29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 EKİM 1997CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Hazine TÜFEX'e döndü ANKARA (Cumhuıi- yet Bürosu) - Hükümetin mali daralma öngören po- litıkaları doğrultusunda önemli değişikliklere gi- den Hazine Müsteşarlığı. uzun aradan sonra ılk de- fa 25 Kasım'da enflasyo- na endeksli (TCFEX) tah- vil ihalesi açacak. Hazine Müsteşarlı- ğı'ndan yapılan açıklama- da, 26 Kasım valör tarihlı TÜFEX'liihaledellOile 160 trilyon lira arasında tahvıl satılması planlandı- ğı bıldirildi. Hazine'nin dünkü açık- lamasında. 19 valör tarih- lı \e 4 Hazıran 1998 geri ödeme tarihli tahvil ihale- siylede2l0ile 260 trilyon lira arasında borçlanmaya gidileceği kaydedildi. 'Borsa yükselecek' Ekonomi Servisi - Salo- mon Brothers Yatınm Da- nışmanlık Şirketi. Türk menkul kıymet piyasalan- na ilişkin değerlendirme- sinde borsadaki düşüşün sürmesini beklemedikleri- ni \ e bugün piyasanın açı- lışıyla bir toparlanma ola- cağını öne sürdü. Salomon Brothers. 9 aylık bilanço- larda güçlü performans açıklayan şırket hisseleri- nin endeksi olumlu etkile- yeceğini ileri sürdü. KISA KISA • YUNANİSTAN Sanayı, Çevre ve Geliştirme Bakanlığı temsilcileri. bankacılar ve sanayicileri kapsayan 20 kişılik bir heyet. dün Tuzla'daki Organıze Den Sanayı Bölgesi'ni gezerek, bölge ve sanayi hakkında bilgi aldılar. • RUSYA. Karadeniz'in altından geçecek olan doğalgaz bonı hattının inşaabna gelecek yıl başlanacağını açıkladı. Rusya Gazprom fîrması sözcüsü, Türkiye'ye 16 mihon metreküp doğalgaz pompalayacak boru hattının. 2000 yüında tamamlanacağını açıkladL Japonya'da Mitsubishi'den sonra Toshiba da mafya ile ilişkisini doğruladı Mafya üe iş dünyası iç içeEkonomi Servisi -Japonya'da. iş dün- yası-mafya ilişkisı sürüyor. Japon Nik- ko Securities şirketinın üç yetkilisi, maf- ya ile ılişkileri iddiasıyla tutuklandı. Dünyanın önde gelen şirketlerinden Tos- hiba ise mafya ile ilişkisini doğruladı. AFP'ye göre, Nikko Securities şirke- tinin başkan yardımcılığı görevinde bu- lunan Masao YukL Yumio Hiraishi \e fırmanm eski yöneticisi olan Noboru Fukuda. mafyaya yasadışı ödeme yap- tıklan şüphesiyle dün Tokyo polisi tara- fındantutukladı. Üç yöneticinin. 1995"te mafya içinde yer alan ve tehditle para sız- dıran R>iıichi Koike'ye 1 P milyon do- lar yasadışı ödeme yaptıklan öne sürül- dü. Geçen hafta da şirketin iki eski yö- neticısı aynı suçtan tutuklanmışlardı. Daha önce Japonya'nın önde gelen dört bü)ük menkiıl kıymetler şirketinin bazı yöneticıleri de Ryuichi Koike ile iş yaptıklan iddiasıyla tutuklanmıştı. Ko- ike"nın Japonya'da yasadışı faaliyet gös- teren Sokaiya adlı mafya örgütünün bir üyesi olduğu biliniyor. Tokyo polisi, Japonya'da iş dünyası- Sokaiya nedir? Sokaiya. Japoncada hissedarlar bırliği an- lamına gelen "sokaTkelimesinden geliyor. 100 yıllık geçmişı olan Sokaiya. büyük firmalann hisselerini aldıktan sonra, fir- malan tehdit edıp açıktan para alıyor. Ör- güt, hısselenne sahıp olduklan firmalann kararmekanizmalannı tıkıyor. Sokaiya'nın. büyük şirketlenn hisselerini aldıktan son- ra şirket hakkındaki gizli bilgileri açıkla- mak tehdidinde bulunarak para sızdırdığı biliniyor. Sokaiya'nın ilişkide bulunduğu firmalar arasında Mitsubishi Motors. Tos- hiba, Nıkko Securities. Hitachi gibi büyük firmalar bulunuyor. nın mafya ile olan ilişkilerini başka olay- larla da daha önce açığa çıkarmıştı. 80'li yıllann sonundan beri Japonya'nın ikin- ci büyük elektrikli alet üreticisi Toshi- ba'nın da Sokaiya'ya. TeruboTeiadlı bir mafya üyesiyle her yıl yüz binlerce yen ödediği ortaya çıktı. Terubo Tei geçen haf- ta polis tarafından tutuklanmıştı. Toshiba, çarşamba günü bazı yöneti- cılerinin Tokyo Metropolitan Polıs Mer- kezi'nde sorgulanmasından sonra. şirket içı yolsuzluk araştırması başlattığını açıkladı. Şirket sözcülüğü, 1980'lerin sonundan itibaren. Sokaiya ve Toshiba arasında bazı kayıt dışı ödemelerin ya- pıldığını doğruladı. Bu arada Sokaiya üyesi Tei, polise ver- dıği ifadede. Mitsubishi ve Toshiba fîr- malanna, yasal olmayan ödemeleri ak- lamak ıçin karşılık olarak kansının sa- hibi olduğu. Tokyo"da bulunan bir yaz- lık evi gösterdiğini itiraf etti. Mitsubis- hi Motors, Tei yoluyla Sokaiya'ya 23.5 milyon yen (35.2 milyar TL) ödeme yap- tığını açıkladı. Mitsubishi Motors ge- çen haftakı tutuklamalardan sonra yöne- ticilerinden bazılannın istifa etmeyi dü- şündüğünü belirttı. Lzmanlar, Japon firmalannın Soka- iya'nın tehditleri karşısındaduramadık- lannı belirtiyor. Japon yetkıliler, Japon- ya'nın dış pazarlardaki itibannı zedele- yen bir etken olduğu belirtilen Soka- iya'ya karşı Japon firmalannın anlaş- malan reddetmeyip adalete başvurma- malannın durumu bu noktaya getirdıği- ni söylüyorlar. Japonya Maliye Bakan Yardımcısı Takeshi Komura. söyleyebilecek hiçbir sözünün olmadığını söyledi. Komura aynca, Japon firmalannın piyasanın te- mel kurallan içinde hareket etmelerinin gerektiğıni belirtti. YORUM OZTIN AKGUÇ Bulgaristan 28 Türk firmasına uyuşturucu takibi SOFYA (AA) - Asya-Avrupa uyuşturucu kaçakçılığı trafiğinin önemli merkezlerinden biri olarak bilinen Bulgaristan"da paravan olarak kurulan toplam 28 Türk şirketinin uyuşturucu kaçakçılığı ile uğraştığı bildirildi. Bulgaristan İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri General Bojidar Popov, söz konusu 28 Türk şirketinin yanısıra ülkede uyuşturucu kuryeliğı yaptığı belırlenen toplam 1050 Türk vatandaşının da yakın takibe alındığmı açıkladı. Popov. Bulgaristan'da uyuşturucu işine kanşan yabancılar arasında Türklerin sayı olarak ilk sırada yer aldığını kaydetti. General Popov. aynca 116 Bulgar ve 6 Makedon şirketinin aynı şekilde uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı şebekeleriyle bağlantılan olduğunun tespit edildiğini bildirdi. İçişleri Bakanlığf nın uyuşturucu kaçakçılığına karşı resmen savaş başlattığını söyleyen Popov. ülke genelinde ve stnır kapılannda operasyonlann aralıksız olarak sürdürüleceğini söyledi. Bulgaristan da bu yılın 9 aylık döneminde. geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 71 oranında daha fazla uyuşturucu ele geçirildi. Uyuşturucu kaçakçılığı olaylanyla ilgili olarak aralannda Türk vatandaşlannın da bulunduğu 100'den fazla kişi tutuklandı. Fınncılar 250 gramlık ekmeği 40 bin liradan satmak için bugün pazarlık masasına oturuyor Fırıncılar yeni zam hazırhihndaFATMAKOŞAR Hükümete destek vermek ama- cıyla, yaklaşık bir ay önce ekmeğe 5 bin lira zam isteminden vazgeçen fınncılar. yeni fıyat hazırlığına baş- ladı. Fınncılar bugün, 225 gramlık ekmeğın ağırlığıru 250 grama çıka- rarak. 40 bin liradan satmak için Esnaf ve Sanatkârlar Birliği ile pa- zarlığa oturacak. 250 gramın altında ekmek üreti- minin yasaklandığı yönetmeliğin, gelecek yıl uygulanmaya başlana- cağını göz önüne alan fınncılar, uy- gulamayı şimdiden başlâtmayı ve 10 bin lira zam yapmayı planlıyorlar. Esnaf ve Sanatkârlar Birliği'nde görüşülecek zam karan, en geç on gün sonra uygulanmaya başlana- cak. 4 Ağustos'ta 225 gramlık ek- meğe 5 bin lira zam yapan fınncı- lar, şimdiki zamma gerekçe olarak Refahlı belediyelerin tutumu yü- zünden haksız rekabetle karşı kar- şıya kaldıklan iddismda bulunu- yorlar. Istanbul Fınncılar Odası Başka- nı Fahri Özer, ekmeğin bütün gir- dilerinin artmasına karşın fınncı- lann zam yapmamak için direndi- ğini belirtti. Mayaya yüzde 34 zam yapıldığını belirten Özer. korsan fı- rınlann fıyat rekabetine gırmesi ka- dar. Halk Ekmek'te oynanan oyun- lann da kendilerini £Üç durumda bıraktıgmı söyledi. Ozer. "Rüşve- tin ispanyapılamadıöıgibi biz de bun- lan ispat edemi\oruz" dedı. Refah'ın ucuz ekmek oyunu Fmncılar, ekmegin gerek grama- jında gerek fiyatmda yaşanan kar- maşanın, denetim boşlugundan kay- naklandığını behitirken. Refahlı be- lediyelerin de haksız fiyat rekabe- cılar Kooperatifi tinin oluşmasında büyük rolü oldu- ğunu vurguladı. " Ucuz ekmek saö- yor" imajını yaratmak amacıyla, Halk Ekmek'i olduğu gibi bazı bü- yük fınncılan da desteklediklen be- lirtilen Refahlı beledıyelenn. yan- daşı olan fınncılara usulsüz yollar- dan arsa tahsis ettiği. kuruluş aşa- masında maddi yardımda bulundu- ğu ifade edildi. Haksız rekabete yol açan bu uy- gulamanın. Sultanbeyli. Pendi'k. Tuzla ve Samandıra gibi yerlerde gö- rüldüâünü belirten Üsküdar Fınn- Kooperatifi Başkanı Ahmet Sanhan, "Bu ovıınlann karşısında rekabetgiicümüzkalnuyor. Beledi- yenin kendi ödediği vergiden ne ka- dar harcadığını bilmiyor. Bu nrın- lar, belediyenin adını kullanıyor, sa- üşını istediği jerde vapıyor" dedi. Sanhan, bu fırınların zarar et- mekten korkmadığını söyleyerek "Befcdiye, 'Zarar edersen başka iha- lelerle telafi ederim' garantisini ve- riyor" diye konuştu. Esnaf ve Sanatkârlar Birliği Baş- kanı Suat Yalkın da. zam karannın, on gün içinde çıkacağını söyledi. Hisse Senetlerinin Değeri ve Borsa Hısse (pay) senetleri, çıkaran şirkete ortaklık hakkı verdığinden, ilgili şirketın değerıne bağlı olarak gerçek bir değeri vardır. Bu deger hisse senedinın üstünde ya- zılı, itibari ya da nominal olarak nitelendirılen değer- den farklıdır. Hisse senetlerinin defter değeri. tasfiye değeri, işleyen teşebbüs değeri, gerçek değen, alma- şık (atternatif) gelır değeri gibi değerlerden söz edile- bılır. Hisse senetlerine yatınm yapacak kişilerin temel bilgilere sahip olmalan, argo bir deyışle aldıkları tüyo- yo göre hareket etmelen, hem kendı yatırımlarının ge- leceğı dolayısıyla sağlayacaklan getiri hem de menkul kıymetler borsalarının kararlılığı açısından önem taşı- maktadır. Hisse senedinin defter değeri. söz konusu senedi çıkarmış anonım ortaklığın özvarlığının dolaşım- daki hisse sayısına bölünmesi yolu ile hesaplanan de- ğeridir. Defter değeri bulunurken ilgili anonim ortakiı- ğın varlıkları arasında, ekonomik değeri olmayan fik- tif değerler varsa, bunların paraya çevrilmeleri söz ko- nusu olmayacağından, bunlann özvarlık tutarmdan in- dirilmesi gerekır. Hisse senedinın tasfiye (likidasyon) değeri ise, çı- karan şirketin variıklarının (aktifinin) belli bir süre için- de paraya çevrilmesiyle sağlanacak nakit ginşinden tüm borçlar ödendikten sonra kalan tutann çıkarılmış his- se senedi sayısına bölünmesi yoluyla bulunan değer- dir. Hisse senetlerinin tasfiye değennı defter değerin- den farklı kılan en önemli etken, varlıkların pıyasa (sü- rüm-rayiç) değerlerınin, bilançoda gösterılen değerle- rinden farklı oluşudur. işleyen Teşebbüs Değeri, ilgili şirketin faiz ve vergi- den oncekı kâr tutarının belirlı bir kazanç (kapıtalizas- yon) oranı ile varlık tutanna dönüştürülmesıyle (kapi- talıze edılmesıyle) bulunacak toplam değerden ortak- lığın tüm borçlan ındirildikten sonra kalan tutarın çıka- rılmış hisse senedi sayısına bölünmesi yolu ile hesap- lanır. Hisse senedinın gerçek değen, gelecekte yıllar itibariyle sağlayacağı kazancın önceden belirlenmiş ıs- konto oranı ile güncelleştirılmiş; başka bir deyişle bu- güne indirgenmiş değeridir. Hısse senedinin gerçek de- ğerini. çıkaran ortaklığın varlıkları, sermaye yapısı, kâr- lılığı. dağıttığı kâr payları gibi değişkenler belirler. Hısse senedinin almaşık (alternatif) gelir değeri ise. ortaklık sermayesınin ortaklığın faaliyet alanı dışında başka bir yatırım alanında değerlendirilmesı durumun- da eldeedilecek almaşık (alternatif) gelırden bir hisse- ye düşecek gelir tutarıdır. Şirketin uğraşı alanında, varlıklarında, özkaynağın- da, sermaye yapısında, kâr dağıtım politıkasmda, da- ha genel bir deyışle reel etmenlerde bir değişiklik ol- madığı halde hısse senetlerinin borsa fıyatlannda sü- reklı ve büyük boyutlu değişmeler. borsada oluşan fi- yatlann gerçek değerlerden ne denlı uzak olduğunu gös- termektedır. Özellikle vurgunsal (spekülatıf) amaçlı alımlann borsada aşırı bir şişkınlik yarattığı. hisse se- netlerinin borsa fiyatlannın (rayicinin) gerçek değerle- riyle ilişkisini kopardığı gözlenmektedir. Hısse senet- lerinin fıyat/kazanç oranı ile borsa fiyatı/defter değen oranının yüksek oluşu ve hızla yükselmesi, fıyatların şiş- kinlıği konusunda lyı göstergeler oluşturmaktadır. Yatınmcılar, spekülasyon güdüsü vetutkusu ile de- ğil de, hisse senetlerinin gerçek değerlerini göz önün- de tutarak hareket ettiklerinde, hisse senedi pazarla- rı kararlılık kazanır, istenmeyen çöküşler, kayıplar ön- lenir. Özellikle finansal pazarlarda aracılık yapan ku- rumlann kredi kullanarak hisse senetleri portföyü tut- malan son derecetehlikelıdir. Pıyasalarda başlayacak bir panik, aracı kurumlarda zincirleme iflaslara yol aça- bilır. Borsada yaşanan olaylaryatınmcılarıbilınçlendır- diyse, bir yaran olmuş demektir. ORÜŞ ProL Dr. EROL MANİSALI Avrupa Birliği'nin Türkiye Politikası Nedir? (2)Ankara hem kendi pazarlık gücünü sıfıra indırmiş hem de Türk kamuoyunda, kendi- ni bu tek yanlı bağımhlığa angaje etmişti. Brüksel ve Yunanistan bunu fırsat bildi ve 1994'ün sonlannda, Yunanistan'ın vetosu geldi. Vetonun kalkması için de "üsfüne, fazladan, birKıbnsödünüalınd". 'Ankara'nın, Rum yönetiminın AB üyelığinin takvimle bağlaması konusunda, vetonun kalkması için ödün vermesi" sağlandı. (24 Şubat 1995 Briiksel, Başkanlık Bildirgesi, 6 Mart 1996 AB Bakanlar Konseyi Bildirgesi bunun ka- nıtlandır). 1995'in şubat ayında, AB'nin Türkiye po- litikası da Brüksel açısından netleşmiş ve şe- killenmişti. - Türkiye tam üye yapılmayacaktı. - Tam üye yapılmadan, bir tam üye gibi yükümlülük altınagirmeyi Türkiye kabullen- mişti. - imzalanacak 6 Mart belgesi, AB'ye, is- tediği zaman, yükümlülüklenni rafa kaldırma olanağı veriyordu (mali yardım ilk örneği ol- du). - AB, Türkiye ile ilişkilerinde, "nihaiama- cına" ulaşmıştı. Türk pazan AB'ye tamamen açılıyor. Türkiye AB dışı tüm dünya ile eko- nomik ve ticari ilişkilerinde, 15'lerin politika ve uygulamalarına uyma yükümlülüğü altı- na sokuluyordu. 3) Gümrük Birtiği sonrasında AB'nin Türkiye politikası 6 Mart 1995 belgesi, basit bir ortaklık kon- seyi karan gibi görünmekle birlikte, ekono- ınik ve siyasal sonuçları bakımından, cum- huriyet döneminde, Lozan Antlaşması'ndan sonra imzalanmış olan en önemli belgedır. Zaten bu nedenle AB kural dışına çıkarak, belgeyi aralık 1995'te AB Parlamentosu'na da onaylatmıştır. AB tarihinde hiçbir ortak- »k konseyi karan parlamentonun onayınasu- lulmamıştır. AB, 6 Mart belgesinin Türkiye tarafından mzalanmasından sonra artık rahatlamıştı. Belge 1.1.1996'da yürüriüğe giriyordu. AB Komisyonu 9 Kasım 1996'da, Türkiye ile ılişkiler konusunda bir rapor hazırladı ve bu raporu AB Parlamentosu'na aralık 1996'da- «oylama için sundu.Burapordada AB'nin Türkiye politikasının ara çizgilerini görmek mümkündür. Özetle, - Gümrük Birliği belgesi, AB ekpnomisi- ne büyük yararlar sağlayacaktır, Türkiye'ye ihracat artacaktır, - Tekstil gibi AB'nin duyarlı olduğu sek- töfierde, AB'nin elinde, gerekli önlemler var- cır. belge bu olanağı AB'ye vermektedir. - Gümrük Birliği içine sokulmuş bir Tür- kiye ile Kıbns uyuşmazlığı daha iyi çözülür. Papordadikkati çeken bu hususlar, AB'nin kazançlarını, 6 Mart belgesinin AB'ye. tek yanlı uygulama yapma olanağı sağladığını, Kıbns ve Ege konulannda, AB'nin ve Yuna- rıstan'ın Türkiye üzerinde, tek yanlı baskı- laryapma olanağının ortaya çıktığını, AB'nin kendi kaleminden ortaya koymaktadır. (Kar- (iak krizi sonrasında AB Parlamentosu'nun aldıği bir kararda, Kardak'ın bir Yunan top- rağı olduğu vurgulanarak, raporda belirtilen Gümrük birliği sırasında çizilen pembe tablo Avrupa Birliği için geçerli olamadı. hususlar, kademe kademe uygulanmaya başlandı.) Ekim 1996'daAB Komisyonu'nun yayım- ladığı "Türkiye ile ilişkilerde gümrük birliği uygulanmasından sonra ortaya çıkan fiili gelişmelerdeğehendihlmekte ve ilişkilerde AB'nin gümrük birliğinden beklediği so- nuçlan almaya başladığı" yazılmaktadır. 6 Mart belgesinden sonra AB gelişme- lerden memnundur ve ulaşmak istediği ni- hai sonuca ulaşmıştır. 4) AB bugün Türkiye'yi nasıl algılıyor ve Türkiye'ye ilişkin politikası nedir? AB'nin Türkiye politikasının temel özel- likleri şunlardır: a) Türkiye AB için siyasal ve ekonomik bakımlardan, bugün de büyük önem taşı- maktadır. Çünkü - AB ile ABD ve Japonya arasında dün- yada ve bölgede, özellikle 1990 sonrasın- da şiddetlenen ticari ve ekonomik bir so- ğuk savaş dönemine girilmiştir. Bu müca- delede AB, Türkiye'yi kendi yanında ve de- netiminde tutmak istemektedir. - Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar, dün- yamızın en sorunlu üçgenini oluşturuyor ve bu üçgen, AB'nin sınınndadır. AB Türkiye'yi yanında ve denetiminde tutmakla, bu böl- genin AB üzerindeki olumsuz etkılerini de denetim altında tutma ve yönlendirme ola- naklarına sahip olacaktır. - Türkiye, Kafkasya ve Ortadoğu petrol ve doğalgaz yataklarının ve üretiminin sını- rında ve potansiyel geçiş alanları üzerinde bulunuyor. AB'ye yakın ve işbirliği içinde bir Türkiye, bu açıdan önem taşıyor. - Bu üçgendeki politik gelişmeler ve ge- lecekteki yeni oluşumlar, AB'nin stratejik çıkarian ile doğrudan doğruyâ ilgilidir. - AB Akdeniz'i "kendı etki ve denetim ala- nı içinde" görmekte ve buna göre bir poli- tika izlemektedir. Bu bölgenin büyük ölçek- li ülkesi olan Türkiye, AB'nin Akdeniz poli- tikası bakımından büyük önem taşımakta- dır. - Türkiye pazan, ticari ve ekonomik ola- rak. "hem doğrudan doğruya, hem de böl- gesel faaliyetler içindeki ağırlığı bakımından, dolaylı olarak AB için büyük öneme sahip- tir. AB ile yakın işbirliği içinde ve hatta AB denetimi altındaki bir Türkiye, AB'nin böl- gedeki etki alanını güvence altına alan bir unsurdur." - Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki kökten- dinci gelişmeler. bu bölgelerdekı AB çıkar- lannı zedeiemektedir. AB'ye yakın ve "faen- zer" bir Türkiye'den Avrupa vazgeçemez. - Ortadoğu'da yann önemi daha da ar- tacak olan "su" kaynakları, büyük ölçüde. Türkiye sınırları içinde bulunuyor. Bu so- oında etkili olmak isteyen AB, Türkiye ile ya- kın işbirliği yapmak zorundadır. Bütün bu sayılan nedenler dolayısıyla AB, Türkiye'yi dışlayamaz, kendi yanında ve denetiminde tutmak ister. Ancak bütün bu öğeler, AB'nin Türkiye'yi, ileride tam üye yapacağı sonucunu doğurmuyor. Çünkü Türkiye'nin tam üye yapılması, AB'ye ola- ğanüstü politik, ekonomik, sosyal ve kültü- rel bir bedel yüklüyor. Üstelik bu bedel, 20- 30 yıl sonra azalmıyor. aksine artıyor. b)Türkiye'nin tam üye yapılmasının AB'ye getireceği bedel - Türkiye AB'ye oranla, göreceli olarak, ekonomik ve siyasal sorunlan çok fazla olan. büyük ölçekli bir ulkedır. Tam üye yapıldığı zaman bütün bu sorunlar AB içine taşınmış olacaktır. Zaten genişleme sürecinin büyük ekonomik ve sosyal sorunları ile önümüz- deki 20 yıl içinde karşı karşıya bulunan AB, bir de büyük ölçekli Türkiye'nin sorunlarını. ıç bunyesine taşımak istememektedir. - AB. kendi içindeki büyük sorunlara ve anlaşmazlıklara rağmen, yavaş da olsa "ge- leceğin konfederal (veya federal) Avrupa devletini" kurma yolunda ilerlemektedir. Türkiye tam üye yapılırsa. bu Avrupa dev- leti içinde, birkaç büyük ülke arasında yer alacak ve Avrupa'nın yönetiminde ön pla- na geçecektir. AB'nin mevcut siyasal, hu- kuki ve ekonomik sistemi ve mekanizma- lan. bunu zorunlu kılıyor. AB. geleceğin Av- rupa devletinde, "Türkiye'yı, yöneten büyük ülkelerden birisi olarak kabullenmediği ve kabullenemeyeceği için" tam üye yapama- maktadır. Aynca AB sistemi içinde, temsi- lın, nüfusa göre olduğunu da göz önüne alırsak, tam üye olmuş bir Türkiye, örneğin 20 yıl sonra AB Parlamentosu'nda en faz- la mılletvekiline sahip olan. ekonomik ve sosyal yönetim birimlerinde en fazla üst dü- zey yöneticisi bulunan bir ülke durumuna gelir (AB hukukuna göre böyle olmak zorun- dadır.) Bu ise AB için hayal dahi edileme- yecek bir durumdur. - Tam üyeler için önünde sonunda, işgü- cü dolaşımı serbesttir, böyle olmak zorun- dadır. Hele konfederal (veya federal) birdev- let içinde. ileride. bunu kımse önleyemez. ileride 100 milyon nüfus sınırına dayanmış bir Türkiye düşünelim, dolaşım serbestlıği içinde, herhalde 20,30, belki de 40 mılyon- luk bir Türk nüfusun AB içinde serbest do- laşımı gibi bir durum ortaya çıkar. Bu da AB'nin Türkiye tarafından ışgali olarak ta- nımlanmaktadır. - Türkiye tam üye yapılırsa, mevcut AB sistemine göre, az gelişmiş yörelere ve eko- nomılere yardım fonundan, Türkiye'ye 5-6 yıl içinde 80-90 milyar dolar yardım yapıl- ması gerekır. Bu ise AB'nin, kesinlikle kal- dıramayacağı bir yüktür. - Yazsak da yazmasak da AB Türkiye'yi "kültürel ve dini kımlik olarak" kendi dışın- da görmektedir. Bu faktör de AB'de. siya- silerin. kendi halklarına açıklayamayacak- ları, kabul ettiremeyecekleri bir gerçektir. AB, üstelik kendi dışında kabul ettiği ülke- lere karşı, son yıllar içinde, eskiye oranla, da- ha da kapanmaya başlamıştır. AB ile dış dünya arasındaki refah farkının büyümesi ve yeni bazı eğilımler, bu kapanma ve "tecrit" uygulama politikalannı şiddetiendirmekte- dir. Bu değişme ve gelişmeler, Türkiye'nin AB üyelığini, daha da imkânsız bir duruma ge- tirmektedir. AB'nin Türkiye politikasında, "Türkiye 'yi farklı kültürel kimlik ve din "ola- rak, Avrupa dışında algılamanın. önemli bir öğe olduğu gerçeğini kabul etmemiz gere- kiyor. c) AB'ye göre Türkiye AB'nin neresinde! SÜRECEK Tüketici Kösesi ı Cumtıuriy&t Gazelesi ı TurkocaOı Cad. 39/4 1 j Cağaloğlu/ISTANBUL I TEL 512 OS O5 j FAX 51-4 O7 51 U zun tartışmalardan sonra, 15 Ocak 1997 tarihinde kabul edilen yeni pro- mosyon yasasının, "kültürel ürünler" dışında promosyon verilmesı yasağına karşın, promosyon gazetecıliğine devam eden basın kuruluşlarının. aldattığı tüke- ticilerin sayısı anlaşılan sanıldığından çok daha fazla. Topladığı kuponlar karşılığın- davaat edilen ürünü alamayan bir tüketi- ci daha köşemıze başvurdu. Vaat et- tikleri ürünleri ver- memelerinden dola- yıhaklarında3bının üzerinde tüketici da- vasının sürdüğü ku- ruluşların promos- yona devam etmesi, promosyonzedele- rinsayısınındahada artacağının bir göstergesi. Halen, tabak, televizyon. müzek seti ve buzdolabı gibi ürünler vermeye devam eden basın ku- ruluşlanndan kimı yanlış adres göstererek kimi de günlük promosyona yönelerek yasayı delıyor. Henüz yasal yoldan hakkını aramaya başlamayan okurumuz Sedat inan, Sa- bah Gazetesi'nin, taahhüt ettiği Laptop Bil- Promosyon yasağını kimse dinlemiyop gisayar için kupon biriktıren, ancak bilgi- sayarı bir türiü alamayan promosyonze- delerden. Okurumuz, mektubunda son ku- pon tarıhinin 9 şubat olduğunu belırte- rek, gazete yetkililerinın o günden bu ya- na kendisinı oyaladığını anlatmış. Önce- leri yetkililerden aldıği yanıtların, "rnalla- nn gümrükte olduğu, kısa sürede teslim edileceği" olduğunu söyleyen okurumuz, daha sonra telefonun sıkçayüzünekapan- dığını ya da telefon- laracevapverilmedi- ğini söylüyor. inan, oyalama taktıği üze- rine, aynı gazetenın ve promosyon gaze- teciliği yapan diğer gazetelerin tüketici köşeleri ıleyazarları- na başvurmasına karşın yanıt alamamış. Biz de gazetenin olayla ilgili bir yetkilı- sine ulaşamadık. Promosyonla ilgili veri- len telefonlara yanıt verilmediğini görün- ce, okurumuza diğer promosyonzedeler gibi yasal yoldan hakkını aramasını ve promosyondan katmerli kazanç sağla- yan gazetelere bir daha kanmamasını önerdik. • Teslim edilmeyen ayakkabılar I stanbul'dan arayan Mehmet Bakır adındaki okurumuz, personel kıyafet- lerı satan Işmont firmasından 3 Ekım 1997 tarihinde, bir hafta sonra teslim edi- leceği söylenen üç ayakkabı satın aldığı- nı, bunlann parasını söz konusu tarihte pe- şin ödediği halde ayakkabıların halen tes- lim edilmediğini söylüyor. Okurumuz Ba- kır, firmayı aradığında, süreklı ileri bir ta- rıhte verileceğı yanıtını aldığını dile getırı- yor. Bir ay süren oyalama sonucunda fır- manm "sözünde durmadığını" fark eden Bakır, bunun üzerıne bizi aramış. Okurumuzun başvurusu üzerine ara- dığımızişmontfirmasınınyetkililen, Meh- met Bakır'ın satın aldıği ayakkabıların is- tenen numaralan kalmadığını, bu neden- le özel sipariş verdiklerini söylediler. Sipa- rişin zamanında bitmemesınin ve ayakka- bıların müşterilerine taahhüt ettikleri za- manda verilememesinin gerekçesıni de, "sezonun yoğunluğu" diye gösteren yet- kililer, yann ayakkabıların mutlaka teslim edileceğinı vurguladılar. • Şeker hastaları için kampanya sürüyor D iABEJ ve Beslenme Derneği ile Tüketiciyi Koruma Derne- ği (TÜKODER), şeker hastalannın uluslararası belgelerde tanımlanmış haklarına dayanarak, hastalar için kampan- ya başlattı. Türkiye'deki yaklaşık 1 milyon 500 bin şeker has- tasının yaşama hakkının kısıtlandığını belirten dernekler. has- talann şekerterini kendi kendilerine ölçmeleri için gerekli cihaz- lann devlet tarafından verilmesini saglamayı amaçlıyor. Geç- tiğimiz günlerde, "Şeker hastası hakktnı istiyor" başlığı altın- da düzenlenen panelden sonra, şeker hastalarının haklannı ve isteklerini içeren bir metin halkın imzasına açıldı. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear