23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 ARALIK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Azerbaycan petrol şirketi, daha düşük maliyetli Bakû-Basra boru hattında ısrarlı Ceyhan'a tran darbesi• Uluslararası petrol şirketleri, Azerbaycan ana petrolünün dünya pazarlarına taşınması için öngörülen Bakû- Ceyhan hattının 3.3 milyar dolarlık maliyetinin çok fazla olduğu görüşünde. Şirketler, Bakû'dan Iran üzerinden Basra Körfezi'ne yapılacak bir boru hattının maliyetinin 1 milyar dolar olduğunu belirterek, ana hattın bu yönden geçebileceğini kaydediyorlar. SERKAN DEMİRTAŞ ANKARA-Azeri ana üre- tim petrollerinin taşmması için öngörülen Bakû-Cey- han projesi, uluslararası pet- rol şirketlerinin daha ucuz olan tran hattına sıcak bak- ması nedeniyle gerçeldeşe- meme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Azerbaycan Uluslararası Petrol Şirke- ti'nce (AIOC) yapılan çalışmalarda, Ba- kû-Ceyhan boru hattının maliyetinin yaklaşık 3.3 milyar dolar olduğu ve hat- tın getirisinın pahalı maliyeti karşıla- maktan uzak olduğuna yer verildi. Ay- nı çalışmalarda, Azeri petrolünün taşın- ması için en ucuz seçeneğin 1 milyar do- larlık bir yatınm gerektiren Bakû-Bas- ra hattı olduğu kaydedildi. ABD yöne- timinin "İran'la diyalog kurabiüriz" açıklaması, iki ülke ilişkilerinin yakın Boğazlar'dan her yıl 50 milyon ton ham petrol geçiyor Türkiye Montrö'den yararlanmıyor tstanbul Haber Servisi - Azeri petrollerinin batıya taşınması 10 Arahk'tan itibaren Rus- ya'nm Novorossisk Limanı'ndan kalkan bir pet- rol tankeri ile başlarken, her yıl 50 milyon ton ham petrolün geçtiği Türkiye Boğazlan. yıl- da 80 milyon ton daha petrol geçişine hazır- lanıyor. Başta Rusya olmak üzere uluslararası plat- formda, Montrö Arüaşması öne sürülerek Bo- ğazlar konusunda çıkmaza sürüklenen Türki- ye, söz konusu anlaşmanın tanıdığı haklanıu lcullanarak alması gereken geçiş vergisinin al- tıda birine razı ohıyor. Montrö Anlaşması'nın "Annes" (ekleT) bÖlümünde yer alan hükme göre, 2. Dünya Savaşı öncesinde Altın tsviç- re Frankı'na göre belirlenen geçiş vergisi, ge- rekli kur ayarlamalan yapıhnadığrndan. ör- neğin 50 bin dolar almması gereken bir gemi- den, 8 bin dolar almıyoT. Hûkümetlerin üima- li yûzünden milyonlarca dolar döviz kaybına uğrayan Türkiye'nin bu konuyu gûndeme ge- tirerek Boğazlar'dan ekonomik olarak geçme- • Azeri petrollerinin Boğazlar'dan batıya taşınmasına başlanırken, 10 milyonluk tstanbul büyük bir riske atılıyor. Türkiye ise Rusya'nın istemleri doğrultusunda petrol tankerlerinin Boğazlar'dan daha rahat geçmesi için 1994'te yûrörlüğe giren Boğazlar Tüzüğü'nü değiştiriyor. nin cazibesini azalüp, Bakû-Ceyhan petrol boru hattmı zorlayabileceği belirtiliyor. An- cak resmi çevreler, bu konunun Türkiye'yi uluslararası platfonnda, "bûtün sonunınun daha çok para" olduğu suçlamasıyla karşı karşıya bırakacağı endişesiyle gündeme geti- rilmesini istemiyor. Boğazlar Tüzüğü'nde yapılacak değişiklik- lerde, tankerlerin ekonomik karasulan bölge- sinde yarataeağı her türlü zarann karşılanma- sı için lımitsiz sigorta zorunluluğu getirilme- si planlanıyor. KÜavuz alan gemilere ise sigor- ta ve diğer konulardakolaylık sağlanacağı be- lirtiliyor.Boğaz'da son 7 yılda 174 deniz ka- zası gerçekleşti. Deniz Ticaret Odası 'nın yap- nğı araştırmada, tstanbul Boğaa'nda 1990'dan 1997'ye kadar 174 kaza yapıldığı, geçen ge- milerin ancak yüzde 19'unun kılavuz kaptan aldığı belirlendi. Boğazlar'dapetrolle ilgili ilk facia 15 Eylûl 1965'te Norveç bandıralı Nor- hom gemisinin baük durumdaki Peter Zaro- nic tankerinin enkazma çarpmasıyla gerçek- leşti. Tonlarca ham petrol denize yayüdı. 1 mart 1966'da ise Sovyet bandıralı Lutsk ve Kansky gemileri çarpışü. Denize yayılan pet- rolün alev alması sonucu Kadıköy iskelesi ve bir yolcu vapuru tamamen yandı. 15 Kasnn 1979"da Romen bandıralı tndepen- denta ile Yunan bandıralı Evriali'nin çarpış- ması sonucu 43 kişi ölürken yangın günlerce devametti. 21 Mart 1994'te KıbnsRumkesimi bandıralı Nasia adlı petrol tankeri Yunan ban- dıralı S. Broker adlı kuru yuk gemisiyle çar- pıştı. gelecekte normalleşebileceği ve Hazar havzası petrollerinin Iran üzerinden ta- şınmasına tepki göstermeyeceğinin gös- tergesi olarak değerlendirildi. Dünyanın yeni petrol merkezlerinden sayılan Hazar havzası petrollerinin dün- ya pazarlanna hangi yönden taşınacağı konusunda yapılan pazarlıklar sürüyor. Türkiye, Bakû-Ceyhan boru hattının gerçekleştirilmesi için siyasi desteği hem Azerbaycan hem de ABD'den alır- ken "Azeri petrolünün bulunması, ÇH karübnasvepazarlanmasındansorum- lu" olan AIOC, olayın "ekonomik" yö- nünün daha ağır bastığı açıklamalannı yapıyor. Türkiye, siyasi destek alması- na karşın; petrolün asıl sahibi Azerbay- can'ın Curnhurbaşkanı HaydarAliyevde "Bizim gönlümüz Türkiye'den yana. An- cak karan şirketler verecek" diyor. Edinilen bılgilere göre, AlOC'ce ya- pılan çalışmalarda ana petrolün taşınma- sı öngörülen hatlar arasında en pahalı- sı 3.3 milyar dolarlık yatınm gerektiren Bakû-Ceyhan. Aynı çalışmada, Bakû- Ceyhan hattının getirisinın, maliyetini bile karşılayamayacağı dolayısıyla eko- nomik olarak "akıka" olmayacağı gö- rüşüne yer verildi. AIOC, hatlar arasın- da en ucuzunun ise 1 milyar dolarlık yatınm isteyen Bakû-Basra olduğuna dikkat çekildi. Yaklaşık 1600 kilomet- re olarak öngörülen Ceyhan'a oranla daha kısa olan Basra hattının AlOC'yi oluşturan şirketlerce de seçildiği bildi- riliyor. Petrol politikasızlığı nedeniyle Bakû- Ceyhan'ın gerçekkştirilmesini tehlike- ye sokan Türkiye, Azeri erken üretim pet- rollerinin taşınması için hat- lann belirlenmesi aşamasın- da Ceyhan yerine Gürcis- tan'ın Supsa limanını öner- mişti. Ceyhan'm ilk adırru ol- duğu öne sürûlen Supsa, AI- OC'nin 12Haziran 1997 ta- rihinde yaptığı toplantıda Azeri ana üretim petrolleri- nin taşınmasında Ceyhan'ın rakibi olarak ortaya çıkmış- tı. ABD-tran yumuşaması tran'da şeriat rejiminin gelmesi ve ABD elçiliğinin 1979'da işgal edilerek Ame- rikan vatandaşlannm uzun süre rehin tutulması olayı nedeniyle kesilen ABD-tran ilişkilerinin, ılımlı olarak bi- linen Muhammed Hate- mi'nin cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından yu- nıuşayabileceği yorumlan uzun süredir yapılıyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın geçen aylarda yayımladığı terör örgütleri listesine, Iran yönetimine karşı kurulmuş olan Halkın Mücahitleri'ni de katması Tahran'ı mem- nunetti. Hatemi'nin tslam Konferansı örgü- tü (İKÖ) toplantısının açılışmda yaptı- ğı "farkh kuhürler ve medeniyetJerie di- yalog'' içerikli konuşmasının ardından Washington yönetimi de "Hatemi'nin ik- tidara gelmesinin ardından Iran'daki gelişmeleri çok yakından iziediklerini ve Tahran yönetimi ile uzun süredir bir diyaloğa açık oMuklarT açıklamasını yaptı. KESK Cenel Başkanı Erdem 'Ureûm gucumuzu kullandık'• îşbırakma eylemine yaklaşık bir milyon çalışanın katıldığını belirten Siyami Erdem, eylemin halkla bütünleştiği sürece hükümetler üzerinde etkili olduğunu savundu. tstanbul Haber Servisi - Kamu Emekçileri Sen- dikalan Konfederasyonu (KESK.) Genel Başkanı Siyami Erdem, kamu ça- lışanlannın perşembe gü- nü yaptığı işbırakma ey- lemine yaklaşık bir mil- yon çalışanın katıldığını belirterek, "Bütün uya- rüanmıza karşın bir sonuç abmadıgınm için üretinv den gelen gücümüzü kul- landık" dedı. lş bırakma eyleminin, halkla bütün- leştiği sürece hükümet- ler üzerinde etkili olduğu- nu savunan Erdem, hü- kümetin de halkla işbı- rakma eylemi yapanlan karşı karşıya getirme ça- lışmalan içerisinde ola- bileceğini söyledi. Kamu çalışanlannın 8 yıllık mücadele içerisin- den geçerek bu noktaya geldiğini söyleyen Siya- mi Erdem, işbırakma ey- leminin oldukça başanlı geçtiği değerlendirmesi- ni yaparak, "Bu perspek- tif dünkü (önceki gün) ey- lemde kendisini göster- miştir. Kitkier kendi talep- lerinesahip çıkmıştır" de- di. lçınde bulunulan eko- nomik durumun kamu ça- lışanları açısından çok ağır olduğunu ve hükü- metin vermiş olduğu ma- aş artışının ihtiyaçlann karşılanmasının çok öte- sinde bulunduğunu belir- ten Erdem sözlerini şöy- le sürdürdü: "Biraydanbuyanasü- rekli hükümeti uyarma eylemleri yapük. tşbırak- ma eyleminden önce hü- kümetle görüşmek iste- dik. Sorunlann, karşılık- bgörüşerek çözülmesiiçin çaba gösterdik. Başba- kan'a yazı yazdık.. yanıt alamadık. Bunun üzeri- ne mhingler, yürüyüşler, paneller şeklinde değjşik eylem biçimleri)le hükü- meti sürekli u>'armaya ça- uştık. Ve tüm bu çalışma- lardan sonuç alamadığV mız için zorunlu olarak, demokran'k e> lem biçimi olan. üretimden gelen gü- cükullanına eviemine gr- dik. Bu eyleme >-aklaşık 1 mOyonkamuemekçiaka- tüdl Sadece KESK üye- lerideğiUbusüreçtErahat- sız olan kamu çahşanlan da katıldı. talepkrimizin ısrarlı savunucusu olaca- ğız. Bizi bu ekonomik ya- şama hiçbir hükümetin mahkûra edemeyeceğini bflhvruz. Bu büinç kamu çahşanlarmda çok net ob- rak oluşmuştur. Tercihle- rimiz biünçli ohıyor. Önü- müzdeki dönem hem hü- kümetin getirmiş olduğu grevsiztophısözleşme ya- sa tasansma karşı hem de vermiş olduğu bu yüzde- lik ücretini değiştirebUme çerçevesinde etkmlikleri- mizi sürdüreceğiz." tşbırakmalann ve grev- lerin amacmın toplumda da bir uyanışı sağlamak, kamuoyunda talepleri tar- tışmak olduğunu belirten Erdem, haklı taleplerin halka iyi anlatılamaması durumunda, halkın ken- di rahatsızhğından dola- yı eylem yapan toplum- sal kesimi eleştirebilece- ğini söyledi. Erdem, "Ama hnlk, eylem yapan toplumsal kesimin talep- lerini hakh buhırsa onlar- la beraber hükümet üze- rinde etkin olabOiyor, hü- kümetüzerindecaydıncı olabiüyor" dedi. SENDtKAL HAKLAR YÜRÜYÜŞÜ 5. GÜNÜNDE DİSK kafilesini saat 11.00 sıralannda Köseköy'de sırasyla Good Year, Brisa, Phüips, Pireöi ve Beksa işçikri karşdadL (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) 'Siyasete kaliteyi getirmenin zamanı' ALİER ADAPAZARI- «Sendikal Haklar Yûrüyüşü''nün beşinci gününde Ko- caeli-Adapazan etabını yûriiyen DtSK kafilesini, Türkiye'ye 2 yıl üst üste Avrupa Kalite Ödülü kazan- dıran "Beksa" ve "Brissa" işçileri, "Ürethnde kaliteyi yakaladık, sıra siyasette'' ve "KMi çevreji siyase- ti, ülkeyi ve dünyayı istemiyoruz" pankartlanyla karşıladı. Türkiye'de 15 milyon çahşandan sadece bir mil- yonunun toplusözleşme hakkı bu- lunduğunu vurgulayan DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. "Bu süreç \a bizi de onlann > anına götürecek ya dabizo arkadaşbnmıa sigortaya,sen- dikaya kavTişturacağız" dedi. Sabah 09.00"da Kocaeli'den yola çıkan DtSK kafilesini saat 11.00 sı- ralannda Köseköy'de sırasıyla Go- od Year, Brissa, Philips, Pirelli ve Beksa işçileri karşıladı. Yürüyen iş- çi arkadaşlannı alkış ve çiçeklerle kar- şılayan işçiler, kumanyalannı da on- larla paylaştı. Aldıklan maaş ortala- ması 100 milyonun üzerinde oldu- ğu için işçiler arasında "muthı azm- hk" olarak tanımlanan ve Avrupa Ka- lite Ödülü'nü iki yıl üst üste Türki- ye'ye getiren DtSK'e bağlı sendika- larda örgütlü Pirelli, Brissa ve Bek- sa işçileri karşılama için bir saat iş- bıraktı. DtSK kafilesiyle birlikte yü- rüyen Rıdvan Budak, işçilerin siya- DlSK'li işçileri, saat 16.00 sırala- nnda ulaştıklan Adapazan girişin- de Good Year işçileri, Sapanca Be- lediye Başkanı Osman Nuri Erdo- ğan' ve CHP, tP, EMEP, KESK şu- beleri platformu üyelerinden oluşan kalabalık bir grup çiçeklerle karşı- ladı. Kalabalık gnlba teşekkür konuş- • Türkiye'de 15 milyon çahşandan sadece bir milyonunun toplusöz'eşme hakkı bulunduğunu vurgulayan Budak, "Bu süreç ya bizi de onlann yanına götürecek ya da biz o arkadaşlanmızı sigortaya, sendikaya kavuşturacağız" dedi. sete kalite getirmeyi öngören pankart- lanna değinerek "Bunun için yürü- yoruz. Siyasete kaliteyi getirmenin tam zamamdır" dedi. Budak, şöy- le devam etti: "Türldye'de 15 mflvon çahşandan sadece bir mflyonu top- lusözleşme yapma hakkma sahip. Bunun içn yüriiyoruz. Bu süreç ya bizi de onlann yanına götürecek ya dabfeo arkadaşbruHa sigortaya, soı- dikaya kavuşturacağız.'' ması yapan Budak, siyasetçilere ses- lenerek "Türkiye'de yahiız işciler 'kayıtdışı ekonomi var' demiyor. Sabancı da var diyor, Koç da. Sağır nusınız, duymırt'or musunuz? Her- kesten vergj almak bu kadar zorola- büh-mi?" dedı. Budak'ın konuşmasından sonra kendilerini karşılayan grupla birlik- te Sakarya kent merkezine yürüyen DlSK'lilerkent içinden geçerek Gon- ca Düğün Salonu'nda CHP ve Las- tik-lş'in konuğu oldular. Yürüyüş- çülere Adapazarlılar alkışlarla des- tek verdiler. Karadeniz Ereğli'den bir grup işçi de yürüyüşe destek ver- mek üzere Sakarya'ya geldi. Daha önce CHP grubunda salı günü konuşacağı belirtilen Budak'ın konuşması 19 Aralık Cuma gününe alındı. CHP grup başkanvekilleri ise Budak'ın 16 Aralık'ta Çalışma Ba- kanı ile yapacağı görüşmeye katıla- caklannı bildirdiler. Yürüyüş hakkında bilgi veren Bu- dak, yürüyüşe hallan her kesiminin büyük destek verdiğini belirterek şunlan söyledi: "tzmit'e girişimizi görmenizi isterdim. Ağ)a>anbır, aflaş- layanlar. pencereden el sallavanlar. Hiçbir siyasi partihalkuı degişikke- sinilerini böyle kucaklayama/dL" DtSK kafİlesi yürüyüşünü sürdü- rürken DtSK üyesi işçiler de sakal bırakma eylemi başlattı Dün geceyi Adapazan'nda çeşitli sendikalann konuğu olarak geçiren DtSK kafi- lesi, bugün Adapazan 'ndan Bozü- yük'e yürüyecek. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Emeğin Gücü Bu satırlan, 11 Aralık 1996 Perşembe akşa- mı yazıyorum. Bugün KESK'in önayak olduğu boykota katıldım ve Iktisat Fakültesi'ndeki ders- lerimegirmedim. Kendimi ihbarediyorum. (Salt sevgili Şanar Yurdatapan, "kaşınacak" degil ya...) Akşamüstü 18.00 sularında Kuştepe'den Ak- saray'a doğru geliyordum. Köprü kuyruğu, E- 5 üzerinde, Haliç köprüsünün başlangıcına dek uzanmıştı. Altlannda 20 milyarlık arabalan olan ve200 milyarlıkevlerine ulaşmak için yollara düş- müş olan kimi "sermayedarlarımız", bu ufacık "emekçi" gösterisi karşısında, çaresiz kalmış- lardı. • • • Bu millet 17 yıldır, enflasyonun yarattığı ada- letsizlik ortamında yaşıyor. 23 Ocak 1980'de 35 lira olan, (evet, otuz beş lira olan) bir dolar; bu- gün 200.000 liranın üzerine çıktıysa, bunda emekçi kesimlerin hiçbir kusuru yok. Kusurser- maye sınrfının ve sermaye sınrfının çıkarlannı gö- zetmekle yükümlü siyasetçilerindir. Toplumu tasarruflu bir biçimde yaşamaya özendiren "ithaJ ikameci" sanayileşme modeli yerine, "ihracata yönelik" sanayileşme mode- lini getirenlerdedir kusur. • • • Yıllardan beri dilimizde tüy bitti, kalemleri- mizde mürekkep tükendi. Para politikalanyla piyasayı düzenleyemezsiniz, diye. Ama deve- kuşlan gibi, kafalannı kuma gömmekten öte bir şey yapmadılar. Zengin daha zengin, fukara dahafukaraolurken, kimi büyük kentlerimizde- ki ve turistik yörelerimızdeki pınltılı görüntülere bakıp avundular. Bu pınltının ardındaki fukara- lığı görmediler, gönmek istemediler. Enflasyonun yüzde 9O'ı aştığı bir ülkede, za- ten yıllardan beri enflasyonun ağırtığı altında ezilen memurlara altı ay için yüzde otuz ücret zammı vermek, bu insanlan sokağa davet et- mektir. Zaten onlar da çıktılar sokağa. • • • Ülkemizde tam bir "oligarşi yönetimi" oluş- turuldu. Siyaset, ancak cebi adamakıllı yüklü in- sanlann heveslenebileceği bir uğraş oldu. Ser- maye her şeyi kontrol altına aldı. Tekelci med- ya, insanlan şaşkına çevirmiş durumda. Öyle- sine pespaye programlar izliyorum ki, inanın midem bulanıyor. Bu halk, bu kadarına da la- yık değil. Sayın Cumhurbaşkanımız geçenlerde 34 ki- şiye üstün hizmetlerınden ötürü madalya ver- di. Hepsi tüccar ve montaj sanayicisi. Aralann- da bir tek emekçi, bir tek bilim insanı yok. Ül- keye hizmetin ölçüsü para kazanmak mıdır? Ülke sevgisinin ölçüsü para mıdır? • • • Yurtdışına kaçacağı açıkça belli olan serma- ye sahipteri, °kuş gibi" uçup gidiyoriar. Çalıp çırp- tıklannı afiyetle yiyorlar. Engin Civan da yurt- dışına çıktı, Selim Edes de Halil Bezmen de. Oysaki bu halkın destan sesli sanatçısı Ruhi Su, tedavi için bile yurtdışına çıkamamıştı. Heryer- de ve her şeyde çifte standart var. • • • Bu dünya, "emeğin sırtında dönüyor". insa- nın yaratıcı emeğinin girmediği hiçbir yerde, hiçbir şey üretilemiyor. "Artık emeğin devri geçti" diye kendini avu- tan kimi salaklar, attıklan her adımda yaraıian- dıklan mal ve hizmetlere, adını bilmedikleri, yü- zünü görmedikleri bir emekçi sayesinde ulaşa- bildiklerini unutuyorlar. Insan emeğini çekerseniz; ne sabah yatağı- nızdan kalktığınızda yanan bir kalorifer bulur- sunuz ne ocakta çayı pişirecek yakıt. Zaten o çayı üreten de, toplayan da, işleyen de, fabri- kaya taşıyan da, fabrikada çay haline getiren de, kutulayan da, dağıtan da "emekçinin" al- nının teridir. Aynı şey; sabah aldığınız ekmek için, yediği- niz peynir için, zeytin için, reçel için söz konu- sudur. Insan emegi olmasa, ne gazete gelir kapını- za, ne "Gazetem nerede?" diye bakkala tele- fon edebilirsiniz. Kullandığınız araba da insan emeğinin bir ürünüdür, bindiğiniz kamu ulaşım araçları da emekle yürür. Düğmeyi çevirdiğiniz zaman elektrik yanıyor- sa, bunu da insanın alın terine borçlusunuz. Üzerinizdeki giyisleri üreten de, emek ve emek- çidir. ••• Kimi şaşkınlar, bankadaki yüklü hesaplanna ve kredilerine güvenerek "Emek dönemini dol- du/rftv'diyortar. Boş laf bu... Dünya, emekle ayak- ta duruyor. Işte bugün, son derece sınırlı bir katılımla ger- çekleştirilen "gövde gösterisi", gücün kimde ol- duğunu göstermeye yetti. Hiçbirtoplum bu kadar derin gelir uçurumla- nyla yaşayamaz. Insanlann sabnyla bu kadar oynanmaması gerekir. Özveri sadece emekçi sınıflardan beklenmemelidir. Bu işin sonu kötüye gidiyor... Ani bebek ölütnünü azaltan önlemler tarbsddı SERPİLGÜNDÜZ Bebeğin sırtüstü yatınlması, ani bebek ölümlerini azaltan önlemle- rin başında geliyor. Ülkemizde sık görülen ani bebek ölümlerinin nedenleri bilinmiyor. Sağlıklı bir bebeğin sabah yatağın- da ölü bulunması "ani bebek ölü- mü sendromu" olarak tanımlanı- yor. Ülkemizdeki sıklığı konusunda hiçbir istatistiksel araştırması ol- mayan bu sendrom Almanya, Bel- çika, Fransa ve Türkiye'nin önde ge- len pratisyen, pediatri hekimîeri ve pataloglanncatartışıldı. "l.Ulusal Ani Bebek Ölümleri Sendromu Sempozyumu"nda ani bebek ölüm- lerinin dünyadaki sıklığı konusun- da sağlıklı bir araştırma bulunma- dığı ancak bu oranm Yeni Zelan- da'da binde 6 iken Avrupa ülkele- rinde binde 0.5 olarak saptandığı be- lirtildi. 19 yıldan bu yana Brüksel 'de Ço- cuk Kliniği'nde "ani bebekölüm- leri"ni araştıran Prof. Dr. A. Kahn Ani, bebek ölümlerinde gelişim ev- resi, hastalık ve çevrenin önemli bir etken olduğunu söyledi. Türk Pediatri Kunımu'nun "ani bebek ölümleri^nın önlenmesi ko- nusundaki önerileri şöyle: • Bebeğinizi sırtüstü yatınn! • Anne ve babalar sigara içme- yin! • Bebeğinizi üşütmeyin, terlet- meyin! • Yatarken bebeğin başını ve yü- zünü kapahnayın! • İlk 4 ay bebeğinizi yalnız an- ne sütü ile besleyin! • Bebeğinizle aynı yatağı pay- laşmak yerine, kendi yatagında y at- masını sağlayın! Bebek ile aynı odada, ayn ya- takta yatmanın sağlanması emzir- meyi olumlu etkilıyor. Bebeğiniz için hemen doktoru aramanız gereken durumlar ise şöy- le: Daha az hareketü ise veya anor- mal hareketler yapıyorsa._ Soluk alıp verişinde duraklama- lar varsa... Dışkısında kan varsa» Çok az idrar çıkanyorsa... Bebek emmiyorsa— Ateşi varsa... Tiz bir sesle ağhyorsa». Rengi, soluk, sararmış veya mo- rarmış ise... Sempozyumda ani bebek ölümü ile çocuğunu kaybedenlerin tstan- bul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hasta- lıklan Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr Özdemir bter, Doç. Dr. Yıküz Perk, Doç. Dr. Barbaros Uıkkan ve Uzman Dr. Mehmet'Vural'a baş\ıır- malan istendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear