23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLUL 1997 PERŞEMBE 12 KULTUR 5 4. U L U S L A R A R A S I V E N E D t K F İ L M F E S T 1 V A L t Thompson annesiyle başroldeKültür Servisi- Venedik Film Festiva- li devam ediyor. İtalyan yönetmen Ren- zo Martinelli. son fılmi u Porzus"un Ve- nedik'teki göstenmının durdunılması- nı emreden birmahkeme ılamı aldı. Se- naryoda yer alan Mario Toffanin'i ger- çeğe uygun bir şekılde yansıtmadığı için Toffanin aılesi tarafından talep edi- len bu uygulama. festival başkanı Feli- ce Laudadio'yu oldukça öfkelendirdı. Laudadıo. olav üzenne şu açıklamayı yaptı: "Hiçbiravukatbenden bir filmin gösterimini durdurmamı isteyemez; Italya cumhurivetini avukatlar yönet- miyor". Marcello Mastroianni'nin kendi ya- şamını anlattığı "Miricordo,si, io mi ri- cordo" adlı otobıyografık filrrun yönet- menı Anna Maria Tato. 1998 yılından başlavarak festivalde Mastroianni adı- na yeni bir ödül venleceğini açıkladı. Ödül, en iyi aktör ya da aktrise venle- cek. Mastroianni, yaşamının son 22 yı- lını Tato ıle birlıkte geçırmiştı Cezayırlı yönetmen Mahmoud Zem- mouri'nın "Yüzde 100 Arap" isımli fil- mı de Venedık'te polemiğe yol açtı. Otontelerin, bu filmin üstunde durma- lannın iki nedenı var. Cezayir'dekı Is- lamı terör ve radikal Islamcılann, yö- netmen Zemmoun'nin ıdamını ısteme- len. Fılm. bazı köktendıncı gruplann birlıkte dua ederken aynı zamanda da televizyon izlediklerini gösteriyordu. Şu günlerde Venedik'te bulunan öv- güye değer oyunculardan birisi Emily VVatson Geçen yıl yönetmenliğıni Lars VonTrier'ın yaptığı "Brealdngthe Wa- ves-Dalgalan Aşmak" Fılmıyle yıldızı parlayan Watson. Philip Saville'ın fes- tivalde gösterilen "Metroland" fılmi- nin başrol oyuncusu. Çok özel bir anlamlan olmasa da fes- tivalde seyirciyı oldukça keyiflendiren iki film gösterildi geçen hafta Vene- dik'te. Bunlardan ilki Rus yönetmen Pavel Çukray" 'ın "Vor" adlı çalışma- sıydı. 1952'de geçen bu film. Rus hal- kının Stalin'e karşı duyduğu aşk. nefret \e korkuyla kanşmış duygulannı yan- sıtıyordu.tkinci filmse çalışmalannı Amerika'da sürdüren ve geçen yıl "Le- aving Las Vegas" adlı filmivle beğeni- len Ingiliz \ önetmen Mike Figgis ımza- sını taşıyordu Başrollerını Nastasja Kinski ve \Veslev Snipes'ın ustlendiğı "One Night Stand". hiçbir ırkçı yakla- şımı olmaksızın zenci bir adamla be- yaz bir kadın arasında geçen tek gece- lık bir aşk övküsünü en doğal biçimıy- le anlatıyordu. Festivalde gösterilen Fılmlerden "The \Vinter Guest" de gerçek bir anne-kızı aynı pelikülde buluşturuyordu. Halen Yarışmanın en çok beklenen filmi - I Vesuviani- Vezüvlüler"in ilk gösteriminde Venedik'te yer yerinden oynadı. 5 yeni yazar- yönetmenin biriikte çalışarak ortaya çıkardıklan •Vezüvlüler", \eni İtalyan sinemasının bir bildjrisi niteliğindevdi. Lsta İngiliz aktör Alan Rickman'ın ilk vönetmenlik denemesi olan"The VVinter Guest" de. gerçek bir anne-kızı aynı pelikülde buluşturuyor. Filmde başrolleri Emma Thompson ve annesi PhyUida Lavv paylaşıyorlar. Lavv, filmde de Thompson'm annesini canlandınyor. sinemalanmızda Rasputin'i gösteri- len.usta tngıliz aktörü Alan Rickman'ın ilk vönetmenlik denemesi olan bu film- de başrolleri Emma Thompson ve an- nesi Phvllida Law paylaşmışlardı. Law. filmde de Thompson'm annesini can- landınyordu. Venedik'te Geceyansı gösterimlen- nin ilgi çeken filmlennden bıri de Paul Schrader'ın ~Affliction"ı oldu. Russel Banks'ın romanından sınemaya uyarla- nan film. sanki Coen kardeşlerin Far- go'sunun baş aşağı edilmiş. dramatık bir versiyonuydu. Yine New Hampshı- re. yine karlar, yine bir ceset \ e başrol- de de Fargo'nun Oscar kazanan kadın polısi Frances McDormand'ın yerini al- mış bir Nick Nolte vardı. Kieslovvski'nin tam altı filminde rol almış Polonyalı o> uncu-yönetmen Jerzy Stuhr'un "Historie Milosne-Aşk Hikâyeleri" adlı yanşma filmı, bekle- nen ilgiyi görmedi. Kieslovvski'ye öv- güyle başlayan ve bu sahnesiv le büyük alkış alan film. ağırlıklı olarak komedı öğelen taşıyordu ama K.ıeslowski"nin dennlığıne ve stıline yaklaşamıyordu bile. Sinemadan daha çok televizyon için v apılmış bir çalışma gibiydi. Yanşmanın en çok beklenen filmı "I Vesuviani- Vezüvlüler"in ilk gösteri- minde Venedik'te ver yennden oynadı. Antonio Capuano, Pappi Corsicato, An- tonietta De Lillo. Stefano Incerti % e Ma- rio Martonegıbı 5 yeni y azar-yönetme- nin birlıkte çalışarak ortaya çıkardıkla- n 'Vezüvlüler'. yenı İtalyan sineması- nın bir bildirisi niteliğindeydi. Çin ve İtalyan sinemalannın iki bü- yük ustası Zhang Yimou v e Giuseppe Tornatore de \'enedık'te>di geçen haf- ta. Yımou. yeni filmı "Keep Cool"un. Çin hükümetinın tüm olası sansürleri- ni aşmış olmasının rahatlığını yaşarken; Tornatore de kendi şırketınin yeni fil- mi için Venedik'te bulunuyordu. Yö- netmenliğıni GianfrancoCabiddu'nun üstlendiğı "II Figlio di Bakunin-Baku- nin'üıOğlu" da festivalde göstenlen bir başka filmdi. Venedik'te ilgiyle karşılanan çalış- malardan bın de 2-3 yıl öncesinin ba- şanlı Smoke ve Blue in the Face film- leriyle sinemaya yöneldiğini örnekle- miş, Amerikalı yazar Paul Auster'ın ilk yönetmenlik denemesi olan "Lulu on theBridge" ıdi. Filmin başrollerinde ise bırcaz müzısyeninı canlandıran Harvey Keitel ve Vlira Sorvino vardı Festivalin övgüye değer filmlerinden biri de 53 yaşındaki deneyselci Alman yönetmen Werner Nekes imzalı "Der Tag des Malers- Ressamlann Gii- nü"ydü. Göriiş ve bakış kavTamlan üze- rine bir araştırma niteliğindeki bu film, ressamla modeli arasındaki ilişkiyi, ka- dının çıplaklığını ve otoerotizmi sorgu- luyordu. Film. daha önce katıldığı bir- çok festıvalden de çeşıtlı ödüller almış- tı. Venedik'te tam 400 kişiyi sinema sa- lonunun dışında bırakan filmse, genç bir İtalyan kadın yönetmenden geldi. Roberta Torre'nin "Tano da Morire' 1 adındaki bu ilk filmi. bir müzıkaldi. Öy- kü, Sicilya'da geçıyor ve İtalyan mafya- sının aile işlerini anlatıyordu. 2. Uluslararası Avşa Granit Heykel Sempozyumu'na 7'siyabancı 10 sanatçı katıldı Avşa eski günlerine kavuşuyor Sezer, 'Cahide' dizisinde Hale Soygazi ile. AlevSezer yaşamuıı yitirdiKüMrServisi - Devlet Tıyatrolan ve telev ız- yon sanatçısı Alev Sezer. tedavı gördüğü Al- man Hastanesi'nde dün sabah saat 07.00'de yaşamını yitirdi. Ale\ Sezer için bugün saat 11.00'de Atatürk Kültür Merkezi Büyük Sa- lon'da bir tören düzenlenecek ve sanatçı Teş- vıkiye Camisi'nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. 27 Ağustos tarihinde halsizlik ve yorgunluk şikâyetleriyle hastaneye yatınlan Sezer'in ön- ceki gün durumu ağırlaşmış ve bitkisel haya- ta girmiştı. Bir aydır bulantı, kusma. üç aydır saç dökülmesi şikâyetleriyle tedavi altında olan sanatçı. v aklaşık beş gün önce ishal ve kusma nedeniyle tedavi edilirken. gelişen ağır enfek- siyonun etkisi altına girdi ve yaşamını yitirdi. Alman Hastanesi Yoğun Bakım Ûnitesı sorum- lu doktoru Sevda Kızdırmak, sanatçının. sep- tik şok ve solunum yetersızhği tablosunun ge- lışmesiyle, yapılan bütün müdahalelere rağ- men kurtanlamadığını ve yaşamını yitirdiğini bıldirdı. 23Nısan 1945 yılında Istanbul'da doğan Se- zer. Ankara Devlet Konservatuvan Tıyatro Yüksek Bölümü'nden mezun oldu. Tıyatro ya- şamına 1954'te Ankara Devlet Tiyatrosu'nun bünyesınde kurulan Çocuk Tiyatrosu'nda baş- layan Alev Sezer. 1955 yılında da Radyo Ço- cuk Saati bölümüne geçtı. Liseyi bitirdikten sonra Konservatu\ar Tiyatro Bölümü'ne de- vam eden sanatçı, 1967 yılında mezun olurol- maz Ankara Dev let Tiyatrosu'nda profesyonel sanat hayatına başladı. Oyuncu ve yönetmen olarak çalışmalannı sürdüren Alev Sezer'in uğraşlan arasında sinema, dublaj, televizyon dizileri de yer alıyordu. 1981'den bu yana İs- tanbul Dev let Tiyatrosu'nda çalışıyordu. 'Can- dida', 'Romeo ve JuMef, 'Bütün Oğullanm', 'Söz Verivorum', 'Damdaki Kemancı", 'Ama- deus\ 'Yasalarve İnsan' gibi oyunlarda rol alan sanatçı, 'Mikadonun Çöpleri*, 'Gardiyan', 'Sa- hncakta İki Kişi', 'Komedi SanaO'. 'Mavmun Da\ası', 'Babaannem Yüz Yaşında' oyunlannın da yönetmenliğıni üstlenmişti. 1986 yılında 'Candida' adlı oyunla Yılın Ümıt Veren Sanat- çısı Ödülü'nün yanı sıra rejileri ile de birçok ödülün sahıbi olan sanatçı, birçok sinema. te- kv izyon filmı ve dızide rol almıştı. Sezer son olarak 'Şehnaz Tango' \ e 'Bir Umut' adlı di- ziyle ızleyenlerın karşısındaydı. ESR.\ ALİÇAMJŞOĞLU Marmara Denizi'nın granıtıyle ünlü adası Av şa. dünyanın farklı ülkelerin- den gelen 10 sanatçıyı ağırladı bir ay bovunca. Japonya'dan Taizo Muraka- mi. Ryosuke Kobayashi. Tomonori Fu- jioka. Kore'den Moon Kvıı Kim. Isra- ıl'den Igor Brovv. Avusturya'dan Juan Elisabeth. Fransa'dan Jean François Demeure. Türkıye'den Rahmi Aksun- gur. Emre Başoğlu \ e EvTİm Saraçoğ- lu'nun katıldığı sempozyum. adanm unutulmaya yüz tutmus kımlık bıriki- mıne uluslararası bir boyut getırerek, Avşa'nm heykellenvle ünlü bir ada ol- masının da ilk adımlarını attı. ilk kez 1993 v ılında gerçekleştirılen ve ünlü heykeltıraş Hadi Bara anısına düzenlenen 2. Uluslararası Avşa Gra- nıt Sempozyumu. Mımar Sınan Ünı- versıtesı. Avşa Belediyesı ve Borusan AŞ'nın ortak çalışmalan sonucu, 23 Temmuz-23 Ağustos tarihlerı arasında gerçekleştırıldı. Lniversıte. yerel yö- netim ve özel sektör işbirliği ile oluş- turulan sempozyum. Avşa Adası'nın bir 'açık hava heykel müzesi'ne dönü- şümüne katkıda bulunmayı da kendisı- ne ılke edindi Amaç, açık hava heykel müzesine dönüştürmek Mımar Sinan Ünıversıtesı Rektörü Tamer Başoğlu; MSÜ Heykel Bölü- mü'nün Marmara Denızi'ne bir avuç maya çaldığını vebunun tuttuğunu be- lırtırken, bu sempozyumun Türk sanat tarıhi ıçınde çok önemli bir çalışma ol- duğunuvurguladı. "BorusanGranit'in desteği \e Avşa Beledive Başkanlığı'nın ev sahipliği ve işbirliği ile üniversite ola- rak bir sempozvuma başladık ve çok önemli bir sonuca ulaştık. 1993'te bu sempozyuma ilk başladığımızda Avşa İlk kez 1993 'te yapılan ve ünlü heykeltı- raş Hadi Bara anısına düzenlenen 2. Uluslararası Avşa Granit Sempozyumu, Mimar Sinan Ünh ersitesi, Avşa Belediye- si ve Borusan AŞ'nin ortak çalışmalan so- nucunda gerçekleştirildi. Sempozv umda oluşturulan lıev keller. sanatçılar tarafın- dan belirlenen yerlerde sergilenecek. Belediyesi henüz işbaşına gelmişti ve genç bir belediveydi. Üç sene daha de- vam edebilseydik Avşa'nın bugün 50 hev keli olacakü. Avşa Adası şu anda 20- 22 hev kele sahip. Avşa'yı bir açık hava hevkel müzesine dönüştürmek en bü- yük amacımız. Düm aca ünlü birçok sa- natçının burav a gelip, bir av sürevleva- pıtları üzerinde çalışması. Türkive'nin sanat ortamını olumlu yönde etkileye- cek. Avşa'daki sempozv unıun yanı sıra, 9 vıkur Marmara Adası Saraylar Kövii ile ilişki halindeviz ve sonunda arazi ta- pusunu aldık. Burada hem yaz okulu hem elsanatlan hem de bu tür ulusla- rarası sempozvum yapmavı planlıvo- ruz. Marmara Adası'nda tapulu mül- kümüz olacağı için bu etkintiğin daha köklü olacağını düşünüyoru/- Avnca. üniversite olarak kapsamlı bir eğitim ve uv gulama imkânı yaratmış da olaca- Tamer Başoğlu. bütün ülkelere dave- tıye gönderdiklerinı, farklı ülkelerden 25. Türkiye'den ise 7 dosya arasından seçim > aptıklannı da belirtiyor. Her v 11 genç bir sanatçıva sempozyumda yer vereceklennı vurgulavan Baıjoğlu. bir- çok Japon sanatçının MSÜ Hev kel Bö- lümü'ne gelip misafir sanatçı olarak çalışmak ıstediklenni de belirtti MSÜ Heykel Bölümü adına genel koordınatörlüğü üstlenen ve sempoz- yuma sanatçı olarak da katılan Rahmi Aksungur, sempozvumun önemli amaçlannı adalar grubunu kültür orta- mı haline getirmek ve uluslararası bo- yuta taşıyarak. mermer ve granıtın yurtdışmda da adının duyulmasını sağ- lamak olarak açıklıyor. Avşa'nın za- man içinde bir koleksiyon oluşturarak. açıkhava müzesı haline gelmesinın de sempozyumun amaçlanndan biri oldu- ğunu v urgulayan Aksungur, Hadi Ba- ra adına düzenlenen sempozyumun ge- lecek yıllarda daha da nitelik kazana- cağını belirtiyor. Aksungur, Avşa'da geçmış yıllarda birçok granit ustası ol- masma karşın günümüzde kımsenin granitle ılgilenmemesini v e teknık v ar- dım alamadıklannı da ekliyor sözlen- ne: " Avşa'nın geçmişte olduğu gibi bu- gün de taş ustalannın artmasını diliyo- ruz ve bunun için uğraş veriyoruz." Sempozyuma katılan ve Dıvnği U- lu Camıı'nın kapısında gördüğü motı- fi granite işleyerek Avşalılara armağan eden Fransız sanatçı Jean François De- meure ise, kültür alışverışınin en iyi biçimde sağlandığına değinerek. "Hem sanatsal açıdan hem de ilişkiler açısından sempozyum olağanüstüvdü. Hevkelimi Avşa için vaptım ve yerini bulduğuna inanıyorum." Sempozyumun Organizasyon Ko- mıtesı Başkanlığı'nı üstlenen Oğuz BayTakçı da. bölgenın kültürbınkımı- nı gun ışığına çıkartmak ıçın böyle bir proje girişimınde bulunduklannı ve bu- nu gerçekleştırdıklerinı belirtti. "Bu- rada yaptığımız çalışmalar bir kinılik- lendirme çalışması olarak adlandınla- bilir. Lnutulmava yüz tutmuş taş işçili- ği yerine getirebileceğimizi umuyoruz." Evrim Saraçoğlu ise. halktan çok yakın ılgi gördüklerinı ve sempozyu- mun sanatın halkla bütünleşmesi için önemli bir adım olduğunu da ifade et- ti. Emre Başoğlu da. sanatçılarla yapı- lan tartışmaların Türk heykelının ve sa- natının tanınması açısından çok önem- li olduğunu vurguladı. U2 artık dünya turnesine çıkmayacak 112 için artık sıra olağanüstü albümlere geldi. KültürServisi-Tüm dünyada ger- çekleştirdiği büyük stadyum konser- leriyle dikkati çeken ünlü rock gru- bu U2, şu sıralar devam eden turne- lerinden sonra bu tip geniş ölçekli konserlerden vazgeçeceklerinı be- lirtti. Grubun lideri Bono yaptığı bir açıklamada Pink Flovd ve Rolling Stones gibi devasa boyuttakı stad- yum konserlen ıle geniş kitlelere u- İaşmayı başaran U2'nun artık bu ko- nuda yolun sonuna geldiğini açıkla- dı. 17 yılda yaklaşık 70 mılyon al- büm single dünvaca ünlü irlandalı grup. gelecek hafta İngıltere'de Wembley Stadyumu'nda bir konser verecek ve Amenka'da gerçekleşti- receği konserler dızısmi ise sonba- harda noktalayacak. PopMart baş- lıklı rurnesmde gerçekleşen ılgı çe- kıcı konserlerle grup. adeta tekno- lojınin hakim olduğu bir çağda rock konserlerinin nasıl olnıası gerektıği- nin güzel bir örneğini veriyor. "Biz kitch'e inanıyoruz" sloga- nıvla gerçekleştirdikleri turnede grup. shovv'u sırasında dünyanın en büyük vıdeo ekranı ile izleyicilere görsel bir şölen sunuyor. Bu dev bo- yutlardakı vıdeo ekranını taşımak için 250 görevlı. 75 kamyon ve bir Boeing 727 uçağı seferber oluyor. 37 yaşındaki Bono, Prag'da yap- tığı bir açıklamada PopMart rurne- sinin daha önce gerçekleştirılen Zoo TV'den çok daha başanlı geçtiğini, ancak U2'nun bu tip büyük shovv'lardan artık bıktığını belirtti ve şöyle ekledı: "Grubun tekrar böv lesine büyük gösterilerde yer al- dıguu düşünmek bile istemivorum. Bence PopMart'ın ötesine geçebile- cek bir rock konseri olamaz. Arük sıra olağanüstü albümler yapmaya geldi." Bono'nun verdiğı bilgılere göre. PopMart'ın hazırlanması aşa- masında grup elemanlan bırer mı- mar. mühendıs ve yönetmen gibi ça- lışmışlar. Geçen hafta turnenin gelecek haf- ta sona ereceğinın bildinldıği bir ha- berin ardından. U2'nun menajen Paul McGuiness U2'nun daha şım- diden gelecek tume için hazır oldu- ğunu açıklamıştı. U2 PopMart turnesini 1995 yılın- dayken tasarlamaya başlamış. An- cak gruba sponsor bulmak çok da kolay olmamış. Bir önceki turneyi Volksvvagen fınanse etmiş. Ancak görülen o kı. son dönem- de gerçekleşen dünya turneleri gruplann yeni albümlerinı tanıt- maktan daha büyük gerekçelerle ya- pılıyor. Müzik eleştirmenlenne göre. Bo- no'nun artık dünya turnesi yapma- yacaklanna yönelik bu açıklaması. özellikle daha henüz yansı tamam- lanan tumenin konser bıletlennın daha çok satmasını amaçlıyor. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİ1E Uzaylı Dostlarım Uzaylı dostlarım seyrek de olsa benı ziyarete ge- lir. Özellikle de Sarovan Kentı Bılimler Akademisi üyesi Kova ile Savo. Sarovan. üst-uygar bir kenttır ve uzun bir süredir dünyayı incelemektedırler. Ko- va ile Savo da Türkiye'yi mesken tutmuşlardır. Genellıkle edebıyat konuşuruz. Söyleşilerimıze, zaman zaman Mahir Öztaş, Tuğrul Tanyol, Buket Uzuner, Haydar Ergülen, Nilgün Üstün, Mario Levi, Enver Ercan, Zeki Coşkun, Metin Celâl, - bazen de- Hikmet Akarsu katılır. Bizim birbirimizi yercesıne yaptığımız edebi tartışmaları sakince iz- lerler. Şiirin durumu, son yıllarda, 'büyük' birşairin çık- mayışı; romanın Batı'ya göre 'yetersizliği'; eleştiri- nin kurumsal kımlığini kazanamayışı gibi sorunlar masaya yatınlır. Bizler, uzaylı dostlarımızın deneylerinden yarar- lanmayı düşünürken. bir bakarız ki karşı kutuplar- dadüşman kardeşieroluvermışiz. Kuşkusuz, anlaş- tığımız konular da vardır. Eleştirmenlerin, yapıtlan- mızı anlayamaması gıbı. Biz hararetle tartışırken, uzaylı dostlarım sakince bizi dinlerler. Kim bilır, Savoran Bılimler Akademi- sı'ne verdıklerı raporiarda neler yazılı! Kova da. Savo da oldukça sakin ve hoşgörülü uzayhlar. Dinlemesını çok çok iyi bilıyoriar. Ne var ki, tabii ki rahatsızhk duymuyorum, ama çok soru so- ruyoriar. Belkı de 2096 yılında 'yaşıyor' olmanın, hatta başka bir galaksıye ait olmanın nedenidir so- rulann çokluğu. Sonsuz bir oğrenme, bılme ısteği... Tabii ki bizım de sorularımız oluyor. Hepimizin bir- den sorduğu. üstunde anlaştığı sorular ise 'kitap'ın durumuna ılişkın sorular. Orada, uzayhlar kıtap okuyor mu; roman ne du- rumda; şiır nasıl bir çızgi ızlıyor. daha çok anlatımcı bir şiir mı var. yoksa imgelerın ağır bastığı bir şiir mi? Edebıyat kuramlarını. eleştirmenlerin, sanatçılann önünde mı. yoksa ardında mı kaldığını; post-moder- nizmden soz edip edemeyeceğimızı; kültür tarihle- rinin nasıl bir evrim gösterdiğini; korsan kitabın olup olmadığını sorup duruyoruz sohbetlerımizde. Edebıyatın klıplere yenılip yenılmedığini: ekran önünde çakılıpçakılmadıklannı;bılgısayarprogram- larını; tüm bunlann okumayı nasıl etkilediğıni; de- mokrasiyi; sol görüşün hangi biçime geldiğini; sö- mürüyü; kapitalist üretim ılişkılerinin kalkıp kalkma- dığını, dolayısıyla da ışçı sınrfının vaıiığını; emek ile sermaye arasındakı çelışkiyi; medyayı; toplumsal yaşamdatemel çelişkilerin ne olduğunu; sanatı; si- nemayı: tıyatroyu; yaşama biçimlerini; sporu ve özellikle de futbol maçlannın yayınlarını vb. vb... Bir anlamda varsayımsal ve kuramsal olarak ge- lecekte acaba bizı neler bekliyor? Kaygımız bu. 'Kı- fap'ın durumu ve okur ıle ilışkisi... Okuma eylemi- nın sürüp sürmeyeceğı; okur kıtlesı diye bir krtleden söz edip edemeyeceğımız; yayınevlerinin ve krtap- çılann 'geleceği'... Doğrusunu söylemek gerekirse; bizim onlara gös- terdiğimiz sabnn çok fazlasını gösteriyorlar. Sakin- ce ve büyük bir hoşgörüyle dinleyerek tek tek ya- nıtlıyoriar. Benim en büyük korkum 'Fahrenheit451'ö\. Ney- se ki öyle değilmiş. üstelik çok değışik kıtap kâğıt- ları da üretıliyormuş. Kitabı tutmanın duygusu yit- memış; yazılanı sayfadan okuma alışkanlığı da sü- rüyormuş. Aslında Sarovan kentinin, gerçekten üst-uygar birkent olduğundan hıç kuşku yok. Ama bana an- latılanlan anlatmaya kalksam -gerçı banaanlatılan- lar şımdıye kadar, sorabıldıklerimızın yanıtı yalnız- ca- bu köşe yetmez. Başka bir yazıda uzun uzun yazarım. Asıl. son gelışlerınde en çok dikkatimi çeken; ge- lış tarihleriydı. Kova ile Savo'nun 1 Eylül günü beni ziyaret etmesi; ulkemdekı ve dünyadaki banşa iliş- kin sorular sorması oldukça dikkat çekiciydi. Acaba, uzaylı dostlarımız neye göndeıme yapı- yorlardı... "Mekânım Datça Olsun" • Kültür Servisi - Güler Yücel'ın "Mekânım Datça Olsun" başlıklı sergisi, Datça'da açıldı. 1955 v ılında Güzel Sanatlar Akademisi'ne giren \'ücel. önce Halil Dıkmen Atölyesi'nde çalıştıktan sonra çalışmalannı Bedrı Rahmi'nın Atölyesi'nde sürdürdü. Can Yücel'le evlendıkten resme ara veren Yücel, kızı Su Yücel'ın resım çalışmalan sayesınde kendisi de resime geri döndü Datça'ya yerleştikten sonra Datça'nın doğasından etkılenen Yücel, resımlennin çoğunda Datça'vı. Datça'daki yaşamını anlatmış TOBAV'ın ikinci koordinasyan toplantısı Bursa'da gerçekleşti • Kültür Servisi-TOBA\' 2. Koordınasyon Toplantısı. 29-30 ağustos tarihleri arasında Maliye Bakanlığı'nın Uludağ Kirazlıyayla Tesisleri'nde Genel Merkez. İstanbul şube ve diğer temsilcilıklerinın katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantılarda TOBAV'ın bugüne kadarki ülke kültür sanat yaşamına bulunduğu katkılar değerlendınldi. TOBAV sanat mesleklennın yeniden yapılanması çalışmalannın öncülüğünü ve takipçılığıni yapacağmı. aynca sanat meslek tanımlannın yapılarak mesleki sendikalaşmaya gidilmesinin önemıni belirtti. Tüm sanat dallannın özerkleştirilmesi ve bununla ılgili yasa çalışmalannın yapılıp. aynen sekız yıllık eğitimde olduğu gibi sanat alanında benzer kalıcı reformlann gerektiğı konusunda görüş birlığıne vanldı. Aynca sanat alanlannın yeniden vapılanması. bu doğrultudaki TOBAY düşüncelerinın dil birlıği içinde savunulması. TOBAV'lı olmanın ilkeli bütünlüğü ile her zamankınden daha güçlü bırlik ve beraberlık içinde olunması kararlaştırıldı. TOBAV sanat alanında yarattığı heyecanı, Afife Jale Sahnesi. Sanat Eğitim Merkezi ve 2. Tiyatro Kurultayf nın düzenlenmesı, Asva Tiyatrolan Festivali yapılması gibi projelerle sürdürecek. BUGÜIV • SAHAF KAFE KLLTÜREVİ'nde yapılacak olan "Şiirada" adlı söyleşi. saat 19.15'de. • İFSAK ta yönetmen Gazel Kutlar'ın "Mardin" adlı kısa filminın saat 19.30'daki gösteriminden sonra yönetmenle yapılacak olan sövleşiye katılabilirsınız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear