Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Çoban
getıiUi
• İstanbol Haber Servisi -
\calec Bekanlığı
3aşmâfetişlerinden Erdinç
I>inçer"ı Büyükçekmece'de
ıilahla va-aladıktın sonra
fittiği Samsun'ut Terme
Içesinde 4 gün chce
jözaltıra alınan Sami
7oban, Isanbul'i getirildi.
1 JandaTtıa
'i.omutanlığı'ndan yapılan
ıçıklamıva göre Çoban,
«rgusmca. ruh hastası
»lduğunu. 10 yılcır
»kakiarda banndığını ve
oplumc karşı birkininin
dduğunu söyledi
'sikolojik bunalım anında,
esadüfen. yol kenannda
jaık etmi> araç içerisinde
«turmakta olan Erdinç
)inçer*e tabancayla 2 el
;teş ederek kaçtıgını
kelirten Çoban. sılahı da
.Vltınşehir vakınlannda
camlık bir alana
akladığını bildirdı.
Ramazan
iüzenlemesi
• ANKARA (Cumhuriyet
ftiirosu)- Başbakanhk,
kamu görev lilennden
vogun istek geldiğı
jerekçesivle mesaı
saatlerinin ramazan ayı
toyunca yeniden
belirlenmesi için ıllere
tilimat verdi. Başbakanhk
Müsteşan Kadri Keskin
tarafından hazırlanan ve
tûm taşra birimlerine
gönderilen genelgede.
nmazanın biteceği 7 Şubat
1997 cuma günü mesai
saati bıtimine kadar.
"hizmetlerin özelliğj de
dtkkate alınarak" çalışma
sürelerinin başlama ve bitiş
saatlerinin. 657 sayılı
Devlet Memurlan
Yasası'nın 100'üncü
maddesi hükmü
çerçevesinde valilerce
yeniden belirlenmesinin
uygun görüldüğü bildırildi.
Merkez teşkilatının
çalışma düzeni ıçin de
Bakanlar Kurulu karan
alınacağı öğrenildi.
Çelik'ten Kul'a
'p..t' davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - "tpin ,uqu p..tun
eline geçmiş" diyen
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Necati
Çelik, düzenlediği basın
toplantısında kendisine en
az 15 kez "p.t" diyerek
kişilik haklanna hakaret
ettiği gerekçesiyle ÇHP
Erzıncan Milletvekili
Mustafa Kul hakkında
manevi tazminat davası
açtı. Ankara Nöbetçi
Asliye Hukuk
Mahkemesi'ne verilen dava
dilekcesinde. lOmilyarlira
manevi tazminatın yasal
faiziyle ödenmesi
istenirken "Binlerce kişiyi
temsilen belirli görev lerde
bulunan kişilenn. topluma
örnek teşkil etmek
amacıyla asgari nezaket
kurallanna özellikle dikkat
etmeleri sosyal ve ahlaki
bir zorunluluktur" denildi.
Alınak cezaevi
yolcusu
I ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - Eski Bağımsız
Milletvekili Mahmut
Alınak hakkında verilen •
para cezasinı ödemediği
gerekçesiyle cezaev ine
gireceğini açıkladı. Alınak
dün yaptığı yazılı
açıklamada. 1991 yılında
milletvekili olduğu
dönemde yaptığı
konuşmalar nedeniyle
Ankara 1 No'lu DGM"de
yargılandığını anımsattı.
Mahkemenin kendisıni 14
ay hapis ve 116 milyon lira
para cezasına çarptırdığını
kaydeden Alınak. 116
milyon lirayı ödemesi için
Ankara Cumhuriyet
Başsavcıhğrnın hakkında
yakalama kararı çıkardığını
söyledi. Alınak. "tşte ben.
sınırlı da olsa sürdürülen
içtenlikli demokratik
çabalara mütevazı bir
katkıda bulunmak için para
cezasını ödemeyıp gönüllü
olarak cezaevine
giriyorum" dedi.
BBP'ye kınama
• İstanbul Haber Servisi -
Basın Konseyi îkinci
Başkanı Doğan Heper,
yaptığı açıklamada,
BBP'nin Adana'da
düzenlediği konferansta
Genel Başkan Muhsin
Yazıcıoğlu'nun konuşma
yaptığı sırada bir grup
partilinin. gazetecilerin
görev yapmalannı
engellemesini kınadı.
Heper. görevleri yalnızca
kamuoyunu aydınlatmak
olan gazetecilere yönelik
bu davranışı şiddetle
protesto ettiklerini bildirdi.
Kadın Kuruluşlan Birliği ve ÇYDD'den Başbakan'ın tarikatçılara verdiği yemeğetepki GLOBAL POLÎTİKÜLTÜR
'MecBs öıüem ahnak'İstanbul Haber Servisi - İstanbul Kadın
Kuruluşlan Birliği. Başbakan Necmettin Er-
bakan'ın tarikat \e cemaat liderlerine Baş-
bakanhk Konutu'nda verdiğı ıftar yemeğıni
şiddetle kınayarak protesto ettı. Kadın Ku-
ruluşlan. TBMM'yi. Türkiye Cumhunye-
ti'nde "Tarikatlann egemenliğine asla izin
verilıneyecek'* şekilde önlenı almaya "gaflet.
dalalet ve ihanet" ıçınde bulunanîara dersi-
ni vermeye davet etti.
Prof. Dr. Necla Arat İstanbul Kadın Ku-
ruluşlan Birliği Yürütme Kurulu adına yap-
tığı yazılı açıklamada. "siyaset-emniyet-ınaf-
ya üçgeıu""nin iç karartıcı gerçeklerini bü-
yük bir tepkiyle karşılayan halkımızın şim-
di de Fadime Şahin ve benzeri olaylann ör-
neklendırildığı "tarikat-ticaret-seks" üçgeni-
nin çarpıcı etkisini vaşadığına dikkat çekti.
Prof. Arat, "Sözde "dınsel eğitim yuvalan'
olarak tanınlmaya çahşılan tarikatlarda olup
bitenier, ne yaak ki din dışı ve tüyler ürper-
tici" dedı. Prof. Arat. açıklamasında şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Bundan daha da vahimi. bu karanlık
odaklan çeşitli biçimlerde yaşatan ve temsil
edenler, halk bunca tepki duyarken cumhu-
İftar yemeğine hukukçular da tepki gösterdi
'Savcılar harekete geçmeli'
NECATİ AYGES
İZMİR - Başbakan Necmettin Erba-
kanın tarikat liderlerine Başbakanhk Ko-
nutu'nda verdiği iftar yemeğine tepkiler sü-
rüyor. Hukukçular, "Refah Partisi'nin kapa-
nlmas için Yargıtay Cumhurivet Başsavcı-
a'ıun harekete gecmesi gereldr" dediler.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu
üyesi Sabri Kurt, Erbakan'ın anayasal dü-
zeni yıkarak yerine şeriat düzeni getirmek
isteyen tarikat liderlerine taviz verdiğini be-
lirterek "Sayın Başbakan. bu davTanışıyla
devtet düzenini > ıkmak îsteyen şeriatçılâra
destek verdiğini açıkça göstermiştir" dedi.
Çağdaş Hukukçular Derneğı (ÇHD) Iz-
mir Şube Başkanı Ahmet Hamdi Yddınm.
Başbakan Erbakan'ın her zaman yaptıklan
açıklamalarla laikliğe karşı olduktannı
açıklayan tarikat liderlerine destek verme-
sinin suç olduğunu belirtti. Yıldınm. Yar-
gıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın Başbakan
Necmettin Erbakan hakkında hemen soruş-
turma açması gerektiğini söyledi.
riyet hükümetinin başbakanı taraftndan ko-
nuta davet edilmekte. bu tepkilerden özür di-
lercesine ağırlanmaktadır. Fadime'ler 0de-
rek derinleşen bir karanlığın. azgın erkek
bencilliğinin din tacirlerinin kurbanı olmaya
de\ anı ederken Başbakan > e yakın çevresinin
bu çarpıcı evlemleriyle "tarikat-ticaret-seks"
üçgeninın aslında takıyye yapmış bir 'tari-
kat-tıcaret-seks-sivaset' dörtgeni olduğunu
kanıtladığını düşünüyoruz."
NACAR; PEŞTAMALLI ŞEYTANLAR
Tarikat ziyafetinde
şeriat hükümlüsü
YUSLFÖZK.4N
AN'KARA- Başbakan Nec-
mettin Erbakan'ın. tarikat ve
cemaat liderlerine Başbakan-
hk Konutu'nda verdiği iftar
yemeğinde. Vahdet Vakfı Baş-
kanı ve şeriatçı görüşleriyle
bilinen Hüsnii.Aktaşgibi laik-
lik karşıtı eylemlerden \argı-
lanmış. ceza almış kişüenn de
bulunduğu belirlendi. Erba-
kan'ın yemeğe Aczmendileri
çağırmaması. bu kesimde
"•kırgınlık" yarattı. lslamcı
yazar İsmail Nacar. "RP peş-
tamallı şe>ianlan kullannor"
dedı.
Devnm yasalan v e çağdaş-
lığı protesto için sank. cüppe
ve asayla dolaşan Aczmendi
tarikatının şeyhi Müslüm
Gündüz'ün. Istanbul'da yarı
çıplak biçimde Fadime Şahin
adlı kadınla basılması. bu ke-
simin "itibannı" sarstı.
Aczmendi gerjpkçesi ,;
Başbakan Erbakan. geçen
cumartesı akşamı Başbakan-
hk Konuru'nda tarikat ve ce-
maat liderlerine verdiği ıftara
Aczmendileri çağırmadı. RP"-
lilerin. Gündüz'ün basılma-
sıyla ortaya çıkan "tarikat-
seks" skandalının. toplumun
tepkisini topladığını belirterek
Aczmendilerin yemeğe çağ-
nlmasının hem partıye hem de
yemeğe katılanlara zarar ve-
rebileceğini söyledıkleri öğre-
nildi. Bu nedenle Aczmendi-
lerin yemeğe çağnlmadığı
kaydedildı.
RP'nın rutumu. Aczmendi-
leri üzdü. Cumhuriyet'e bilgi
veren tarikatlara yakın kay-
naklar. Aczmendilerin. "Bu-
güne kadar yanımı/da olan
kesimler. şeyhimize kurulan
bir komplo nedeniyle bizi yü-
züstü bıraktılar. Konuta çağı-
nlanlar tarikat da biz değil mi-
yiz? RP bu da>ranışıyla ne ka-
dar samimi olduğunu gö$ter-
di" dedıklerinı aktardılar.
Kaynaklar, Aczmendilerin Er-
bakan'ı "taknyecilikle" suç-
ladıklannı bildirdiler.
Erbakan'ın. isim vermeden
polisi suçlayarak tarikatlara
komplo kurulduğunu öne sür-
düğü yemeğe. laikhk karşıtı
eylemîere kanşan kişilerin de
çağnldığı belirlendi. Kaynak-
lar. yemeğe katılan tarikat ve
cemaat liderlerinden büyük
bölümünün laiklik karşıtı suç-
ları içeren ve yürürlükten kal-
dınlan 163.maddeyemuhale-
fetten dolayı yargılandığını
bildirdiler. Davetlilerarasında
bulunan Vahdet Vakfı Başka-
nı ve Vahdet cemaati lideri
Hüsnü Aktaş'ın (Y'usuf Keri-
moğlu). laiklik karşıtı eylem-
leri nedeniyle yargılandığı ve
hüküm giydiği belirtildı.
Şeriatçı görüşleriv le bilinen
Akit gazetesinin yazarı da
olan Aktaş'ın. son olarak Pı-
nar Yayınları'ndan çıkan
"Medeni Vahşet" adlı kitabı
nedeniyle yargıç önüne çıktı-
ğı kaydediîdi.
Tarikatçılara karşı çıkışlan
nedeniyle son günlerde bu ke-
simin hedefi halıne gelen ve
ölüm tehditleri alan lslamcı
yazar ismail Nacar. "Peşta-
mallışeytanlar" dediği tarikat
liderlerinin. Erbakan tarafın-
dan yemeğe çağnlmaMnı eleş-
tirerek "Gemi azıya ahp y ürü-
dükleri bir zamanda Savın
Başbakan'ın bunlan konutu-
na çağınp 'manevi önderler"
diye takdim etmesini, Türki-
ye'nin geleceği için son derece ,
tehlikeli 'görüyorum. Olacak
1
'
şc> değil. Bunu ba|ta gerçek
Müslümanlar kabul etmez"
dedi.
ıagıııuıaeıeu *»rrli Di>arbakır Cezaevi'nde
e ı a ı k a l a n 1 0P K K l i n i n as
.
H c vc pojisier tarafından dmüka'k öldürülnu-si olavını Idçrnck için ce-
zaevine gıden hevetîn'içeri alınmaniasi üzenne cezaevikapısında açıklama
yapan avukat Eşber Yağmurdereti, konuşmasında suç unsuru bulunduğu
gerekçesiyle İstanbul DGM'deifadeverdL (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Devlet Bakanı Fehim Adak görüşmelerini sürdürüyor
RP'den ABD'ye övgü
FUATKOZLLKLU
\VASHINGTON - Türk dış politi-
kasının tran. Libva ve Irak gibı
ABD'nin "Terör destekçisi" ilan et-
tıği ülkelere yönelnıesinden rahatsız
olan Bill Clinton vönetimi. RP'ye
"yeşüışık" yaktı.
Clinton yönetımi. "eş düzey tek-
niküişkiler" kapsamında görüşmeler
yapmak üzere Washıngton'da bulu-
nan Devlet Bakanı Fehim Adak'a.
"ABD'nin REFAHYOL ile voğun ve
siyasi Uişkiler kurmakistediği" mesa-
jını verdı.
RP'li Adak da ABD'ye övgüler
yağdırarak Başbakan Necmettin Er-
bakan'ın ABD'yi ziyaret etmesi ve
Başkan Bill Clinton'la görüşmesinin
iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi yö-
niinde yararlı olacagını dile getirdi.
Adak. Washington"a. RP'nin Do-
ğu ile Batı arasında sentez yaratma-
yı amaçladığını ve kendileriyle iyı
ilişki kurmasının ABD'nin yaranna
olacagını bildirdi. Fehim Adak. ko-
nuşmasında, Türkıve ile ABD'nin ı-
ki gerçek demokrasi ülkesi olduğu-
nu, Avrupa ve Asya'daki yeni devlet-
lere ömek oluşturduğunu söyledi.
Fehim Adak. önceki gün Türk-
Amerikan lş Konsevi'nce düzenle-
nen toplantıva katıldı.
Adak. toplantının yapıldığı salon-
da bulunan kadınların elinı sıkmadı.
Bakan. "Hoşgeldiniz"dıyen birkadı-
nın elini de geri çevırdi. Türk-Ame-
rikan !ş Konseyi yönetimine "RP'li
bakanın kadın eli sıkmadığını" ön-
ceden büdirildiğini söyleyen biryet-
kili. "Talimat üzerine karşılamada
konsev çalışanlan ile davetii bavanlar
sayın Adak'a \alnızca hoşgeldiniz de-
diler ve ellerini uzatmadılar" diye ko-
nuştu.
Fehim Adak toplantıda. Türkiye'de
sivası istikrar bulunduğunu sav undu
\e "Koalisyon hükümetinin seçimle-
re kadar işbaşında kalacağım" dile
getirdi. Adak. Susurluk olayının hü-
kümeti kesınlikle etkilemeyeceğını
sav undu.
Toplantıda çeşitli soruları da va-
nıtlavan Devlet Bakanı Fehim Adak.
Ankara ile Tahran arasında inızala-
nan doğalgaz anlaşmaMnın "Türki-
ye'nin enerji alanında yaşadığı sıkın-
tinın giderilmesi amacına yönelik ol-
duğunu" jnlattı. Adak, Türkıve'nın
karşı karşıva bulunduğu sı\a>i güç-
lüklerin başında Ege ve Kıbrıs soru-
nunun geldiğini belirtti. Kıbrıs'ta
haklan çığnenen tarafın Türkler ol-
duğuna dikkati çeken Bakan.
ABD'nin Türkiye'nin haklılığını tes-
cil etmesini ve gerginlıği tırmandın-
cı beyanlardan kaçınmasını istedi.
Adak. ABD Dışişleri Bakanlığı'na
giderek. ekonomik işlerden sorumlu
bakan yardımcısı Büyükelçi .\lan
Larson ve Dışişleri Bakanlığı Müs-
teşar Yardımcısı Marshall Adair ile
göriiştü.
Koalisyonun ilk günlerinde yaptı-
ğı açıklamalarla RP'ye sıcak bakma-
dığı ızlenimi veren Türkiye'nin \\as-
hington Büyükelçisi Nüzhet Kande-
mir'in fikrini değiştirdiği Adak'ın
gezisi sırasında açığa çıktı.
Fehim Adak'ın önceki gün ABD
Dışişleri Bakanlığı'nı ziyareti sıra-
sında kendisine eşlik eden Kandemir
1 5 saat süren görüşmenin ardından
Bakan Adak'la makam aracına gi-
derken el ele tutuştu. Kandemir ve
Adak arabaya kadar ellerini birbinn-
den ayırmadılar.
Fehim Adak'ın görüşmelerine ve
sözlerinin içeriğine bakarak bir
değerlendirme yapan ABD'li bir
kavnak. Cumhuriyet'e. "Buziyaret-
le Çiller'in /afivcri onaylandı. DYP
liderinin elinden Batı'yla görüşme
silahı. RP'lilere geçti. Bu zharet. > öne-
tim denetimini güçlü bir şekilde dene-
rinıi altına alan Erbakan'ın dış poli-
tikaya da damgasııu vurduğunu gös-
teriyor. Koalisvon RP'nin istediğinin
>erine geldiği bir hal aklı" dedı.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
ŞevketKazan'ın, "işbıtti, dos-
yayı mahkemeye verdik'' deme-
sinden sonra ortaya çıkan yeni
bulgular, bu işin öyle 40-50 gün-
de bıtmeyeceğini kanıtlıyor. TB-
MM komisyonunda ıfade veren
Vanlı işadamı Senar Er'in ve Jl-
TEM'ci Ahmet Altndaş'ın anlat-
tıkları. devlet içindeki cinayet şe-
bekesmin ne kadar korkusuz ol-
duğunu bir kez daha gözler önü-
ne serdi.
Senar Er, "Yeşil" kod adlı perva-
sız bir görevliden söz ettı. Adam
kaçıran, fidye isteyen, cinayet iş-
leyen "yeş//"in yaptıklarından ay-
lardırferyat edenlerin olduğunu bı-
liyoruz. Bu ınsanlann feryatları ne
yazık ki bugüne kadar pek dınlen-
medi. Çünkü "Yeşil" güçlüydü
kimseondan hesapsoramıyordu.
CHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı Sinan Yerlikaya da "YeşıV'i ta-
nıyor. Yerlikaya. "Veş//"i aniattı.
Onu Tunceli'nin Ovacık ılçesınde
görmüş. Nasıl karşılaştıklannı şöy-
leaniattı: "Yeşil'inOvacıkEmniyet
Amirliği bınasında kaldığını bili-
yordurr,. Arayıp kendisiyle konuş-
KimdirBu'Yeşil'?mak istediğımi ılettim. Bunun üze-
rine gittik. Bızi emnıyet amirinin
odasında ve onun koltuğunda
oturarak karşıladı. Devlete karşı
gelenleri temizledığini söyledi.
Elinde bulunan defterden benim
adımı gösterdi. 'Baksen siyasi da-
valaragiriyorsun. Dosyan iyice ka-
barrnış, senin de hesabını göre-
ceğim' dedi." Sinan Yerlikaya bu
görüşmeyi 1990 yılında yapıyor.
"Veş//"le ilgıli şikâyetlen kayma-
kama iletiyor. Aldığı cevap ilginç-
tir. Yeşil'in direkt Ankara'ya. hatta
Genelkurmay'a bağlı olduğu ken-
disine söyleniyor. Kaymakam ve
ılçe jandarma komutanı yüzbaşı,
ona bir şey yapacak güçleri olma-
dığını belirtıyorlar.
"Veş/7" bir devlet görevlisi. Bir-
çok faili meçhul cinayetin de so-
rumlusu. Kustah ve kendınden
emin bir tavır sergiliyordu. Aynı Ye-
şil, TBMM Susurluk Komisyo-
nu'na başından geçenleri anlatan
Senar Er'in ifadesınin de baş fail-
lerınden birisi. Senar Er'in babası-
nı kaçırıpfıdye ısteyenler arasında
adı geçiyor. Senar Er, Mehmet
Ağar'a başvurup fidyecilerin ya-
kalanmasını sağlıyor. Ancak fidye-
ciler her seferinde serbest bırakı-
lıyorlar ve sonunda Senar Er'in ba-
bası yok ediliyor.
"Yeşil" sayısız insanın canına
kıymış. İlçe emniyet amirliği bina-
larında faalıyet yürütmüş. Onlar-
dan daha yetkıli olduğu davranış-
larından belli. Fakat "Veş/7"in adı
bile doğru dürüst bilinmiyor. Yerli-
kaya onun adının Ahmet Demir
olmadığını, Müslüm veya Mah-
mut Yıldırım olduğunu söylüyor.
Bıngöl'ün Solhan ilçesındenmış.
Devlet onu bilıyor, bılmesı gerekı-
yor. Ona görev verip cinayet ışle-
yeceğı ortamı hazırlayanlar da o-
nun adını bilıyor. Nerede olduğu-
nu da bilmelen gerekır Bu katıl ne-
redeyse, devlet tarafından ortaya
çıkarılmalı ve tutuklanması sağ-
lanmalı. Ona görev verenler de bu
cinayetlerden sorumlu olarak ka-
nun önüne gelmeli. "Yeşil" bir ka-
til ve devletın bilgisi dahilınde or-
talıkta dolaşıyor. Tnanılır gıbi değil.
Bu nasıl devlet?
Tank Ümit'ın kaçınlıp yok edil-
mesinde ibrahim Şahin'in ve ko-
ruması Ayhan Akça'nın sorumlu-
luğu artık ortaya çıkmış durumda.
TBMM komisyonuna Astsubay
Ahmet Altındaş'ın anlattıklan, bir
başkası için söylenmış olsaydı,
yer yerinden oynardı. Olmuyor ib-
rahim Şahin, hakkında bu gerçek-
ler ortaya dökülürken Korkut
Eken ve Mehmet Ağar'la toplantı
yapıyor, cinayetten sorumlu özel
timcilere taktikler veriyor. Küçu-
cük bir ıpucuyla ınsanlar yıllarca
cezaevinde yatarken İbrahim Şa-
hin ve Ayhan Akça, hâlâ nasıl
mahkeme önüne çıkarılmıyor, an-
lamak mümkün değil. Her konu-
da elını çabuk tutan devlet, iş asıl
sorumlulardan hesap sormaya
gelince duraksayıveriyor. insanla-
rı bu kadar korkutmaya devletın
ne hakkı var?
Senar Er, korkusundan soyadı-
nı değıştırmiş. Babasının nereye
gittiğinin bile hesabını soramamış.
Bütün bunlan yapanlar hâlâ orta-
lıkta dolaşıyor ve devlet görevlisi
olarak maaş ahyorlar. Bu gerçek-
ler insanların vicdanını yaralıyor,
güvenini sarsıyor.
• • •
Bütün olumsuz sinyallere rağ-
men özel timcilenn devlet güven-
lik mahkemesi tarafından tutuk-
lanması önemli ve cıddi bir adım.
Kamuoyu artık ortaya dökülen
bunca pisliğin temizlenmesi için
yargının hareketinı hızlandırması-
nı bekliyor. Yıllardır bu ülkeyi kan
veölüme boğan katıllerden hesap
sorulmaya başlanması kamuoyu-
nun ortak talebi. Ama hesap sor-
ma burada durmamalı, bu cına-
yetlerin arkasmdaki siyasi iradeyı
ve siyasi gücü de yargı önüne ge-
tırmelı. Gerçek temızlık ancak o
zaman hedefıne ulaşabılır. Türkiye
hukuk devleti olma sürecine daha
yeni girdi sayılır.
Arat. TBMM'yi ve halkı. Türkiye Cum-
huriyeti'nde "Tarikatiann egemenliğine as-
la izin verilmeyecek" şekilde önlem almaya.
"gaflet dalalet ve ihanet" içınde bulunanîa-
ra dersini \ermeye da\et ettiklerini bildirdi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇY-
DD) Genel Merkezi \e tüm şubelen adına
yapılan açıklamada ise Atatürk'ün "Türki-
ye şeyhler. müritler ve dervişler ülkesi asla ol-
ma>acaktır" sözü anımsatılarak "Ata-
türk'ün ve çevresindeld aydın vatanse>erle-
rimizin kurduklan cumhuriyetin başkanh-
ğında. tarikat önderlerine davet \erilmesini
akılcı, aydınlanmacı ve çağdaş cumhuri\eti-
mizin temellerine ters \e yanhş bir davranış
olarak değerlendiriyor, protesto edi>oru/"
denildi.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Ba-
kırköy Şube Başkanı Ertuğ Reşit Karabici-
oğlu da yönetim kurulu adına \ aptığı açıkla-
masında. Erbakan'ın verdiği iftar yemeğiv-
le gerçek düşüncesini ortaya koyduğunu sa-
\unarak yüz binlerce insanın din kisvesı al-
tında kandınldığını, soyulduğunu. iğfal edil-
diğini. ülke insanını kamplara böldüğünü be-
lirtti.
Perincek
'Rusya ile
gerginlik
ABD'yi
güçlendirdi'
İstanbul Haber Servisi -
İşçi Partisi(lP) Genel Baş-
kanı Doğu Perincek. Kıbns
bunalımıyla ABD'nin.
Türkiye'vi batıdan sıkıştı-
rıp doğudan teslım almak
ıstediğini ıleri sürdü.
Perincek. S-300 füzele-
rının Kıbrıs'a yerleştınl-
mesının Türkiye kamuoyu
ıçin bu olayı güdümlü he-
yecanların ötesinde soğuk-
kanlı değerlendirmesi ıçin
fırsat yarattığını savundu.
Açıklamasında Çiller özel
örgütünün Türkiye için bir
bağımsızlık ve güvenlik
sorunu olduğunu ısrarla
vurgulayan Pennçek. bu
örgütün ABD güdümünde
tertiplere girişerek Türkiye
ile komşulan arasında ger-
ginlik ve çatışmaları kış-
kırttığım i^eri sürdii. Porin^:
çek. Çeçenıstan"a sîlah ve
kuvvet vollanmasının bu
tertiplerden bırı olduğunu
belirterek şu görüşlere yer
verdı:
"Türkhe devletinin Çe-
çenistan'da Rusya'va kar-
şı silahlı mücadele kışkırt-
mak diye resmi bir politi-
kası yoktur. Ancak bu ye-
raltı örgütünün böyle uy-
gulamalarda bulunduğu-
nu. başta Rusya. hütün
dünya biunektedir. Rusya.
bu tertiplere karşı tepkile-
rini en üst düzey de dile ge-
tirmiştir. Rus yetkilileri,
Türkiye'ye Kürt sorunu
anımsatmasını bile yap-
mışlardır. Rusya'nın Kıb-
ns'a S-300 füzeleri satma-
sı. ABD güdümlü tertibin
sonuç almaya başladığını
gösteriyor. Böylece Türkhe
ile Rusya arasında ilişkiler
gerginleşirken ABD'nin
her iki ülke üzerindeki de-
netimi ağırlaşmaktadır.
Hem Türkiye, hem Rusya,
birbirlerine cephe alırken
ABD'nin durumunu güç-
lendirmişlerdir."
Açıklamasında Kıbns
ve Ege'deki gelişmelerin
aslmda Irak'taki gelişme-
lerle bağlantılı olduğunu
savunan Doğu Pennçek.
son zamanlarda Talabani
önderliğindeki Kürdistan
Yurtseverler Birliği (KYB ı
de Irak hükmeti ile Barza-
ninin Kürdistan Demokrat
Partısı arasındaki anlaşma-
ya katılma eğilimi içine
girdiklerini vurguladı.
ERGİN YILDIZOĞLU
Bir Dogma Dağılınken...
1980'lerin sonunda ve 1990'ların başında olduk-
ça yaygınlaşan bir dogmaya göre, piyasa ekonomi-
sinin küresel egemenliği, refahın ve demokrasinîn
yaygınlaşmasına yol açıyordu. itiraz etmeye başla-
dığımızda ise, önce "dinozor" olduğumuz, sonra da
küreselleşmenin karşısında elimizden bir şey gel-
meyeceği söylenıyordu. Ancak, dün piyasa ekono-
mısınden başkaçıkaryol olmadığını düşünenlerden
bazılannın da katkısıyla bu dogma hızla dağılmaya
devam edıyor.
Fransız parlamento başkanı Philippe Seguin, A1-
manya'ya "totaliter kapitalizme karşı, toplumsal ka-
pitalızm isteğinin yeniden vurgulanması" yolunda bir
talepte bulundu. Devleti ekonomiden çekmeye ve
emek piyasalarını esnekleştirmeye çalışan biryöne-
timden, devlete böluşümcü görevler yüklemekten
başka bir anlama gelmeyen. böyle bir ıstek gelmö-
si ilginç değil mi? Ve bu "totaliter kapitalizm" de ne
acaba? '
Totaliter rejim, toplumu ve ekonomiyı birtek pren-
sibe, (ekonomi politik olarak ifade edersek, bir tek
sınıfın ya da kesimin çıkarına) göre yonetmeyi amaç-
layan ve bunda da hiçbir muhalefet tanımayan bir
rejim olarak tanımlanabilir. 1980'lerin başından be-
ri, gerek dünyada. gerekse de Türkiye'de birtek se-
çenek ile karşı karşıya bırakıldık. Bu seçeneğe kar-
şı çıkanlar, duruma ve yere göre, medya saldırısıri-
dan, polis-asker saldınsına kadar çeşitli yöntemler-
le susturulmaya çalışıldılar. Ustelik bu tek seçenek-
li dünya tam bir yüzsüzlükle "siyasi çoğulculuğun ve
demokrasinin" kaynağı olarak dayatıldı. Adetazor-
la çağ atlatılmaya ve demokratikleştırılmeye çalışı-
lıyor, ama biz dinozorlar buna direnıyorduk!. Tabii as-
lında, bu küreselleşme adıyla sunulan, uluslararası
mali sermayenin taleplerinden başka bir şey değif-
di. Bu uluslararası malı sermaye, ulusal ekonomile-
re, onları kendi kullanımına açmak için saldınyor,
ulusal devletlerde bu ışe uygun hükümetlerı destek-
liyor. hatta iktidara getirmeye çalışıyor. onlara IMR
OECD ve Maastricht anlaşması yoluyla kendi poli-
tikasını dayatmaya çalışıyordu. Tabii basitleştirerek
söyledik tum bunları. Sorun 1970'lerden sonra baş-
layan, 1980'lerde giderek hızlanan bir şekilde, spe-
külatif sermayenin. egemen sermaye bıçimi haline
gelmış olmasında yatıyordu. Yoksa bırkaç cin akıtlı
bürokratın planlarından kaynaklanmıyordu.
Seguin'in "toplumsal kapitalizm" önerisine dö-
nersek, bunun ıster istemez bnce piyasa ekonomi-
sinin kurallarını karşısına alması, onun mantığınfe
ters bir şekilde yeniden bölüşüm politikalarına yç-
nelmesi ve tam bu noktada kureselleşmeyi de kar-
şısına alması gerekiyor. Böyle olunca da bu "toplum-
sal kapitalizm" kapıtalızmm kuresel bir kriz yaşadı-
ğı bir zamanda boş bir hayal olmaktan öteye geç-
mıyor.
Küreselleşmenin getırdiklerine, bir başka yaklaşım
daha var tabii. Bu yaklaşıma biraz dolambaçlı ama,
manzarası ilginç bir yoldangıtmek ıstiyorum. Pazar-
tesi günü Internatıonal Herald Trıbune'öe William
Pfaff, "Küreselleşme sürecınde, şirketlerde hisse
sahibi olanlann veyonetıcilerin toplumsal pastadan
aldıkları pay artarken, neden hep ışçiler fedakârlık
etmçk zorunda kalıyorlar" diye sorduktan sonra
*'Bunun böyle ofm&sınt gerektiren birekonomtk^â-
sa yok" dıyordu. Pfaff'a buyazıyı yazdıran ise 00-
ney Kore işçilerinin mücadelesi ve bu mücadeleyle
Fransız işçilerinin talepleri arasındaki büyük benzer-
likti. Pfaff küreselleşmenin toplumsal yapıyı dağıttı-
ğından şikâyetçıydi ve "işçilerin küreselleşmenin yü-
künü çekmeyi artık kabul etmediğini" tespit ediyor-
du. Ayrıca Pfaff işçilerin bir anlamda toplumun tem-
silcileri haline geldığine de işaret ediyordu. Gerek
Kore'de. gerekse de Fransa'da halkın büyük çoğun-
luğu işçilerin mücadelesi ile kendi çıkarları arasında
bir paralellik görüyor ve işçilerin kendileri adına da
mücadele ettiğini görerek destek veriyordu.
(13/01/97). Ancak gerek Seguin'in gerekse de P-
faff'ın akıl yürütmelerinde çok önemli bir zaaf var ve
bu yüzden istekler iyı niyetli. ancak boş istekler ol-
maktan öteye gidemiyor.
Küreselleşme/liberalizm, sıstemin tümünde ege-
men ve o geri kalanına lıderlığinı kabul ettirmiş, Ang-
losakson ağırlıklı uluslararası mali sermayenin, ka-
pitalıst sıstemin yaşadığı, uzun devreli ve yapısal kri-
ze bir tepkisı olarak gelişti. Bu mali sermaye ile re-
kabet halınde dmalarına rağmen, Japon ve Avrupa
kaynaklı mali sermaye de onun önerdiği çözümü
benimsiyor. Bugün kapitalızmı uluslararası mali ser-
maye temsil ediyor; sistemin lokomotifliğıni üstlen-
mış durumda. Ancak bu lokomotif, sistemi bir uçu-
ruma doğru göturüyor. Bu ise "sırtında suyu geçer-
ken, kendısım taşıyan kurbağayı sokan akrep" gibi,
mali sermayenin doğasında, işleyişinın mantığında
var.
Öyleyse. başka bir mantık ile krize sermayenin
sunduğu seçeneklerin dışında bir çözüm getırmşk
gerekiyor. Fransız ve Kore işçilerinin dırenişi ve haUfr
tan aldıkları destek, bu arayışta hangı güçlerin dina-
mızmine güvenmek gerektiğini de bize çok iyi gö£
teriyor. İ
ergin / ergin.demon.co.uk
Haklarındaki karar kaldırıldı
Göktepe sanığı
polisler görevde
İstanbul Haber Servisi-
Evrensel gazetesi muhabin
Metin Göktepe'v i öldürmek
suçundan vargılanan 11 po-
lis hakkında v erılen ~göre\-
den uzaklaştırma karan"
İçişleri Bakanlığı'ncakaldı-
nldı. istanbul \alisi Rıdvan
Yenişen.polismemurlarının
emnıvet içınde yürütülendı-
siplin soruşturmasının sona
ermesı nedenıvle görev den
uzaklaştırma karannın kal-
dırıldığını belırterek geçicı
olarak İstanbul Personel Şu-
be Müdürlüğü'nde görev e
atandıklarını kavdetti.
L mraniye C ezaev ı nde
çıkan olaylarda ölen tutuk-
lulann cenaze töreni sırasın-
da gözaltınaalınan vepolis-
ler tarafından dövülerek öl-
dürülen gazeteci Metın
Göktepe'nin faıli olduğu
önesürülen 11 polishakkın-
daki görevden uzaklaştırma
karan disıplın soruşturma-
lan bittiğı gerekçesiv le İçiş-
leri Bakanlığı'nın emriyle
kaldınldı. Karar içişleri BaJ-
kanı Meral Akşener tarafrn-
dan 27 Aralık 1996 tanhin<-
de kaldırılarak İstanbul V^-
lilıği'ne gönderildı. Emnr-
yet Amin Battal Köse ile Ş»-
avip Mutluer. Burhan Koq.
Saffet Hızareı, Fedai Kork-
ma/. İlhan Sanoğlu, Murat
PolaL Selçuk Bayraktarog-
lu, Fikret Kayacan, Metin
Kuşat v e Tuncay Uzun adlı
polis memurlan İstanbul
Personel Şubesı'nde göreve
başladı. İstanbul Valisi Rıdr
\an Yenişen yaptığı açıkla-
mada. İçişleri Bakanlığı ta-
rafından kaldırılan kararı
uyguladıklarını belirtti.
Yenişen. emnivet müdür-
lüğünün yaptığı disıplin so-
ruşturmasının bittiğini ve
polis memurlanna 12 ay kı-
dem cezası verildiğini vur-
gulav arak, "Görevden uzak-
laştırma karan bu nedenle
kaldınldı" dedi.