Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 5 OCAK 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
İşçimenler'den
Halkbank
açıklaması
• ANhARA
(Cumhuriyet) -
Gazeternızde yayımlanan
ve Halk Bankası Yönetım
Kurulu lun. uygun
koşullar taşımadığı halde
firma>akredi venimesi
karan aldığını belırten
haber üzenne yapılan
açıklamada. Dr. Ekrem
îşçimenier Kimya Sanayıi
şirketine banka yönetım
kurulunca kredı teklifi
geldıgi belırtildi.
Açıklamada. Halk
Bankası ndan gelen
önennin. şırketın dığer
kredı olanakJanna göre
daha ağır koşullar içermesı
nedeniyle cazip
Jmlunmadığı ve
jeddedildigi bildinldi.
Konut edindirme
kesintisi yok
• ANKARA (A\)-
Sadece ışverenden "Konut
Edindirme Yardımı
Jiesabı" adı altında alınan
J:esintının. 1996yılında
»lduğu gıbi. 1997 yılında
Jla yapılmayacağı belirtildi.
jBu arada 1987 yılında
[uygulamaya giren uygulama
ıkapsamında Emlak
feankası'nda binken
paralann toplamı ıse 81.5
trilyon liraya ulaştı. Biriken
jparanın 22.4 trilyon lirası
jkamu Ortaklıgı Fonu, 2.2
trilyon lirası Türkıye
felektrik Kurumu, 20.4
|rilyon lirası da Tbplu Konut
idaresi'nın borçlanma
enetlerinde kullanıldı.
petrol itfıali
eriledi
" • ANKARA (ANKA)-
"Geçen yılın ocak-kasım
dönemindeki ham petrol
ithalatı 1995'e göre azaldı.
Devlet Istatistık Enstitüsü
(DİE) venlerinden yapılan
belirlemeye göre. 1996'nın
ılk on bır ay ındakı ham
petrol ithalatı. bır öncekı
vıla göre yüzde 3 9 oranında
"azalarak 20 mılyon 942.3
t>in tona düştii. Söz konusu
©n bır aylık dönemdeki ham
"petrol üretımı de 1995'tekı 3
mılyon 212.2 bın tonluk
düzeye göre bınde 0.5
oranında azalarak 3 milyon
210 6 bın tona genledi.
Baysal'ın cezası
temyizde
• ANKARA (ANKA)
Eski Türkıye Kalkınma
Bankası Genel Müdürü Özal
Baysal'ı zımmet suçundan
12.5 yıl ağır hapis ve 1.5
trilyon lıra ağır para
cezasına mahkûm eden
Ankara "\ AğırCeza
Mahkemesi karan hem
Baysal hem de banka
avukatlannca temyiz edıldı.
İstanbul'da
uydukent atağı
• ANKARA (ANKA)-
Fransizlann. İstanbul'da
kuracağı 94 bın konutluk
uydukent projesınde ılk
kazma yakında vurulacak.
Hazıne, yatınmı
gerçekleştirecek olan
Fransız kamu kuruluşu
Groupment Des Villes
ıNouvelles de France
KFransız Yenı Kentler Cst
|Kurulu) ile özel sektör
kuruluşu Lyonnais Des
Eaux grubuna. söz konusu
yatınma yönelık olarak
ıgeçen ay 2 milyar 315
milyon dolarlık yatınm izni
vermıştı.
İmalat sanayiinin
pepformansı düştii
• ANKARA (ANKA)
tmalat sanayiinin
performansı. 1996'nın
aralık ayında. önceki yıla
göre düşük kaldı. Devlet
Istatistık Enstitüsü'nden
yapılan açıklamaya göre
aralık a> ında. imalat
sanayiinin kapasıte kullanım
oranı yüzde
7
8.8 olarak
gerçekleşti Kapasite
kullanımı 1995'ınaynı
ayında >üzde 82.2 olmuştu.
Kapasite kullanımında
aralık a> ındaki genleme.
kimya ile metal eşya.
mak'ıne \e techızat a!t
sektöründen kaynaklandı.
Dığer alt sektörlenn
kapasıte kullanımı ıse arttı.
İthalatta sıkıntı
• ANKARA (ANKA) -
De\ let Bakanı Fehım
Adak'ın 1997 yılı ithalat
rejımı karannı ımzalamadan
yundışına uzun bır geziye
çıkması koalısyonda sıkıntı
yarattı. De\let Bakanı Ayfer
Yılmaz. ıthilat rejimınin yıl
başına yetntırilmemesının
gümriiklerce teminatlarla
ılgılı bazı sorunlar
yaratacağım ve ış yükünü
arttıracağım ıfade ettı.
Yalmaz. kımı mallardakı
sarıayı ve larım urunü olarak
kategon farklılıgının izah
edılmesı gerektığini. bu
açıklamalan yaptıklannı
kavdettı
Deli dana ve hastalıklı buğdaydan sonra şimdi de zehirli şeker ithali gündemde
Türldye'HÜLYAGENÇ
Bulganstan"dan ithal edilen 2 bin ton şe-
kerin zehjrlı çıktığı iddialanyla 3 bürokrat hak-
kında savcılığa suç duyurusunda bulunul-
masının ardından: ithal gıda ürünlennın ulus-
lararası standartlara uygunluğunu denetleyen
mekanızmanın çalışmadığı yönündekı kuş-
kular daha da güçlendi. Türkiye'nin hasta-
lıklı ve dünya standartlanna uygun olmayan
gıda ürünlerinin pazarlandığı bır ülke konu-
muna getırilmeye çalışıldıgını öne süren uz-
manlar, son ikı yıldır tanm ürûnlen ıthala-
tında yaşanılan sansasyonlann bunun bir
göstergesi olduğunu dıle getirdiler.
Tiim Avrupa ülkelennde delı dana hasta- •
lıgı nedeniyle birçok hayvan yok edılirken.
Türkiyede hükümetın apar topar çıkardığı ka-
rarnamelerle et ithalatını serbest bıraktığını
anımsatan piyasa çe\ relen.benzen bir tablo-
nun bugdayda da yaşandığını belırttıler.
Hastalıklı olduğu gerekçesıyle 15 gün sü-
resince gümrükte bekletilen buğdaylann.
ABD'nın "ihracatı keserim" baskjsıyla Zı-
rai Karantina Yönetmelıği değıştirilerek Tür-
kıye'ye sokulduğunu vurgulayan piyasa çev-
releri. şımdi de halka zehirli ^eker yedirildi-
ğini öne sürdüler. İthal şeker denetımleri-
nın TSE ve Tanm Bakanlığı tarafından ya-
pılması gerektığıne dıkkat çeken yetkililer,
önce temiz raporu verilip. daha sonra zehir-
li olduğu yönünde bırsoruşturma başlatılma-
sının skandal olduğunu belırttıler.
Et v e buğday başta olmak üzere bırçok has-
talıklı tanm ürününün ithalat yoluyla halka
yedınldığını belırten Türkıye ZıraatçıIerDer-
neği Başkanı tbrahim Yetİdn. " İthalatayal-
nızca tanm üretimi darbe göreceği için kar-
şı çıkmadık. Türkiye'nin ithal edilen ürünle-
rin standartlara u> gun <Aup olmadığuu aras-
Kükürtdioksit
Kükürtdioksit,
üretimde şekerin
rengini açmak için
kullanılıyor. Çözeltide
kullanılan
kükürtdioksit.
milyonda bir oranında
şekerde kalıyor.
Kükürtdioksit
oranının standartlann
üzerine çıkması
halinde şeker. 3'üncü
tip olarak kabui
ediliyor. Sö/ konusu
şekerin yalnı/ca gıda
sanay iinde ara maddesi
olarak kullanılmasma
izin verilh or. A\ rupa
ve dünya standartlan 1
milyon ppm'dı1
15 ppm
kükürtdioksiti sınır
kabul ediyorlar. 15
ppm'den fazla olması
halinde
kükürtdioksitle
hidrojen etkileşime
giriyor. Böylece direkt
tiiketildiğinde bağırsak
rahatsızlıklan baş
gösteriyor.
tiran koruma mekanı/masının çalışmadığı-
nıbüdiğimi/içinitirazettik"dedı. İthal urün-
lenn >urda gınsını denetleven kuruluslann
sıyasi otontenın etkısinde kaldığını kayde-
den Yetkın. "Burada çalısan teknik eleman
ve bürokratiarö/erk degiL Si>asi otoriteve bağ-
ı>^ konu^tj. ^'etkın. zehirli ^ekerıthala-
tında en bü\ ük suçlunun dönemin Tanm Ba-
kanları oldugunu söş ledi
ithal şekerin Türk Standartlan Enstıtü-
sü'nce ıncelenmek üzere kendilerine ıletıl-
dığını bıldıren Türkıye Şeker Fabnkalan Ens-
titüsü'nden ısmının açıklanmavinı ısteme-
ven üst duzey bir vetkılı. ""TSE'nin ııutnu-
nelerini incelhoruz. Rapor sonuçlannda el-
de ettiğimiz tüm buigulan yaayoruz" dedı.
Bazı ürünlerde kükürtdioksit oranının yük-
sek olduğunu saptadıklannı ve bunu bildır-
dıklennı söyleven vetkılı. "Bizüzerimizedü-
şengörevivapıvoruz"' dive konu^tu TSE'nin
negatıfraporlan üzenne Tanm Bakanlığı'nın
aynı ürünleri kendı laboraruvarlannda ınce-
lemeye aldığını öne süren yetkıli. "Birçokürii-
nünbuşekfldegirişi sağbnnor" dedı. TSE "nın
hazırladığı \e25 Aralık 1996 tanhınde Re^-
mi Gazetede yav ımlanan "TSE 861 Zorun-
lu Şeker Standardı'nın bu kanşıklığı çöze-
cek veterlılıkte olduğunu söyleyen yetkıli. kü-
kürtdioksit oranı vüksek şekerlerin gıda sa-
nayıınde ara madde olarak kullanılmak ^ar-
tı\la Türkıye've bokulma.sına ızın venlmış ola-
bıleceğıne dıkkat çekiı.
Ithalat özel sektörde
1990\ılındanbııyana ^ekerıthalınınözel
sektöredevredildığınıbelirten ısmınınaçık-
lanmasını istemeyen Sanavı Bakanlığı'ndan
üst düzey bır bürokrat. daha önce şeker ıh-
tıvacına göre ıthalatın Türkne Şeker Fabrı-
kalan tarafından vapıldığını vurgulavarak. "O
dönemde bö> k şaibeli şeker ithal edilcmiyor-
du" dedı. Hazıne'ye temınat vatıran herke-
sın şeker ithal edebılecegını belırten vetkılı.
yanliş tanm polıtıkalan nedenıvle 1994 yı-
lında taban fiyatının düşük venimesi nede-
nıv le şekerpancan üretınıının v üzde 35 ora-
nında azaldığını kaydederek, "1995 vılında
bu nedenk ciddi bir şeker açığı mev dana gel-
mişti. Bu açık 1996 yılında da devam crri. Bu
yıl şeker pancan üretimindeartış olduğu için.
Türkhe Şeker Fabnkalan tarafından üreti-
len şeker ihtiyacınuzı karşılayacak" dedı
Türk işadamlan, S-300 füzelerine aldırmadan adaya iş gezileri düzenliyor
KKTC'ye yaünın çıkarması
Bandrol kullanılacak
ithal içki
ve tütüne
Ekonomi Servisi - Günev Kıb-
ns Rum Yönetımi'nın Rusya Fede-
rasvonu'ndan S-300 fuzeleri alımı
Türkiye ile Yunanistan arasında knz
yaratırken. Türk işadamlan Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyetı'nde yatı-
nm atağına kalktı. Istanbul Tıcaret
Odası'nın (İTO) 110 kışılık heyet-
le KKTC'yı yatınm amaçlı ziyare-
tinin ardından. Türk Sanayıcileri
ve Işadamları Yönetıcılerı Vakfı
(TÜSİYÖV) ile Istanbul Genç işa-
damlan Grubu "Kıbns Holding"
projeMm yaşama aevırmek üzere
KKTC BaşbakanrDerviş Eroğ-
lu'nun çağnlısı olarak^ö^ümüzde-
kı a> adaya gidecekfer. MüstâTîTp
Sanayıcıler ve Işadamlan Demeği
(MLSİAD) de. ticari işbirliği ve
yannm amacıyla adaya zıyaret ger-
çekleştirmeyi planlıyor.
Bağımlılıktan kurtulmalı
Türk işadamlan ekonomık olarak
Türkiye'ye bağımlı olan KKTC'yı.
Güney Kıbns gibı kalkındınnak ve
dünyaya açmak amacıyla. adayla
olan iş temaslannı hızlandırdı. S-300
füzelerinın yarattığı krizealdırma-
yan işadamlan. Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyetı'nın özellıkle tunzm
açısından çekıcı olanaklar yaratır-
ken. adanın Türkiye'nin "ihracat
üssü" olarak da kullanılabıleceğı
görüşünde.
Türk Sanayıcilen ve Işadamlan
• Yunan
işadamlannın.
kişi başına
ulusal geliri 15
bin dolar olan
Güney Kıbns
Rum
Yönetimi'ne
yatırımlarını
örnek alan
Türk
•isadamları. art
arda
düzenlediklerı
iş gezileriyle
KKTC'de
yatınm atağına
İTO Başkanı. martta KKTC*\e gidi>or.
'»'önetıcılerı Vakfı (TL'Sİ^'ÖV) ile yapıyor. Güney Kıbrıs'ta kişi ba-
Istanbul Genç İşadamlan Gru-
bu'nun. Türkıye'de Istanbul Tica-
ret Odası'nın öncülüğünde başlatı-
lan Doğu Holding projesini ömek
alarak KKTC'de Kıbns Holding
kuruluş çalışmalanna başladığını
belirtenTLShÖN' Başkanı Dr Av-
ni Demirci "Yunanlı işadamlan.
Güne\ Kıbrıs'ta sürekli vatırım
şına ulusal gelir 15 bin dolarken,
KKTC'de 4 bin dolar düzey inde.
Adada güvenliksorunu vardeni-
yorsa. bu her iki taraf için de ge-
çerli. Türk işadamlan KKTC'ye
bugüne kadar ilgi gösternıemiş.
Biz. KKTC hükümetinin de des-
teklediği Kıbns Holding projesi-
ni gerçekleştirmeye kararlıyız.
Aralannda Çarmıklı. Net Napı.
Kayalar. Turban gibi gruplann da
olduğu şirketler, Kıbns Holding
projesinde yer alıyor. Asil Nadir
de pr»jeye ilgi gösteriyor" dedi
^ihracat üssü'"
Demırcı "KKTC'de. başta tu-
rizm olmak üzere bisküvi, mey-
vesuyu. «u dolunı tesisleri. balık
üretimi gibi alanlarda yatırımlar
çok çekici görünüyor. Tayvan'da
olduğu gibi bazı ürctim parçala-
rı KKTC'de ucuz maliyetle üre-
tilerek, Türkiye üzerinden dün-
yaya ihracı sağlanabilir" dedı.
Yatınmlara teşvik
)7ü Başkanı Mehmet Yıklınm.
geçen hafta sonu KKTC'ye gerçek-
leştırdıklen yatınm gezısinı değer-
lendırırken. hükümet yetkılenyle
yaptıklan temaslar sonucunda "tu-
rizm ve eğitim" konulannda alınan
kararları. mart ayında yınelenecek
kKTCzıvaretındenetleştırecekle-
nnı .toyledı.
KKFC'de. Intercontinental. Hıl-
ton gıbı uluslararasi oteller zıncır-
lerı kurulmjMnın düşünüldüğunü
belırten Yıldırım. adada turizmın
canlandınlması ıçın varolan
7
üni-
versitedekı 15 bınlık öğrencı sayı-
sının arttınlmasi yönünde KKÎC
hükümetı yetkıhlenneönerigötür-
düklerıni sövledı.
ek vergi
ANKARA (AA)-Mahye
Bakanlığı. Katma Değer
V'ergısı Kanunu'na eklenen
bır fıkra ile ithal tütün
mamullerı ve her türlü
içkılere aıt ek vergilenn
tdmamınm ya da bır kısmının
bandrol usıılü ile tahsilıne
yetkıli kılındı.
3065 Sayıh Katma Değer
Vergısi Kanunu'nun 60.
Maddesıne Bır Fıkra
Eklenmesme Daır Kanun.
Resmı Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlandı.
Kanuna göre Maliye
Bakanlığı. topluca ve ayn ayn
olmak üzere madde
kap.samındakı mallara aıt ek
vergilenn tamamının veya bir
kısnııntn bandrol usulü ile
tahsıline yetkilı oldu.
Kanuna göre. Maliye
Bakanlığı ayrıca. bu
uygulamanın usul ve
esdslarını belirlemeye de
yetkıli olacak.
Söz konusu kanun
hükümlerı. 1 Ocak 1997
tarihınden geçerli olmak
üzere yürürlüğe gırdı.
ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUMI
DeııetiıiLsizIiIv zehirK şekere kapı açü
T
ürkıye 1980 yılından
sonra tanınmaz hale
geldı. Geçmış yıllarda
eleştınlerin en yoğun ol-
duğu dönemlerde bile. mafyanın
ve çetelenn devletın içıne kadar
sızabılecekleri kımsenin aklının
kenanndan geçmezdı... Geçenın
de aklından şüphe edılirdı. Baş-
ka ülkelerde yaşanan bu tür olay-
lar gazetelerde okuduğumuz za-
man ınanamazdık!..
Şimdi ne yazık ki, en acıma-
sız ve en çırkın olaylar başımıza
geldi. Devlet duzenı kökünden
sarsıldı. Herkes ayrı telden çalı-
yor. Her taşın altından çirkinlık-
ler fışkırıyor. İktıdar ortakların-
dan Refah Partisı "Mercumek"
olayının hesabını veremedı. Doğ-
ru Yol'un Genel Başkanı ısetril-
yonlara ulaştığı ıleri sürülen ser-
vetinın kaynaklarını hâlâ göste-
remedi.
Kırsal alanda yaşayan ınsan-
larımız ne yapacağını şaşırmış.
Resmen soyuluyor... Artık kas-
ten olduğu açıkça anlaşılan ta-
nm polıtikalan yüzunden ürun-
lerinı maliyetinin çok altındaşat-
mak zorunda bırakılıyor... Ürûn
bedellerini zamanında alamıyor.
Borçlarını bankalara odeyemi-
yor. Milyonlarca çıftçı. icra ve
mahkeme kapılarında surünu-
yor. Satışa çıkardığı hayvanına,
traktörüne, tarlasına yarı fiyatı-
na alıcı bulamıyor... Memur, iş-
çi, emekli, dargelırlı sokaklarda...
Enflasyon tırmanıyor... Açlık ka-
pıya dayandı. Hatta başladı!..
İthal edilen buğdaylar hasta-
lıklı... Yediğimız ekmeğın sağlık-
lı olup olmadığı belli değıl. Yaban-
cı ülkelerden satın aldığımız et-
ler sağlıksız. Şımdı de Bulgarıs-
tan'dan ithal ettiğimiz zehirli şe-
keıierin piyasaya dağrtıldığını öğ-
reniyoruz. İşın daha acıklı yanı,
gerçekler. halkımız bu sağlıksız
gıda maddelermi yedikten son-
ra açıklanıyor!..
Tanm Bakanlığı Koruma Kont-
Türkiye'ye kaçak giren şekerler ne olacak? Hiçbirinin kontrol edilebilmesi mümkün değil.
rol Genel Muduru ve 2 gorevlı
suçlanıyor... Koruma kontrol ge-
nel müdurü ve 2 bürokrat da ze-
h/rli şekerlerin hem eski bakanın
hem de yenı bakanın onayları ile
alındığını ıddıaedıyorlar... Işada-
lete ıntıkal ettiğine göre sorum-
lular yakında belli olur...
Suçlular bulunmalı
Ama. asıl bulunması gereken
suçlular, Türkiye 'yi bu hale ge-
tirenlerdır. Türkiye'yı bu çıkma-
za sokanlar bulunup cezalandı-
rılmadıkça sınekler uçuşmaya
devam edeceklerdır. Üstelık, bu
suçlular da bellıdir. Hem de bel-
geleri ile bırlikte...
İlk suçlular 12 Eylül darbeci-
lerıdır. İş başına gelir gelmez sı-
kıntılı fakat, lyıye doğru giden
düzenı altust ettıler. Ulkemızın
kapılarını dış ulkelerın somünj-
süne açtılar. 60 mılyon ınsanı-
mızın geleceğını ıç ve dış vurgun-
cuların ınsafına terk ettıler. Yasa
ve kararnamelerle üretici ve tü-
ketıcıyı sömuruye karşı koruyan
KIT'len ve Tanm Satış Koopera-
tıflennı görev yapamaz hale ge-
tirdiler.
Ardından gelen Turgut Özal
darbecilerı bile arattı. Topraktan
ve hayvancılıktan geçımını sağ-
layan 30 mılyon ınsanımızı "asa-
lak" ılan ettı. Tarıma yapılan des-
teğı tamamen kestı. Tarımın kay-
naklannı holdınglere akrttı... Ozel-
leştırme adı altında devletin de-
netımıni sağlayan KIT'len ve
KIK'lerı satışa çıkardı...
Tansu Çiller de aynı politika-
ları uygulamaya devam ettı...
Türkiye'yi yangın yerine çevırdı.
Vurgun, soygun, sömürü, kara-
borsa. kaçakçılık aldı yurüdu!..
Fakat en buyük felaket "ozel-
leştırme'' ile başladı. Türkiye'nin
koşullannda. devletın kontrolu-
nu daha çok arttırmak gerskir-
ken ozelleştırmeye yonelmek
tam bır cınayettı. Nitekım, trıl-
yonlarca lıralık et ve süt pazarı-
nı ozel sektöre aktarabılmek ıçm
SEK ve Et-Balık Kurumu önce
çökertıldı, sonra satıldı. Hayvan-
cılık bitti. Başka ülkelerin hasta-
lıklı hayvanlarına muhtaç hale
geldik... Buğday tuccannı zen-
gın etmek için Toprak Mahsul-
lerı Ofisi'nı devre dışı bıraktık.
Hem çıftçı perışan oldu hem de
sağlığazarariı buğdaylardan ya-
pılan ekmeklerı yedık...
Özelleştırme anlayışı Türk şe-
kerine de bulaştınldı... Hükümet-
ler, devletın ve milletin malı olan
şeker şirketine darbe üstune dar-
be vurdu. Şeker şırketındekı de-
ğerlı uzman kadrolar devre dışı
bırakıldı. Once düşük taban fi-
yatlar verılerek çıftçi ekımden
vazgeçırıldı... Şeker üretimi aza-
lınca ithalat zorunlu hale geldi.
Şeker stokçularına ve karabor-
sacılara gün doğdu. Üretıciler
zarar ederken. tüketıcıler de yük-
sek fıyatlarla soyuldu. Özel sek-
törun kasaları doldu...
Şeker şırketi devre dışı kalın-
a devletın denetımi de kalma-
aı. ithal edilen şekerler yeterın-
ce kontrol edilemedi. ithalatçılar.
stokçular. karaborsacılartnlyon-
larca lira kazanırken. halkımız
şekerı değerinın ıki katı fıyatla
yemek zorunda kaldı... Tabiı bu
furyada tıpkı ette, bugdayda ol-
duğu gıbi "zehıriı şeker"\en de afi-
yetleyedik!..
Dahası var... iki yıldan beti şe-
ker Sıkıntısı çekilen Türkiye'de
şeker bolluğu var. Örneğın, şe-
ker şırketinde stoklar oluşmaya
başladı. Şeker satışları geçmiş
yıllara gore çok düştü. Şu anda
şeker şirketinin elinde bır mılyon
350 bın ton şeker bulunduğu bi-
lıniyor. Satışlar bu tempoyla gi-
derse. şeker şirketinin depolann-
da en azından 500 ila 600 bin ton
şeker kalacak.
Bunun nedenı çok açık... Tür-
kiye'ye kaçak şeker gırıyor. Bu
konuyu 2 kez yazdık. Ama, ka-
çak şeker ginşınin devam ertiği,
pıyasalardakı bolluktan belli. Bul-
garıstandan getırılen şekerler
gumrüklerden geçtıği ıçın zehir
tespıt edilebılmiş... Ya kaçak gi-
ren şekerler ne olacak?
Hıçbınni kontrol etmek müm-
kun değıl... Şeker üretmeyen
iran'ın sınırlanndan bile yurdumu-
za kaçak şeker sokulduğu ıleri sü-
rüluyor...
Eğer ıddıalar doğruysa kim-
bılır daha ne zehirli şekerler yi-
yıyoruz... Hemdehıçbılmeden!..
Butun bunlar özelleştirme ka-
fasından kaynaklanıyor. Eğer şe-
ker şirketıni ozgur bıraksaydık
ne üreticımız ezilırdi. ne tuketi-
cımiz şekeri pahalı fıyatlarla yer-
di. ne de zehirli şekerleri yemek
zorunda kalırdık...
Ama, bu yıl da akıllanmadık...
Hükümet bu yıl da şekere son
derece duşuk taban fıyatı verdi.
Hem de 34 trilyon lıra borcunu
uretıcıye hâlâ ödemedi... •
BEIVCE
IZZETTIN OINDER
Para Virüsli
Geçen gün Cumhuriyet'te "Habere 'para virüsü'
bulaştı!" diye bir haber vardı. Fadime olayı ile ilg-
lı son gelışmeler üzerine medyanın gıriştıği yarışın
sonucunda oluşan görüntü. böyle biryorum-habe-
re neden olmuş. Medya dünyasının ünlülerı bu ko-
nu ile ılgili son derecede ilginç saptamalarda bu-
lunmuşlar. Örneğin, bıryorum şöyle: "Birkişiyı pa-
rayla konuşturmak ile o kişiyı geçici bir süre pa-
rayla satınalmak arasında bir fark yok. Bu durum-
da parayla konuşan kişi, tümuyle parayı verenin is-
tediği şeyleri söyleyecektir. Kişinin çok dürüst ol-
duğunu varsaysak bile. en iyimser yorumla, para-
yı aldığı kaynağın görüşleri doğrultusunda konu-
şacaktır."
Bu pasaj, metalaşma olgusunu ve bunun sonuç-
lannı anlatmaktadır. Metalaşma olgusu, birşeyin pi-
yasada alınır-satıhr bir mal haline dönüşmesını ifa-
de eder. Pıyasada alınır-satıhr olmak kötü bir şey
midır, sorusunun cevabı. konuya hangı açıdan yak-
laştığımıza bağlıdır. Bir malın pıyasada satılır ola-
bilmesi için, o mala para verenlerin bulunması ge-
rekır. Burası çok önemli bir noktadır; dedığim gıbı,
önemlı olan. mala ıhtiyacı bulunanın değıl, fakat pa-
ra verebilenın bulunuyor olmasıdır. Satıcı, malını
satabilmek için, ekonomık gücu elinde tutanların
ısteğıne göre hareket edecektır. Bu duruma göre
bir şeyın meta olması, para gücüne sahıp olanlar
açısından ıyı, bu güce sahıp olmayanlar açısından
ise kötudür. Zira, bu süreç ile hangi malın. ne ka-
dar ve kimın için uretıleceğı konularına ekonomık
güce sahip olanlar karar venr. Işte bu nedenle, eko-
nomık güç ayrışımı ortaya çıktığında toplumda me-
talaştırma arzusu yükselir. Böylece ekonomik güç
ile kaynak yönetimı arasında yönetım kanalı açıl-
mış olur.
• • •
Hemen tüm toplumu hummalı bir bıçimde sar-
mış olan para vırüsü olgusunu neden ve nasıl oldu
da Fadime olayında algıladığımız konusu psıko-
logların alanına gırdığinden, ben burada, bır-ikı ör-
nekle bu konunun ekonomik yönune eğılmek isti-
yorum.
Bugün toplumumuzda dincilık (dindarlık değil!)
niçın yükselmektedir? Dıncılik olgusu, bır mal ola-
rak algılandığında, bu malı kımler talep edıyor ve
bu talebe kımler nasıl cevap verıyor? Bu malın üre-
tımıne 1950'lerde, oy tabanı oluşturmak ıçın talep
gehştirıldi. O döneme gelene dek, kısmen yobaz-
lık. kısmen de yenı kurulan devlet ve onun üzerin-
de oluşturulan sosyal kurumlara gelebılecek teh-
ditler korkusu ile bastırılmış olan dincilik. bir meta
olarak piyasaya arz edildı.
Zamanla bu metanın kullanımı hızla gelıştı. Çar-
pık ekonomık yapıda uyumlu ve mutevekkıl emek-
çı ve halk yığınları oluşturabılmek için, gelışen ve
çevreyı sömüren ış âlemı ve onların iktıdarları tara-
fından dıncılik meta olarak yaygın bır biçımde kul-
lanıldı. Nihayet, dıncıliğin ekonomık kaynaklara
ulaşmak için bir meta olarak kullanıldığına şahıt
oluyoruz.
Günümüzde Mevlana ya da Yunus Emre gıbi
manevı lıderlergöremememızi, bugünkü liderlerm
ikıyüzlülüğü ile mi yoksa çevresel koşullann yarat-
tığı karakter tiplerı ile mi açıklamak daha doğru
olur! ikiyüzlülük bir şahsıyet sorunu olmaktan öte,
hatta ondan önce, bır çevresel koşullandırma so-
nucudur. Bu bır şahsiyet parçalanması sorunudur.
Böyle bir sorunu çevreden soyutlayarak incelemek
yanliş olur.
Eğer Fadime sözü edilen dürtülerle tetikleniyor
idı ıse astronomık fiyatlarla çeşitli medya araçların-
da boy gösterenler acaba hangi dürtülerle tetikle-
nıyordur! Aynı şekilde, acaba güçlü örgütlerde ay-
lık ve yıl sonu ıkramıyesi formülü ile çalışan danış-
manlar hangı dürtülerle tetikleniyorlardır kı! Eğer bu
örnekler piyasa mantığına uygunsa, ki uygundur,
o zaman Fadime ve ıçinde bulunduğu orgüte nıçın
çatıyoruz ki!
İşte bu gerekçelerle. eğitım ve sağlık hizmetleri
metalaştırılamaz. Eğitımin paralı olması halinde
sosyal adalet yönünü burada dikkate almadan, et-
kenlik (yanı, toplumsal çıkara hizmet) açısından
kim savunabilir kı bu mala para verenler, bu malın
içeriğıne kanşmayacak, kendi çıkanndan önce top-
lumsal çıkan savunacaktır!
• • •
Para virüsü, tüm toplumda geçmişte vardı, bu-
gün var, yarın da olacaktır. Bu virüsün toplumu ya-
tağa düşürmesi olasılığı. ekonomik gücün toplum-
da adaletsız dağılması ile yukselır Bu nedenle, kay-
naklann görece daha bol, gelir ve kaynak dağılımı-
nın daha düzgün ve demokrası geleneğınin bıraz
daha köklü olduğu ilerı toplumlarla Türkiye'yı aynı
kefeye koymak yanliş bır davranıştır. Yapılması ge-
reken, para virüsünü dengeleyıci güçleri geliştirmek-
tır.
Böyle bır pasifleştirme ışlemı gerçekleştirmeden,
bıreylenn duygu, düşünce ve hatta inançlarının açık
ve samimi olarak ortaya çıkması olası değıldir. Bu
nedenle, ikiyüzlülük. samimıyetsizlik vb. gıbı üst
görüntülerle uğraşmak yerine, bırey ve kurumlar üze-
rınde hâkimiyet oluşturarak her şeyı efendinın ar-
zu ve rızasına göre ayarlayan ekonomık güç olgu-
sunu deşıfre etmek gerekmektedir. Aksi durumda,
para virüsü keyifle yaşamını sürdürür.
Biz de bu olguyu ya işımıze geldıği ya da çok çar-
pıcı durumlarda ve sisteme zarar vermeyecek biçım-
de algılarız.
Hollanda
Türk bankalarına ret
HALIK BAKIR
ROTTERDAM - Hollan-
da dafaalıyetsösteren Türk
banka temsilcılıklerının.
ABN-Ambro'dakı hesapla-
nnın bloke edilmesı ve ara-
cılık faaliyetlerının durdu-
rulma.si karannın ıptali için
açtığı davada. mahkeme.
yürütmeyı durdunna ıste-
ğinı reddetti Mahkeme. ka-
rarla ilgılı gerekçelennı bu-
gün yazılı olarak açıklaya-
cak. Edınilen bilgıye göre.
Türk banka temsilcilennin
14 gün içinde karan temyiz
etme hakkı bulunuyor.
Türk bankalan. aralann-
da bir görüşme yaptıktan
sonra temyize gidıp gilme-
meye karar vereceği belir-
tılıyor.
Akbank Rorterdam tem-
silcısı İhsan KöksaL mahke-
me karanna ılişkin sorula-
nmızı yanıtlarken. faaliyet-
lennin 82. madde kapsamı-
na gırmediği şeklindekı
inancını koruduğunu. gere-
kirse bunu mahkemede is-
pat yoluna gideceklerinı söy-
ledı. Bundan sonra atacak-
lan adımları karann gerek-
çelennı öğrendıkten sonra
belırleyeceklennı belirten
Köksal. ABN bankasına.
82. maddeyeaykm faalıyet
gösterdıklennı ılen sürerek.
Türk temsilcilıkleriyle ış-
birliğinı sonaerdırmesi yo-
lunda mektup yazan Ams-
terdam başsavcısını. bunu
mahkemede ıspat etmeye
çağırabıleceklennı ifade et-
tı. Köksal. savcının aynı
mektuptakı "havatelerin ka-
rapara aklanmasında kulla-
nılabileceği" ıddıasının gu-
lünç olduğunu. çünkü bu
havalelennkışısel hesaplar-
dan göndenldiöinı ve orta-
lama 1000-1500 gulden dü-
zeyıni geçmediğini belirtti.