14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ECCAK1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 Deniz SOM aterneh http://www.ptanet.com.tr/Xii Elektromk posio: Denn.Som@p>mel.tom.tT Td: 0.212.512 05 05 Foks: 0.212.512 44 97 Aczmendi olayının en can alıcı noktasıeleroluyorhayatta?Televızyon- da önce polis baskınını izliyo- ruz; Said-i Nursi'nin yolundan giderek Aczmendi tarikatınıku- 3n Müslüm Gündüz. bir kadınla yarı aplak yakalanıyor. Gündüz, din istisman yaparak halkı kin >e düşmanlığa tahrikten iki yıl hapis ce- ası almış ve cezası kesinleşmiş bir mah- tum. Demokrasinin, yok edilmesi gereken tir sistem olduğunu savunan kaçak nahkûmun yakalanışı ınsan haklarına sykırı bulunuyor. polisler hakkında so- uşturma açılması isteniyor. Gündüz, birlikte basıldtğı kadın için İTiam nikâhlı eşı olduğunu söylüyor: da- ra sonra televizyona çıkan kadın çok çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. Kadın, bir başka tarikatçı Ali Kalkan- cı'nın kendisine imam nikâhı kıydığını. bir süre birlikte yaşadıktan sonra "boş ol" diyerek kapının önüne koyduğunu; Kal- kancı'nın şeyhi Muhammed Sancar a gittiğini fakat onun da çözüm bulamadı- ğını anlatıyor. Kadının anlattıklarından Sancar'ın Siirt'te bir camide imamlık yap- tığı ve büyük olasılıkla Diyanet Işleri Baş- kanlığı bünyesinde devlet memuru oldu- ğu anlaşılıyor. Bunalıma giren genç kadın çareyi, der- dine derman olmak üzere dua etmesi için Müslüm Gündüz'de arıyor. Müslüm Gündüz de dua ederken ay- nı mekânda yantız bulunmalannın dinen sakıncalı olduğunu belirterek imam ni- kâhı kıyılması gerektiğini söylüyor ve ka- dını "harem"ine katıyor. Kadının gözyaşları arasında anlattıkla- n gerçekten ibret verici olaylar... Kadın bir çok genç kız gibi bir milletvekilinin kızı- nın da aynı yola düştüğünü açıklıyor. Kadının bu açıklamalarının ardından bir başka teievizyon kanalına Müstüm Gündüz'ün "mürrTlerinden bırı çıkıp iliş- kinin doğruluğunu savunuyor; islam hu- kukuna göre liderinin haklılığını kanıtlı- yor. Programa telefonla katılanlar olayın çeşitli boyutlannı tartışıyor ama herkes konunun en can alıcı noktasını atlıyor. is- lam hukukuna göre bir kadının tek başı- natanıkhkyapmasının mümkün olmadı- ğını, anlattıklarının geçerli sayılamayaca- ğını söylemek kimsenin aklına gelmiyor! Medeni Kanun'un ve devrim yasaları- nın uygulanmadığı bu ülkede Müslüm Gündüz ve onun gibiler az bile yapıyor! SESSİZ SEDASIZ MRİ KURTCEBE Düzenemurlara yüzde 30 zam öngören hükümet, askerterin maaşına yüzde 42'lik ek artış sağlarken polislere de yüzde 40 daha zammı gündeme getirdi. Ardından öğretmenlere ek zam vaadi geldi. Polis ve öğretmenlere zam kof çıksa da bütçe görüşmeleri sırasında memur maaş zammının yüzde 5O'ye yükseltilmesi yolundaki muhalefet önergelerini kabul etmeyen hükümet kaynağı olmayan paraları dağıtmakta sakınca görmüyor. Ama bir yandan da devlet memurlan arasında ayncalık yaratıyor. Refah Partisi'nin bir dönem ağzından düşürmediği "adil düzen" bu olsa gerek! Düzen sözcüğü, "uyumlu bağlantı" anlamma geliyorsa da bir de mecazi anlamı var ki, günümüzdeki memur maaşlanna zam konusuna çok güzel uyum sağlıyor. Hile, dolap. Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Pasaportun sahtesı yeşillenmesinden anlaşılır. Tasarlanan dil yasası, dil devpimini yok sayıyor' D il Derneği'nin eskı yazmanı Sevgi Özel. "Türk Dilinin Kul- lanılmasına llişkın Kanun" ta- sarısını ve gerekçesirti üiKKa't- le okuduğunu söylüyor. Devlet Bakanı Işılay Saygın'ın, özerkliğine 12 Ey- lül'de son verilen Türk Dil Kurumu'yla birlikte hazırladığını sandığı tasan için Özel'in bir saptaması var: "Ne gerekçesınde, ne de tasarının herhangi bir yerinde dil devriminin adı geçiyor. Türkçenin 65, yılda bilim, sa- nat dili olarak geldiği nokta, göz ardı edilerek, dil tartışması başka bir yere çekiliyor." Özel, başka saptamalarda da bulu- nuyor: "Atatürkçü olduğunu daha önce ağ- zından duyduğumuz Işılay Saygın. ya- sa tasarısı/la ilgili basında çıkan açık- lamalarında ilginç şeyler söylüyor. Ör- neğın, 'memur alımında yapılacak sı- navda en az yüzde 20 anadili bilgisı sorulacak mış. Yüzde kaç 'anadili bilgisi' olanlara soru sorulacak acaba? Aynca Türkçe dersinin önemini vur- ğülüyöf' Bakan Saygın. Milli Eğitım Ba- kanı Mehmet Sağlam, dileriz, onun verdıği bilgilen göz önüne alır, Böyle biryasayı Türkçenin gücüne inananla- nn çıkarmadığtnı, çıkanrsa ancak böy- lesini çıkarma girişimleri olacağını bili- yoruz. Saygın'a sormak istiyoruz; milletve- kıllerı, bakanlar ve başka politikacılar da bu yasayla denettenebılecek mi acaba? Örneğin Tansu Çiller başta ol- mak üzere, birçok politikacının dil yan- lışlarıyla oluşan gaf dağlannı yansıtan habercileri mı uyaracak yasanın kurul- masını istediği Dil izleme Kurulu, poli- tikacılan mı?" Sonuç: - "Türkçeyi yasayla korumaya kalkış- mak, anadili öğretimınin bu denli kötü olduğu, yabancı dille öğretımin yaygın- laştığı bir dönemde, ancak siyasal gös- terıdir. Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kuru- mu'nun üstündeki hukuk lekesini sil- sinler önce, sonra Milli EğitınVe ve Ta- lim Terbiye Kurulu' na çevırsinler yüzle- rinı... Bu yasa tasarısı, dil devriminin tümden yok sayılması anlamından başka bir özellik taşımıyor çünkü." Hicri takvim ve 'Şaban'lığın sınırı L Cihan Demirci 'den -Q A f O R I Z M A L A K tşte geldik sonu 7"li bir \ ıla... Bakalırr. bu \ıl >edi uşiıvanlar. yedi vivenlerin sonunu eörebilecek mi? bızdıklar/ kadir cengiz incılerin takvim saplantısına Akşam'dan Yalçın Pekşen, pek güzel yanıt vermiş geçen gün... Dünyanın güneş çevre- sinde dönüşünü esas alan miladi tak- vimın Hırıstiyanlıkla ilgisi olmadığını an- latırken, islamiyet öncesi Araplann ayın dünya çevresinde dönüşünü esas alan kameri takvime getirmiş sözü: "Islamiyete geçtikten sonra Ömer zamanında düzenlenen ılk takvim, peygamberımizin Mekke'den Medi- ne'ye göç ettiği 662 yılından başlatılan Hicn takvim olmuş. Bu takvimde bir yıl 354 veya 355 gün oluyormuş. Yani ger- çek güneş yılı ıle arada 11 günlük bir fark varmış. Her 33 yılda tam bir yıl at- lanıyormuş. Buna 'siviş yılı' atlanılan yıl deniyormuş. Araplar atlaya atlaya du- rumu idare edebilseler de Batılılarla iliş- kilerı sıklaşan Osmanlılar'ın işi zorlaş- maya başlamış. 1839'da rumi takvim, hicri takvimle birlikte kullanılmaya baş- lanmış ve durum biraz rahatlamış." Pekşen'in bu yazısım okurken yan sayfada "2002 yılına kadar yılbaşı ra- mazanda" başlığıyla "takvimsel" bir haber dikkat çekiyordu: "Hazret-i Muhammed'in doğumu- nu esas alan hicri takvim ile Hazreti Isa'nın doğumunu esas alan miladi takvim arasındaki 10 günlük fark ol- ması, iki önemli günü aynı zamana denk getirdi. 31 Aralık 1997'yi 1 Ocak 1998'e bağlayan gece, yani yılbaşı ge- cesi oruç tutmak için sahura kalkılaca- ğı için kimse içki içemeyecek." Pekşen'in yazısının yanında Ak- şam'ın bu haberi Arapların "cahiliye" dönemini çağırıştırıyordu... Takvim bilgilerine ilişkin yanlışlığın yani sıra içki içmeme konusu ayrı bir "vak'a" olarak karşımıza çıkıyordu... Gelecek yılbaşı ramazan olduğu iç- ki içilemeyecek hem de kimse içeme- yecek... Ama recepte içilecek... •Şaban'lığın sınırı kalmadı artık! SSK tesisinde kasa fişi haram mı! osyal Sigortalar Kurumu'nun Üsküdar'da deniz kıyısında Boğaz manzaralı bir sosyal tesisivardı... Hâlâdavarama artık sosyal tesisin restoranında içki yasağı uygulanıyor. SSK Genel Müdü- rü değiştikten sonra sosyal tesise ge- lip uzunca bir süre gerekli "inceleme'" ve '"araştırma"yı yapan "görevli"ler iç- ki yasağına kılıfı şöyle bulmuş: "Burası sosyal tesis değil, eğitim te- sisi. Eğitim verilen birtesiste içkinin ye- ri olamaz." İçki nerede içiliyordu peki? Tesisin restoranında... Sormak gerek, resto- randa "mide eğitimi" mi yapılıyor? İç- ki yasağının nedeni tabii kı şeriat hü- kümlerine göre içkinin haram sayılma- sından kaynaklanıyor. Peki, 'mideeği- timi"ne devam eden restoranda yemek yiyenlere neden kasa fişi ya da fatura verılmiyor? Kasa fişi ve fatura da mı haram yok- sa vergi kaçırmanın bir yöntemi mi? Kuvayi Milliye'den halk kurulfayına H ükümet merkezi, düşmanla- rın şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember ı 1 vardı, işte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, ulusun ve devletin bağımsızlığını koruyacak (si- lahlı) kuvvetlere (onlar) emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve ulusun araçları temel görevleriniya- pamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın binncisi olan or- du da. ordu adını korumakla birlikte, el- bette temel görevini yerine getirmek- ten yoksundu. İşte bunun içindir ki, yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan temel görevi yerine getir- mek, doğrudan doğruya ulusun ken- dine kalıyordu... İşte buna Kuvayi Mil- liye diyoruz. Bu sözler Gazi Mustafa Kemal'e ait... TBMM'de yaptığı bir konuşma- da, gizli celse zabıtlarına göre böyle ta- nımlıyor Kuvayi Milliye'yi Atatürk... Şimdi bir "Kuvayi Milliye" daha var... Aylık bir dergı olarak Ankara'da yayın hayatınabaşladı.NezihGençlerçıka- rıyor dergiyi. Ve ilk sayısında halkın ör- gütlü ve eşgüdümlü olarak tüm alan- larda sürekli-etkili ve yetkili yönetim ve denetim organları oluşturmasının ya- şamsal bir gereksinim olduğunu vurgu- luyor. Bu amaçla "1. Halk Orgütleri Ku- rultayf toplanmasını öneriyor... iletişım telefonu: 0.312. 439 12 97. HAYVAJNLAR ismlL GVLGEÇ Kİ>I KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK ÇIZG1LIK KÂMiL r r M4S4R4CI r r r 1 r * • r [ HARBİ SEMİH POROY GADDAR DAVUT MRİKLRTCEBE HA...HODI -T»C {..&/...<3/D£...£..LM1M/.. r? ) •.-.-== BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇI Korkmadan. hiç dan yandaki duşünce baîianuna Buîüt Bebek onu. TARİHTE BUGUN MIMTAZ 5 Ocak DREYFÜS'UN RUTBESI GERI AUNIYORL 1835 ' TB 8UGÜM, FGAMStz. TDPÇi/ YÜ-ZBAŞlSt ALFGEP DZEYFUS 'UN RûTgesi i AU FRftNSA 'A/W ASK£IZJ SlKLA/etHf AUMANyA *YA SATMAKLA SUÇLAUAkl GSMÇ SUSAY, YAHUDİ AStLUYC» VE 8a 1&&I &)£& TMKtNtLAN £>af~ MANCA TAI/Jew <URSAMI OLMAKTAYDI. GU- PÜMLÜ AS*1£Z(~ AAAHK€MEfJİM AğlZ HAPtS ÇAePrrgDrĞr aeeYfzis; ANC/IK £î KA4 AAg \ I CBKT(. ASUHDA, APLt BİR. 8iNBAş/VD( VE U2UM LAJS. SOUUHDA O&7AYA Çf&IIZlLMlŞn.. BÜ PAVAN1M OREYPUS Lj^HtMOE SONUÇLANMA- S.IN/ SAĞLAYAML4e/M 8A~f/MOA ÜHLÜ F&AN- SIZ YAZAKt EMfLE 2OLA GELMBtcTEYPf..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear