29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2ARAUK1997SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ B ESBANK • ESBANK50mılyon dolarhk sendikasyon kredisi aldı. Kredi, The Bank of New York, The Fuji Film Bank Ltd., ING Barings Hderliğindeki 21 üyeli konsorsiyumdan, Libor+0.95 faizle ve 364 gün vadeli olarak almdı. 28 Kasun günü anlaşması imzalanan kredi. ihracat fınansmanında kullamlacak. • TÜSİAD,yann Ankara'da "Hukuk | | Devtetive TUSIAD b a ş h ğ,a «Demokratik Standartlann Yükseltümesi Paketi Tartışma Toplantılan Dizisi'* çerçevesindeki dördüncü toplanüyı gerçekleştirecek. Yann ayrıca Ankara Hilton Öteli Balo Salonun'da, TÜSİAD üyeleri, Yüksek Istişare Konseyi'nin açılış kokteylinde bir araya gelecekler. Perşembe günü saat 930'da basına açık olarak toplanacak konseyin flk toplanusının konuşmacılan Bülent Eczacıbaşı ve Muharrem Kayhan olacak. • DIŞ TİCARET Müsteşarlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, daha önce thracat Genel Müdürlügü tarafından yûrûtülen uluslararası gözetim şirketkrine ilişkin mevzuat ve uygulama, Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Rejimi Karan kapsamına alınacak. y TBMM Plan ve Bütçe Komisvonu'nda. hükümetin 1998 Yüı Bütçe Yasası TasansTnda öngördüğü 3 katriryon 993 trilyon olarak görülen açık 3.5 trilyon düşürülerek, 3 katriryon 989 trilyon ttrava isdirildL •İSTANBUL Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası, Taksim. Kadıköy, Şişli ve Bakırköy'de bulunan hizmet birimlennin yanı sıra, staj ve sınav işlerinin yürütûleceği yeni hizmet birimini dün Fındıklı'da hizmete açtı. • LASTİK-İŞ yüzde 200 zam istiyor. Toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde konuşan Lastik-lş Genel Başkanı Vahdettin Karfoay, ilk yd için işçilerin ortalama 138 milyon lira olan ücretlerinin, 270-300 milyon lira seviyesine çıkanlmasını istediklerini söyledL TÜRKİYTİş" BANKASIkayıth ı sermaye tavanmı 76 trilyon liradan 650 I trilyon liraya çıkardı. Geçen hafta cuma günü yapılan toplantıda şirket sermayesi, her biri 500 lira itibari değerinde 2 milyon A grubu. her biri 10 bin lira itibari değerinde 2 milyon 900 bin adet B grubu ve her biri 40 bin lira değerinde 16 milyar 249 milyon 250 bin adet C grubu paya bölündü. • TÜRKİYEDeri Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkaıu Turgut Koşar, resmi makanüara gönderdiği mektupta, gümrüklerden geçen mallann dış ülkelere teslimi için Maliye Bakanlıgı'nın yetkilendirilmesi gerektiğini belirttL • RONAY1RCALI, Türk Eğitim Vakfi (TEV) Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. Rona Yırcalı, Yapı Kredi Bankası'nda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyor. Avrupa, Ortadoğu ve Türk cumhuriyetleri dahil 71 ülkeye ihracat yapıyor THkeriüiiııleıitaklit Nursel Karsavuran • Ülker, Belçikah bir fırma tarafindan 1990 yüında açılan taklit < davasmda, 3 milyon lira manevi tazminat ödemeye mahkûm oldu. 1989 yılında da ortağı olduğu şirket aleyhine açılan bir başka davada Ülker'in 200 bin Fransız Frangı ödemeye mahkûm edildiği öğrenildi. ~S "---lker Gıda Sana- ker, Ülker Gıda'ya yeni bir I I yii ve Ticaret rotaçizmekniyeundedeğil- I I AŞ'nin ürertiği di. Ülker, yabancı fırmala- \^S ürünlerin çogu- nn ürünlerini taklit ederek yoluna devam edecekti. Sabri Ülker büyümek için başka yol göremiyordu ama Belçikah General Biscuits Belgie firması, "Choco Prince" adlı ürününü "Ço- ko Prens"le taklit eden Ul- ker'e açtığı davayı kazan- mış, Ülker'in Çoko Prens'i sessiz sedasız piyasadan çekerek "Çoko Sandviç"i piyasaya sürmesini sağla- nuştı. Belçikalı fırma bir- likte iş yaptığı Ülker'in "Çoko,ÇokonatÇokomflk, ÇokomeL Çokotat, Çoko- bar,Çokokrem" adlı ürün- lerini taklit etmesine bir noktaya kadar razı olmuş ama adeta adıyla özdeşleş- miş Choco Prince'ın taklit edilmesine dayanamamış- n. Centilmenlik anlaşmala- nna yanaşmayan Ülker'e karşı yasal yoİlara başvur- mak zorunda kalan Belçi- kah fırma. Çoko Prens ad- yii ve Ticaret AŞ'nin ûrertiği ürünlerin çoğu- nun taklit olduğu ve bu ürünler hakkında bazı ya- bancı fırmalar tarafından açılan davalan kaybettiği belirlendi. Belçikah bir fır- ma tarafindan 1990 yılın- da açılan taklit davasında, 3 milyon lira manevi tazmi- nat ödemeye mahkûm olan Ülker1 in, 1989 yılında da ortağı olduğu şirket aleyhi- ne açılan bir başka davada 200 bin FransızFrangı öde- meye mahkûm edildiği öğ- renildi. Sabri Ülker'in Avru- pa'dan Ortadogu'ya ve Türk cumhuriyetlerine kadar tam 71 ülkeye ihracat yapan şir- keti Ülker'in başka firma- lann ürünlerini taklit ettiği iddia ediliyor. Baş ağrrtan davalar Kardeşinın " Ülker'i sen- den ahrsam yasayamazötür- sün" diyerek yollannı ayır- masından sonra Sabri Ül- Ulker, Çoko Prens'isessiz sedasız piyasadan çekerek "Ço- ko SandvSç", TaçKrakeri deAsKrakerolarak degiştinnişti. lı çikolatalı ürünûn piyasa- dan çekümesini ve yerine Çoko Sandviç'in sürülme- sini sağlamayı başardı. 'TaçVAsKraker'oldu Istanbul Asliye 6. Tica- ret Mahkemesi'nde görülen dava Ülker aleyhine sonuç- landı. ÜlkeTÇoko Prens' in üretimi durduruldu, 3 mil- yon lira manevi tazminat ödemeye mahkûm oldu Belçikah fırma ile iş iliş- kisi olmasına ragmen ürün- lerini taklit etmekten çe- kinmeyen Ülker, bu fırma- mn Tbc Crakers" adlı ürü- nünü Türkiye'de "TaçKra- ker" adıyla satmaktadır. Ül- ker Taç"ı, Avrupa 'da da pa- zaıiamak niyetindedir. Sab- ri Ülker'in damadı Orhan Özokur, Ülker ürünlerini Fransa'ya ithal eden ve ay- nı zamanda ortağı oldukla- rı Aegean Trade Com- pany'e bır mektup yazar ve Taç'ın bu ülkede satılması- nın mümkün olup olmadı- ğinı sorar. Karşılıklı yazışmalardan sonra "ortazekâbbirtüke- ticininbikTueaeTaç'vam- balajındaki farklılıklar ne- deniyle birbirinden a\vabt- leceğir 'ne karar verilir ve aynı zamanda da Çokop- rens davasmın emsal teşkil etmesi tehlikesine karşılık Taç'ın ihracından vazgeçi- lir. Ulker, Taç Krakeri As Kraker olarak değiştirir. Çikolatah bir dava Bu arada Ülker'in başı 1989 yılında ABD'liMars fırrnasıyla derde girer. Sab- ri Ülker'inbize, "dava Ae- gean Trade Company'a (ATC) açümıştır" dediği taklitçilik davasına geçme- den önce yıne "hiçbirBgim yoktur" açıklamasmı yap- ügı ATC hakkındabügi ver- mek gerekmektedir. Ülker ATC ilişkilerita 1988 yıllanna uzanu-. Ül- ker'in 1991'da yüzde 5'le başîayan ortaklığı yüzde 35'e geldiğinde Sabri Ül- ker, ATC'ninbaşındaki isün olan Ethem Üster'e 10 şir- ketinin temsilciliğini ve Av- rupa'da "Sabşkoordmatnr- lüğü" ^etkisini vermiştir. ATC Ulker ilişkileri iyice gelişmiş, Üster, Ülker'in ürünlerini Avrupa'daki ün- lü marketlerin reyonlanna sokmayı başarmış, Israil, Madagaskar ve Tunus'ta pazarlamıştı. Pazarladığı ürünlerin am- balaj dizaynmı Avrupa'da yaptırmakta ve yarattığı markalanntesciUerini Mad- rid Konvensiyonu'na tes- cil ettirmektedir. Pazarla- dığı ürünler arasında yer alan Ülker'in Türki- ye'de"Metror> A\Tupa'da ise Metro mağazalanyla olan isim benzerliği nede- niyle "Metra" adıyla satı- lan üründür. Dünyanın sayılı zengin- lerindenolan ABD'li Mars, kendi ürününü Ülker'in Metro/Metra adıyla taklit etmesbden rahatsız olma- ya başlar. Ülker'i defalar- ca uyanr ve bir centilmen- lik anlaşması önerir ama bir sonuç alamaz. 1989 yı- lında başîayan ve 1993 yı- lında sonaeren dava kaybe- dilir ve 200 bin Fransız Frangı ceza ödenir. Dava konusu olan 300 gramlık ve 3'lü paketler- den oluşan çikolatalı ürün pazardan çekilir. Bu arada ambalajında yapılan bir renk değişikliği ile Met- ra'nın satışına devam edi- lir. ATC'yi bu şekilde kul- lanmayı sürdüren Ülker, Fransız mahkemelerinin ka- rannı hiçe sayarak aynı ürü- nü 305 gram olarak piya- saya sürmeye devam eder. Mars şirketi bu kez yeni bir dava daha açar. Dava sür- mektedir. Sabri Ülker ise bize yaptığı açıklamada " Vaktiyteaçdnıışvederdest olma>-an bir dava hakkın- da görüş biklirmek gerek- sizdir'' diyor. Sürecek Otomotivde 6 küreseF değerlendirme • Fazla kapasite, kızgın rekabet ve çevre otomotiv sektörünûn geleceğini şekillendirecek NİLÜFERŞENSÖZ Dünyada otomotiv endüstrisin- de hızlı bir değişim yaşanıyor. Tü- ketici eğilimleri ve pazarkoşullann- da farklılaşmalar gözlenirken, tek- nolojik gelişme ve büyüyen çevre bilinci, üreticinin pazara bakış açı- sını değiştirmeye başladı. Otomotiv sektörünûn devleri ge- çen hafta tstanbul Lütfı K.iTdar Kong- re Salonu"nda "Otomotiv Sektörün- de Akımlar ve GeBşmeler" konulu bir konferansta bir araya geldi. Oto- motivciler, sektörün sorunlannı kü- rese! olarak değerlendirerek, "fiız- la kapasite, lazgııı rekabetveçevre* nin geleceği şekillendireceğini be- lırtti. Dünyada dolaysız olarak 15 milyonkişi,dolaylı yoldan da 30mil- 'İçimizdeki Trafik Canavan' Tmota Plaza Dumankaya. kınııluşunun 6. yüdönümünü shovvroom'da düzenlenen 'İçimizdeki Trafık Canavan' başhklı karikatür sergisiyle kutladı. Tan Oral, İsmail Gülgeç, Ender Özkahraman, Ercan Ak>ol, Kamil MasaracL, Behiç Ak, Semih Poro\ ve Musa Kart'ın karikarüricrinin yer aldığı sergi 27 Aralık tarihine kadar açık kalacak. yon kişinın bu sektörde istihdam edildiğini belirten otomotivciler, otomotivdeki katma değeri 130 tril- yon lira olarak ifade ettiler. Çevre- ye duyarhlık ve güvenliğin yannın otomobili için vazgeçilmez bır un- sur olarak karşımıza çıktığını be- lirten uzmanlar, küçük arabalann gelecekte demografik değişiklik- lerden dolay ı tercih edileceğini be- lirttiler. Otomobillerin içlerinin ge- niş, dış dizaynlannm da küçük ola- cağını ileten sektörün temsilcileri, genel amaçlı arabalardan özel amaç- h otomobillere geçiş olduğunu be- lirttiler. Çevrenin bir ticari avantaj olarak kullanılabileceğini açıkla- yanotomonvciler, havakiriiliğini ön- lemek için sıvılaştınlmış doğal gaz, hidrojen, elektrik gıbi enerji kay- naklannın otomobillerde kullanıl- ması içinçalışmalar yapıldığını kay- dettiler. 1996 yılı dûnya otomotiv üretiminin 51 milyon 367 bin adet olarak gerçekleştiğini ifade eden uzmanlar, araba adedi 513 milyon ıken 2005 yılında 593 milyona çık- ması beklendiğinı işaret ettiler. European Bussiness Counsel- lors'da danışmanlık yapan Julian P.R.Oliver, Batı Avrupa'da kısa va- dede otomobile olan talepte bir ar- tış görüleceğı fakat uzun vadede iş- sizlik oranı, faizlerdeki gelişmeler, arabamaliyetleri ve benzin fiyatla- nnın talebi olumsuz etkileyeceği açıklamasında bulundu. Tûrkiye'de yılda üretilen otomo- bil adedınin 350 bine ulaştığını söy- leyen uzmanlar, bu sayının önümüz- deki 5 yıl içindeyılda 1 milyon adet- lik otomobıl talebinin hedeflendıği- ni açıkladılar. GüneşTaner reklamlarda Ekonomiyi zaman zaman altüst eden spekülatif açıklamalanyla med\ amn sürekli gündeminde kalmayı başaran Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, sonunda bir reklam filmine de konu oldu. Telsimin yayına yeni verüen 3 bölüm halindeki reklam filminde Bakan Taner'e çok benzeven bir tipleme kullanıldL Etibank Cavit Çağlar'ın EkonomiServs-Etibank'ta son pazarlıkgörüşmelerinde, en yüksek teklifi 155.5 milyon dolarla Cavit Çağlar'ın dahil olduğu "İpek Ortak Girişim Grubu" verdi. Basınaaçık olarak gerçekleş- tirilen ve TRT 3'ten naklen ya- yımlanan dünkû ihaleye katı- lan üç kuruluştan Baytndır Hol- dingverdiği 148 milyondolar- hk teklifle birinci turdaelendi. Diler Holding 152.5 milyon dolarla ikinci en iyi teklifi ver- di. Ihale bitiminde pazarlık gö- rüşmelerinideğerlendiren Özel- leştirme Idaresi Başkanı Uğur Bayar, "Hayırh oisun, son ka- ran OzeUeştinne Yûksek Ku- rulu verecek" dedi. Pazarlık aşamasmda Diler Holding 152.5 milyon dolar, Ipek Ortak Ginşim Grubu da 155.5 milyon dolar teklif ver- di. Bu tekliflerin ardından Di- ler Holding ihaleden çekilir- ken, tpek Ortak Girişim Gru- bu da teklifini yükseltmedi. Pazarlık görüşmeleri sonrası Etibank'mbedelininyüzde4O'ı peşin ödenecek. Kalanı, yıllık yüzde 10 faiz üzerinden 2 yıl vadeli olacak. thaleyi kazanan fırma Özelleştirme Yüksek Ku- rulu'nun karan sonrası kesin- lik kazanacak. ÇİFTÇt DOSTU/ SADULLAH USUMİ Diyarbakır tütün işleme fabrikast geçen- lerde parlak törenlerle hizmete girdi. Cum- hurbaşkanı, başbakan, bakanlar, bürokrat- lar da törenlerde hazır bulundu. Tetevizyon- lar, gazeteler fabrikanın açılışına büyuk yef verdiler. Türk ekonomisine, tütüncülüğüne ve üreticisine katkılan ballandıra, ballandi- ra anlatıldı. Doğrusunu isterseniz, bu övgüler fabrika- nın önemi karşıanda az bile katdı. Zira, te- sis tümü ile biriikte tütün sanayiimizdeki bir boşluğu dolduracak ve bundan sonra Do- ğu ve Güneydoğu'da yetışen tütünlerimizi de değeriendirmek mümkün olabilecek. Böylesine yararlı bir tesisin hizmete giri- şini herkes gibi biz detakdirle karşıladık. f\n- cak, kimlere hayıriı olmasını dileyecegimizi henüz kestiremedık. Amerikalılara mı, Fran- sçlara mı, Ingılizlere mi, yoksa Tekel'e mi? Şimdilik bilemiyomz!.. Fabrikantn açılış nedeni ile davetlilere gönderilen bir kitapçıktaki bilgiler oldukça önemli. Üstelik, tam bir itirafnarne... Wtap- çığın her satmnda geçmiş yıllarda Tekel'e ve Türk tütününe hazfftenan tuzeidan açıkça gör- mek mümkün. Milyonlarca tütün üreticimi- zin tek umudu dan Tekel'ı ve Türk tütünü- nü yabancı şirketlere ikram edetHİmek için meğer Hazine'mizdeki devletin ve milletin peıracıklannt nasıl da yakıp kül etmışız. 1980yılından sonra devtebn ve milletin mal- lann! haraç-mezat satabilmek için 'özelleş- tirme' furyası başlatıimıştı. iş basına oelen hükümetter, halkı sömürüden koruyan KİTIe- ri, KlK'leri ve tanm satış kooperatifleri bir- Tütünler Neden Yakılmış!.. iiklerini gözden düşürebilmek ıçın, devlet bütçesini kemiren asalaklar olarak göster- meye çalışıyorlardı. Bu kampanya sırasın- da özellıkle tanm ürünlerine yapılan destek- ler hedefalınmıştı. Amaçlan, yapılan destek- leri tamamen kaldırtmaktı. 2İmanın başba- kanlan, bakanlan "Milletin paras/na yazık oluyor" derken öncelikie yakılan tütünteri örnek gösteriyorlardı. Arkasından da "Yakı- lan tütün değil, milletin parası" diyoriardı. Millet de her tütün yakılışında "Gene pa- ralanmız kül oldu" diye yakınıyordu. Olaya bu anlayışla yaklaşan memur, işçı, emekli, küçük esnaf da tanma yapılan desteğe tep- ki gösteriyor ve çiftçiye düşman oluyordu. Böylesine yaratılan bırortam içinde en önem- li tanmsal KlTlerimiz özel sektore haraç- mezat satıldı ve tanm ürünlerine yapılan destekler de kaldınldı. 'Yakmak zorunda kalıyoruz' Tabii ardından tanm ve hayvancılıkta çö- küntü başladı. Çiftçi fakirieşti. Buna ragmen çarpık özelleştirme için yünitülen kampan- yalardan vazgeçilmedi. Ancak, Tekel'in ha- zırladığı kitapçık bazı gerçekteri su yüzüne çıkardı. Örneğin, tütün yakma olaylarının sorumlusu olarak gösterilen üreticilerin hiç- bir günahı olmadığı anlaşıldı. Zira, her tütün yakrna olayının ardından günlerce kampan- yalar düzenleniyor ve "Oreticıleri destekle- mek için tüm tütünlerini alıyorvz, sonra da bunlan yakmak zorunda kalıyoruz" diye açık- lamalar yapılıyordu. Bu açıktarnalan devlet ve hükümet yetkilileri yaptığı için halkımız bu gerçek dışı iddialara inanıyordu. Tütün yakma olaylannda asıl sorunlann devlet ve hükümet yetkililerinin izlediği mak- satlı politikalardan ve de beceriksizlikten kaynaklandıgını savunanlara ise inananla- nn sayısı çok azdı. Asıl suçlular Tekel'in yayımladığı küçücük kitapçık bu kez tütün yakma olayında asıl suçlulan ele veriyor. Satırlann arasında dikkatle dolaştı- ğınız zaman 1980 yılından sonra iş basına geten hükümetlerin rnarifetlerinı açıkça gö- rüyorsunuz. Doğu ve Güneydoğu'da 1987 yılından 1996 yılına kadar tam 100 milyon 601 bin 123 kilo tütün yakmışız. Bugünün degerien ile 100 trilyon lira civannda. Her ya- kılışın ardından bu tütünlerin fazla alımlar- dan kaynaklandıgını açıklamışız. Halbuki ki- tapçıktaki bilgilertam aksini söylüyor. 'Fao- rikanın önemi' başlıklı bölümde aynen şöy- le yazryor: "Doğu ve Güneydoğu bölgelehnde mev- cutyaprak tütün işleme tesislerinin toplam kapasitesi, bö/genin üretım mıktartan kar- şısında yetersız kalmaktadır. Bu nedenle bazı alım noktalannda yeni satın a/ınan tü- tünlerin işlenmesı 3 ile 4 yıl gecikmektedir. Fermantasyonun şiddeti, değişik el ve ne- vi tütünlerde farklı tezahür ettiğinden nevi- yat bakımından homojen olmayan işlenme- miş tütünlerde bu yüzden yanma, karamna, küf, çürük ve kötü koku oluşturmaktadır. Bu durvm tütünlerin sigara harmanlannda- ki kullanabiliriik özelliklerini yok etmekte- dir." Kitapçıktaki bilgiler, yakıtan tütünler ile il- gili rakamlar verildikten sonra şöyle devam ediyor "B emeği ve göz nuru dökülerek üre- tilen, büyükparalarverilereksatınalınan, ba- kım ve muhafazalan için önemli harcama- lar yapılan bu tütünlerin, gereği gibi değer- lendihlememesi, tütünlerin senesinde işle- nememes/nden kaynak/anmıştır." Tam bir itirafname... Demek ki, 100 mil- yon kilo tütünün yakjlış nedeni Tekel'i göz- den düşünmek, üreticiye yapılan destekleri engeilemekmiş. Biraz da beceriksizlikmış... Üreticileri desteklemek için fazladan alındı- ğı iddia edilen tütünlerin yakıkjığı yolunda ya- pılanv açıklamalar da kocaman bır yalan- mış..'. Diyarbakır tütün işleme fabrikasının ma- liyeti 8 trilyon 565 milyar lira... Eğer, aynı fabrika 1987 yılından önce o günün değer- leri ile 300 veya 500 milyar liraya yaptınlmış olsaymış, tütünlerimiz depolarda senelerce beklemeyecek ve kokuşmayacaktı. 100 tril- yon lira değenndeki tütünlerimizi de yak- mak zorunda kalmayacaktık... Şimdi sokaga atılan 100 trilyon liranın hesabinı kim veya kimler verecek? Bugüne kadar suçlamaya çalıştıklan milyonlarca tü- tün üreticisinden kimler özür dileyecek? İŞÇİNİN EYRENtNDEN ŞÜKRAN SONER Yok'a Sayılmak 5 Aralık sıyasi hakların 63. yıldönümüne bağlı hafta nedeni ile kadın haklan sooınlannın çözümü için sa- vaşıma inanmış kadınlanmız, sıvil toplum örgütleri, Türkiye'nın her köşesınde bir etkinlıkle katılımida bu- Iunmak üzere boşuna mı çırpınıyor, havanda su dövü- yorlar? DİE Başkanı Sıddık Ensari Efendi ve çalışma ar- kadaşlan bir karar alıyor, "masrafolmasın" gibi bir ge- rekçe ile kadının çalışmasını yok sayabıliyorlar. Yıl- maz hükümeti, sorumluluğunun "s"sinın bilincinde ise bir ülkenin insanlannı bir gün eve kapattıktan, dev- let kasasından öylesıne büyük harcamalara yol açtık- tan sonra bu ülkenin kadın-erkek çaiışanlannın sap- tamasını bıle yapamayan, kimi amaçlanmış sosyal du- rum saptaması için soru sormayı beceremeyen yöne- time bu yapılanlann hesabını sorar. Kişisel inancım o kı, öyle sıradan bir sorgulama, gö- revden uzaklaştırma da bır işe yaramaz. Boşuna yap- tınlan harcamalarla bağlantılı, sorumluluğagöreceza- landınlmalann gündeme gelmesi gerek. Günlerce DlE'nin modern bilgisayarteknolojisi ve uz- man kullanması üzerine yapılan reklamları izledik. Ne yazık ki bılgisayariarınsan yaratamıyor. Bilgısayartek- nığini öğrenmek ile de insan olunamıyor. Sayım sırasında karısını ve çocuklarını sayım görev- lilerinın önüne çtkarmayan, nüfus kâğıtlan ile sayım yap- tıran Erbakan kafası ile, sayımda kadınlara işini sor- durmayan ve çok önemli sorulan yok sayan Sıddık En- sari Efendi kafası aynı kafa. Bilgısayar ve çağdaş tek- nolojilerin en ilensini kullansalar ne yazar! Bilgisayara yüklenen bilgiler çağdışı kafalann ürünü olduğunda, çı- kacak sonuçlar da eksik, işe yaramaz, çağdışı bir ucu- be olacaktır. Bu ülkede çalışanlar, ışsizler ve kimi ekonomik-sos- yal durum üzerinde bilgı sahibi olmak üzere bir işe kal- kışacak, çok büyük bir harcamayı gözden çıkaracak- sınız. Sonra da ekonomik-sosyal durumu ortaya ko- yacak ciddi sorulann tümünden kaçınıp, en acısı da kadınlan tamamen yok sayacak, istatistik dışında tu- tacaksınız. Sonuç olarak toplam çalışan, işsiz, iş ara- yan sayılanna bile ulaşamayacaksınız. Bir ülkenin in- sanlannı sayabılmek üzere eve kapatmaktan çok da- ha büyük, utanç yencı bır durum, ayıp bu. Oysa bugün size. eve kapatılmadan bır gün önce, 5 Aralık bağlantılı Kadın Eserten Kütüphanesı ve Bilgi Merkezi Vakfı'nın düzenlemesinde, çok sayıda kadın haklan savunucusu kadın ve örgütlenmesinin bir ara- ya gelmesi ile yaptığımız toplantı ve tartışmalan aktar- mak istıyordum. 1980 sonrası kadın sorunlannın da- ha güncel gündeme gelmesi, kadın örgütlenmelerinin guç kazanması ile alınmış yol hiç de küçümsenecek gibi değıl. Ancak ülkemızdeki temel sorun, kazanılmış hakla- nn kitleler tarafından kullanılamaması olayı aynı vaha- metı ıleortadaduruyor. Çağdaş demokrasi, ınsan hak- lan, hukuk devletı. laikliğın çığnenmesi gibi, kadın hak- lan üzerinde de yasalarda var olan, kazanılmış haklar çok ağır bır şekilde çiğnenip çok yaygın bır biçimde kadın nüfus çoğunluğu tarafından kullanılamıyor. Atatürk ve devrimler sayesinde, dünyada siyası haklarını gelişmiş ülke kadınlanndan önce kazanmış, ekonomik ve sosyal hakların yasal kazanımlarında da dünyanın pek de gerilerinde olmayan kadınlarımızın, bu haklann kullanımmda böylesine geri düzeyde kal- malannın sorgulaması yapılıyor. Vasat bir erkeğin ge- rek siyasal gerekse iş ve sosyal yaşamda her yere se- çilebilmesi, vasat bir kadının ise hiçbir yere seçileme- yeceği gerçeğinin altı bir kez daha çiziliyor. Türk kadınının sıyasi haklarını elde edişinin 63. yıl- dönümünde, Tûrkiye'de kadın haklannın kullanılabil- mesi üzerine hiç de parlak bır tablo ortaya çıkmıyor. En ileri bilgı teknolojisinin kullanıldığı DlE'nin başında. bilgisayarlann önünde Sıddık Ensari Efendi benzen çağdışı kafalann durabiliyor olmalan, bu olumsuz gö- rünüme tuz biber ekiyor. Kadın haklanna inananlann, öncelikie de kadınlann çok güçlü ve örgütlü bir sava- şımı yürütmeleri zorunluluğunu gündeme getiriyor. ECumhuriYet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ SOYLEŞİÜ İMZA GUNLERİ 2 Aralık Salı Saat:16.00-18.00 OKTAY AKBAL-MÜCAP OFLUOĞLU 4 Aralık Perşembe Saat:17.0O-19.00 ERDAL ÖZ 5 Aralık Cuma Saat: 17.00-19.00 ORAL CALISLAR 6 Aralık Cumartesj Saat:14.00-16.00 DEMİRTAŞ CEYHUN 6 Aralık Cumartesi Saat:17.00-19.00 AYDIN BOYSAN 12 Aralık Cuma Saat: 17.00-19.00 RAİF ERTEM 73 Aralık Cumartesi Saat:17.00-19.00 DENİZ SOM-FİKRET KIZILOK 19 Aralık Cuma Saat:17.O0-19.0O ALPAY KABACAU 20 Aralık Cumartesi Saat:14.00-16.00 YEDAT GÜNYOL 20 Arahk Cumartesi Saat:16.00-18.00 ATİLLA DORSAY FOTOGRAF SERGİSÎ 1-7 Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00) DERS KİTAPLARINDA CİNSİYETCİÜK YAGLIBOYA RESİM SERĞISÎ 13-27 Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00) TÜMAY ÜCOK 27-28 Aralık (Cumartesi-Pazar) Saat: 17.00 FERDA EREREN ÜC DENİZ TOPLULUĞU Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear