22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20OCAK1998SAI OLAYLAR VE GORUŞLER Türkiye'nin Yapısal Sorunu Dr. ŞEVKET SAYILGAN Sınaı Yatırım ve Kredı Bankası T urkıve'de kamu malıyesının bugun bulunduğu nokta. ka- mu harcama ve gehrlen ıle kamu borçlanma gereğının fınansmanı konusunda kok- ]u bır veniden yapılanma re- foım programınm uvgulamava konulma- sının kaçınilmaz olduğunu gostermekte- dır Genel olarak dışa kapalı donemde (1963-1980), kamu harcamalannın yatı- ratn e diş fazianm toplamından oluşan gav- n safı ulu^al tasarruflar uzennde cıddı bır etkıde bulunmadığı anlaşılmaktadır An- cak toplam kamu harcamalannın tuketım ve vatınm olarak aynştınlması durumun- da. kamu vatınmlannın GSYÎH'ye oranın- da meydana geien artışlann. bu donemde dış dengede bıre bırlık bozulmalara yol aç- tığı dıkkatı çekmektedır Başka bırdeyış- le dışa kapalı donemde kamu vatınmla- nnda meydana gelen artışlar, net dış yu- kumluluk yaratılarak gerçekleştınlebıl- mıştır 1987 sonrası donemde ıse kamu harca- malannm ekonomıdekı obur makro buyuk- lukler uzenndekı bozucu etkısının arttığı gorulmektedır 1987-1995 dönemınde ka- mu harcamalannın GSYİH'ye oranında meydana gelen artışlar gayn safı ulusal ta- sarrufları (yatınm artı dış fazla) azaltıcı etkıde bulunmaktadır Bu donemde ge- rek kamu tuketım harcamalannın. gerek- se kamu yannm harcamalannın net dış yu- kumluluk v aratıcı bır nıtelık kazandığı an- laşılmaktadır Yapılan aynştırmalar (ana- lızler) kamu tuketım harcamalannın "in- Iktısat Uzmanı vestmentcıwdingout" ıle bırlıkte ve da- ha çok "dış dengebozucu",> anı net dış yu- kumJuluk arttıncı bırkarakten olduğunu gostermektedır Dahası, kamu tuketım harcamalanna gelen şok artışlar geçıcı ol- mamakta, kalıcı bır ozellık eostermekte- dır Aynı zamanda ozel tuketım harcama- lannı da aynı yonde etkıleyen kamu tuke- tım harcamalannda me> dana gelecek ka- lıcı azalmalann. toplam tasarruflan olum- lu yonde etkıleyeceğı açıktır Harcamala- nnda bellı bır dısıphn sağlayamayan ka- mu kesımı. harcama artışlannı karşılaya- cak bır gelır artışı gerçekleştırememıştır Bunun sonucunda da Kamu Kesımı Borç- lanma Gereğının GSYlH've oranı. KKBGO. sureklı bır artış ıçensındedır Ekonomıde bırdızı onlemın alındığı 1994 yılı ıçensınde bu oranda uzun yıllardan son- ra bır azalma gorulmuştur Ancak bu go- recelı duzelmenın geçıcı olduğu anlaşıl- maktadır Sözkonusuyıl, toplam kamu ya- tınmlannın GSYİH'ye oranı. tanhınde gorulmemış boyutlarda azalarak yuzde 3 4'e duşmuştür Yatınmlarda bır oncekı yılagöre meydanagelen4 1 puanlıkazal- maya karşın KKBGO'da gerçekleşen azal- manın 3 1 puanda kalması dıkkat çekıcı- dır Genel olarak kamu tuketım harcamala- nnda kalıcı bır azaJma, kamu gelırlenn- de de kalıcı artışlar sağlanmadan KKBGO'da 1994 yılında gorulen duzel- menın surdurulemeyeceğı açıktır Bu çer- çevede, bır kerelık vergı >a da ucretlenn dondurulması gıbı geçıcı uygulamalann çozum olmadığının anlaşılmış olması ge- rekır Kamu açıklan ven ıken açık fınans- man yontemlen sınırlıdır Para basmak veya(ıçyadadış)borçalmak Kamuoto- ntesı her ıkı fınansman bıçımı ıle ılgılı ola- rak. ıktısadı dınamıklenn dayattığı zorun- luluklar dışmda herhangi bır kısıt altında bulunmamaktadır Kımı zaman kamu açık- lannm fınansman yollanndan sadece bı- nnde. bellı bır dısıplın sağlanmaya çalı- şıldığı gorulmektedır Esas olarak açıkla- nn ortadan kaldınlmasma yonelık nıyetm olmadığı bır ortamda bu turden bır dısıp- lın sağlama gayretı başanya ulaşamamak- ta, hatta dısıplınle amaçlanan sonucun tam tersı sonuçlara yol açabılmektedır Turkıyeekonomısının 1987 sonrası do- nemde kazandığı deneyım. orneğın para basmaya getınlecek sınırlamalann (ıç ve dış) borçlanmaya da getınlecek smırla- malarla desteklenmesı ve esas olarak ka- mu gelır-gıderdengesının sağlanması zo- runluluğunu gostermektedır Aksıtakdır- de kamuoyu, "disiplin programının" sü- reklılığıne manmamakta, bır sure sonra da haklı olduğunu gorerek kamu otontesıne olan güvenını daha da azaltıp var olan beklentılennı pekıştırmektedır Borçlanma konusunda pıyasa dmamık- lennın dışında herhangı bır kısıtla karşı kar- şıya kalmayan polıtıka belırleyıcısmın. ozellıkle 1987 sonrasında hızlı bır borç- lanma polıtıkası ızledığı goruluyor On yıJ önce 25 mılyar dolar olan dış borç ra- kamı, 1996 Hazıran ayı ıtıbanyla 74 mıl- yar dolan aşmış bulunmaktadır Toplam dış borçlann kamu v e ozel ola- rak aynştınlması durumunda ıse ozel ke- sımın dış borçlanmada bellı bır esneklığe sahıp olduğu, kamu borçlannm ıse surek- lı bır artış ıçmde olduğu dıkkatı çekmek- tedır Ozel kesım dış borçlanmasının da uretken yatınmlardan daha çok >ıne ka- mu açıklannın fınansmanına yoneldığı bıhnmektedır Butçe açıklannın denetımı ve kamu borçlannın azaltılması, cıddı bır sıyasal ka- rarlılık gerektırmektedır Bırçok durum- da, kamu gelırlennın daha yuksek vergı- lendırme ıle arttınlamayacağı gorulmek- te. ancak v ergı kaçırmanm yaygın oldu- ğu ulkelerde daha sıkı bıruygulama ılebel- Iı bır gelır artışı sağlanabıleceğı anlaşıl- maktadır Bu durumda butçe açıklannın kontrolu kamuharcamalannın azaltılma- sından geçmektedır Harcama kesıntısı- nın uygulamaya konulması ıse bugunler- dekı Fransatecrubesının gosterdığı gıbı ko- lay olmamaktadır Yme de. kamu harca- malannın çoğu zaman "israfa yol açan" bır nıtelık taşıdığı bıhnmektedır Bu ne- denle kamu, ozel sektorun daha etkın ol- duğu alanlardakı ıktısadı aktıvıtelennı dur- durmalı, kamudakı kaynak dağıhmında da "etkinlik" kntenne uyulmalıdır Kamu kesımınde malı dısıplın sağlan- masına yonelık olarak uluslararası mev- zuatta gozeçarpan bazı ortak ozellıkier şo>- le ozetlenebılır • Hukumetlenn kamu borçlanmasına ko- layca sığınmasının onune geçebılmek ıçın kamu sektorunun, borçlanmada özel sek- torden farklı bır uygulamaya bağlı olma- ması hedeflenmektedır Bu çerçevede, hukumetın Merkez Ban- kası'ndan avans olanağı yasaklanarak Mer- kez Bankası 'nın kamu borçlanma enstru- manlannı portfbyunde bulundurmasına smırlamalar getırılmektedır • Butçe açıklannın denetımıne ve ka- mu borçlannın azaltılmasına yonelık bır program. y a;>al duzenleme olarak uy gula- maya konulmaktadır Yıllararası (multıan- nual) butçe uygulaması yasal bır zorun- luluk halıne getınlmekte ve hukumetın program hedeflenndekı gehşmelerle ılgı- lı detaylı. düzenlı ve zamanında bılgı ver- mesı sağlanmavaçahşılmaktadır Malı du- rumun genel olarak daha ıyı kavTanabıl- mesı ıçın ozel sektorun tabı olduğu mu- hasebe yontemlennın kamu tarafından da kullanılması ıstenmektedır • Orta vadelı butçe açık hmıtlen yasal olarak belırlenebılmektedır Orneğın Fran- sa'da. 1994yılındanbaşlayarak 1994-1997 donemı ıçın harcama artışını ve butçe açı- ğınm GS\ iH've oranmı sınırlav an bırya- sakabuledılmıştır Lngılteredeortadonem planla kamu açıklannın belli bır lımıtteol- masi ongorulmektedır ABD'de ıse butçe açığında hedeflenen azalış "Omnibus BudgetReeonctlian'on.Act" ıçensindever almaktadır • Butçe uygulama yasası, hukumetın bır yılda edınebıleceğı borçlanma mıktannı bellı knterlere gore belırlevebılmektedır Orneğın Almanya'da butçe yasası top- lam borçlanmanın toplam yatınm harca- malanndan daha fazla olamayacağını on- gormektedır • Makroekonomık stratejılere bağlı ola- rak, yıllık butçe yasasında açıklann ust lı- mıtı ve bankacılık kesımmden fınanse edılebılecek bolum belırlenebılır Eğerlımıtın aşılacağı anlaşılıyorsa oto- matık harcama kesıntısıne gıdılebılmek- tedır Orneğın ABD'de kamu borçlannda- kı azalma hedefı tutmayacaksa otomatık kesıntıye gıdılmektedır ARADA BİR M. ZAMAN SAÇLIOGLU Sanal Ölüm GeçenlerdebırTVkanalında,, ınsanışaşırtan veumut- suzluğa duşuren bır haber ızledım Bır Japon bılgısayarcı, ana-babasının mezannı uzun zamandır zıyaret edemedığı ıçın duyduğu vıcdan aza- bı yuzunden ıntemette bır mezarlık sayfası açmış An- ne ve babasının mezariannı buraya çızmış, yanına su, çıçek bır de dua krtabı koymuş Boylelıkle zıyaret ıçın mezarlığa kadar grtme zahmetınden kurtulmuş Bılgı- sayar monrtorunde çıçeklenn mezara nasıl konulduğu- nu, toprağın nasıl sulandığını, dua kıtabının sayfalannm nasıl çevınlıp ıstenılen duanın okunduğunu gorduk llk şaşkınlığın ardından bılgısayarcının bu mezar maketını neden evının sakın bır koşesınde değıl de, tum dunya- nın ulaşabıleceğı ıntemet ortamında ofuşturduğunu du- şunmeye başladım Bır oyun mu başlatıhyordu yoksa? Dınlerle, ınançlarta, gızlılıklerle, anılarla, gunah ve sevap- laria oynanacak, acımasız ve sonu belırsız bır oyun Dınler, dın tacırten ve asılsız ınançlar bu oyun sayesın- de sarsılacak mıydı, yoksa bu oyunu kullanarak guçle- necekler mıydı'' Bır sure once sanal bebeklenn çıkışıyla yme ırkılmış, bunun ardından bır başka oyunun gelebıleceğını duş- lemeye başlamıştım'' Bekledığım oyun, bugunun dun- yasının bılgısayar ortamında kurulup, dunyanın gıdtşı uze- nne oynanacak bır oyundu Orneğın, yeşıller ve çevre- cıler, çevre kırlıüğının dunyayt onumuzdekı yıllarda ne- reye gotureceğını, ekonomıstler, Avrupa Bırlığı-Amen- ka-Japonya arasındakı ekonomık rekabetın nasıl sonuç- lar vereceğını, çokuluslu şırketlenn dunyamızda nasıl ım- paratorluklar yaratacağını gosteren atılımlar yapacak- lardı Zaman zaman askerler, polrtıkacılar, dın adamla- n devreye gırecektı Oyunun bır yennde bır haber alma orgutu onemlı bınnı oldurecek, oyun bır anda yon de- ğıştırebılecektı Tum dunyanın katılacağı, gerçek yaşa- mın yansıması olan devasa bır oyun kurulabılırdı Boy- te bır oyunda mezariıklar da yer alacaktı doğal olarak, ama mezarlıklar bır son durak olacaktı, gerçek dunya- dakı gıbı Oysa Japon bılgısayarcı, sabırsız bır yaramaz çocuk gıbı oyuna yanlış yerden başladı Başlangıç noktası me- zarlık olunca, oyuna olumden, yanı yokluktan gınlınce Khaos'un dogması kaçınılmaz sanınm Şımdı Khaos hem yaşamı. hem olumu yaratacak Olumden hemen oncesı ıle olumden çok sonrası kurgulanmaya başla- nacak BılgısayannbaşdondurucuhızıKrDnos'ayenıço- cuklar verecek, doğal olarak da yıyeceğı çocuklannın sayısınıarttıracakKronos'un Gaıa, ıntemettekı sanal yan- sımada hızla değışen yuzunu tanıyamayacak Bundan sonrakı adımlan duşlemeye çalışıyorum Her dın kendı mezarlığını ınternette oluşturacak (So- nunda ateıstlerde kendı mezariıklanna sanal da olsa ka- vuşacakiar) Dıncıler once bu oyuna karşı çıkacaklar; ama bır sure sonra, teknolo|inın dışında kalmanın, zararlan- na olacağını anlayıp, ıster ıstemez oyunda yer alacak- lar Dıncıler, ekonomık guçlen sayesınde ıntemettekı en genış safyalara sahıp olacaklar belkı de Buyuk mezar- lıklar duzenlenecek dunyada, dunya dışında Belkı me- zarlık gezegenlen oluşturulacak sanal evrenlerde Uç- suz bucaksız mekânlarda devasa mezarlar yapılacak Kendı cenaze torenını tasarlamak ısteyen, ıstedığı sayıda sanal ağlayıcı kadın kıralayabılecek, bu kadınla- nn, ellenndekı gozyaşı şışelenyle mezann çevresınde do- nerken mılyonlarcaton sanal gozyaşı dokuşlerının pro- vasını ızleyebılecek Dunyanın en buyuk sanal orkest- ralarını tutacak, mezannın başında requıemler çaldıra- cak, bınlerce kışılık korolara ılahıler, ağıtlar soyletecek Olum, sanal bır "âsûde bahârulkesı" olacak Sanal me- zarlık, ınsanlara olmeden once nasıl bır olum, toren ve gomu ıstedıklennı duşlemelen ve ıntemet ıle bunu olum- suz kılmaları ıçın bır şans tanırken, olenın ardında ka- lanlara da başka olanaklar sağlayacak Japon bılgısa- yarcının yaptığı çok masum kalacak olup brteceklenn yanında Yaratının sonu gelmeyecek Olen, kanzmatık bın ıse, bır yakını "0 en çok benı severdı" dıyecek, otekı "Bana olmeden once şunlan ^soylemıştı" dıye one geçmeye çalışacak, bır başkası, "Onu en son ben gordum, son soluğunu venrken, elı- mı tutup bana teşekkurettı" dıye yazacak buyuk harf- lerle sayfaya insanlar en sevılenın kendılen olduğunu anlatmak ıçın bırbırlerıne hakaret edecekler, olenın ar- dından duşmanlıklardogacak Buyuk bır lıderolduyse, sanal toplumsal hıstenler oluşturulacak, toplu ıntıharlar sayfası açılacâk, ısteyen, ıntıhar ettığını lısteye ekleye- cek Araf sayfasına gunahlar ve sevaplar ışlenırken, ıçı dışı bır yaşamış olan, kısa bır zamanda, ya ıyı ınsan ola- rak cennete, ya da kotu ınsan olarak cehenneme gıde- cek, ama lyılığı ıle kotuluğu bırbınneyakın olan, bu say- fada uzun zaman bekleyecek Kımılen ıçın durum krrtık olacak Belkı de en son sanıyede alacaklan bırfazla se- vap ya da bır fazla gunah ıçın sanal oluler dıyanndakı yazgılan değışecek Bırtien kendılennı Dante'nın cehen- nemının bır yennde bulacaklar Dınler, sanal bır otekı dunya sozu vermışlerdı Tekno- lojı ıse bunu gerçekleştırdı Sanallık, bır buzdağı gıbı Gorunen bolumu buz, ın- sanı uşutuyor Gorunmeyen bolumu cehennem ateşı Insan, teknolojının sanal dunyasında bıle once ıdeal yaşamı değıl, ıdeal olumu buldu galıba, ne acı Nasıl Yönetiliyoruz? MURTAZA DEMİR Pır Sultan Abdal KültürDerneğı Genel Başkanı D emokrası, laıklık. Alevılık. ın- lımıze, halayımıza, sazımıza bemahımıza ve san haklan. Kurt sorunu ve banş gıbı sorunlar yumağın- da enerjısını tuketmış, çetele- nn ve haramzadelenn ınsafı- na terk edılmış. kurtulmak ıs- tedıkçe batan bır ulkemız var Batfdan moda- sı geçmış teknolojı ve kara para ıthal edıyor Batı'ya v e butun dunyaya çete. uyuşturucu ıh- raç edıyor, yoksulun emeğını ıç ve dış ışbırlık- çılere peşkeş çekıyoruz Turkı devletlere Kuran satıyoruz Pans'ı, Londra'yı, Berlın'ı, Vıyana'yı ve butun Batı'yı tesettur. camı. mescıt. sakal ve peçeyle 'işga- le' hazırlanıyoruz "Vlaşallah' Turkiye'ye yuz bın, Avrupa'ya uç bın camı yapmışız Bunun o denlı 'yarannı' gormuş ve toplum olarak o denlı yüksek bır 'ahlak ve adalet' duzeyıne ulaşmışız kı çeteye, mafyaya. elı kanlı katılle- re dokunamıyor. duvara yazi yazan lıselılere 18 yıl, unıversıte harcını protesto eden oğren- cılere de 98 yıl hapıs cezası venyor. kamu du- zenını ve adaletı sağladığımızı sanarak dunya- âleme rezıl oluyoruz Adaletın bağımlı olduğunu, kararlann kı- şılere v e sıyasal ruzgânn yonune gore değışık- Iık gosterdığını, yonetenlerdahıl herkes kabul edıyor Uzun bır dejenerasyon ve asımılasyon sü- recınden sonra. etık değerlerımızın son kınn- tılannı da dının sıyasallaşmasıyla bırlıkte yok ettık Kulturel kımlığımıze, kendımıze ozgıı ınsan- cıl degerlenmıze. olumlu farklılıklanmıza. dı- kendımıze yabancılaştık Önce Batı taklıtçılı- ğı yaparak kendımızı horladık. sonra "yankşyap- tık' dıyerek Avrupa gıyım-kuşamını. ahlakını taklıt ettık Dunyanın en buyuk kultur mırası bızım coğ- rafyamızdayken yaktık. yıktık. çaldık. yok et- tık Yermedı. bu guzelım kultur mırasınm, sa- ray, tıyatro kalıntılannın ustune çadır kurduk gecekondu yaptık Kot-blucın gıyıp 'Baüb', şalvar gıyıp. peçe takarak 'Doğulu' olduk lnatlaştık. bır turlu kendımız olamadık Kurt'un Kurt olmasına, dı- lını konuşmasına. Alevının Alevıce sazını ça- Up semahını donmesıne ızın vermedık Sağ polıtıka dedık, ırkçılık. mıllıyetçılık, Turk-lslam (Sunnı) sentezı dedık. dedıkçe bat- tık Battıkça hırçınlaştık Hırçınlaştıkça can aldık, can yaktık Sılah. kurşun. ışkence tez- gâhlan satın aldık Almanya'dan aldık Ame- nka'dan, Israıl'den aldık Hepsını ıç 'pazarda' tuketıpyenıden aldık E*renPaşaveSn Cum- hurbaşkanımızın da ıçınde olduğu dev let yo- netıcılenmızm ışaretıyle 'kurruluşu' Islamda aradık "Dinde\letinemrin<tedeğil,de\letdi- ninemrindeolmalıdır n dıyerek eğıtımı dınsel- leştırdık YıneSn Cumhurbaşkanımızındeyı- şıyle "Tespih çekenle silah çekeni bir mi tuta- lım?" anlayışını dev let polıtıkası halıne getı- np şımdıkı kuşağı yarattık Bunu 'başarmak" ıçın müthış emek ve para harcadık Yuz bınlerce camı, mescıt, Kuran kursu. ımam okulu, ılahıyat fakültesı açtık "Kanımız aksa da zafer İslamıu, ya Allah bismillah Alla- Futbol keyfı CTV'de. Tansu Polatkan ve Metin Gören'le haftanın futbol karşılaşmalarına ayrıntılı, tarafsız ve farklı bir bakış I ctvB U G U N 2 1 : 1 0 FUTBOL & FUTBOL hu-ekber" maskesını takan dıncı-ulkucu maf- yaya dev let burokrasısını teslım ettık Eğıtım. araştırma, sağlık. yol, okul. kultur ıçın bula- madığımız kaynaklan, dıncılık adına seferber ettık Humejni'ye. Kaddafi'ye. Mûbarek e gıt- tık. kabul gormedık Onlardan çok camı yap- tık, ımam yetıştırdık. onlann hatın ıçın kadın- lanmızın yuzunu gozunu kapatıp ınsanlıktan çıkardık ve *-Mlah nzası' ıçın ınsan da yaktık. ama vıne yaranamadık Olmadı, Batı'va donduk "Bizsizdeniz; \\- rupa'nın parcasıvız; bizi AB've alın, bakın in- san haklannı uygulu>oruz" dedık. hatta Eşber'ı bıle (') cezaev ınden çıkardık ama ınanmadı- lar, ınandıramadık Çunku bunlan demokrası ıçın. ınsan hakla- nnın vazgeçılmez bır hak olduğuna ınandığı- mız ıçın ve kendımız ıçın değıl. ya IMF ya da AB ıstedığı ıçın yaptık Uluslararası Insan Hak- lan Sozfeşmesı'nı. Çocuk Haklan Sozfeşme- sı'nı ve daha ne varsa. nasıl olsa uygulamaya- cağımız ıçın hepsını ımzaladık Avrupa'vagı- dıp ımzaladık, Turkıye'ye donup 'özgıirlûk, eşitlik, adalet, demokrasi" dıyen herkesı ışken- ceden geçırdık Bırakalım evrensel ınsan haklannı, ıfade, orgütlenme, ınanç özgurluğu gıbı temel hak- lan. yaşam hakkını dahı hıçe saydık Ya benım gıbı olacak, benım gıbı duşunecek, ınanacak. benım ıstedığim olçüde ve tarzda orgutlenecek- sın ya da dedık Ne çeteye ve ne de dın tacırlenne dokuna- bıldık 1 Dokunamadık, çunku altından hep 'ça- panoğlu' > anı kendımız çıktık Şımdı ıçtenlıkhysek eğer(kı ben ınanmıyo- rum) yanlış yaptığımızı ka- bul eder gıbıyız Fakat bu kez de 'onur sorunu'' ya- parak yanlıştan donemıyo- ruz Dunyada hıçbır ulkenın bıze dostluk gostermeme- sı, cıddıye alınmayışımız, hem Batı hem de Doğu ul- kelen tarafından reddedılı- şımızın nedenlerı bunlar- dır Yanı anlaşılan odur kı Turkıye'yı yonetenler, ul- kede yaşayan yurttaşlann tumunu aynı haklara sahıp olması gereken yurttaşlar olarak gormedıklen ve en temel ınsanı haklarımızı dahı esırgedıklerı surece dunya ulkelerı de Turkı- e vı vonetenlerı cıddıye Imayacaklardır Anlayan ben gelsın 1 Asken kımlığımı ve nufus cuzdammı kaybettım Hukumsuzdur GLMEYGVN BURDUR l.ASLİYEHUKUK MAHKEMESFNDEN 1996 393 Rabıve Çavdar tara- fından davalı Ismaıl Çavdar alevhıne açılan bo^anma davasının so- nunda Burdur Mer- kez Kavacık ko\u cılt 070 01 sa>fa 69. ku- tük 23'te nufusa kayıt- lı Husevın ve Ya- şar'dan olma 1961 do- ğumlu fsmaıl Çavdar ıle Şevket ve Şen- feden olma 1964 do- gumlu Rabı>e Çav- dar ın MK 134 e gore şıddetlı geçımsızlıkle- nne bınaen boşanma- lanna karar venlmıştır Davahnın adresı meç- hul olduğundan teblığ yerıne kaım olmak uzere ılanen teblığ olu- nur Basın 1149 PENCERE Körleşme Sünecinden Aydınlığa Doğru... Melıh Cevdet'ın kulakları çınlasın, mızah tını sında bır sesle sormuştu - İlhan, bız şımdı tarıhı mı yaşıyonız? Refah Partısı kapatılınca, Anday'ı andım, ta nhsel bır olayı mı yaşıyoruz? Kımıne bakarsa nız Anayasa Mahkemesı kararı bır şey değıl, çun ku Refah şu ya da bu ad altında yenıden kuru lacak, eskı hamam eskı tas olacak1 Demokrai Partı kapatılınca Adalet Partısı kurulmadı mı? CHP kapatılınca ıkıye bolunup DSP ıle SHP or- taya çıkmadı mı9 Solda ve sagda partı kapat- maların bır ışe yaramadığı şımdıye değın anla- şılmadı mı? . • Refah'ın noktalanmasını "bırpartının kapatıl- ması" dıye sınırlayıp değerlendırmek yanlış ol- maz mı'' Dıncı partı, camılen sıyasal partı şu- belerıne donuşturmek çabası ıçındeydı. ımam okullannı orgutun mılıtan deposuna çevırmıştı, or- duya sızmak, pohsı kafakola almak, devlet bu- rokrasısının kılıt noktalannı ele geçırmek gıbı her- kesın yıllardan ben gozledığı bır planı uyguluyor- du, Erbakan dunyadakı şerıatçı guçlerle al tak- keverkulahılışkılennı, Başbakan olunca, hıçva- kıt yıtırmeden devlet polıtıkasına donuşturmek ıstedı, ulkede ve butun dunyada gundeme bır sı- cak soru gırdı "Turkıye, Iran ya da Cezayır mı olacak?.." 8 • Refah ın kapatılması otekı partılerın kapatılma- sına benzemeyen bır olgu Imam-hatıp okulları, meslek oğretımı verecek yerde, temel oğretım kurumlanna donuşturul- muştu, genç kuşaklar şerıatçı kafayla mı yetış- tırılecektı'' "Oğretım Bırlığı Devrımı neden yı- kılmıştı'? Kızlar tslama gore ımam olamazlardı; ama, nıçın ımam okullarında okuyorlardı7 Tur- kıye yırmı yıldan berı neden 5 yıllık zorunlu oğ- retımı aşıp 8 ya da 11 yıllık eğıtıme geçemıyor- du ? Turkıye Cumhurıyetı Sunnı dıktasına doğ- ru gıden bır eğık duzeyde mı kayıyordu 7 Bır soru "Refah kapatıldı, ama, Başbakan Mesut Yıl- maz başta olmak uzere polıtıkacılar sıyasetı ıf- tar sofralarında yapmaktan vazgeçtıler mfî " Bu ulkede oruç tutan var, tutmayan var, mıl- yonlarca Alevı bu ıbadetı 'muharrem 'de yapar Sunnı mezhebının goreneğı neden devlet katın- da geçerlı oluyor 9 Laık devlet. tum ınançlar karşısında yansız, butun dınlere ve mezheplere eşıt uzaklıkta ve eşıt yakınlıkta durmaz mı'' Ul- kede devletın yurttaşlara davranışı, neden Sun- nı olçulenne uyduruluyor"' Hayır Refah'ın kapatılması, yaşadığımız buyuk so- runda ancak cım karnında bır nokta • Demokrası yolunda yapılacak çok iş tfac:" 1 ' Refah'ın kapatılması, bunun bır aşamasıdır Anayasa Mahkemesı'nın kararını bır partının ka- patılması olarak goren, hıçbır şey gormuyor<J6- mektır Korieşme surecınden kurtulmalıyız Laıklık. yalnız Refah ıçın değıl, tum sıyasal par- tıler ıçın ortak ılke durumuna gelmeden Turkıye demokrasının dar kapısından geçemez «ARKffLA NİIRHAK OY DAĞLAR GÜRLÜK T sevınc er YEŞILELMA Seyahat Acentast ŞEKER BAYRAMINDA D A P E Ş T E THYILE 28 Ocak - 2 Şubat 6 GUN - 5 GECE • • • * OTEL 499.-$ (212124952U 24952 17 leyent 121212842ı 242842* 23 Capttol 1216)391 51 30 Ankam [312) 440 56 00 FATİH 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1997 11S0 Mahkmenuzın 1997 1150 e;>as 1997 1197 karar, 22 12 1997 tarıhlı kararı ıle Kırklarelı Babaeskı. Kuleh koyu. cılt 021-01 >avfa 86. kutuk 41denu- fusa kayıtlı bulunan Izzet ve Fatma kızı 3 I 1968 do- ğumlu Meral Dut'a hastalığı sebebıvle aynı yerde nufusa kavıtlı bulunan anncsı Mehmet ve Gulsum kızı 10 4 1934 doğumlu Fatma Dut'un velavetı altma konulmasına karar venlmış olup karar ılan olunur 12 1 1998 Basın 1381
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear