17 Mayıs 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 1997 PERŞEMBE 10 HABERLERIN DEVAMI Istanbul Edime Kocaelı Çanakkale Izmır Manısa Aydın Denızlı K K K PB PB PB PB PB 5 -2 3 4 4 8 9 6 Sinop 4 Adana PB Zonguldak K Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas K K K PB PB PB PB 3 6 5 -2 0 1 -3 Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van PB K P K Y P P 9 8 co 8 9 4 5 Kars K -1 Oslo Yurdun kuzey ve do- ğu kesimleri çok bu- lutlu, Marmara'nın doğusu, Karadefiız, Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusu ile Stockholm Güneydoğu Anado- Londra A | S iŞF-JPpSJWpPMİİ!PLrr.: PB 4 Helsınkı K 2 K -2 lu'nun doğusu karia ÂmsterdârfT kanşıkyağmurvekar *™°l e f O a m yağışlı, öteki yerler Bruksel Y Y J3 9 Y 12 parçalı bulutlu geçe- Paris Y 13 cek. Hava sıcaklığı Bonn Y 5 azalacak. Münih PB 3 Milano Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB K Y K K K Y Y U -1 10 -3 -2 -4 17 11 PB 10 r'~k\ondraf ^ ^ •Beriın c_ tfglm * < —-^t Kar,re« 1 • Moskova ^nkara A*. ^"^ • V V Taşkent: \ j ^ •Tahran ASYA Moskova Aşkabat Akmota Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre K Y K Y Y K K A -b 6 -3 4 5 3 4 22 Şam PB 12 f ^ \ Parçalı bulırtlıı Ssıı > Çok bulutlu Yağmuriu w w Kartı Sulukar Gok gûftiftûlû * • G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada tınhyor, soruştuaıluyor. Güvenoyu niteliğinde oyiamayla sonuçlanıyor. Kısacası; en büyük gensonj bütçe! 1998 yılı bütçe müzakereleri başladı. TRT'nin baştan sona naklen verdiğı konuşmala- n, 62 milyonun yüzde kaçı baştan sona ılgıyle izle- di. araştırmaya değer doğrusu. Çekicilikten uzak, ya partı genel merkezinde ya da kışısel çabalarla hazırianıp kâğıda dökülmüş gö- rüşlen tekdüze sesle okuyan, arada sırada sözlü sa- taşmaları yanıtlamaya çalışan "hatipler". Bre ne yaman hatipler! Kürsü, cümle farklılıkla- rıyla aynı konuları işleyen sözcülerle dolup taşıyor. Biraz ılgı çekeni; "Yakışıklı" Baykal dı llgi odağı olması, üstün karizması ile ülke sorunlanna yeni ba- kış açılan getirme olasılığından kaynaklanmıyordu. Hükümete verdiği destek. mehter yürüyüşüne benzedığınden, bu kez, bir ilerı adım ıçin hangi ko- şulu tazeleyıp Mesut Yılmaz'ın önüne koyacağı merak ediliyordu. Şaibe Hanım mı? Allahlık! Söz etmeye değmez. Ne yazık kı bütçe görüşmelerinin ılk gününde; Türkıye'yi, hatta Batı'yı ayağa kaldıran AB'ye üs- tünkörü ufak ufak değinmeler dışında, TBMM'den anlamlı, tutarlı ses yok! Şaıbe'nin AB'nin aldığı olumsuz kararın sorum- luluğunu Yılmaz'a mal eden sözleriyle Bülent Ece- vit'in birkaç cümlelik yanıtı dışında... Türkiye'yi ve Batı'yı sarsan AB olayı, TBMM'yi fazla ilgilendirmi- yor. Çıkan sonuç bu! By-pass'sız Bütçe görüşmelerinde zaman ve konu kısrtlama- sı yok. TBMM, medyanın gösterdiği duyarlı tepkileri sankı yeterli görüyor. AB sorununa sıra gelince, partilerin üzerine ölü toprağı serpiliyor. Atlantik öte- sinden bile -Clinton'dan- ses geliyor. Içeriden ve dışandan gelen tepkileri yeterli buluyor olmalı ki Cumhurbaşkanı'nın tanımıyla: "Rejimin kalbi" TBMM suskun. Öncelik ve ıvedi- likle araştırmak. soruşturmak... Sorunu gelmışi geçmışiyle irdeleyıp hükümetin önüne "ulusal ye- ni bır bakış açısı" getırmek... Ya da taze bir ruhla ülkenın kaynaklannı harekete geçırmek... Yok, yok, yok! Mutlaka bır uyandıran, enseye bır tokat atıp göz- leri açmaya zorlayan mı olacak? Yoksa, 28 Şubat'taki gibi by- pass mı gerekıyor "rejimin kalbine?" Beş aylık hükümetin AB karan ile hezımete uğ- radığını kabul eden siyasetçilerımiz, sadece bu hü- kümete değil, gelecek hükümetlene de ışık tutacak nitelikte ulusal bir reçete hazırlamayı akıllanna ge- . tinmiyor. Alman Kinkel, AB koşullarının "makul" olduğu- nu söylüyor; ne ki TBMM bir karar alarak "makbul" bulmadığını duyuramıyor. Nihayet dün geç vakit, bir "uyanış" gözleniyor TBMM'de. DYP'nin AB konulu genel görüşme is- teminin cumartesi günü ele alınması uygun görü- lüyor. Ulusal sorunlar adına bir umut ışığı! Dışarıdaki manzara "malum"; içeride ise ne so- run ne söyleyelim hesabı, karmaşa. Yüzlerce so- run arasında son telaşımız; RP kapatılırsa gelecek partı ile ilgilı. Kilis Milletvekili Doğan Güreş, kapatmaya kar- şı çıkarken "Halka RP'nin gerçek yüzünü anlata- caksmız. Onlar da oy vermeyecek. Bu durum bu kadar basit" diyor. Ya. ışte böyle; "bu kadar basit". Kım söylüyor bunları? Eski Genelkurmay Başka- nı. Gel de devlet umuru görmüş bu türden görüş sahıpleri ile irtıcadan annmış bir ülke yarat! Ismail Cem, Brüksel'de Batı'ya sesleniyor: "Hızaya gelın". Çankaya'dan mı olur. Başbakanlık Konutu'ndan mı tercih hakkı büyüklerimızın. Bınleri TBMM'ye seslenmeli: "Hizaya gelin!" Ziııada 6 eşitlik' tartışması ANKARA (Cumhuriyet BÜTOSU) - Türk Ceza Yasa- sı'nda "erkeğiııziııası''nı dü- zenle\en maddenin kaldınl- masıyla doğan boşluk ıçin hazırlanan tasan alt komis- yona gönderilirken. cinsler arası eşıtliğin "zina kavramı çıkanlarak" sağlanması tar- tışılıyor. Avukat Şenal San- han. yasanm amaçladığı "ai- le birtiktetiğinin'' ancak de- mokratık çerçevede koruna- bıleceğıni belırterek "züıa" kavrarrn yenne "aldatma ve sadakatsizliğirr ele alınma- sını önerdi. Sanhan. TCK'nin, erke- ğın zinasını düzenleyen 441. maddesinın Anayasa Mah- kemesi tarafından iptalinin ardından yasa koyucuya ve- rilen 1 yıllık sürenin dolma- sına 10 gün kaldığinı anım- satarak "10 günlük süre içe- risinde \eni bir vasanın tar- dşılması mümkündür. Ama süre çok az kaldı. Belki yeni bir yasanın çıkmaması ve 441 "m kcndiliğinden düşme- sL bizim 440 \i>nünden de eşitiik iddiasıyta iptalegitme- mize \ol açabiür" dedı. Alt komisyonda görüşûle- cek tasannın cezada eşitlik sağlamaya yönelık olduğu- nun altını çizen Sanhan, bu- rada gereksınimin cezalan- dırma ve cezada eşitlik sağ- lamak olmadığını, asıl ama- cın zina kavramının suç ol- maktan çıkanlması olduğu- nu vurguladı. Medeni Ya- sa'da (Yurttaşlar Yasası) da zınanın bireylen ilgilendıren bır konu olduğu üzennde ge- nel bir kabul bulunduğunu belirten Sanhan şu açıkla- mayı yaptı: "440 ve 441. maddedeki suçlar şikâyete bağb suçlar. Yani taraflar bu- nu kendilerine yönelik bir hakaret sayryorlarsa şikâyet- çi oluyorlar. Şikâyete bağh oi- maa, kamuvB >önelik birsuç olmadığuvasa koy ucunun da bu düzenlemeyi yaparken - suç her ne kadar genel ahlak ve adaba aykın cürûnıler başlığına alınmış ise de- yine de kişisel bir olgu olduğunu kabul ediyor. O zaman. şikâ- yette bulunuluşu yönünden suç ohnaktan çıkanlışı daha da kolay oluyor7 Aile bırlığinın ancak de- mokratik bir çerçevede ko- runabileceğim belirten San- han. demokratik bir ailenin, demokratik bır çerçevede bırbirine saygı duyan ınsan- lardan oluşan bütünlük an- layışı olduğunu söyledi. Sa- nhan, zınanın Medeni Ya- sa'nın boşanmaya ılişkin hü- kümleri ıçensinde, ancak bir boşanma unsuru olarak ka- bul edilebileceğini belirte- rek cezalandınlan eylemin "zMa" olarak değıl "aJdat- ma. sadakatsizük" gibi baş- lıklar altında ele alınması ge- rektiğini bildirdi. Sanhan, böyle durumda, ilişkiyi sür- dürmek ısteyen, ilişkiye sa- dık kalan tarafin karşılaştığı bır olumsuzluk ve haksızlık olduğuna dikkat çekti TBMM Adalet Komisyo- nu'nda önceki gün görüşül- mesınin ardından. incelen- mesi ıçin alt komisyona gön- derilen tasan üzerindeki gö- rüşmelerin bugün tamam- lanması bekleniyor. diiııi sınır ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - CHP'nin davetlisı olarak geldiği Türkiye'de temaslannı sürdüren Al- man Sosyal Demokrat Partisı (SPD) Federal Meclis Grubu Başkanı Ru- dolf Scharping, Avrupa Birliği"nin (AB) dini sıp.ırlardan oluşamayaca- ğını, bu tür ölçütleri "saçma ve ap- talca" bulduğunu söyledi. Scharping, dün CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal ile düzenledıği basın toplantısında. Lüksemburg zirvesi sonrası Türkiye'nin düş kj- nkJığına uğradığının açık olduğu- nu, ancak Avrupa"ya yönelık pers- pektifinden uzaklaşmaması gerektı- ğıni bildirdi. Avrupa'da, AB'nin "dini sınır" görüşleri ile ılgıli bazı açıklamalar yapıldığını anımsatan Scharping. AB Dönem Başkanı Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker"'ı ad \ermeden eleştirdi. Scharping, "Bu tür sınırlan saçma ve aptaka olarak nitelendiriyorum. Aydınlan- ma dönemi A\Tupa'da gelişmiştir ve Avrupa'vı zenginleştiren bu çeşitlfli- ğin olmasıdır. Bunlann katkılan göz ardı edilemez. Bu tür görüşlere sahip olanlann ilerlemelerinin en- gellenmesi gerekiyor"' dedi. Türkiye'nin tarih ya da geleneği degil, tercihlen nedenıyle Avru- pa'ya yönelmek ıstediğine ışaret e- den Scharping, bunu çok doğru bul- duklannı ve Türkiye'nin içıne düş- tüğü düş kınklıgı ve kızgınlıktan kurtularak Avrupa Konferansı'na katılacağını umduklannı söyledi. Scharping, toprak sorunlannın Uluslararası Adalet Divanf nda çö- zülmesi, konferansa davet edilen ül- kelerin başka adaylann tam üyelik süreçlerine itiraz etmemeleri gibi koşullar olmasına karşın Avrupa Konferansfna davetin, koşullara bağlı olmadığını öne sürdü. Konfe- ransın, Avrupa'da sınırlann kalkma- sı ve aşılması amacıyla tüm devlet- lere yönelik bir çalışma olduğunu anımsatan Scharping, Türkiye'yi Avrupa'da görmek istediklerinı vur- guladı. Türkiye'nin insan hakJan veazın- lıldar konusunda büyük iterlemeler kaydettiğını belirten Scharping. bır soru üzenne, özellıkle Güneydoğu Anadolu Bölgesı'nde, insan hakJa- nnın korunması konusunda sorun- lar olduğunun herkesçe bilindiğını söyledi. Konuk meclis başkanı, Cumhur- başkanı Süleyman Demirel ve Baş- bakan MesutYılmaz'ın da bu konu- daki görüşlerini bildiğini, onlann da Türkiye'nin bazı eksiklikleri oldu- ğunu büyük bir açıklıkJa söyledik- lerini belirttı. Scharping. Türkiye ve Alman- ya'da. sosyal demokratlann iktida- ra gelmesinin ilışkılen nasıl etkıle- yeceği yönündeki soruya, "Obette daha iyi olacak" yanıtını verdi. Scharping. bu durumda hem Türki- ye-Almanya hem de Türkiye-AB ılışkılennin olumlu olacagını söy- ledi. Kıbns konusunda, Türkiye ve Yu- nanistan'ın karşılıkh katkılarda bu- lunması gerektığıni belirten Schar- ping, Yunanıstan'm S-300'leri Kıb- ns'ta konuşlandırmaması ve Türki- ye'nin de Kuzey Kıbns'taki askeri gücü azaltması gerektığinı söyledi. Scharping, AB ile yapılan muzake- relerde Kuzey Kjbns Türk Cumhu- nyeti'nin de bulunmasının ıyi ve ya- rarlı olacagını kaydetti. Yılmaz: Muz cıımhııriyeti değiliz • Baştarafı 1. Sayfada geleceği konusunda fikir mutabakatınız yok. Lüksem- burg zirvesini, AB'yi Hıristiyanlar kulübü olarak gör- mek isteyenler kazandı. Biz de divonız ki, eğer siz böy- ledüşünüyorsanız,başvurumuzu geri çekeceğiz. Bunun böyle olmadtğının gösterileceği yer bundan sonraki zir- vedir." Bir soru üzerine bu konuda AB'ye 6 ay süre tanıdık- lannı bıldiren Yılmaz, şimdı otokritık yapma sırasının AB'de olduğunu söyledi. Mesut Yılmaz. "Kendi aranızdaki kavganızı yapın. Netfceji ha/iran ayında bize sö> leyin. Lüksemburg'da- ki tutumunuz devam ederse. biz bu büiik için adaybğa talip değüiz. Talip olmamızın da anlamı yok. Gireme- >iz çünkü Hıristiyan olamayız. Ama eğer sövledikleri- nizde samimh seniz. bu tutumunuzu düzcltin. Biz arzu- muzu ve taahhütlerimizi muhafaza ediyoruz" dedi. Başbakan Mesut Yılmaz. Almanya Dışışleri Baka- nı Klaus Kinkel'in AB'nin Lüksemburg zirvesinde al- dığı kararlarla ılgili açıklamalannı değerlendirirken "KinkeL baştan aşağıya zırvalıyor. Yaptığı bürün açık- lamalar çelişkili" dedı. Başbakan Yılmaz, Brüksel'de gazetecilere yaptığı açıklamada. AB'nin "muz cumhuriveti'' olmadığını bildiğini, onun ıçin bu ışın hazırana kadar süreceğını söylediğini belirtti. Yılmaz. "Ama onlar da Türki- ye'nin muz cumhuriveti olduğunu sanmamah. Onlann bu baskılanna hak verecek geçmişte çok argüman var. Maalesef Türkiye'de hükümetler geçmişte AB'ye kar- şı yanlış tutum almışlar" diye konuştu. Önümüzdeki 6 a>lık süreçte AB Dönem Başkanlı- ğı'nı üstlenecek olan lngıltere'nin, Türkiye'nin üzeri- ne çok geleceğini ıfade eden Yılmaz, bunun da Tony Blair'in ilk kez bir uluslararası organızasyona başkan- lık yapması ve çok uzman olduklan Kıbns konusunu mutlaka bır şekle ka\ uşturmak istemelerinden kaynak- lanacağını söyledi. Blaır'e anlattığı gibi, Türkiye'nin tavnndan dolayı bunlann gerçekleşemeyeceğini ifade eden Yılmaz. "Onlar bizim Möf yapbğunızı zannediyorlardı. Şaşkın- lıklan ondan... Bize hakikaten beklentimizden fazlası- nı verdiklerini düşünüyorlar. Oysa biz ölçüp biçip, tam olarak beklentilerimizi ifade ettik. \v' bunun altına iner- seniz tepkimız sert olur, felaket sonuçlan olur' dedik" şekJinde konuştu. KÜLTÜR • SANAT AB Dönem Başkanı şaşkın Haber Merkezi - Başbakan Mesut Yılmaz'ın dün Brük- sel'de yaptığı ",\B'nin 6 ay içinde tutumunu değiştirme- mesi durumunda Türkiye başvurusunu geri çekecektir" şeklindekı açıklaması, AB çevrelennde şaşkınlık yarattı. Avrupa Birliği Dönem Başka- nı Lüksemburg 'un Başbakanı Jean Claude Juncker, Türki- ye'nin tam üyelik başvurusu- nu geri çekmesini istemedik- lerinı söyledi. Amerikan yö- netimi ise AB'ye sözlü uyan- da bulunarak "Türkiye'nin zamanlavenihaiolaraktoplu- luğa alınması gerektiği n me- sajını verdı. Ancak ABD yö- netiminın AB tarafından öne sürülen ve Türkiye'nin toplu- luğa alınma şartlannı ıçeren noktalara desteğinı sürdürme- si de dikkat çekti. ltalya Dışiş- leri Bakanı Lamberto Dini de AB zirvesinde ahnan karan eleştirerek Almanya ve Yuna- nistan'ın mutlu edilmesi uğ- runa Türkiye'nin "kmküğmı" bildirdi. Avrupa Parlamentosu'nda düzenlediği basın toplantısın- da, Yılmaz'ın ABD'ye gıder- ken yaptığı açıklamayla ilgili olarak AA muhabirinın soru- lannı yanıtlavan Juncker. "Türkiye'nin adayüğını geri çekmesini istemiyoruz. \day- lık geri çtkilirse bu da bizim için. Türkiye'nin daha önce verdiği tepki gibi şaşuiıcı ola- cak" diye konuştu. Lüksem- burg Başbakanı. aynca. "AB'nin. Türkiye'nin adayh- ğını geri çekmesini aklından büegeçirmekismediğini'' ifa- de ettı. Juncker. 12-13 Ara- lık'taki Lüksemburg zirvesin- de alınan kararla. Türkiye'ye kapının kapanmadığıru aksi- ne açıldığını öne sürdü. Junc- ker, Avrupa Parlamento- su'nda yaptığı konuşmada da "Türldye'ye hayırdemekiste- medik" dedi. Juncker. şunla- n söyledi: "Türkiye'yi bir Avrupa ül- kesi olarak kabul ediyoruz. Türkiye, Avrupa ailesine da- hildir. Türk dostlanmı/ın bi- zim bir Hıristivan kulubü de- ğil ama bir değerier kulubü ol- duğunu anlamasını istiyoruz." ABD'den sözlü destek .Amenkan yönetımi Avru- pa'nın kapılannı en az 20 yıl daha kapattığı Türkiye'ye sözlüden öteye gitmeyen des- teğini sürdürüyor. VV'ashing- ton muhabirimiz Fuat Koz- luklu'nun haberine göre, ABDyönetiminin Mesut Yıl- maz'ın Bill Clinton ile cuma günü yapacağı görüşmenın öncesinde syrekli Türkiye'nin 3nemrni gütıdeme getiren açrklamalar yapması, Was- hinton-,\nkara arasındaki ış- birliğinin gelışeceğinın işare- tı olarak yorumlanıyor. ABD Dışişlen Bakanlığı sözcü yar- dımcısı James Foley, dün Amerikalı bır gazetecinin so- rusuna verdiği yanıtta, "Baş- kan Clinton'ın da dediği gibi. Türkiye'nin Bad'nın bir par- çası olması gerektiği yolunda- ki düşüncemiz çok kuvvetli- dir. Türkiye'nin bir A\Tupa vokasyonu olduğunu daha ön- ce ifade etmiştik. AB'nin. üye- lik için koşul ve takvim betir- leme hakkını tanıvoru/- An- cak, üyeliğin zamanla gerçek- leşmesi gerektiğine inanıyo- ruz" diye konuştu. Folev'ın bu sözlennin ardından. bir ga- zeteci, "Türkiye')i AB'nin tam üyesi olarak görmek isti- yor musunuz sorusunu yö- neltti. Foley. bu soruya, "Evet, zamanla ve nihai olarak evet" karşılığını verdı. ABD >öne- timi, bu açıklamasıyla Türki- ye'ye açık bır destek veriyor görüntüsü taşımakla bırhkte AB'nin Türkıye'yi topluluğa dahil etmek uzere öne sürdü- ğü şartlan benimsemeyi sür- dürüyor. LaRepubbikagaze- tesine bir açıklama yapan Di- ni. AB zirvesinin, Almanya ve Yunanıstan'ı mutlu etmek için Türkiye'yi "lardığını" belirtti. Dini, "Çünkü anıacn mız, görüşme değü. tarüşma forumu olan Londra Konfe- ransı'na Türkiye'nin kaülırm- nı sağlamaktı. Türkiye'nin AB zirvesinden çıkan sonuca verdiğitepkisi anlaşıkr nitelik- tedir" dedı. AB Komisyonu Başkanı Jacques Santer. AB'nin zir- vede Türkiye'ye, karşı olumlu birftttum izledigini öne süre- rek Türkiye'ye ıçı dolu ve so- mut önenlerde bulunulduğu- nu söyledi. Santer, öne sürü- len koşullann kesinlikJe aşın olmadığını ıleri sürdü. Lüksemburg Dışişlen Ba- kanı Jaeques Poos da, zirve karan ile AB'nin Türkiye'ye kapıyı kapatmadığını aksine açtığını ılen sürdü. Fransa'nın Avrupa işlerinden sorumlu Bakanı Pierre Moscovid, Tür- kıye'nın AB ile dıyaloğu sür- dürmesinin gerekli olduğunu söyledi. K.K.TC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş. "Türkive'siz Kıbns Türkünün bir lokma" olduğunu belırterek "Bunu kendimizi küçük gördüğü- müz için söylemivorum. Tür- khe'den aynkuğımız gün bi- teriz" dedı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Yöneticiler ayağını gazdan çekmez: "Zaferi göriıyomm..." Dönüş yolu, çoğunlukla giderken atılan slogan- lan temizlemekle geçer: "Yine hüsran..." "Buraya kadar..." Arada bir yiğitliğe laf ettirmeyiz: "Bizi hakem yıktı..." Başbakan Mesut Yılmaz'ın ABD gezisi öncesi de benzer hava estiriliyor. Yann Başkan Clinton'la gö- rüşecek olan Yılmaz'ın çantasında bir dizi konu var. Bakû-Ceyhan boru hattı, enerji yatınmlan, AB ile iliş- kiler bunlardan birkaçı... Clinton'ın önceki gün düzenlediği basın toplan- tısında Türkiye için kullandığı sözler AB acısı üzeri- ne kaynak suyu gibiydi: "Güvenilir... Iyi müttefik... Müthiş derecede önemli bir ülke... Türkiye Avrupa 'nın içindedir..." Ilk bakışta çok güzel sözler. Somut olarak neyi ifa- de ediyor? Hiçbirşeyi... Dileyelim ki, ABD seferinden de futbol maçlan- mız gibi şen gidip yaslı dönmeyelim. Siyası seferlenn futboldan bir başka farkı daha var. Tıpkı Clinton'ın söyledikleri gibi karşılıkh güzel sözlerden sonra, yurda dönüşte herhangi bir kaza- nımımız olmasa bile, "Istediğimizialdık" diyebiliyo- ruz. Bunu almadığımız bir süre sonra bellı oluyor a- ma, olsun... Golü yediğimizi sonradan fark ediyo- ruz. Yılmaz, Almanya gezisinden sonra yurda dönüş- te, her lıder gibi uçakta, ayaklan havadayken duru- mu degeriendirmışti: "Istediğimizi aldık..." Lüksemburg'dakı zirve öncesi ve sonrası Türki- ye'nin AB'ye tam üyeliğini istemediğini, üstü en az kapalı ifade eden Almanya oldu. ABD ne der? Enerji santrallannın satışında ve yeni yatırımlarda ABD firmalanna öncelik tanıdığımızı garantı eder- sek şöyle der: "Türkiye, insan hakları ve demokrasi alanındaki eksikliklenni gidermeye çalışan önemli bir mütte- fîktir. Bu eksiklikleri anlayışla karşılıyoruz." Bu işte terslik olursa gidişte de terslik olur: "Türkiye artık insan haklan ve demokrasi sorunu- nu çözmelıdir. Bu eksıklikler ilişkilerdeki en önem- li aksaklığı oluşturmaktadır." Sağcılar Moskova'ya... Türkiye, Lüksemburg Zirvesi'nin ardından gözü- nü Rusya ve ABD'ye dikerken AB de kendi içinde konuyu tartışmaya devam ediyor. Ilk bakıştaki gö- rünüm şu: Lüksemburg ve Yunanistan başbakanlan olum- suz tavır izlediler. Türkiye'yi kıracak demeç ve yak- laşımlar içine girdiler. Almanya, ABD ve Fransa baş- ta olmak üzere ötekı ülkeler duruma çok üzüldüler... Acaba? Kimileri Yunanistan ve Lüksemburg'u AB'nin gü- nah keçısi olarak değerlendiriyor, ama sanınm da- ha çok şu tanım yakışıyor: Mayıneşeği... Önden bu iki ülkeyi salıp her şeyi söyletiyoıiar. Türkiye'nin neye nasıl yaklaşacağını görmüş oluyor- lar. Sonra bunu "düzeltmeye" çalışıyorlar. Rusya'yla ılişkilerimızde ise yeni bir dönem baş- lıyor. Başbakan Çernomırdin'in ziyareti sırasında imzalanan anlaşmalan özellikle sağ gazetelerimiz o kadar büyük ve iyimser duyurdular ki... Zaman, "Dev anlaşma", Türkiye "Büyük işbiriiği" manşet- lerini attı. Eskiden "Rus" sözcüğünü tersinden okuyanlar, şimdi işbiıiiğini takla atarak duyuruyor. Neredeyse o eski slogan hortlayıp biçim değiştirecek: "Sağcılar Moskova 'ya..." 293 89 7» (3 HAT) KASABAYönetmen: Nuri Bilge Ceylan 1997 Allın Portakal Jurı Oîel Ûdulu 1997 Allm Koz.1 Vılmaz Guney ı BevoglJ ALKUAR 2S3 2<66 12.X-H1S-1645-13.0HUS Cffitey FERnfE(Saton3) 2362564 12.M-Mt5-l6.3M8.45-2U5-CumjCjnaıtBS2345 Kaıttoy BWWHY! 4143505 HJO-HOO-lSJO-tiOO-îîJO DERİMOD SANAT MERKEZİ ÖZ6ÜN BASKISERGİSİ Özdemir MustoİD Yurdaer Mustafo Tomur Ghat Adnm Tonju Siraı MemEt OttoHerbert BalbnNad Mustofo rufa Güngör ALTAN ALTINTAŞ ALT1NTAŞ ATA ATAGÖK BURAK ÇOKER DCMİRCİ DEMİR1AŞ GİffiEÜ HARJEK İSÜMYEİ KARYAĞDİ ONAT TANER löArafck'ÇZ-lOOtük^ Pazar PazartBa hanç hergün 1100-1B 30 Sahıl M J 5 Kanjeşler Dur* Zıytmbumu Tel 54716 04/Fax:558 71 78 SES-1 885/ORTAOYUNCULAR Tel: 212-251 18 65 Fax: 244 43 27 - İSTİKLAl CAD. 140-BEYOĞLU FERHAN ŞENSOY FERHANGİ 1268. OYUIM Çarş./Perş. 21.OO FERHAN ŞENSOY FEL.EK .. 3\R GUN SALAKKEN 35O. OYUIM Pazar 15.30 ve 18.30 ]KEriTOYUriCULARir3 3İ! Tpr<"n!;f Mc Naıiy MARIA CALLAS Yon : Yıldız Kenler t.lehmet Bırkıye Cev. Ulehmet Baydur. Yıldız Kenter 11-12-13-19-20-25-2? Aıalıfc Saai 21 00 14-21 AralıhSaal 15 00 KURGULAYAN. FERHAN ŞENSOY YÖNETEN: DERYA BAYKAL FERHAN ŞENSOY-RASİM ÖZTEKİN-LEVENT ÜNSAL-ALİ ÇATALBAŞ-ŞÜKRAN DEDEMAN ERKANÎIÇÜNCÜ-ÖZKAN AKSU-SAYCIN DELİBAŞ-SEVİNÇ ERBULAK-SEVİL AKI Cuma 21.00 Cumartesi 18.30 - 21.00 Kültııc Bakanlığının kalkılarıyla OrtaoyuncuMr Gi< B İ L E T S A T I Ş Y E R L E R İ . 25118 65-66 VakkoMmalar Taksım, Suadiye. Rumelı. Akmerkez YlLBftSl GRUP ETKİHLrĞİ VİŞEJNERTE BİHRVT MA\1T\> .*.% V.NBILGE ÇILER BELEN GÖKSlTvSVl HİKM EMRE \ VILE CIMIT ŞE\D4 Gl RSO\ ÇOB\> LRSIL\S. I Ğ SMJ 22.30 HHBBE'CİH POP-JflZZ EytemPdıt Gûraı Oraran Dem Eıran. Ittkan Ûtem PtfiŞEHEE RÇIKRflDYO GECESİ CUMAFTTESİ 23 BO HIRIH HRLPLEH ROCHHnOLLPlflTFORMU YILBAŞI HIRIH HRLPLER HOCHIIROLLPLflTFDBrtü ABDULMKMCAD N061 REl25435ffi-23'7250 $ ilanlarınız s İÇi n : •• 293 89 78 •• (3 hat) yılbaşı özel programı sibel köse vokal tuna ötenet pıano / saksofon selçuk sun bas deniz dündar davuT rezervasyon ve Mgi için: 520 St 78 ç&stanblues Iff. jazz club % \ p restaurant - esfe - bar tarih! darphane binaları topkapı sarayı içi sultanahmet rez : 520 51 78
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear