23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 1998 SAL HABERLER Teşkilat Çiller'i takmadı • ANKARA (UBA) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. eskı ortağı Erbakan'a özenerek. yürüttüğü teşkilat çalışmalanndan sonuç alamıyor. Muhalefete düştükten sonra RP tipi örgütlenme atağına geçen ve her fırsatta teşkilatına "Yann seçım olacakmış gibi çalışın" diyen Çiller, sandık görevlilerinin listesini istemesine rağmen. bu isteğine yanıt alamadı. Çiller'in talimatı üzerine Seçim tşleri Başkanı Hasan Ekinci tarafından aylar önce teşkilatlara gönderilen "Sandık görev lileri listesini oluşturup. bize gönderin" yazısını teşkilatlar dikkate almayınca Ekinci, ikinci kez yazı gönderdi. İHD Savaş'a dava açacakI ANKARA (AA)-lnsan HakJan Derneği (IHD), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ale> hine tazminat davası açacak. iHD'den yapılan yazılı açıkJamada, Başsavcı Savaş'ın 16 Ocak günü Kanal 6 televizyonunda yayımlanan Hulki Cevizoğlu'nun yönettiği "Ceviz Kabuğu" programındalHD'ye "iftira ve hakaret" dolu sözler sarf ettiği ileri sürülerek tazminat davası açacağı bildinldı. Çetin Hıryatistan'a gidiyor • ANKARA (AA) - TBMM Başkanı Hikmet Çetin, başkan seçildikten sonra ilk yurtdışı seyahatini Hırvatistan ve Bosna- Hersek'e gerçekleştirecek. Hırvatistan Parlamento Başkanı Vlatko Pavlatic'ın resmı konuğu olarak bugün bu ülkeye gidecek olan Çetin. yann da Başbakan Zlatko Matesa ve Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Mete Granıc ile görüşecek. Çetin ve berabenndekı parlamento heyeti. perşembe günü de Bosna-Hersek"e gidecek. fiüzel, DGM'de yargılamyor • ANKARA (AA) - YDP Genel Başkanı Hasan Celal Güzel'in. "Devletin emniyeti. dahili ve beynelmılel siyaseri açısından gizli kalması gereken belgeleri ifşa ettiği" gerekçesiyle 5 yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası istemıyle yargılanmasına dün devam edildı. Güzel'in katılmadığı Ankara2NoluDGM'deki duruşmada, mahkeme başkanı Turgut Okyay, Genelkurmay Başkanlığı'ndan istenen brifing notlannın "gizlilik" derecesi taşıyan bilgiler ıçermesi nedeniyle mahkemeye gönderilemeyeceğin in bildirildiğini söyledı. Bu notlara gerek duyulmadan karar verilebileceğini belirten Okyay, duruşmayı erteledi DYP de Kanadeniz telaşı • ANKARA (UBA) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Karadeniz karayoluna şaibe kanştığı iddiasıyla. Bayındırlık Bakanı Yaşar Topçu hakkında verilen gensorudan sonra tepki alınca. Karadenizlilenn gönlünü almak ıçin "Yola Karşı Değilız" adlı bir kitapçık bastırdı. Çiller'in talimatı üzenne partinin Karadenız'de oy kaybedeceği endişesiyle bastınlan ve "Yola değil, yolsuzluklara karşıyız" denilen ve beş bin adet bastınlan kitapçık. başta Karadenızliler olmak üzere tüm teşkilatlara, milletvekillenne ve yöneticilere gönderildi. hincioğllapı emekli oluyor • AıNKARA(AA)- Danıştay Başkanı Füruzan tkincioğullan. 4 Şubat'ta yaş haddınden emekJiye aynlacak. tkincioğullan. 6. Daıre Başkanlığı yaparken 30Mart 1994'te ilk kez bir kadın olarak Danıştay Başkanlığı'na seçilmişti. Danıştay Başkanlığı için 4. Daire Başkanı Erol Çırakman. 5. Daıre Başkanı Nun Alan. 6. Daıre Başkanı Gürbüz Önbilgın, 9. Daire Başkanı Uzdem Akyüz. 10. Daire Başkanı Erol Dündar, 11. Daire Başkanı Bahir Oğuz Ayçin ve 12. Daire Başkanı Şükrü Özeren'in aday olacağı öğrenildi. Erbakan, umum müdür olduğu 6 milyon sermayeli Gümüş Motor'u 7 yılda 7 milyon lira zarara soktu Yönettiği fabrikayı babrdı F akasını bir türlü bırakmayan bu uğursuzluğun kaynağı sakın do- ğum tanhı olmasındı. Sen şu Al- lah'ın hıkmetine bak. Annesi Ka- mer Hanım da koskoca 365 günün içınde sanki gün kalmamış gıbı sen kalk. toparlak yüzlü Necmettin'i 29 Ekım'de. Cumhuriyet Bayramı'nın jıldönümünde doğur.Adı "yıldız" anlamına gelen Necmettın'ın yıldı- zı ise tam tersine laık \e demokratık cum- hunyetle hiç barışmadı. Sivasete atıldıktan sonra her yargılanmasında "Cumhuriyet'in temellerini >erinden sarsmaktan \e değiştir- mheteşebbüsten"" suçlandı \e cazalandınl- dı. Nereyegıtse "Cumhuriyet", yakasını bı- rakmadı. llkokula da Kayseri Cumhuriyet tlkokulu'nda başlamamış mı>dı? Neyse ki bu okulda sadece üç a\ kaldı. Ama bu kez de Trabzon'da okuduğu ılkokulda karşısına "Gaa" adı çıkıverdi. Gerçi o tanhlerde ne ailesinde ne de kendısınde Cumhunyet \e Gazi düşmanlığının emarelen görünmüyor- du. Liseji Istanbul Erkek Lisesi'nde bınnci- likle bitirdikten sonra çalışkanlığı sayesın- de İTÜ Makine Fakültesı'ne yatay geçış ya- parak direkt ikinci sınıftan başladı. Kendi- sine sorulduğunda sofuluğu daha lise yılla- nndan başlamıştı. Ama Hoca. usta atıcı ol- duğu ıçın belge ve tanık olmadan bu dedı- ğine ınanmak zor. Çünkü bir konuşmasında da çocuklugunda Kuran kursuna gıttığını söylemışti. Oysa o dönemde henüz Kuran kurslan olmadığı bilenen birgerçek. Ne ka- dan doğnı bilinmez. biz Hoca'nın yalancı- sıyız, söylediğine göre şımdilenn Cumhur- başkanı Süleyman Demırel'e de aptes ve na- mazı İTÜ yıllannda Hoca öğretmış. Ünıver- site kantinınde dönemm moda danslannı öğ- -renraekle zaıaanını geçıren Sülevman De- mırel'e "sen gel bakayun ne diye zamanını böyle boş işlerie geçiriyorsun. Al bakavım cli- ne Kur'anr deyıvermış Süleyman Demirel. "eye sallamaktarT kaçmak ıçın makine bölümünü değıl. ınşa- at bölümünü seçmış. Hoca'nın anlattığına göre lslamkövlü Süleyman sınıfını zaten "hep kopya çekerek geçmiş."* 1948 yılında İTÜ Makine Fakültesi'nden mezun olan Erbakan. 1 Temmuz'da avnı fa- Erbakan. umum müdürlük görevi sırasında hiçbir kayıt tutmaz. Her şeyi siyah kaplı ajandasına sadece kendisinin anlayacağı bir dille yazan Erbakan'ın yüzünden fabrikanın muhabese hesaplan yapılamaz. Genel müdürlüğün çağırdığı hesap uzmanlan, yaptıkları araştırma sonucunda ilginç belgeler bulurlar. kültenin Motorlar Kürsüsü'nde asistan ola- rak göreve başlıvor. Üç yıllık asistanlık dö- neminde başarılı bulanarak araştırmalar yapması için 1951 vılında Alman>a'ya Aac- hen Teknik Üni\ ersıtesı 'ne gönderilivor Bu üniv ersıtede 1.5 yıl asken tank üretimi üze- rinde Prof.Schimit'le çalışarak "doktor" un- vanını alıyor. Hocamız. Almanva'da da ba- şarıdan başanva koşuvor "Dizel motorlar- da püskürtülen vakıtın nasıl rutuştuğunu" matematiksel olarak izah eden doktora tezi üzerine Deutz Motor Fabrikası'nadavetedi- lıyor. Burada da leopartanklannın motorla- n ile ilgili araştırma yapan Erbakan, 1953 yı- lında yurda dönüyor ve doçentlık tezini \e- rerek tekrar Almanya'ya gıdıvor 27 yaşın- da doçent olan Erbakan. daha önce çalıştığı Deutz firmasında 6 av da mühendis olarak çalışıyor. Buşıllannda Almanva'da evraktatahnfat ve dolandıncılık suçundan ceza aldığı vay- gın bir söylenti. Bu söylentivı araştırdığı- mızdaherhangi birkayda rastlayamadık. Bu konuda bize yardımcı olan Alman milletve- killeri üç olasılık üzerinde duruyor. Birinci olasılık; Almanya'da paraya çevrilen bu tür cezalar 15 jıl sonra kayıtlardan siliniyor. muhtemelen Erbakan'ın sabıkası da silindi. İkinci olasılık; böyle bir olaya adı kanşma- dı. Son olasılık ise başbakan olduktan son- ra bu olay gızli kayıtlara girdi ve kamudan saklandı. Adnan Menderes dönemi Erbakan. 1953 yılının kasım ayında. Istan- bul Teknik Üniversitesi'nde doçent olarak çalışmaya başladı ve bir yıl sonra da askere gitti. 1954, yılında Menderes hükümetı. pancar tanmını desteklemek için motor ve pompa fabrikası yapılması konusunda karar alıyor. Bir yıl sonra 1 Temmuz 1956 tarıhınde Gü- müş Motor Fabnkası'nın temeli atılıvor. 200 kadar ortağın bir arava gelerek kurdugu 6 milyon sermayelı Gümüş Motor Fabnka- sı'nın Umum Müdürlüğü'ne Necmettin Er- bakan getınlıyor Fabnkanın adının. Nakşı- bendi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku'nun ba- şında bulunduğu Gumuşhanelıler Dergâ- Bir zamanlar böyleydi Kapatılan Refah Partisi'nin eski lideri Erbakan bugün namaza duracağı zaman. avaklannı bir kişi vıkıvor. diğeri ibrikle su döküyor. Havlu tutan havlucubaşı ayn, ceketi. paltoyu tutan ayn. Erbakan bu görünüşüyle parti başkanından çoktarikat şeyhine benziyon. Halbuki bir zamlanlar bövlevdi. H a y a l î Ş İ r k e t klfrdU Cümüş Motor'da işler iyi gitmeyince Necmettin Erbakan, bu kez Gümüş Motor Sanayi adında haya- li bir şirket kurar ve işleri bu şirket üzerinden yürütür. Öurum ortaya çıkınca mahkeme karanyla bu şirket kapatüır. hı'ndan geldiği sanılıyor. Gümüş Motor "da Şeyh Zahit Kotku'nun de hissesi olduğu ve ortaklann çoğunun Kotku'nun müridi oldu- ğu bılınıyor. Iddialara göre Erbakan. Şeyh Mehmet Zahit Kotku'ya camide Gümüş Motor'u övücü vaaz vermesi için şirket his- sesi vermıştir. Fabrikanın kuruluşunda hükümet de I milyon 299 bin dolarlık teşv ik veriyor. Teş- vikin v eriliş öyküsünü Erbakan, 1980 önce- sinde kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle anlatıyor: "Kuracağımı/ fabrika için bir albüm ha- zıriamıştım. Rahmetli Menderes'e anlatır- kenelimi tutupdedi ki: 'Hiç nefesinı yorma boşuna. Bençiftçı çocuğuvum. Bumotorla- n bizzat kullanmış bir kışıyim. Türkiye için ne kadar hayati ehemmiyeti haiz oldugunu biliyorum. Ne istıyorsun onu söyle... Para mı, dövız mi. kredı mi ne istıyorsun?' Bizkendisinege- rekü parav ı topladığımızı, ancak dövize ihti- vaç duyduğumuzu söyledik. Ne kadar istedi- ğiınizi sordu,' 1 milyon dolar' dedik. Nftekim av nı günün akşamı 1 milyon 299 bin dolar- lık tahsis belgesi geldi." ^ •.*«*», ^ , Gümüş Motor'da ışler. hOT*me«wdevalü- asvon karan aldığı 1958 yılına kadar ıvı gı- dıyor. Erbakan'ın. Sanavi Bakanı Sebati Ataman'ı ıkna etmesıyle yeni bir yatınm ıçin ŞekerSırketı'neaynlan 750 bin lira Gü- müş Motor hısseienneyatınlır. Böylecebaş- layan Şeker Şırketi ile Gümüş Motor ortak- lığı da bir ışe varamaz Hisselenn gıderek düşmesi üzerine ucuz- lavan hısselen toplayan Şeker Şirketı. yüz- de 51*ı bulunca Umum Müdür Erbakan'ın karşısına Nurullah Gezgin'i çıkanr. Şeker Şirketi adına Yönetım Kurulu'na Gezgin'in başkanlık etmesi. Erbakan'a göre u işgal"*dır. Yetkileri kısıtlanan Erbakan. bu durumdan oldukça rahatsızdırama yapacağı bir şev de kalmamıştır. Bir odaya yerleşıp olan bıtenı izlemeve koyulan Nurullah Gezgin gözleri- ne inanamaz. Derhal bir raporla durumu Şe- ker Şirketi'ne iletir. Acılen toplanan yöne- tim kurulu, Erbakan'ın istifasını ister. Köylünün motorunu sattı Erbakan. umum müdürlük görevi sırasın- da hiçbir kayıt tutmaz Her şevı sıvah kaplı ajandasına sadece kendisinin anlavacağı bir dille yazan Erbakan'ın vüzünden fabnka- nın muhabese hesaplan yapılamaz. Genel müdürlüğün çağırdığı hesap uzmanlan. yap- tıkları araştırma sonucunda ilginç belgeler bulurlar. Gazetecı-yazar Soner Valçın'ın "Hangi Erbakan'" adlı kitabında da yer alan belge- ler. Erbakan'ın kışiliği hakkında önemlı ipuçJan v enyor. "Sizden aldığım motor arualandı. Gön- dersem tamir edebilir misini/:?" diye bir mektup göndermişti müşterinin bin. Yanıtı 'Umunı Müdür' Erbakan vermışti: " Bismillahirrahrnanirrahim. Hayıriı. ıığurlu. bereketli mahsuller diler, gönderece0niz motoru bila-bedel tamir ede- cegimia bildiririz. Allah'a emanet olun." Motorunu gönderen müşterıden iki ay sonra bir mektup daha gelir. "Aman acele Almanlara Erbakan şakası Erbakan, Gümüş Motor'dan 1963 yılında aynlıyor. Tabiri caizse kovuluyor. 6 milyon lira sermaye iie kurulan fabrikaya Erbakan, görev yaptığı 7 yıllık süre içinde 7 milyon zarar ettirmeyi başarmıştı. Umum müdürlük görevine Erbakan'dan sonra gelen Sait Gürpınar, Alman Hatz firması ile görüşmeier yapmak üzere Almanya'ya gider ve Erbakan'ın kaldıgı otelde ağırlanır. Otel sahibi, Gürpınar'dan şeref defterini imzalamasını rica ederken "Bakın, sizden önceki genel müdürünfiz de buraya yaznuştı" diyerek Erbakan'ın yazdığı sayfayı gösterir. Gürpınar, gördükleri karşısında küçük dilini yutar. Çünkü Erbakan'ın imzası bulunan sayfadaki yazılar Arapça harflerle yazılmıştır. Ötel sahibine dönen Gürpınar. tt Anlaşılan biam eski genel müdür size şaka yapmış. Atatürk Türkiyesi'nde vıJlardan beri Latin harfleri kuHanılnor"" der. motorumu gönderin, mahsul \anivor!" Bu mektuba yanıt venlmez... A>nı şahis bir ay sonra üçüncü mektubu- nu gönderir "Motorumu muhakkak gön- derin. Ben tamirden filan vazgeçtim." Şeker Şirketi yetkıhlenkövlünün motoru- nu ıade etmek ıçin araştırma vaparlar. Am- bargörevlisininifadesıalınır Ambarmemu- ru. "Efendim, motoru tamir ettik. Bir güzel de boyadık. .\ncak Necmettin Be> o motoru sattı! Ne yapsın. şirket çok zor durumdav dı" dıyor. Yapılan inceleme sonucunda fabrikada üretelın motorun. projede üretileceğı belir- lenen motor olmadığı görülür. Zaten kurul- duğundan ben fabrikada üretilen motor sa- yısı sadece 70 tanedir Konvalı İsmail Ka>- mak adlı bir uyanığın sütten krema çıkarma makınesi vapma teklifinı zamanında yetiş- tıremeyen Gümüş Motor. geçen her gün ıçin ıkı bin lira tazminat öder. Aynı şekilde İstanbul'dan İsmailEnginad- lı bir tüccardan alınan. dikış makınelen de- mır-döküm aksamı sıparişi de yerine getiri- lemez. Döküm vapılır. fakat milımetnk de- lıklerin çoğu vanlış açıldığı için tüccarik* mahkemehk olunur. Sonuçi GümÜJŞ Motc\fc yanm milyon lira tazminat ödemeye mah» kûm edilır. 1 Erbakan'ın hayali şirketi Erbakan'ın ıcraatlan bu kadarla sınırlı ol- sa iyı Gümüş Motor kurulduğu günden be- n ne Malıye'ye. ne Elektirik Idaresi'ne. ne de SSK'ye olan borçlannı öder Borçlann toplam tutan şirket sermayesinin bir buçuk katına ulaşmıştır. Ama Erbakan ıçin ne gam.. tşçilere bıle 7-8 a> ücretleri ödenme- mıştır. Gümüş Motor'da işler ivi gitmeyince Er- bakan. bu kez Gümüş Motor Sana>ı adında hayali bir şirket kurar ve ışlerı bu şirket üze- rinden yürütür. Durum ortaya çıkınca mah- keme karanyla bu şirket kapatılır. Şeker Şirketi vetkılılen.vaptıkları incele- me sırasında, DPT'den gelen. kapasıtenın bildirilmesi yolundakı yazıva venlen yanıtı görünce şok geçınrler. DPT've venlen ya- nıtta. Gümüş Motor'un yılık ımalat kapasi- tesinin 10 bin olduğu bıldınlmıştır. Yetkililer, yazıv ı gönderen muhasebeciye neden yalan bıldırımde bulunduğunu sor- duklannda.^Efendim,NecmettinBe> lObin yazmamızı istedi. Biz de kendisine 'Ama efendım biz bugüne kadar sadece 70 motor imal ettık" dedik. O da bize, "Olsun. nasıl ol- sa hedefımız 10 bin motor yapmak değil mi?" diye cevap verdi. Biz de bunun üzerine 10 bin motor \azdık"dıvevanıt alırlar. Sonuçta devlet. Gümüş Motor'u batmak- tan kurtarıyor. ancak Erbakan dönemındeki kötü ızlen sılebılmek ıçın adını Pancar Mo- tor olarak değıştınvor. Gümüş Motor'dan avrılan Erbakan, yeni- den Istanbul Teknik Ünıversitesi'ne döner. Arkada bıraktığı 1700 lıralık vergi borcu bu- gün bile ödenmemiştır 1963 yılından 1965"e kadar ünıversıte. sonra da Odalar Birligiadresindekı Erbakanı vergi memur- lan ne hıkmetse bulamaz. Zamanaşımına uğrayan vergi borcu sılınir. Sürecek SJFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslarfe raksnet.com Refah Partililer günlerdir kapatılma ka- rarını protesto ediyorlar. Haklılar. Çünkü onlar bu partiyi kendi inançlannın bir sembolü olarak görüyorlardı. Bu parti yoluyla kenara itildikleri toplumsal ya- şamda kendilerine bir çıkış yolu bulduk- larını düşünüyorlardı. Refah Partısi on- lar için bir kimlikti, itilip kakılmışlıklarına bir tepkiydi. Laikliği savunanlann bir kesimı ise bayram yapıyorlar. Onlar da haklı. Refah Partisi'nin iktidara gelmesiyle gündelik yaşamlarının ciddi bir tehdit altında ol- duğunu düşünüyorlardı. Refah Partili belediyelerin ve ardından REFAHYOL hükümetinin tüm yaşamı Islamileştirme- ye kalkışması, onlan haklı olarak endi- şelendiriyor ve öfkelendiriyordu. Tak- sim'e cami kabadayılığı, Cemal Reşit Rey, Atatürk Kültür Merkezi gibi ortak önemli kültür alanlarını tam anlamıyla is- lami egemenlik altına almak. Istanbullu- ları çileden çıkarıyordu. Buralarda bir Tercihler Arasında Sıkışıp Kalmak yandan mescıtleraçılıyor, biryandan iç- ki yasağı getıriliyordu. Refahlıların bütün yaşamımızı tehdit eden çıkışlarıyla karşılaştığımızda onla- n uyarmış ve şunlan söylemiştik: "Yüz- de seksenlik birkitleyi tehdit etmeniz ve onlan kendinize göre yönetmeye kalk- manız yanlış. Bu iç gerilimi kaldıramaz- sınız ve altında kalırsınız. Üstelik yarat- t/ğınız bu gerilim yıllar süren yeni yara- lar açar." Refah'ın kapatılmasıyla ilgili yasal ve anayasal tartışmaları bir yana bırakıyo- rum. Bu partinin yaptığı bütün hatalara ve iç gerilimi tırmandıran çıkışlarına rağ- men kapatılmasının iyi olmadığını düşü- nüyorum. Yine de olan oldu. Refah'a destek ve- ren önemli bir kitle, yeniden dışlanmış- lığın hayal kırıklığını yaşıyor. Öfkeli, üz- gün, küskün. Erbakan konuşurken ağ- layan insanlar görüyorum. Bunların iç- ten görüntüler olduğunaeminim. Bir bü- yük zafer yaşadıklarını sanırken kenara itiliverdiler. Böyle bir itilmişliğin bir siya- si kitle için ne anlama geldiğini iyi biliyo- rum. Yıllardır Türkiye'de sosyalistler, mu- halif kesimler merkezi devletin darbesi- ni yediler. Siyasi ıktidarlar, çoğu zaman hiçbir yasal kaygı gözetmeksizin solcu- ları yok etmeye çalıştılar. Hâlâ da bu an- layış sürdürülüyor. işte Eşber Yağmur- dereli'nin başına gelenler. Eşber'in son tutuklama kararına neden olan dosyayı ınceledim. Büyük bir haksızlık olduğu apaçık ortada. Eşber'in Adlı Tıp Kuru- mu'na muayene olmadığı için yeniden tutuklanmak zorunda olduğu belirtiliyor. Önümde belgeler var. Örneğin Kadı- köy Cumhuriyet Savcılığfnın düzenledi- ği tutanak. Aynen aktarıyorum: "Hüse- yin Hasip oğlu 30.5.1945 doğumlu hü- kümlü Eşber Yağmurdereli 27.11. 1997 günü Başsavcılığımıza geldi. 'Özel aVtan yararlanmak üzere Adli Tıp Kuru- mu'nca rapor düzenlenmesi için mu~ ayeneye gitmeyeceğini beyan etti. Işbu tutanak birlikte imzalandı." Bu tutanak- tan da görüldüğü gibi Eşber'in muaye- neye gitmek istemediği olay "özel af". Halbuki Eşber'ı Çankırı Cezaevi'nden tahliye eden ve cezasının ınfazını bir yıl erteleyen savcının gerekçesi, sağlık ne- denleri. Şöyle dıyor Çankırı Cumhuriyet Başsavcısı: "Cezanın infazının tüm infaz dosyası kaçsamına göre, BİR YIL SÜ- RE İLE SAĞLIK NEDENLERİ İLE İNFA- ZININ TEHİRİNE..." iki olay tamamen birbirindenfarklı. Bi- risi af kapsamına girmesı ıçin Adil Tıp'a gönderilmesi, diğeri sağlık nedenleriyle cezanın bir yıl ertelenmesi. Ne yazık kı Türkiye'de cezalandırma sistemi, bun- lann arasındaki ayrımı dikkate almadan yeni kararlar vermekten çekinmiyor. Eşber'e yapılanları düşünüyorum. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bir ge- rekçeyle, 23 yıllık cezayı çekmek üzere yeniden cezaevine yollanıyor. Biz Re- fah'la ilgili kararın yol açacağı sonuçla- rı tartışıyoruz. Türkiye, sorunları akıl ile, ülkenin yararına uygun şekilde ne za- man çözmeyi başarabilecek? Herkesle çatışan, her kesimi dışlayan ve bütün komşulanyla kavgalı bir ülke... Şimdi kendisine çıkış yolu arıyor. Refah bir siyasi güç. Sonunda kendi- sine bir çıkış yolu bulur. Umarız, geçmiş- ten gerekli dersleri çıkanrlar. Ya Eşber'e. Manisa'daki çocuklara, Çankırı'da pan- kart davasından yatan gençlere ne söy- leyeceğiz? Biz ne yapacağız?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear