15 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 1996 CUMA 14 KULTUR ' Adalet Ağaoğlu ölmeye yatmadı' Bir kaza haberi... CENGİZKUPAY* Yorgun bır akşamüstü eve dönüşümde aldığım bır haberle yenıden yola çıktım. Arayan se\gilı hocam Prof. Dr. Nurettin Sözen'dı; AdaletAğaoğlu'nun bırtrafik ka- zası geçırdiginı, kafa travması bulundugu- nu ve durumunun agır oldugunu bildırmış. görrnem ıçın ncada bulunmuştu. Yolda dü- şünüjordum: trafık kazasından çok, baş- ka tanımlara yakın düşüyordu olay. Yol- dan çıkan araç. yolun tamamen dışında, bankta oturan bınsıne çarpsın: olasak şey degılmış gıbı geliyordu insana. Agır kafa travmalannda. özellıkle de başka organ travmalannın eşlık ettığı du- rumlardaolaymneşekildesonuçlanacagı- m kestirmek olanaksız olabılıyor \e kımı zaman çaresız kalabılıyoruz. Bır nöroşı- rüniyen olarak bunlan bılmek de - yaralı- nın saygın kımlıgı bır yana - üzüntümu, kaygılarımı arttınvordu. Şışlı Etfal Hastanesı'nın loş ışıklı bırko- ridorundan yoğun bakıına yûrürken. çogu tanıdıgımız sımalarolan aydınlanmızı gör- düm. ıçenden gelecek haberlerı tedirgınlık ıçinde beklıyorlar, eşı ise bır kenarda hala şokuyaşıyorgıbıydı. Vücudunda çeşıtlı kınklann oldugu ve bılgısayarla tomografiye göre beyninde de kanamış odaklann gözlendigi bılgilennı aldım. takıp eden çok aşına se\ dıgım bır meslektaşımdan. O ıse sessız yatıyordu ya- tagında. "Adalet Hanım. gözlerinizi açın... Açın gözlerinizi!" Adalet Hanımdan hıç yanıt gelmedı seslenışıme. yıne yalnızca soluk alıp venşının kıpırtısıyla >atıyordu. Oysa hemen ardından ağnlı bır fızıksel uyaran denedıgımde. yorgun bır çıft gö- zün açılıverdıgını gördüm: yorgun ama ışıklıydı bakışlan. lşte o sırada, yol boyun- ca ıçımde bınken bır yıgın kaygının dagı- lıverdigını hıssettım. Neydi bu bir göz aç- manın bûtün duygulanmı degıştırıveren sırn? Kendıme de şaşmadıgimı söylesem doğ- ru olmaz sanınm: bu meslekte geçen uzun yıllara ragmen her yenı hastav la yenıden heyecanlanabiliyor ınsan. Yaşamın yüzü- ne dönükken bıle. bu yüze bakmayan. ümıtsızlıkle başını çevıren ve kendını tü- kenışe bırakan hastaları anımsadım bır an; sonra gördügüm başka hastalann da göz- len belirdi zihnimde. varolma ıstegıyle ya- şama asılan ve güçlükle de olsa gözlerini açan... Bakışlann sırn buydu ıştc yaşamı- nı duyurnsadıgını. ölüme karşı çıktıgını. sözcüklere gerek kalmaksızın anlatmaya yetmışti bakışı. Tomografıleri inceledık daha sonra. operasyonu gereklı kılmayan kanamış odaklar vardı. ama artık biliyordum ki ha- sarın oluşumuyla bırlıkte devreye giren ve işlemeye başlayan dogal iyileşme süreci. onun direncıyle güçlenecek ve çok büyük olasılıkla tüm bunlann üstesinden gelecek- ti: çünkü daha yapacak işlen, söyleyecek sözlen vardı. olacaktı mutlaka. Yoğun Bakım çıkışında. kapıda bekle- yenlere çok daha umutlu ve çok daha iyım- serbakabıldım bu sayede. Hastaneden eve dönerken düşündüm. nedır ınsanlan güç- lü kılan şey - kimı insanlann. sahibi olmak ugruna belkı tüm hayatlarını harcadıklan şey? Gelişmış kaslar mt? Yüklü banka he- saptan mı? tşgal edilen bırkoltuk mu? Ka- bank unvanlar mı? Gerçek gücün bunlann hiç bin olmadıgını bir kez daha anladım o gün - sahip olduğu herşeyden annmış. ade- ta çınlçıplak kalmış bir ınsanın. doğa ıçin- deki varlıgını hissedışi ve yalnızca - yalnız- ca bu varoluştan aldıgı güç; kendisi dışın- da süregiden yaşamı algılaması \e bu ya- şamın içınde kendi varlıgı ve yaşamıyla yer alabılme istegiydı, gerçek olan tek güç. Her geçen gün bıraz daha iyileştiğinı mutlulukla ızlediğimiz saygıdeger yazar Adalet Agaoğlu'na geçmiş olsun dilekle- nmızle beraber bır kez daha merhaba... *(Pmf. Dr.. Cenvhpaşa Cniversiıesi) Adalet Ağaoğlu. dün ameliyat oldu. "Her şey olup bittikten sonra uyanmak, öyle deliksiz bir uykuyla, yeni doğmuş bir bebek yüzüyle..."Bu satırlan yazdığı yazısında, "Ölüm üstüne yazacaksam, bunda kim sınava çekebilir beni?" diye sormuştu bir de. O tiinelin vansına kadar uzanıp, sonundaki değiL başındaki ışığa yeniden yönelen birisini, kimsenin sınava çekeceği yoktur herhalde. AHU ANTMEN Adalet Ağaoğiu'nun geçirdıği kaza- dan kısa bır süre önce Fol dergisinde (temmuz 1996, sayı 4) yayımlanan ya- zısından:"... Herkes sizi şefkatle kuşat- nuşnr. Ameiiyattan diri çıkamavacağı- nızdan korkulur, ama kimse bunu ele- vermcz. Karşılıkh gülümsenir, birbirini- zi yüreklendirir, o arada içgözlerinizJe ötüm sonrası sahneleri görürsünüz. Hem ölecek olan, hem öliivü kaldıracak olanlar için geçerlidir bu. lyi ki. narkoz, uyuşturucu gibi şeyler var. Kesip biçil- mek üzere uyutulmak da. her şey olup bittikten sonra uyanmak da çok hoştur. İçgözler biitiinüyle kapanmıştır. Hiç böyle deliksiz bir uyku uyumamış, hiç böyle yeni doğmuş bir bebek yüzüyle uyanmamışsınızdır." tlginç bır rastlantı. "Uzun Ölümler- Öiüm Aryalan" başlıklı bu yazıyı yaz- masından, bu yazının yayımlanmasın- dan kısa bir süre sonra ölümün. kapıla- nnı aralaması Adalet Ağaoğlu'na. Ge- çen hafla pazartesi günü, gazetede > an- kılanan bir anonsla ortak olduk habere. "Şişli Etfal Hastanesi'nde yatmakta olanyazar Adatet Ağaoğiu için acele AB A dalet Ağaoğiu dün kınk olan sağ bacağı nedeniyle A ameliyat geçirdi. Yaklaşık dört saat süren ameliyatı Doç. / A | Dr. Ünal Kuzgun, Prof. Dr. Lütfi Baş, Op. Dr. Yavuz Â. .A. Tavukçuoğlu ve Op. Dr. Ismail Kuran gerçekJeştirdi. Başanlı geçen ameiiyattan sonra yaranın üzeri 'graflama' yöntemi ile geçici olarak kapatıldı. Ağaoğiu'nun yarasının dokusu yaklaşık on gün sonra gerçekleştirilecek asıl graflamadan sonra kapatılacak. Durumu hızla iyiye giden Ağaoğiu bir değişiklik olmazsa üç hafta içinde yürüyerek evine çıkabilecek. Rh pozitif kan aranmaktadır." Kazanın ayrıntılan daha sonra ulaş- tı. Ağaoğlu, Sanyer'de yûrürken ora- dan geçen bir arabanın sürücüsü virajı alamayarak yazara çarpıyor, denize uçuruyor, o an yaklaşan tehlıkenin far- kında bile olmayan (gerçi. sahildeki sü- rücülerle hep tartışırmış, Ağaoğiu) bir insanı yaşamın kıyısına >u\arlıyor, kendi geleceğinı de dikkatsizlikten. ted- bırsizlikten ya da kim bılir hangı neden- den karartıyordu. Sonuç: "Görülmez kaza." Oysa bu kazanın 'görünmez'bir ya- nı yoktu, "Trafik canavarlan ülkesi" Türkive'de. popüler deyımle "canavar kılığına bürünmüş bir insan". ehliyetlı bır ehlıyetsız, her gün nicelenne tanık olduğumuz bir oyunu yineliyordu o ka- dar. Hep gördüğümüz kazalardan biri- nebıryenisieklenmıştı.amabukezge- lip masunı trafık kurbanlan listesıne eklenen bır yazan seçmiştı. Adalet Ağaoğiu Şişli Etfal Hastane- si'nin Yoğun BakımOdası'nda lOgün- dür yaşam mücadelesi verırken, hem eşi. hem yakınlan. tanıyanlar tanıma- yanlar. okurları da ayrı bir mücadele \erdi. Bu arada basın da kendi müca- delesinı: Adalet Ağaoğiu birden. duru- ma uygun düşüyor diye. yalnızca tek bır kitabıyla anılır oldu ("Ölmeye Yat- mak"ın yazan"). "Hayır!" dendı yıne bırkitabınagöndermeyle, "ölmeyeyat- nıadı". Fatma Oran. bu sayfalarda o "Ölmeve \atmak"ın. bu "ölmeve vat- mak"la (!) bir ilgisi olmadıgını anlat- maya çalıştı. Kimi gazeteler, belki 'ölüm haberi'ni hazır tutuyordu profes- yonellik adına. Avrupa ve Amerika'da çoğu yayın organında. "yaşı ilerleyenle- re* böyle gızli dosyalar açılır. Ne acı geliyor kulağa, ama belki gerçekçi ol- mak gerek. Adalet Ağaoğiu'nun birkaç da fotoğ- rafı yayımlandı. Denizden çıkanldığı anı gösteren ilk fotoğraf. o an kendin- de görünen Ağaoğiu'nun durumunu 'iletmek'te ancak bir yanılgtya yol açı- yordu, yoğun bakımdayken kuşkusuz izinsiz çekilen birkaç fotoğrafı daha ya- yımlandı. hatta bır TV kanalı ne >apıp edip yazan görüntüledi. "ilk söyleşiyi kopardı." Gereği var mıydı komadaki bir ınsanın soluğukaçmışhalinı yayın- lamanın? Eşi. Cumhuriyet'te çıkan haberleri merak ettiğinı söylüyor Ağaoğiu'nun. Ama henüz hiçbir şey okumasına ızın \erilmiyor. "Kazadan önceki gece ola- \i rüyasında görmüştü" türünden. eşi Halim Agaogiunun yalanladığı yazı- laria allayıp pullayamadık gerçeği. Ya- şama dönüş sinyalleri daha önemlıydi: Konuşabildiği gün, yanındaki hastanın durumunu sormuştu. Kaza anını hala anımsamıyor (belki daha uzun bir süre de anımsamayacak). kazanın olduğu güne sıkışıp kalmıştı. Perşembe günü uyandığında, o hala pazartesi gününü yaşıyor, eşinin doğumgününü kutlaya- cakken. Şişli'de bir hastanenin yoğun bakım odasında bir yatakta yatıyor ol- masına anlam veremıyordu. Günler onu kovalıyordu ama, onun günleri yakalaması bıraz zaman aldı. Sonunda geçen çarşamba günü, çar- şambayı yaşadı. Bir hemşirenin verdi- ği bılgiye göre, ertesi gün, eve temiz- likçinin geleceğini anımsamış, ütülenn yapılmasını istemiş. Yaşama başlamak, nereden olursa olsun. ama başlamak. bağlanmak... Adalet Ağaoğiu. dün ameliyat oldu. "Her şey olupbittikten sonra uyanmak, öyle deliksiz bir uykuyia, yeni doğmuş bir bebek yüzüyle..."Bu satırian yazdı- ğı yazısında, "Ölüm üstüne yazacak- sam, bunda kim sınava çekebilir beni?" diye sormuştu bir de. O tunelin yansı- na kadar uzanıp, sonundaki değil, ba- şındaki ışığa yeniden yönelen birisini. kimsenin sınava çekeceği yoktur her- halde. Bulutsuzluk Ozlemi dönemeçte CUMHUR CANBAZOĞLU Bulutsuzluk Özlemi yann ve pazar günü ilk kez Rumelihisan'nda konsere çıkıyor. Geçen sonbaharda 'canlı ve fişsiz' esprisiyle konser kayıtlanndan derledikleri unplugged albümlen Yaşamaya Mecbursun'la yerli rock ıçın 1yı sayılabilecek tiraja ulaşan grup, Rumelihısan'ndan sonra soundunda temel birtakım değişikliklere hazırlanıyor. Yıllar yılı evrensel rock kalıplannı benimseyen Bulutsuzluk Özlemi. yerli enstrümanlan deneyip farklı bir sound oluşturmaya çahşacaklanm belirtiyor. Grubun lideri Nejat Yavaşoğullan'yla bu projeyi ve Rumelihisan konserlerini konuştuk: - Hisar'da hangi ekiple sahneye çıkacaksuiız, neler seslendireceksiniz? Sina Kologlu pi\ano, Akın Ekies gitar, Onur Sankava davul. Sunay Ozgür bas, ben ve Moğollar'dan Serhat Ersöz klavye olmak üzere altı kişiyle çıkıyoruz konsere. ABD'ye gitmezse Murat Kargılı vurmalı çalgılarla gruba katılacak. Kısmen unplugged. kısmen elektrikli gitarlarla çalacağız. aynca kuyruklu piyano da kullanacağız. Konsere yetiştirmeye çahştığımız Yine Düştük Yollara, Hayatın Gidişatı. Mekanik Fanatik gibi kimsenin duymadığı şarkılann da içinde bulunduğu yirmı beşe yakın parçaya yer vereceğız. - Bu yeni parçalar grubun soundunda yenilikler getiriyor mu? Rumelihisan konserleri bizim ıçın bır dönemeç. Bu ikı konserden sonra dinleyıcilerimiz farklı soundla. şarkılarla karşılaşacaklar. Bunu dinleyenler \e grup için gerçekleştirmek zorundayız; Konserlerdekı şarkılann en az on tanesi yenı çalışmalar olacak. Bunun yanında yerli enstrümanları kullanıp deneylere girişmek istiyoruz. Daha önce Doğu-Bat\ sentezine benzer çaltşmalan Moğollar, Yeni Türkü. Ezgınin Günlüğü gibi gruplar başanyla yaptı Bızımkisi biraz Led Zeppelinınkine benzer, daha e\rensel bakışlı olacak. Aslında yanlış anla^ılacak diye çekiniyoruz. 'Modaya uydular\ diyecekler belkı. ama uzun süredir böyle bır denevı düşünüyorduk. - Rumelihisan konserlerine G4y mpia gibi bir ha\a verilmeye calısılnor. müziğin kremasının o mekânda toplandığı görüntüsü sunulu\or. Bulutsuzluk. Hisar'da nasıl bir seyirci hedefliyor? İlk defa Rumelıhısan'na çıkıyoruz. Bız seyircimizın yapısını bilıyoruz. çoğu bılet parasını zor bir araya getiren insanlar. Ama bizı dinlemek isteyen başka insanlann da oldugunu düşünüyoruz. Bır de böyle birdeneyımı yaşayalım dedik. Hayal Kahvesı'nde 50 metrekarelikyerde lOOkışi sıkışıp dınliyorbizi. O ortamda bulunmak ıstemeyenler de gelecektir konsere. Istanbulda iki gösteri sunan Japon geleneksel davul grubu Tamakko-za topluluğu İzmir'den sonra Çeşme. Bergama. Bursa ve Amasya'da gösterilerini yineleveeek. Bugün fznür'de başlayacakolan Japon kültür etkinlikleri hafta boyunca sürecek. (Fotoğraflar: DEVRİM BARAN) Japon Kültür Haftası Izmir'de Kühür Servisi- Izmir'de bugün başlayacak olan Japon Kültür Haftası nedeniyle önceki gün istanbuPa gelerek iki gösteri sunan Japon geleneksel davul grubu Tamakko-za topluluğu, izleyicilerin beğenisini topladı. Kültür haftası etkinliklerinin açılış programına bağlı olarak Kartal ve Taksim'de birer saatlik iki gösten sunan topluluk. 'yağmur duası' ve "denizdeki yaşam 1 gibi geleneksel oyunlann dışında, kendi kurguladıklan kısa bölümleri sundular. 23 kişiden oluşan topluluk, bugün Izmir'de saat 16.30'da valilik önünde. akşam saat 19.00'da Karşıyaka Çarşısı içinde ve yarın saat 18.30'da tnönü Sanat Galerisi'nde bırer gösteri yapacak. Izmir'de iki gün sürecek Japon Kültür Haftası kapsamında cumartesi günü saat 14.00-15.00 arası Fuar Lozan girişinde vapılacak resmi açılı$tan sonra İZFA$ Sanat Galerisi'nde Sencha Grubu Çay Seromonisi, İkebana(çiçet süsleme sanatı) gösterisi. Macha Çay Seromonisi. Origami (kâğıt katlama sanatı) ve ağaçtan bebek yapma kursu düzenlenecek. Bu etkinlikleri 5.30-20.30 arasında dönüşümlü olarak devam ederken Fuar Spor Salonu'nda 16.00-20.30 arasında Aikido kursu ve performansı , gerçekleştirilecek. Pazar günü ise tüm gruplann final gösterileri 10.30- 16.30 saatleri arasında IZFAŞ Sanat Galerisi'nde yapılarak Fuar Spor Salonu'nda da 10.30-15.00 arasında ikinci Aikido kursu ve 15.30'da Aikido gösterisi düzenlenecek. Gün içinde vapılacak diğer etkinlikler arasında ise İnönü Sanat Galerisi'nde saat 10.30 - 12.00 arasında Tamakko-za davul kursu (çocuklarıçin). 13.00-14.30 arasında Japon geleneksel dans gösterisi ve 15.00-17.00 arasında ise Türk-Japon kadınlar tanışma ve görüşmesi yer alıyor. tstanbul'daki gösteriyle büyük ilgi toplayan Tamakko-za Davul Grubu, kültür haftası sonrasında 5 ağustosta Çeşme'de. 6'sında Bergama'da. 7'sınde Bursa"da \e 11 ağustosta Amasya'da gösterilerini tekrarlayacak. 3.Uluslararası Bilkent Anadolu Müzik Festivali 'Gezgincifestival' ile barışa çağrı ANKARA (ANKA) - Bil- kent Senfonı Orkestrası, 28 ağustos - 10 eylül tarihleri arasında düzenlenecek 'Bil- kent 3. l luslararası Anadolu Müzik Festr\ali" kapsamında Anadolu turnesıne çıkıyor 'Gezginci Festival'. Göre- me'den başlay arak Efes, Bod- rum. Ankara. Aspendos \e Phaselis'te müzıkseverlerle buluşacak Ana teması; 'in- san sesi ve insan sesiyle ban- sa, dosthığa çağn'olan festi- vale. şeref konuğu olarak dünyaca ünlü sanatçılarSuna Kan ve IgorOistrakh katılı- yor. Festival. 120 sanatçıdan oluşan 'Bilkent Senfoni Or- kestrası" ile "Bulgaristan Dev- let Filarmoni Korosu'nun ka- tılımıyla gerçekles^cek. Bilkent 3. Lluslararası Anadolu Müzik Festivali, 28 Ağustos'da Göreme Açık Ha- va Müzesi'nde. Hsıydn'ın 'Yaradıhş Oratoryosu"nun seslendirilecegı açılış konse- nyie başlavacak. Konserde. Bilkent Senfoni Orkestrasını, Şef Kari Anton Rickenbaher: Bulgaristan De\ let Fılaımonı Orkestrasını ise Şef Georgi Rober yönetecek. Gezginci Festival'in ikinci duragı olan Efes Antik Tiyat- rosu'nda 1 eylülde gerçekleş- tirilecek konserde, Beetho- ven'ın 'keman konçertosu' ve '9. Senfonisi' seslendinlecek. Igor Oistrackh'ın solist ola- rak katılacağı konserin ardın- dan. festival. 2 eylülde Bod- rum Kalesı'nde sürecek. Dünyaca ünlü kemancı Suna Kan'ın solist olarak katılaca- ğı konserde sunulacak eserler şöyle, Mendelssohn'dan 'ke- man konçertosu" ve Beetho- \en'dan '5, Senfoni'. Festı\ al, Ankara'da Bilkent Konser Salonu'nda 4 ve 5 ey- lülde \erilecek ikı konserle devam edecek Igor Oist- rakh'ın solist olarak katıldığı ilk konserde. Brahms'ın 'ke- man konçertosu' ve Beetho- ven'ın '9. senfonisi' seslendı- rilırken ikinci konserde C. OrfTtan 'Carmina Burana' sunulacak. Festi\al programında yer alan Aspendos Antik Tiyatro- su konserlerinde. 7 eylülde yine C. Orff'tan 'Carmina Burana. 8 eylülde ıse Suna Kan'ın solistlıgınde Mo- zart'tan 'keman konçertosu' ve 'Requiem' seslendinle- cek. Festival. 9 eylülde Phaselis Açık Hava Müzesi'nde Bil- kent Akademık Oda Orkest- rası nın Şef Server Ganiyev yönetiminde vereceğı özel gala konseriyle son bulacak. AYDINLANMA EMRE KONGAR Ölüm Cezası Kaldıpılmalıdır Yazılanmı, tek bir makale ile tüm dünyayı değıştırme gücüm varmış gibi bir sorumlulukla ve hıç kımseyi et- kileyemeyece^imın, dolayısıyla yazdıklarımın hiçbir ışe yaramayacağının bilinciyle kâgıda döküyorum. Aslında, ne sorumluluğumu abartıyorum, ne de et- kimi küçümsüyorum. Sadece, herkesin, yaptığı tüm ışlerde ve söyleyıp yazdığı butün duşuncelerde tarihe ve insanhğa karşı sorumlu olduğuna inanıyorum. Buna karşılık, bugün Türkiye'de kimsenin kimseyi okumadığını, okuyanların ise ancak önceden sahip ol- duklan düşüncelere uygun olan yazıları benimsedıği- ni bilıyorum. Evet, "Dünyayı değiştirme gücün varmışçasına, ama hiçbir işe yaramayacagmı da bilerek yazrnak". • • • Ölüm cezası kaldınlmalıdır. Çünkü ölüm cezası, bellı nedenlerle insan öldürme- nin meşru hatta zorunlu olduğu mesajını vermektedir. • • • Ölüm cezasının aleyhıne pek çok düşünce öne sü- rülebilir. Felsefi. toplumsal, hukuksal bir sürü gerekçe yüzyıllardır yazılıp tartışılmakta. Ben de kendi payıma. ölümlü olan insaron. kendi ha- line bırakıldığında zaten olecek olan kışının, başka in- sanlar eliyle öldürülmesini oldum olası trajik ve anlam- sız bulmuşumdur. Ama bugün ölüm cezasını sadece kendi mantığı içinde tartışarak, yanlışhğmı vurgulama- ya çalışacağım. • • • Ölüm cezasını uygulayan devlet niçin vardır? Dev- let bir doğal kurum mudur? Doğada devlet yoktur. Devleti insanlar kurmuştur: Güçlerini birleştirerek arttırmak, doğa ile daha iyı mü- cadele edebilmek ıçın. Yani devlet, ınsanın mutlulugu için kurulmuştur. Peki ölüm cezası ya da daha genel anlamda ceza nedir, niçin vardır? Insanların kurduğu devleti ayakta tutabilmek yanı düzenı korumak için. Hangi "düzenr? Insanlan mutlu kılmak için kurulmuş olan düzenı. Bırinci saçmaiık tam bu noktada ortaya çıkıyor: in- sanlann mutlulugu ıçm kurulmuş olan devlet dönüyor veonları, yine insanlann mutlulugu için öldürmeye baş- lıyor. Her ne nedenle olursa olsun, ınsanın insanı, ın- sanın mutlulugu ıçın öldurmesi tam anlamıyla bir çe- lişkı, bır saçmaiık. Ama benim üzerinde durmak istediğim asıl nokta bu degıl. • • • Devletin insanı öldurmesi. o devleti oluşturan tüm ki- şılere ve orgütlere. bellı nedenlerle ınsan öldurmenin meşru, haklı, hatta gereklı olduğu mesajını verır. Insan öldürme, "bellı nedenlerle" devlet tarafından meşru ve hatta gereklı kılınınca, artık o toplumda ya- şayan herkes, "kendi meşru nedenmı" ımal eder. Kimıne göre "namus cinayetleri" meşrudur. Ktmıne göre "kan davası". Kımilerı "devletkoruyuculuğu", kımileride "devrım- cıliğe" soyunur ve kendi aklınca "haın" olanları, yani kendisi gibi düşünmeyenleri öldurür. Sonuç olarak. ölüm cezasını uygulayan devlet, va- tandaşlarına "bellı nedenlerle ınsan öldurmenin meş- ru oldugunu" ögrettiğı ıçın, vatandaşların bırbırıni öl- dürmesinin gerekçesıne de bır anlamda destek vermiş konumuna düşer ve tabıi bu arada kendisi de, btrbıri- ni öldüren ınsanlan ölümle cezalandırır. Böylece bir "ölüm zınciri" ortaya çıkar. Bu "ölüm z/nc/n"ni, bu kısır döngüyü kırmanın baş- langıç noktası, bence. devletin, ölüm cezasını kaldır- masıdır. Çünkü çağdaş devtet, hepımızın malıdır ve "ortakaklın" temsilcısi nıtelığıyie herkese örnek olacak- tır. Unutmayalım kı her cezanın bır caydırıcı bir de eği- tıcı yönü vardır. Ölüm cezasının caydırıcı yönünün et- kisizliğı yüzyıllar boyunca kanıtlanmıştır. Eğitici yönu ıse sadece "bellı nedenlerle insan öl~ dürmenın meşru olduğu" bıçiminde ışlev yapmakta- dır. Oysa ölüm cezasını kaldıran devlet, tüm insanlara "hiçbir koşulda insan öldürmek meşru ve doğru de- ğildir" mesajını vereceği için, hem kendi kuruluş ama- cı olan "ınsan mutluluğuna" uygun davranmış olacak, hem de daha da onemlısı, vatandaşlarına örnek ola- rak, onları bu yönde eğıtecektır. • • • Ben, hem kendi halkına. hem tum insanhğa örnek olan bir devletin vatandaşı sıfatıyla yaşamak istıyo- rum. Tüm sıyasal partı temsilcılerının bır ortak önerge ha- zırlayarak, kamuoyunun tam desteği ile Meclis'teölüm cezasını kaldırdıklarını düşlüyorum. Türkiye Cumhunyetı Devletı'nin hem kendi vatan- daşlarına hem de tüm dunyaya bu yolla muhteşem bir uygarlık örneği verebılecegıni, daha mutlu bır toplum modelı için önculuk edebileceğını düşünüyorum. Acaba yanılıyor muyum? Bu haftaki medya notumun konusu da yazıda be- lirlendı: Değerli radyolanmız, televizyonlarımız ve sa- yın yazılı basınımız "ölüm cezasına karşı "bır kampan- yaya önculük etmezler mi? Böylece. oynattıkları film- lerle ve yaptıkları programlarla yol açtıkları şiddetı özendirme suçlamalarına karşı da en anlamlı yanıtı vermiş olmazlar mı? K Ü L T Ü R • Ç Î Z Î K K A M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear