23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 1998 CU& 14 KÜLTÜR ;'Cumhuriyet'in Tasavvuru' başlıklı sergi 6 Kasım tarihine dek Urart Sanat Galerisi'nde SE!5 î İ i ' i ' YavuzTameli Mehmet Nazun - "İsmet Paşa Kalemleme" Mehmet 1leri - "Cumhurijefiji 75.\ ılında Kara Düşünceler.." Bedri Bavkam - "Demokrat Atatürk" tarihimize se^isel bakışESRA ALİÇAVUŞOĞLU 75. yılını kutladığımız cumhurıyet. "bugünierde bırçok serginın ana teması- 'nı oluştunnor. Sanatçılar cumhuriyet imgesini kendi alanlannda sergi salon- larına taşıyorlar Bunlardan biri 'Cum- tıuriyet'in Tasa^Tiru' başlığıyla geçen günlerde Ali Aka> 'ın ka\Tamsal küratör- -lügünde Urart Sanat Galerisi'nde acıl- dı. Bedri Bavkam. İsmet Doğan. Meh- met İleri. Mehmet Nazjm. Argun Oku- muşoğlu. YavuzTameli. .MüşerrefZey- tinoglu ve Emre Zeytinoğlu'nun katıl- dığı sergi cumhuriyet ımgesini sanatçı gözüvle görselleştınyor. .!• 6 Kasım tarihine dek izlenebilecek olan sergi. tanhı sürecınde Türkiye Cum- huriyetı'nın geldığı noktadan itibaren geçmış; genye doğru. ancak şimdiki za- ıiman perspektifinden eleaiınıyor. Sergi .'75 yıllık sürecin sanatçılar tarafından nasıl algılandığını ızleyicilere sunmayı amaçlıyor Alı Akay'ın kavramsal küratörlüğü- nü yaptığı 'Cumhuriyet'in Tasavvuru' sergisine katılan sanatçılann bazıları daha önce cumhuriyet ve siyasi kav- ramlar çerçevesinde çalışmış sanatçı- larken bâzıİsn-bo kondikfilk kez yöpıf • Ali Akay'ın kavramsal küratörlüğünü yaptığı "Cumhuriyet'in Tasavvuru" sergisinde "tasavvur. yeni perspektiflere doğru bir yolculuk önermesini de beraberinde getiriyor." Sergiye katılan sekiz sanatçı tek imgede cumhuriyetin 75 yıllık tarihine bakış açılannı sergilemeye çalışıyor. Geçmiş. şimdiki zaman perspektifinden ele alınarak, bu tarihi sürecin sanatçılar tarafından nasıl algılandığı izleyicilere sunuluyor. \e politik olan h&rh de apolitik ölafiın buluşması vaşanıyor. Alı Akay. serginın başlığını şöy le açık- lıyor: "Tasavvur denildiğinde önce ha- yal gücii gelhor akla. Ancak tek baştna hayalgücüy leaçıklanabilecek bir kelime değil, a> nı zamanda imgeyi de orta>a çı- karır tasavvur. Ama imge de aynı za- manda bir düşüncenin imgesi... Bu ser- Müşerref Zeytinoğlu - "Sansür" gide tasavvur yeni perspektiflere doğru bir yolculuk önermesinide beraberinde getiriyor. Godard'ınsöylediğigibi; 'kuv- vetli bir imgenın olabılmesı ıçın bütün imgeferin doğru olması gerekmıyor'. 1 'Tek WriWıge bile lnwdiitiıİdıbiili«p« tansiyeReri taşıyabiliyor." Sergiye katılan sekiz sanatçı tek bir imgede cumhuriyetin 75 yıllık tarihine bakış açılannı sergilemeye çalışıyorlar. Emre Zeytinoğlu'nun çalışması. ger- çek olanla olması gereken arasında bir yolculuğa çıkanyor ızleyenleri. Onun imgeleminde cumhuriyet belkı de bir dileğin "Türkiye Cumhuriyet'im Kita- Emre Zeytinoğlu -"Türkiye Cumhuriyeti'm Kitabı" bTnda gerçekleşmiş halı Zeytinoğlu, ol- ması gereken ıdeal cumhuriyeti kurgu- luyor işınde. Sanatçı günlük yaşamı, kurguyla gerçek arasında albüm-ansik- lopedi olarak biçimlendiriyor. Ünlü şa- hunyet'im Kitabı "nda İstanbul Karaköy LJmanı'nda karşılaruyor AgopBaronyan. Kirkor Ceyhan, Selim İleri \e Melih Cevdet Anday tarafından. Ya da Onat Kutlar'ın Amerikan Hastanesi'nden çı- kışı birdileğin gerçekleşmiş hali olarak gınyor "TürkiyeCumhuriyet'im'"in say- falanna. Emre Zeytinoğlu bu çalışma- sında ironiyle yüklü. çok kişisel bir ta- rih yazarken bırçok kişinin dileğine de tercüman oluyor. Bedri Baykam 'Demokrat Atatürk' başlıklı fotopentür çalışmasında Yeni Fırka'nın kuruluşunda Gazı Hazretle- -m'um ı«)üne d»ğmı;wın Aw*rit?üntte- mokrat kımlığinin altını çızıvor. İsmet Doğan. 'Yazı-Beden Dizisi' ad- lı işinde cumhuriyet ve Osmanlı döne- mi arasındaki yapısal geçişleri fotoko- piler ve kolajlarla taşıyor resmine. De- forme edilmiş insan uzuvlanna sahip 'beden'. etrafında bir coğrafyayı taşı- yor. Tuval çevresıne yerleştirilmış kad- rajlar bedeni merkeze alıyor ve yazıyı bedene kaydediyor. İsmet Doğan; Türk bayrağı ve Zeld Faik'in Delacroix'dan etkiienerek yaptığı tablo tekrarlan ile sindirilmemiş bir Batılılaşmayı ve cum- huriyeti irdelıyor. Mehmet Nazım 'İsmet Paşa Kafcm- teme' adlı çalışmasında hem bir ironıyi hem de tarihi bir araya getirerek İnönü'yü cumhunyet imgesi olarak çıkanyor kar- şımıza. ismet Paşa; kırmızı kulaklan, Lo- zan Banş Antlaşması'nda kullandığı meşhur altın dolmakalemi. yine meş- hur mayosunun deseni olarak çıkıyor karşımıza. Müşerref Zeytinoğlu ise hem dil dev- rimini hem de 1925'ten itibaren başla- yan sansür sürecini cumhuriyet imgesi olarak kuruyor. Mehmet llerfnin 'Cumhuriyet'in 75. Yılında Kara Rüşünceler... Afiet Bizi Pa- şam' başlıklı işi yakın polıtık geçmişı- mize göndermede buiunuyor. Bulutla- nn arasında beliren bırçok Türkeş ve Demirel imgesi günümüz politikacıla- nna eleştirel bir bakış açısı taşıyor. Yavuz Tanyeli iki bronz heykeli kar- şı karşıya yerleştiriyor. Bu heykeller- den bin Mustafa Kemal, diğeri ise sa- nklı, cüppeü 'yüzsuZ' bir figür. Sanklı figür kaidede sabit dururken. Mustafa —Kemat -haıekeHiü|ijte' lıeı röııe-çekr- len fikirlerin bir göstergesi olarak çıkı- yor karşımıza. Argun Okumuşoğlu'nun yeşil zemin üzerinde betimlediği birçıftjokeyçiz- mesi hem şıklığın hem de tekmeleme- nin göstergesi. Okumuşoğlu, sürekli duyduğumuz; "Türkiye'desiyasetseyis- likten. hayvan gütmekten geliyor" cüm- lesini görselleştiriyor, bir anlamda. Festivalin ilk ayağı Ankara'da, kısa filmler ve 'klasikler' ilgi gördü GezkiFestivalBursa y daCUMHIRCANBA- ZOCLU ANKARA - 4. A\rupa Film Festivali-Gezici Festi- val'ın Ankara ayağı, dün sona erdı \e 80 kısa filmle 19 uzun metrajlı fılmden oluşan program ara verme- den. bugünden itibaren al- tı gün sürev le Tay) are Kül- tür Merkezi'nde (22-28 Ekım) Bursalı sınemase- verlere sunuldu. Saat 12.00'debaşlayacak Bursa programına geçme- den. 16 Ekım'den bugüne Ankara bölümünü ızleme olanaği bulduğumuz festi- valin ilk etabış la ılgıli not- lanmızı aktaralım: Gezıci Festhal tam anla- mıyla "bir avnç" genç sine- maseverın gerçekleştırdığı cesur bir organızasyon. He- defi, sınemayı eğlenceden farklı \ere koyan ınsanlara Avrupa'nın dört bir yanın- da üretilmış taze filmlerle "Yedinci Sanat"ın klasik- lerinı bir arada \ermek %e —yılda bir hafta da olsa ızle- yiciye alternatıf yaratmak. Tabıi hedetlnin doğru ol- ması. Türkı\e"nın ıkinci bü- yük kentınde düzenlenme- sı \e programın iist düzey- ' de filmler içermesi. festiva- lin binlerce insan tarafın- dan ızleneceği anlamına .gelmıyordu. Alışılmış tab- lo değı^medı \e kamuoyu- nun dikkatinı çekebilmek için sinemanm gücünden Î başka kartı olmayan bu fes- tıvalın çabasma gençlerya- nıt \enrken diğerlen uzun bilet kuvnıklarına girerek mevsimin tican filmlerinı izlemeyi tercih etti. Şartlanma mıdır bilin- mez; bilet fiyatlan dahapa- halı ohnasına karşın tican sinema Kavaklıdere'de ge- ce seansında göstenlen fes- tivalin fılmlen FransızKül- tür İVIerkezi'nm salonun- dakilerden fazla seyirci top- ladı. KavakJıdere'dekı uzun metrajlılar dolu oynarken Fransız Kültür'deki uzun me'trajlılar, belki de teknik yapının zayıflığı nedeniyle a>nı ilgiyi yakalayamadı. Görüşünü aldığımız tıcari sinemalann yöneticileri. bu yıl Gezici Festival'in bir- bır buçuk ay önceye çekıl- mesının doğru kararolma- dığını. sezonun en çok ış yapacak fılmlerinin göste- rime girdiği bir dönemde salon isteyen festival yöne- ricilerine olumsuz yanıt ver- mek zorunda kaldıklarını belirttıler. Uzun metrajlılarprogra- mında Cinayeti Gördüm- Blow Up gıbı başyapıtlan yeni çalışmalara açık açık tercih etti izleyici. "Sürpri- zi sevenier" diye değerlen- dırebıleceğimizmeraklılar ise Cedric Klapish'ın Aile Toplantısı (L'n Aır De Fa- miîle), SharunasBartas'ın diyalogsuz geçen Ev (The House) gibı üç önemli film izleme şansını buldu. Bu sezon Herkes Kendi Kedi- sini.4rarfilmini izledığımiz Klapish'in üç Cesar ödül- lü çalışması Aile Toplantı- sı (1997). aynı öyküyü do- kuz ay boyunca tiyatro sah- nesinde sergiledikten son- ra bir de kameranm karşı- sında oynayan oyunculann başansıyla festivalin en he- yecan \encı yapıtlarından biriydi bızce. Kısa filmlere gelınce: .-Vnkara cıddi ciddi kısa fil- mm Türkiye'de merkezi ol- muş durumda. Gezici Fes- tival de kısa filme beş alt- başlık açarak birçok göste- nde salonu doldurmayı bil- di. Program çok iyiydi ve dramatik, deneysel, canlan- dırma dallannda bu sanatın nereye gittiğiyle ilgilı geniş birpanoramaçizildi. Kısa- cası. kısa film açısından her şe> dört dörtlüktü. Gelelım Bursa programı- na: Öncelıkle bu kentteki organızasyonla bir nokta- nın altını çızmekte yarar var; festival yönetimi dığer illerden gelip programı ız- lemek ısteyenlere şöy le bir hizmet verivor. Isteyenler Çeşmelı Otel'te günlük al- tı mılvon TL karşılığı ko- naklayabılecekler ve fılm- len serbest ginş kartlarıv- !a sevredebilecekîer. (Baş- vurular Ertan AkmaıTın 0.224-234 49 13 numara- lı telefonuna yapılabilır.) Bilet fiyatlannm tam 400 bin. öğrenci 200 bin TL ola- rak saptandığı Bursa ayağı. ustaların başyapıtlarının toplandığı Avrupa'nın En İyileri son iki vılda üretil- miş uzun metrajlıların lis- tesi Avrupa Avrupa. Lütfü Özalay'a adanmış Kısa İyi- dir (Avrupa Panoraması. Kısa'nın Komedısı Daha Iyidir. Ünlü Yönetmenler- den Kısa Filmler. 100 Mıl- yon Mayına Karşı 10 Kısa Film. Bir Okul Famu) ve Brecht'in 100. doğum yılı anısına ünlü yazarın 67 yıl önce senaryosuna katkıda bulunduğu Kuhle Wampe (Dünya Kimindir) filmin- den oluşacak.Gezici Festi- val Bursa'dan sonra 30 Ekım-4 Kasım tarihien ara- sında İzmir'de konakladık- tan sonra da Dıyarbakır(6- 8 Kasım) veMersin'ef 13- 15 Kasım) yollanacak. Jeffrey Archer, serginin en ilgi çekici yapıtı Marilyn Monroe'nun önünde. Archer, Warhol ve Hockney koleksiyonunu satıyor • Warhol'un en karakteristik ve ünlü yapıtlarını içeren Jeifrey Archer'ın koleksiyonunda 317 yapıt buiunuyor. Bruton Street Galeri'de sergilenen yapıtlar arasında David Hockney'in 1952-1996 tarihlerini kapsayan 83 tablosu var. Kültür Senisi - Yazar v e Ingiliz Muhafazakâr Par- tı'nın üyelerinden Jeffrey Archer"ın, ünlü pop- art sa- natçısı AndyVVarhol'un 25 milyon pound değenndeki resim ve baskılanndan olu- şan koleksiyonu Londra'da düzenlenen bir sergi v e mü- zayede ile izleyicilere sunuluyor. Archer'ın koleksiyonun- da VVarhol'un başyapıtla- nndan ünlü MariKn Mon- roe imgesi. Campbell Çor- balan kurusu ve Mao port- resı buiunuyor. Lord Arc- her'ın David Hockney özel koleksiyonunda yer alan bir düzine kadarbaskısı da ser- gide yer alıyor. jeffrey Archer'ın >edı yılda oluşturduğu koleksi- yon VVarhol'un en karakte- ristik ve ünlü yapıtlarını ıçe- nyor. Archer"ın koleksiyo- nunda Warhol "un 317 yapı- tı buiunuyor. Bunlann için- de 10 Marilyn, 10 Mao. 10 Champhel Çorbası, 3 Le- nin ve 4 Ronald Reagan portresi ve aynca MickJag- ger. Donald Duck ve Mic- key Mouse imgeleri yeralı- yor. Muhafazakâr Parti üye- leri, Jeffrey Archer'ın Tha- mes Nehri'ne bakan ofisin- de Monet. Lowry ve Picas- so"ya olan ilgisini bildikle- nnı. ancak Andy Warho! "a olan hayranlığına daha ön- ce şahıtolmadıklannı belir- tiyorlar. Jeffrey Archer ise War- hol 'a büyülendiğini, ancak şimdi NVarhol'un her za- mankinden daha fazla pa- ra ettığıni ifade ediyor. Ko- leksiyonun tamamı 25 mil- yon pound, ancak açık art- tırmada her bir yapıtın 10 milyon pounddan alıcı bul- ması bekkniyor. Geçen ma- yıs ayında NVarhol'un 'Orange Marilyn' adlı ya- pıtı Sotheby's Müzayede Salonu'nda 10.6 milyon po- unda alıcı bulmuştu. Sanat eseri koleksiyonu- na 20 yıl önce başlayan Lord Archer, sergi için Bruton StreetGaterfyi kiraladı. 65 parça sanat yapıtı ilk kez aynı sergide bir araya gele- cek. Serginin en ilgi çekici eseri; siyah ipek üzerine si- yah boyayla yapılmış olan, Marilyn Monroe adlı tablo- nun değeri 60 bin pound... 83 parçadan oluşan Hockney yapıtlan ise 1952- 1996 tarihlerini kapsıyor. Bu tablolann fiyatlan 500 pound ile 16 bin pound ara- sında değişecek. Sergi; Lord Archer'ın sa- nat tüccan, 20. yüzyıl sana- tı uzmanı PBterGwyther ta- rafından organize ediliyor. Jeflfrey Archer: " Hockney ve vVarhol'a hayranım. Ha- yatımdaki tek hayalim bu iki sanatçıyı bir araya getir- mekti. Hockney İngilte- re'nin, VV'arhol ise Ameri- ka'nm yaşayan en önemli sanatçılanndan." YAZI ODASI SELİM İLERİ Beş İstanbul Sık sık düşünürüm. Halid Zrya UşaklıgH, Aşk Memnu'dayazdığıBoğaziçi'nıngününbirindebüî bütün tarihe karışacağını, silinip gideceğini aY lından geçirmiş miydi? Gerçi bu usta işi romanda Boğaziçi için bir 'ge lecek tasarımı' sözkonusudur, ne var ki 'kötüm ser ütopya'nın kılavuzuyla. Romanın yan kışile rinden biri, gelecekteki Boğaziçi'ni bir eğlence pa nayın niteliği/niteliksizliğıyle tasarlar. Bir ayrıni gibi kalan bu pasaj, bugünün çirkin Boğaziçi'si ni hazırlamış kişilerin başlangıcına işaret etmiyo muydu? Halid Ziya'nın kuşakdaşı Tevfik Fikret de is tibdat altındaki İstanbul'a ilençler yağdırırken vt bu ilençlerin şehri adeta yok etmesini isterken şimdi artık çok eski kartpostallarda kalmış bir Is- tanbul silueti çiziyordu. Sisin dağılmasını ve ilençlerin tükenip kalma- sını isteyen Yahya Kemal de. Yahya Kemal'in yaşadığı iki 'ayn' İstanbul var: Parkotel'deki ve Kocamustafapaşa'daki istan- bul'lar. llkini neredeyse özellikle dile getirmemiş; ikincisinde 'kalıcı'yı yakaladığına inanmış, şehir orada yerli yerinde duracak gıbı gelmiş şaire... İstanbul biryazarabazan bütünüyle 'sanat ese- ri' kimliğini sunar: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir r \nüek\ İstanbul bölümü biredebiyatsal- tanatıdır. Burada kent, yazarın çocukluğundan başla- yarak kendi uçsuz bucaksız tarihine uzanır. Kent tarihinde sesler, renkler, şekiller, simgeler, yaldız- lar, erguvan ve çinideki karanfil pınltılarıyla önce mücevher gibi belirir. Bununla birlikte İstanbul Tanpınar için yalnız- ca mücevher degildir. Beş Şehir'in belki de en güzel bölümü olan "lstanbul"öa kent, bu kez, mimarisiyle, mimari- sinin ortasında bitkı örtüsüyle, nihayet sulanyla yaşamaya koyulur. Mevsimleri, rüzgârları, ışık oyunlan bile konuşmaya, söyleşmeye koyula- caktır. Bir kenti çok az yazar bunca sevmiş, alımla- mış, söze dökmüştür. Kimileyin çınilerin narçiçeği kırmızılan, mene- vişli beyazları, çimen yeşilleri sökün eder. Kimileyin sonbaharın gelişiyle lüfer mevsimi başlar. Kimileyin çocuklar uçurtmalar arasında görü- nür... Tanpınar'da İstanbul Huzur'da da sanat eseri kimliğini koruyacaktır. Zaten Beş Şehir'in Istan- bul'uyla Huzur'üaki şehir, kimi sayfalarda birbi- rini bütünler. Yazarın gördüğü rüya sanki bir ki- taptan bir kitaba devam etmiştir. Yazısı Boğaziçi-Büyükada-Çamlıca üçgenine kurulu Abdülhak Şinasi Hisar, 'geçmiş' birza- mandan söz açmak zorunluluğunu daha ilk an- da dile getirir. Istanbul'a ilişkin yazdığı her şey bir "geçmişza- man"d\r. Bugün için tek avuntusu "Boğaziçiya- lısı müzesi" kurulması; sadece bir müze... Geçmiş zamâ*nö*â*'gezınen yâzî, âyışikiı süıar- da musiki geceleri avlar. Avdan eli boş dönmüş- se, hayaller kurmaya koyulur, yaianlar uydürur, iz- düşümlerden hayatlar yaratmaya çalışır. Birçok yalandan bir utku doğar: Belki de olmayan geç- miş zaman istanbul'u. Yine bu görkemli yazı, kentin erden doğasını betimler. llle korular, çamlıklar, denize inen bah- çeler. Deniz henüz kirlenmemiştir. Su kaynakla- n henüz kurumamıştır. Henüz mevsimler Istan- bul'a bütün özellikleriyle, inanılmaz bitkiörtüsüy- le çıkagelirter. - •• Ama sonuçta bir müze. ' - ••• " Boğaziçi yalısı müzesi. *'• *- Geçmiş zaman istanbul'u müzesi... ••• •< Beş İstanbul'dan "Sis"teki İstanbul muydu ger- çekliği gören?! Takvimde İz Bırakan: "Bu yalılar, eski Boğaziçi medeniyetinin birer kalesi ve birerşahitleriydi. Bu şahitler, şimdiazal- mıştır. Onlann nesilleri, tarihten evvelki zaman- lann mahluklan gibi, tükenmiş, devirieri kapan- mıştır. Bu eski zaman yalılannın bir tanesini da- ha yeniden inşa edip ortaya koyamayacağımıza göre, sonuncu kalan değerlilerinden bir tanesi- ni olsun kendi kendine yıkılma veya yıktınlmak- tan kurtarmalıyız." Abdülhak Şinasi Hisar, "Yalı- lann Sonunculan", Türk Yurdu dergisi, 1955. İlhan Erşahin Trio, Boğaziçi Üniversitesi'nde • Kültür Senisi -İlhan Erşahin. 1998 Türkiye turnesi kapsammda 25 Ekım günü saat 17.00tie Boğaziçi Universitesi Murat Dikmen Salonu'nda bir konser verecek. Geçen yıl Nevv Yorklu cazcılarla birlikte "Wax Poetic' adlı bir grup kuran Erşahin'e bu yılki turnede basta Ben Street, davulda Kenny VV'ollesen eşlik ediyor. Konser biletleri BÜ Mezunlan Demeâi "nde satışa sunuldu. (287 02 32-146)" . -.'• •- K Ü L T Ü R 0 Ç İ Z İ K K  M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear