, Başmuharrir Zey- nel Besim bey'le birlikte, o da tutuklanmıştı; 30'lu yıUann o dağdağalı atmosferinde, -bilâhare benim de yatacağım- eski Izmir Mapusânesi'nde, onu ziyaret ettiğimizi hatırtıyorum: bir siyasi kahraman itiban görmekteydi. Serbest Fırka'nın başansı, kapatıldıktan sonra, Gâzi'yi rahatsızetmiştin uzman saydığı danışman- lanyla, geniş bir yurt gezisine çıkıyor: 11 Kasım 1930! Bu gezide, hem halkı yoklar, hem sorunu tarttşır. Ahmet Hamdi Başar ('limançı' Hamdi bey) izlenimlerini anlattığı, 'Atatürk'le Üç Ay' ad- lı eserinde, Liberalliği nasıl tartıştıklarını anlatıyor: "...Serbest Fırka'nın ifâde ettiği ve müdafaa eylediği fikirler, yâni Liberalizm, Türkiye'nin müstemleke (sömürge) haline gelmesi, geri bir Şark memleketi olarak kalması, parçalanıp or- tadan kalkması demektir. Serbest Fırka'nın programı, bundan bir asır evvelki hayata arttir, 0 kadar geridir..." "...bu 'Sistem', bundan bir buçuk asır evvel, Garp Medeniyeti'nin temelidir, bu sayede bü- yük eserier meydana getirmiştir, fakat (buraya dikkat) ...müstemlekelerin ve geri memleketle- rin istisman (sömürülmesi) ile neticelenen, bu- gün artık rflâs etmiş bir 'Sistem'dir..." Bunlar kendi sözleri, arkasından Gâzi söz almış, onun neler dediğini şöyle anlatıyor: "...herkes dikkatle dinlryordu. Sözümü brtir- dikten sonra Atatürk, Serbest Fırka'nın neden doğmuş, neden dağılmış olduğunu anlatmak üzere söze başladı: '-...Hamdi bey'in de söyle- diği gibi Liberalizm müstemlekelerde tatbik edilmiş bir 'Sistem'dir; halbuki biz müstemle- ke değiliz ve olmayacağız; liberalizm'i düşün- mek, inkılâbı inkâr etmektiri" ('Atatürk'le Üç Ay', s.30-34, Istanbul, 1945) Evet, kelimesi kelimesine böyle demiş, 'Libera- lizmi düşünmek, inkılâbı inkâr etmektir1 ; o za- man vahim, hatta tehlikeli soru şu mu: ülkeyi, in- kılâbın yarattığı karma/ekonomi düzeninden, 'Sistem'in dayattığı 'liberalliğe' -yâni Yeni Dün- ya Düzeni'ne, yâni Özelleştirme'ye ve Küresel- leşme'ye- kaydırmaya uğraşanlar, nasıl oluyor da -aynı zamanda- 'Atatürkçü' olabiliyor? Efendim? Kehânet' bile sayılablllr... j ki nokta, adamakıllı dikkati celbediyor. 1 a/ 'Limancı' Hamdi bey, liberalizmi tanımladığı açıklamayı, Gâzi'nin özetleyişini aktanrken, araya girmek lüzumunu duymuştun 'liberalizm, müstem- lekelerde tatbik edilmiş bir 's/stem'd/r'in altını çi- zerek diyor ki: "...şüphesiz ben böyle bir şey söy- lememiştim; ya da, sözlerimden böyle bir ne- tice çıkararak rfadede bulunmak, kendilerince muvafık (uygun) görülmüştün yahut da başka şeyler düşündükleri için, benim nutkumu din- lememişlerdi." (aynı eser, s.34). Gâzi'nin, başka şeyler düşünmesi mümkün mü? Aklı fikri bundadır. Onun 'mazlum miHetler' teorisi hatırlanırsa, Liberalizm'in geri kalmış 'mazlum bir millet'\u sömürgeleşmesine yol açacağını söyleme- si, hem gerçekçi, hem de tabii bir şey; yâni o libe- ralliği, defterinden silmiştir; zaten handiyse kehâ- net diyebileceğimiz Ahmet Hamdi Başar'ın 'tes- brti' de, bunu doğruluyor. b/ ...çünkü ne demiş, "...liberalizm Türkiye'nin müstemleke haline gelmesi, geri bir Şark mem- leketi olarak kalması, parçalanıp ortadan kalk- ması demektir." Şimdi, elinizi kalbinize koyup öy- le söyleyiniz, şu son zamanlardaki 'şehatçılık', 'et- nik bölücülük', 'çeteler ve kuyruklan' gözönüne alınır, bütün bunlann 'Özelleştirme ve Küreselleş- me' -yâni liberalizm'le- patlak verdiği düşünülür- se, Hamdi bey yanlış mı söylemiş? MtpM www. prizma.net tr/ A İLHAN httpV/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear