23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5ARALIK1997CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Eğitim Fakültelerinin Derdi Belli, YÖK'ün Derdi Ne? RIFAT OKÇABOL S on bır ay içınde kımı öğretim üyeleri ve yükseköğretim öğrencileri. YÖK ve uygu- lamalannı bir kez daha eleş- tirir. daha demokratik "üni- versite" isterken belki de ki- mı umversıtelerde aynı gün, YÖK yakla- şımını benimsemiş yöneticıler. fakülte elemanlanna gönderdiklen yazılarla teh- ditler savururken YÖK. egitim fakültesi bulunan üniversite rektörlerine bır sayfa- lık > azılı buynık (emirname) gönderiyor. Bu buyruğun "EK: 1- Eğitim Fakültesin- deki Yeni Düzenleme ile İlgili l\gulama Ükeleri" adlı 16 maddeden oluşan bır eki ve bu ekın de aynca EK: 1.1, EK: 1.2. EK: 1.3 ve EK: 1.4 gibi 4 tane de eki bulunu- yor. Bu buyruk, eğitim fakültelerinin YÖK'e göre yeniden yapılanmasını ön- görüyor. Buyruğun EK: 1.2 eki her fakül- tenin yeni yapısını belirliyor. Örneğın, Ankara Üniversitesi'ne (AÜ) göndenlen EK: 1.2'ye göre, oradaki Eğitim Bilim- leri Fakültesi'nde halk eğitimi gibı yıllar- dır lisans programlan uygulayan bölüm- ler kapatılıyor. O fakültede Türkiye'nin en zengin eğitimci kadrosu bulunuyor: "Ne düşünüyorsunuz" diye sorulmuyor. Rehberlık dışındaki tüm uzmanlık alan- lannda lisans programı uygulamasına son veriliyor ve yeni bölümler açılıyor. Kapa- tılan bu alanlarda tezli ve tezsiz yüksek lisans ve doktora programlanna yer veri- liyor. Bogaziçi Üniversitesi'ne (BÜ) gön- derilen EK: 1.2'de ise fakültede ıki yeni bölüm açılıyor. 10-17 yıldır sürdürülen li- sans üstü programlardan üçü kapatılıyor. 6 Kasım 1997 tanhli yazılarla başla- yacak bu uygulama, ortaöğretımde öğ- retmenlik mesleğini hiçe sayan bır yak- laşım sergiliyor. geliştirilmesi ve anti-de- mokratik yaklaşımıyla da göze batıyor Buyruk, ortaöğretime dal (branş) öğ- Üniversitesi Eğitim Fakültesi retmeni yetiştirmede, branş alanının ilgi- li fakültede 3.5 ya da 4 yıl okunması üze- rine 1.5 yıl sürecek tezsiz yüksek lisansa dayalı bir model getiriyor (EK: 1.3). Bu modelin YÖK'Dünya Bankası Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi projesinde ge- liştirildiğı belirtıliyor. Bu projede çalışan yerli ve yabancı katılımcılar kimlerdir, eğitim sistemimizi ve okullanmızı ne ka- dar tanımaktadırlar; üniversitelerimizde bize özgü bır model üretecek bilgi biriki- mi olmadığı için mi Dünya Bankası'ndan yardım istenmişti; Dünya Bankası kara kaşımıza kara gözümüze hayran olduğu için mi yardımımıza koşuyordu, bilinmi- yor. Buyruktaki eklere göre YÖK, fakülte- lerde okutulacak dersleri. tanımlannı ve ne zaman okutulacağıru belirliyor (EK: 1, M. 4); her fakülte için kullanılması öngö- rülen kitaplan bile saptıyor (EK: 1.4); bö- lürrden birbirinin kopyasına dönüştür- mek istiyor YÖK. istediği bölümü ve is- tediği programlan istediği fakültede açı- yor. Ne fakülteye ne de üniversiteye so- ruyor. YÖK dekanlıldara soruyorsa da bu durum fakültede çalışanlarca bilinmiyor. Başka fakültelerde Eğitim Bilimleri Bölümü'nde değişik lisans programian ve Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı'nda da değişik lisans üstü programlar açarken, BÜ'de lisans ve lisans üstü düzeyde yal- nız bir programa izin veriyor. EK: 1 m. 13'te mevcut lisansüstü programlar de- vam edecek demesine karşın, BÜ'de mevcut lisansüstü programlardan üçünü kapatıyor. Model gerçekçi değjl 1982 yıhnda yapılan XI., 1988 yılında toplanan XII., 1990 yılında toplanan XI- II. ve 1996 yılında toplanan XV Milli Eğitim Şûralan'nda yaygın/halk/yetişkin eğitimci yetiştirilmesi ve bu alanda çalı- şanlann hizmet içı eğitimi ile ilgili karar- lar alınıyor. Toplumun ortalama öğrenim düzeyi 3.5 yılı geçmiyor. Milyonlarca okumaz-yazmaz yetişkin var. Dünya bil- gi çağına giriyor. Herkes 21. yüzyıltn öğ- renme çağı olacağını. öğrenmenin yaşam boyu süreceğini görüyor ve biliyor. Her geçen gün ve her yerde insanlar okul dı- şı öğrenme etkinliklerine katılıyor. Halk (yetişkin) eğitimcisine gereksinim gide- rek öncelik kazanıyor. Oysa YÖK. 1988 yılında sınıf öğretmenliğinde zorunlu ders olarak koyduğu Halk Eğitimi dersi- ni zorunlu ders olmaktan çıkarmakla kal- mıyor, iki üniversitemizde 10 yıl kadar önce açılmasına onay verdıği Halk Eği- timi bölümlerini ve BÜ'de de bu alanda- ki lisansüstü programını kapatıyor. Bu model tüm fakültelere bir anda uy- gulanacak. Bu model "öğretmen" kavra- mını kökten değiştiriyor, öğretmenliği köşe dönmeciliğin bir benzeri duruma getiriyor. Tezsiz yüksek lisans üç dönem- de okutulacak ve öğretmenlik formasyo- nu kazandırmada bıle yetersiz kalacak dokuz dersten oluşuyor: EK: 1.3'e göre bu dersler şunlar: 1. dönem için Öğret- menlik Mesleğine Giriş (3-0) 3: Gelişim ve Öğrenme (3-0) 3; Öğretimde Planla- ma ve Değerlendirme (3-2) 4; Özel Öğ- retim Yöntemleri 1 (2-2) 3;_Okul Dene- timi 1 (1 -4) 3; 2. dönem için Oğretim Tek- nolojileri ve Materyal Geliştirme (2-2) 3: Sınıf Yönetimı (2-2) 3; Özel Öğretim Yöntemleri II (2-2) 3; Okul Deneyımi II (1-4) 3; 3. dönem için, Öğretmen Uygu- laması, (0-12) 6; Öğretmenlik Uygula- ması Semineri (2-0) 2; Rehberlik (3-0) 3.(Burada parantez içindeki ilk rakam haftalık kuramsal ders saatini ve ikinci ra- kam da uygulama süresim belirtiyor. Ders kredisi, kuramsal süreye uygulama süre- sinin yansının eklenmesiyle bulunuyor.) 3.5 - 4 yıl fen-edebiyata. diyelim fen ala- nında okumuş öğrenci, psikoloji, öğren- me ve öğretme konulannı öğrenip özüm- semeden, dokuz dersle "öğretmenHği" ne kadar benimseyecek, ögrenciyi ne kadar tanıyacak, eğitimin *e"sini ne kadar öğ- renecek; düşünülmüyor ve de önemsen- miyor. Fen-Edebiyat fakültelerinde bulunan alanlarda 3.5 ya da 4 yıl okumaya ağırlık veren bu modelin. EK: 1, m. 14'te "esas olarak Eğitim Fakültesi öğretmen yetiştir- meprogramlanndayer alan 'alan dersle- ri 'nin Fen-Edebiyat Fakültesi kodu ile ve- rilmesi öngörülmektedir'" ifadesine kar- şın yabancı diller ve bılgısayarkonulann- da uygulanmaması, Rehberlik alanında lisans öğrenimıne yer verilirken Halk Eğitimi'nin devreden çıkması dikkat çe- kiyor; ne gibi pazarhklann yapıldığı so- nısu soruluyor. Bu modelde tezli ve tezsiz yüksek li- sans derecelerine doktoraya geçişte aynı haklar veriliyor (EK: l.m. 15). Fen-Ede- biyat'ta 3.5 - 4 yıl öğrenim görenler9 for- masyon dersi alarak tezsiz yüksek lisans sahibi olurken. aynı dersleri okuyan. ör- neğın yabancı diller bölümü mezunu li- sans derecesınde kalıyor. Yabancı diller bölümünden mezun olan kişi Tezsiz yüksek lisans yapmak istiyorum" derse. ne yapılacak, aynı 9 dersı bir kez daha mı alacak? Yok sen başka 9 ders alacaksm denirse. bu yüksek lisans 3.5 - 4 yıl üstü- ne yapılan tezsiz yüksek lisansla nasıl eş- değer olacak, düşünülmüyor. Proje ekibinde MEB temsilcisi olma- dığı sanılıyor. MEB temsilcisi olsa. MEB/UNDP projesi çerçevesinde 20 yıl önce kurulan Yaygın Eğitim Enstitü- sü'nün ya da başka projelerle başlayan uygulamalann ne durumda olduğunu bi- leceği için. yabancı kaynaklı projeye kuş- kuyla bakacağı, böyle bir uygulamanın önce bırkaç fakültede denenmesini iste- yeceği; halk eğitimci yetiştirilmesinde ıs- rarcı olacağı: öğretmen yetiştirme konu- sunda var olan şikâyetleri gidermeyen ve öğretmenliği "teknisyen" düzeyine indir- geyen bu modele olur demeyeceği düşü- nülüyor. MEB'in bu modeli içine sindi- remeyeceği sanılıyor. Buyrulan model branş öğretmeni ada- yına bu olanağı vermiyor. Bu aşamalar- dan geçmeyea'geçemeyen kişi "öğret- men" değil, olsa olsa öğretim teknisyeni olabilir. Kimi meslek alanlannın teknis- yeni varken mühendisine gereksinim du- yanlann ve ikisi arasındaki aynrru bilen- lerin. toplumun öğretim teknisyenine mi. yoksa öğretmene mi gereksinimi olduğu- nu iyıce düşünmeleri gerekir. Harp okul- lannı, üniversite mezunlanna 6 ayda su- baylık formasyonu kazandıran birbırime dönüştürerek silahlı kuvvetlerin bu su- baylarla çalışmasını önermek ne kadar anlamlı olursa, bu modelin de o kadar an- lamlı olacağını görmek gerekir. Sorun 'iyi öğretmen1 yetiştirmektir. Alan bilgisi, genel kültürü. insan sevgisi. toplumsal bilinci ve öğretmenlik beceri- si üst düzeyde olan kimse ıyi öğretmen olur. Eğitim fakülteleri uygulamasında eksikler ne yazık kı vardır. Fakültelere gelen öğrencide ders kıtabı dışında kitap. hatta gazete okuma ahşkanlığı, demokra- tik anlayış ve davranışlar pek gözlemlen- memektedir. YÖK, üniversiteler ve fa- külteler de yeterince demokratik olama- dıklanndan öğrencilere bu alışkanlıklar kazandınlamamıştır. Eğitim fakülteleri. Fen-Edebiyat fakültesinden alınan alan bilgisi ile okullarda okutulan dersler ara- sında köprü olamamıştır. Branş öğretmenliği ve eğitim uzman- lığı açısından buyrulan model. öğretmen- liği bir meslek olmaktan uzaklaştırdıgı gibi, uygulama zamanının çoğalması dı- şında yukandaki eksikliklerin hiçbırini gıdermediğı için değişik düzeylerde ça- lışan eğitimcilerce benimsenecek bir mo- del değildir. Kısa yoldan bu karardan dö- nülüp daha gerçekçi çözümlerin demok- ratik kaülımcı bir yaklaşımla aranması gerekir. VffAT ve TEŞEKKUR Yeri doldurulamaz, dürüstlük örneği, iyi insan, sevgili eş, genç anne, hayırlı evlat, sevecen kardeş, kıymetli teyze, canımız, AYŞE REYHAN DURU'yu (ffiOĞLU) 1954-1997 ani olarak kaybetmenin üzüntüsü içerısindeyız. Cenazesine gelerek, arayarak, çiçek yollayarak. bağış yaparak bizleri sevgileri ile kucaklayan akraba, dost ve arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürler ederiz. EŞİveAİiSİ Cumhuriyetçilikten Nakşiliğe... N akşi olan bir aileden. Türk sıyasal yaşamında önemlı yerlere gelmiş üç Özal kardeşlerden söz etmek is- tıyorum.Malatya kökenli bir ailede. baba ve anne eğitim görmüş. o dö- neme göre düzeylı ınsanlardır. Anne okul öğretmenidir, baba me- murdur. Anne devrimlerle birlikte üzerindeki Islami giysileri atar, mo- dern giysilere bürünür. Bu arada üç oğlu olur. Adlannı Hasan, Hûseyin, Ahmet koymaz, devrimlere uygun adlar koyar: Turgut, Korkut, Boz- kurt Bu öğretmen hanım büyük oğ- lu devlet başkanıyken ölür ve bir tür- beve sömüliir. Bu hikâvevi sizlere anlatmamın nedeni diplomalılann bazı çıkarlan için nasıl çifte standart uyguladıklannı gözlerinizın önüne sermek içindir. Bu arada kendimden söz etmek ıstiyorum. Babam da anam da köy kökenlidir. okuma yazmalan yoktur. Ben doğduğumda adımı lslami ge- leneklere uygun Arapça Adnan ko- yarlar. Ben yaş bakımından en büyük Özal'dan 2-3 yaş daha büyüğüm. Be- nim cahil ve köylü ailem. yukanda- ki Özal ailesinden çok daha samimi- dır. Babam hacıya gitmemiştir, ola- naklan el vermediği için.. Ölabilen olanağı nı da vurdumuzda deSerlen- dirmiştir. Ama Özal ailesi hacı ol- mak için birbirleri ile yanşırlar. Devlet başkanı düzeyinde ilk kez hacıya gıden Turgut Ozal'dır. Çok sevip saydığimız Osmanlı sultanla- nnın hiçbiri Kâbe'ye gidip hacı ol- marruştır. Siyasete giren bu üç kar- deşin hele birincisi, en büyükleri yaptığı birtakım reformlara karşın İaik devletin temellerini tahrip et- mekten geri kalmaz. "Anayasayı ben de bir kere ihial etsem ne oİur" diye- bilme cesaretini kendinde bulur. Özallann aynı dönem üniversite ar- kadaşlan arasında Süleyman Demi- rel ve Necmettin Erbakan da vardır. Takunvalı dive nitelendirilerr gruptur. Sıyaset arenasında bunlann neler dediklerini. demeçlerini teker teker bütün Türkiye olarak dinledik ve gördük. Adnan Menderes'in iki blo- ka böldüğü Türk msanlannın kade- rini değiştırebılecek hiçbir şev yap- madı bu takunyalılar diye nitelenen grup. Bu ıkiye bölünmüşlüğu aynen körükleyen gericilığe ödün vererek. halktan oy istediler. Bugün bile bu aynlık şiddetle sürüyor. Camiye gi- denler bizdendir, gjtmeyenler kâfir- dir, diye. ADNAN HUNCA %Sfina\ici İSI IA1İİ1 1 ODASI tFORUM 1998 Bütçesinde Sağlık ve Hekim Ücretleri PKOGRAM Açıh!>: PRÜF. DR. ÜRI1AN ARIOGUL ÜTO BAŞKANI) yiS Bütçcsıııın Tcııu'l Özclliklcri: PROF IZZETTÎN ÛNDER S.ıglık BııU'fsı vv Hckımlcrııı Bckk-nlık-n: DOC. DR. İRFAN GÜKCAY DR. BEKÎRKUMBUL (ANTALYA MtLLETVEKlLİ) DR. HALÎL İBRAHİM OZSOY (SAĞLIK 15AKANH rORUM 6 ARALIK CUMARTESİ, Saat: 10.30-13.00 Yer: İTU Sosyal Tesıslerı, Maçka Telefon: (0 212) 243 24 74 - 243 27 33 KANAL 6'DA HABER ARDAN ZENTURK'LE BUGUN BAHAR TUNAÜ/ANKARA HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:00 RANA ELİKLE SICAK GÜNDEM HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:00 CAN'U HABER 2000'Lİ YILLARDA TÜRKİYE'NİN EŞİTLİK POÜTİKALARl, PROGRAM VE STRATEJİLER Açış Konuşmasi: Prtrf. Dr. Necla ARAT ı.u. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Me*tea Müdürû OturumBaşkanı: Prof.Dr.HikmetSamiTÜRK İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı - DSP Trabzon Milietvekılı Konuşmacılar Aysel Baykal Kadından Sonjmlu Eskı Devtet Bakanı - CHP Dr. Yüksel YALOVA ANAP Genel Başkan Yardıncısı - Aydm Mıltetvekili Dr.YıldrmıAKTUNA DTP Gene Başkan Yardırrcısı - istanbul MıUetvekili Ahmet İYİMAYA DYP Amasya Mıltetvekili Tartışmacılar . Prof. Dr. Aysel ÇEÜKEL I.Ü Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr.TürkerALKAN A.U. llettşım Fakültesi Öğretim Ûyesi Gûn :5Aralık1997Cuma Saat : 11.00-14J0 Yer : Atatûrk Kültûr Merkezi Konser Salonu Duzenleyen : İSTANBUL KADIN KURULUŞLARIBİRUĞI HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:30 MERT ALİ BAŞARIR HAFTA İÇİ HER GECE ARKA PENCERE ECumhurİYet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ARALIK AYI ETKÎNÜKLERİ İARİKÂTÖR ve RİSİM SİRGİİ 8-12Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00) BAHADIR BOYSAL VEYSEL KU.RU.ÇU M. ORKUN MUFTÜOĞLU HAFTA İÇİ HER AKŞAM H t HARA İÇİ HER AKŞAM 20:00 K a n a l 6 " T ü r k i y e E k r a n PENCERE Mantık!••• 1930 yılında Atatürk bir yurt gezisine çıktı. Yanında her bakanlıktan bir "müfettiş" vardı. Milli Eğitim Bakanlığı da 33 yaşındaki Hasan Âli Yücel'i görevlendirmişti. Mustafa Kemal, Kayseri Lisesi'nde felsefe dersinı izledi; 'Mantık' kitabını inceledi; öğret- meni dinledi; derste işittiği Arapça terimler Atatürk'ün hoşuna gitmemişti; Sıvas'taki akşam yemeğinde bu soruna değinerek Hasan Âli Yücel'in fikrini almak iste- di. üselerde okunan Mantık kitabını Yücel yazmıştı. Hasan Âli dedi ki: "- Mantık terimlerinin Türkçelerini bulmak için küçük deneyimler de yaptım. Fakat bu gibi değişmelerin kişiler tarafından yapılmasını sakıncalı gördüm. Herkes kendine göre bir tehm bulup kul- lanırsa, ifadede beraberlik olmaz ve kimse kimseyi anlayamaz. Bunun için birkurulya da demek kurul- malı, bılimsel terimler burada saptanmalı fikrindey- im." O tarjhte Türk Dil Kurumu henüz ortada yoktu; Hasan Âli'nin önerisi ilginçti. • UNESC01997'yi Hasan Âli Yücel'i anma yılı olarak adlandırdı; bu nedenle unutulmaz Milli Eğitim Bakanı YüceTe ilişkin pek çok yayın yapıldı; bunlardan biri de 'Iş Bankası Kültür Yayınlan'nöan çıktı. Adı: "Hasan Âli Yücel ve Türk Küitür Reformu..." Yazan: Mustafa Çakar... • Kitabın yazdığına göre Sıvas'taki akşam yemeğinde Atatürk. Hasan Âli Yücel'in yazdığı 'Mantık' kitabı üstüne bir tartışma açar; matematik terimlerine ilişkin konuşma, döne dolaşa, bir noktaya varır. Ahmet Hamdi Başar. Mustafa Kemal ile Hasan Âli arasında geçen konuşmayı şöyle aktanr "Hasan Âli Bey, meşgul olduğu bir saha üzerinde sual tevcih olunmasından memnun... Hele bu sualin 'srhr' meselesi gibi kendince mükemmel bilinen bir mevzua taalluk etmesinden dolayı büsbütün mem- nun, der ki: - Efendim;sıfırhayatlaademin, variıklayokluğun... Atatürk: - Anlamadın, hayat ebedi ise adem ebedı değil mi? - Şüphesiz efendim; hayatın ebediyetinde... - Hayır, ben size sıfın soruyorum. Sıfıradem (yok- luk) demek midir? Sıfırla yokluk arasında ne fark vardır?.. - Efendimiz; birisi, yani sıfır, yaşanmış bir şeyin yokluğudur, halbuki... - Tuhaf şey, şu saat varken biraz sonra cebime sokarsam sıfır mı olur? Hayatı nasıl tasavvur edi- yorsunuz?.. - Efendimiz, sıfır yok demektir. - Güzel... Bu yok olan şey bir rakamın sağına geçince onu 10 mısli yükseltiyor; bu nasıl olur?.. Hasan Âli Bey sualler karşısında mağlup olmak üzere... Dinleyiciler bu musaraayı eğlenceli ve zevk- li buluyoriar. Anlaşılan Atatürk de Hasan Âli Bey'i fa- zla sıkıştırmak, mağlup etmek ve sonra da haşlamak için bu sualleri sormuyor. Maksatiki saatten beri cid- di meselelerle uğraşmaktan doğan ağır ve yorucu havayı dağıtmak... Hasan Ali nereye gitse yakalanıyor; nihayet ılminden ziyade zekâsını kullan- makıcap attiğjpianlıyor: .. .,_,... - Efendimiz, diyor, daima arkanızda ve solunuz- dayimTŞıfoişteefendımizin solunda olan ben- deniz- im.' Bahis bu suretle tatlıya bağlanmış, maksat da hasıl olmuş oluyor. Kadehler kalkıyor." Bir yıl sonra 12 Temmuz 1932'de 'Türk Dili Tetkik Cemiyeti' kuruluyor. • Hasan Âli Yücel, 'Anadolu Aydınlanması'nm unutulmaz Milli Eğitim Bakanı'dır. Bizim kuşağımız Hasan Âli'nin 'Mantık' kitabını okudu. 'Aydınlanma Felsefesi'nm mantığıdır bu, insanın akıl ve bilim yön- temleriyleevreni sorgulamasına yöneliktir. Hasan Âli ne yazık ki çok partili rejimden sonra karşı devrim dalgalannda harcandı. Milli Eğitimimiz o gün- den bu yana belini doğrultamadı. BAŞSAĞLIĞI Okulumuzun kurucusu tstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfi'nın Yönetim Kurulu Başkanı Sayın EN'DER CİNER'ın değerlı babası DİŞ HEKİMİ ABDULLAH CENAN CİNER'e Allah'tan rahmet. ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz. İŞTANBLL ERKEK LİSELİLER EĞİTİM VAKFI ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULl YÖNETİCİLERİ, ÖĞRETMEISLERİ. ÇALIŞANLARI VE OKLL AİLE BİRLtĞİ MUSTAFA EKMEKÇİ DOSTLARINAÇAĞRI Aramızdan aynldığı 21 Mayıs 1997 gününe dek kaleminı hep banştan, özgürlükten, demokrası ve halktan yana kullanan gaze- tecı Mustafa Ekmekçı'nin anısına bir kitap yayımlanacaktır Kıtapta. Ekmekçı ile ilgili anı. belge. mektup ve fotoğraflar yer alacaktır Mustafa Ekmekçi'nin yaşadığı döneme de ışık tutacak bu kita- bın hazırlanmasına tüm Ekmekçı dostlan, ona ait fotoğraf, mek- tup. belge ve varsa anılan orijınal metınlen daha sonra gen veril- mek koşuluyla aşağıdakı adrese 1 OCAK 1998 tarihine kadar göndererek katkıda bulunabıleceklerdır. Yaytmlanacak krtap, kulaklardan gitmeyen kahkahası, yürekle- re kazınan insan sevgısı ve onurlu kalemıyle Mustafa Ekmekçi'yı yaşatmanın da bır adımı olacaktır Yazışma Adresi: Mustafa Ekmekçı Kıtabı Cınnah Cad. 1 Basın Srtesı No: 80 D Blok Daıre 2 06690 Çan- kaya-ANKARA Tel:+Faks. (0.312)438 46 01 Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 KIRALIK 300 M2 STÜDYO Rejili, dublaj stüdyosu bulunan, 3 kameralı, ışık ve djital efektli montaj sistemleri olan stüdyo. 0.216 442 07 56
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear