Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2ARAUK1997SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ
B ESBANK
• ESBANK50mılyon
dolarhk sendikasyon
kredisi aldı. Kredi, The
Bank of New York, The
Fuji Film Bank Ltd.,
ING Barings
Hderliğindeki 21 üyeli
konsorsiyumdan,
Libor+0.95 faizle ve
364 gün vadeli olarak
almdı. 28 Kasun günü
anlaşması imzalanan
kredi. ihracat
fınansmanında
kullamlacak.
• TÜSİAD,yann
Ankara'da
"Hukuk
| | Devtetive
TUSIAD b a ş h ğ,a
«Demokratik
Standartlann
Yükseltümesi Paketi
Tartışma Toplantılan
Dizisi'* çerçevesindeki
dördüncü toplanüyı
gerçekleştirecek. Yann
ayrıca Ankara Hilton
Öteli Balo Salonun'da,
TÜSİAD üyeleri,
Yüksek Istişare
Konseyi'nin açılış
kokteylinde bir araya
gelecekler. Perşembe
günü saat 930'da
basına açık olarak
toplanacak konseyin flk
toplanusının
konuşmacılan Bülent
Eczacıbaşı ve
Muharrem Kayhan
olacak.
• DIŞ TİCARET
Müsteşarlığı'ndan
yapılan açıklamaya
göre, daha önce thracat
Genel Müdürlügü
tarafından yûrûtülen
uluslararası gözetim
şirketkrine ilişkin
mevzuat ve uygulama,
Dış Ticarette Teknik
Düzenlemeler ve
Standardizasyon Rejimi
Karan kapsamına
alınacak.
y TBMM Plan ve
Bütçe Komisvonu'nda.
hükümetin 1998 Yüı
Bütçe Yasası
TasansTnda öngördüğü
3 katriryon 993 trilyon
olarak görülen açık 3.5
trilyon düşürülerek, 3
katriryon 989 trilyon
ttrava isdirildL
•İSTANBUL Serbest
Muhasebeci ve Mali
Müşavirler Odası,
Taksim. Kadıköy,
Şişli ve Bakırköy'de
bulunan hizmet
birimlennin yanı sıra,
staj ve sınav işlerinin
yürütûleceği yeni
hizmet birimini dün
Fındıklı'da
hizmete açtı.
• LASTİK-İŞ yüzde
200 zam istiyor. Toplu
sözleşme görüşmeleri
öncesinde konuşan
Lastik-lş Genel
Başkanı Vahdettin
Karfoay, ilk yd için
işçilerin ortalama 138
milyon lira olan
ücretlerinin, 270-300
milyon lira seviyesine
çıkanlmasını
istediklerini söyledL
TÜRKİYTİş"
BANKASIkayıth
ı sermaye
tavanmı 76
trilyon
liradan 650
I trilyon liraya
çıkardı.
Geçen hafta cuma
günü yapılan toplantıda
şirket sermayesi, her
biri 500 lira itibari
değerinde 2 milyon
A grubu. her biri
10 bin lira itibari
değerinde 2 milyon 900
bin adet B grubu ve
her biri 40 bin lira
değerinde 16 milyar
249 milyon 250 bin
adet C grubu paya
bölündü.
• TÜRKİYEDeri
Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu
Başkaıu Turgut Koşar,
resmi makanüara
gönderdiği mektupta,
gümrüklerden geçen
mallann dış ülkelere
teslimi için Maliye
Bakanlıgı'nın
yetkilendirilmesi
gerektiğini belirttL
• RONAY1RCALI,
Türk Eğitim Vakfi
(TEV) Yönetim Kurulu
üyeliğine seçildi.
Rona Yırcalı,
Yapı Kredi
Bankası'nda Yönetim
Kurulu Başkanlığı
görevini sürdürüyor.
Avrupa, Ortadoğu ve Türk cumhuriyetleri dahil 71 ülkeye ihracat yapıyor
THkeriüiiııleıitaklit
Nursel Karsavuran
• Ülker,
Belçikah bir
fırma tarafindan
1990 yüında
açılan taklit
< davasmda, 3
milyon lira
manevi tazminat ödemeye mahkûm oldu. 1989
yılında da ortağı olduğu şirket aleyhine açılan
bir başka davada Ülker'in 200 bin Fransız
Frangı ödemeye mahkûm edildiği öğrenildi.
~S "---lker Gıda Sana- ker, Ülker Gıda'ya yeni bir
I I yii ve Ticaret rotaçizmekniyeundedeğil-
I I AŞ'nin ürertiği di. Ülker, yabancı fırmala-
\^S ürünlerin çogu- nn ürünlerini taklit ederek
yoluna devam edecekti.
Sabri Ülker büyümek için
başka yol göremiyordu ama
Belçikah General Biscuits
Belgie firması, "Choco
Prince" adlı ürününü "Ço-
ko Prens"le taklit eden Ul-
ker'e açtığı davayı kazan-
mış, Ülker'in Çoko Prens'i
sessiz sedasız piyasadan
çekerek "Çoko Sandviç"i
piyasaya sürmesini sağla-
nuştı. Belçikalı fırma bir-
likte iş yaptığı Ülker'in
"Çoko,ÇokonatÇokomflk,
ÇokomeL Çokotat, Çoko-
bar,Çokokrem" adlı ürün-
lerini taklit etmesine bir
noktaya kadar razı olmuş
ama adeta adıyla özdeşleş-
miş Choco Prince'ın taklit
edilmesine dayanamamış-
n.
Centilmenlik anlaşmala-
nna yanaşmayan Ülker'e
karşı yasal yoİlara başvur-
mak zorunda kalan Belçi-
kah fırma. Çoko Prens ad-
yii ve Ticaret
AŞ'nin ûrertiği
ürünlerin çoğu-
nun taklit olduğu ve bu
ürünler hakkında bazı ya-
bancı fırmalar tarafından
açılan davalan kaybettiği
belirlendi. Belçikah bir fır-
ma tarafindan 1990 yılın-
da açılan taklit davasında,
3 milyon lira manevi tazmi-
nat ödemeye mahkûm olan
Ülker1
in, 1989 yılında da
ortağı olduğu şirket aleyhi-
ne açılan bir başka davada
200 bin FransızFrangı öde-
meye mahkûm edildiği öğ-
renildi.
Sabri Ülker'in Avru-
pa'dan Ortadogu'ya ve Türk
cumhuriyetlerine kadar tam
71 ülkeye ihracat yapan şir-
keti Ülker'in başka firma-
lann ürünlerini taklit ettiği
iddia ediliyor.
Baş ağrrtan davalar
Kardeşinın " Ülker'i sen-
den ahrsam yasayamazötür-
sün" diyerek yollannı ayır-
masından sonra Sabri Ül-
Ulker, Çoko Prens'isessiz sedasız piyasadan çekerek "Ço-
ko SandvSç", TaçKrakeri deAsKrakerolarak degiştinnişti.
lı çikolatalı ürünûn piyasa-
dan çekümesini ve yerine
Çoko Sandviç'in sürülme-
sini sağlamayı başardı.
'TaçVAsKraker'oldu
Istanbul Asliye 6. Tica-
ret Mahkemesi'nde görülen
dava Ülker aleyhine sonuç-
landı. ÜlkeTÇoko Prens' in
üretimi durduruldu, 3 mil-
yon lira manevi tazminat
ödemeye mahkûm oldu
Belçikah fırma ile iş iliş-
kisi olmasına ragmen ürün-
lerini taklit etmekten çe-
kinmeyen Ülker, bu fırma-
mn Tbc Crakers" adlı ürü-
nünü Türkiye'de "TaçKra-
ker" adıyla satmaktadır. Ül-
ker Taç"ı, Avrupa 'da da pa-
zaıiamak niyetindedir. Sab-
ri Ülker'in damadı Orhan
Özokur, Ülker ürünlerini
Fransa'ya ithal eden ve ay-
nı zamanda ortağı oldukla-
rı Aegean Trade Com-
pany'e bır mektup yazar ve
Taç'ın bu ülkede satılması-
nın mümkün olup olmadı-
ğinı sorar.
Karşılıklı yazışmalardan
sonra "ortazekâbbirtüke-
ticininbikTueaeTaç'vam-
balajındaki farklılıklar ne-
deniyle birbirinden a\vabt-
leceğir
'ne karar verilir ve
aynı zamanda da Çokop-
rens davasmın emsal teşkil
etmesi tehlikesine karşılık
Taç'ın ihracından vazgeçi-
lir. Ulker, Taç Krakeri As
Kraker olarak değiştirir.
Çikolatah bir dava
Bu arada Ülker'in başı
1989 yılında ABD'liMars
fırrnasıyla derde girer. Sab-
ri Ülker'inbize, "dava Ae-
gean Trade Company'a
(ATC) açümıştır" dediği
taklitçilik davasına geçme-
den önce yıne "hiçbirBgim
yoktur" açıklamasmı yap-
ügı ATC hakkındabügi ver-
mek gerekmektedir.
Ülker ATC ilişkilerita
1988 yıllanna uzanu-. Ül-
ker'in 1991'da yüzde 5'le
başîayan ortaklığı yüzde
35'e geldiğinde Sabri Ül-
ker, ATC'ninbaşındaki isün
olan Ethem Üster'e 10 şir-
ketinin temsilciliğini ve Av-
rupa'da "Sabşkoordmatnr-
lüğü" ^etkisini vermiştir.
ATC Ulker ilişkileri iyice
gelişmiş, Üster, Ülker'in
ürünlerini Avrupa'daki ün-
lü marketlerin reyonlanna
sokmayı başarmış, Israil,
Madagaskar ve Tunus'ta
pazarlamıştı.
Pazarladığı ürünlerin am-
balaj dizaynmı Avrupa'da
yaptırmakta ve yarattığı
markalanntesciUerini Mad-
rid Konvensiyonu'na tes-
cil ettirmektedir. Pazarla-
dığı ürünler arasında yer
alan Ülker'in Türki-
ye'de"Metror>
A\Tupa'da
ise Metro mağazalanyla
olan isim benzerliği nede-
niyle "Metra" adıyla satı-
lan üründür.
Dünyanın sayılı zengin-
lerindenolan ABD'li Mars,
kendi ürününü Ülker'in
Metro/Metra adıyla taklit
etmesbden rahatsız olma-
ya başlar. Ülker'i defalar-
ca uyanr ve bir centilmen-
lik anlaşması önerir ama
bir sonuç alamaz. 1989 yı-
lında başîayan ve 1993 yı-
lında sonaeren dava kaybe-
dilir ve 200 bin Fransız
Frangı ceza ödenir.
Dava konusu olan 300
gramlık ve 3'lü paketler-
den oluşan çikolatalı ürün
pazardan çekilir. Bu arada
ambalajında yapılan bir
renk değişikliği ile Met-
ra'nın satışına devam edi-
lir. ATC'yi bu şekilde kul-
lanmayı sürdüren Ülker,
Fransız mahkemelerinin ka-
rannı hiçe sayarak aynı ürü-
nü 305 gram olarak piya-
saya sürmeye devam eder.
Mars şirketi bu kez yeni bir
dava daha açar. Dava sür-
mektedir. Sabri Ülker ise
bize yaptığı açıklamada
" Vaktiyteaçdnıışvederdest
olma>-an bir dava hakkın-
da görüş biklirmek gerek-
sizdir'' diyor.
Sürecek
Otomotivde
6
küreseF değerlendirme
• Fazla kapasite, kızgın
rekabet ve çevre otomotiv
sektörünûn geleceğini
şekillendirecek
NİLÜFERŞENSÖZ
Dünyada otomotiv endüstrisin-
de hızlı bir değişim yaşanıyor. Tü-
ketici eğilimleri ve pazarkoşullann-
da farklılaşmalar gözlenirken, tek-
nolojik gelişme ve büyüyen çevre
bilinci, üreticinin pazara bakış açı-
sını değiştirmeye başladı.
Otomotiv sektörünûn devleri ge-
çen hafta tstanbul Lütfı K.iTdar Kong-
re Salonu"nda "Otomotiv Sektörün-
de Akımlar ve GeBşmeler" konulu
bir konferansta bir araya geldi. Oto-
motivciler, sektörün sorunlannı kü-
rese! olarak değerlendirerek, "fiız-
la kapasite, lazgııı rekabetveçevre*
nin geleceği şekillendireceğini be-
lırtti. Dünyada dolaysız olarak 15
milyonkişi,dolaylı yoldan da 30mil-
'İçimizdeki Trafik
Canavan'
Tmota Plaza Dumankaya.
kınııluşunun 6. yüdönümünü
shovvroom'da düzenlenen
'İçimizdeki Trafık Canavan'
başhklı karikatür sergisiyle
kutladı. Tan Oral, İsmail Gülgeç,
Ender Özkahraman, Ercan Ak>ol,
Kamil MasaracL, Behiç Ak, Semih
Poro\ ve Musa Kart'ın
karikarüricrinin yer aldığı sergi 27
Aralık tarihine kadar açık
kalacak.
yon kişinın bu sektörde istihdam
edildiğini belirten otomotivciler,
otomotivdeki katma değeri 130 tril-
yon lira olarak ifade ettiler. Çevre-
ye duyarhlık ve güvenliğin yannın
otomobili için vazgeçilmez bır un-
sur olarak karşımıza çıktığını be-
lirten uzmanlar, küçük arabalann
gelecekte demografik değişiklik-
lerden dolay ı tercih edileceğini be-
lirttiler. Otomobillerin içlerinin ge-
niş, dış dizaynlannm da küçük ola-
cağını ileten sektörün temsilcileri,
genel amaçlı arabalardan özel amaç-
h otomobillere geçiş olduğunu be-
lirttiler. Çevrenin bir ticari avantaj
olarak kullanılabileceğini açıkla-
yanotomonvciler, havakiriiliğini ön-
lemek için sıvılaştınlmış doğal gaz,
hidrojen, elektrik gıbi enerji kay-
naklannın otomobillerde kullanıl-
ması içinçalışmalar yapıldığını kay-
dettiler. 1996 yılı dûnya otomotiv
üretiminin 51 milyon 367 bin adet
olarak gerçekleştiğini ifade eden
uzmanlar, araba adedi 513 milyon
ıken 2005 yılında 593 milyona çık-
ması beklendiğinı işaret ettiler.
European Bussiness Counsel-
lors'da danışmanlık yapan Julian
P.R.Oliver, Batı Avrupa'da kısa va-
dede otomobile olan talepte bir ar-
tış görüleceğı fakat uzun vadede iş-
sizlik oranı, faizlerdeki gelişmeler,
arabamaliyetleri ve benzin fiyatla-
nnın talebi olumsuz etkileyeceği
açıklamasında bulundu.
Tûrkiye'de yılda üretilen otomo-
bil adedınin 350 bine ulaştığını söy-
leyen uzmanlar, bu sayının önümüz-
deki 5 yıl içindeyılda 1 milyon adet-
lik otomobıl talebinin hedeflendıği-
ni açıkladılar.
GüneşTaner
reklamlarda
Ekonomiyi zaman
zaman altüst eden
spekülatif
açıklamalanyla
med\ amn sürekli
gündeminde kalmayı
başaran Ekonomiden
Sorumlu Devlet Bakanı
Güneş Taner, sonunda
bir reklam filmine de
konu oldu. Telsimin
yayına yeni verüen 3
bölüm halindeki
reklam filminde Bakan
Taner'e çok benzeven
bir tipleme kullanıldL
Etibank Cavit Çağlar'ın
EkonomiServs-Etibank'ta
son pazarlıkgörüşmelerinde, en
yüksek teklifi 155.5 milyon
dolarla Cavit Çağlar'ın dahil
olduğu "İpek Ortak Girişim
Grubu" verdi.
Basınaaçık olarak gerçekleş-
tirilen ve TRT 3'ten naklen ya-
yımlanan dünkû ihaleye katı-
lan üç kuruluştan Baytndır Hol-
dingverdiği 148 milyondolar-
hk teklifle birinci turdaelendi.
Diler Holding 152.5 milyon
dolarla ikinci en iyi teklifi ver-
di. Ihale bitiminde pazarlık gö-
rüşmelerinideğerlendiren Özel-
leştirme Idaresi Başkanı Uğur
Bayar, "Hayırh oisun, son ka-
ran OzeUeştinne Yûksek Ku-
rulu verecek" dedi.
Pazarlık aşamasmda Diler
Holding 152.5 milyon dolar,
Ipek Ortak Ginşim Grubu da
155.5 milyon dolar teklif ver-
di. Bu tekliflerin ardından Di-
ler Holding ihaleden çekilir-
ken, tpek Ortak Girişim Gru-
bu da teklifini yükseltmedi.
Pazarlık görüşmeleri sonrası
Etibank'mbedelininyüzde4O'ı
peşin ödenecek. Kalanı, yıllık
yüzde 10 faiz üzerinden 2 yıl
vadeli olacak. thaleyi kazanan
fırma Özelleştirme Yüksek Ku-
rulu'nun karan sonrası kesin-
lik kazanacak.
ÇİFTÇt DOSTU/ SADULLAH USUMİ
Diyarbakır tütün işleme fabrikast geçen-
lerde parlak törenlerle hizmete girdi. Cum-
hurbaşkanı, başbakan, bakanlar, bürokrat-
lar da törenlerde hazır bulundu. Tetevizyon-
lar, gazeteler fabrikanın açılışına büyuk yef
verdiler. Türk ekonomisine, tütüncülüğüne
ve üreticisine katkılan ballandıra, ballandi-
ra anlatıldı.
Doğrusunu isterseniz, bu övgüler fabrika-
nın önemi karşıanda az bile katdı. Zira, te-
sis tümü ile biriikte tütün sanayiimizdeki bir
boşluğu dolduracak ve bundan sonra Do-
ğu ve Güneydoğu'da yetışen tütünlerimizi
de değeriendirmek mümkün olabilecek.
Böylesine yararlı bir tesisin hizmete giri-
şini herkes gibi biz detakdirle karşıladık. f\n-
cak, kimlere hayıriı olmasını dileyecegimizi
henüz kestiremedık. Amerikalılara mı, Fran-
sçlara mı, Ingılizlere mi, yoksa Tekel'e mi?
Şimdilik bilemiyomz!..
Fabrikantn açılış nedeni ile davetlilere
gönderilen bir kitapçıktaki bilgiler oldukça
önemli. Üstelik, tam bir itirafnarne... Wtap-
çığın her satmnda geçmiş yıllarda Tekel'e ve
Türk tütününe hazfftenan tuzeidan açıkça gör-
mek mümkün. Milyonlarca tütün üreticimi-
zin tek umudu dan Tekel'ı ve Türk tütünü-
nü yabancı şirketlere ikram edetHİmek için
meğer Hazine'mizdeki devletin ve milletin
peıracıklannt nasıl da yakıp kül etmışız.
1980yılından sonra devtebn ve milletin mal-
lann! haraç-mezat satabilmek için 'özelleş-
tirme' furyası başlatıimıştı. iş basına oelen
hükümetter, halkı sömürüden koruyan KİTIe-
ri, KlK'leri ve tanm satış kooperatifleri bir-
Tütünler Neden Yakılmış!..
iiklerini gözden düşürebilmek ıçın, devlet
bütçesini kemiren asalaklar olarak göster-
meye çalışıyorlardı. Bu kampanya sırasın-
da özellıkle tanm ürünlerine yapılan destek-
ler hedefalınmıştı. Amaçlan, yapılan destek-
leri tamamen kaldırtmaktı. 2İmanın başba-
kanlan, bakanlan "Milletin paras/na yazık
oluyor" derken öncelikie yakılan tütünteri
örnek gösteriyorlardı. Arkasından da "Yakı-
lan tütün değil, milletin parası" diyoriardı.
Millet de her tütün yakılışında "Gene pa-
ralanmız kül oldu" diye yakınıyordu. Olaya
bu anlayışla yaklaşan memur, işçı, emekli,
küçük esnaf da tanma yapılan desteğe tep-
ki gösteriyor ve çiftçiye düşman oluyordu.
Böylesine yaratılan bırortam içinde en önem-
li tanmsal KlTlerimiz özel sektore haraç-
mezat satıldı ve tanm ürünlerine yapılan
destekler de kaldınldı.
'Yakmak zorunda kalıyoruz'
Tabii ardından tanm ve hayvancılıkta çö-
küntü başladı. Çiftçi fakirieşti. Buna ragmen
çarpık özelleştirme için yünitülen kampan-
yalardan vazgeçilmedi. Ancak, Tekel'in ha-
zırladığı kitapçık bazı gerçekteri su yüzüne
çıkardı. Örneğin, tütün yakma olaylarının
sorumlusu olarak gösterilen üreticilerin hiç-
bir günahı olmadığı anlaşıldı. Zira, her tütün
yakrna olayının ardından günlerce kampan-
yalar düzenleniyor ve "Oreticıleri destekle-
mek için tüm tütünlerini alıyorvz, sonra da
bunlan yakmak zorunda kalıyoruz" diye açık-
lamalar yapılıyordu. Bu açıktarnalan devlet
ve hükümet yetkilileri yaptığı için halkımız bu
gerçek dışı iddialara inanıyordu.
Tütün yakma olaylannda asıl sorunlann
devlet ve hükümet yetkililerinin izlediği mak-
satlı politikalardan ve de beceriksizlikten
kaynaklandıgını savunanlara ise inananla-
nn sayısı çok azdı.
Asıl suçlular
Tekel'in yayımladığı küçücük kitapçık bu
kez tütün yakma olayında asıl suçlulan ele
veriyor. Satırlann arasında dikkatle dolaştı-
ğınız zaman 1980 yılından sonra iş basına
geten hükümetlerin rnarifetlerinı açıkça gö-
rüyorsunuz. Doğu ve Güneydoğu'da 1987
yılından 1996 yılına kadar tam 100 milyon
601 bin 123 kilo tütün yakmışız. Bugünün
degerien ile 100 trilyon lira civannda. Her ya-
kılışın ardından bu tütünlerin fazla alımlar-
dan kaynaklandıgını açıklamışız. Halbuki ki-
tapçıktaki bilgilertam aksini söylüyor. 'Fao-
rikanın önemi' başlıklı bölümde aynen şöy-
le yazryor:
"Doğu ve Güneydoğu bölgelehnde mev-
cutyaprak tütün işleme tesislerinin toplam
kapasitesi, bö/genin üretım mıktartan kar-
şısında yetersız kalmaktadır. Bu nedenle
bazı alım noktalannda yeni satın a/ınan tü-
tünlerin işlenmesı 3 ile 4 yıl gecikmektedir.
Fermantasyonun şiddeti, değişik el ve ne-
vi tütünlerde farklı tezahür ettiğinden nevi-
yat bakımından homojen olmayan işlenme-
miş tütünlerde bu yüzden yanma, karamna,
küf, çürük ve kötü koku oluşturmaktadır.
Bu durvm tütünlerin sigara harmanlannda-
ki kullanabiliriik özelliklerini yok etmekte-
dir."
Kitapçıktaki bilgiler, yakıtan tütünler ile il-
gili rakamlar verildikten sonra şöyle devam
ediyor "B emeği ve göz nuru dökülerek üre-
tilen, büyükparalarverilereksatınalınan, ba-
kım ve muhafazalan için önemli harcama-
lar yapılan bu tütünlerin, gereği gibi değer-
lendihlememesi, tütünlerin senesinde işle-
nememes/nden kaynak/anmıştır."
Tam bir itirafname... Demek ki, 100 mil-
yon kilo tütünün yakjlış nedeni Tekel'i göz-
den düşünmek, üreticiye yapılan destekleri
engeilemekmiş. Biraz da beceriksizlikmış...
Üreticileri desteklemek için fazladan alındı-
ğı iddia edilen tütünlerin yakıkjığı yolunda ya-
pılanv
açıklamalar da kocaman bır yalan-
mış..'.
Diyarbakır tütün işleme fabrikasının ma-
liyeti 8 trilyon 565 milyar lira... Eğer, aynı
fabrika 1987 yılından önce o günün değer-
leri ile 300 veya 500 milyar liraya yaptınlmış
olsaymış, tütünlerimiz depolarda senelerce
beklemeyecek ve kokuşmayacaktı. 100 tril-
yon lira değenndeki tütünlerimizi de yak-
mak zorunda kalmayacaktık...
Şimdi sokaga atılan 100 trilyon liranın
hesabinı kim veya kimler verecek? Bugüne
kadar suçlamaya çalıştıklan milyonlarca tü-
tün üreticisinden kimler özür dileyecek?
İŞÇİNİN EYRENtNDEN
ŞÜKRAN SONER
Yok'a Sayılmak
5 Aralık sıyasi hakların 63. yıldönümüne bağlı hafta
nedeni ile kadın haklan sooınlannın çözümü için sa-
vaşıma inanmış kadınlanmız, sıvil toplum örgütleri,
Türkiye'nın her köşesınde bir etkinlıkle katılımida bu-
Iunmak üzere boşuna mı çırpınıyor, havanda su dövü-
yorlar?
DİE Başkanı Sıddık Ensari Efendi ve çalışma ar-
kadaşlan bir karar alıyor, "masrafolmasın" gibi bir ge-
rekçe ile kadının çalışmasını yok sayabıliyorlar. Yıl-
maz hükümeti, sorumluluğunun "s"sinın bilincinde
ise bir ülkenin insanlannı bir gün eve kapattıktan, dev-
let kasasından öylesıne büyük harcamalara yol açtık-
tan sonra bu ülkenin kadın-erkek çaiışanlannın sap-
tamasını bıle yapamayan, kimi amaçlanmış sosyal du-
rum saptaması için soru sormayı beceremeyen yöne-
time bu yapılanlann hesabını sorar.
Kişisel inancım o kı, öyle sıradan bir sorgulama, gö-
revden uzaklaştırma da bır işe yaramaz. Boşuna yap-
tınlan harcamalarla bağlantılı, sorumluluğagöreceza-
landınlmalann gündeme gelmesi gerek.
Günlerce DlE'nin modern bilgisayarteknolojisi ve uz-
man kullanması üzerine yapılan reklamları izledik. Ne
yazık ki bılgisayariarınsan yaratamıyor. Bilgısayartek-
nığini öğrenmek ile de insan olunamıyor.
Sayım sırasında karısını ve çocuklarını sayım görev-
lilerinın önüne çtkarmayan, nüfus kâğıtlan ile sayım yap-
tıran Erbakan kafası ile, sayımda kadınlara işini sor-
durmayan ve çok önemli sorulan yok sayan Sıddık En-
sari Efendi kafası aynı kafa. Bilgısayar ve çağdaş tek-
nolojilerin en ilensini kullansalar ne yazar! Bilgisayara
yüklenen bilgiler çağdışı kafalann ürünü olduğunda, çı-
kacak sonuçlar da eksik, işe yaramaz, çağdışı bir ucu-
be olacaktır.
Bu ülkede çalışanlar, ışsizler ve kimi ekonomik-sos-
yal durum üzerinde bilgı sahibi olmak üzere bir işe kal-
kışacak, çok büyük bir harcamayı gözden çıkaracak-
sınız. Sonra da ekonomik-sosyal durumu ortaya ko-
yacak ciddi sorulann tümünden kaçınıp, en acısı da
kadınlan tamamen yok sayacak, istatistik dışında tu-
tacaksınız. Sonuç olarak toplam çalışan, işsiz, iş ara-
yan sayılanna bile ulaşamayacaksınız. Bir ülkenin in-
sanlannı sayabılmek üzere eve kapatmaktan çok da-
ha büyük, utanç yencı bır durum, ayıp bu.
Oysa bugün size. eve kapatılmadan bır gün önce,
5 Aralık bağlantılı Kadın Eserten Kütüphanesı ve Bilgi
Merkezi Vakfı'nın düzenlemesinde, çok sayıda kadın
haklan savunucusu kadın ve örgütlenmesinin bir ara-
ya gelmesi ile yaptığımız toplantı ve tartışmalan aktar-
mak istıyordum. 1980 sonrası kadın sorunlannın da-
ha güncel gündeme gelmesi, kadın örgütlenmelerinin
guç kazanması ile alınmış yol hiç de küçümsenecek
gibi değıl.
Ancak ülkemızdeki temel sorun, kazanılmış hakla-
nn kitleler tarafından kullanılamaması olayı aynı vaha-
metı ıleortadaduruyor. Çağdaş demokrasi, ınsan hak-
lan, hukuk devletı. laikliğın çığnenmesi gibi, kadın hak-
lan üzerinde de yasalarda var olan, kazanılmış haklar
çok ağır bır şekilde çiğnenip çok yaygın bır biçimde
kadın nüfus çoğunluğu tarafından kullanılamıyor.
Atatürk ve devrimler sayesinde, dünyada siyası
haklarını gelişmiş ülke kadınlanndan önce kazanmış,
ekonomik ve sosyal hakların yasal kazanımlarında da
dünyanın pek de gerilerinde olmayan kadınlarımızın,
bu haklann kullanımmda böylesine geri düzeyde kal-
malannın sorgulaması yapılıyor. Vasat bir erkeğin ge-
rek siyasal gerekse iş ve sosyal yaşamda her yere se-
çilebilmesi, vasat bir kadının ise hiçbir yere seçileme-
yeceği gerçeğinin altı bir kez daha çiziliyor.
Türk kadınının sıyasi haklarını elde edişinin 63. yıl-
dönümünde, Tûrkiye'de kadın haklannın kullanılabil-
mesi üzerine hiç de parlak bır tablo ortaya çıkmıyor.
En ileri bilgı teknolojisinin kullanıldığı DlE'nin başında.
bilgisayarlann önünde Sıddık Ensari Efendi benzen
çağdışı kafalann durabiliyor olmalan, bu olumsuz gö-
rünüme tuz biber ekiyor. Kadın haklanna inananlann,
öncelikie de kadınlann çok güçlü ve örgütlü bir sava-
şımı yürütmeleri zorunluluğunu gündeme getiriyor.
ECumhuriYet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ
SOYLEŞİÜ İMZA GUNLERİ
2 Aralık Salı Saat:16.00-18.00
OKTAY AKBAL-MÜCAP OFLUOĞLU
4 Aralık Perşembe Saat:17.0O-19.00
ERDAL ÖZ
5 Aralık Cuma Saat: 17.00-19.00
ORAL CALISLAR
6 Aralık Cumartesj Saat:14.00-16.00
DEMİRTAŞ CEYHUN
6 Aralık Cumartesi Saat:17.00-19.00
AYDIN BOYSAN
12 Aralık Cuma Saat: 17.00-19.00
RAİF ERTEM
73 Aralık Cumartesi Saat:17.00-19.00
DENİZ SOM-FİKRET KIZILOK
19 Aralık Cuma Saat:17.O0-19.0O
ALPAY KABACAU
20 Aralık Cumartesi Saat:14.00-16.00
YEDAT GÜNYOL
20 Arahk Cumartesi Saat:16.00-18.00
ATİLLA DORSAY
FOTOGRAF SERGİSÎ
1-7 Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00)
DERS KİTAPLARINDA CİNSİYETCİÜK
YAGLIBOYA RESİM SERĞISÎ
13-27 Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00)
TÜMAY ÜCOK
27-28 Aralık (Cumartesi-Pazar) Saat: 17.00
FERDA EREREN
ÜC DENİZ TOPLULUĞU
Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82