22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 1997 CUMARTESİ 12 HABERLER Ekmekçi'yi tanıyanlar onun insan ilişkileri sanatının da ustası olduğu görüşünde birleşiyor 'Ödün vennemis bir devrimci'Mahmut Makal (Yazar): îleriye döniik her da\Tanışın, her güzelliğin ya- nında olan Ekmekçi, gazeteci olarak her- kesin yardunına koşar, onlann sorunlan- na çözüm arardı. Özverisi, alçak gönül- lülüğü ile sarmaş dolaştı. Köy Enstitûleri başta olmak üzere, ile- rici kurumlann savunuculanndandi. Köy Enstitûleri'ni hep savunduğu için enstitü- lü bilinirdi. Ülke yöneticilerinin ve sol geçinen parti yöneticilerinin, politikacı- lann Köy Enstitûleri'ni ağızlanna almak- tan kaçınmalannı kınar, yeri geldikçe on- lardan nedenlerini sorardı bu kaçınma- nın. Yalın dili, güzel anlatımıyla Köy Ens- titûleri ve eğitim konulannı aynntılany- la yazılanna yerleştirmesi, okurlanyla kolayca diyalog kurması, onu "insan iüş- kiteri sanatının da ustası" olarak nitelen- dirmemızı gerektirdi. Enstitülerin toplum içinde önemli bir kurum olarak yerleş- mesinde ve benimsenmesinde büyük kai- kısı vardır. Kitaplan bu savaşımın ve kat- kının belgeleridir. Köy Enstitûleri konu- sunda yazılmış kitaplarda bulunmayan a>Tintılar, onun son çıkan "Öksüz Yama- liğı Köy Enstitükri" kitabında vardır. Atatürk ilkeleri, çağdaşlaşma, aydm- lanma konulan ve kurumlan onun eğilip bükülmeyen kişiliği ile ödünsüz savundu- ğu şeylerdi. Ekmekçi'nin kişiiiğinde Türkiye ger- çek bir çağdaşlaşma savaşçısını yitırmiş- tir. Anısı önünde saygıyla eğilıyorum. YÜkSel Onaran '(Ekmekçi'nin cu- martesı arkadaşlan adına): 30. beraber- lik yılımızı kutlama aşamasında masamı- zın duayeni, sevgıyi çevTesinde bir ıpek- böceği inceliğinde doku>an. domuz üze- rine domuzuna yazan, Anadolu'nun ka- dife bakışlı, yurtsever, insansever Ekmek- çi 'sini kaybetmenin sonsuz üzüntüsü için- deyız. Türkiye'yı bugünlere taşıyan ilenci ku- şağın son temsılcilerınden, bu aydın gö- rüşlü. insancıl, gönülden gülen. inançlı ve aklının önünde zaman zaman yüreğı- ni koşturan, Anadolu'nun güzel insanı. biz cumartesi arkadaşlan senı tanımakla ve senın dostun olmakla daima gurur du- yacağız. Tıpkı ülkemizin senin gibi bir düşünür ve yazara sahip olmakla duydu- ğu gurur gibı. Emekçı, Ekmekçi, güzel ınsan, inan ki hıç unutulmayacaklar ara- sında yenn. Seni gönlümüze gömdük. MÜStafa CazalCI (Eğıt-Der Genel Başkanı, CHP PM üyesi): 19 Mayıs 1997'de lzmirjde yaptığımız "Köy Ensti- tûleri, Hasan Âli Yücel Aydınhğından Bu- günkü Eğföm" adlı toplantının Talip Apaydın, Mahmut Makal, Dursun Ak- çam ile birlikte konuşmacısıydı. tzmirli öğretmenler, ısrarla Ekmekçi'yi istemiş- lerdi. Kendisıne bir ay önce ilettiğimde "olur" demişti. 28 nisandaki Köy Ensti- tûleri yemeğine de gelmişti. Uzun sûre geceden aynlmadı, Dhan Selçuk'u bekle- di. Çok sevdiği ozan AH Ynce'nin 25 ni- sanda Damar dergisinin onuruna verdiği törene de gelmiş, "tzmir'e gidiyonız de- ğil mi" dediğimde, "Sağhğun elverirsege- leceğün" demiş, Konya'da kalpten giden Köy Enstitûlü yazar Galip Candoğan'a üzüntüsünü belirtmişti. Sonra hastaneye kaldınldı, bir daha gelemedi. Mustafa Ekmekçi'yi 1977'lerde TBMM'ye gidip gelirken tanıdım. Belki de DoğanÖz tanıştırdı. Konuşmalanmı- zı köşesine alır, bizlere destek olurdu. 12 Eylül faşizmi geldiğinde ekmek parası için açtığım küçük dûkkânımı da dostla- ra köşesinde o duyurdu. Ekmekçi. soyu çok azalan gerçek halk- çı bir gazeteciydi. Güne, güce göre değil, aklın, bilimın dediğini yazardı. Hem de inadına, domuzuna yazardı. O Cumhuri- yet gazetesiyle özdeşleşmişti. Hatta Cum- huriyet'ın güler yûzü, halka uzanan ka- nalıydı. Cumhuriyet okurlannın oradaki akrabasıydı. Kimseye söyleyemedikJeri- ni, açamadıklannı Ekmekçi'ye açarlardı. Tümümüzün başı sağolsun. Sevgi ÖZd (Eski Dil Kurumu Yaz- manı, yazar): Mustafa Ekmekçi hem dil. hem de basın emekçisiydi. Dil kullanımı- na gösterdiği özen, Türkçeye verdiği emekti çok okunan, izlenen bir yazar olu- şunu sağlayan. Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kuru- mu'nun. "Türkçenin bütün bilim. sanat ve teknik kavramlan karşdayacak yoida geüşmesi" amacmı benimsemişti. 1964'te, Almanya'daki Türk işçilerini ko- nu alan "Çanklüar" dizisiyle o yıl. hem Türk Dil Kurumu'ndan. hem de Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nden ödül almıştı. Bir gazetecinin, bilgi göriiş aktanrken "dil"i doğru kullanmakla yetinmeyip Türkçenin sözvarlığına katkılı olması ge- rektiğine inanıyordu. Milliyet'te çalıştığı yıllarda geçtiği haberlerin "hususi" değil. "özel" olduğu konusunda çok direnmış. ama başarmıştı. Basın artılc. habercilikte "•özeTı yeğliyordu. Köşesinde sık sık ye- ni sözcükler öneriyor, önerileriyle alay edenlere, yahıızca gülüyordu. Yazılann- da "avukat" demiyor, "savunman"ı, "hasta. hastalık, hastane" demiyor, "say- n, sayrılık, saynevTm kullanıyordu. Türkçe sözcüklerin yaygınlaşması çaba- sı, yazılannda "dil"i konu almadığı za- manlarda da geçerliydi. Türkçeyi. dil devrimini, Türk Dil Kurumu'nu ele alan pek çok yazısı yapıtlanndadır. Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nun 12 Eylül'ce kapatılması, birçok aydın gibi onu da üzmüştü. Yapılanın bir "hukuk ayıbı" olduğuna ilışkin yazılar yazdı. Ka- patılan kurumun üyesiydi; eski TDK üye- lerinin bir araya gelerek kurduklan Dil Derneği'nin kuruculan arasmda yer aldı. Dil Derneği, 1987'de Ankara Valili- ği'nce, "kurulması yasak" derneklerden sayılmıştı: demeğin yasal yollarla etkin- liklerinebaşlamasındahem Ekmekçi'nin emeği, hem de Cumhuriyet'in katkısı, desteği büyüktü. Düşünce özgürlüğünü yaşam biçimi edinmenin. laik öğretimin, bilimsel sa- natsal olan her şeyin Türkçe yazılıp Türk- çe konuşularak, anlatılarak yaygınlaşa- cağına inanmış, inancından tek sözcüklük ödün vermemiş bir devrimciydi. "Anka- Gazetemiı \azarı Mustafa Ekmekçi'nin cenaze törenine, CHP. DSP ve ANAP liderlcrinin yanısıra kalabaiık bir yurt- taş topluluğu katıldı. Mustafa Ekmekçi,dün Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verildi.(Fotoğraf: TARIKTINAZAY) ra NotiarTndan pek çok kişi, onun kale- miyle pek çok Türkçe sözcüğûn müziği- ni duydu, tadını aldı. "Muhabir"liği hiç bırakmadığı gazeteciliğinde, pek çok ki- şi onun soru tümcelerinin yanıtını kendi- sı vererek "gerçek"i öğrendi. Kısacası o, Türkçenin yeri kolay doldurulmayacak işçilerindendi: emekçisiydi. Yaşamı ken- disi gibı olanlarla paylaştı; yüreklerde. ekin yaşamımızda doğru, güzel kullandı- ğı Türkçenin gücüyle unutulmayacak iz- lerbırakarakgitti. Ali Tartanoğlu (Eski ÇGD Dış tlişkiler Sekreteri, gazeteci, Konya 'dan hemşerisi): Ekmekçi... Kara Mustafa... Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Baş- kanı Mustafa Ekmekçi... Mustafa Ağa- bey... Bir örgüt, bir özveri. bir sevgi ada- mı... "Hayaö ÇGD idi" diyeceğim. ama ek- sik olur. "Hajaü örgüt idi" demek daha doğru. Türkiye Gazeteciler Sendikası, In- san Haklan Derneği. Çağdaş Gazeteciler Derneği, Demokrasi Platformu ve öteki- ler... Son bir yıl dışında, yaşammın son yıl- lannı ÇGD Genel Başkanı olarak geçir- dı. Torunu yaşındaki gazetecilerin herte- lefonuna çıktı, her sorunu ile ilgilendi; yer yer sömürülse de, her eleştiriyi, hatta bazen kaprisi sakin sakin dinledi, yanıt- ladı. Dernek ile ilgili her göreve "deli- kanlı yaşülığTna karşın daıma koştu. Üzülen ile üzüldü, sevinen ile sevindi. Sadece genel başkan olarak değil; aynı zamanda arkadaş "ağabey" olarak... Ki- ralık ev arayandan, basın kartı olmadığı için Anıtkabir'deki bir törene alınmayan gazeteciye kadar herkesle ilgilendi. Kut- lu Esendemir PKK tarafindan tutsak edil- dığinde, bıraksalar dağlara gidip, alıp ge- lecekti Kutlu'yu. Akla gelmedik kuruluş- lara verildi de, bir ÇGD'ye "kamu yara- nna dernek statüsü" verilmedi diye hep içerledı. Hükümetlere kızınca bize, yanı yönetim kurulu üyelerine de söylenirdi tatlı tatlı. Acaba gerekenleri eksik mi yap- mıştık? Metin Aksoy aradığında aynı sözler dö- küldü ikimizin ağzından da: - Babamı kaybetmış gibiyim... Evin direği derler ya... Has Anadolu cocuğu sevgili Mustafa Ağabeyim, sen de ÇGD'nin, Ankara basınının direklerin- dendın. Sen, kara yüreklilere inat, apak yüreğinin yansıdığı esmer yûzünle hep ışıl ışıl, mavi mavi güleceksin. Ben çok özleyeceğim; ama sen rahat uyu ağabey... Sürecek ANKARA NOTLARI/MUSTAFA EKMEKÇ! İlkyazısı 19 Temmuz 1975 Valiler ve Enerji Alışverişi ÜzerineANKARA -Şener BattaL, İvanYordanov a takılıyor- du: - Siz yılbaşlannda CHP'li kardeşlerimize hedıyeler gönderiyorsunuz. Bizlere hiçbir şey göndermiyorsu- nuz, neden? - Ama biz yılbaşlannda hediye olarak içki gönderi- yoruz. Bulgar rakısı, şarap... Bızım büyükelçinın ke- sin emri var, kaç kez "Aman yanıbp da MSPTÛere gön- derme>in. yoksa çok kızarlar" dedı. Şener Battal hafif bozuldu: - Oldu mu ya? - Ama. siz ıçki içmiyorsunuz canım... - Olsun. ıçmeyelim. Bize de elbise gönderirsiniz. Gömlek fılan. Bir astrgan kalpak... - Oooooo... Irak Büyükelçiliği'ndeki kokteylde, MSP Konya Milletvekili Şener Battal ile Bulgar Basın Ataşesı Ivan Yordanov. böyle sardırmışlar. koyulaştırmışlardı ko- nuşmayı Yasin Hatiboğlu da oradaydı... Şener Battal. Konya'nın Akşehirılcesindendir. Nas- rettin Hoca'nın hemsensi. Oldu olacak, Akşehir ile Bulgaristan"ın. Gabro\a'sını kardeş kent yapmalı bu arada. Bir yanda Süleyman Bey'le Bulgaristan Devlet Başkanı İbdor Jivkov enerji alışverişini yaparlarken MSP'li Şener Battal ile Bulgar tvan. do- laylı hemşeri olurlar. Gabrova da Bulganstan'ın güldürü kentidir. Her yıl orada törenler düzenle- nır. Türk yazarlan, çizerleri de ödüller alırlar; Türk gazetelerin- de ufacık haberler çıkar. Gabrovalılar, tutumlu olmala- nyla tanınırlar. Iskoçlar gibi cimri değil. tutumlu. Elektriği de ödünç vermelerinden belli değil mı? Gabrova törenlerinde kuyruğu kesik bir kedinın başta yürümesı de tutumun, hesaplılı- ğın simgesi; kedinin kuyruğu uzun olursa, sallayarak İcapıyı daha çok aralar, içeriye daha çok soğuk gelır hesabı var... Gabrovalılar düğünlerde tö- ren de yapmazlar herhalde, kız bohçasını aldığı gibi oğlanın evine koşar. "Bekârhk israfhr" deyip evleniyorlardır, belki de nebileyım... •'Birkişininviyece- ği ik iki kişi de doyar~ dıye de dü- şünmüş olabilirler. Gabrovalı bunlar... Bulgarlardan enerji alıyoruz. Alman yardım, yapılan fabrika ülkemizde kalsın da... Bir başka elden. yabana gitmesin de... Irak Elçiliği'nde. Irak ihtilali- nin yıldönümü nedeniyle veri- len kokteylde. ayakta söyleşi- yorduk. Yeni vali olmuş bir ar- kadaş, fazla kalmadı selam ve- rip uzaklaştı. ••• Hacı Bayram'da Ali Ozo- ğuz'un cenazesinde Ali'nin ya- şantısını konuşarak andık. Son zamanlarda televızyonda prog- ramlara da çıkmıyor, yahut çıka- nlmıyordu bilmiyorum. Arka- daşlar, Ali Özoğuz'un yaşantısı- nı "A\ak Bacak Fabrikaa" yazan SermetÇağan' ın ya- şantısına benzetıyorlardı çokça. Attila Sav, "Sermet Çağan hiç değilse birkaç kitap bırakn. Ali onu da bıra- kamadan öldü" dedi. Andre Gide'ın Oscar \\Hde için söylediği bir sözü tekrarladı: - Hünerinı eserlenne, dehasını yaşantısına verdi. Cenaze namazının kılınması beklenirken, bilen her- kes bir fıkrasını anlattı Ali'nin: Yedeksubaylığını yaparken kışlaya geç dönmüş Ali bir akşam. Kapıdaki nöbetçi sormuş: - Parola komutanım? Ali, "Parola evladım" deyip geçmiş. - tki şeyden çekıninm, dermiş, bir azat edilmiş kö- leden, bir de uzarmalı ..dan (ülkemiz koşullanna göre. bu örnek çoğaltılabılir). Televizyon, Ali Özoğuz için bir program düzenle- yebihrdi. Ben görmedım henüz; bu, yaşantısı espri do- lu insan için bir kıtap yazılmalı bence. Televizyon. tam bir ihmalin ıçindedir çok bakım- dan. Kıbns girişiminin yıldönümünde de doğru dürüst bir program çıkaramayacak ortaya sanıyorum. tşin ba- şında Ecevit vardı diye, kaçınacak fılmler göstermek- ten. Gazetelenn televızyona verdıklen reklamlardan esınlense. Kımıldanır da kendi olanaklan ile program düzenler. Seçimlerde de öyle olmuştu. Süleyman Bey kazanacak diye, tüm hazırlıklannı ona göre yapmış, se- çim gezılerine boş vermışti. Seçim gecesi, Ecevit'le Hüsamettiıı Çelebi'nın ali al, moru mor zoraki konuş- masını izlemiştik. Demirel'inTodor Jivkov'laBabaeski'de buluşmala- n, Kıbns girişiminin yapıldığı günün yildönümüne rastlıyor. tlginç birrastlantı doğrusu... Demirel'le Jivkov ne görüşecekler? Bulgaristan'dan ödûnç enerji alacağız bu tamam; yazm alıp, kışm geri vereceğiz enerjiyi. Çünkü Bulgarlann da kışın enerji sıkıntılan var. Bulgarlar atom enerjisinden yararlanı- yorlarmış aynca. Bulgarlarda, bizim "Komşuda piser bizede düîer" sözümüze benzer yaygın bir söz varmış, şöyle: - Komşu eve ayı gelirse, sizin eve gelir... Buradakı ayı, a\ıcı anlamına... Süİeyman Bey belki konuşmalar sırasında, Bulgar- larla Yunanlılann aralannm nasıl olduğunu da soracak- tır. Karamanhs gıtti geldi Bulgaristan'a. Bir sürü an- laşma di imzaladı orada. Sosyalist ülkelerle Türkıye'nin bağlan kopuk ko- DosricmEkmekçi'yi ımutmadıYazanmız Mustafa Ekmekçi'nin ölümü nedeniyle sevenlen dün de telefon ederek, faks ve telgraf çeke- rek başsağlığı dileklerini ilettiler _ CHP Antalya Milletvekili Ynsuf Oztop, Erzincan Milletvekili Mus- tafa Kul, Ankara Milletvekili Seyfi Okta>. Adıyaman Milletvekili Ce- lal Topkan. Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük. Yenı Demokrasi Ha- reketi Genel Başkanı Hüseyin Er- gun. tstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu. ANAP Genel Sekreteri Yaşar Okuyan. ANAP Içel Millet- vekili HaüfCin. Emniyet Genel Mü- dürü Alaaddin Yüksel. Istanbul V'a- lisi Rıdvan Yenişen, Devlet îstatis- tik Enstitüsü Başkanı Mehmet Sıd- dık Ensari. Şişli Belediye Başkanı Gülay Anğ, Cumhurbaşkanı Başda- nışmanı Dinçer Sûer, Cumhurbaş- kanı Başdanışmanı Mustafa Basoğ- lu, 68'liler Biriiğı Vakfi, Devlet Ti- yatrolan Genel Müdürü EJozkurt Kuruç, Eski Devlet Bakanı Onay Aipago. Atatûrkçü Dûşünce Derne- ği Istanbul Şube Başkanı Bilgi Bü- giçSemah Kültürve Araştırma Vak- fi Genel Başkanı Lütfı KaleH, Tür- kiye Ziraatçılar Derneği Genel Baş- kanı tbrahim Yetkin. Nâzım Hik- met Kültür ve Sanat Vakfi Genel Sekreteri KıvmetCoşkun. yazar Ya- şar KemaL Siyah-Beyaz Gazetesi Yaaişleri Müdürü Mustafa Kirman, Show TV Ankara Temsılcısı Hakan Aygfin, Trakya Oniversıtesi Rektö- rü Prpf. Dr. Osman İma, Yıldız Tek- nik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayhan Alkış, Bornova Belediye Başkanı Aysel Bayraktar. Petrol Ürünleri Işverenler Sendikası Ge- nel Başkanı Ismail Aytemiz. Türki- ye Emlak Bankası Akdeniz Bölge Başmüdürü Musa Tufan. Edebiyat- çılar Derneği Başkanı Mustafa Şe- rif Onaran. Eğit Der Genel Başka- nıMustafa Gazalcı, Ada Dostlan Derneği adına Perihan Erguıt, Tür- kiye Serbest Muhasebeci Mali Mü- şavırler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalar Bırlıği Genel Başkanı Mus- tafa Özyürek, Urla Belediye Başka- nı Bülent Baratiı. Bayındırlık ve îs- kân Bakanlığı Basın ve Hakla lliş- kiler Şubesi Müdürlüğü çalışanlan, Antalya Cumhuriyet okurlan adına Hkran Karabudak, Aydınlık Dergi- si Genel Yayın Yönetmeni Hasan Yalçın. Uludağ Ünrversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı AB Ozçetebi, Bil- gi Yayınevı çalışanlan, ANKA ça- lışanlan. Antimedya çalışanlan, Mersin Gazetecıler Cemiyeti Baş- kanı Ali Adaboğlu, Tokat Gazeteci- ler Cemiyeti Genel Sekreteri Taner Yeşflsu, MK Dergisi çalışanlan, Ka- rikatürcüler Derneği Başkanı Oğuz GûreL Insan Haklan Derneği Genel Başkanı Akın Birdal. Banş Partisi Kurucu Başkanı Ali Haydar VeA- rağlo, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi Başkanı Gulsen DaMal. Çorumlular Kültür ve Dayanışma Derneği, Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Bir- iiğı Genel Sekreteri Dursun Kara- ca, Ankara Üniversitesi tletişim Fa- kültesi Mezunlan Vakfi Başkanı Sü- leymanCoşkun, Sosyal-Iş Sendika- sı Genel Başkanı Ozcan Kesgeç, Ak- tüel, Para ve Power Ankara çalışan- lan, Istanbul Barosu Başkan Yar- dımcısı avukat Kani Ekşkiğlu, Zon- guldak Barosu Başkanı Zeki Çoka- loğlu, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Ataol Behramoğhı, Üniver- site öğretim Oyelen Derneği Baş- kanı Prof. Dr.Bnrhan Şenatalar. Dil Demeği Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr.Şerafettin 1\ıran, DlSK'e bağlı Medya-Sen Genel Başkanı Mete Gönültaş. Bank-Sen Genel Başkanı Müslüm Uğuz, Eğitim-Sen Merkez Yönetim Kurulu adına Al- perOztûrk, Çağdaş Yaşamı Destek- leme Derneği Sanyer Şube Başka- ru Yetkin Aröz, Türk Kalp Vakfi Yö- netim Kurulu Başkanı Çetin Yüdı- nmafan, Radyo Foreks Haber Edi- törü Alptekin Gündüz. Radyoaktif Genel Yönetmeni Erengül BÛenser. Yaşam Radyo Genel Yayın Yönet- meni Cüneyt Lzunoğullan. Yön FM, Aksiyon Dergisi Genel Yayın Müdürü Mustafa Sungur. Bulancak Gözlem Gazetesi, Köy Enstitûleri ve Çağdaş Eğitim Vakfi Kurucu Üyesi Haa AngL Eczacıbaşı Hol- ding Yönetim Kurulu Başkanı Bü- lentEczacıbaşı, Milas Belediye Baş- kanı Ali Doğan SerçekJÜYAP Ki- tap Fuarlan çalışanlan adına Deniz Kavukçuo^u, Elestiri Kitabevi ve Kültür Merkezi, Hacı Bektaşı Veli Kültür ve Tanıtma Derneği Izmir Şube Başkanı Hasan Zerek. Banş Partisi tstanbul tl Başkanı Başer Yata, ÖDP tstanbul II Başkanı Meh- met Atay. Didım Belediye Başkanı Mehmet Soysalan Kaynak Ya>inla- n Basın Koordmatörü Turgay Nar, An Grubu Genel Koordinatörü Ke- mal Köprüln, Günaydın Marmara Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Neşe Doster. Yeni Adana Gazetesi Imtiyaz Sahibi Çetin Remzi Yüre- gir, Zümrüt Rıze Gazetesi Genel Ya- yın Yönetmeni Ömer Şajı, Yalova Çevre Gazetes[calışanlan, Ümit Ya- yıncılık adına ÜmitGürtuna, Bizim Tiyatro çalışanlan adına Zafer Di- per, Genel Maden-lş, Demokratik Mücadele Platformu, Avrupa ve Türkiye'de Yazm Dergisi Genel Ya- yın Yönetmeni Engin Eridner, Pre- mier Halkla lb'şkıler Yöneüm Kuru- lu Başkanı Yesfan Eşref, Kıbns Türk Ögretmenler Sendikası, Toplumsal Hukuk Araştırmalan Vakfi Yöne- tim Kurulu Başkanı SeBm Okçuo|- lu, Hava-lş Genel Başkanı Atila>- Ayçin, CUMOK'lar ve Fakir Bay- kurt Işık Yurtçu, Şanar Yurdata- pan, Muzaffer Erdost, Nevzat Hel- vacL Işık\enersu, Sebata>' Varol, AB Çınar, Deniz TütengiL Kubilay Gül- sem, Metin Ozek, Süre>yaOral, Bü- lentBaşıbüy^k.MehmetGazeL,Gâ- neşGurseter,AykutDemirtaş,Erdo- ğan BakkafbaşL, YavuzOkayben,AH Yılmaz. Mustafa Aksoy, Bülent Ak- soy, İlhan İrem, Rasih Nuri İleri, Sıiphi Nuri İkri. Ozgür Misoy, Ya- şariye Tekin, Ümit Tekin, Sevim Te- kin,'Erdal AkOş, Erol Tuncer, AB Baransel. Ercan San, Mithat Sir- men, Lale Tokuş^Talat Turhan, Sa- citSomeL Metin Ozkaa M. Ali Anş, Sedat Örsel, İrfan Solmazer. Meh- met Şahinkma, Mustafa Sami Türk- şen, Ayhan Kaiyoncu, Turgut Yıl- maz, Fevzi Söyten A>1in Altan, Ba- nşTuran, Ze>nelOztürk, Hacer De- mirbaş, Scma Ortaboy, Kenan Ha- run, Necmi Övet, Mustafa Yalçın. Şahin Tekgündüz, Jale İclal Müftü- ter, Süleyman Ege, Cengiz Çhi, Tü- ran Kanbakan, Mülazım Şan, Ah- met Şahin,Ayla Kutlu, AH Karacan, Sürecek puktur. Bir yandan ılişkiler kurmak isterken bir yan- dan yurtiçinde kendi karşıtlanna olmadık suçlamalan yapan cephecıler, tutumlannın içtenliğini nasıl söyle- yebilirler? • • • Valiler karamamesinin içyüzünü sergileyen "not- lar" ne kadar yankı uyandırmış Içişleri'nde? Aslında eksikleri olduğunu iyi biliyorum yazının. Ama. "teş- hir" değil amacım. eleştırmekti. "63 vali değişti. dört vali kaldı" diyoruz. Izmir Vali- sı Orhan Erbuğ'un ısrifasmı unutuyoruz. 42 vali alın- dı merkeze, üç vali kaldı görevı başında demek... Içişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk. Kars'ta müteah- hitlik yaptığı yıllardan tanır Orhan Erbuğ'u. Dr. Vali Orhan Erbuğ'la yıldızlan banşmadı bir türlü. Yardım- cısı ile aralan iyiydı de. Erbuğ'la ı-ıh... Asiltürk, CHP-MSP ortaklığında Içişleri Bakanı olunca, Orhan Erbuğ'u Emniyet Genel Müdürü buldu. lmam-hatiplileri polis yapabilmek için yönetmelik de- ğiştırme düşûncesi taaa o zamanlarda vardı kafasında. Orhan Erbuğ dürüstlüğü ile tanınmış bir yönetici, es- ki tümgenerallerden "DeB" Fikri Paşa'nın yeğenı. Kars'ta başlayan gerginlik, Ankara'da sürer gider. Asiltürk, bir gün yönetmelik değişiklıği düşüncesıni Orhan Erbuğ'a açar o zaman. Erbuğ, "Yasaya avkın yönetmelik dü- zenlenemez" der kestirir atar. Asiltürk, Müsteşar Hayrettin Ersöz'e gider, Ersöz daha yu- muşak yapılı bir yöneticidir._ Hukuk Müşaviri Kemal Öz- güney, bakana "mütalaa" ver- meyi kabul eder. Kemal Özgü- ney, tsmafl Cem için "rapor" ha- zırlayan üç danışmandan bıridir, hatırladım şimdi. Orhan Erbuğ, sıkıntılıdır. Em- niyet Genel Müdürlüğü'nde, ba- kana başvurarak kendisini mer- kez valiliğine almasını ister. Kararname hazırlanır, Çanka- ya'ya gider, Korutürk o zaman kılı kırk yarar. CHP'liler imza et- mek istemez. Ama, Erbuğ ısrar eder: - Ne olur, kararnamemi imza- layın ben istiyonım, ben bu adamla çahşmam.. der. Orhan Erbuğ, kendi isteğiyle merkez valisidir artık. Mukad- der Oztekin tçişlen Bakanı iken, tzmir Valiliği'ne getirildi; nere- den bilsin Asiltürk'ûn yeniden Içişleri Baknalığı'na geleceğini. O gelince de basü istifayı aynl- dı işte. Arkasından Emniyet Müdürü GürbüzAtabek, istifa etti, emek- liliğinı istedi. Sakarya Valisi Mustafa Uygur, neden, nasıl Iz- mir Valisi oldu? Kocaeli Valisi Errugrul ÜnKier, neden merke- ze alındı? Merkez valileri gele- cekler yakında Ankara'ya, mer- kez valilerinin oturacağı yahut ayakta dolaşacağı odanın önün- deki kondordan geçmek bir so- run olacak doğrusu. Çok kala- baiık da. POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Gözlerim Dolu Dolu... Ekmekçi denilince akla haber gelirdi, haberin doğ- rusu gelirdi. Gazeteciliğe başladığında haberin içinde bulmuş- tu kendisini. Ülkede Köy Enstitûleri kavgası vardı. Köy Enstitûleri bir ortaöğretim kavgası demekti. Ha- san Âli Yücel'le Reşat Şemsettin Sirer'in kapışma- sı gibi görünürdü, ama altında cumhuriyetin temelle- ri vardı. Mustafa Ekmekçi, bu kavgada görevini yapıyor- du. 27 Mayıs 1960 olmuştu, her şey yanm ışıklı bir or- tama kavuşmuştu. Ortalığın aydınlanması için hangi ışık bulunursa o yakılıyor, ortalık bu ışıkla aydınlanı- yordu. Tonguç ve arkadaşlan da bu kavgaya katıldı- lar. Bugün karanlığını gördüğümüz ortaöğretim sefer- berliği kendini göstermişti. Arapça ezan ve imam- hatip okullannın fışkırması bu döneme rastlar. Ulus'un Yazı Işleri Müdürü Ihsan Ada telefon et- mişti. Sana güçlü ve inanılır bir gazeteci gönderiyo- rum. "Sen niçin kullanmıyorsun?" "Bizim gazete pek kaldırmaz." Yeni Istanbul gazetesinde mesleğe böyle başla- mıştı, mavi başlıklı gazete. Daha önceleri taşra gaze- telerinde çalışmıştı ama onlan başlangıç saymıyordu. Istanbul gazetelerinin Ankara bürolan Ekmekçi'yi kapışıyorlardı. Fakat o doğru habercilikten vazgeç- miyordu. Bu arada askeri darbeler oldu, haber değerlendi. En değerli haber Ekmekçi'de gelip düğümleniyordu. Sıkıntıya düştüğü günler oldu. Sağlam haber. doğru haberden şasmadı. Ankara ile Istanbul arasında doğru haberin trafiği Ekmekçi'nin elindeydi. Birçok gazete dolaştktan son- ra Cumhuriyet'te yerini ve değerini buldu. Nadir Na- di'yi çok sevmişti. Nadir Nadi'nin hem gazetecıliğini sevmişti, hem dostluğunu. Yıllardır aynı sütunda Müşerref Hekimoğlu, Mus- tafa Ekmekçi birlikte yazıyorduk. Sütun demeyin, bir sütunda Ekmekçi harikalar yaratıyordu. Yeni bir ga- zetecilik örneğini o bulmuştu. Gözden kaçan, kaybo- lan haberleri bulur, satır aralanndan anlamlar çıkanr- dı. Sanıyorum 'safrrara/an'deyimide onun bulgusuy- du. Nice gözden kaçmış olayı satırlar arasından sü- züp çıkarmanın ustasıydı. Kendine özgü bir gazete- cilik çığnnı açmıştı. Bir sütuna bir kitap sığdıracak ka- dar yazılan vardı. Son zamanlarda geçmiş olaylann üstüne giderek onlara yeni anlamlar vermesini bil- mişti. Kendine özgü kişiliği arbnda sessiz, sakin durur, sonra fırtına çıkaracak olaylan keşfederdi. Son zamanlarda sağlığını bozacak kadar sıkı bir ça- lışmaya kendini vermişti. Bilinmeyen olaylara ışıktut- maya hazırlanıyordu. "Şu yaptığımız gazetecilik bana az geliyor", diyor- du. Gazeteciliğin ötesınden de ötede bir gazetecilik anyordu. İHer şeyin karman çorman olduğu bir dönemde bir hastalığa tutulması bizi elbette çok üzmüştür. Uğur Mumcu'nun ardından giden birdeğerdi. Ikisi de araş- trmacı gazeteci. Ayn ayn alanlan araştınyortardı. Elli yıldır bir tezgâhta haber dokuduk, hem yazdık hem okuduk. Uğuriarken, gözlerimin dolu dolu olması yetmiyor. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SAĞA: 1/ Kızıhr- mak'ın üç bü- yük kolundan biri. 2/ İyi huy- 3 lu kimse... Müslümanlığın beş temel koşu- 5 lundan biri. 3/ Osmanlılarda sınırboylannda görev yapan bir sınıfasker... Bir " nota. 4/ Borula- g n döndünneden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. 5/ Is- kandınav mıtolojisinde. W9tan da denılen savaş tannsı... Arapabecesiy- 3 le yazılan bir yazı türü. 4 6/Rusça'da "evet"... Bir dili bir başka dile sözlü olarak ve anında çeviren kimse. II Amerika kıta- sının kuzeybatısındaki takımadalar... Rütbesız asker. 8/ Bir mal ya da paranın emek verilmeden sağladığı gelır... Mahkeme so- nucusu gösteren resmi belge. 9/ Bir soru sözü... Basma- kalıp söz ya da görüş. | YUKAROAN AŞAGIYA: 1/ Osmanlı devletinde Rumeli'deki büyük toprak sahip- lerine verilen unvan. 2/ Birleşik bir şeyi oluşturan yalınç şeylerden her biri... Bir yapıda dış kapıyla odalar arasın- daki giriş bölümü. 3/Nepal ve Tibet'te silah olarak kul- lanılan ağırpala... Arapça'da "ben". 4/Görünüşü ve dav- • ranışıyla korku veren iriyan adam. 5/ "Benim yârim ge-! lişinden bellidir / — elleri deste deste güllüdür" (Kara- caoğlan)... Köpek. 6/Kaş kemerinin altına sıkıştınlarak kullanılan gözlükcamı... Vilayet. 7/Utanç duyma... Yur- dumuzun bir bölümüne verilen ad. 8/ Yabancı paralann', ulusal para cinsinden değeri... Toplanan süprüntüleri alıp atmakta kullanılan saplı kap. 9/ Bir yaşmda keçi yavru- su... Kuzu sesi. ', Değerli yazarımız MUSTAFA EKMEKÇİ',, kaybettik, Ailesıne, Cumhuriyet Gazetesi'ne ve okurlarına başsağlığı dileriz. RUHİ Sü KÜLTÜR MERKEZİ Yurttajın Sultanahmet Bulujması 25 Mayıs 1997 Saat 13.00'te NE REFAHYOL! NE HAZIROL!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear