Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
31 EKİM 1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Hazine
TÜFEX'e
döndü
ANKARA (Cumhuıi-
yet Bürosu) - Hükümetin
mali daralma öngören po-
litıkaları doğrultusunda
önemli değişikliklere gi-
den Hazine Müsteşarlığı.
uzun aradan sonra ılk de-
fa 25 Kasım'da enflasyo-
na endeksli (TCFEX) tah-
vil ihalesi açacak.
Hazine Müsteşarlı-
ğı'ndan yapılan açıklama-
da, 26 Kasım valör tarihlı
TÜFEX'liihaledellOile
160 trilyon lira arasında
tahvıl satılması planlandı-
ğı bıldirildi.
Hazine'nin dünkü açık-
lamasında. 19 valör tarih-
lı \e 4 Hazıran 1998 geri
ödeme tarihli tahvil ihale-
siylede2l0ile 260 trilyon
lira arasında borçlanmaya
gidileceği kaydedildi.
'Borsa
yükselecek'
Ekonomi Servisi - Salo-
mon Brothers Yatınm Da-
nışmanlık Şirketi. Türk
menkul kıymet piyasalan-
na ilişkin değerlendirme-
sinde borsadaki düşüşün
sürmesini beklemedikleri-
ni \ e bugün piyasanın açı-
lışıyla bir toparlanma ola-
cağını öne sürdü. Salomon
Brothers. 9 aylık bilanço-
larda güçlü performans
açıklayan şırket hisseleri-
nin endeksi olumlu etkile-
yeceğini ileri sürdü.
KISA KISA
• YUNANİSTAN
Sanayı, Çevre ve
Geliştirme Bakanlığı
temsilcileri. bankacılar
ve sanayicileri kapsayan
20 kişılik bir heyet. dün
Tuzla'daki Organıze Den
Sanayı Bölgesi'ni
gezerek, bölge ve sanayi
hakkında bilgi aldılar.
• RUSYA.
Karadeniz'in altından
geçecek olan doğalgaz
bonı hattının inşaabna
gelecek yıl başlanacağını
açıkladı. Rusya
Gazprom fîrması
sözcüsü, Türkiye'ye 16
mihon metreküp
doğalgaz pompalayacak
boru hattının. 2000
yüında tamamlanacağını
açıkladL
Japonya'da Mitsubishi'den sonra Toshiba da mafya ile ilişkisini doğruladı
Mafya üe iş dünyası iç içeEkonomi Servisi -Japonya'da. iş dün-
yası-mafya ilişkisı sürüyor. Japon Nik-
ko Securities şirketinın üç yetkilisi, maf-
ya ile ılişkileri iddiasıyla tutuklandı.
Dünyanın önde gelen şirketlerinden Tos-
hiba ise mafya ile ilişkisini doğruladı.
AFP'ye göre, Nikko Securities şirke-
tinin başkan yardımcılığı görevinde bu-
lunan Masao YukL Yumio Hiraishi \e
fırmanm eski yöneticisi olan Noboru
Fukuda. mafyaya yasadışı ödeme yap-
tıklan şüphesiyle dün Tokyo polisi tara-
fındantutukladı. Üç yöneticinin. 1995"te
mafya içinde yer alan ve tehditle para sız-
dıran R>iıichi Koike'ye 1 P milyon do-
lar yasadışı ödeme yaptıklan öne sürül-
dü. Geçen hafta da şirketin iki eski yö-
neticısı aynı suçtan tutuklanmışlardı.
Daha önce Japonya'nın önde gelen
dört bü)ük menkiıl kıymetler şirketinin
bazı yöneticıleri de Ryuichi Koike ile iş
yaptıklan iddiasıyla tutuklanmıştı. Ko-
ike"nın Japonya'da yasadışı faaliyet gös-
teren Sokaiya adlı mafya örgütünün bir
üyesi olduğu biliniyor.
Tokyo polisi, Japonya'da iş dünyası-
Sokaiya nedir?
Sokaiya. Japoncada hissedarlar bırliği an-
lamına gelen "sokaTkelimesinden geliyor.
100 yıllık geçmişı olan Sokaiya. büyük
firmalann hisselerini aldıktan sonra, fir-
malan tehdit edıp açıktan para alıyor. Ör-
güt, hısselenne sahıp olduklan firmalann
kararmekanizmalannı tıkıyor. Sokaiya'nın.
büyük şirketlenn hisselerini aldıktan son-
ra şirket hakkındaki gizli bilgileri açıkla-
mak tehdidinde bulunarak para sızdırdığı
biliniyor. Sokaiya'nın ilişkide bulunduğu
firmalar arasında Mitsubishi Motors. Tos-
hiba, Nıkko Securities. Hitachi gibi büyük
firmalar bulunuyor.
nın mafya ile olan ilişkilerini başka olay-
larla da daha önce açığa çıkarmıştı. 80'li
yıllann sonundan beri Japonya'nın ikin-
ci büyük elektrikli alet üreticisi Toshi-
ba'nın da Sokaiya'ya. TeruboTeiadlı bir
mafya üyesiyle her yıl yüz binlerce yen
ödediği ortaya çıktı. Terubo Tei geçen haf-
ta polis tarafından tutuklanmıştı.
Toshiba, çarşamba günü bazı yöneti-
cılerinin Tokyo Metropolitan Polıs Mer-
kezi'nde sorgulanmasından sonra. şirket
içı yolsuzluk araştırması başlattığını
açıkladı. Şirket sözcülüğü, 1980'lerin
sonundan itibaren. Sokaiya ve Toshiba
arasında bazı kayıt dışı ödemelerin ya-
pıldığını doğruladı.
Bu arada Sokaiya üyesi Tei, polise ver-
dıği ifadede. Mitsubishi ve Toshiba fîr-
malanna, yasal olmayan ödemeleri ak-
lamak ıçin karşılık olarak kansının sa-
hibi olduğu. Tokyo"da bulunan bir yaz-
lık evi gösterdiğini itiraf etti. Mitsubis-
hi Motors, Tei yoluyla Sokaiya'ya 23.5
milyon yen (35.2 milyar TL) ödeme yap-
tığını açıkladı. Mitsubishi Motors ge-
çen haftakı tutuklamalardan sonra yöne-
ticilerinden bazılannın istifa etmeyi dü-
şündüğünü belirttı.
Lzmanlar, Japon firmalannın Soka-
iya'nın tehditleri karşısındaduramadık-
lannı belirtiyor. Japon yetkıliler, Japon-
ya'nın dış pazarlardaki itibannı zedele-
yen bir etken olduğu belirtilen Soka-
iya'ya karşı Japon firmalannın anlaş-
malan reddetmeyip adalete başvurma-
malannın durumu bu noktaya getirdıği-
ni söylüyorlar.
Japonya Maliye Bakan Yardımcısı
Takeshi Komura. söyleyebilecek hiçbir
sözünün olmadığını söyledi. Komura
aynca, Japon firmalannın piyasanın te-
mel kurallan içinde hareket etmelerinin
gerektiğıni belirtti.
YORUM
OZTIN AKGUÇ
Bulgaristan
28 Türk firmasına
uyuşturucu takibi
SOFYA (AA) - Asya-Avrupa
uyuşturucu kaçakçılığı trafiğinin önemli
merkezlerinden biri olarak bilinen
Bulgaristan"da paravan olarak kurulan
toplam 28 Türk şirketinin uyuşturucu
kaçakçılığı ile uğraştığı bildirildi.
Bulgaristan İçişleri Bakanlığı Genel
Sekreteri General Bojidar Popov, söz
konusu 28 Türk şirketinin yanısıra
ülkede uyuşturucu kuryeliğı yaptığı
belırlenen toplam 1050 Türk
vatandaşının da yakın takibe alındığmı
açıkladı.
Popov. Bulgaristan'da uyuşturucu işine
kanşan yabancılar arasında Türklerin
sayı olarak ilk sırada yer aldığını
kaydetti.
General Popov. aynca 116 Bulgar ve 6
Makedon şirketinin aynı şekilde
uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı
şebekeleriyle bağlantılan olduğunun
tespit edildiğini bildirdi.
İçişleri Bakanlığf nın uyuşturucu
kaçakçılığına karşı resmen savaş
başlattığını söyleyen Popov. ülke
genelinde ve stnır kapılannda
operasyonlann aralıksız olarak
sürdürüleceğini söyledi.
Bulgaristan da bu yılın 9 aylık
döneminde. geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 71 oranında daha fazla
uyuşturucu ele geçirildi. Uyuşturucu
kaçakçılığı olaylanyla ilgili olarak
aralannda Türk vatandaşlannın da
bulunduğu 100'den fazla kişi tutuklandı.
Fınncılar 250 gramlık ekmeği 40 bin liradan satmak için bugün pazarlık masasına oturuyor
Fırıncılar yeni zam hazırhihndaFATMAKOŞAR
Hükümete destek vermek ama-
cıyla, yaklaşık bir ay önce ekmeğe
5 bin lira zam isteminden vazgeçen
fınncılar. yeni fıyat hazırlığına baş-
ladı. Fınncılar bugün, 225 gramlık
ekmeğın ağırlığıru 250 grama çıka-
rarak. 40 bin liradan satmak için
Esnaf ve Sanatkârlar Birliği ile pa-
zarlığa oturacak.
250 gramın altında ekmek üreti-
minin yasaklandığı yönetmeliğin,
gelecek yıl uygulanmaya başlana-
cağını göz önüne alan fınncılar, uy-
gulamayı şimdiden başlâtmayı ve 10
bin lira zam yapmayı planlıyorlar.
Esnaf ve Sanatkârlar Birliği'nde
görüşülecek zam karan, en geç on
gün sonra uygulanmaya başlana-
cak. 4 Ağustos'ta 225 gramlık ek-
meğe 5 bin lira zam yapan fınncı-
lar, şimdiki zamma gerekçe olarak
Refahlı belediyelerin tutumu yü-
zünden haksız rekabetle karşı kar-
şıya kaldıklan iddismda bulunu-
yorlar.
Istanbul Fınncılar Odası Başka-
nı Fahri Özer, ekmeğin bütün gir-
dilerinin artmasına karşın fınncı-
lann zam yapmamak için direndi-
ğini belirtti. Mayaya yüzde 34 zam
yapıldığını belirten Özer. korsan fı-
rınlann fıyat rekabetine gırmesi ka-
dar. Halk Ekmek'te oynanan oyun-
lann da kendilerini £Üç durumda
bıraktıgmı söyledi. Ozer. "Rüşve-
tin ispanyapılamadıöıgibi biz de bun-
lan ispat edemi\oruz" dedı.
Refah'ın ucuz ekmek oyunu
Fmncılar, ekmegin gerek grama-
jında gerek fiyatmda yaşanan kar-
maşanın, denetim boşlugundan kay-
naklandığını behitirken. Refahlı be-
lediyelerin de haksız fiyat rekabe- cılar Kooperatifi
tinin oluşmasında büyük rolü oldu-
ğunu vurguladı. " Ucuz ekmek saö-
yor" imajını yaratmak amacıyla,
Halk Ekmek'i olduğu gibi bazı bü-
yük fınncılan da desteklediklen be-
lirtilen Refahlı beledıyelenn. yan-
daşı olan fınncılara usulsüz yollar-
dan arsa tahsis ettiği. kuruluş aşa-
masında maddi yardımda bulundu-
ğu ifade edildi.
Haksız rekabete yol açan bu uy-
gulamanın. Sultanbeyli. Pendi'k.
Tuzla ve Samandıra gibi yerlerde gö-
rüldüâünü belirten Üsküdar Fınn-
Kooperatifi Başkanı Ahmet
Sanhan, "Bu ovıınlann karşısında
rekabetgiicümüzkalnuyor. Beledi-
yenin kendi ödediği vergiden ne ka-
dar harcadığını bilmiyor. Bu nrın-
lar, belediyenin adını kullanıyor, sa-
üşını istediği jerde vapıyor" dedi.
Sanhan, bu fırınların zarar et-
mekten korkmadığını söyleyerek
"Befcdiye, 'Zarar edersen başka iha-
lelerle telafi ederim' garantisini ve-
riyor" diye konuştu.
Esnaf ve Sanatkârlar Birliği Baş-
kanı Suat Yalkın da. zam karannın,
on gün içinde çıkacağını söyledi.
Hisse Senetlerinin
Değeri ve Borsa
Hısse (pay) senetleri, çıkaran şirkete ortaklık hakkı
verdığinden, ilgili şirketın değerıne bağlı olarak gerçek
bir değeri vardır. Bu deger hisse senedinın üstünde ya-
zılı, itibari ya da nominal olarak nitelendirılen değer-
den farklıdır. Hisse senetlerinin defter değeri. tasfiye
değeri, işleyen teşebbüs değeri, gerçek değen, alma-
şık (atternatif) gelır değeri gibi değerlerden söz edile-
bılır. Hisse senetlerine yatınm yapacak kişilerin temel
bilgilere sahip olmalan, argo bir deyışle aldıkları tüyo-
yo göre hareket etmelen, hem kendı yatırımlarının ge-
leceğı dolayısıyla sağlayacaklan getiri hem de menkul
kıymetler borsalarının kararlılığı açısından önem taşı-
maktadır. Hisse senedinin defter değeri. söz konusu
senedi çıkarmış anonım ortaklığın özvarlığının dolaşım-
daki hisse sayısına bölünmesi yolu ile hesaplanan de-
ğeridir. Defter değeri bulunurken ilgili anonim ortakiı-
ğın varlıkları arasında, ekonomik değeri olmayan fik-
tif değerler varsa, bunların paraya çevrilmeleri söz ko-
nusu olmayacağından, bunlann özvarlık tutarmdan in-
dirilmesi gerekır.
Hisse senedinın tasfiye (likidasyon) değeri ise, çı-
karan şirketin variıklarının (aktifinin) belli bir süre için-
de paraya çevrilmesiyle sağlanacak nakit ginşinden tüm
borçlar ödendikten sonra kalan tutann çıkarılmış his-
se senedi sayısına bölünmesi yoluyla bulunan değer-
dir. Hisse senetlerinin tasfiye değennı defter değerin-
den farklı kılan en önemli etken, varlıkların pıyasa (sü-
rüm-rayiç) değerlerınin, bilançoda gösterılen değerle-
rinden farklı oluşudur.
işleyen Teşebbüs Değeri, ilgili şirketin faiz ve vergi-
den oncekı kâr tutarının belirlı bir kazanç (kapıtalizas-
yon) oranı ile varlık tutanna dönüştürülmesıyle (kapi-
talıze edılmesıyle) bulunacak toplam değerden ortak-
lığın tüm borçlan ındirildikten sonra kalan tutarın çıka-
rılmış hisse senedi sayısına bölünmesi yolu ile hesap-
lanır. Hisse senedinın gerçek değen, gelecekte yıllar
itibariyle sağlayacağı kazancın önceden belirlenmiş ıs-
konto oranı ile güncelleştirılmiş; başka bir deyişle bu-
güne indirgenmiş değeridir. Hısse senedinin gerçek de-
ğerini. çıkaran ortaklığın varlıkları, sermaye yapısı, kâr-
lılığı. dağıttığı kâr payları gibi değişkenler belirler.
Hısse senedinin almaşık (alternatif) gelir değeri ise.
ortaklık sermayesınin ortaklığın faaliyet alanı dışında
başka bir yatırım alanında değerlendirilmesı durumun-
da eldeedilecek almaşık (alternatif) gelırden bir hisse-
ye düşecek gelir tutarıdır.
Şirketin uğraşı alanında, varlıklarında, özkaynağın-
da, sermaye yapısında, kâr dağıtım politıkasmda, da-
ha genel bir deyışle reel etmenlerde bir değişiklik ol-
madığı halde hısse senetlerinin borsa fıyatlannda sü-
reklı ve büyük boyutlu değişmeler. borsada oluşan fi-
yatlann gerçek değerlerden ne denlı uzak olduğunu gös-
termektedır. Özellikle vurgunsal (spekülatıf) amaçlı
alımlann borsada aşırı bir şişkınlik yarattığı. hisse se-
netlerinin borsa fiyatlannın (rayicinin) gerçek değerle-
riyle ilişkisini kopardığı gözlenmektedir. Hısse senet-
lerinin fıyat/kazanç oranı ile borsa fiyatı/defter değen
oranının yüksek oluşu ve hızla yükselmesi, fıyatların şiş-
kinlıği konusunda lyı göstergeler oluşturmaktadır.
Yatınmcılar, spekülasyon güdüsü vetutkusu ile de-
ğil de, hisse senetlerinin gerçek değerlerini göz önün-
de tutarak hareket ettiklerinde, hisse senedi pazarla-
rı kararlılık kazanır, istenmeyen çöküşler, kayıplar ön-
lenir. Özellikle finansal pazarlarda aracılık yapan ku-
rumlann kredi kullanarak hisse senetleri portföyü tut-
malan son derecetehlikelıdir. Pıyasalarda başlayacak
bir panik, aracı kurumlarda zincirleme iflaslara yol aça-
bilır. Borsada yaşanan olaylaryatınmcılarıbilınçlendır-
diyse, bir yaran olmuş demektir.
ORÜŞ ProL Dr. EROL MANİSALI
Avrupa Birliği'nin Türkiye Politikası Nedir? (2)Ankara hem kendi pazarlık gücünü sıfıra
indırmiş hem de Türk kamuoyunda, kendi-
ni bu tek yanlı bağımhlığa angaje etmişti.
Brüksel ve Yunanistan bunu fırsat bildi ve
1994'ün sonlannda, Yunanistan'ın vetosu
geldi. Vetonun kalkması için de "üsfüne,
fazladan, birKıbnsödünüalınd". 'Ankara'nın,
Rum yönetiminın AB üyelığinin takvimle
bağlaması konusunda, vetonun kalkması
için ödün vermesi" sağlandı. (24 Şubat 1995
Briiksel, Başkanlık Bildirgesi, 6 Mart 1996
AB Bakanlar Konseyi Bildirgesi bunun ka-
nıtlandır).
1995'in şubat ayında, AB'nin Türkiye po-
litikası da Brüksel açısından netleşmiş ve şe-
killenmişti.
- Türkiye tam üye yapılmayacaktı.
- Tam üye yapılmadan, bir tam üye gibi
yükümlülük altınagirmeyi Türkiye kabullen-
mişti.
- imzalanacak 6 Mart belgesi, AB'ye, is-
tediği zaman, yükümlülüklenni rafa kaldırma
olanağı veriyordu (mali yardım ilk örneği ol-
du).
- AB, Türkiye ile ilişkilerinde, "nihaiama-
cına" ulaşmıştı. Türk pazan AB'ye tamamen
açılıyor. Türkiye AB dışı tüm dünya ile eko-
nomik ve ticari ilişkilerinde, 15'lerin politika
ve uygulamalarına uyma yükümlülüğü altı-
na sokuluyordu.
3) Gümrük Birtiği sonrasında
AB'nin Türkiye politikası
6 Mart 1995 belgesi, basit bir ortaklık kon-
seyi karan gibi görünmekle birlikte, ekono-
ınik ve siyasal sonuçları bakımından, cum-
huriyet döneminde, Lozan Antlaşması'ndan
sonra imzalanmış olan en önemli belgedır.
Zaten bu nedenle AB kural dışına çıkarak,
belgeyi aralık 1995'te AB Parlamentosu'na
da onaylatmıştır. AB tarihinde hiçbir ortak-
»k konseyi karan parlamentonun onayınasu-
lulmamıştır.
AB, 6 Mart belgesinin Türkiye tarafından
mzalanmasından sonra artık rahatlamıştı.
Belge 1.1.1996'da yürüriüğe giriyordu. AB
Komisyonu 9 Kasım 1996'da, Türkiye ile
ılişkiler konusunda bir rapor hazırladı ve bu
raporu AB Parlamentosu'na aralık 1996'da-
«oylama için sundu.Burapordada AB'nin
Türkiye politikasının ara çizgilerini görmek
mümkündür. Özetle,
- Gümrük Birliği belgesi, AB ekpnomisi-
ne büyük yararlar sağlayacaktır, Türkiye'ye
ihracat artacaktır,
- Tekstil gibi AB'nin duyarlı olduğu sek-
töfierde, AB'nin elinde, gerekli önlemler var-
cır. belge bu olanağı AB'ye vermektedir.
- Gümrük Birliği içine sokulmuş bir Tür-
kiye ile Kıbns uyuşmazlığı daha iyi çözülür.
Papordadikkati çeken bu hususlar, AB'nin
kazançlarını, 6 Mart belgesinin AB'ye. tek
yanlı uygulama yapma olanağı sağladığını,
Kıbns ve Ege konulannda, AB'nin ve Yuna-
rıstan'ın Türkiye üzerinde, tek yanlı baskı-
laryapma olanağının ortaya çıktığını, AB'nin
kendi kaleminden ortaya koymaktadır. (Kar-
(iak krizi sonrasında AB Parlamentosu'nun
aldıği bir kararda, Kardak'ın bir Yunan top-
rağı olduğu vurgulanarak, raporda belirtilen
Gümrük birliği sırasında çizilen pembe tablo Avrupa Birliği için geçerli olamadı.
hususlar, kademe kademe uygulanmaya
başlandı.)
Ekim 1996'daAB Komisyonu'nun yayım-
ladığı "Türkiye ile ilişkilerde gümrük birliği
uygulanmasından sonra ortaya çıkan fiili
gelişmelerdeğehendihlmekte ve ilişkilerde
AB'nin gümrük birliğinden beklediği so-
nuçlan almaya başladığı" yazılmaktadır.
6 Mart belgesinden sonra AB gelişme-
lerden memnundur ve ulaşmak istediği ni-
hai sonuca ulaşmıştır.
4) AB bugün Türkiye'yi nasıl algılıyor ve
Türkiye'ye ilişkin politikası nedir?
AB'nin Türkiye politikasının temel özel-
likleri şunlardır:
a) Türkiye AB için siyasal ve ekonomik
bakımlardan, bugün de büyük önem taşı-
maktadır. Çünkü
- AB ile ABD ve Japonya arasında dün-
yada ve bölgede, özellikle 1990 sonrasın-
da şiddetlenen ticari ve ekonomik bir so-
ğuk savaş dönemine girilmiştir. Bu müca-
delede AB, Türkiye'yi kendi yanında ve de-
netiminde tutmak istemektedir.
- Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar, dün-
yamızın en sorunlu üçgenini oluşturuyor ve
bu üçgen, AB'nin sınınndadır. AB Türkiye'yi
yanında ve denetiminde tutmakla, bu böl-
genin AB üzerindeki olumsuz etkılerini de
denetim altında tutma ve yönlendirme ola-
naklarına sahip olacaktır.
- Türkiye, Kafkasya ve Ortadoğu petrol
ve doğalgaz yataklarının ve üretiminin sını-
rında ve potansiyel geçiş alanları üzerinde
bulunuyor. AB'ye yakın ve işbirliği içinde bir
Türkiye, bu açıdan önem taşıyor.
- Bu üçgendeki politik gelişmeler ve ge-
lecekteki yeni oluşumlar, AB'nin stratejik
çıkarian ile doğrudan doğruyâ ilgilidir.
- AB Akdeniz'i "kendı etki ve denetim ala-
nı içinde" görmekte ve buna göre bir poli-
tika izlemektedir. Bu bölgenin büyük ölçek-
li ülkesi olan Türkiye, AB'nin Akdeniz poli-
tikası bakımından büyük önem taşımakta-
dır.
- Türkiye pazan, ticari ve ekonomik ola-
rak. "hem doğrudan doğruya, hem de böl-
gesel faaliyetler içindeki ağırlığı bakımından,
dolaylı olarak AB için büyük öneme sahip-
tir. AB ile yakın işbirliği içinde ve hatta AB
denetimi altındaki bir Türkiye, AB'nin böl-
gedeki etki alanını güvence altına alan bir
unsurdur."
- Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki kökten-
dinci gelişmeler. bu bölgelerdekı AB çıkar-
lannı zedeiemektedir. AB'ye yakın ve "faen-
zer" bir Türkiye'den Avrupa vazgeçemez.
- Ortadoğu'da yann önemi daha da ar-
tacak olan "su" kaynakları, büyük ölçüde.
Türkiye sınırları içinde bulunuyor. Bu so-
oında etkili olmak isteyen AB, Türkiye ile ya-
kın işbirliği yapmak zorundadır.
Bütün bu sayılan nedenler dolayısıyla
AB, Türkiye'yi dışlayamaz, kendi yanında ve
denetiminde tutmak ister. Ancak bütün bu
öğeler, AB'nin Türkiye'yi, ileride tam üye
yapacağı sonucunu doğurmuyor. Çünkü
Türkiye'nin tam üye yapılması, AB'ye ola-
ğanüstü politik, ekonomik, sosyal ve kültü-
rel bir bedel yüklüyor. Üstelik bu bedel, 20-
30 yıl sonra azalmıyor. aksine artıyor.
b)Türkiye'nin tam üye yapılmasının AB'ye
getireceği bedel
- Türkiye AB'ye oranla, göreceli olarak,
ekonomik ve siyasal sorunlan çok fazla olan.
büyük ölçekli bir ulkedır. Tam üye yapıldığı
zaman bütün bu sorunlar AB içine taşınmış
olacaktır. Zaten genişleme sürecinin büyük
ekonomik ve sosyal sorunları ile önümüz-
deki 20 yıl içinde karşı karşıya bulunan AB,
bir de büyük ölçekli Türkiye'nin sorunlarını.
ıç bunyesine taşımak istememektedir.
- AB. kendi içindeki büyük sorunlara ve
anlaşmazlıklara rağmen, yavaş da olsa "ge-
leceğin konfederal (veya federal) Avrupa
devletini" kurma yolunda ilerlemektedir.
Türkiye tam üye yapılırsa. bu Avrupa dev-
leti içinde, birkaç büyük ülke arasında yer
alacak ve Avrupa'nın yönetiminde ön pla-
na geçecektir. AB'nin mevcut siyasal, hu-
kuki ve ekonomik sistemi ve mekanizma-
lan. bunu zorunlu kılıyor. AB. geleceğin Av-
rupa devletinde, "Türkiye'yı, yöneten büyük
ülkelerden birisi olarak kabullenmediği ve
kabullenemeyeceği için" tam üye yapama-
maktadır. Aynca AB sistemi içinde, temsi-
lın, nüfusa göre olduğunu da göz önüne
alırsak, tam üye olmuş bir Türkiye, örneğin
20 yıl sonra AB Parlamentosu'nda en faz-
la mılletvekiline sahip olan. ekonomik ve
sosyal yönetim birimlerinde en fazla üst dü-
zey yöneticisi bulunan bir ülke durumuna
gelir (AB hukukuna göre böyle olmak zorun-
dadır.) Bu ise AB için hayal dahi edileme-
yecek bir durumdur.
- Tam üyeler için önünde sonunda, işgü-
cü dolaşımı serbesttir, böyle olmak zorun-
dadır. Hele konfederal (veya federal) birdev-
let içinde. ileride. bunu kımse önleyemez.
ileride 100 milyon nüfus sınırına dayanmış
bir Türkiye düşünelim, dolaşım serbestlıği
içinde, herhalde 20,30, belki de 40 mılyon-
luk bir Türk nüfusun AB içinde serbest do-
laşımı gibi bir durum ortaya çıkar. Bu da
AB'nin Türkiye tarafından ışgali olarak ta-
nımlanmaktadır.
- Türkiye tam üye yapılırsa, mevcut AB
sistemine göre, az gelişmiş yörelere ve eko-
nomılere yardım fonundan, Türkiye'ye 5-6
yıl içinde 80-90 milyar dolar yardım yapıl-
ması gerekır. Bu ise AB'nin, kesinlikle kal-
dıramayacağı bir yüktür.
- Yazsak da yazmasak da AB Türkiye'yi
"kültürel ve dini kımlik olarak" kendi dışın-
da görmektedir. Bu faktör de AB'de. siya-
silerin. kendi halklarına açıklayamayacak-
ları, kabul ettiremeyecekleri bir gerçektir.
AB, üstelik kendi dışında kabul ettiği ülke-
lere karşı, son yıllar içinde, eskiye oranla, da-
ha da kapanmaya başlamıştır. AB ile dış
dünya arasındaki refah farkının büyümesi ve
yeni bazı eğilımler, bu kapanma ve "tecrit"
uygulama politikalannı şiddetiendirmekte-
dir.
Bu değişme ve gelişmeler, Türkiye'nin AB
üyelığini, daha da imkânsız bir duruma ge-
tirmektedir. AB'nin Türkiye politikasında,
"Türkiye 'yi farklı kültürel kimlik ve din "ola-
rak, Avrupa dışında algılamanın. önemli bir
öğe olduğu gerçeğini kabul etmemiz gere-
kiyor.
c) AB'ye göre Türkiye AB'nin neresinde!
SÜRECEK
Tüketici Kösesi
ı Cumtıuriy&t Gazelesi
ı TurkocaOı Cad. 39/4 1
j Cağaloğlu/ISTANBUL
I TEL 512 OS O5
j FAX 51-4 O7 51
U
zun tartışmalardan sonra, 15 Ocak
1997 tarihinde kabul edilen yeni pro-
mosyon yasasının, "kültürel ürünler"
dışında promosyon verilmesı yasağına
karşın, promosyon gazetecıliğine devam
eden basın kuruluşlarının. aldattığı tüke-
ticilerin sayısı anlaşılan sanıldığından çok
daha fazla. Topladığı kuponlar karşılığın-
davaat edilen ürünü
alamayan bir tüketi-
ci daha köşemıze
başvurdu. Vaat et-
tikleri ürünleri ver-
memelerinden dola-
yıhaklarında3bının
üzerinde tüketici da-
vasının sürdüğü ku-
ruluşların promos-
yona devam etmesi,
promosyonzedele-
rinsayısınındahada
artacağının bir göstergesi. Halen, tabak,
televizyon. müzek seti ve buzdolabı gibi
ürünler vermeye devam eden basın ku-
ruluşlanndan kimı yanlış adres göstererek
kimi de günlük promosyona yönelerek
yasayı delıyor.
Henüz yasal yoldan hakkını aramaya
başlamayan okurumuz Sedat inan, Sa-
bah Gazetesi'nin, taahhüt ettiği Laptop Bil-
Promosyon
yasağını kimse
dinlemiyop
gisayar için kupon biriktıren, ancak bilgi-
sayarı bir türiü alamayan promosyonze-
delerden. Okurumuz, mektubunda son ku-
pon tarıhinin 9 şubat olduğunu belırte-
rek, gazete yetkililerinın o günden bu ya-
na kendisinı oyaladığını anlatmış. Önce-
leri yetkililerden aldıği yanıtların, "rnalla-
nn gümrükte olduğu, kısa sürede teslim
edileceği" olduğunu
söyleyen okurumuz,
daha sonra telefonun
sıkçayüzünekapan-
dığını ya da telefon-
laracevapverilmedi-
ğini söylüyor. inan,
oyalama taktıği üze-
rine, aynı gazetenın
ve promosyon gaze-
teciliği yapan diğer
gazetelerin tüketici
köşeleri ıleyazarları-
na başvurmasına karşın yanıt alamamış.
Biz de gazetenin olayla ilgili bir yetkilı-
sine ulaşamadık. Promosyonla ilgili veri-
len telefonlara yanıt verilmediğini görün-
ce, okurumuza diğer promosyonzedeler
gibi yasal yoldan hakkını aramasını ve
promosyondan katmerli kazanç sağla-
yan gazetelere bir daha kanmamasını
önerdik. •
Teslim edilmeyen ayakkabılar
I
stanbul'dan arayan Mehmet Bakır
adındaki okurumuz, personel kıyafet-
lerı satan Işmont firmasından 3 Ekım
1997 tarihinde, bir hafta sonra teslim edi-
leceği söylenen üç ayakkabı satın aldığı-
nı, bunlann parasını söz konusu tarihte pe-
şin ödediği halde ayakkabıların halen tes-
lim edilmediğini söylüyor. Okurumuz Ba-
kır, firmayı aradığında, süreklı ileri bir ta-
rıhte verileceğı yanıtını aldığını dile getırı-
yor. Bir ay süren oyalama sonucunda fır-
manm "sözünde durmadığını" fark eden
Bakır, bunun üzerıne bizi aramış.
Okurumuzun başvurusu üzerine ara-
dığımızişmontfirmasınınyetkililen, Meh-
met Bakır'ın satın aldıği ayakkabıların is-
tenen numaralan kalmadığını, bu neden-
le özel sipariş verdiklerini söylediler. Sipa-
rişin zamanında bitmemesınin ve ayakka-
bıların müşterilerine taahhüt ettikleri za-
manda verilememesinin gerekçesıni de,
"sezonun yoğunluğu" diye gösteren yet-
kililer, yann ayakkabıların mutlaka teslim
edileceğinı vurguladılar. •
Şeker
hastaları
için
kampanya
sürüyor
D
iABEJ ve Beslenme Derneği ile Tüketiciyi Koruma Derne-
ği (TÜKODER), şeker hastalannın uluslararası belgelerde
tanımlanmış haklarına dayanarak, hastalar için kampan-
ya başlattı. Türkiye'deki yaklaşık 1 milyon 500 bin şeker has-
tasının yaşama hakkının kısıtlandığını belirten dernekler. has-
talann şekerterini kendi kendilerine ölçmeleri için gerekli cihaz-
lann devlet tarafından verilmesini saglamayı amaçlıyor. Geç-
tiğimiz günlerde, "Şeker hastası hakktnı istiyor" başlığı altın-
da düzenlenen panelden sonra, şeker hastalarının haklannı ve
isteklerini içeren bir metin halkın imzasına açıldı. •