25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 E KİM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ /cumek(a turk.net 11 Arıkan'dan kara para uyarısı • Ekonomi Servisi - tstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası [ISMMMO) Başkanı Yahya Ankan, eğer hızlı ;alışılmazsa Türkiye'nin <.ara para ülkesi ilan îdilebileceği uyansında julundu. Mali Suçlan ^raştırma Kurulu'nun ;tkin çalışamadığım öne .üren Ankan, "Geçen yıl /apılması gereken ienetim, Türkiye'nin uazeret belirtmesiyle bu /ıla ertelenmişti. Dlumsuz bir sonuç ;ıkması halinde Türkiye >azı yaphnmlarla karşı carşıya kalabilir" dedi. Enerji ihaleleri <arara yaklaştı • ANKARA (AA)- înerji ve Tabii Kaynaklar îakanlıgı. yaklaşık 3 nilyar dolan bulan ermik sanrral ve dağıtım nüessesi işletme devri halelerinin kaderi .onusunda Danıştay'dan ıkacak karan bekliyor. jakanlık yetkilileri, Janıştay 1. Dairesi'nde onunun sonuçlanma şamasına geldiğine lişkin duyum aldıklannı •elirtiyor. Daniştay'da alen 8'i termık antrallara, 15'i de Lağıtım müesseselerine ıt olmak üzere 23 özleşme bulunuyor. (oç'un fekindek gpubu İltSTANBUL(AA)- loç Topluluğu Dayanıklı iiketim Grubu, 5 yıl ;inde cırosunu ikiye atlayarak 4 milyar olara çıkarmayi edefliyor. Dayanıklı üketim Grubu'nun iaşkanı Hasan Subaşı, rubun faaliyetlerini ve rojeksıyonlannı eğerlendirirken vrçelik'in büyümesinin urtdışmda devam deceğıni söyledi. Subaşı, elişmekte cian azarlarda üretim tesisleri urmayı hedeflediklerini e belirterek büyümenin na hatlannı "Batı ıvnıpa pazarlannda ise loballeşme dolayısıyla iraz zayıf kalan markalı ir şirketi satın almak" iye açıkladı. [açak çayla niıcadele I ANKARA (AA) - Çay ,letmeleri Genel Müdür ardımcısı thsan lahmutoğlu, kaçak çay ullanımını engellemeye önelik "GAP Çayı" adı Itında yeni bir ürünün lyasaya sürüldüğünü iımsatarak satışlarda îşanlı olunamaması ılinde yeni bir ürünün iha çıkanlacağinı iyledi. lektpikte iiyük kayıp I ANKARA (AA) - irkiye OECD ülkeleri ınde kişi başına elektrik lerjisi tüketiminde son •ada yer alırken bunun lemli nedenlerinden rinin de üretilen îktriğin llanılmamasından ynaklandıgı ortaya ctı. Dünya Enerji >nseyı Türk Milli >mitesi'nin 1997 yılı erji raporuna göre ırkıye'de 1988-1997 lan yıllan arasındaki yıllık dönemde 105.7 ljar kilovatsaat elektrik îrjisi, iletim ile Jıtımdaki aksamalar ve pak kullanımdan dolayı r'boldu. racat haftası ANKARA (AA)- rkiye'de 1980'lerde ;la>an ihracat atağına li bir ivme andırmak ve dış ticaret rcini arttırmak acıyla Dış Ticaret tseşarlıgı (DTM) ıf ndan organize edilen Dış Ticaret Haftası" l jin Ankara'da :eılecek bir etkinlikle .lyor. Hafta dolayısıyla Kilenecek törende, aatçılar yanı sıra crcatın görünmeyen umanlan " diye anılan n kaptanlan ve clerde iendirilecek. Banka Uzmanlan Demeği Başkanı Aytekin, sektörün en iyi müşterisinin devlet olduğunu söyledi 'Bankacıhkta kriz sürüyor'ANKARA(CumhurivetBün)su) -Banka Uzmanlan Derneğı Genel Başkanı Haluk Aytekin. 1994 yı- lındaki knz koşullannın hâlâ mev- cut olduğunu vurguladı. Bankacı- lık sektörünün yapısının zayıf ol- duğuna dıkkat çeken Aytekin, bu ortamda kamu bankalannın par- çalanarak özelleştirilmesinin sa- kıncalı olduğunu belirtti. Tüm dünyada bankalann birle- şerek, özellıkle kriz ortamında güç- lenmeye çalıştıklannı, Türkiye'de ise dağılma eğilimi olduğunu kay- deden Aytekin. "Her holding ban- kasahibi olmakistiyor.Çiinkü ban- ka sahibi olduğu zaman ekonoıro- de söz sahibi ohna hakkını elde edi- yor'' dedı. Aytekin, Cumhuriyet'in banka- cılık sektörünün yapısına ilişkin sorulannı yanıtladı. Dünyada ban- kacılığın *cazip bir iş" olmaktan çıktığinı, mevduat toplayıp kredi verme anlayışının değiştiğini kay- deden Aytekın, «Bankalar 1980Tİ yıUardan sonra yeni araytşlara gir- di Tüketicivi keşfetti. Daha önceden ticareti, sanajiyi finanseeden kuru- hışlardı. Bire>sel bankacılığın riski daha az. Çok ufak miktarlarda pa- ralan çok daha geniş bir Idtleye da- ğıûyorsunuz'1 dedı. Aytekin, Türk bankacılık siste- minın özellıklerini şöyle anlattı: Kamu bankalari: özeiieş- tirmelerle bırlikte kamunun aktif pa- yının yüzde 44'ten yüzde 35'e düş- mesıne karşın bankacılık sistemin- dekı ağırlığını koruyor. Kamu ban- kalannın parcalanarak özelleştiril- mesi sakıncalı. Özelleştirme lobi- si, kamu bankalannın süresinin dolduğunu ıleri sürse de temel ban- kacılık ışlevlerini yapan yine ka- mu bankalan. En azından üretim • Haluk Aytekin, kamu bankalannın parcalanarak özelleştirilmesinin sakıncalı olduğu görüşünü dile getirerek "Özelleştirme lobisi, kamu bankalannın süresinin dolduğunu ileri sürse de temel bankacılık işlevlerini yapan yine kamu bankalan. En azından üretim finansmanını yine iyi kötü kamu bankalan sağlıyor" diyor. finansmanını yine iyi kötü kamu bankalan sağlıyor. Kamu bankala- nna KOBl'leri, tanm kesimini fî- nansmanı gibi işlevlerinden dola- yı Hazine'den görev zaran olarak yapılan ödemelerin özele verilme- si durumunda düşük faizli kredi olanağı yaratılamaz. Çünkü, Hazi- ne'nin bu ödemelen belli birprog- rama bağlı değil. Genelde faizler düştüğü, elleri bollaştığı zaman ödeme yapıyorlar. Slyasetçllerin ağırlıgi: Tüm bankalar özelleştirilse de yi- ne siyasetcilerin elindedir banka- lann ipi. Kamu bankalannı bütün olarak alabilecek sermaye grubu yok. Bütün olarak satıhrsa düşük fiyatla satılır. Özelleştirme yerine özerkleştirme ön planda olmalı. Siyasetçinin denetiminin az ola- cağı kriterler getirilmeli. Kamu bankalarının açı- ğl Özele kâr: Kamu bankalan özel bankalann yaşaması için de ge- rekli. Özel bankalar, daha düşük fa- ızle borç alıyorlar, bunu biraz da- ha marj koyarak kamu bankalan- na satıyorlar. Kamunun üzerinden bir kazanç sağlamış oluyorlar. Yapısal zayıflık:Türk ban- kacılığının toplam aktif büyüklü- ğü 96.6 milyar dolar. Bu büyüklük, orta ölçekli bir Avrupa bankası ka- dar bile etmiyor. Bankalann öz kaynaklan yeterli değil. Devletten besfenme: Bir- çok banka devletı finanse ediyor. Ağırlıklı olarak bono ticareti yapı- yor. Yüksek faızlerde en iyi müş- teri devlet. Devlet bankacılık sis- temıne muhtaç. Kırılgan bir sektör: Yaşa- nacak bir panik. kriz tüm sektör- leri birden etkiler. Bankalar topla- dıklan paranm önemli kısmını kul- laruyorlar. En sağlam banka bile de- diköduyla yıkılabilır. Banka başına 94 şube düşüyor ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Bankalar Birliği'nin raponına göre, 1997 yıl sonu itiba- nyla 72'ye ulaşan Türkiye'deki bankalar, toplam 6819 şubeyle hizmet veriyorlar. îl sayısı 80'e ula- şan Türkiye'de banka başına 94 şube düşüyor. Bankalar Birliği'nin raporuna göre, Türki- ye'de faaliyet gösteren bankalann 59'u ticaret, 13'ü kalkınma ve yatınm bankası. Ticaret bankalannın 1995 yılında 55 olan sa- yısı 1996yıhnda56'ya, 1997 yılında 59'ayük- seldi. Bu aröş, özel sermayeli bankalann sayı- sının 32'den 36'ya yükselmesiyle sağlanırken; sistemde kamusal sermayeli 5 banka, yabancı ser- mayeli de 18 banka bulunuyor. Kalkınma ve yatınm bankalannın da 3'ü ka- muda, 7'si özelde, 3'ü de yabancı sermayenin elin- de bulunuyor. Türkiye'de faaliyet gösteren bankalann 1996 yılında 6 bin 442 olan şube sayısı da 1997 yı- lında 6 bin 819'a yükseldi. Şube sayısı kamusal sermayeli ticaret bankalannda 29 artarak 2 bin 915; özel sermayeli ticaret bankalannda 335 ar- tarak 3 bin 764; yabancı sermayeli ticaret ban- kalannda da 12 artarak 116 oldu. Kalkınma ve yatınm bankalan ise 1997 yı- lında yalnızca 1 şubelik artışla 24 şubeye sahip oldular. Şube sayısmdaki artışa koşut olarak, banka- lardaçalışan, 1996 yıl sonu itibanyla 148 bin 153 olan personel sayısı da yüzde 4'lük artışla 154 bin864'eçıktı. Bupersonelin yüzde 45'ikamu- da, yüzde 49'u özelde, yüzde 2'si yabancı ser- mayelilerde, kalan yüzde 4'ü de kalkınma ve ya- tınm bankalannda istihdam ediliyor. 1999 sektör içln krltik: Euro'ya geçişin etkileri olacak. Eu- ro'nun güçlü birpara olması, dola- ra rakip birpara olması bizim lehi- mize bir durum. Özellikle Türki- ye'nin dış ticaretinin büyük bir bö- lümünün AB'ye yapıldığını düşü- nürseniz. Euro beklenenden güç- süz doğarsa aleyhimize. 2000 yılı sorunu yaşanacak. Bir iki bankanın değil, uluslararası sistemin hazır ohnası gerekiyor. Insanlar panik halinde, ne olur ne olmaz diye pa- ra çekerlerse, bankalar çok zorlanır. Kriz kosulları sürüyor: 94 krizineaçık pozisyonla yakalan- dı bankalar. 3 banka, 3 aracı kurum battı, ama devletin mevduata sı- nırsız güvencesiyle kriz bir ölçü- de engellendi."Aslında kriz bitme- di. Krizi oluşturan koşullar halen mevcut. Yüksek maliyetler nede- niyle ancak devleti finanse edebi- lirsiniz. Bundan sonra gerçek ban- kacılık yapanlar ayakta kalacak. Bono ticareti azalacak. Bu vergi reformu ciddi şekilde uygulanabi- lirse, iç borçlanma da zamanla dü- şecek. 0 zaman bankalar zor du- rumda kalacak. Mevduata sımrsız güven- Ce: Bu zayıf bankayla güçlü ban- kayı aynı kefeye koyuyor. Bu gü- vencenin, aşama aşama kaldınl- ması gerekiyor. Son dönemlerde kamu bankalanndan mevduat çı- karak özel bankalara kaydı. Vatan- daş daha yüksek getin elde etmek istiyorsa risklerine katlanmalı. Bankalann dagınıklıgi: Bankalann birleşmesi gerekiyor. Her holding banka sahibi olmak, ekonomik kararlara katılıp. hol- dinglerine finansman sağlamak is- tiyor. Bir holding iki bankaya sa- hip. En azından bunlar birleşmeli. D U N Y \ E K O N O M I S E V E BAKIŞ/ ERGtN YILDIZOĞLU LONDRA «W^ergindemon.co.uk.) "Dünya ekonomisi bir uçurumun kenanndayürü- yor" (Clinton, Internati- onal Herald Tribune 03/10). "Aç gözlülükten, korkuya geçtik. Şimdi de korkudan paniğe geçiyo- ruz." (Canton Fıtzgeraki'ın baş ekonomisti Bil Me- ehan, CNN 02/10); "IMF Midasın tam tersı, hangi ülkeyeyardım etmeye kalk- sa berbat ediyor" {Ric- hard, K. Amery ABD Mec- lis çoğunluk başkanı, Was- hingtonPost 03/10) "LJ- kidite, Tanrı Kızıl Deniz'i ikiye ayırdığından buyana, gelişmekte olan ülkelerde hiç böyle kurumamıştı" (Robert Hormats Gold- man Sachs Yönetim Kuru- lu Başkan Yardımcısı, IHT 03/10) "//. Dünya Sava- şı'nın bittiğı gündin buya- na en önemli haftaya giri- yoruz" (Lehman Brothers ekonomistlerinden John Llevvellyn, Liberation 03/10). Geçen hafta Maplardan alınma, bu tip ifadelerle dotuydu. Hamtefin 'Keder geldiğinde tek tek değil, bötük bölük gelir" sözleri- ni bile okuduğumu hatıriı- yorum bir ekonomi yazı- sında. Bu "derin" laflann ar- kasında, dünya banka sis- teminin ne kadar çürüdü- ğünün bilinçlere çıkması- nın getirdiği korku var. Bir de hafta sonunda, ABD'nin çağnsıyla acilen toplanan G7 ülkeleri merkez ban- kalan guvemörlerinin ve salı günü başlayacak olan IMF-Dünya Bankası yıllık ortak toplantısının bir çö- züm üretebileceğine inan- ma istegi... The Econo- mist gibi "Boşuna bekle- meyin" diyenler de yok de- ğil- Geçen haftanın panoraması Geçen hafta olanlan ka- famdatoparlarken, biralın- tı da benim aklıma geldi: "Usturanın keskin ağzın- da ilerlemeye çalışan bir salyangoz: ışte benim rü- yam ve kâbusum" (Kurtz- 'En Önemli Hafta' IMF raporu ve FED'in faiz indirimi geçen hafta borsalann paldır küldür düşmesine yol açtı. Marlon Brando-The Apo- calypse Now!) ABD'de devasa fon yö- netimi şirketi LTCM'nin FED'in kolaylaştıncılığı al- tnda 3.6 milyar dolariık bir paketle kurtarılması, Ja- ponya'nın en büyük mali kuruluşlanndan, Japan Le- asing Company'nin 16 milyar dcterla batmas), kay- naklan Kanada ve Ingilte- re'nin toplam GSMH'sin- den büyük olduğu söyle- nen UBS bankasının genel müdürünün istifa etmesi geçen haftaki psikolojinin oluşmastnda büyük rol oy- nadı. Hafta içindeABD'nin en büyük bankası Chase Manhattan ve Merryll Lynch, LTCM gibi fonlar- dan, sırasıyla 3.2 milyar dolar ve 2.1 milyar dolar alacaklı olduklannı açıkla- dılar. rtaJyan Merkez Ban- kası'nın fonlardan gelen yüküyse 250 milyon dola- n geçiyordu. Bu arada çarşamba gü- nü IMF raporu, küresel bü- yümetahminini bir kez da- ha aşağı çekerek yüzde 2 olarak saptadı. Aynı gün Federal Reserve faizleri 0.25 puan düşürdü, ama banka sistemi artık "ustu- ranın üzerindesürünmeye başladığı" için bir ise ya- ramadı. Başta banka ve teknoloji hisse senetieri ol- mak üzere borsalar paldır küldür düştüler. Örneğin, cuma günü Londra'da Barclays'ın hisseleri yüz- de 5.5, HSBC'ninkıleryüz- de 4.6 düşerken, sigorta sektörü endeksi yüzde 10 geriledi. (The Times-Lon- don-3/10). Perşembe gü- nü New York'ta, Crticorp yüzde 5, J. P. Morgan ve Merryll Lynch yaklaşık yüzde 3 ve yüzde 3.5 düş- tüler. ING Barings ise yüz- de 5.4 değer kaybetti (The Wall Street Journal 2- 3/10). ABD veAvrupa'da borsalar çarşamba-cuma döneminde hep geriledi. Tek istisna Dow Jones ol- du, çarşamba ve perşem- be günü sırasıyla yüzde 2.9, yüzde 2.7 düştükten sonra cuma günü gelen "iyi bir haberie gülümse- di" (The Time-New York- 03/10). Işsizliktekrarart- maya başlamıştı. Böyle "iyi" haberterden mahrum olduklan için olsa gerek, Paris ve Londra haftayı toplam yüzde 8.2 ve yüz- de 6.3 düşüşle kapattılar. Alman Dax ise çarşam- badan sonra toplam yüz- de 14.47 geriledi. Besbel- li ki FED'in faiz indirimi yet- memişti: ABD ekonomisi- ne bakıldığında faiz indiri- mi gereksizdi. Dünya eko- nomisine bakınca ise 0.25 puan yetersizdi. Ama FED daha büyük bir indirim yap- saydı bu sefer de "Vay ca- nına.. demek ki kriz bizim sandığımızdan büyük" di- yecekti piyasalar. Bir kere paranoya başlamıştı ya... Bir başka paranoyak yo- rum da Morgan Stan- le/de mayalanıyordu. Baş ekonomist Stephen Ro- ach ve Baş stratejist Bar- ton Biggs öküzün altında buzağı aramakla meşgul- düler. Roach "Şüphelen- meden edemiyorum, yak- laşan G7 toplantısında bence başka birşeylerola- cak. Listemin başında pi- yasalarabırlikiditepompa- lanması var" (Global Re- port 02/10) diyerek bir sü- redir yaydıkları görüşleri tekrarladı. Hafta içinde ak- tarmıştım. MS haklı ola- rak, faiz indiriminin, bir li- kidite kapanına sıkışmış Asya ülkelerine faydalı ol- mayacağını, dönüp dola- şıp Batı'yı vuracagını dü- şünüyor. Ve büyüklerimiz... Ancak hafta içindeki manzara, "büyüklerimizin" ortak bir kararalmakta çok zorlanacağını gösteriyor. FED ve IMF dünya ekono- misini, işin içine hükümet- leri kanştırmadan, faiz in- dirimiyle canlandırmak is- tiyor. Ama, Reuters'e gö- re "Avrupa merkez banka- lan, uzun bir durgunluk- tan yeni çıkmış olan eko- nomilerinde'bir faiz indiri- minin gereksiz olduğunu BORSAf yı En Yeni Teknolojiyle Real-lîme Izleyin... MKB hisse senedi piyasası takibinde data hattı ve modeme SONIstanM: OoyiunyelCadUftadeSk.No 1 Ern Han Ka 2-3 80230 Elmadağ Tel (0212)248 24 94-23162 11-2317960 Faks (02I2I23JM? 7 Artur* BogazSk No 7/2 06700 Gazıosnianpaşa Tei (0312)427 19 13 (3 hat) Fans (0312)427 14 63 Bir TV anteni ve bügisayar kartı ile hisse senetlerinin fiyat ve işlem adetlerini anında (real-time) izleyebilecek, portföy yönetimi ve teknik analiz yapabileceksiniz. • Seans içinde alış/satış teklifi, enduşuk/en yüksek ve son işlem fiyab ile hisse bazında işlem adedi ve sozleşme sayısı, • Seans sonunda ağırlıklı ortalama fiyatlar, • Seans içi ve tarihsel grafik, • Portföy yonetimi/on-line kâr-zarar hesabı, • Teknik analiz (en yaygın 9 adet gosterge), • DDE olanağı ile Excel'e verı aktarma, • Meta Stock'a/Meta Stock'dan ven transferi, • Hisse senetlerinin geçmişe donük bılgilen. FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş. düşünüyoriar" (02/10). Av- rupa Birliği'nin iç sorunla- n da bir başka neden, Ja- ponya'daysa faizler artık inemeyecek kadar düşük. Sisteme para pompala- ma çalışmalan da var, Ja- ponya 30 milyar dolariık bir Asya yardım fonu açık- ladı. ABD-IMF, Brezilya için 30 milyar dolar toparlamış durumda, Dünya Banka- sı ve Interamerikan Bank'ın hazıriadığı 50 mil- yar dolariık bir fondan söz açılıyor. Öneri de çok: Clinton sorunlu ülkeler için acil yar- dım fonu istedi. Amaxken- di meclisinden IMF için 18 milyar dahi çıkaramıyor. Gordon Brovvn (Ingittere) kalıcı bir uluslararası mali düzenleme komitesi öner- di. Ama yeni bir yapılanma- ya ve sermaye kontrolleri- ne karşı; Chirac, 12 mad- delik yeniden yapılandır- ma, en önemlisi gerekti- ğinde sermaye kontrolleri önerdi. IMF'yi denetleyen komitenin de gücünün art- tınlmasından yana. Schrö- der, "Ben de destekliyo- rum" dedi ve ana dövizler için dakjalanma bandı sap- tanmasını önerdi. Bu IMF tarafından hemen redde- dildi. Rubin ile Miyazavva buluştular. Rubin, Japon- ya'nın Asya fonunu önem- semedi, esas olan Japon- ya'nın büyümesidir dedi. Miyazavva, "ABD esas olarakLatinAmerika 'yı dü- şönüyor" diye cevap ver- di ve ekledi: "Önce IMF'nin parasını çıkartsın," Dünya Bankası daha çok kamu harcaması gerekir diyor. IMF ise işin içine hükümet- teri kanştrmaktan yana de- ğil. Gözlemcilere göreyse "Bu iyipolis kötü polis m- tini de artık sıktı." Morgan Stantey'den analist Steve Gilmore "IMF'nin tutum değiştirmesini beklemeyi- niz" diyor. Halbuki Fortu- ne, geçen hafta yooımun- da "ABD modelinin daya- tlması deflasyonistetkiya- pıyor" diyor ve bu etkinin, dönüp ABD'yi vuracagını savunuyordu. (28/09) For- tune'e göre, aşın değerii borsa, hiç tasarruf etme- yen ve umudunu fonlara kanlanndan kısa vadeli ser- maye hareketlerine vergi getirmelerini vefonlan dü- zenlemelerini talep etti. Haydi hayıriısı... Akfl veren çok.. ama kim- sede bir haritayok. Bu ara- da bir gelişme daha dikka- tiçekiyor. 1929'da her ül- ke kendi içine kapandığı için kriz büyüdü deniyor- du. Bu kez durum biraz farklı. Acaba? Dikkatli ba- kınca toz dumanın arka- sında büyük bloklann fark- lı tuturrdannı görmek müm- kün. Asya, devlet müda- halesi, (Japonya- Çin-Ma- lezya vb; korumaalık, ser- maye kontrolleri, iç yatı- nmlar); ABD Washington konsensüs (önce Latin Amerika, piyasalan açın küreselleşmeye devam); Avrupa ilk önce Para Bir- liği, sonra başkalan (ve III., Yol.). Bu arada gelişmek- te olan ülkelerin ise Japon- ya-Çin eksenine yakın ol- duğu görülüyor. Dedim ya, haydi hayırtısı... ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK SPD Neden Kazandı? AJman seçimleri, öbür büyük Avrupa ülkelerin- de olduğu gibi, sosyal demokratları yönetime getirdi. Özellikle Avrupa Birliği'ndeki öncü konu- muyla Almanya'nın 2000'li yıllara girilirken bi- çimlenişi olası yansımalanyla ayrı bir önem taşı- yor. Alman sosyal demokrasisi, geleneksel olarak, sürekli kendi iç çelişkileriyle yaşıyor. SPD, köke- ni yönüyle Alman düşüncesinin bir ürünü olan Manc-Engels çizgisine kuramsal düzeyde çok yakındır ya da kuruluş ve gelişme yıllannda öy- leydi. Buna karşılık uygulamada denilebilir ki Av- rupa'nın en tutucu ya da merkeze yakın sosyal demokrat partilerinden biridir. Seçimlerde temel yaklaşım olarak Yeni merkez kavramının seçilmiş olması da bunu kanıtlıyor. Bununla, SPD'nin ye- ni bir çekim merkezi mi oluşturduğu, yoksa sol- dan merkeze doğru bir değişim mi geçirdiği ya da bunlann ikisine birden mi ulaşılmak istendi- ği, belki de bilinçle, boşlukta bırakılıyordu. Belirsizlik somut politikalara da yansıyor, SPD sosyal güvenlik ve vergi düzenlemeleri konula- rında açık seçik politikalar üretmekte güçlük çe- kiyordu. Ekonomi bakanı olacağı açıklanan kişi, geçmişte sağa ve sermayeye yakınlığıyla tanın- maktaydı. Yine de SPD seçimi kazandı. Neden? Kuşkusuz seçimlerin kazanılmasında değişik etkenlerin katkısı vardır. Ancak bunlann içinde en önemlisi, SPD'nin yeni iş alanlan yaratma yani iş bulma konusun- da verdiği sözlerdir. Fransa'da Sosyalist Parti'yi iktidara taşıyan her yıl 350 bin kişiye iş alanı ya- ratma programının bir benzerini, çalışma için iş- bihiği adıyla seçmene sunan SPD, seçimlerde bu yaklaşımının getirisini topladı. Almanya'da işsizlik oranı yüzde 11 dolayında- dır. Bu olgu, ülkenin son yanm asıriık dönemde karşılaştığı en olumsuz ekonomik gosterge sa- yılmaktadır. Sorunun birkaç boyutu var. Önce, iş isteyen yurt- taşlanna iş bulma, demokratik hükümetlerin bi- rinci görevidir. Hiçbir demokratik hükümet bu gö- revini savsaklayamaz; toplumsal baskı ve istem buna izin vermez. Gerçekten de gelişmiş ülke- lerin hükümetleri, sağcı ya da solcu olsun, işsiz- likle savaşımı ekonomi politikalarının ekseni yap- ma gereğini duyar. Çünkü o toplumlarda, çalış- ma birey için bir hak, bu hakkın sağlanması da toplum ve onun siyasal örgütü olan devlet için kaçınılmaz bir görevdir. Ikinci nokta, emek piyasası bağlamında Al- man ekonomisinin geleceğinin nasıl olacağı so- runudur. Alman işgücünün ve sanayiinin tekno- lojik değişime uyum sağlaması sıcak konulardır. AJmanya'da geleneksel olarak emek piyasası es- nek değildir, bir işletmede işe alman kişi, kural ola- rak o işletme ile emeğini bütünleştirır ve emekli oluncaya dek orada çalışır. Son yıllardaki tekno- lojik gelişmeler ve küreselleşme süreci, Alman iş- letmelerini bu açıdan güç durumda bırakmakta- bağlayan orta sınrf ve sa- nayide birikmiş üretim ka- pasitesi ABD'nin zayrf kar- nı. Ve ilginç bir durum: Üye- leri arasında Citibank, Goldman Sachs, Meryll Lynch, Morgan Stanley ve LTCM gibi dünyanın en büyük yatınm kurumlan olan The Institute of In- ternational Finance, ı T ^ - ı — - • •— — Grup22#^eferfMarryöBa^' !)s p ^'dröiryöncten hızla değişen teknolojınin gerek- tird'ıği nrtelikli işgücünü çalıştırma zoruniuluğu, öbür yönden de dünya piyasalarının daha rekabetçi ortamında ücret giderlerini azaltma eğilimi, çö- zümü gereken ana sorunlardır. Üçüncü olarak; Almanya, Avrupa Birliği'nin teknoloji çekirdeğidir. Son yıllarda Almanya'da en çok tartışılan konulardan biri hükümetin bu ko- nudaki yetersizliğiydi. Almanya'nın teknolo/ik ön- cülüğünü yitirmemesi Avrupa'nın ABD ve Ja- ponya ile yürüttüğü teknoloji yanşı açısından ya- şamsaldır. Almanya bu nedenle de ekonomisini yeniden yapılandırma ve bu amaçla emek ve sermaye kesimlerinin uzlaşmasını sağlama so- runuyla karşı karşıyadır. SPD, bu üç sorunun çözümünü yalnızca piya- sa koşullanna bırakamaz. Doğrudur; Avrupa'da sosyal demokrasi sağa ya da merkeze kayıyor; bu doğrultuyu tanımla- mak üzere Üçüncü Yol oluşumları tartışılıyor. An- cak bu sorunlann çözümü için piyasaya teslim edilen bir kapitalizm değil, yönlendirilen kapita- lizm başanlı olabilir. Alman ekonomi tarihi bunun çok zengin örnekleriyle doludur. SPD, kısa dönemde işsizlik sorununa çözüm bulduğu oranda başanlı olacaktır; uzun dönem- de başarı içinse emek ve sermaye kesimleriyle Alman ekonomisinin yapısal dönüşümünün sağ- lanması gerekiyor. TÜRKİYE'DE CiNSEL İKTİDARSIZLIK KABUSU BEYAZCAMDAKi ÇINAR UĞUR DİİNDAR SECiMLER ÖNCESİ TÜRKİYE SURİYEYİ VURABİLİR Mi? TÜRK-METAL SENDİKASI'NA SAHTEKÂRLIK SUÇLAMASI BAKANLARIN ZORLU MARATOHU BAŞLADI! VAKIF ÜNİVERSiTELERi ANAYASA'YA UYGUN MU? SÖZDE KÜRT PARLAMENTOSUYLA İTALYA NEYIN PEŞINDE? Noirta Dergsi, intemet Web Adre«:hnp: ««».med>at(M.cı NoMa Dergrti, E-Mai Adresi: mıkuı(om«lıalf\l.cı,m
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear