25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKİM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Eıgin Inan'ın resim sergisi 3 Kasım'a dek Ankara Galeri Nev'de izlenebilir 'Sanat lıallda buhışabilmelfESRA ALİÇAVUŞOĞLÜ Ergiı tnan'ın resimleri üç yıl aradan sonra yine Ankara Galeri Nev'de izleyi- cilerle buluşuyor. Sanatçı bu sergide son dönemyağlı boya yapıtlanyla, özel ola- rak derlenmiş 40 desenini sergiliyor. Özellikle desen ağırlıkh çalışan Ergin Inan'ın resimlerinde eski yazı, hat ve hayvan figürleri özellikle de böcek mo- tifi karakteristik resim öğeleri olarak çı- kıyorkarşımıza. Sanatçı böcek ve eski ya- zıyla ilışkisini şöyle anlatıyor: "Bir şey- lerden etkilenmek zamana yaydan bir se- rüven. Etkileşim, insanın gelecekte neler yapacağı konusunda bir krvıkım, bir şim- şek_ Birdenbire; 'bunu yapmam gerek' dercesine bir fikir ohışmasuT Neden böcekleri çizjyonım? 1969'da dost mektuplanyla başlar Inan böcek motifini çizmeye. Bu seriiven re- simlerine de yansır. Sadece böcek değil, kaligrafik eski yazı, hat ve eskimiş kâ- ğıtlan da kullanıyor sanatçı. *1976'da Sahaflar'da gezerken takıldı eski yazılar ve hat firçama. Ancak hep ar- ka planda resimsel bir doku, eskiyi arunv satan bir kâğıt parçası olarak algüandı." lnan'ın son çalışmalannda bu kez ob- jeler var; büyük objeler... Bu kez bir şap- kacı dükkânının şapka kalıbı giriyor re- simlenne sanatçının. "Şapka kaJtbının formu beniçoketkiledi. Ordan yola çıka- rakdevasa objeter oluş,maya başladı. Bir- denbire bir şeyden etkiknip henıen resim yapılnuyor. Hepsi bir süreç sonucunda gerçekleşiyor.* lnan içın resim farklı bir dıl, edebiyat ya da şiirin parçası değil. Bir sanatçı için (FbtoğraJUOJBtLAY TÜNTÜL) çocukluktan başlayıp nelere ılgı auydu- ğu, nelerden etkilendiğinin çok önemli olduğunu savunuyor lnan. a Zaman za- man kendime neden böcekleri çizhorum diye soruyorum? Neden eski bir yaa sa>- fasuu resmime katbğunı düşündüğümde çocukhığumdan izler buluyorum. Örne- ğin oturduğumuzevin arkasmda yer alan sundurmada istiflenmiş kitaplar vardı. Buraya gbmemize izin verilmezdL Merak- laburayıgönnekisterdim. Malatya'dadoğ- duğum evin arkası alabüdiğine bahçelik- ti. Böceklerte oynadığımı anımsıvorum geriye bakoğımda. Resim anlayışuii! de- ğerlendirirken doğai bir yapıdan kaynak- Iandığuu anbyomm. Bütün bunlareğjtiın- le de destekleniyor." Fantastik düşünceler ön planda Yapıtlannı oluştururken malzeme kı- sıtlamasına girmiyor tnan. Zaman za- man tuval, zaman zaman el yapımı kâ- ğıt kullanıyor. Uzun yıllar, Marmara Üni- versitesi ile Berlin ve Münih güzel sanat- lar akademilerinin yanı sıra, Berlin Gü- zel Sanatlar Yüksek Okulu'nda eğitmen- .er ressamın bir serüveni olduğunu belirten Ergin İnan, Batı ile Türkiye arasmda bir orta yolu bulmaya çalıştığını söylüyor. lnan, önemli olanın sanatın halkla buluşabilmesi olduğunu vurguluyor. lik yapan Ergin lnan'ın, Ankara, tstan- bul'Berlin, Münih, Cleveland, Bladford, Londra, Cul des Sarts (Belçika), Fredriks- tad (Norveç) sanat müzelerinde yapıtla- n bulunuyor. "Her ressamın kendi içinde bir serü- veni var" diyen Ergin lnan, Batı'da gör- düğü eğitim ile Türk sanatının gerçekle- rini aynı potada entmeye çalıştığını be- lirtiyor. "Kendimi bir akuna koymak is- tersem; zaman zaman fantastik düşün- celer, zaman zaman ekspresif figürler ön pianacıkryor.Yapmaya çahşüğun; BanQe Türkiye arasmda bir orta yol bulmak." Türk resminin kendine özgü bir çizgi- si, Batı etkilerinden oluşan bir yere sa- hıp olduğunu düşünüyor Ergin lnan. "Fa- tih döneminden itibaren Baü resmi anla- yışı sürüyor. Cumhuriyet döneminde bu daha da yoğunlaşü. Buna rağmen Tür- kiye'de ressanı olarak kendini kanıtiamış Bab'daki özgün kişiliklerie bir araya ge- lebilecek sanatçı kimliklerinin olduğunu düşünüyonım. .\ma Türk resmi şöyle- dir ya da şu niteliktedir diye bir genelle- me yapmak çok zor. G ünü m üzde Bab'da olan biten her şeyi izlevebiliyoruz. Ancak önemli olan sanaön halkla buluşabilme- sL" Ergin tnan'ın Belçika Modern Sanat- lar Müzesi'nde açacağı sergi Aralık 1999- Mart 2000 tarihleri arasında izleyiciler- le buluşacak. Bu sergi retrospektif değil ancak sanatçı koleksiyonlara dağılmış bazı önemli resimlerini toplayarak bu re- simleri sergilemeyi amaçlıyor. Ergin lnan'ın yine aynı müzede, ayru tarihlere rastlayan 'Nev* Klasizm-Yeni Klasizm' başhklı sergisi de izleyicilere sunulacak. Ergin tnan bu yıl içinde aynca Mine Sa- nat Galerisi'nde sadece desenlerinin yer aldığı bir sergi ile de sanatseverlerle bu- luşacak. lnan'ın Berlin'de açacağı bir di- ğer sergi ise tstanbul-Berlin buluşmala- nkapsamıhdagerçekleştirilecek. Hane- fi Yeter ve Doğan Paksoy'un yapıtlannın da yer aldığı sergi 25 Ekim'de Berlin'de açılacak. Bu yıl Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi"nden emekli olan sanatçı bundan böyle eğitmenlik görevine Mimar Sinan Üniversitesi Gü- zel Sanatlar Fakültesi'nde devam ede- cek. Peggy Guggenheim 'in ruhunu yansıtan Venedik'teki sergide kişisel eşyalan da yer alıyor Bir koleksiyoncunun öyküsüKüKürServTSİ-"Hıtler Norveç'e girdiğinde. ben de Leger'in stüd- yosuna gittim ve 1000 dolara 1919 tarihli çok güzel bir tabto aldım." A\rupa büyük bir savaşın ıçın- deyken Peggy Guggenheim Pa- rjf:'.tey.di ve çeşitli sanat yapıtlan almak ıçin para harcıyordu.-Gug- genheim, "Out of This Century" adlı otobiyografısinde "Benim pa- rolam, her günbir resim aL Bunun için jaş.ıyorum" diye yazmıştı. Peggy Guggenheim, 26 Ağus- tos 1898'de doğdu. Varlıklı ve uça- n bir yaşam süren Guggenheim 81 yaşında yaşamını yitirdi. Doğu- munun 100. yılı anısına New York'takı Solomon R Guggenheim Müzesi'nde bir sergi açıldı. Ge- çen ay sonunda da Venedık'te Peggy Guggenheim Koteksiyonu başlıklı bır sergi açüdı. Sergıde Di- şi Doca olarak adlandınlan Peggy Guggenheim" ın fotoğraflan, elbi- seleri, kocaman güneş gözlükleri, Calder'in dizayn ettiği yatak baş- lıklan, Calder ve YvesTanguy'un dizayn ettiği küpeler yer alıyor. Peggy Guggenheim'ın düzenledi- ği sergilerde ziyaretçilere görüşle- rini yazdrrdığı defterlerden bölüm- ler de ilk kez bu sergide izleyici- lere sunuluyor. Bu defterlerde Gi- acometti. ChagalL Nliro. Man Ray, Gino Severini, Jean Cocteau ve Saul Steinberg gibı ırnzalar bulu- nuyor. Özgûr bir yaşam sürdü Peggy Guggenheim'ın ruhunu yansıtan ve 10Ocak T adek sürecek olan bu sergi Peggy Guggenhe- im'ın en büyük kişisel sanat kolek- siyonlanndan binni oluşturduğu 'TbePalazzoVenierdeiLeoni'deyer alacak. Serginin küratörlüğünü Peggy Guggenheim'ın oğlu Sin- bad'ın kızı Karole Veil üstleniyor. Aynca Karole Veil'ın yazdığı "Peggv Guggenheim: A Celebra- t»n" adlı kıtap Guggenheim Mü- zesi tarafından önümüzdeki gün- lerde yayımlanacak. Eleştirmenler bu sergiyi içeriğınden dolayı en çok turist akınına uğrayacak üçün- cü büyük sergi olarak nitelendiri- yorlar. Peggy Guggenheim, fakir bir ailenin kızı olsa da Titanic battı- ğında yaşamını yitiren babasından kendisine yanm milyon dolarlık bir miras kaldı. Nelerden hoşlan- dığını çok iyi bilen Guggenheim sanatm maddi bir yatınm olarak kullanılmasmdan nefret ediyordu. Guggenheim'ın koleksiyonunda, Doğumunun. 100. yıhnda New York ve Venedık'te düzenlenen sergilerle anılan Peggy Guggenheim için torununun yazdığı kıtap da yayımlanacak. yaşammda önemli yer tutan dört kişinin çalışmalan da yer alıyor tlk eşi LaurenceVefl. kızı Pegeen, ikin- ci kocası MaxErnstve damadı Je- an Helion. Peggy, Leger, Emst, Duchamp ve yaşamına giren diğer Parisli sa- natçılar için sıradışı biri otaıalıy- dı. Belirgin ve simetrik olmayan yü- züyle çirkin bir öğrenciyi andıran Peggy Guggenheim saçını siyaha boyamayı bıraktığında acılar için- de olan bir kadın gibi görünüyor- du. tkinci kocasmdan doğan oğlu Jimmy Ernst Peggy'i anlatırken şöyle diyordu: "Yüzü~ Bence su- yu ilk kez gören bir ördek yavru- sunun vüzünde de a> m ifade olur- du." Ancak yavru ördek Peggy özgür bir yaşam sürüyordu. 1976 yılın- da kendisiyle yapılan bir söyleşi- de "CinseL duygusal ve maddi ola- raktamamıylaözgürdüm'* dcmı>- ti. Sevgililerinin rahatsızlığını göz- lemekten ve onlan provoke etmek- ten büyük zevk alan Peggy, Samo- el Beckett le birlikte ilk geceleri- ni şöyle anlatıyordu: "Niyetinitam olarak belli etmemisti ama kaba bir şekilde yanına uzanmamı söy- ledi. Daha sonra kontrolünü kay- betmeden "Teşükkür ederim, yanı- ma uzanman çok hoştu' dedL" Zeki ve iyi bir koleksiyoner Peggy'nin 50'li ve 6O'lı yaşla- nnda da yakışıklı erkeklere ve özel- likle de homoseksüellere karşı bir zaafı oldu her zaman. Sahte sanat yapıtlan satan Eric Hebborn, oto- biyografısinde 1959yılındaAme- rikalı sanatçı David ile birlikte yap- tıklan Palazzo Vernier dei Leoni ziyaretini şöyle aktanyordu oku- yuculara: "BüyükKanal'abakan terasagekfigunizde o zaman61 ya- şmdaolanPeggj beniDavid'inya- nından çekerekMario Marini'nin çokbeğendiği bir he> keüni göster- di. At üzerinde bir erkek heykeli. Atm kafası ve boynu fallus olarak Gitarın efsane adı Ralph Towner, tstanbuVdaKültür Servisi - Yapı Kredi Sanat Festivali, 98" in bu akşamki konu- ğu, akustik gitann bü- yük isimlerinden gita- rist, piyanist ve kom- pozitör Ralph Towner. Sanatçı bu akşam saat 20.30'da AKJvl Büyük Salon'da müziksever- lerle buluşacak. 1940 yılında Was- hington'dadoğan Ralph Towner, aıle bireyleri- nın de müzisyen olma- smın etkisiyle küçük yışta müzikle ilgilen- rreye başladı. Piyano öjretmeni ve kilisede oççalan annesinin sa- y:sinde henüz beş ya- şndayken piyano ile b:steler yapmaya baş- l^an Towner, Oregon lcntinde piyano ve tDmpet dersleri aldı. 1963 yılında Oregon İniversitesi klasik mü- zk kompozisyon bölümünden mezun olan Tow- Ttr, okulun son sınıfmda ilgi duymaya başladığı acustik gitar konusunda eğitim görmek için Viya- n'ya giderek Prof. Karl Scheh'ten gitar dersleri adı. Daha sonra Oregon Ünıversitesi'ne geri dö- cn Towner, Prof. Homer KeDer'den klasik gitar <*/slen aldı. 1968 yılında New York'a taşınan Ralph Towner, jyanist, kompozitör ve gitarist olarak profesyo- nel sanat yaşamına başladı. 1970 yıhndan bu yana 30'dan fazla al- büm yapan Towner, Keith Jarrett, VVeat- her Report, Joe Za- v\inul, VV'ayne Shor- ter, EgbertoGismon- ti. Gary Burton. John Abercrombie, Gary Peacock.JackDejJohr nette, Eberhard We- ber, Jan Garbarek, Elvin Jones, Freddie Hubbard. Oregon ve Paul VVinter gibi mü- zisyenlerle birlikte ça- lıştı. Paul McCandless, Glenn Moore ve Tri- lukGurtuile Oregon Topluluğu'nu oluştu- ran Tovvner, topluluk- la Ecotopia, Oregon ve Crossmg gibi başa- nlı albümler çıkardı. Towner'ın diğer ba- şanh albümleri arasmda, 1976 yılmda 'En iyi Caz Albümü' seçilen Solstke, In The Light, Sargossa Sea. Dis, Sol De Meio Dia, Batik, Matehbook, A Closer View ve Selected Signs yer alıyor. 1988 yı- hndaEcotopiaadlı albümüyle Grammy'ye aday olan sanatçı iki kez Alman Grammy Plak Ödülü'ne de- ğerbulundu. 'Downbeat' dergisinin eleştirmen oy- lanyla da birçok kez yılın müzik ödülü ve 'yıhn en iyi akustik gitar ödülü'ne layık görüldü. Piyanist ve kompozitör Tovvner bu akşam AKM'de. • Antikcagdan günümüze • Anadolu'da felsefenin ve düşüncenin serüveni Kültür Servisi -Istanbul- Viyana Felsefe ÇevTesi'nin dördüncü toplantısıbugün ve yann tstanbul Oniversitesi Edebiyat Faküttesi Genel Kurul Salonu'nda yapılacak. Felsefenin ve Düşüncenin Serüveni alt başhğıyla gerçekleşecek sempozyumda Anadolu'nun antikçağ öncesi durumu ve antikçağ Yunan felsefesine katkılan. Türklerin felsefe anlayışı, felsefenin gelişimi ve günümûzdeki feîsefe çalışmalanndan kesitler ele alınarak tartışılacak. Toplanüya bu yıl konuşmacı oîarak tstanbul- Viyana Felsefe Çevresi'nin kurucuları Prof. Dr. Şaftk LnüveProf.Dr. Ertıad Oesw'in yanı sıra Viyana Üniversitesi Bilim Teorisi ve Bilimsel Araşürma Enstitüsü'nden antikçağ felsefesi uzmanı Prof. Dr. KJVfihord. ABD Rutgers Üniversitesi'nden dil felsefesi uzmanı Prof. Dr. Ernst Lepore, ABD Vassar Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hennan CapeUen, ÎÜ Edebiyat Fakültesi'nden klasik filoloji uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Dürûşken, yine aynı fakülteden antikçağ felsefesi uzmanı Doç. Dr. Cengiz Çakmak katıhyor. IÜ Edebiyat Fakültesi ve Avusturya Kültür Ofisi'nin işbirliğiyle îstanbul Üniversitesi Araştırma Fonu,KÜSTAVveIÜ Araştırma ve Yardım Vakfi'nın katkılanyla gerçekleşecek sempozyumda Türkçeye simültane tercüme de yapılacak. İki yılda bir, ÎÜ Edebiyat Fakültesi'nin ev sahipliğiyle gerçekleşecek toplantılann ilki 1991 yılında 'Manük ve Modern Doğa Bilimleri" üst başhğıyla, ikinci toplantı 1994 yılında 'Matematik ve Felsefe' konusu çerçevesinde, 'Yapay Zekâ, Di) ve Düşünce'nin tarttşıldığı üçüncü toplantı ise 1996 yılında gerçekleştirilmiş ve büyük ilgi toplamıştı. vansmhnıstıveaun üzerindekiada- mın bir parçasıymış gibi görünü- yordu. Peggy, eu'yte bronz penisi tutarak' Eric, Venüs'ün bütün sı- caklığı burada bir araya gelmış" dedi. Dahasonra bana yaklaşarak benden kendisini öpmemi istedi. Bff bayanı reddetmenin kabahk olduğunu düşünerek boynuna kü- çük bir öpücük kondurdum ve Peggy'edoğnıdönerekşöyfededim; üzgünüm Peggv ama bu heykeUn penisibenimkinden çokdaha sertT Peggy Guggenheim, koleksiyo- nunu oluşturmak için satın aldığı yapıtlann yaratıcılannı da tanırdı. Sürrealist sanatçı MaxErnst 1941 yılında Amerika'dan sınırdışı edil- me tehdidiyle karşı karşıya kalın- ca Peggy Guggenheim ile evlen- meyi kabul etti. Peggy Guggen- heim, evli olmasma rağmen Max Ernst'in ressam LeonoraCarring- ton'a olan ilgisini yok etmeyi ba- şaramadı. Peggy Guggenheim her zaman zeki ve iyi bir koleskiyoner oldu. Parasıyla yaptığı ilk şeylerden bi- ri, dünyayı güzelleştirmek isteyen Lucile Kohn adlı bir öğretmene yaptığı para yardımı olmuştu. Da- ha sonra 1940 yılında Fransa'nın dışında yaşayan ve sürrealizmin babası sayılan Andre Bretoa ve ai- lesine maddi destekte bulundu. Birçok sanatçıyı destekledi. İlk kez 1943 yılında Guggenheim'ın 'Yüzyıhn Sanan' sergisinde yapıt- lan yer alan Jackson Pollock a beş yıl boyunca düzenli olarak maddi destek verdi. Peggy'nin adı ve koleksiyonu sık sık amcası Solomon R Gug- genheim'ınkiyle kanştınlıyor. Bu kanşıklık aslında anlaşılabilir, çün- kü Solomon R Guggenheim Vak- fi, Venedik'teki Peggy Guggenhe- im Koleksiyonu'nun sahibi. Va- kıf, iki New York Müzesi, Ber- lin'deki Deutsche Guggenheim ve Bilbao'daki Guggenheim Müze- si'nden oluşan Global Sanat Im- paratorluğu'nun kollanndan biri. Peggy Guggenheim, her zaman amcasıyla kıyasıya bir savaş için- de oldu. Solomon'un Fransızyar- dımcısı Yvanhoe Rambosson. New York'taki Objective Art Müze- si'nin küratörü Barones Rebay'a yazdığı mektupta "Peggy, savun- duğumuzsanaü satan almak istiyor. buda bizim içinzararholabilir" ifa- desini kullanmıştı. Ancak Peggy, ne Barones Re- bay'ın gösterdiği tepkilerden ne de amcası Solomon'un maddi gü- cünden yılmadı. Hatta büyük bir cesaret göstererek amcasmın me- kânı olanNew York'ta bir galeri aç- tı. Frederick Kiesler'in mimarisi- ni üstlendiği galeri ilk açıldıgmda büyük eleştirilere uğradı, tıpkı 1959da FrankLloyd\Vright'ın ve geçen yıl FrankGehry'nin dizayn ettiği Guggenheim Müzeleri gibi. 1961 yılında Solomon'unölümün- den 12 yıl sonra oğlu Harry, Peggy Guggenheim'ın koleksiyonunu ai- le koleksiyonuna katmak için bü- yük çabalar gösterdi ve sonunda da başanlı oldu. BUA^AMADA ŞÜKRAN KURDAKUL 75. Yılında Cumhupiyet Dönemi Şiipi (II) Geçen hafta şiirimizin 1923-40 yıllannı değerlen- dirmeye çalışırken çağdaş insana özgü duyarlık- lann derinlik kazandığını yazmıştım. II. Dünya Savaşı'nın bu duyariığı toplumsallaş- tırdığını söyleyebiliriz. Hapishanedeki Nâzım Hikmet ve Garipçilerle birlikte çoğu genç şairin (Cahit Külebi, Cahit Ir- gat, Necati Cumalı, Attilâ ilhan, Enver Gökçe, Arrf Damar) etkilendiğinı görüyoruz savaştan. 1940'tan sonraki şiirimizin ayırdına kolay vanla- cak özelliklerinden biri bu. Ikincisi, kendini soran, arayan şairlerin çoğalma- sı. Bu nedenle ortak söyleme çok az rastlanır 1940 kuşağı şairlerinin şiirlerinde. Orhan Veli, Asaf Halet Çelebi'ye Orhon An- burnu Oktay Rrfat'a, Rrfat llgaz Melih Cevdet'e, Celal Sılay Fazıl Hüsnü'ye benzemez. Kendilerini yinelemeyi de şiirin önünü tıkayan teh- likelerden biri olarak gören şairleri çoklukta bu ku- şağın. Orhan Veli'nin Garip'ten (1941) sonra yayımla- dığı "Vazgeçemediğim", "Destan Gibi", "Yenisi" kitaplannda bir araya getirdiği şiirler sese de, du- yarlığa da açık değil midir? Melih Cevdet Garip'ten son kitabına kadar uza- nan yanm yüzyılı aşkın şiir yaşammda soluk solu- ğa bir degişik olandan ötekine koşmaktan yorgun düşmez. Düşünelim, kaç Fazıl Hüsnü, Oktay Rifat, İlhan Berk, Behçet Necatigil şiiri vardır 1940'tan son- raki şiirimizde. Az önce bu dönem çağdaş insana özgü duyar- lıklann toplumsallaştığını söylemiştim. Şiirin siyasallaşması olarak anlamamalıyız bu durumu. Söz konusu olan şairce düşünüriüğün yarattığı tavırdır. Nâzım'ın 1946'da Yığın dergisinde çıkan ölüme Dair ve Şoför Ahmet gibi yaşanmış olanla yaşan- makta olan yitik zamanlarla silinmeyen arasında- ki ilgilerin yanıp söndüğü şiirieri doğrular sanıyo- rum bu yargıyı. Ahmet Hamdi, Necip Fazıl ve Ziya Osman'ın çoğu şiirini anımsayarak 1940'h yıllarda da sürdü- ğünü söyleyebiliriz bu etkilerin. Idealist felsefenin etkisinde kalan şairler çoğun başka dünyaların insanları gibi uzakta görünürier bizden. ölüm düşüncesi ağır basaryaşamlannda. Düşünsel tekdüzelik şiirlerinde de dar sıntrlara sü- rükier onları. Belki bu nedenle benzer yapılar kur- maktan rahatsız olmazlar. Değişik dönemleri söz konusu değildir. Öteki kaynak durağanlıkla bağdaşamadığı için toplumsal değişmeyle birlikte değişmeyi algılama bilinci oluştuaır insanda. Şiire yansıyan, bu algılama bilincidir. Dünyayı, insanları, kendini. 1950'den sonra kişiliklerini kabul ettiren Edip Can- sever, Cemal Süreya, Turgut Uyar'ın şiir serü- venlerinı düşünelim. Edip Canseyer'in "YerçekimfiKarafirde, Cemal Süreya'nın "Ûvercinka"üa, Turgut Uyar'ın "Dün- yanın En Güzel Arabistanı"nda kaldığını söyleye- bilir miyiz? 1960'tan sonraki değişme etkilemeseydi onlan II. Yeni anlayışının sınırlamaları dışına çıkarak ken- dilerinden sonra gelen kuşaklar önünde yeni çiz- genler açan onca güzel şiiri yazabilirler miydi? Hollyvvoodun ilk şarkıcı kovboyu Autry öWü • LOS ANGELES (AA) - Hollywood'un ilk şarkıcı kovboyu Gene Autry 91 yaşında yaşama veda etti. Teksaslı bir at tüccannın oğlu olarak dünyaya gelen Autry, aralannda 'Rudolph the Red-Nosed Reindeer' ve 'Back in the Saddle Again'in de bulunduğu Amerika'nın en ünlü şarkılannrn kaydını yaptı. 30 milyondan fazla satan 'Rudolph', Bing Crösby'nin 'White Christmas'ından sonra en çok satan Noel şarkısı olmuştu. Autry aynca, 'Şampiyon' adlı atıyla 90 filmde oynamıştı. Autry'nin, uzun süredir hasta olduğu ve evinde yaşamını yitirdiği belirtildi. MÜ'den 7 5 + 42 Geleceğin Sanatçıları' sengisi açrtıyor • Kültür Servisi - Marrnara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin '75 + 42 Geleceğin Sanatçılan* başlıklı sergisi bugünden itibaren ay sonuna dek fakültenin Acıbadem binasında izlenebilecek. Sergi, Cumhuriyetin 75. yılını kutlayan genç kuşağın Cumhuriyetin bugünü ve geleceğini temsil edecek olan yapıtlannı bir araya getiriyor. Bu sergi, başka bir boyutuyla da çağdaş eğitimin varmış olduğu sonuçlarla hem eğitim kurumunun hem de toplumun değerlendirmesine sunuluyor. Izleyiciler bundan böyle plastik sanatlar alanında 11 farklı sergiyi aynı anda fakülte mekânında izleyebilecekler. Geçen yıl inşa edilen hareketli duvarlan olan büyük sanat galerisi yanı sıra, her bölümün kendine ait bir galeri oluşturması projesi grafık, resim bölümleri özeünde gerçekleştirildi. Her bölüm her ay için kendi alanında bir sergi açarak kültür ve sanat ortamına katkılanm sürdürecek. Fakülte aynca, kasım ayı içinde 'Sanat Eğitimi ve Kimlik' başlıklı bir sempozyumla sanatçılara tartışma ortamıda hazırlıyor. Köktendincilerden Teslime Nespin'i öldürene 5 bin doiar • Kültür Servisi - Bir Hint gazetesinin sorulanru yanıtlarken Kuran'a hakaret ettiği ileri sürülen ve son romanı Utanç'ta Müslüman din adamlannı küçük görücü tanımlamalarla anmakla suçlanan Bangladeşli yazar Teslime Nesrin, annesini ziyaret için ülkesine döndükten sonra saklanmaya başladı. Dakka ve diğer büyük kentlerde gösteriler yapan köktendinciler, yazann bulunup mahkemeye çıkanlmasını ve idam cezasuıa çarptınlmasını istediler. Bir grup gösterici, aksi takdirde yazan bulup öldürene 5 bin dolar > vereceklerini açıkladı. Birkaç yıl önce ülkesinden güç • koşullar altında aynlan ve Isveç'e giderek PEN '• Kulüp'ün Tucholsky Ödülü'nü alan yazar daha sonra . çeşitli ülkelerde yaşamış ve eylül başlannda annesinin kanserden ölmek üzere olduğunu öğrenince ülkesine , geri dönmüştü. Teslime Nesrin, yurtdışındaki çeşitli dostlanna ve yayın organlanna bir mektup göndererek laik ve demokratik ülke hükümetlerinin Bangladeş hükümetine baskı yapmasını ve ülkesinden dilediği zaman güven içinde aynlmasınm sağlanmasını istedi. Köktendinciler, yazann bulunması için resmi makamlann önünde gösteri yapacaklannı açıkladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear