23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLUL 1997 PERŞEMBE HABERLER Şahan topraga verildi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Geçırdıği kalp knzi sonucu yaşamım yıtıren Anadolu Ajansrnın eski çalışanlanndan gazeteci Hasan Şahan Maltepe Camisi'nde kılınan öğlen namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Hasan Şahın için uzun vıllar çalıştığı Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü öniinde tören düzenlendi. Törene. Şahan'ın eşi \e çocuklan ile diğer yakınlan. Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Mehmet Güler. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, CHP Samsun Mıllenekili Murat Karayalçın, Parlamento Muhabirlen Demeğı Başkanı Banş Kaşıkçı. çalışma arkadaşlan ile gazeteci dostlan katıldı. ÖDP'liler Köln'de toplanıyor • BREMEN/KÖLN (Cumhuriyet) - Özgürliik ve Dayanışma Partisi'nce (ÖDP) düzenlenen 'tkinci Avrupa Tartışma- Değerlendırme Konferansı" 27-28 Eylül günleri Köln'de gerçekleştırilecek. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Yıldınm ICaya yaptığı açıklamada. ekim ayında yapılacak Büyük Kongre öncesi düzenlenecek bu konferansta amaçlannın Avrupa'da yaşayan milyonlarca Türkıyeli göçmenin sorunlannı tartışmak ve çözüm yollan bulmak olduğunu kaydetti. Hindistan'a dostluk mesajları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hindistan'ın bağımsızlığının 50 yıldönümü nedenıyle "Babür'ün Rısala-Türki Manzum"u adlı serginin açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit. bu ülke ile ilişkilerin gelişmesınin Asya-Avrupa bütünleşmesine hız kazandıracağını söyledi. Hindistan'ın yakfaşık l .5 'yıtdır 13 partli azınlık hükümetiyle yönetilmesindeki başansının demokrasi ve laiklığe bağlılığa dayandığını kaydeden Ecevit. "Şimdi Türkıye de benzer bır başanyı, üç partili bır azınlık hükümetiyle göstermektedir" diye konuştu. RP'ye Duverger • ANKARA (UBA) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, Anayasa Mahkemesi'ne vermek üzere hazırladığı savunmayı Fransız Siyaset Bilimci Maurice Duverger"nin görüşleriyle desteklediği bıldirildı. Esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunma hazırlıklannı sürdüren Duverger'nın Erbakan'a gönderdiği 184 sayfahk incelemede. RP'nin kapatılması durumunda Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara ters düşeceği görüşünün savunulduğu öğrenildi. Düzeltme • Haber Merkezi - Gazetemizin 3 Temmuz 1997 tanhlı sayısının 1. sayfasında "ANAP'lı Diker: Örgütün 2. adamı Hanefi Avcı" baslıklı UBA mahreçli haberde, "CHP'li Sabri Ergül de DGM Sa\ cısı Talat Şalk ve eski DGM Başsavcısı Nusret Demiral işm bu ayağı dedi"' ifadesi yer almıştır. Sabn Ergül. daha sonra öğrendığini belirttıği haberde yanlış anlamaya yol açacak unsurlar bulunduğu gerekçesiyle şu açıklamayı yaptı: "Ben Demiral ve Şalk'ı polise. anayasaya aykın şekilde telefon yetkisi veren DGM karannın alınmasını sağladıklan içın eleştirdim ve eleştiriyorum. Eski DGM Başsavcısı Demiral ve DGM Savcısı Şalk için 'Bu işin DGM'dekj ayağı' nitelemesinde bulunmadım ve onlan çete ile ilişkıli gösterecek \e yanlış anlaşılmaya neden olacak bir beyanda \e imada bıle bulunmadım. Her şeye rağmen, yanlış da olsa hukuki görüşlen ve icandıklan kararlan veren >argı organı mensuplannı 'ayak' olarak nıtelemem düşünülemez." Mesudiye'de özel timin öldürdüğü iki çocuğun ailesi Danıştay'a başvurdu Devlete 6 kan davası9 ERDOĞAN ERİŞEN ORDU - Ordu'nun Mesudiye ilçesinde hay- van otlatmaktan döner- ken özel tim tarafından öldürülen Cihat Metin ile Turgay Metin'ın ailelen, İçişleri Bakanlığı aleyhi- ne 5 milyar liralık maddi ve manevi tazminat da- vası açtı. Bölgede incele- melerde bulunan CHP Genel Sekreter Yardım- cısı ve Amasya Milletve- kilı Haydar Oymak. gü- venlik güçlerinin keyfı davrandığını söyiedi. Oymak. Karadeniz'de si- lah dağıtımının derhal durdurulması gerektiğı- ni belirterek bölgede *te- rör senaryolan yazan- lar" ile "belli bir siyasi dûşünceye yakın insanla- ra" silah dağıtıldığını öne sürdü. Teröre aynlan kaynakların partizanca kullanıldığını da ileri sü- ren Oymak. "Terör fo- nundan Rize'ye 840 mil- yar gönderildi. Rizc'de terör mü var" dive sordu. • İki çocuklan özel tim tarafından öldürülen Metin ailesinin avukatı Tevfik Karabulut, olayla ilgili soruşturmada iki özel tim mensubunun kusurlu olduğunun belirlendiğine dikkat çekerek, "Biz de yasal hakkımızı kullanarak Danıştay'a başvurduk" dedi. Bölge milletvekillerine göre konu abartılıyor Karadeniz MGK gündeminde İkı çocuklan özel tim tarafından öldürülen Metin ailesinin avu- katı Tevfîk Karabulut olayla ilgili soruş- turmada iki özel tim mensubunun kusur- lu olduğunun belirlendiğine dikkat çeke- rek. "Biz de yasal hakkımızı kullanarak Danıştay'a başvurduk" dedi. Karadeniz Bölgesi'ndeki terör olaylan ile ilgili Ordu ve ilçelerinde iki günlük bir inceleme gezisi yapan CHP Genel Sekre- ter Yardımcısı Haydar Oymak ise dün CHP ıl binasında bir basın toplantısı yap- tı. Mesudiye ve Gölköy ılçe merkezleriy- le kırsal kesimlerde yaşanan terör olayla- nyla ilgili vatandaşlarla görüştüğünü be- ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Ordu'da "terörist sızma"ya karşı yoğun silahlandırma ve özel tim baskısını değerlendiren bölge milletvekılleri. olaylann "abarbJdığı"nı belirttiler. DTP Ordu Milletvekili ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin, Ordu'da teröristlerin bannacak ortam bulamayacağını savunurken, güvenlik kuşağı oluşturulması için Şebinkarahisar'ın il olmasının gündemde olduğunu söyiedi. PKK'nin Karadeniz'e sızma girişimleri bugün toplanacak olan Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşülecek. Devlet Bakanı Şahin, Ordu'da son dönemde yaşanan olaylann koruculuk sistemi kurulması ya da büyük önlemler alınmasını gerektirecek boyutta olmadığını vurgulayarak. "Bu Günevdoğu'da etkisiz hak geten PKK\e diğer illegal örgütierin propaganda amaçlı stratejik-taktik pUnıdır" dedi. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Şahin, Mesudiye. Aybastı, Suşehri. Reşadiye'de PKK'nin Karadeniz'e taktik olarak sızma planı yapmış olabileceğini belirtirken, "Ancak bu. birkaç vur-kaç olayından öteye gjdemez" görüşünü savundu. Mesudiyeli olan ANAP Samsun Milletvekili Bfltekin Özdemir ise halkın kendisini konıması için silahlanmasının doğnı olduğunu savundu. Güvenlik güçlerinin 2 çocuğu "yanhşakla"1 öldürmelerine de değinen Özdemir, "Ozd tim de bu konuda hassas davranmalı. Aksi takdirde tepki toplar ve istemeyen sonuçlar doğunır" dedi. MGK'nin bugün Çankaya Köşkü'nde yapacağı toplantının ana gündem maddelerini S-300 fuze bunalımı ve PKK'nin Karadeniz Bolgesi'ne sızma girişirrderi oluşturuyor. Toplantıda, istihbarat birimleri tarafindan hazırlanan "Terörün Karadeniz'e Yayıiması ve Alınacak Önlemler" konulu rapor kurul üyelerinin bilgisine sunulacak. Raporda, Giresun-Ordu- Sıvas ve Tokat'ta 120'ye yakın DHKP-C, PKK ve TÎKKO militanınm bulunduğu kaydedilirken, terörün bölgeye kaymasının önüne geçilebümesi için itk aşamada koordinasyon merkezi oluşturulmasL, istihbarat elemanı ve özel tim takviyesi önerildi. lırten Oymak. bölgede terör olaylannın çok abartıldığını söyiedi. Oymak "Bunun sorumlulanmn başmda bttinçsizcedemeç- ler veren yetkililer ile rating uğruna abar- nlı haberter yapan basın gehnektedir" de- di. Bazı yasadışı terör örgütlerinin Kara- deniz'e sızma hareketlerinin varlığına dik- kat çeken Oymak gözlemlerini şöyle an- lattı: "Bir sızma da olmuş. Ancak bu sızma önceden bilinmesine rağmen devlet ciddi bir organizasyon > r apmamıştır. Terörle mü- cadelede geç kalınmıştır. Eğitimsiz ve key- fi bir mficadele şekli var. Nc yazık ki iki ço- cuğumuz hiç yokyere öldürülmüştür. Bun- dan önce bir srvil vatandaş da özel tim ta- rafından öMürülmüş. Bu olav lar keyfiliğe kaçan. aceleci bir tavırdır. Ozel tim ciddi eğitilmiş ve serin kanlı insanlardan oluş- mahdır." 'Ödünç silahlar yanlış1 Terör olaylan n önlenmesi için halka ödünç silah dağıtılmasının da yanlış oldu- ğuna dikkat çeken Oymak şöyle devam etti: "Yöre halkı teröristlere yardım ede- cek yapıda değil. Bu oldukça memnuniyet vericidir. Ama kapısına silah- la gelen kişiye de istediğini vermek durumunda. Çünkü canı tehlikede. Ancak hiç te- rörle ilgisi olmayan insanlara silah dağralmış. Silah dağra- mında ber başvurana silah vermek gibi bir yol izlennıiş. En acı yanı da silah dağıb- mında belli bir siyasi dûşün- ceye yakın insanlar tercih edilmiş. Bunun yanı sıra. si- lah ruhsaü almak zor oldu- ğundan çeşitü terör senaryo- lan yazarak evlerini taşlayıp "teröristler >aptı" diyereksi- lah alanlar var. Bunun önü- ne derhal geçilmeüdir." Özellikle bir polis va iki askerin şehit edildiği, özel tim polislerinin 3 kişiyi terö- rist sanarak öldürdüğü Me- sudiye ilçesinin. devletin is- tihbarat yetersizliği nedeniy- le teröristler için cazip bir alan olduğunu belirten Hay- dar Oymak konuşmasını şöyle bitirdi: u Mesudiye ile köylerinin arasındaki ortalama uzakuk bir saatin üzerinde. Telefon- laşma oranı çok dûşük. Bu- rada ciddi bir haberteşmesis- temi kuralmalıdır. Bölgede seri hareketeden, iyi eğitilmiş bir güvenlik gücünûnohışturulması şarttır. Çünkü bır- kaç eşkıya" anlayışı vann önüne geçilme- si zor oluşumlan yaraür. Bu amaçla oluş- turulan kaynaklar var. Ancak bu kaynak- lar hükümet tarafindan partizanca amaç- larda kullanılıvTjr. Son olarak Başbakan'm memlcketi Rize'de terör için aynlan fon- dan 840 milyar lira yardım gönderildi. A- ma ne Ordu'ya, ne de Giresun'a tek kuruş gönderilmedi. Rize'de terör mü var? Ri- ze'nin yardıma ihriyacı olabilir. Ama bu terör için oluşturulan kaynaktan sağlan- mamau." YDK'yi özerkleştirme tasansı Denedeme Kuruhı TBMM'ye ba^anıyor • Devlet Bakanı Hikmet Sami Türtr tarafından hazırlanan yasa taslağında, Başbakanlık devre dışı bırakılarak YDK'nin TBMM'ye bağlı özerk bir kurul olması öngörülüyor. ANK\R\ (Cumhuriyet Bûrosu) - 55. hükümet, yolsuzluk, usulsüzlük ve şaibeli işlemlenn üzerine daha kararlı gıdebilmek için Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nu (YDK) özerk bır yapıya kav uşturuyor. YDK'nin Başbakanlığa bağlı olma- sının "kuvvetler ayrüıgı" ilfcesıni zedelediği görü- şünden yola çıkjlarak Dev- let Bakanı Hikmet Sami Türk tarafindan hazırlanan yasa taslağında. Başbakan- lık devTe dışı bırakılarak YDK'nın TBMM'ye bağ- lı özerk bir kurul olması öngörülüyor. YDK'nin yapısının ye- nıden düzenlenmesi için De\ let Bakanı Hikmet Sa- mi Türk tarafindan hazırla- nan yasa taslağı. önceki gün yapılan Bakanlar Ku- rulunda ele alındı. Taslak- ta. YDK'nin Başbakan- lık'tan alınarak TBMM'ye bağlı özerk ve tüzel kişili- ğe sahip bır kurul durumu- na getirilmesi öngörülüyor. Taslağın yasalaşması du- rumunda, TBMM araştır- ma ve soruşturma komis- yonlannın istediği incele- meyi yapabilecek olan ku- rul, usulsüzlükler konu- sunda doğrudan soruştur- ma başlatma yetkısıne sa- hip olacak. YDK'de yapıl- ması planlanan yapısal de- ğişikliğin dayandınldığı gerekçeler şöyle: - YDK'nin Başbakanlı- ğa bağlı olması. lcuvvetler aynlığı ilkesıni zedelıyor. - YDK'nin kamu iktisa- dı teşebbüslerin Dünya Bankası'ndan aldıklan kredilerin işleyişinın taki- bı için yapılacak denetim- len yürütmesıne karşın idari yönden Başbakanlığa bağlı olması sakıncalıdır. - Özelleştirmeye ilişkin işlemler ile özelleştirme bedellerinin Özelleştirme Yasası ile YDK tarafindan yürürülmesi öngörülmesi- ne karşın. bakanlardan olu- şan Özelleştirme Yüksek Kurulu karar ve tasarrufla- n hakkında Başbakanlığa bağlı bir kurulun denetim- lerinin idari ve hiyerarşık ilişkiler yönünden sakınca- lan olacaktır. Bir bekâr odasının lürası 80 milyon Akmerkez, Çırağan Oteli gibi yapılanyla Avrupa'yı andıran 15 milyonluk Istanbul'a ekmek kavgası için göç eden yüzlerce genç, tuvaleti olmayan. camlan kınk "bekâr evlerinde" sefalet ıçınde yaşamayı sürdürüyor. Eminönü Belediyesi sağlık ve zabıta ekipleri, belediye Başkan Yardımcısı HaKl Çelikkollu yönetiminde dün Küçükpazar ve Vefa semtlerinde bulunan bekâr evlerini denetledi ve sağlık koşullanna uygun olmavanlan mühürledi. Bir odasında 7-8 kişinın sağlık koşullanndan yoksun yaşadığı bu tür ruhsatsız yerlerin kapatılması için çalışmalar yaptıkJannı belirten belediye yetkilileri. ışletme sahiplenne evlenni belediye oteli ya da pansiyona dönüştürmeleri yönünde uyanlar yaptıklannı ancak uyanlannın dikkate alınmadığını kaydettiler. Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Çetinsava da belediye sınırlan içinde bulunan 111 bekâr evinı bir süre önce mühürlediklerini ancak 67"i evin mührü kınlarak yeniden etkinlık göstermeye basladığını belirterek kısa sürede bu evleri kapatacaklannı bildirdi. Evlerde yaşayan gençler ise bu tür yerleri seçmelerinin nedenini, kendilerine bekâr olduklan gerekçesiyle ev verilmemesi olduğunu ifade ettiler. Kaldıklan evlere kişi başına ayda 10 milyon lira ödediklerini söyleyen gençler, yaşadıklan yerlerin pis ve sağlıksız olmasından da yakmdılar. (Fotoğraf: BERTAIS AĞANOĞLU) SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR Bir gün, elektrikleri söndür- düğümüz için, ampulü icat e- den Thomas Edison'a teşek- kür edeceğimizi düşünebilir miydik? 30 eylül salı akşamın- dan itibaren her gece saat 09.00'da Edıson'un icat ettiği ampulümüzü belki bir dakika, belki daha uzun bir süre kapa- tıp açacağız. Çetelerin hesabı- nın görülmesi ve temiz bir top- lum için tepkilerimizi dile geti- receğiz. Yeniden ışık başı yapacağız. Işık söndürme eyleminin ikinci kez gündeme gelmesi, kafa- larda bazı soru işaretlerine yol açıyor. Bu sorulardan ilki: "Yaptık da ne oldu?" Ben de özellikle bu soruyu tartışmak istiyorum. Öncelikle ve özetle söyleyeyim, çok şey oldu. Bel- ki de ilk kez, sıradan yurttaş, herkesin göreceği şekilde de- mokrasi özlemlerini, temiz si- yaset özlemlerini dile getirdi. Işıklarını bir günlük söndürüp vazgeçmedi, bir ay süresince ısrarla ve artan sayıda katılım- la "Ben vanm, bu durumdan memnundeğilim, çeteleriiste- Thomas Edison'a Teşekkür miyorum" dedi. Soruna yurttaş inisiyatifi açı- smdan bakarsak önemli bir ka- zançtan söz edebiliriz. Bunun dışında ne gibi kazançlardan söz edilebilir? Medya ve yurt- taşlar birbirini etkileyerek ve ağırlıklı bir kamuoyu oluştura- rak çetetere zor günler yaşat- tılar. Düne kadar astığı astık kestiği kestikortalıkta dolaşan ve kimsenin hesap soramadı- ğı kişilere, ilk kez ciddi şekilde dokunuldu. Ibrahim Şahin ve diğer Özel Tim üyelerinin tahliye edilmesi çok can sıkıcı. Devlet, bu işin üzerine ciddi şekilde gitseydi binlerce faili meçhul cinayet, yargısız infaz ortaya çıkarılabi- lir, bunlann sorumlusu katiller de yargı önünde hesap verebi- lirdi. Türkiye, demokrasiye ve aydınlığa ancak böylesine de- rinlemesine sonuçlarla yürüye- bilirdi. Ne yazık ki böyle olma- dı. Böyle olmadı ama, Ibrahim Şahin gibi, Mehmet Ağar gibi neredeyse Susurluk kazasına kadar iktidan elinde tutan. bir- çok işin sorumlusu olduğu bu- gün daha iyi anlaşılan kişiler- den ilk kez hesap sorulabile- cek bir ortam doğdu. Ibrahim Şahin tutuklandığın- da da yazmıştım, onlann ce- zaevine atılması önemli birdö- nüm noktasıydı. Unutmamak gerekir kı onlann da devlet için- de büyük güçleri var. 55 yıldır sola düşman bir anlayış devle- te yön veriyor. Şovenizm ve ırk- çılık neredeyse resmi politika halinde. Bu anlayış bugün de değiş- miş değil. Bugünden yarına çetelerden hesap sormayı bir yargı veya teknik bir hesap sor- ma olarak görmemek gereki- yor. Susurluk bir devlet anlayışı- nın üriinü. Devletin bir anlam- da "ülkücülerin" denetimine geçmesi sorunu. Bakın ANAP'a, DYP'ye, hatta RP'ye, eski ülkücü militanlar bu parti- lerin tepelerinde. Sosyal de- mokrasi içinde son dönemde ciddi bir şovenizm rüzgârı esi- yor. Sosyalistler içinde bile devletçilik ve milliyetçilik taraf- tar buluyor. Susurluk, işte bütün bunlar- la bir hesaplaşma. Susur- luk'tan aydınlığa doğru uzun ve sabırlı bir yürüyüş gerekiyor. Bir dakika karanlık eylemi, de- mokrasiye gidişte yurttaşların inisiyaıiflerinin dile getirildiği önemli bir konaklama noktası. Demokrasi düşmanı çetelerle demokrasi güçleri arasındaki savaşta, banş ve demokrasi güçlerinin atağa geçtikleri bir nokta. Şimdi yeniden, ışık başı ya- parken, kaybettiğimiz mevzi- leri yeniden ele geçirmeyi, çe- telerin yargı önüne çıkanlması ve soruşturmanın derinleştiril- mesi taleplerimizi dile getire- ceğiz. Hemenyarın, birçırpıda büyük başarılar beklemeden, sabıria adım adım banşa, öz- gürlüğe yürümeye çabalaya- cağız. İlk eylemden çok şeyler kazandığımızı düşünüyorum. Yeni dönemde yeni kazançlar da elde edeceğimizden emi- nim. Türkiye'de yaşadığımızı, ül- kemizin Güneydoğusu'nda her gün onlarca gencimizin yaşa- mını yitirdiği birtoprakta yaşa- dığımızı unutmayalım. Milyar- larca dolann savaşta harcandı- ğı bir ülke burası. Türkiye'nin silah sanayiine 150 milyar dolar yatıracağın- dan söz ediliyor. Bu rakam, bir yıllık bütçenin beş katı. Bu sa- vaştan, bu paralardan çıkarı olanlann çeteleriyle hesaplaşı- yoruz. Işimiz zor ve çetrefil. "Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık" bir yeni üslup getir- di. Bu üslubu yeni koşulîarda yaygınlaştırmak ve kıtleselleş- tirmek gerekiyor. Üstelik de, bu çetelere karşı olduğunu söylediği için yum- ruk yemiş bir Başbakan yönetimde. Haydi Işık Başına! PERŞEMBE ORHAN BURSALI Güzel Haber veya Soap Opera Her sabah aydınlık, yarınlar içın sevinç uyandı- ran, yaşama umudunu arttıran güleryüzlü haberler vermeyi hangi gazete ve böyle haberleri okumayı hangı okur istemez? insanların öncelikle ve her zaman iyi şeyler duy- mak istemelen, doğanın işleyişi gereğidir. Çünkü bugün yaşanan. yarın yaşanacağı bilinen güzel şeyler, hayatın güvenceleridir. Bu güvencelen bil- mek ve ummak isteriz. Gazete editörteri "Güzel haber" isterler. Genel ya- yın yönetmenleri, yazı ışlerı müdürteri, sayfa sekre- terieri bazen basbas bağırırlar: "Kardeşim güzel haber getirin; gidin arayın bulun ve getirin. Bık- tık kötü haber venmekten. Bu ülkede hiç mi gü- zel bir olay olmuyor!" Ülkede hırsızlık dız boyudur. Yolsuzluk her yönü sarmıştır. Devlet bataklığa dönmüştür. Ülkede maf- ya rüzgârları esmektedir. intiharlar, cinayetler ve trafik kazaları ortalığı "kan gö/ü"rre.çevirmiştir. TV'lerde bütün bunlann haberieri ve görüntüleri sı- cağı sıcağına ıletilmektedir. Gazete manşetleri her gün iri ve kara puntolarla başka bır kötü haberi okura ıletmekte yarışmaktadırlar. Böyle ortamlarda adaleti yeller alıp götürmüş, bir kesim için yoksul- luk köşebaşlarında değil, artık cadde boyu sergile- nır olmuştur. Her türlü uğursuz, her köşede pusuya yatmıştır. Ülke içinde olmadığı gibi, ülke dışında iç açıcı hiç bir şey yoktur ve Türk'ün Türkten başka dostu kalmamıştır". Bu koşulîarda ülke ve insanlar güzel şeylere has- rettir. Ve güzel haberın, hem de her türlü güzel haberin "satış koşullan" fazlasıyla oluşmuştur. Kıtlığı çekilen bır malın müşterisi çok olur. İşte bu koşulîarda yayın müdürleri de değişik, il- ginç, renkli, ıç açıcı haber arayışına girerler. Bu çabalann sonucu olarak, genellikle "Güzel ha- ber" zortayarak üretılmekte ve okura tek yönlü ve aldatıcı yönteriyle verilmektedir. • • • Bunlara bir örnek "Kanserin ilacını bulan Türk doktoru" habendır. Ağustos ayı boyunca medya bu haberin cıcığını çıkardı. Amerikan vatandaşı Türk doktor Rrfat Pa- mukçu'nun "7 yıldır üzerinde çalıştığı ilacın akcığer, göğüs, prostat ve cilt kanserierinin tûmünde başanlı sonuçlar alındığı" ve "dünyada herkesin Pamuk- çu'nun başarısını konuştuğu" duyuruldu. Okurda veya bu haberleri izleyenlerde oluşan genel kanı, kanserin işinin bittiği şeklindeydi. Fuat Kozluklu'nun Cumhuriyet'te yayımlanan haberinde ise Pamukçu "Kanser ilacını medya abarttı... Maalesef kanserin ilacını bulmuş deği- lim.. İlacın, kanseri kesinlikle önleyebilir, diye tanı- tılması yanlıştır. Gelişen tümörieri engelleyen bir ilaç bulduğumuzu düşünüyonjz. Bu ilaç tümörün tüm vücuda yayıldığı olaylarda etkili değildir. Bu- gün daha guçlü ilaç etkisi olan ve yaygın kanser vakalannda etkili olan ilaçlar vardır. Bizim ilaç üze- rinde deneyler ve araştırmalar yüzde yüz tamam- lanmış değil, her şey kesinlik kazanmadı". "Pembe" haberlerde işin aslının ne olduğunu öğ- renmek içın, okurun çok çaba sarfetmesi gerek- mektedir... Yazı editörierının veya muhabırlerın, bu konuda neleri yazmadığını bulup çıkanmak zordur. Olayı yeniden kaynağından araştırmaktan başka çare de yoktur. Dr. Pamukçu'nun ılacı umanz çok iyi sonuçlar verir ve biz de gerçekten seviniriz. İkinci "güzel haber" örneği, maaşlarden vergı ke- sintisınin alt sınınnın yüzde 25'ten yüzde 10'a ine- ceği haberidir. Bir bakanlıktan "uçurulan" haber aynen gazete- lerde yer aldı. Sanki hemen oluyormuş gibi. "Çalış- malar başladı". Okur, "Acaba gelecek ay yetişir mi!" beklentisi ıçine bile girdi! Maliye Bakanlığı, bır dizi yeni önlem alınmadan böyle bir kararın uygulanmasının imkânsız olduğu- nu Cumhuriyet'e açıkladı da biz ücretlılerin pembe rüyalan kısa sürede sona erdi! Vergi kesintılerının yüzde 10'a ineceğini yazan muhabir veya gazete, bunun nasıl ve hangi koşul- îarda mümkün olabileceğini araştırmaz, başka kay- naklardan soruşturup haberinı doğru temellere ni- çin oturtmaz? Bunu yaparsa haberinin havası kaça- caktır da ondan! Bizım gazete de sanki haberierin havasını kaçır- mak için vardır, mübarek! Adı da bu yüzden "karamsar haberier veren ga- zefe"ye çıkmıştır ve bu özelliğinden dolayı da bazı okurların tepkisinı çekmektedir! Arada sırada kendıme sormuyor değilim: Acaba okur da haberin gerçek yönünden çok "pembe" yönüyle mi daha çok ılgilenmektedir? Dünya sivil toplıım örgütleri atakta Yolsuzluklara ortak bildirge tstanbul Haber Servisi -Uluslararası sıvil toplum kuruluşlan, OECD'nın rüşvet alan yabancı me- murlann cezalandınlma- sına yönelik anlaşmasının sonuçlandınlmasını iste- di. Kuruluşlar yayımla- dıklan bildirgede. 1MF ve Dünya Bankası'nın yol- suzlukla mücadele etme- yen ülkelere kredı akışmı durdurmasmı isterkenhü- kümetlenn saydam ve yurttaşlara hesap verme- ye hazır olması gerektiği- ni vurguladılar. Lima Bıldırgesi'nde yolsuzluklann önlenmesi için gerçekleştınlecek uluslararası ve bölgesel eylemler şöyle sıralanıyor - Uluslararası kuruluş- lann iyi yönetim ve çalış- ma konusunda ortak ha- reket için sivil toplumun yarancı rolünü tamamen desteklemesi. - Avrupa Birliği'nin 1997 Mayıs ayında Ba- kanlar Konseyi'nin öner- diği yolsuzluk savaşı ile il- gili politikalann uygula- masını hızlandırması. - Dünya Ticaret Orgü- tü'nün yolsuzluklann dünya ticaretine olan ciddi baskısını ele alnıava başla- nıası. - Konuyla ilgili tüm uluslararası kuruluşlann. Interpol \e Dünya Güm- riik Teşkilatı'nın (WC0) uluslararası hukukun infa- zını sağlamak üzere yeni tedbırler uygulanması. - Savdamlık ve doğrulu- ğu esas alan gümrük re- form ve modernleştirnıe- sinin acilen bir çok ülkede gerçekleştirilmesi. Bildırgedeki ulusal ve yerel sevıyedeki eylemler arasında ise şunlara yer verildi: - Tüm hükümetlerin her türlü işlemlerinde say- dam ve hesap v«rmeye ha- zu- şekilde hareket etmesi \eyurttaşlann azami ölcü- de hükümetteki tüm bilgi- leri isteyip alabihnesL - Hükümetlerin yolsuz- lukla savaşın bağlı olduğu hukukun üstünlüğü ilkesi- nin temel taşı olan adale- tın bağımsızlığının sağ- lanması. - Memurlann aldıklan hediyelerin kayıüan için bir sistem geliştirilmesL - Yolsuzluktan sabıkalı kişilerin politik makamla- ra ve kamu güvenliği ile ilgili yerlere tayinlerinin önlenmesi. - Basınuı rolünü oyna- yabilmesi için hükümetle- rin. srvil toplum örgütleri- nin ve basının gerekli şart- lann oluşması için birlikte çahşması.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear