25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 MAY1S 1997 CUMARTESİ HABERLER Trafik kazaları bitsin' • İstanbul Haber Servisi - Adı Galip Baran. Yaşı 65. O bir Turgutreis Gönüllüsü. 1990'danbu yana Turgutreis Gönüllüleri ıle birlikte çalışan Baran, yedı aydır elinde "Kjrmızıda duralım. kurallara uyalım" yazılı pankartıyla "'trafik canavan"nakarşı "sı\ıl toplum mücadelesı" veriyor. "Bir sıvıl toplum pratiği" olarak nitelediği çalışmasını bir aydır Istanbul'da sürdüren Baran, kalabalık ka\şaklarda durarak pankartıyla kırmızıda geçen yayalan uyanyor. Baran'ın amacı, "Kendisi gibi düşünen insanlann da tek başına bir şeyler yapabileceğinı göstermek." CHP'den araştırma önepgesi • ANKARA (AA) - CHP Erzincan Milletvekili \e arkadaşlan, "Yeni Neşriyat AŞ'nin" Süleyman Merciimek ve Refah Partisi "yle ilişkisinin ortaya çıkanlması amacı\la Meclis araştırması için önerge verdiler. Önergede. "Selametköy" isimli bir uydu kent kurmak ajRisciyla.Sazl4.dere Baraj Gölü çevresınde afînan 6 ' miLyon metrekare,<araziye ıslkfâp ızni verildıği kaydedilerek söz konusu arazilerin durum \e konumunun incelenmesi. imar izni verilen ' Yenı Neşnyat AŞ'nin' kollanıp kollanmadığı, bu şirketin Süleyman Merciimek ve Refah partisiyle ilişkilerinin ne düzeyde olduğunun araştınlması istenildi. Dil Bayraım kutlanıyor • AıNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anadolu'da Türkçenin resmi dil olarak ilan edilışinin 720. yıldönümü törenleri bu yıl TBMM himayesinde yapılacak. TBMM Başkanvekili, Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Başkanı Hasan Korkmazcan. dûzenlediği basın toplantısında. dünyada yaklaşık 200 milyon kişinin konuştuğu Türkçenin. UNESCO'nun araştırmasına göre dünyada en çok konuşulan 5 dilden biri olduğunu kaydetti. Giinbey'den tazminat davası • ANKARA (AA) - Devlet Bakanı Sacit Günbey. yayımlanan "Bu çagda. bu kafa" başlıklı haberde. kişilik hakJanna hakaret edildiği gerekçesiyle Hürnyet gazetesi ve gazetenin sorumlu müdürü Doğan Satrruş ile muhabir Nesrin Coşkun hakkında 2 milyar liralık manevi tazminat davası açtı. Gökçek'ten açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, Devlet Bakanı Gürcan Dağdaş'a şantaj yapmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Gökçek, yaptığı yazılı açıklamada bir gazetede çıkan "Bakana Şantaj" başlıklı haberi yalanlayarak Dağdaş'a seks kasetiyle baskı yapmadığını söyledi. Gökçek. açıklamasında, "Melih Gökçek veya bir Refahlı. Şayın Gürcan Dağdaş'a şantaj yapmamıştır. Yapmaynia ahlaksızhk sayar" dedi. îrtica tehdidini vurgulayan Genelkurmay brifingi Refah Partisi'ni kızdırdı RP brifîngden ralıatsızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlığı'nın verdıği brifingde ırticanın önceliklı tehdit olarak gösterilmesi RP'yi kızdırdı. RP Sözcüsü ve İstanbul Millenekili Süleyman Arif Emre. vahım bır tabloyla karşı karşıyaymış gibi hava yaratılmasının ülke içın zararlı olduğunu belirterek "Milletin çoğunluğunu potansiyel tehlike olarak göstermek yaniışür** dedı. Irticaın cahillikten kaynakiandığını sö> leyen Emre, cehaletı önlemek yenne "irticaya karşı ilaç'" nitelığindekı ımam-hatıpleri kapatmaya çalışmanın büyük bır çelışkı olduğunu öne sürdü. Süleyman Anf Emre. parlamentoda dûzenlediği basın • Genelkurmay'ın, en büyük tehdidin irtica olduğunu vurgulayan brifingi Refah Partisi'ni sarstı. RP Sözcüsü Süleyman Arif Emre. milletin çoğunluğunun potansiyel bir tehlike olarak gösterilmeye çalışıldığını söyleyerek irticanın eğitimle ortadan kaldınlabileceğini belirtti. toplantısında Türk. halkının vatanına olduğu kadar dinıne de bağlı olduğunu belirtti. Genelkurmay Başkanlığf nca verilen bnfıngde ırtıca tehlıkesinden söz edıldiğını anımsatan Emre. "Miüetin büyük çoğunluğunu potansiyel bir tehlike olarak göstermek yanhşor. Türkiye'yi \ahim bir tehlikeyle karşı karşı>aymış gibi göstermek AB \e dünyada da kuşkulara yol açacakbr" dıye konuştu. İrtıcaın kaynağının cahillik olduğunu söyleyen Emre. şöyle devam ettı: "Bunu çözmek için cezalandırmak değiL eğitim önemli. Bi/ kendi insanımızı eğitmek için de\iet olarak üzerimize düşen göre\i yapmanuşsak bundan doğacak sorunlann çözümü için çauşmalıyız. Çözüm eğitim ve öğretimdir. Din alimleri yetiştirmek gerekirken uygulamada bunun tam tersi girişimler \ar. Hem temeli cahillik olan irticadan yakınacaksınız hem de buna karşı ilaç niteliğinde olan okullann kapaülmasını isteveceksiniz. Bu büyük bir çelişkidir ve ortadan kaMınJması gerekir." Emre, bazı RP'lilerin şeriatı öven açıklamalannın anımsatılması üzerıne. "'Münferit olaylan genellevemeviz. Bunlardan ötürii partiyi topyekûn suçlamak yanhş olur. RP'nin yasalara uygun hareket ettiğini herkes görmektedir" dedi. Emre, bir başka soruy a yanıt verirken erken seçim konusunda kesin bir göriiş bulunmadığım. ancak bu konunun tartışıldığını belirterek RP'nin bugüne kadar 4 koalisyonda yer aldığını \e hiçbırinde bırakıp kaçan taraf olmadığını söyledi. Sf'eyman Arif Emre. DYP Genel Başkanı \e Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in hazıran ayında başbakanlığın kendisine devredilmesmi isteyeceğine ilışkin haberlerin anımsatılması üzerine. "Başbakanlığm 2'şer yıl olmak üzere dönüşümlü bir şekilde yürütülmesi koalisyon protokolünde yer almıştır. Eğer DYP'den başka bir öneri gelirse yetkili kurulİar değerlendirir" dedı. RP İstanbul MilleUekilı Mustafa Baş da aynı konuda "İki parti bir ara> a gelnüş ve yapılan koalisyon protokülünde başbakankğın eşit süreli ve dönüşümlü olarak yürütülmesi için anlaşmışlardır. Bu sürenin de iki yıl olduğu konusunda herkes ikna olmuşrur ve şimdiye kadar bir tartışma yaşanmamısar. Sayuı Çiller'in 10 gün öncesine kadar hiç böyle bir talebi olmadı. Şimdi belki birileri böyle bir öneride bulunmuş, Tansu Hanım da seslendirmis. olabilir. Ancak bunda ısrarlı olacağını sanmıyorum" görüşünü dıle getirdi. RP'li Tanm Bakanı Demirci de TSK'den atılan şeriatçı subayı bakanlıkta bürokrat yaptı Şeıiatçı subay savunma sekreteri EVİN GÖKTAŞ ANKARA - RP'li bakanlar. ordudan atılan şeriatçı subaylara devletin üst düzey kademelerinde görev vermeye devam ediyorlar. Milli Gü\enlik Kurulu'nun 28 şubattaki toplantısında. ordudan atılan personelin belediveler ile dığer kamu kuruluşlannda çalıştınlmaması karan alınmasına karşın, RP'nın "devlette kadrolaşma" çabalan çerçe\esınde ordu kökenli şeriatçıları kamuya yerleştirmeye özel önem verdiğine dikkat çekildi. Şeriatçı faaliyetlerde bulunduklan gerekçesiyle ordudan atılan subay ve astsubaylan, kendisine bağlı belediyelerde çeşitli ışlere yerleştiren RP, MGK'nin asker kanadının bu konudaki sert tepkilerine karşın. uygulamayı devlete ve KİT'lere de taşıdı. tfP'Ii Devlet Bakanı Teoman Rıza Güneri ile ÇevTe Bakanı Ziyattin Tokar'ın ardından Tanm Bakanı Musa Demirci de Türk Sılahlı Kuvvetleri'nden atılan şeriatçı bir subayı bakanlığında üst düzey bir göreve getirdi. Demirci, geçen yıllarda Yüksek Askeri Şûra tarafından. şeriatçı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle ordudan atılan Jandarma Yüzbaşı Mehmet Emin Ekemen'i, bakanlıkta savunma sekreteri yaptı. Seçimlerde aday adayı Tanm Bakanı Demırci'nın savunma sekreten yaptığı eski jandarma yüzbaşısı Ekemen'in, 1981"de Harp Okulu'nda okurken de şeriatçı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle disiplin cezasıyla atılma durumuna geldiği savunuldu. Harp Okulu'ndan mezun olduktan sonra şeriatçı faaliyetlenni sürdürdüğü öne sürülen Ekemen'in. 24 Aralık 1995 genel seçımleri için Şanlıurfa'da RP'den milletvekili aday adayı olduğu, ancak listeye giremediği öğrenıldi. Tanm Bakanlığf nda adının açıklanmasını istemeyen üst düze> bir yetkili. savunma sekreterliğinin. genel müdürlüğe eşıt düzeyde bır göre\ olduğunu ve bakanlıktaki gizlilik özellıği taşıyan stratejik bilgilenn saMinma sekreterliğinde toplandığını kaydetti. Makina Mühendisleri Odası nıniki yılda bir dûzenlediği 'Llaşım' konulu sempozyuma kaülanCHP tideri Deniz Baykal. siyasetin yorgunluğu rçmdeydi Bir ara gözleri kapandı; ardından uzun uzun esnedi. (Fotoğraf: AA) Baykal: Dünyada sosyal demokrasi rüzgân esiyor Keskın: Şimdi sıra Türkiye'de ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - In- giltere'dekı genel se- çimlen İşçı Partısf nın büyük farkla kazan- ması, CHP'yi de he- yecanlandırdı. CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL, -Diinyada sosyal demokrasi rüzgâ- nesyor" derken, İşçi Partisi'nin Kıbns po- litikasının Türkive'yi zordurumdabırakabı- leceğinın altını çizdı. CHP Genel Sekreten Adnan Keskin. "Şimdi sıra Türkiye'de. SoL kendi değerlerini topluma ulaştırmakzorun- dadır" dedı. RP Sözcüsü Süleyman Arif Em- re ise İşçi Partisi'nin kazandığı başandan Türkiye'deki sol partılerin ders alması gerek- tiğıni söyledi. "CHP Genel Başkanı Baykal. Makina Mü- hendisleri Odası'nın trafik ıle ilgilı dûzen- lediği sempozyumda gazetecılerin sorulan üzerine, başannın arkasında İşçı Partisi'nin geçirdiği değişimın büyük etkısi olduğunu belirterek. "Işçi Partisi, yeni bir gefccek, adil ve temiz bir toplum, dinamik bir ekonomi ge- leceği ortaya koynıuş.ru. 18 yıllık iktidannda Muhafazakâr Parti ne yapacaksa yapnuşb" dedi. İngiltere'de seçimleri İşçi Partisi'nin ka- zanmasıyla 15 üyelı Avrupa Birliği'nın 8 üyesınde sosyal demokratlann iktıdara ulaş- mış olduğunu belirten Baykal. şunlan söy- ledi: "İşçi Partisi'nin iktklara gelmesi. İngiltere ile itişkilerde insan haklan ve demokrasinin ön plana çıkmasını getirir. Kıbns sorunu ile ilgili olarak İşçi Partisi'nin ta\ n bizim için ye- ni sorunlardoğurabilecek nitetiktedir. Türk- Nunan ilişkilerinde ek sorunlar doğurması münıkündür." Türkıye-İngıltere ılışkılennde CHP'ye önemli görev ler düşeceğinı kaydeden Bay- kal. "Sorunlann anlaölmasına. gerçeklerin v'ansınlmasuıa çalışacağız. Zaten, bunun alt- yapısını oluşturmaya çauşnk. Dünyada sos- yal demokrasi rüzgân esiyor. Sıra biirün bun- lan Türkive'de değerlendinneye geldi. Tür- kiye sosyal demokrasiçağına Avrupa gibi gir- mektedir. gjrecektir" dedı. CHP Genel Sekreten Keskın. Cumhuri- yet'e v aptığı değerlendırmede. seçım sonuç- lannın 18 yıldır uygulanmakta olan muha- fazakâr politikalann İngiliztoplumunda ya- rattığı sorunlann birgöstergesi olduğunu be- lirterek. şunlan sö\ledı: "Aynı politikalann 17 yıldır uygulandığı Türkiye'de vurttaşlar. Ingiliz vurttaşlannm karşüaşoğı sorunlann daha büyüklerini va- şıyorlar. Sıra Türkhe'de şimdi. Sol partiler arasındaki bülünleşmenin gerçekleşmesû parti örgütlerinin çaga göre şekillendiriune- si. örgüt mensuplannın daha sorumlu çahş- malan kaçımlmaz hale gelmiştir. Sol, kendi değerlerini topluma ulasûrmak zorundadır." CHP Milletvekili Mehmet Sevigen de. İn- gilız İşçı Partisi Genel Başkaru Tony Bla- ir'in seçim kampanyası boyunca vergi indı- rimi, ulusal birlik gibi konularda tüm halkın anlayabileceği bir dil kullandığına. bir genel başkan olarak değil başbakan adayı olarak davrandığına dikkat çekerek. "Bundan ön- ceki seçimlerde biz 'Yeni Solsloganını kul- lanmışOk, bizden sonra onlar da aynı söyle- mi kullandılar" diye konuştu. RP'lı Emre. dün dûzenlediği basın top- lantısında. bir soru üzerine. İşçi Partisi'nin oylann yüzde 49'unu alarak iktidara gelme- lerini Türkiye'deki sol partılenn incelemesi gerektiğini belirterek. şunlan dedı: "İşçi Partisi. yeni cöziimkr üreterek. üıan- dıncı politikalar izle>erek eski klasik sol söy- lemleri bir tarafa bırakarak. akılcı politika- laria bu noktava gelmiştir. Bizdeki sol parti- leriise. Meclis çalışmalannı engelleyerek mu- halefet vapıvorlar. Muhalefeti sadece saldıru bakaretve iktidara ömürbiçerek falcılıkla >»- pıvorlar.'" ÎFÜtNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Manisa'da duvarlara yazı yazdığı için tutuklanan ve hü- küm gıyen gençlerden Sait Er- da, Aşkın Yeğin, Levent Kılıç ve Ali Göktaş'tan bir bayram kutlaması aldım. Gençler, karta kendi elleriyle bir resim çizmiş- lerdi. Resim, kelepçe takılmış ellerden ve bu ellerin arasında- ki rengârenkçıçeklerden oluşu- yordu. Resmin altında şu sözler yerahyordu: "Onlarne gönder- diğiniz gibi, ne de beklediğiniz gibiler. Düşlerini göremeyecek- siniz, onlar hep sızinleydiler." Şu andacezaevinde bulunan çok sayıda gencimizinden dör- dünün duyguları bunlar. Onlar ne gönderdığımiz gibi. ne de beklediğimiz gibi olduklarını söylüyorlar. Yaşları 20 civarın- daki bu gençleri 15-18 yıl ceza- lara çarptınp cezaevlerıne dol- durduk. Manısa'daki gençlerin dosyaları şimdi Yargıtay'da. Belkı de bu hukuk sistemi ve bu yargılama mantığı içınde bile Manisa'daki Gençler ve 1 Mayıs onlar beraat edecekler. O za- man bu çocuklann yıllarca ce- zaevinde yatmasının hesabını kim ödeyecek? Biz Türkiye'deki yargı sistemi ve bu türden kararları gazeteci- ler olarak eleştirince, savcılar hemen yargıya müdahale ettiği- mizi düşünüp bizleri da yargıla- mak istiyoıiar. Örneğin Manisa karan üzerine yazdığımız yazılar nedeniyle Hikmet Çetinkaya, Dinç Tayanç ve ben mahke- meye verildik. Kesinleşmemiş karar üzerinde fikır yürüttüğü- müz iddia edildi. Biz bu ülkenin gazetecileriyiz ve düşünen insanlanyız. Sırf dü- şündüklerimızı söylediğimiz için yıllanmız hapishanelerde geçti. Cezaevinde neler yaşandığını ve insanları siyasi nedenlerle hapishanelere doldurmanın ne gibi sonuçlara yol açtığını en iyı biz biliyoruz. Bu uygulamaların açtığı yaralann sonunda neler yarattığını da yaşayarak gör- dük. 1 Mayıs kutlamaları sırasın- da, öfkeyle yumruklarını sıkıp polislerın karşısına dikilen 15- 18 yaşındaki çocuklara bakıp şaşkınlığımızı ifade ediyoruz. Onlann öfke ve tepkilerinin ne- reden kaynaklandığına bir türiü anlam veremiyoruz. Yüzlerine taktıklan maskeler, birçoğumu- za korku veriyor ve bazılannı si- nirlendiriyor. Onlann ısyancı su- ratlannın nasıl oluştuğunu çöz- mekte güçlük çekiyoruz. Ne diyor Manisa davasından onlarca yıla mahkûm edilen Sa- it Erdavearkadaşları; "Onlarne gönderdiğiniz gibi, ne de bek- lediğiniz gibi." Önceki gün 1 Mayıs gösterilerini izlerken Ma- nisalı çocuklan anımsadım. Sol- cular, birgösteri yapmak istedi- ği zaman bütün devlet alarma geçiyor. En küçük birgösteri bi- le binlerce polisi harekete ge- çirmeye yetiyor. Küçük bir dire- niş ise öfkeyle karşılık görüyor. Yüzleri gözleri kan içindeki gençlere tekme atan polislere bakıp daTürkiye'nin geleceğin- den umuda kapılmak mümkün mü? Genelkurmay Başkanlığı'nın, irticanın Türkiye'nin önündeki en önemli tehdit olduğunu söy- lediği koşullarda, devlet görev- lileri hâlâ solcuların tepesine hınçla cop indiriyorlar, onlann kafalan gözleri kan içindeyken, hınçla tekme atmayı bir devlet görevi olarak yenne getiriyorlar. O zaman ben de soruyorum? Siz irticaya kiminle karşı koya- caksınız? Bu güvenlik güçleriy- le mi? Şeriatçı mı yoksa ırkçı mı olduğunu kestiremediğimiz cid- di bir örgütlenmenin polisi ele geçirdiğini bilmiyor musunuz? Bilmiyorsanız, 1 Mayıs olaylan- nın kasetlerini inceleyiniz. Poli- sin davranışının tamamen ide- olojik olduğunu görürsünüz. Bir siyasi hırsla copuna sanlıyor ve bir düşmanı cezalandınyoımuş gibi zevk alıyor. Manisa'daki ço- cuklan hapse atan kafa Türki- ye'yi yönetmeye devam ettik- çe, bu ülkede şeriat falan önle- nemez. Soldan, demokrasiden bu kadar korkan bir kültür, neye dayanarak dini gericiliğe karşı koyabilir? Unutmayın kilran Şa- hı'nın da ordusu vardı. Ama şe- riata karşı koyacak solcu ve de- mokrat güçleri ezdiği için, so- nunda yapayalnız kaldı. Merkez sağın hali ortada. Onlarla irtica- ya karşı direnebilir misiniz? Manisa davasına yön veren kafa değişmedikçe Türkiye'nin işi çok zor. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kadınlar Suresi ' Kuran'ın Nisa (Kadınlar) Suresi'nin 34. ayetinde şöyle deniyor: "Erkekler kadmlardan üstündür. Çünkü Allah onları birçok şeylerie kadmlardan üs- tün etmiştir. Onlar kadınlan mallan ile geçindiruier. lyi kadınlar da itaatli oluriar. Allah onlann hakkını na- sıl korumuşsa, onlar da kocalan yanlannda olma- sa bile namuslannı korurlar. Serkeşliğinden yıldı- ğınız kadınlara (önce) öğüt verin, sonra yatakJann- da yalnız bırakın (yine fayda etmezse) dövün. Fa- kat size itaat ederierse, zulmetmek için yol arama- yın." Elimin altındaki Türkçe çeviri ve yorum, "Kuran- ı Kehm'ın Türkçe Anlamı" başlığını taşıyan ciltli bir kitap. Milliyet gazetesinin özel ek olarak verdiği fa- siküllerden oluşuyor. Kitabı hazırlayan kurul, Omer Rıza Doğrul, Hasan Basri Çantay, Abdülbaki Gölpınaıiı gıbı uzmanların yapıtlarını ve TC Diya- net Işlerı Başkanhğı yayınlarını göz önünde bulun- durmuş. • • • Kitaphğımdaki Fransızca bir Kuran çevirisinde (Gallımard Yayınları. 1967: D.Masson çevirisı) yu- karıdaki ayet farklı sözcüklerle yorumlanıyor. Birkaç küçük örnekle yetinecek olursak, Fransızca çeviri- de "öğüt" yerine "azahamak, paylamak" sözcüğü kullanılmış. "Yatakta yalnız bırakmak" Fransızca çeviride "odalara sürmek, göndermek" biçiminde karşılanmış. "Serkeşlik" karşılığında "sadakatsızlik" deniyor. (Rıza Çiloğlunun nazım çevirisı Kuran'da yer alan anlatımlar ise şöyle: "...şer ve serkeşliğiy- le bizar olduğunuz kadına öğüt verin... yatakta ve hanede yalnız koyun " vb.) Kutsal bir kitapta, sonuç- ta aynı ya da yaklaşık anlamlara gelseler de kav- ramların farklı sözcüklerle karşılanması şaşırtıcı. Fakat ayetteki "dövün" sözcüğü konusunda hiç- bir çevirmenin farklı yorumu yok... • • - • • • ' *-- '• Kadınlar Suresi, Kuran'ın dördüncü suresidir ve 176 ayetiyle en uzun surelerinden birıdır. "Kuran-ı Kerim'in Türkçe Anlamı" başlıklı kitabın hazıriayı- cıları, surenin girışine şu açıklamayı koymuşlar: "Medine'de inmiştir. Kadınlann haklannı belirten suredir. Uhud Savaşı sonunda birçok Müslümanın şehit olması, yetimlerin ve bilhassa kadınlann hak- lannı tespıt etmeyı gerekli kılmıştı." Haksızlık etmemiş olmak için belirteyirri: Söz,ko- nusu surede gerçekten de, kadınlann, kız çocuk- larının, yetim kızların haklannı korumaya yönetfk (o dönemlerin koşulları düşünüldüğünde önemleri yadsınamayacak) öğütler, emırler var... 3. ayette şöyle deniyor: "Eğer velisı olduğunuz yetim kızlar- la evlenip onlann haklannı yemekten korkuyorsa- nız, beğendığıniz, hoşunuza giden başka kadmlar- dan iki, üç veya dört kadın alm. Fakat bunlann ara- sında adaletsızlikyapmaktan korkarsanız, o zaman bir eşle veya sahibı bulunduğunuz cariyelerle ye- tinin. Doğru yoldan sapmamanız için en uygunu budur..." Ayrn sufede "z/na"eden kadınlailgilihü- « körnfbkz: 15. ayet) Doğu topUmtannın bugünü içfn b8e fleri'görüŞlü sayılabilir: *itadınlannizdan ttna edenlere karşı ıçinizden dört şahit dinleyın. Dört ki- şi şahitlık ederse onlan ölünceye. kadar, yahut Al- lah, oniara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun..." (Kuran'ın 24. suresi olan Nur Suresı'nde aynı ko- nuyla ilgili olarak farklı bir hüküm yer alıyor: "Zina eden kadınla zina eden erkeğin" her birine yüzer sopa vurun (bkz. 2. ayet). • • • Islamın kutsal kitabının kadına, kadın-erkek iliş- kisine bakışı, çok yönlü, büyük bir konu. Asıl so- run, (geneldeki hükümlergıbı) bu konuya ilışkin hü- kümlerin, öğüt ve buyrukların da, değişmez bırer Tanrı buyruğu, birer "dogma" olarak bütün zaman- lara, bütün insan toplumlanna nasıl uygulanabıle- cekleri... Birde. günümüzdelslam kadınlannın. er- keğı kadından üstün sayan, ona kadını dövme hak- kı tanıyan Kuran hükümlerini değişmez birer "Tan- n hükmü, Tann buyruğu" olarak içlerine nasıl sin- dırebıldıkleri... Cenelkurmaydan son brifing Ordu ile sivü kuruluşlar < • ! ' aym görüşte İstanbul Haber Servisi - Genelkurmay Başkanlı- ği'nca, medya ve çeşitli ku- ruluşlann temsilcilenne, Türkiye-Yunanıstan ara- sındaki sorunlar, PKK ve laiklik karşıtı hareketlenn bovoıtu konulannda bilgi- lendirmek amacıyla üni- versitelerle bazı lcurum ve kuruluş temsilcıleri için İs- tanbul'da brifing \enldi. Ordunun demokratıkleş- menin engeli değıl. destek- leyıcisi olduğu. sivil kuru- luşlarla "irtica tehükesi" konusunda tam bır görüş birliği içinde bulunulduğu öğrenildi. Davet edilen kuruluş temsilcilerinin de görüşle- rini açıkladığı brifingde, şeriat tehlikesi konusunda asker-sivil taraflar tam bir görüş birliğine %'ardı As- keri kanadm AB'yi temel hedef olarak gördüğü bri- fingde "Doğu'\a yaünın yapıhnası" yönünde önce- ki toplantılarda dile getiri- len görüş yinelendi Harp Akademilen Ko- mutanlığı'nda düzenlenen brifinge üniversitelerin rektör, rektör yardımcısı. ve öğretim üyelen katıldı. Brifıngte aynca. TİSK Ge- nel Başkanı Refik Baydur. DİSK Genel Başkanı' Rıd- van Budak. İTO Başkanı Mehmet V ıldınm. TÜSİ- AD temsilcilerı, Çağdaş Eğitim Vakfı yöneticileri. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Saynıan. Edirne Tt- caret ve Sanayı Odası yö- netıcilerı, Atatürk Vaİcfı. Türkiye Emeklı Subaylar Derneği, tzmir Barosu, Türkiye Soroptomist Der- neği yöneticileri ve Atşköy Marina Yat Kulubü yöneti- cılen de bulundu. Aynca. 1. Ordu Komutanı Orgenei- ral Hüse\in Kıvnkoğlu. Harp Akademilen Komu- tanı Orgeneral Necati Öz- gen, Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Çetin Doğan. Genelkurmay Ge- nel Sekreten Tümgeneral Erol Özkasnak ve bazı ge- neraller de bnfıngi izkdi. Türkiye-Yunanistan ara- sındaki sorunlar ile ilgiH brifingi Genelkurmay Baş> kanlığı Türk-Yunan İlişki- leri Daire Başkam Tüma- miral Mustafa OzbeyinL Pl^K \e terorizm konusu da Tuğgeneral Kesaa De1 - niz'in verdiği brifing, ba^ sın mensuplannın görüntü almalanndan sonra basına kapalı olarak devam etti. Genelkurmay Başkanlı- ğı'nın 28-29 nisan tanhle- nnde medya mensuplan, YÖK üyelen ve üniversi- telerin öğretim üyelerine verdiği brifinglerdizisi, bu brifingle sona erdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear