Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 EKİM 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
KUŞBAKISI MEMET BAYDUR
Yüksekyxtylalankıyunlu olmakKendini okumuş, aydm, bilgili
olarak niteleyen birçok insana *te-
lefon nasıl çaüşır?" diye sorun,
apışıp kaldığını göreceksiniz bir-
çoğunun. Üniversite diplomalı bir-
çok vatandaşımız Öklid geomet-
risini bilmez, Pisagor denklemini
de. Oysa bunlann tümü günlük ya-
şamımızı doğrudan etkileyen, ha-
yati önemi haiz bilgilerdir. Sinema
üzerine. filmlerden söz eden bir ya-
zı yazmak kimimiz için pek zah-
metli bir iş sayılmaz, oysa optik ya-
nılsamalar ve ışık kınlmalan üstüne
pek bir şey bilmeyiz çoğumuz. On-
lar olmazsa sinema da olmazmış, ne
gam!
Toplumbilim sahasında da durum
(sıkı bir azmlığı bir tarafa ayınrsak) pek
farldı değildir. Herkesin, ko-
numu ne olursa olsun
herkesin politika üs-
tüne saatlerce konu-
şabildıği birtoplum-
da yaşıyoruz. Gaze-
teci, milletvekili,
şoför, garson, tor-
nacı, tesviyeci,
overlokçu, şair,
yazar, ressam,
polis, evkadı-
nı, kim aklı-
nıza gelirse
sıyaset bili-
mi üstünde
• Edebiyatımızın bu büyük ustasının 43 yaşında çekip
gitmeden önce yazmaya başladığı enfes eser Eylembilim.
Insan burkuluyor, içi sızhyor okurken: Yine o muhteşem Oğuz
Atay ironisi, o 'entelektüel' irisi çocuksu duyarlık, topluma ve
insana dev bir mikroskop gibi yaklaşan bir tüy kalem...
çeşitli düzeylerde konuşuyor. Bunun gü-
zel bir durum olduğunu düşünüyorum.
Öte yandan kimi kavramlan bilmek, ya da
bilmediğimizin farkına varmak, durumu
daha iyi anlamak ve anlatmak için pek
faydalı olabilir.
Sendika nedir? L'lusal Kurtuluş Savaşı
yıllannda işçiler lehine herhangi bir düzen-
leme yapıldı mı? Eskişehir Devlet Demir-
yollan Sanayii tşçileri Sendikası hangi ta-
rihte kuruldu? Bunun önemi nedir? 1946
Sendikacılığı nedir? Türk-Iş nasıl kurul-
du? Türk-lş'i Amerikalılar mı kurdurttu?
1975-1980 döneminde DtSK içinde ne tür
sorunlar yaşandı? Türkiye Işçi Partisi na-
sıl kuruldu ve sendikalarla ilişkilen nasıl-
dı?
Bu sorulann yanıtlannı bilmek insanı
zenginleştirmez mi? Kimi konular üstüne
atıp tutarken bu yanıtlan ve onlann yol aç-
tığı yeni sorulan kucaklamak dogru değil
midir? Gerçek Yayınevi'nin Yüz Soruda
dizisinin yeni kitabını edinin diye yazıyo-
rum bu satırlan. Tütkiye'de Işçi Sınıfı ve
Sendikacılık Hareketi. Yıldınm Koç'un
yetkin kalemmden olağanüstü bir kaynak
kitap daha ekleniyor Gerçek Yayınevi'nin
her okuyan insanın evinde bulunması ge-
reken kitaphğına.
• ••
lletişim Yayınevi, OğuzAtay' ın Eylem-
bilim adlı vapıtının bulunan bölümlerini
yayımladı. Yüz on dört unutulmaz sayfa.
Edebiyatımızın bu büyük ustasının 43 ya-
şında çekip gitmeden önce yazmaya baş-
ladığı enfes eser Eylembilim. Insan bur-
kuluyor. ıçi sızhyor okurken: Yine o muh-
teşem Oğuz Atay ironisi, o 'entetektüeT iri-
si çocuksu duyarlık, topluma ve insana
dev bir mikroskop gibi yaklaşan birtüy ka-
lem... Atay edebiyatımız üstünde gülüm-
seyerek gezinmeyi sürdürüyor. Eleştir-
menlerimizin, Atay'ın bütün yapıtına de-
rinlemesine dalmasını bekliyorum neden-
se. Okurunu bulmuş bir yazar, eleştirmen-
lerini de bulacaktır günün birinde. Eylem-
bilim'i güzelleştiren bir önemli aynntı da
Cevat Çapan'ın kitabın girişine yazdığı
mektup. Sayın Çapan, eski dosru Atay'a
günümüzden haberler veriyor aynı ironi ma-
kamında...
• • •
Önce Ülkü Tamer sözünü etti. Olkü Ta-
mer bir kitaptan söz ederse o kitabı alıp oku-
mamak olmaz diye düşünüyorum. Hakan
Savlı'nın Sanşo Panza'nm Ölümü adlı şi-
ir kitabı.
Sayın Savlı'nın diğer iki kitabını oku-
madım henüz. 1994'te çıkan ve Sabri Al-
tınel, ardından Cemal Süreya Şiir Ödülle-
ri'm'al an UnutulmuşÇocukEsldzieriSon-
ra 1996'da çıkan Köpükler. Elimdeki üçün-
cü kitap 'Sanşo Panza'ıun Ölümü' birçok
meseleyi çözmüş yetkin bir şiir ustasının
son işleri. Ülkü Tamer haklı, olağanüstü
güzel bir şiir kitabı Sanşo Panza'nm Ölü-
mü. Allaben Öyküleri'nin kankardeşi sa-
yılabilır birçok bakımdan. Okudukça oku-
yası geliyor insanın. Sert, ama incecik bir
yaklaşım hayata ve ölüme. İnsana 'insan'
olduğunu haber veren bir ŞÜT Hakan Sav-
lı'nın şiiri. Kimbilir, belki de şiirin asal iş-
levi budur! Siz benim bu kitap üstüne dök-
türdüğüm ukalalıklara bakmaym, bu kita-
bı 'çok yüksekyaylalardayurdumvar be-
nim' dizesine kadar okuyun. Şiir iliği nak-
li üstüne yetkin bir yapıtla tanışacaksınız.
•••
Birbirine benzemeyen üç kitap üzerine
düşünerek geçti üç beş gün. Çakıcı ya da
Aşık aklıma bile gelmedı bu zaman için-
de. Cumhurbaşkanımızı da düşünmedim,
Başbakanımızı da... Gazetelerin el değiş-
tirmesi, sonra yeniden eski patronlanna
dönüşleri sorunu da ilgimi çekmedi. Bi-
zim gazetede yazmanm binbir keyfinden
biri de bu: fnsan, okuyabiliyor.
26-30 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek
Cumhuriyet dönemi
tiyatro ve şiir panelleri
Kültür Servisi -Istanbul Devlet Ti-
/atrosu. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayın-
:ılık ve Pen Yazarlar Demeğı ıle bırlık-
e 26-30 Ekim tanhleri arasında bir di-
d panel düzenlıyor.
AKM Oda Tıyatrosu'nda 26-28 Ekim
arihlen arasında gerçekleşecek 'Cum-
ıııriyedeTiyatroda75YıTpanelınin ilk
ıltbaşlığı '75 YüınTürkTiyatnosunun
Değerlendirilmesi'. Saat 11. OO'de baş-
ayacak oturuma Atilla Sav, 'Yasal Dii-
«nfcmeterle TürkTryatrosu', Özdemir
N'utku 'Türk Tiyatrosunun Kunımsal
3elişimi'. Dikmen Gürün 'Cumhuriyet
Oöneminde Tiyatro Eleştirisi', Ayşegül
r'üksel 'Cumhurhet Dönemi Türk
3yun Yazartığı', Sevda Şener '75 Yılın
riyatrosunun Değerlendirilmesi' konu-
an ile katılıyorlar. Panel yöneticısı ıse
k'ücel Erten. 27 Ekim'de saat 11 .OO'de
iaşlayacak orurum 'Yorum ve Yorum-
•ular'adınıtaşıyor Işd Kasapoğlu, Yü-
xi Erten, Rutkay Aziz, Kenan Işık \ e
S'urhan Karadağtiyatrodarejive oyun-
:uluk üzerine görüşlerını bıldirecek.
D
aneli Ayşın Candan yönetecek. 'TT-
.atroda Alternatif Arayışlar*, 28 Ekim
jünüsaat 13.00'tekioturumunbaşlığı.
Sihal Geyran Koldaş, Kerem Kuıtoğ-
u,MustafaAykıran,MügeGürman,Şa-
ıikaTekandve Ayşuı Candan ın kontık
)larak katılacağı paneli Nesrin Kazan-
kaya yönetecek. Tiyatro panelleri bil-
dirileri Mitos Boyut yayırilannın spon-
sorluğunda kitap olarak basılacak.
29 Ekim'de 'Cumhuriyet Dönemi
Türk Şiiri' tartışılacak. Egemen Ber-
köz'ün başkanlık edeceğı oturumda
Mehmet Doğan'ın 'Çağdaş Türk Şi-
irinde Dönüşümler ve Dönemeçier',
Enıs Batur'un 'Şiir veÖbürSanaflar',
Sennur Sezer'ın 'Cumhuriyet Döne-
mi'nde Kadın Imgesi', Melisa Giirpı-
nar'ın 'Şiir ve Okuru' ve Ataol Behra-
moğlu'nun 'Modern Şiirimizin Dünü
Bugünü' başhklı sunuşlannın ardından
yapılacak paneli Eray Canberk yöne-
tecek. 30 Ekim günü Cumhuriyet Dö-
nemi Öykü ve Ronıanı" tartışılacak.
Hulkı Aktunç'un 'Cumhuriyet Döne-
mi Öykücülüğünün Yapısal Ozellikle-
ri', Konur Ertop'un 'Cumhuriyet Dö-
nemi Roman ve Öyküsünde İnsan Ger-
çeği', Ferıdun Andaç'ın 'Cumhuriyet
Dönemi Romancılığının ve Öykücülü-
ğünün Evreteri'. Tahsın Yücel'ın 'Cum-
huriyet Romanının Yapısal Özellikle-
ri'. Nedim Gürsel'm 'CumhuriyetDö-
nemi Romancıhğuun Oluşum ve Kay-
naklan' konulu konuşmalanyla yerala-
caklan panelin yöneticisi FeyzaHepçi-
lingirier. Her iki panelin bildınleri de
Yapı Kredi tarafindan kitap halıne ge-
tirilecek.
Kısa rollerde abartılı oynadığı iddia edillyor
Shakespeare'in oyunculuk
yeteneği araştınlıyor
Kültür Servisi - Dünyanın en büyük
»yun yazarlanndan biri olarak görülen
»hakespeare'ın oyunlan, bilgisayarla
ncelenerek aynı zamanda oyuncu olan
azann oyunculuk yeteneği araştınlıyor.
ihakespeare'in sahnede yalnızca sınır-
ı yeteneklerini zorlamayacak kısa rol-
sr üstlenen abartılı bir oyuncu olduğu
ddia ediliyor.
Sanatçının metinleri Amerikalı
kademisyen Don Foster ve Leeds
Jniversitesi'nin emekli tngiliz-
e Profesörü Park Honan ta-
afından inceleniyor. Fos-
;r, aynı yöntemi kulla-
arak Bill Clinton'ın
992 seçimlerini konu
lan'KirHYanş'adlıfil-
linadı açıklanmayan se-
aristinin Newsweek'm yo-
umculanndanJoeKlein ol-
uğ-jnu bulmuş, geçen ay
a aıonim olduğu düşü-
ühn Edward III adlı
yınun Shakespeare'in
9. yapıtı olduğunu ka-
ıtlnnışn.
Sıakespeare'in
.ftnrj'ninbirin-
i v ikinci bölüm-
;riıde kral rolünü,
labeth'te de
hjan rolünü üst-
:ntiği düşünülüyor. Aynca Hamlet'te-
i ik hayalet rolünün de Shakespeare
ırfuıdan canlandınldığı ilen sürülü-
csıPark Honnan araştırmalanyla ılgi-
carak yaptığı açıklamada şunlan söy-
i>r: "Shakespeare'in yazın yeteneği
e-nliklc tartışma götürmüyor. ancak
l«j ettiğjmiz bulgular kendisinin hep
yoculuk yeteneği gerektirme>en rol-
?-aüstlendiğini gösterij'or."
raştırma sırasında yapıtlardaki söz-
dve cümle vapdan irdelenirken oyun-
lar arasmdaki tekrarlardan çıkılıyor yo-
la. Shakespeare'in her yeni oyunda bir
öncekı oyundan ezberlediği sözleri ve
cümle yapılannı bilinç altında taşıdığı
veyinelediği görülüyor. Araştırmacılar
da oyunlardaki bu tekrarlan takip ede-
rek Shakespeare'in canlandırmış oldu-
ğu rolleri buluyorlar. Bilgisayar bulgu-
larına göre Shakespeare
üstlendiği rollerle ço-
ğunlukla açılış konuş-
malarını da yaparak
herhangi birküçük rol-
den çok daha fazla
alkış toplayabili-
yordu. Shakespe-
are'in bu giriş
kısımlarındaki
rollerinden ço-
ğu 300 satırdan
uzun olmuyordu. '
Honan, yeni elde ettiği
bulgulan önümüzdeki
ay içinde OxfordYayın-
ları'ndan çıkacak olan
Shakespeare Biyografi-
si'nde de ele alacak.
Shakespeare'in yapıtla-
nnın bu şekilde teknolojik
yöntemlerle ele ahnması fark-
lı yorumlara da yol açıyor.
Shakespeare Enstitüsü'nün
vöneticisi Profesör Peter
Holland 'ozan'ın yaşamını aydınlata-
cak her şeyin kendilerini heyecanlan-
dırdığını. Shakespeare'in hangı rolleri
üstlendiğini öğrenmenin çok eğlence-
li olduğunu belirtirken Ingiltere'nin ön-
de gelen Shakespeare yönetmenlerin-
den Sir Peter HalL bilgisayarlann in-
sanlara sadece onlann istediklerini söy-
lediğini, Shakespeare'in dekendisi için
yazdığı rolleri değil de kimsenin oyna-
mak istemediği karakterleri canlandır-
dığını söyledi.
Haremin ardındaki gizem
Kasımda ikinci filmi Harem Suare 'nin çekimlerine
başlayacak olan Ferzan Özpetek ilgisizlikten yakınıyor
GÜL ERÇETİN
Osmanlı Sarayı'nın en
gizemli bölümü Harem.
Sevinçleriyle, hüzünleriy-
le, acılanyla, çekişmele-
riyle, savaşlarıyla, aşkla-
nyla bugün için bile ka-
palı bir kutu. Kimılerine
göre altın bir kafes, kimi-
lerine göre ise hurilerle
dolu bir cermet- Gerek
yurtiçinde, gerek yurtdı-
şında harem imgesinin ilk
görsel çağnşımı ise ha-
vuz kenanna serilmiş, sul-
tanı bekleyen güzel ka-
dınlar.
Ferzan Özpetek bol
ödüllü Hamam filminin
ardından bu kez yine Türk
tarihine özgü, ancak hem
Türkiye'ye hem de yurt-
dışına yabancı, bir o ka-
dar da gizemli, çekici bir
mekâna değiniyor yeni
filminde. Hamam'ın ar-
dından bu kez haremin
kapalı kapılannın ardına
çeviriyorkamerasını. "Yi-
ne sıcacık. Türkiye'yi ta-
mtacak, üsteükgüzel taıu-
tacak" bir fılme imza at-
mak istiyor.
"Harem Suare" Os-
manlı Sarayı'nda haremin
kapanışını anlatıyor.
Burası kapandıktan son-
ra yıllarca burada yaşamış olan kadın-
lara, harem ağalanna ne olduğu soru-
sundan yola çıkıyor Ferzan Ozpetek.
1909 yılında başlayan filmde olaylar
1906,1923 ve 1953 yıllan arasında gi-
dip geliyor. Türk, îtalyan, Fransız or-
tak yapımı fılmin yaklaşık elli kişilik,
yine Türk, Îtalyan ve Fransız oyuncu-
lardan oluşan İcadrosunun Türk oyun-
culan arasında Haluk Bilginer ve Ser-
ra Yılmaz yer ahyor. Filmin sanat da-
nışmanlığını ise Mustafa Ziya ülken-
cfler üstleniyor. Hamam içinyaptıkla-
n çalışma ile Golden Globe Odülü'nü
kazanan Pavio ve Aldo De Scalzi Harem
Suare'nin de müziklerine imza atacak-
lar. Şaşaalı dekor ve kostümlerle süs-
lenmiş tarihi bir film yapmayı düşün-
meyen Özpetek, henüz net olarak be-
lirlenmemişbütçeyi oluşturmakonusun-
da ciddi maddi sorunlan olmadığını, Ha-
mam'ın gösterime girdiği bütün ülke-
lerden fılme para yatırmak için teklif
geldiğini belirtiyor.
Hamam'a yurtdışından sansfir
Ferzan Özpetek yirmi iki yıldır Ital-
ya'da sürdürüyor yaşamını. Türkiye'de
ve dünyada pek çok ödül kazanan ilk
filmi Hamam, pek çok yüksek gişe ha-
sılatına da imza attı. Fransa'da yirmi al-
tmcı haftasına giren fılm, Italya'da do-
kuz ay gösterimde kaldı, video kopya-
sı da üç kez basıldı. Ancak filmin ra-
hatsız ettiği kesimler de vardı elbette.
Hamam sahnesi nedeniyle yurtiçinde be-
lirli kesimlerin tepkısini çeken filmin
Türk düşmanlığı olan ülkelerde de san-
süre uğradığını söylüyor Özpetek. Film
son olarak Ingiltere'de dört dakikası
kesilerek gösterime girdi.
Ancak yine de Türkiye'ye, Türk hü-
kümetine yaranamamaktan yakınıyor
Özpetek: "Türkiye'vigüzel göstermek
içinçekmişolmasam da Türkiye'vi çok
güzel gösteren, ryitanıtanbirfümdi Ha-
mam. Kendi ülkemde şu anda bana ka-
palı olan pek çok kapı var. Öte yandan
bu filmi ttalya'da çekryor olsaydım bü-
Özpetek, "Ülkemde bana kapalı olan pek çok kapı var" diyor.
tün kapılar açılırdı. Açıkçası ikinci fil-
minıde Türkiye'den biraz daha fazla U-
gi bekü>ordum. Osmanlı İmparatorlu-
ğu'nun önümüzdeki yıl >apüacak 700.
kuruluş yıldönümü etkinlikkrinde bu
filmin de değerlendinlmesini isterdim.
Bakanlartagörüşmek istediğimde aldı-
ğun tek yanıt oradan ora>a gönderil-
mekoldu.Ovıınculuk ajanslanm anyo-
rum. Hamam'ın adını bile duymamış-
lar. Yüdız Şale Köşkü'nde çekim yap-
mak için izin alamıyorum. Türkiye'ye
iyilik yapınca böyle oluyormuş."
Ferzan Özpetek yaptığı araştırmalar
sonunda haremi bugüne kadar hıç kim-
senin bilmediği bir şekilde anlatacak.
Genç yönetmen kafasındaki haremi
şöyle anlatıyor: "Eldeettigimsonuçiar,
bana bugüne kadar anlab-
lanlardan, kafamda oluşan
imgelerden çok farklıydı.
Projeye başladıktan sonra
çok ciddi bir kurum çıktı
karşıma. Üniversite eğm'mi
gibi bir yapı. Hoşuma giden
yanı da bu. Türkiye'de de
yurtdışında da harem den-
diginde çıplak kadınlar ge-
Uyor akla. Ancak gerçek öy-
te değil. Her şeye karşın her-
kesin ilgisini çeken bir me-
kân harem. Kimileri çok aa
buluyor buradaki yaşamı,
kimileri çok hoş. Benim an-
latttğım bunlann arasında
bir şey."
îmkânsız aşklar
Filmde haremin öyküsüy-
le birlikte bir de imkânsız aşk
öyküsü anlatacak Özpetek.
Anlattığı aşklann hep im-
kânsız olmasını şöyle açık-
lıyor: "Tercihim imkânsız
aşklar. tnsanlann kolayca
birbirierini bulduklan, ko-
layca muduluğu yakaladık-
lan aşklan sevmiyorum."
Hamam ve Harem Suare
arasındaki tek ortak nokta
aşklann imkânsızlığı değil.
Hamam'daki karakterlerden
biri, Harem Suare'de de çı-
kıyor karşımıza. Filmin ka-
rakterleri arasında gizemli
bir yol izleyen, kurgunun ki-
lit noktalanndan biri olan yüzük Harem
Suare'de de çıkacak izleyicinin karşı-
sına. Ferzan Ozpetek Hamam'la başla-
yıp Harem Suare'yle sürecek olan di-
ziyi üçüncü bir filmle bir üçleme ola-
rak tamamlamayı düşünüyor.
1998 Cannes Film Festivali'ne tek-
lif gelmesine karşm yeni bir proje su-
namayan Özpetek, Harem Suare'yi ön-
celikle 1999 Cannes'a yetiştirmek is-
tiyor. Film önümüzdeki yıl Cannes Fes-
tivali'ne yetişirse bu kez Özpetek'in
filmini daha önce bir yanşmaya katıl-
mamış fılmleri yeğleyen uluslararası
yanşmalara katılması için bir yıl bek-
lemeden izleyebileceğiz. Harem Su-,
are'nin ardından da "Anadolu Çiçeği''
adlı projesine başlayacak Özpetek.
'KSuare"
Osmanlı
Sarayı'nda
haremin
kapanışını
anlatıyor.
Burası
kapandıktan
sonra yıllarca
burada yaşamış
olan kadınlara,
harem
ağalanna ne
olduğu
sorusundan
yola çıkıyor
Ferzan
Özpetek.
David Bowie
sinemaya dönüyor
• Brad Pltt
kendilerini 20 yıl
boyunca denizler
altındaki hazineleri
araştırarak belgesel
film yapmaya adayan
Kris ve Bill Shaffer'in
yaşamının konu edildiği
'Smuggler's Moon' adlı
filmde rol alacak.
• James Bond
unutulmayan replikler
arasında birinci sırada.
Film yapımcılannın
yaptığı bir araştırma
sonunda elde edilen
unutulmayan fılm
replikleri bir kitapta
toplanıyor. Buna göre
Sean Connery'nin
bundan 36 yıl önce Dr.
No adlı filmde kendini
tanıtırken söylediği
'Bond... James Bond'
ifadesi ilk sırada yer
aldı.
• Diana ROSS Blair
Under\vood" adlı filmin
başrolünü oynayacak.
• David Bowie,
Exhuming Mr. Rice adlı
filmle beyazperdeye
geri dönüyor.
• Denzel
VVashington.
önümüzdeki ay yeni
filminin çekimlerine
başlıyor. Antwone
Fisher'ın otobiyografık
bir öyküsünden yola
çıkarak beyazperdeye
uyarlanan filmin adı
'Findine Fish'.
• Tom Hanks, _
yazar Jon
Krakauer'i Hawaiili
sörfçü Majk Foo ile
ilgili bir senaryo
yazması için
kiraladı.
• Anastasia
filminin
yönetmenleri Don
Bluth ve Gary
Oldman, Fox yapım
firması için Planet Ice
adlı animasyon filmin
yönetmenliğini
üstlenecek.
• Neil Morrltz ın
'First Murder in Space'
adlı yeni filminin
senaryosunu Speed 2
filminin senaryo yazan
Randall McCormick
yazdı.
• Yoko Ono
National Theatre'da
retrospektif bir sergi
açtı.
• Craig
Rosenberg
senaryosunu yazdığı
'Asylum' adlı filmin
çekimlerine başlıyor.
• Paul Mccartney,
yaptığı bir açıklamada
eşi Linda'nın
ölümünden sonra
hayvanlar üzerinde bazı
ilaçlann test
edilmesinin ne
kadar yararlı
olduğunu
gördüğünü söyledi.
BBC Radyosunda
konuşan
McCartney,
"Linda'nın
kullandığı ve göğüs
kanseri tehdidi
oluşturan ilaçlar
hayvanlar üzerinde
test edilmiş olsaydı
sonuç böyle
olmayabilirdi" dedi.
• Culllermo Del
TorO, Alexandre
Dumas'nm 'The Count
of Monte Cristo' adlı
kıtabından uyarlanan
'Montecristo' adlı
filmin yönetmenliğini
üstleniyor.
• Francis Ford
CoppOla, bılım kurgu
filmi olan 'Mirror for
Disney'in
yönetmenliğini
üstleniyor.
• Jane
Championun
yönettiği "Holy Smoke'
adlı filmin başrollerini
Kate Winslet ve Pam
Grier paylaşıyor.
• Hoolywood un
Yıldızlar Kaldınmı
benzeri bir kaldınm da
oyun yazarlan için
açılacak. 43 oyun
yazannın isminin ve
bronz yıldızının yer
alacağı kaldınm, New
York'un Greenvvich
kasabasında 26 Kasım
günü düzenlenecek bir
törenle açılacak. Yıldızı
yer alacak oyun
yazarlan arasında
Edward Albee, Paul
Zindel ve Cartney
Beane gibi isimlerin yer
alması bekleniyor.
Çocuk Vaktı'ndan 75. yıl etkinlikleri
• Kültür Servisi - Çocuk Vakfı Sonbahar
Etkinlikleri 'Cumhuriyet Dönemi Aile ve Çocuk
Politikalan' açık oturumu ile devam ediyor.
Modernleşme sürecinde çocuk, nüfus ve aile
politikalan ekseninde gerçekleşecek açıkoturuma
Kürşat Bumın, Dr. Necmettin Turinay, Prof. Dr.
Ümit Meriç Yazar konuşmacı olarak katılacak, 28
Ekim günü saat 14.00'te Çocuk Vakfı Kültürevi
Konferans Salonu'nda yapılacak oturumu
Doç. Dr. Edibe Sözen yönetecek. Vakfm sergi
salonunda da İFSAK ve Çocuk Vakfi'nın birlikte
düzenlediği 'Çocuk Dünyamızdan Çizgiler' fotoğraf
sergisi de 28 Ekim-7 Kasım günleri arasında
gezilebilir.
BUGÜN
• NÂZEVl KÜLTÜREM'nde saat 15.00'te "12
Eylül'den Susuriuk'a Kontrgerilla Rejimi" başhklı
ganel, saat 17.00'de ise Jacques Tachella'nın yönettiği
Öne Kaydırma adlı fılm yer alıyor. (414 51 50)
• BEKSAY'da Tiyatro Imge. Filiz Işık'ın yazıp
yönettiği Keioğlan ile Don Kişot adlı çocuk oyununu
saat 13.00'te sahneleyecek/349 91 55)
• MEBA SANATEVt'nde saat 12.30'da Mine Ergen
yönetiminde "Ekün De>Tİmi" konulu seminer, saat
15.00'te yine Mine Ergen yönetiminde "Empodekles,
Protagaras ve Anasagons" başhklı felsefe semineri
yer alıyor. (547 13 35)
ÜÇ KUSAK CUMHURİYET SERGİSİ ETKİNLİKLERİ
BUGUN
• Tarihi Darphane Binalan'nda süren etkinlikler
kapsamında saat 11.00de belgesel gösterimi, saat
15.00'te A. Ödekan'ın eşliğinde 'Kadın Sanatçuar'
başhklı dialı söyleşi, saat 18.00'de sinema gösterimi
yer alıyor.