01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 OCAK 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ferman Demirkol tepkisi CEM ULUTAŞ Azerbaycan'daki darbe girişiminde yer aldığı iddia edilen Ferman DemirkoTun, tÜ Hukuk Fakültesi'ndeki sözleşmesinin 1 yıl uzatılması işleminin hukuk dışı olduğu ortaya çıktı. Rektör Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun "acele" olarak resen yaptığı bu ışlemin, YÖK. Kanunu'ndaki asistan atama prosedürüne aykın olduğu belirlendi. Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Burhan Şenatalar. atama kararlarında fakülte içindeki bütün birimlerin yaklaşımlannın dikkate ahnması gerektiğini söyledi. Azerbaycan'daki darbe girişiminde adı geçen birinin sözleşmesinin uzatılmasını *yanhş" bulduklannı belirten Prof. Burhan Şenatalar, bu konuda bir soruşturma açılmasının gerekli olduğunu kaydetti. Prof. Şenatalar, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı ve Kamu Hukuku Bölümü'nün istememesine karşın yapılan uzatmayı "sakıncalı" olarak değerlendirdi. Yasaya göre~. YÖK Kanunu'na göre asistan atamalan için ana bilim dalı başkanının tavsiyesi, bölüm başkanı ve fakülte yönetıminin onayının ardından rektörlüğün atama yapması gerekiyor. Oysa ortada ne Demirkol 'un bağlı bulunduğu Anayasa Anabilim Dalı Başkanı Erdoğan Teziç'in tavsiyesi ne de fakülte yönetiminin onayı b~<oî bulunuyor. Yılbaşı vjfcı itibanyia görevine .> c başlayan yeni Rektör Prof. Kemal Akmdaroğiu gibi deneyımlı bır öğretim üyesinın, hukuka aykın biçimde atama yapmasının arka planında, üniversite yönetımı üzerinde baskı olduğu yorumlannı gündeme getirdi. Hukuk Fakültesi'nde öğretim üyeleri arasında, özel olarak korunduğu iddia edilen Demirkol nedeniyle, ciddi rahatsızlık yaşandıği, son 1 yıllık uzatmanın bu rahatsızlığı iyice arttırdığı aktanlıyor. Kim koruyor? Fakülte içinde "Darbeciyi kim koruyor" sorusu giderek daha yüksek sesle ifade ediliyor. Azerbaycan'da 1990 ile darbe gırişiminin yapıldığı 1995'e kadar çalışması nedeniyle, bu sürenin iki katı (10 yıl) mecburi hizmeti bulunan Demirkol'un, rektörlük tarafından bu gerekçeye dayanarak atanmış olabileceği belirtiliyor. Ancak, ülke menfaatlennı zarara uğratan bir kişinin yalnızca "Kazamlmış hakkı olan mecburi hizmeti var" gerekçesiyle atanmasının, hukuk dışılığı ortadan kaldırmadığı vurgulanıyor. Değişen ifade Darbe girişiminin ardından Türkiye'ye döndüğü 1995 yılında gazetelere verdiği demeçlerde, "Eski Devlet Başkanı Elçibey iktidara gelseydi. Adaİet Bakanı olacaktım" derken, petrol boru hattı kozunu elinde rutan Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in Yılmaz hükümetine darbeye kanşanlann cezalandınlması yönündeki baskılan Demirkol'un ifadelerini değiştirmesine neden oldu. Demirkol. kendisinin söz konusu darbe girişiminde yer almadığını söyledi. Raporda, Hüseyin Kocadağ-Sedat Bucak ve Abdullah Çatlı bağlantıları irdelenmedi Okücü mafya gizLendiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Sa- vaş tarafından hazırlanan raporda, Susur- luk kazasında ölen polis şefi Hüseyin Ko- cadağ'a hiç yer verilmemesi ve basma da- ğıtılan bölümde Abdullah Çatn'ya ilişkin irdelemelerin yetersizliğı dikkat çekti. Çatlı'ya karşı hoşgörülü üslup ve ülkücü mafya ile bağlantılannın gizlenmesi, ANAP içindeki ülkücü kesimi ürkütmeme çabası olarak değerlendirildi. Rapordaki bilgiler çerçevesinde, şu so- rulann yarutlanmasınm, karanlık ilişkile- rin aydınlatılmasında önemli rol oynaya- bileceğine ışaret edildi: 1- Mehmet Ali Yaprak'ın kaçınlması olayında, MlT'le bağlantısı olan MüfitSe- menfin parmak izinin bulunduğu belirti- len raporda, devreye giren bir kamu görev- lisinden söz ediliyor. Bu kamu görevlısi kim? Dönemin Adalet Bakanı Şevket Ka- zan'ın talimatına karşın Ceza lşleri Genel Müdürlüğü neden işlem yapmadı? 2- tçişleri BakanlığYmn milyonlarca do- larlık silah alımma ilişkin soruşturması hangi aşamada? 3- Ömer Lütfîi Topal'ın muhasebe ka- yıtlannın bulunduğu bilgisayarda yapıl- ması istenen polisiye soruşturmalannın sonucu ne oldu? 4-Turizm Bakanlığı'nı, Ömer Lütfü To- pal'ın sabıkasızlık kaydı konusunda ya- nılttığı tespit edilen Adalet Bakanlığı Ad- li Sicil lstatistik yöneticileri hakkında her- hangi bir işlem yapıldı mı? 5- Topal'ın çevresinde "Kravathlar" olarak bilinen saygın kişiler ile emir alma durumuna gelen kamu görevlileri kimler? B- 3 kamu bankası, kendı kârlılıklannı azaltmak pahasına kimlen ve hangi fir- malan fmanse etti? Bunlann Topal ve Çat- lı'yla bağlantısı var mı? Risk alarak kol- landıklan belirtilen ve az sayıda oldukla- n kaydedilen fırmalar hangileri? Vakıf- bank'tan libor-^2 ile kredi kullanan grup, kendi bankasında dövizi +7 ile sahnakta- dır, deniliyor. Kim bu grup? 7- 26 Temmuz 1993 tarihinde. Resmi Gazete'de yayımlanmayan Bakanlar Ku- rulu karanyla Özel Harekât Dairesi Baş- kanlığı kuruluyor. Polis okulu kuruluyor. tşlem. neden Resmi Gazete'de yayımlan- madı? Bu konuda dönemin koalisyon or- tağı SHP'li bakanlann tavn ne oldu? 8- Özel Harekât Dairesi Başkanlığı'na eleman alınırken neden Ibrahim Şahin, Ayhan Akça ve Celal Ertaş'ın referansla- DYP'de rapor rahatsızlığı Yılmaz ve Savaş'a dava hazırlığı Haber Merkezi - Su- surluk Raporu'nda adı geçen DYP'liler ile bazı bürokratlann ba>Tamdan sonra Başbakan Mesut Yıimaz ve Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş hakkında dava açmaya hazırlan- dıklan bıldirildi. DTP'li Devlet Bakanı Mehmet Batallı. "Susurluk rapo- ru tümüyle açıklanmalı- dır. Çünkü burada bir devlet sırn yok. Raporda yer alan bilgiler daha ön- ce televizyonlarda ve ga- zetelerde dile getirilen ko- nulardır" dedı. 500 milyar yardım Uyuşturucu kaçakçısı Mehmet Ali Yaprak'ın 1995 seçimlerinde seçim masrafı olarak Mehmet Ağar'a. dolayısıyla da DYP'ye 500 milyar lira para verdiği iddıası kar- şısında DYP'liler bay- ramdan sonra Yılmaz ve Savaş'a dava açacak. lddialann doğruolma- dığını belirten DYP Ge- nel Başkan Yardımcısı Hasan EkincL "Bayram- dan sonra bir hukuk mü- cadelesi ile Susurluk ra- porunu kafalarına geçi- receğiz. Rapor tamamen kendilerinin soruşturula- cağı bir halegetecek. Bay- ramdan sonra ANAP'a karşı taarruza geçeceğiz. Bunlar, bütün iddialan- nın altında kalacak" de- dı. Paçacı da dava açacak Raporda, Teftiş Kuru- lu Başkanlığı yaptığı dö- nemde elindeki raporla- n Özer ÇUler'e ilettiği öne sürülen DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven ile bazı kamu bankalannın genel mü- dürlüğünü yaptığı sırada usulsüz kredi verdiği id- dia edilen DYP Genel Başkan Yardımcısı Ci- han Paçacı da dava aça- caklar. Aynca raporda adı geçen ve Paçacı ile birlikte çalıştıklan belir- tilen bazı bankacılann da Yılmaz ve Savaş'a karşı dava açacaklan kayde- dildi. Açıklanan raporun içenk konusunda yeter- siz olduğunu ıleri süren Batallı, raporun olaylan çözücü bir yanının olma- dığını da öne sürerek, "Ashnda böyle bir rapo- run hazırianmasında çok gec kalındı" dedi. Devlet sırn Batallı şunlan söyledi "Bu raporun çok daha önce hazırtanması gere- kirdi. Çünkü açıklanan Susuriuk raporunda yer alan bilgiler daha önce yazılı ve görsel basında dile getirilmişti. Zaten Başbakan Mesut Yılmaz raporu bizim genel baş- kanımız Hüsamettin Cındoruk'asunduğunda rapor incelenmiş, mevcut bilinen bilgiler haricinde bir şey olmayınca fotoko- pisini alma gereği bile du- yulmamıştır. Bu nedenle böyle bir raporda devlet sırnnın olacagını sanmı- yorum. Biz raporun tü- müyle kamuoyuna açık- lanmasından yanayız. Çünkü burada bir dev let sırn yok. Öraeğin Azer- baycan olayına devlet sır- n mı diyeceksiniz? Zaten Haydar Aliyev gelip bi- zim meclisimizde açıkla- dı bunu." Devletin bu gibi konu- lardan kendini soyutla- ması gerektiğini de vur- gulayan Mehmet Batal- lı, "Devlettemizeçıkma- lı. Suç işleyen mutlaka yargılanmalı. Devlet ken- dini çeteden, uyuşturucu kaçakçısından anndır- malı. Türkiye bir hukuk dev letidir. Böv le her önü- ne gelen birilerini götü- rüp öldüremez, menfaat için kahraman olunmaz" diye konuştu. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART \ \ n kabul görüyor? fr "YeşiT kod adlı Mahmut Yıkiınm'ı Etibank Ferrokrom tesislerinde çalıştıran- lar kimler, haklannda herhangi bir soruş- turma yapıldı mı? 1İ- Yeşil'in Ankara, Antalya, Elazığ mobil ve cep telefon irtibatlannm dökü- mü kalın bir kitap halinde. Ek 2 'de de ara- yanlann listesi bulunuyor. Başbakan'ın incelemesine sunulan belgelerde yer alan Yeşü'le bağlanülı kişilerin listesi açıklana- cakmı? 11- Emperyal şirketinin hesaplanyla il- gili bunlann bankalarda açtığı hesaplann ekstreleri birkaç trilyona ulaşıyor. Hesap- lann incelenmemesi konusunda herhangi bir işlem yapıldı mı? 12- Topal cinayetiyle ilgili olarak MİT'in Istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdiği tek sayfalık bil- gi notunda ne var? 18-Çatlı,AliFevziBirve Sami Hoştan'ın gayri res- mi ortak olduklan belirtili- yor, ancak raporda, crnaye- ti bunlann işlediği iddiası gerçekçi görülmüyor. Ta- raflar bu ölümden fayda sağlayamadı, denilerek, bunlar aklanmak mı isteni- yor? 14- Turizm Bakanlı- ğı'nda Topal'dan haraç alan memurlar kim? 16- Mesut Yılmaz'ın Ri- zeden mılletvekjlı seçilme- sini önlemek üzere Topal tarafından finanse edilen milletvekili adayı kim? 18- Akman Akyûrek'in Sami Hoştan'la bağlantısı ne? 17- Topal'ın Kıbns ve Antalya'da ağırladığı dev- let büyükleri kim? 18- Ek U'de yer aldığı kaydedilen Abdullah Çat- lı'ya ilişkin tespitler ne? 18- Sedat Edip Bucak'ın telsiz sistemi kurmasına hangi gerekçelerle izin ve- rildi? 20- Askar Smitko ile La- zım Esmaeii'nın Türkiye'de faalıyetine izin veren ya- bancılardairesiyleilgili so- ruşturma açıldı mı? 21- Macaristan'daki sal- dınyla ilgili olarak Mesut Yılmaz'a sunulduğu belir- tilen disket üzerinde ne var? 22- Gecekondu olduğu öne sürülen Taşucu kapısı, Anamur, Bozyazı ilçelerin- de smır kapısı açılmıştır? Neden? Bunlann açılması için kim baskı yaptı? 28- Çath'nın -varsa- 1980 öncesi ve sonrası iliş- kileri araştınlacak mı? 24- Susurluk'taki trafık kazasında ölen polis şefı Hüseyin Kocadağ'la ilgili olarak raporda neden tek satır yer almadı? Haluk Kırcı'nın çeteyle baglantı- lanna neden yer verilmedi? Müsteşarlık için Mikdat Alpay ya da Emre Taner'in önerilmesi bekleniyor MIT ve poliste operasyonANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Susuriuk raporunda ağır suç- lamalara hedef olan emniyet teşki- latı ile MlT'te bayramdan sonra *kapsamlı bir operasyon bekleni- yor. Başbakan Mesut Yılmaz'ın Susurluk'a adı kanşan kadroları tasfiye etmek amacıyla hazırlıkla- nnı yürüttüğü belirtilirken; Sön- mez Köksal'dan boşalan Milli ts- tihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşar- lığı için Milli Güvenlik Kurulu'na Müsteşar Yardımcısı Mikdat Al- pay ya da Kıbns'ta görevli MİT mensubu Emre Taner'i önermesi bekleniyor. Yılmaz'ın emniyette yapacağı operasyon sırasında ge- nel müdür Necati Bilicanın da gö- revden alınmasının gündeme gele- bileceği bildirildi. Yılmaz, bayramdan sonra Içiş- leri, Adalet, Maliye. Sağlık bakan- lan ile Jandarma Genel Komuta- nı'nın katılımıyla bir değerlendir- me toplantısı yapacak. Yılmaz'ın emniyette gerçekleştirilmesi plan- lanan operasyon çerçevesinde ge- nel müdür yardımcılan HalilTuğ, Ramazan Er. Ersin Yılmaz ve Er- tuğnıl Çakır'ı da görevden alma- sını lçişleri Bakam'ndan isteyebi- leceğine işaret edildi Polis kanadı Yılmaz. emniyet kanadında yapmayı planladığı operasyon için öncekı gün lçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu ile görüştü. Başesgi- oğlu'na yakın bir kaynak, Emniyet Genel Müdürü Necati Bılican'ın yardımcılannın Ağar döneminde aktifgörevlerdebulunduklannı ve raporda ortaya çıkanlan karanlık ilişkiler konusunda bilgi sahibi ol- duklannı ileri sürdü. Yılmaz'ın oluşturulacağını açıkladığı soruşturma kurulunun da bayramdan sonra kurulması bekleniyor. Yılmaz. Susuriuk ra- porunu açıkladıktan sonra 6 konu- da soruşturma yürütmek ûzere müfettiş görevlendirmişti. Yıl- maz'ın görevlendirdiği konularla ilgili müfettişlerin isimlerinin be- lirlenerek çalışmalanna bayram- dan sonra başlaması bekleniyor. IRMIKI AYDEV ENGtN Bayrama denk gelen bu ya- zılarda ağzınızın tadını, bayra- mınızın keyfini bozmayalım; bu- günün veletlerinin burun kıyıra- cağı "eski bayram" günlerinde bir dolanalım.. diyeceğiz ama, bakalım üstesinden gelebilecek miyız Elektroniğin olanaklarıyla destekli, müziği çığlık çığlık, ışıkları gözalıcı şimdiki luna- parklann yanında pek silik kalır- larama, eskinin "bayram yerle- n"nin de en azından orta yaşı aşmış kuşaklar için bir başka ta- dı oisa gerek. Örneğin cambaz! Az bezir yağı, biraz un, biraz üstübeçle kanşmış bulamacı yüzüne sürüp bembeyaz bir maskenin ardına saklanan, ka- ra kalemle, bulamazsa kömür- le çizilmiş çizgılerle palyaço makyajını tamamlayan Bon- cuk'un matrak şarkısıyla baş- lardı gösteri: - Ey dingala dıngala I Kömür de koydum mangala I Ayşe de Fatma dostum var I Çalkala Aldırma, Cambaza Bak Boncuk çalkala! Hem yerde hem telde hüner gösteren, seyircinin yüreğini ağ- zına getiren başcambaz, onu beceriksizce (aslında en az o- nun kadar ustaca) taklit ederek seyirciyi kınp geçiren Boncuk, başcambazın genellikle verem solgunu. cılız kansı, yerde akro- basi yaparak seyircilerden "Vış lan, gıza bak. Kemiksiz valla ke- miksiz" övgüleri toplayan küçük kızlan, bir de o kasabadan bu- lunmuş davulcu ile zurnacıdan oluşan beş kişilik kumpanya: Cumhuriyet Halk Cambazha- nesi. Bayram, kasabanın tekdüze yaşamına renk katar. Cambaz da "rengârenkl olur. Önlere itiş kakış oturan çocuklann ardın- da ayakta dikilen, bıyığı terle- miş, ergenlik sivilceli delikanlı- larla, evin dışındaki yaşamın -adeta-yasak lezzetleriyle yüzü- nü allar basmış genç kıztar cam- bazın başlıca seyircileridir. Bir de kasabanın bıçkınları. Onlar her zaman genç kızlann toplandığı sıralann hemen ar- dındadırlar. Cambaz pek az, genç kıztar pek çok umurtarın- dadır. Genç kızlara becerebil- diklerince yakın dikilirler. Elleri "yasak temaslar" için alesta bekler. Cambaz tele çıktığında. so- luklar tutulduğunda, hele hele profesyonel hilelerle cambaz "Ah, düştü düşüyor" numarala- nna yattığında, genç kızlardan minik çığlıklar yükseldiğinde bıçkınlann elleri daha bir işler. Gözü teldeki cambaza dikilmiş genç kızlardan biri kalçalannda gezinen bir el fark edip irkildiğın- de "bıçkın", bıçkınca sıntır: - Aldırma, cambaza bak. Kız safsa cambaza bakar. Kasaba kopuğunun elleri de yasak böl- gelerde dolanır durur... Efendiler, tamam mollalar devlet aygıtına sızdılar, Milli Eği- tim'de, poliste, hatta orduda şe- riatçı kadrolaşma var. Bunlan el- bette temizlemek gerek. Ama bakın MHP şemsiyesi altında öbeklenmiş, Ulkü Ocaklan'nda stajlannı tamamlamış ırkçı- fa- şist kadrolar, sızmak ne söz, devlet aygıtını ele geçirdiler. Gü- venlikle sorumlu devlet kuruluş- larında ırkçı-faşıst çeteler kol geziyor... Yanıt pek ve hep pişkince ol- du: - Aldırma, cambaza bak! Kıb- ns'ta S-300 füzelerinin Ortado- ğu ve Ege barışı için önemli ol- duğunu elbette bilıyoruz. Ama gecemız gunduzümüz bundan ıbaret olamaz. Bakın MHP'nin yeni genel Başkanı Devlet Bah- çeli açıkça soyluyor, "Bürokra- sı ıçınde en güçlü biziz" diyor. Onun bürokrası dediği, Tanm Bakanlığı Su Urünlerı Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi değil, polistir, MlTtir, Özel Ha- rekât Dairesi kadrolannın he- men hemen tümüdür; lçişleri Bakanlığı'nın kilit noktalandır; gümrük kapılandır... Yanıt yıllar- dır, on yıllardır, ben kendimi bil- dim bileli hiç degişmedi: - Aldırma, cambaza bak!.. Siyasal Islamı da, Marksistle- ri de devlet için tehlike gören bu devlet anlayışı, bu devlet zihni- yeti, bu devlet tapıncı, ırkçı- fa- şist kadrolan tehlike görmek bir yana, kendinin arada bir bıçkın- lık yapan öz evlatlan olarak kut- sadı, korudu ve destekledi. Şimdi de kendi yazdıklan ra- pora bakıp "DeWef ne hale gel- miş" diye şaşıyorlar. Ama bay- ram günlerinde verdikleri de- meçler bile "Aldırma, cambaza bafr"tan bir adım öteye ulaşmı- yor. Yani bayramı berbat ediyor- lar. Baksanıza keyifli bir bayram yazısını bile sonuna kadar gö- türmeyi beceremedik, ağzınızın tadını gene bozduk. Hoşgörün. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Bu Çocuklar Bizim... Onlar çocuktu... Hüzünleri ve sevinçleri dipsiz kuyularda yitip gitmişti... Yaşamlarının en güzel dönemlerini cezaevinde geçirmişler, geçiriyorlardı... Zaman zaman cezaevinden mektup ve kart gönderiyordu onlar, Umutlannın bir rüzgâr gibi yayıldığı saatlerde karanlığın aydınlığa ulaşmasını bekliyorlardı... Işkenceden geçmişti hepsi... Işkence yapan polisler yargılanıyorlardı tutuk- suz olarak... Biranneninaylaröncekiçığlığınıanımsıyorum... Manisalı çocuklar duruşmadan çıkmışlar ve ce- zaevi aracına konmuşlardı... Anne, cezaevi aracının peşinden koşarken ba- ğınyordu: "Çocuğum benim, kıymayın ona..." içimdederin bir sızı duymuştum... O annenın çığlığını unutmadım hiçbir zaman... Sonra bir mektup almıştım cezaevinden. Mek- tubu kaleme alan gençler suçsuz olduklannı ya- zıyorlardı... Manisalı çocuklann yaşamlan altüst oldu. Kimi- leri aileleriyle birlikte Manisa'yı terk etti... Şimdi 10 gencin temyiz ıstemi lehte sonuçlan- dı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi gençleri yasadışı ör- güte üye oldukları gerekçesiyle 12 yıla varan ha- pis cezalanna çarptıran izmir DGM'nin kararını e- sas ve usul yönünden bozdu... Bir bayram sabahında o çocuklar mutluluktan uçuyorlar ve belki de kendi kendilerine soruyor- lardı " B u b i r d ü ş m ü y d ü ? " • -•••••••':•_<•* >••-• • • • Işkenceden geçen, zindanlara atılan salt Mani- salı liseli gençler mi? Ülkemizde 17-18 yaşlarında 'örgüt kurdukları' gerekçesiyle yargısız infaza uğrayan, öldürülen, sakat bırakılan o denlı çok genç var ki!.. 26 Aralık 1995 tarihinde Manisalı 16 gencin gö- zaltına alınması Türkiye'de bir demokrasi ayıbının belgesiydi. Yaşlan 14-18 arasında değişen çocuk- lanmızın 'Duvar Yazısı Çetesi' olarak yakın tarihi- mizegeçişyılıydı... Onlar iki yıldır taş duvarlar ve demir parmaklık- lar arkasında yatarken Çanakkale'de, Bursa'da, yurdun dört bir yanındaki cezaevlerinde yatan . gençlerimizden mektuplar alıyordum... Onlar bize, devlet erkini elinde tutan siyasal ikti- dara sesleniyorlardı: "Hücrelerde, tabutluklarda yatmak istemiyo- ruz..." Bu öykü hiç de yeni değildi... 12 Eylül 1980 sonrası da aynı yöntem uygulan- mış; tek tip elbıseyle, aynı baskı ve zulüm cezaev- lerinde sürüp gitmişti... Elimde Sakarya Cezaevi'nden gelen bir mektup var... Diyor ki: "Ben 17 yaşıma girdiğimde gözaltına alındım, çeşitli işkencelergördüm. Ardından tutuklanıp çet zaevine konuldum. Üçüncü celsede (tQ Mart 1997) yasadışı örgüte üye olduğum gerekçesıyle 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptınldım. Oysa ne molotof çıkmıştı bende ne de molotoflanmış bir yer. Örgüt üyeliğini kanıtlayacak hiçbir kanıt yoktu. Ve en son Yargıtay duruşmamı 2 ay erteledi. Bu konuyu Işık Yurtçu'y/a kamuoyuna duyurmak ıstedik ama çe- şitli sorunlardan ötürü yapamadık..." Mektubu yazan Hıdır Tiıgay... Htdır, 26.12.1997'de yazmış bana bunları. Ancak mektup yeni elime geçti... Işte siztere bir Türkiye fotoğrafı... 17 yaşında bir genç yasadışı örgüt üyesi olsa ne olur, olmasa ne olur! Biz çocuklanmızın kafalarına demokrasi bilinci- ni yerleştireceğtmize, onları taş duvarlar ve demir parmakiıklar arkasına atıp kurtulmaya çalışıyoruz... • • • Bir bayram sabahında Manisalı çocukları, ceza- evinde yatan gençleri, kayıp ailelerini, yakınlannı, faili meçhul cinayetlerde, yargısız infazlarda eşle- rini, oğullannı, kızlannı yitiren insanlanmızı düşünü- yorum... Beylerbeyi sırtlanndan Boğaz'a bakıyorum, ge- çen gemilere el sallamak istiyorum... Karanlık olaylaraydınlanacak mı, çeteler gün ışı- ğına çıkacak mı? Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Metin Göktepe, Musa Anter, Hasan O- cak'ın ve diğerlerinin katıllerı bulunup cezalandırı- lacak mı? Şöyle diyebilirsiniz: "Metin 'in katillen ortada ama mahkeme hâlâ sü- rîıyor!" Evet, Gazi davası Trabzon'da, Metin'inkı ise Af- yon'dasürüyor... Içimde her zaman olduğu gibi hüzün giderek bü- yüyor, yaşamın içinde sessizliğin sesı çoğalıyor... Selimiye Kışlası'nın önünden soğuk ama mas- mavi bir günün ortasında geçiyorum, 1974 kışını anımsıyonjm... , „ , „ . . . Aradan tam 24 yıl geçmiş... Taş duvariar, mazgallar olduğu yerde... Güvercınler yine eskisı gibi kanat çırpıyor... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya Co raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Kırcı ve Yeşİl, ANAP'h bakanları böldü ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Dev let Ba- kanı Eyüp Aşık'ın aranan katliam sanığı Haluk Kır- cı ile u Yeşfl" kod adlı Mahmut Yıkhnm'a iliş- kin açıklamalan lçışlen Bakanlığı'nda rahatsızlık yarattı. İçışlen Bakanı Murat Başesgioğlu. kabi- ne ve parti arkadaşı E ^ p Aşık'ı yalanladı. Aşık, önceki gün ya- yımlanan bır demecinde "Her tarafta aranan ka- nun kaçağı, çete ü\esi ol- duğu bilinen Haluk Kırcı, daha 20-25 gün önce Em- niyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Baş- kanlığı'na gitmiş. Özel thndeçay,kahveiçmiş. Eli- ni kolunu sallayıp gitmiş. Hiçbir şej >apılmanıış*' dedi. Eyüp Aşık, daha sonra geri adım atarak "Emniyete gitmiş, deme- dun. Emniyetçilerle buluş- muş,dedim" açıklamasım yaptı. tçışlen Bakanı Mu- rat Başesgioğlu. Aşık'ın iddialannın gerçekleri yansıtmadığını söyledi. Başesgioğlu. "Aranan bir kişinin Emniyet Genel Müdüıiüğü'nde bir daire başkanlığına gelerek polis memuıiamla görüşmesi söz konusu değildir. Böyle bir olavın da zaten olması mümkün dfğildir" dedi. Başesgioğlu. Haluk Kırcı'nın polis tarafından arandığını ve yakalanıl- masına çalışıldığını kay- detti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear