25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 OCAK 1998 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 TURKIYE istanbul Y 1 0 Sinop 15 Adana Edirne PB 6 Samsun 19 Mersın Kocaeli Y 11 Trabzon Y 13 Diyarbakır Y Çanakkale PB 8 Giresun Y 15 Şanlıurfa Izmir PB 13 Ankara Y 11 Mardin Manisa PB 10 Eskişehir Aydın 9 Sıırt Denizli _Y 13 Konya 9 Hakkâri 16 Sıvas Zonguldak Y 15 Antalya 4 Van 14 Kars -1 -4 Marmara'nın batısı, Iç ve Guney Ege. Akde- nız Iç Anadolu, Batı ve Orta Karaderrz. Gu- neydoğu Anadolu ıle Doğu Anadolu'nun gu- ney ve batısı yağışlı ge- çecek. Yağışlar yağ- muryeryersağanak Iç Anadolu'nun kuzeyı ıle Doğu Anadolu'nun gu- neydoğusunda karla Karış:k yağmur ve kar şeklinde olacak. AVRÜPA Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Briiksel Parıs Bonn PB PB PB PB PB PB PB K U 3 1 9 4 3 6 4 Münıh Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina K PB PB K PB K PB Y 3 4 14 1 4 -1 12 14 1 Milano PB 10 \*APJ¥ Taşkent Tahran ASYA Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam HB K Y K PB PB K PB Y -3 3 -12 -3 3 1 4 19 14 pAçık Parçalı bulutlu ^ ÇoK Dulullu ı Yağmurij Karlı Sulu kar > Gok gurultulu G U N C E L Cİ NEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada sergileyerek, bir piyesin bir sahnesinde rol alıyor. Çanak soru: "Raporu bize niçin verdiniz Sayın Başbakan?" Daha önce provası yapılmış Başbakan yanıtı: "Araştırmacı gazetecilik konulu uluslararası birya- nşmada finale kalmışsınız, bir ödül de bizden olsun" diyor. Bu kadar sığ bir basın anlayışına pes doğrusu. Oysa özel bir TV'nin programcısına sunulan ödül. ulusal bir soruna dönüşen. halkın aynı anda kendi ga- zetesinden öğrenmeye hakkı olan Susurluk raporu. Başbakan Yılmaz. bu raporu almadan önce ve al- dıktan sonra bilmem kaç kez "devlet sırrı saydıkla- rının dışında kalan bölümleri" gazete ve TV -ayırtet- meksizin- açıklayacağını vaat etti. Ama kapalı kapılar ardında kartel dışı gazetecile- re bir oyun hazırladığı son günlerde basına yansıdı. Ortağı liderlere "rapora çok emeği geçtiği için belir- li bölümleri Arena'ya vereceğini" söyledi. Ortaklann karşı çıkan uyanlarına karşın "vız gelir tıns gider" anlayışını benimsedi ve TRT stüdyoları- na kurulu Arena sahnesinde üstüne düşen rolü, pek güzel icra eyledi. Sanki Uğur Dündar başbakan. Yıl- maz ise raporu ele geçinp açıklayan gazeteciydi. Saatler boyu bir tek nokta açıkhğa kavuşmadı. Sü- per müfettiş raporunda Yılmaz'ın ödüllendirdiği Are- na'nın "katkıları" neydi. anlaşılamadı. "Inceleme"raporunu "soruşturmaya"dönüştüre- ceğini söyleyen Başbakan Yılmaz, "bir-iki kez med- yadan" yardım istedi. Hangi medyadan? Artık kanıtlandı ki; medya de- yince Başbakan Yılmaz'ın ufkuna, aklından hiç çık- mayan üç gazete ile iki basın grubu patronundan başka kimse gelmiyor... Yılmaz, Susurluk raporunun kimi bölümlerini bir özel TV'ye vermekle. kartelin teslim aldığı bir başba- kan kımliği sergilemiş bulunuyor. Başbakan'ın demokrasi ve basın anlayışı artık sı- ntıyor. Niyet belli Öyle bir başbakan kı hem ortaklarına hem de sol muhalefete haksız kimi saldınlaryapıyor. Raporu, or- taklarına vermiş, CHP lıderı Baykal a göndermek is- temiş. "Okusun da önehleri varsa bildirsin" diye dü- şünmüş. Şimdi Yılmaz'ın Baykal'la ilgili şu açıklamasına bakınız: "Kendi 'ideolojileri gereği' raponın devlet sır- rı ayırmaksızın 'aynen' yayımlanmasını istedi" diyor. "Kendi ideolojileri" yani solculuk gereği. Oysa Baykal, ulusal soruna dönüşen Susurluk'la ilgili bil- gileri Türk halkının her yayın organından aynı gün öğ- renmeye hakkı olduğunu söylüyordu. ' OrtakJannın ayncalık yapmaması istemlerini ıfrrtuf- * samayan bir Başbakan. Ecevit'le Cirtdoruk'un dev- let sırrı görmedikleri "raporun 'aynen' yayımlanma- sı" önerilerini de böylece, "ideolojik" diye niteliyor. Baykal'a çatayım derken ortaklarını karalıyor. Inceleme raporu "olayları" yargıya götürmüyor. Kimi kişilerte olayların yargıya gitmesi ıçin -bir yıl mı desem. iki yıl mı; ne kadar zaman alır bılınmez- sonışturma komisyonunun çalışmalarını bitirmesi beklenecek. Yılmaz ekran açıklamalarıyla "çeteleşmenin tepe- dekiikı ismini" vermemeye büyük çaba harcadı. Dev- let adamı ya! Oysa görünen köy kılavuz istemiyor. An- lattıklarıyla sorumlular belli. Tepedeki isimler artık "meçhuldeğil". Çetelerya- ratan ve çetelere olanak sağlayanlar 1993 ıle 1996 yıllan arasında "ıktidar sahibı". Ama iş sorumluluklan ispatlamaya kalmış. Rapordakı şu cümle bile sorumluyu tarif etmiyor mu: "Genel Müdür Ağar, Başbakan'ın sağladığı des- tek ve emrindeki teşkilat ile gerçekten etkili güce u- laşmıştır. Burada en önemlı şey, Başbakan 'ın des- tek ve güvenidir." Portre çıkıyor: Şaibe Hanım! Ikinci bir portre daha var: Ne seçilmiş, ne de tayin edilmiş ama.şağa sola talimat veriyor, devlet avucu- nun içinde: Özer Çiller! Soruşturma en az bir yıl sürer mi? Sürer. Zaten Yılmaz'ın ısteği de soruşturmanın uzaması ve... Dedikodunun çoğalması! Economist dergisi 'Yılnıaz IMF'ye yalvamyor' Dış Haberler Servisi - Re- fah Partisı'nin kapatılması ve Necmettin Erbakan a beş yıl süreyle sıyaset yasağı getiril- mesi. dış basının gündemın- de yenni koruyor. Ingiltere'de yayımlanan Economist dergisinin, Türki- ye'deki siyasi gelişmelere yer verdigi son sayısında. Mesut Yılmaz hükümetı ağır birdilleeleştinldı ve "Sonse- çimden birinciçıkmışbir par- ö>i yasaklayan ülkenin başı dertte demektir" denildi. " Yümaz, yardım için IMF'ye yalvanyor" ifadesini kulla- ndı. Erbakan tarafmdanyö- netilen çürûk koalisyon hü- kümetinin devTİlmesinde ge- nerallerin büyük rol oynadı- ğını iddıa eden Economist dergisinin haber yorumunda şöyle denildi: "Generaller. Refah'ı yasaklavarak dini po- litikadan çıkarabilecekleri konusunda yanılmış olabilir- ler. Erbakan ve arkadaşlan Refah'ın düşüncelerinin siya- si sahnede yerini koruduğunu savunuyoıiar ve büyük olası- lıkla haklılar. Her şeyden ön- ce Türklerin çoğu. biraz da generallerin sayesinde din çeş- nili si\asetealışmışdurumda- lar. Birtarihçi 'Generaller. bir anda kendi yarattıklan hay- vanın büyüklüğü ile karşı karşıva geldiler' diyor. Çok geç. Son genel seçimlerde Re- fah, oylann jıizde 21 "ini aia- rak birinci parti oldu. Bugün bu oran yiizde 25'e ulaşmış olabUir." CHF»Tire llçesi Uğur Mumcu Anısına Toplantı Konuşmacı Tarih : Saat : Yer : ALEVCOŞKiy Yazar-Cumhuriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı 25.01.1998 Pazar 13.00 Belediye Düğün Salonu ATILIM FİDANLIK Her Türlü Ağaç ve Süs Bitkisi Fidanı istenilen Adrese Gönderilir. Tel: (232) 544 23 48 DYP liderinin 'şerefsiz onbaşı' sözleriyle ilgili fezlekesi dönem sonuna kaldı Çiller: Sözlerim yardış anlaşıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anav asa Adalet Karma Komisyonu içinde oluşturulan alt komısyon. CHP Samsun Mılletvekılı Murat Ka- ravalçın. DYP Isparta Milletvekıli Ömer Bilgin \ e ANAP Hatay Millervekıli Hüse>in Yayla hak- kındaki 4 fezlekey le ilgili olarak dokunulmazlık- ların kaldırılmasına karar verdi. Alt komısyon. DYP lideri Tansu Çiller'ın "şerefsizonbaşı" söz- lerı nedeniyle düzenlenen fezlekenin ise dönem sonuna bırakılmasmı kararlaşiırdı. Çiller. komis- yona gönderdiğı savunmada. "Fezlekededayanı- lan siyasi hitabetimde askeri kuvvet veya askeri bir rütbe asla kastedilmemiştir" dedı. Dokunulmazlık dosyalan ile ilgili ön ıncele- me yapmak üzere oluşturulan 1 No'lu Hazırlık Komisyonu. dün ANAP Konya Milletvekili Mehmet Keçeciler başkanlığında toplandı. Keçe- ciler. çalışmalannda anayasanın millenekili do- kunulmazlığı ile ilgili 83. maddede yapılması planlanan değişikliği esas alarak değerlendirme yaptıklannı vurguladı. Keçeciler. "Milletvekillerinin salt konuşmala- nndan dolayı dokunulmazlıklanmn kaidınlma- masını prensip edinerek karar veriyoruz. Bu çer- çevede. Sayın Çiller'in Samsun mitinginde yaptı- ğı konuşmadaki "Onbaşı olma şerefsizliğmi gö>- termiştir' yolundaki sözleri ile ilgili dokunulmaz- lığın kaldınlmasını oybirliği ile dönem sonuna bı- ClvA&miv K i ı l ı ı n e ı i Y i ' ' n s a n Haklan Derneği îstanbul Şubesi Kayıplara ^ A U C I I l l T i n i l l I I I M I I I Komis>t»nuü>«leriveka>ıp>akınlandünak5amANAPU binası öniinde nıum yakarak kayıp Mehmet ÖzdemirMn bulunmasını istediler. İstiklal Caddesi girişinde topJa- nanİHD'lileradına bir açıkJanıavapanAvukatErenKeskin, Başbakan Mesut Vılmaz"ın.kendi iktidarlandöne- minden önceki riim kavıp olavlanna ve faili mechul cinmetlerin açıklanacağı sözleri ne dikkat çekti. Keskm, Yıl- maz'ın da kendisinden öncekUer gibi gerçek iktidar sahibi olmadıgınj beürtti. (Fotoğraf: HATtCE TUNCER) rakma karan verdik" dedi. Keçeciler, hazırlık komisyonu raporunun karma komısyona sunula- cagını ve karann burada kesinleşeceğini söyle- di. Çiller dekomisyona gönderdiği yazılı savun- masında, "si> asetin başka kurumlardan çok fark- b olarak kendine has bir tabiati olduğunu" \ur- gulayarak "Snasi hitabetteki üslup. siyasal düşün- ce öz^ürlügünün koruduğu dokunulmaz bir alan- dır. Üslup tarzuıın tercihi, beğenilmemesi, eleşti- rilmesi; suç ve cezanın konusu olmamak gerekir. Siyasal rekabet ve yanşma. arzulanmamasına rağmen, geçici de olsa -şartlann zorunlu kıldığı serteleştiri>idoğasuıdataşımaktadır''açıklama- sını yaptı. Pentagon 'da iftaryemeği FLAT KOZLUKLL ~~ WASHINGTON - ABD tarihinde ilk defa Savunma Bakanlığı da (Pentagon) or- dudakı Müslümanlariçin if- taryemeği dûzenlendi. Iftar > emeği öncesinde görevli bir imam subay ezan okudu \ e ardından namaz kılındı. 250 dolayında kişinin katıldığı if- tara askerlerin yanı sıra Was- hıngton \e çe\resınde yaşa- >an Müslümanlar ıle bazı Müslüman örgütlerin temsıl- cileri katıldı. Iftar yemeğinde, Savunma Bakan Yardımcısı John Hamre, kendisinin Hınsti- van olduğunu vurgulayarak -Ramazanın Müslümanlar için ne denli önemli olduğu- nu bili>oruz" dedi. tftar \e- meğine katılan önemli bir isim de. Genelkurmay tkin- ci Başkanı J. Ralston oldu. Diker; Düğümü DemiralANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu üyesi. ANAP Manisa Millenekili Tevfîk Diker. suikastın aydınlatılabilmesı için cinayet soruş- turmasını ilk yürüten. emeklı Anka- ra DGM Başsavcısı Nusret Demi- ral'ın konuşması gerektıgmı vurgu- ladı. Dıker. cinayet soruşturmasında kusurlan bulunan kamu göre\iileri hakkında herhangı bir işlem yapıl- madığını belirterek. 'hep. başansız- lıklan söz konusu olan kişilerin ceza- landınlmak yerine terfi etmelerinin dikkat çekici' olduğunu ka\dettı. Cumhuriyet'in. Mumcu cina\e- tı\le ılgılı olarak kurulan komısso- nun çalışmalarına ilişkin sorulannı yanıtlayan Dıker. ifadeleri alınanla- rın komisyonu yönlendırmeye çalış- tıklarını kaydetti. Diker. şunlan söy- ledi: "Çalışmalar sırasında irirafçılar yönlendirmeyeçalıştı. İstihbaratçılar >önlendirdi.Hanefı A\cı İran'ayön- İendirmeye kalktı. Mehmet Eymür başka bir istihbarat örgütüne doğru yöntendirmeye başladı. kriminoloji bir yere> önlendirmeyeçalıştL Astsu- ba> Hüseyın Oğuz'un yönlendirme- si var. İslami Hareket'eyönlendirme- ye çalıştılar, PKK'ye. de\let içindeki çeteye. dış senislere... Şe\ ket Kazan lsraü"e >önlendirme>e çalıştı." Emnıvet kriminoloji binmı tara- fından hazırlanan raporlan gü\enilir bulmadığını kaydeden Dıker. bom- banın uzaktan kumandayla patlatıl- mış olabileceği kuşkusunun gözardı edılmemesı gerektiğinı vurguladı. Suikastın aydınlatılmasında, soruş- turmanın ilk ayağını yürüten Demi- ral"abü\-ükgöre\ düştüğüne işarete- den Dıker şöyle de\am etti: "Demiral elini vicdanına koysun, ölmeden bu işin çözümüne \ardımcı olsun. Konuşsun. Komis>ona gelme- di. Kendisinden sonra bu konuyla il- gili göre\ yapan sa\alar öldüler. Ken- disinden daha ileride bilgi sahibi ola- bilecekkr rahmetli oldu. Bu sonış- turmaya Demiral ve Ülkü Coşkun el koydu. Demiral konusursadügümün çözülebilece0ne inanıyorum. Türki- ye bu a> ıpla > aşamasın." Dıker. suikastın aydınlatılacağı inancını taşı\ıp ta^ınıadığına ilişkin soru üzenne. "Demiral'laaşılır. Ger- çek sonuca gidecek konuşmayı yapa- cak kişi Nusret Demiral'dır" dedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin faıli meçhul cınayetler ayıbıyla yaşaya- mayacağını. devletin topyekûn bir çahşmayla bu cinayetleri aydınlat- maya çalışması gerektiğini vurgula- yan Dıker. "Tekrar sonuca ulaşıla- mamış bir yüdönümü yaşadığımız için üzülüyomm. Meclis araştırma komisyonunun da sıkıntılan vardır. Dedektiflik bürosu değildir. L laşıla- bilecek kadar belgelere ulaşm^tır. \e- ni unsurlar ortaya çıkarmaya çalışn. Bilgi ve belgeler ışığında özeüikle De- miral'ın da vicdani görev yapma ar- zusunu geliştirecek boyutlanyla dev- letin bu olayı ele alması gerektiğine inanıyorum. Bu işin çözüleceğine i- nanıyorum. Lzun sürse de bu iş çözülecek" görüşünü dile getirdi. 'Ihale alan banka sahibi oldu9 • Baştarafı 1. Sayfada Komisyonu toplantısında. Ayaydın dönemindeki ıhale ınşaatlan ve yüksek reklam giderlenndeki YDK ve Hazine Müsteşarlığı raporlanna da giren şolsuzluk ıddıaları ele alındı. YDK. Hazine ve banka müfettişlerince hazırlanan ve komisyonun bu toplantısında bazı üyelerce de dile getirilen Ayaydın dönemine ilişkin yolsuzluk ve ubulsüz- lük savları şöyle: -1994-1995 yülannda. banka ihalelerine uvgun bedelle çıkılmadL thale komisyonları sık sık değiş- tirilirken ihalelere hep aynı firmalar çağrtldı. - YDK raporlanna gö're 1994- 1995 yıllarında- kı ınşaat ihaleleri sonucunda banka 44.6 trilyon liralık zarar etti. Banka 1995 sonunda yalnızca 100 milyar lira kâr edebildi. DSP'li Ahmet Priş- tina. gelınen noktayı. "Emlak Bankası ile hangi fırma işyaptıysa banka sahibi oldu" sözleriv le di- le getirdi. -DSPKastamonu MilleKekiliHadi Dilekçuha- len Rekabet Kurulu Başkanı olan Ayaydın'ın Emlak Ban- kası sürecinden sonra hem makam hem de mali yönden yükseldiğine dikkat çekti. Di- lekçi. Aya>dın'ın genel mü- dürlük döneminde yaptığı harearııaların. Beşiktaş Yö- nerim Kurulu üyeliği sırasın- da yaptığı hareamaların ve 24 Aralık seçimleri öncesindeki harcamalann yüksekliğine dikkat çekti. DilekçL "Ben bürokratlara yüklenmek iste- mıjorum. Ama bu gıbı hare- ketler dikkat çekıyor" diye konuştu. - Hazine ve YDK raporla- rına göre Emlak Bankası. ba- zı firmaların fınansörü gıbı çalıştı. Bu çerçevede. stokta 32 bın tane satılmayan konut bulunmasına karşın. bazı fir- maları beslemek için sürekli yeni ihaleleraçıldı. thaleleri alan büyük inşaat firmaları- na aynca yüksek a\anslar ödendi. Yüksek rekJam gi- derleriyle dikkat çeken ban- ka 1994 vılında 234 milvar. 1995 yıluıda da 900 milyar liralık reklam verdi. 55. hükümetin ışbaşına gelmesinden sonra Dev- let Bakanı Refaiddin Şahin. Başbakanlık Teftiş Kurulu'na başvurarak ınceleme yapılmasmı iste- di. Kurul incelemesı sonunda, usulsüz temınat mektupları ve geri dönmeyen kredilerın yüksek- liğine dikkat çekti. Teftiş Kurulu. Emlak Banka- sı'nın. YDK'nın. KİT raporlan ve Bankalar Ye- minli Murakıplarfnıntersıgörüşlenne karşın. ko- nut üretimine devam ettiğine dikkat çekti. Bunun üzerine Teftiş Kurulu. Başbakan"dan soruşturma için onav istedi. TBMM Genel Kurul yolsuzluğu- nun ortaya çıkmasının ardından da Bakan Şa- hin'in taİımatıyla. Emlak Bankası Teftiş Kuru- lu'nca, banka yönetimi ve Emlak Konut hakkın- da soruşturma başlatıldı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in başbakan vadahükümetteolduğudönemde. \enalAnsen'in yönetimındekı Halk Bankasfnın, daha sonra DYP'den millenekili seçilen Sedat Aloğlu ile ba- Alkolden kurtulma mutluluğıı Hastanesi Alkol Madde Araştırma ve Teda\i Merkezi'nde (AMATEM) tedavi görerek bağımlılıktan kurtulan hastalar. ayıkJıklarının 15'inci yılmı pasta kese- rek kutladılar. Törende konuşan AMATEM Klinigi Şefi Doç. Dr. Duran Çak- mak, "Aikol bagınılılığının bir hastalık oiduğu ve tedavi edilebileceği bilincini toplumda oluşturmahvTz*' dedi. Törene. Dayanışma Grubu'nun kuruculann- dan Kocaeli İ'niversitesi Fen-Edebi>at Fakültesi Eğirim Bölümü Ogretim Cye- si rVof. Dr. İlkay Kasatura, Mimar Sinan Ünh ersitesi Sosyoloji Bölümü Başka- nı Prof. Dr. Esin Küntay, AMATEM'de alkol tedavisi gören hastalar ve AMA- TEM'deM heklm ve heinşireter katüdı. (Fotoğraf: İPEK YEZDANl) zı basın kuruluşlanna usulsüz krediler kullandır- dığı savlandı. Halk Bankası ile ilgili iddialar, TB- MM KİT Komisyonu'nda da dile getirildi. Ban- ka hesaplannın denetlendiğı 5.12.1996 tarihli ko- misyon toplantısında söz alan CHP Ardahan Mil- letvekili İsmetAtalay. Halk Bankası'nın amaç dı- şı kredi kullandırdığına dikkat çekti. Atalay. De- mirbank'ın sahibi HalitCıngıllıoglu'nun firmala- rına kredi kullandınldığına dikkat çekerek "Ban- ka vönetmeliğinin 13. maddesine göre bir banka- nın bir bankaya teminat vererek müşterisine kre- di verme olanağı yoktur. Ama buna rağmen temi- nat mekhıbu verilmiştir. Bunlann arasuida Ahmet Özal vardır. Halit Cıngılhoğlu vardır" görüşüne yer verdi. Banka müfettişlerince imzasız olarak hazırla- nan ve Başbakan Mesut Yümaz"a sunulan bilgi notunda, Halkbank'ın bazı kredi ışlemlerıne dik- kat çekildi. Bilgi notunda yer alan bazı konular şöyle: Aloğlu grubunaaçılan krediler: Bugrubun Fen İş Dış Tıcaret AŞ firma- sına l.Smılyondolardöviz. 1 milyon 250 bin dolar kabul kredısi; Fen İş Alüminyum fırmasına 5 milyon dolar dö- viz. 2.5 milyon dolar kabul, 10 milyar lira temınat kredisi açıldı. Epengle Döşemecilik Ku- maş Sanayi ve Ticaret AŞ fir- masına 2.5 milyon lira temi- nat mektubu, 1 milyon 400 bin dolar ithalat, 3 milyon do- lar döviz ve 33 milvar lira ıh- racat kredisi. banka v önetim kurulu karan ile Karaköy/İs- tanbul şubesınde açıldı. - Cıngılhoğlu grubuna ve- rilen krediler: Cıngılhoğlu Holding'e 20 milyon dolar döv ize endeksli kredi. Demir Finansal Kiralama AŞ'ye 5 bın dolar dövize endeksli 13 milyon 250 bin mark karşıh- ğında dövize natık teminat mektubu. 3.5 milyon dolar it- halat veya akreditif veya dö- vize natık temınat mektubu. 8.5 milyon dolar karşılığı it- halat kredisi kullandınldı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Doğruların doğruluğunu doğrulatmış... Şimdi kendi kendine soruyor: - Doğrulanmış doğruları ne yapmalı? Öyle anlaşılıyor ki şu yanıtı veriyor: - Bu doğruları incelemeraporuyladoğaıladık, bir de soruşturma raporuyla doğrulayalım... Bugün, yazarımız Uğur Mumcu'nun bombalı birsuikastsonucuöldürülüşününbeşinciyıldönü- mü. Mumcu'nun, 1970-80'li yılları. bugünkü mo- da deyimle "devlete sızmış - devletten beslenen çeteleri" açığa çıkarmakla geçti. Bugün yaşanan- lar Uğur Mumcu'yu her zamankinden daha çok doğruluyor. Böyle rapor açıklanmaz. Bu, fili tanımlamak bile değil. Deyim yerindeyse filin ayak kısmının ucunun bir bölümünü tanımla- yıp açıklıyorlar: - İştebeyin bu... Ardından kuyruğunun bir bölümü için sesleniyor- lar: - Hortumu böyle bir şey... Türkiye'de yaşananları bilmeyen bir kişi, sade- ce Yılmaz'ı dinlemiş olsaydı şunlan düşünürdü: - Bu ülke 1993 yılına dek cennet gibiymış. Hu- kuk tıkır tıkır işliyormuş. Devletin tüm kurumları, olabilecek en saygın biçimde yönetiliyormuş. 1993'te birden çeteleşme başlamış. 1997'ye ka- dar sürmüş. Her ne hikmetse bu, 1996'da bıçak gibi kesilmiş. - Abdullah Çatlı adlı iyi bir insan uzun süre dev- lete hizmet etmiş. Işte yine bu 1993'te uyuşturu- cu ticareti ve benzeri olmadık işlere karışmış. Dev- let elinden tutsaydı bu olmazmış. - Kamu bankalannın üst yönetimlerine atanan ki- mi kişiler de değişik görevlerde dolaşmış. Ama bunlann ne yaptığı belli değil. 'Ince'leme raporu Yılmaz, kendi deyişiyle durumun fotoğrafını çek- mek istemiş. Fotoğraf gerçekten çekilmiş ama üst üste basılmış. Aynı kartta dipte bir Mercedes gö- rünüyor, içinde kamu binaları. binaların pencere- lerinden dolarlar saçılıyor. uçlarında kan var, kan- lar dev koltukların ayarlarından sızmış dolara bu- lanmış... Kısacası Mesut Bey'de poz çok ama net görün- tü yok. Raporun niteliğine gelince... Başlangıçta soruş- turma havası vardı. Şimdi incelemeye dönüştü. Çok doğru bir tanımlama yapılmış. Rapor tam bir "ince"leme olmuş. Yirmı yıldır yaşadıklarımızı üç ıyıHa,inceltrniŞİe.r,,,J, , , „,,.., Yılmaz'a yöneltilen canlı sorular için ise söyle- yebileceğimiz tek şey var: - Çokkaliteliydi... Ama markasını tam kestiremedim. Ya "Arço- roc"tu ya "Arcopal"... Belki de Paşabahçe'ydi. A- ma melamın ya da noramin degildi. Bir ara porse- lenleşiyor mu diye baktım, değil. Neyse uzatma- yalım, belki de paslanmaz çelikti... Bir de soruların çerçevesıyle içine yanıtların otu- ruşu vardı ki: bu kadar güzel olur... Sanki Kenan Evren'in tablosu... Tabii bunun adı "hamamda kadınlar" olmaz. Ol- sa olsa, "ekranda erkekler" olur. Yazıyı, bugün bir kez daha sevgiyle - saygıyla anacağımız Uğur Mumcu ile noktalayalım. Mum- cu'nun 14 Şubat 1988'de köşesinde yayımlanan yazısının başlığı şuydu: "Mesut Bakan..." Dönemin Özal hükümetinin Devlet Bakanı Me- sut Yılmaz, Mustafa Taşar'ın kardeşi Faruk Ta- şar'ın Anadolu Bankası'nı üç milyar lira dolandır- masına ilişkin soru önergesine şu yanıtı veriyor: "Bu önergenin değeri nedir? Bu önergenin ya- zılı oiduğu kâğıt kendisinden daha değehidir..." Yılmaz'ın bu demecinden birkaç ay sonra ola- yın doğru oiduğu ortaya çıkıyor. Öyle anlaşılıyor ki Uğur Ağabey'in yazısını gün- celleştirmek için küçük bir değişiklik yeterii: "Mesut Başbakan..." KESK, yüruyuşunu mitingle bitirecek İstanbul Haber Servisi - Grev v e toplusözleşme hakkı içermeyen "kamu görev lileri sendikaJan > asa tasansı"nın TBMM'den gen çekılmesı amacıyla Ankara'ya > ürü> en KESK. bugün Rızılay'da büyük bir miting düzenliyor. CHP'nin en üst düzeyde katılacağını bıldirdığı mıtinge çok sayıda mılletvekılinin yanı sıra Türk-lş Genel Baş- kanı BayTam Meral ve DtSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dakda katılıyor. Hak-lş ile ÖDP. SİP. EMEP. HADEP ve çok sayıda sivil kuruluş. mıtinge destek vereceklerini açıkladı. Ankara yürüyüşünün Bursa-Eskişehir-Ankara bölü- münü dün tamamlayan KESK kafilesini Bursa'dan siya- si parti ve sivıl kuruluş temsilcilerinden oluşan bir grup uğurladı. Inegöl'e gırişine ızın verilmeyen KESK konvo- yunu Eskişehir girışınde 30 araçlık bir konvov karşıladı. Erdem hükümeti suçladı lstasyon meydanında ÖDP. EMEP, HADEP ve KESK şubeler platformunun da aralannda bulunduğu toplulu- ğa seslenen Siyami Erdem, kamu çalışanlannın 8 yıldır sürdürdüğü mücadelede geldikleri noktada tek istekleri- nin grevli toplusözleşmelı sendika olduğunun altını çiz- dı. Grevli toplusözleşmelı sendika önünde anayasal açı- dan bir engel olmadığını. ILO sözleşmelennin kamu ça- lışanlanna grevli toplusözleşmeli sendika hakkı verdiği- nı kaydeden Erdem. hü- kümeti bu gerçeklen görmezden gelmekle ve konuyu çarpıtmakla suç- ladı. " KESK yürüyüşü bu- gün Kızılay Meyda- nı 'nda gerçekleştirilecek büyük bir mitingle sona ereeek. Saat 10.00 ctaHı- podrom'daki yürüyüşle başlayacak KESK'in Kı- zılay'daki mitingine on binlerin katılması bek- leniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear