25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EKİM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Perinçek: Baskını Peker düzenledi • tstanbul Haber Servisi -Işçi Partisi(tP)Genel Başkanı Doğu Perinçek, Flash TV baskınını, DYP Istanbul ll Başkanı Celal Adan ve tl Örgütü Başkanı Faik lçmeli'nin ülkücü baba Sedat Peker'i devreye sokarak yaptırdığını öne sürdü. İP Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyen Perinçek, ülkücü Murteza Didin'm, "'Perinçekler beni kullandı" sözlerinin Kocaelı Valisi Memduh Oğuz, MHP ll Başkanı Aslan Koyuncu, Öncü gazetesı sorumlusu eski MlT üyesı Tolga Atik ve Kocaelı Emnıyet Müdürlüğü tarafından kurulan tertip sonucu söyletildığıni de belirtti. • İ ç Deniz müzik topluluğu bugün saat 17.00'deTopkapı Sarayı'nda bulunan tarihi Darphane binasında "Sesimi Ver Sesime" başlılüı bir dinleti sunacak. • Beyazıt'da cuma namazından sonra şeriatçı gösteri düzenleyen 300 kişi polis tarafından dağıtılırken yaklaşık 50 kişi gözaltına alındı. • tstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavisi sürdürülen Kim Dergisi Vazıişleri Miidürü Nurcan Çakıroğlu'nun sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. • AMATEM ıle Özel Okullar Derneğı ışbirliğiyle 6 bin 800 öğrencinin •*>•/•• • • katılımıyla düzenîenefr '"" ankette, ujaışturucuya alışan öğrencilerden yüzde 78'inin "Birkere kullanmakla bir şey olmaz" mantığıyla hareket ettiklen belirlendi. • DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, ABD'Ii işadamı Roger Tamraz ile Çiller çifti arasında "rüşvet ilişkisi bulunduğu" yönündeki haberleri yalanladı. • Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüsamettin Cmdoruk, "Halk, demokrasi ve insan haklan istiyor. Eğer bir ülkede yolsuzluk, devlet katına çıkmaz. yolsuzluğu başbakanlar ve eşleri ; yapmazsa. devlete çeteler •Igirmez" dedi. • Topkapı TtM-2 tş Merkezi önünde düzenlenen "Kızılay Esnaf El Ele" kampanyası dahilinde 86 ünite kan, sabah 10.00 ile akşam 16.00 arasında alınırken, halka Göz Nurunu Koruma Vakfı tarafından ücretsiz göz muayenesi yapıldı. • lstanbul'da salı günü vefat eden gazeteci Nihat Tunalı, Kuzguncuk Camii'nde kılınan öğlen namazının ardından Nakkaştepe Mezarlığı'nda toprağa verildi. • Giiney Amerika kıtasında 10 bin km'lik bir yolu bisiklet turu ile tamamlayan Hülya Koç, 1997 Eyliil aymda TNT EWW Türkiye'nin sponsorluğunda Afrika : kıtasını güneyden kuzeye '. geçmeyi planhyor. • Sosyalist İktidar Partisi (SİP) Istanbul ll Örgütü'nce yapılan açıklamada. özelleştirmenin işsizlik, yoksullaşma, sendikasızlaştırma. eğıtımsizlik ve sağlık hizmetlerinden yoksun kalma anlamına geldiğı savunularak mücadelenin yükseltilmesi çağnsı yapıldı. • Ünlü İngiliz topluluğu 'Spice Girls' konser vermek üzere dün özel bir uçakla İstanbul'a geldi. • Aydınlık dergisıne yaptığı açıklamalardan sonra, geçen hafta Aydın'ın Didim ilçesınde yakalanan Murteza Didin ile kendısine yardım-yataklık yaptığı iddia edilen İP üyesi Levent Özciğer tutuklandı. Hükümet kararnamesinde, cumhuriyet savcılarma yetki verilmesi öngörülüyor Vakıflara yeni düzenleme EMİNE KAPLAN ANKARA - 55. hükümet, Mil- li Güvenlik Kurulu'nun (MGK) önerisi üzerine özellikle irtıcai fa- aliyetlere destek veren vakıflan sı- kı denetime alıyor. Bakanlar Kuru- lu'nda imzaya açılan kararnameye göre, devlete karşı işlenen suçlar- dan hüküm giyenleT vakıfkurama- yacak. Kuruluş izni venlirken vak- fin amacı göz önünde bulunduru- lacak. Zararlı olduklan belirlenen vakıflann faaliyetlerinin durdurul- ması için cumhuriyet savcılan ve mülki ıdare amirlenne yetki veri- lecek. Devlet Denetleme Kurulu, vakıflarla ilgili her türlü inceieme ve araştırma yapabilecek. Hükümet, MGK'nin 25 Tem- • 55. hükümet, MGK'nin 25 Temmuz toplantısında vakıflann denetlenmesi ve kontrol altına alınmasına ilişkin kararlannı hükümet karamamesi haline getirerek. yasal düzenlemelere gidecek. Kararnameye göre, vakıflann faaliyetlerinin durdurulmasında cumhuriyet savcılan ve mülki idare amirlerine yetki verilecek. muz'da yaptığı toplantıda vakıflar- la ilgili aldığı kararlan Bakanlar Kurulu kararnamesine dönüştürü- yor. Kararnamenm ardından, ku- ruluşundan denetimine, mal var- lıklanndan kuruluş amaçlanna ka- • dar vakıflarla ilgili yeni düzenle- meleryapılacak. Bu düzenlemeler şöyle: - Devletin şahsiyetine karşı iş- lenen suçlardan hüküm giyen ki- şiler tarafından kurulan ve yöne- timde söz konusu kişilerin ver al- dığı vakıflann tescili yapılmaya- cak. - Mahkemeler, vakıf kurucula- n hakkında ilgili kurum ve kuru- luşlardan elde edilen bilgileri ge- çerli bilgi ve belge niteliğinde sa- yacak. - Vakıflar Genel Müdürlüğü, vakfın amacı ve kunıculan hak- kında bilgi edinilmesi konusun- da kurum ve kuruluşlarla koor- dine ve işbirliği yapacak. - Vakfın amacını gerçekleştir- mek üzere tahsıs edilen malvarlı- ğının bu amacı gerçekleştirmeye yeterli olup olmadığı, saptanacak resmi bilırkişılerce belirlenecek. - Mahkemelerin tescil karar- larında, kurulmak istenen vak- fın amacının ülkenin ortamına uygunluğu ve ülkede bu amacı gerekli kılacak koşulların var olup olmadığı göz önünde bulun- dunılacak. - Mahkemelerce tescil karan verilmeden önce Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün görüşü alınacak. - Cumhuriyet savcısı ve mül- ki amirleri, vakfın kurulmasına engel nedenlerin varhğı halinde iptal davası açmaya yetkili kılı- nacak. - Zararlı faaliyeti saptanan va- kıflann faaliyetlerinin önlem nite- liğinde durdurulması konusunda cumhuriyet savcılanna, gecikme- sinde sakınca bulunan durumlarda ise mahalli mülki amirlere dava aç- ma yetkısi verilecek. - Türk ve yabancı uyruklu ki- şiler tarafından yurtdışında ku- rulan vakıflar tarafından Türki- ye'de şube açma koşullan yeni- den belirlenecek. - Anayasa'nın 108. maddesinde yer alan "Devlet Denetleme Ku- rulu'nun vakıflarla ilgili her tür- lü inceieme ve araştırma j apma" hükmüne işlerlik kazandınlması için 2443 sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kurulması Hakkındaki Yasa'da düzenlemeler yapılacak. TARSUS'TA PANÎK Ddtıci öğretmen cinayeti SELAHATTİN ÖZBOZKURT TARSUS- lmam Hatip Lısesi Müdür Yardımcısı Mustafa Özkan'ın, önceki gün öldürülmesinin ar- dından, dün sabah da Tarsus Içgören Ilköğretim Oku- lu öğretmenlerinden Oktay Bulun boğazı kesilerek öldürüldü. Özkan'ın. Hizbullah yöntemi ile kafası- na tek kurşun sıkılarak öldürülmesi, Bulun'un da Cezayir'deki şeriatçı F1S örgütü yöntemiyle boğaz- lanması, cinayetlerde aşın dinci kuşkusunu günde- me getirdi. Polisin, "planlfolarak yorumladığı ci- nayetler Tarsus'ta öğretmenler arasında tedirginlik yarattı. Dün sabah saat 07.30 sıralannda Anıt Mahallesi Meltem Sokak Izgi Apartmanı B Blok birinci katta- ki evinden işe gitmek üzere aynlan Oktay Bulun (45), apartmanın bahçe kapısından çıkmadan kimli- gi belirsiz iki kişi tarafından etkisiz hale getirilerek önce boğazı kesildi daha sonra sırtmdan ve koltuk altından bıçaklandı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre ağır yaralı olmasına karşın saldırganlan birkaç metre kovalayan Oktay Bulun, daha sonra yere yı- ğıldı. Komşulan tarafından Tarsus Devlet Hastane- sı'ne kaldınlan 23,5 yıllık öğretmen Bulun, tüm mü- dahalelere karşın bir saat sonra vaşarrunı yitirdi. ••. Görgü tanıklan Bulun'u öktüren ikikaşinin olay -yerinden bısikletle uzaklaştığını söylediler. ' Tarsus llçe Milli Eğitim Müdürü Recep tnce, olaydan hemen sonra Oktay Bulun'un evine giderek, eşine ve öğretmen arkadaşlanna başsağlığı diledı. In- ce, peş peşe işlenen cinayetler nedeniyle Milli Eği- tım camiasının tedirgin olduğuna dikkat çekti. Polis, Oktay Bulun'dan bir gün önce kafasına tek kurşun sıkılarak öldürülen lmam Hatip Lisesı Mü- dür Yardımcısı ve Fen Bilgisı Öğretmeni Mustafa Özkan'ın da katillennı aramaya devam ediyor. tkı cı- nayetın bağlantılı olup olmadığını araştıran polis, aşın dinci örgütlerin yöntemleriyle işlenen cinayet- lerde "hedef şaşırtma" olasılığı üzerinde de duru- yor. Alzheimer hastalığı tuvallerde tstanbul Haber Servisi - Ulusla- rarası Alzheimer Hastalığı Derne- ği'nin (ADI) düzenlediğı "Alzhe- imer Hastalığının Algılanması" konulu fotoğraf ve resim yanşması- na katılan eserler sergilenmek üzere Türkiye'ye getirildi. Eserler 14 Ekim'e kadar Akmerkez'de, 15-20 Ekim tarihleri arasında Capitol alış- venş merkezinde, 24-28 Ekim tarih- lerinde de Antalya'da düzenlenecek 33. Ulusal Nöroloji Kongresi'ndey- er alacak. Alzheimer hastalannın, hasta ya- kınlannın ve bakıcılannın yaşam şartlannı iyileştirmeyi amaç edinen ADI, hastalığın kamuoyu tarafından daha iyi tanınmasını amaçlıyor. Ara- lannda doktor. hasta bakıcı ve sanat eleştirmenlerinin de bulunduğujüri- nin finalde 27 eseri değerlendirme- ye bıraktıği yanşmaya Avusturya, Avustralya, Kanada, Ekvator, Fran- sa, Italya, Belçika. Ispanya, lsveç, Türkiye ve Amerika'dan katılan ya- nşmacılar ödül aldı. "Hasta Bakı- mı", "Bellek Kaybı", "Belleğın Kaybı ve Hastalığın llerlemesi" ve "Diğerlerinin Hastalığı Algılama- sı" adlı dört kategoride düzenlenen yanşmada birinci olan eserler ara- sında Türkiye'den yanşmaya katılan Ümran Yegin'in dördüncü katego- ride yanştığı eseri de bulunuyor. Türkiye'de alzheimer hastalığına karşı sosyal bir destek yürütmek amacıyla hekımler ve hasta yakınla- n tarafından geçen ay "Alzheimer Derneği" kurulmuştu. Derneğin amacı, daha çok yaşlı insanlarda gö- rülen ve unutkanlık ile zihinsel işlev bozukluklanyla ortaya çıkan hasta- lığı topluma tanıtmak, hastalan ve hasta yakınlannı desteklemek ve hastalık hakkındaki bılimsel çalış- malan arttırmak olarak belirtilmişti. Otobüsler kazada rekora doymuyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çok sayıda insanın ölümüne neden olan ve ekonomiye zarar veren trafik kazalanna kamyon ve otobüslerin ka- nşmajOrarunm çok yüksek olduğu be- tirlenai. 8 ayda meydana gelen 254 bin 789 trafik kazasında 3 bin 326 kişinin öldüğÜ, 75 bin 467 kişinin yaralandı- ğı ve yaklaşık 27 trilyon lira maddı ka- yıp meydana geldiği tespit edilirken kazalarda ölüm oranını azaltmaya ça- lışan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün, otobüslerden Sonra kamyonlan da sı- kı denetime alacağı bildirildi. Emnıyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanhğı'nın yaptığı araştırmaya göre kazalarda sürücü ku- surlan yüzde 95.74 payla birinci sıra- da yer alıyor. Trafiğe kayıtlı 136 bin 219 otobüsün bulunduğu Türkiye'de bu yılın ilk 8 ayında meydana gelen trafik kazalannın 20 bin 967'sine oto- büsler kanştı. Her 100 otobüsten 15'inin kanştığı trafik kazalannda 475 kişi yaşamını yitirdi, 5 bin 583 kişi de yaralandı. Trafiğe kayıtlı 614 bin 232 kamyonun bulunduğu ülkemizde bu yıl meydana gelen kazalardan 39 bin 634'üne de kamyonlar kanştı. Her 100 kamyondan 6.5'inin kazaya kanştığı- nı belirten yetkililer, kamyon kazala- nndaki ölümlerin büyük bölümünün, çarpılan araçlarda meydana geldiğini kaydettiler. Ankara Siteler'de önceki gün kam- yon sürücüleriyle bir toplantı yapan Emnıyet Genel Müdür Yardımcısı ve Trafik Hizmetleri Başkanı Şevket Ayaz, otobüslerden sonra kamyonla- nn, nakliyat ambarlan, hal ve şehirgi- riş-çıkışlannın da kontrol altına alına- cağını söyledi. Kamyon sürücülerinin, alkol. uykusuzluk-yorgunluk yönün- den takograf uygulamasma tabı tutu- lacağını kaydeden Ayaz, "Özellikle takograf uygulamasında bazı aidat- macalar oluyor. Sürücü, takograf anzalı diye anza kartı takıyor. Bu kartın tamir için geçici süreyle takıl- ması gerektiği halde, bununla 3-4 sene çakşıyor, bunu önleyeceğiz" de- di. Kamyon sürücülerine, "Gelin, bu akan kanı biıiikte durduralım" di- ye seslenen Ayaz."Yüklediğiniz ma- İı erken yetiştirip biraz fazla kazan- mak için hayatınızı, başkasının ha- yatını tehlikeye atmayın" dedı. TURKİYE GAZETESI YAZARLARINI SİYASİ BASKI ARACI OLARAK KULLAINIYOR Ihlas, vakıf arazilerine göz diktitSTANBUL/ANKA- RA (Cumhuriyet) - Tür- kiye gazetesi yazarlann- dan Sebahattin Önki- bar'ın. Vakıflardan So- rumlu Devlet Bakanı Metin Gürdere'ye yöne- lik tehdit içeren yazılan- nın arkasında, Ihlas Hol- ding'in Okmeydanı'nda- ki 10 dönümlük vakıf arazisine otel yapma is- teği çıktı. Bakan Gürde- re, söz konusu arazinin 49 yıllığına kiralanması- na izin vermediği için Önkıbar tarafından ken- disine gözdağı verilmeye çalışıldığını belirterek, "Bu ülkede namuslu Okmeydanf ndaki 10 dönümlük vakıf arazisini 49 yıllığına kiralamak isteyen İhlas Holding, Gürdere'yi hedef seçti. politikacılar da var. Vakıf arazi- lerini yağmalatmam. Bu kez çe- tin kayaya çarptüar" dedi. Okmeydam'ndaki Türkiye ga- zetesıne ait "Türkiye Hastane- si"nin halen otopark olarak kul- landığı. 10 dönümlük vakıf arazi- sini 49 yıllığına kiralamak isteyen İhlas Holding, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Vakıflar Banka- sı'ndan sorumlu Devlet Bakanı Metin Gürdere'yı hedef seçti. Se- bahattin Önkibar, Türkiye gazete- sindeki yazısında, Başbakan Me- sut Yılmaz hakkında daha önce çirkin sözler söylediğini iddia et- tiği Gürdere için, "Bir bakan ya da vekilden ziyade mahalle muhtarını ya da delegesini andı- rır" demişti. İhlas Holding'in Okmeyda- nı'ndaki vakıf arazisine ek tesis adı altında otel yapmak ıstedıkle- rini belirten Bakan Metin Gürde- re şunlan söyledi: "Arsa iki bölüm. Birinci bö- lümünü, daha önce var olan kü- çük hastanenin de içinde bulun- duğu yeri, yap-işlet-devret mo- deliyle almışlar ve hastane yap- mışlar. Ama diğer yansını da is- tiyorlar. 1996 yılı başı itibanyla ikinci bölümle ilgili başvurula- n var. 49 yıllığına istiyorlar. O başvuruları değerlendirilmiş, mümkün olmadığı kendilerine anlatümış. Buna karşın ben ba- kan olunca, benden de bunu yapmamı istediler. Benimle de bir ilgisi yok. Vakıflar meclisi. taleplerinin karşılanmasının mümkün olmadığına karar ver- miş. Türkiye gazetesini genel olarak suçlamak belki mümkün değil. Söz konusu yazıyı yazandan. bu konunun çö- zümü için bir beklentileri olmuş olabilir. 'Kendisine bu işı çöz' denmiş olabilir. O da 'tetikçi gazeteci' poz- larında. Benim korkacağı- mı zannetmiş olsa gerek. Benim bir yanlışım oldu- ğu nu iddia eden varsa or- taya koysun hesabını vere- lim. Hesabını veremezsem istifa edip gideyim. Bu kez çetin kayaya çarptüar. Kendilerini. kendi çıkarla- nnı her şeyden önemli ve üstün gören köşe yazarlan varsa, bu memlekette na- muslu ve dürüst politika- cılar da var." 1988 yılmda Bakırköy Yeni- bosna'da yeşil alan olarak aynl- mış olan 62 dönümlük Hazine ara- zisinin de İhlas Holding'in iste- ğiyle yapılaşmaya açıldığı iddia edilmişti. 1992 yılında Mimarlar Odası tstanbul Büyükkent Şube- si'nin açtığı dava sonucu Danıştay 6. Dairesi, Hazine arazisinin ko- nut alanına dönüştürülmesi işle- mini iptal etmişti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ 'Nereden Buldun?./ Gençliğimizde egemen kılınmaya çalışılan bir an- layış vardı. "Sermaye ürkektir" denirdi. "Aman ser- mayeyi ürkütmeyelim..." Başta Aziz Nesin olmak üzere, pek çok mizah yazarımız bu "yalanı" mahkûm eden yazılar kale- me aldı, çok karikatürler çizildi. Ama "sermaye ür- kektir" anlayışını engellemek bir türlü mümkün ola- madı. O günlerin Türkiyesi'nde salt yazılı ve sesli kitle iletişim araçları vardı. Yani gazete ve dergilerle, rad- yo. Radyo da devletin tekelinde olduğu için, halkın tek "bilgilenme" kaynağı gazete ve dergiler idi. Ancak o günlerin yazılı basınının da özgür oldu- ğunu sanmayın. Sıkıyönetim olmadığı zamanlarda da gazetelerin pek bir özgürlüğü yoktu. Gazete kâ- ğıdı da dışardan gelirdi, mürekkebi de. Kaldı ki hü- kümetlerin elinde basına baskı yapmak için pek çok "olanak" vardı. Aslında bu baskı araçlarına da pek gerek yoktu. Çünkü birkaç ıstısnası ile; basın da "egemen güç"ün bir parçası idi ve sürekli olarak "sermaye ürkek olur" anlayışını pompalardı. Doğrusu sermaye ürkek falan değildi ama, çok güçlüydü. Hatta bana öyle geliyor ki bugünkünden daha güçlüydü. O günlerin örgütsüz Türkiyesi'nde, istedikleri gibi at koştururiardı. Siyasal iktidar, ser- maye ve bir kısım besleme basın arasındaki güç- birliği, ancak 1961 Anayasası ve bu anayasanın ge- tirdiği özgürlükler içinde gerçekleşebilen toplumsal örgütlenmeyle biraz kırılabilmişti. 1977 milletvekili seçimleri sonrasında kurulan Ecevit hükümetine yapılanlar aklıma geliyor da inanmakta zorianıyorum. Tekel depolan çay ve si- gara doluyken, halka tütün yerine mısır püskülü ıçir- teceklerdi. Hele kimi bölgeleri tam "kurutmuşlardı." O zamanlar Bursa Üniversitesi'ne derse giderken, koliyle sigara götürürdüm. Gene aynı dönemde inanılmaz bir yakıt darlığı ya- ratıldı. Türkiye'ye ithal edilen petrol ürünleri mikta- nnda bir azalma yoktu. Ama insanlar bir depo ben- zin alabilmek için saatlerce kuyrukta beklerlerdi. Kalorifer yakıtı bulunamadığı için buzhaneye dö- nen, o zamankı Fındıkzade'deki evimizin salonunun camlannın buz tuttuğunu hatırlıyorum. Üstelik o dö- nemde, eylülün ikinci yansında karakış bastırırdı. Şimdilerde ne yaz yaza benziyor, ne de kış kışa benziyor. Her şey birbirıne kanştı. Bambaşka bir konuda yazmaya niyetliyken, ko- nu bizi nelere getirdi. Bugün ülkemizin en büyük so- runu gibi görünen, "karapara"dan ve "nereden bul- dun yasas/"nın neden bir zorunluluk olduğundan söz edecektim. Zira Fuzuli'nin yüzyıllarca önce vurgulamış oldu- ğu gibi, bugün Türkiye'yi çökerten şey "rüşvet" ve yolsuzluklar"dır. Rüşvetin ispatlanması çokgüçtür. Bir "büyüğümüzün"(\) vecız bir biçimde dıle getır- diği gibi, "rüşvetin belgesi olmadığından" çözüm, rüşvetin "karinelerinden", yani rüşvet alanın yaşa- mındaki değişimlerden çıkartılmak zorundadır. Devlet vergi toplayamamaktadır. Toplayamamak- tadır, çünkü siyasal iktidan belirleyenler, vergi öde- mesi gerektiği halde vergi ödemeyenler ve bunla- nn uzantısıdır. _ .Büyük kentlerimizde insanlanmızın oturduklanı oturduğumuz binaların neredeyse yansı ruhsatsız- rtr. Nasıl olur böyle bir rezillik? Zabrtanın gözü önün- de gecekondu yapan adam suçludur da buna göz yuman zabıta suçsuz mudur? O zabıtaya emir ver- meyen yerel yöneticiler acaba neden bu kepazeli- ğe göz yummaktadır? Bunun tek yanıtı vardır. On- lar da aynı suçun ortağıdırlar. Arada bir polis destekli "yıkım" yapılır ve hama- mın namusu kurtarılmış olur... Güneydoğu'daki çatışmanın bitmesini isteme- yenler olduğu, bundan çıkarsağlandığı söylenirdu- rur. Doğrusu inanmak istemiyorum. Ama ya doğruy- sa? Bir ülkenin eski bir başbakanı ve devlet başka- nı, "Benim memurum işini bilir" dedikten sonra, ora- da zor koşullarda görev yapan kimi kamu görevli- lerinin çıkar sağladıklannı ve bu çıkarlannı sürdür- mek için banşı engellediklerini pekala düşünebili- riz. Türkiye'de devlet dairelerinde rüşvetsız iş yürü- memektedir. En azından ufak tefek kimi armağan- lar vermeden işini yürütebilen pek azdır. Zaten ka- mu görevlilerinin yüzde 9O'ı, açlık sınınnın altında ücret alırken, bu işlerin başka türlü yürümesi de mümkün değildir. Adam 50 milyon lira aylık alıyor, 30 milyon ev ki- rası ödüyor, iki çocuk okutuyor ve altında bir de araba var. Ayrıca yaz aylarında tatile çıkıyor. Nasıl oluyor bu işler? Türkiye'de memurlar işe başlarken, bir servet beyanı verirler. Bunun amacı, o "beyanda"yazılan- lann belli bir süre sonra değişim geçirmesi duru- munda, bunun nedenini sormaktır. Ama bunu sor- mak kimsenin aklına gelmiyor. Sadece memurlar değil. Bir zamanlar tüm vergi mükellefleri servet beyanında bulunurlardı. Amaç aynıydı. Değişikliklerin hesabını sormak ve en azın- dan vergisini almak için. Ama bunu kimselerin tak- tığı yok artık. Aslında yasalarımızda ilgili maddeler var. Örne- ğin Ergun Göknel, "servetinin hesabını veremedi- ği" için yıllardır hapis yatıyor. Ama Göknel'e işleyen bu maddeler, başka hiç kimse için işlemedi. Artık bu ne biçim bir adaletse?.. Dünyanın her yerinde, evet altını çizerek söylü- yorum, dünyanın her yerinde devlet, vatandaşının servetindeki oynamalan izler ve hesabını sorar. "Ka- ra para" gördüğü zaman da yakasına yapışır. Hem de ne yapışma. Adamın iflahını keserler... Ancak "kabile" özelliklerini koruyan kimi eski sö- mürgelerde insanlar istedikleri gibi çalıp çırparlar. Türkiye de artık bu ülkeler sınıfına girdi. Türkiye'yi bu hale getirenler utansın... "Nereden buldun" sorusunu ciddi bir biçimde sormadıkça, ne ekonomik sorunlarımızı çözebiliriz, ne de toplumsal "yozlaşma" ve "çürümenin" önü- nü alabiiiriz. Ve her şeye rağmen Türkiye'de bu so- ruyu sorabilecek temiz ve dürüst memurlar vardır. Eksik olan, siyasal iradedir. TÜSİAD, eğitim, güvenlik ve sağlık ile ilgili yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesini istedi 6 Yerel yönetim reformu çıkanlmah'Ekonomi Servisi - Türk Sanayici tşa- damlan Derneği'nin (TÜSİAD) düzenle- diği "Yerel Yönetimler" konulu toplan- tıda yerel yönetim reformu istendi. Milletvekilerinin de katıldığı toplantı- da yerel yöneticiler ve TÜSİAD eğitim, güvenlik ve sağlık ile ilgili yetkilerin mer- kezi yönetimden yerel yönetime devredil- mesini isterlerken. ANAP, DSP ve DYP adına katılan mılletvekilleri de yerel yöne- tim reformunun bir an önce yapılması ge- reğıni belirttiler. Öte yandan hükümetin ortaklanndan ANAP Ankara Milletvekili Nejat Arseven ve DSP İzmir milletveki- li Ahmet Pirişrina, yerel yönetimlerle il- gili yasa taslağının hazır olduğunu ve ya- kın zamanda Meclis'e sunulacağını ifade ettiler TÜSlAD'ın "Demokratik standart- lann yükseltilmesi paketi" çerçevesinde düzenlenen tartışma toplantılannm üçün- cüsünde "yerel yönetimler" tartışıldı. Bi- rinci bölümdeki panele "Yerel Yönetim- ler Yasa TaslağV'nı hazırlayan Dr. Selçuk Yanardağ, Erzincan Valisi Recep Yazıcı- oğlu, Trabzon Valısi tsmet Gürbüz Cive- lek, Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan ve tstanbul Belediye Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan katıldı. Birinci oturumun açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Muharrem Kay- han, yerel yönetim sorununun basit bir dü- zenleme oimadığını, ekonomik. sosyal ve siyasal boyutlarla kapsamlı konuyla karşı karşıya olduğunu ifade etti. Dr. Selçuk Yal- çındağ, TÜSİAD için hazırladığı taslak ile yapılmak istenenin merkez yönetim ile taş- ra kuruluşlan ve bugünkü yerel yönetim- leri de kapsayacak biçimde yönetim siste- minin çağımızın gereklerine uygun deği- şimlere konu yapmak olduğunu söyledi. Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu da 1982 Anayasası'nın tepeden tırnağa yan- lış olduğunu belirterek "Temelden yanlış olan bu sistemi halkın filesini doldura- cak şekilde düzenlemeliyiz" dedi. İkinci oturumda ANAP, DSP ve DYP milletvekilleri koouştu. ADRESİ BELİRSİZ ORTAĞA BASİN İLANI YOLUYLA İHTAR 1. S.S. Günal Konut Yapı Kooperatifi ortağı Ahmet Öztu- na'ya Bandırma 1. Noterliği'nin 05.08.1997 gün ve 8596 nu- maralı göndensi ıle yükümlülüğünü 30 gün içinde yerine ge- tirmediği takdirde çıkanlacağı 13.08.1997 ve 10.09.1997 ta- nhlerinde ıkı kez iletıldıği. 2. Her iki ıletımin de "adreste bulunmadığı ve tanınmadı- ğf için ortağa ulaştırılmadığı. 3. Kooperatıf ortaklarının adreslerını ve değışikliklerinı Yönetim Kurulu'natam bıldırmemekten sorumlu olduğu, 4. iki kez bildırdiğı adreste bulunmayan ve bıldırim öde- vini de yapamayan adı geçenın ışbu ilan tarihınden itıbaren geçerlı olarak kooperatif ortaklığından çıkartılacağı teblıgat tüzüğünün 46 ve 47. maddeleri uyannca ılan olunur. KOOPERATİF YÖNETİM KURULU MEHMET KALELİ ZEKİ BATU Başkan 2. Başkan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear