23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Özelleştirme Idaresi, kamuya ait turistik tesislere, turizm flıannda müşteri arayacak Fııar yöntemiyle özelleştirıne• Turizm Yatınmcılan Derneği'nin kasımda Istanbul'da diizenleyeceği "Alternatif Turizm Olanakiarı '96" fiıanna katılacak olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TURBAN ve Emeklı Sandığı'na ait tesislere yerli ve yabancı müşteri bulma olanağını araştıracak. Turizm Bakanhğı ise turizme açılacak yeni alanlan yatınmcılara tanıtacak. TAHStN AKÇA Özelleştirme için her türlü satış ve tanıtım yöntemini deneyen Türkiye. şimdi de fuar yoluyla KIT satışını deneyecek. TURBAN başta olmak üzere özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, kasım ayında düzenlenecek turizm fuannda görücüye çıkacak. Turizm Yatınmcılan Derneği'nin (TYD) 21-22 kasım tarihlerinde fstanbul'da düzenleyecegi ve yerlt-yabancı turizm yatınmcılannı biraraya getirerek. Türkiye'nın turizmdeki yatınm olanaklannı tanıtmayı amaçlayan "Alternan'f Turizm Olanakiarı'%" turizm fuanna. ellive vakın Özellestirilmeyi bekleyen TURBAN tesisleri Oteller: Marirı Akça> Abant Antalya Adalya Yalova Termal Kilyos Crgüp Antalya Beldibi Antalya Belek kaş Bodrum Kemer özel şırketin yanı sıra Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖlB)ile Turizm Bakanhğı da katılacak. Fuarda, dünvanın önde eelen tunzm yatınmcılan, otel zincirlert. emlak şirketleri \e finans kuruluşlarıyla bir araya gelecek olan ÖİB yet'kılMeri: 198"?yılından bu yana özelleştirme kapsamında bulunan TURBAN'aaitAkça). Kilyos. Abant. Adalya. Yalova Termal. Ürgüp ve Antalya Beldibi ile Belek tesislerinin yanında marinalar için de yabancı yatınmcıların ilgisini çekmeye çalışacak. Turizm Bakanhğı ise yeni turizme açılacak alanların tanıtımını >aparak. yabancı yatırımcıları tesıs yapımına davet edecek. Son günlerde kaynak yararmak amacıv la satışı gündeme gelen kamu kuruluşlannın elındeki turistik tesıs \e oteller ıle Emekli Sandığı'na ait tesislerın dc ekım av ında çalışmalarına başlayacak TBMM'de. siyası kararın çıkması halınde fuar gündemine gelebileceği belirtildi. öfB yetkilileri. ekim ayından sonra bu konuda hızlı gelişmelerin yaşanabileceğini kaydettiler. Turizm BakanhSı ise özellikle 1997 yilında turizm yatırımlanna açılması düşünülen kamu arazilerini yabancı yatırımcılara tanıtarak. iş olanakiarı konusunda onları ikna etmek amacıyla fuarda stand açacak. ÖİB ve Turizm Bakanlığı'nın yanı sıra fuarda doğrudan yatınm ya da ortaklık için işbirlıği arayaeak olan kuruluşlar arasında. agırlık TYD ü>elerinde olmak üzere Koç Grubu'na ait Turyat. Ulusoy Şırketler Grubu ve Net Holding'e ait Merit fnternational ile Dedeman Tunzm gibi önde gelen turizm yatırımcılan da bulunuyor. 61 firma ile sınırlı tutulan yerli katılım kontenjanının. halen 46 standlık bölümü doldurulmuş durumda. Türkiye"de ilk kez düzenlenecek olan fiıan destekleyen DışişJeri Bakanhğı. Hazine Müsteşarlığı. Dış Ekonomik llişkiler Kurulu. Bankalar Birliği gibi kurumlann yurtdışındakı temsılcilikleri aracılığıyla. bulundukları ülkelerdeki vatınmcılan toplantıya davet ederek katılımı arttırmaya çalıştıklan öğrenildi. abone aştı, yatırımlar ise 500 milyon dolan bulmadı ÖZGÜR ILISOY Cep telefonu pıyasasında yatınmlar talebı karşılamaya yetmiyor. Türkiye'de abone savılan arasında büyük fark bulunan iki GS.M işleticisi firmanın bugüne kadarki toplam yatınm tutarlan arasında büyük fark bulunmuvor. Lisans sözleşmesinın Türk Telekom tarafından iptal ediimesinden sonra abone say ısı 90 bine düşen Telsim'ın bugüne kadarki toplam yatınm tutan 200 milyon dolarken. abone sayısı 480 bine ulaşan Turkcell'in toplam yatınm tutan ancak 280 milyon dolan buluvor. Turkcell'in. abone kayıtlannın Türk Telekom tarafından durdurulmasından sonra. 1996 yilında 172 milyon dolar yatınm yapılacagı doğrultusundaki açıklaması da. "Bu yatınm, hizmetler aksanıadan önce yapılabilirdi" yorumlannı doguruyor. Altyapı yatınmları olmadan yeni abonelenn kaydedilmesi. verilen hizmetin kaîitesinin düşmesine yol açarken. üçüncü bir şebekenın kurulması gerektiği herkes tarafından vurgulanıyor. Turkcell. Telsim ve Türk Telekom arasında. abone sayısının 400 bini geçmesi Cep telefonunda talep. . . . •• . . . . yatırıınııı onıınde gıttı Avrupadaki GSM şebekeleri ve abone sayjşı ÜNceter Almanya Abone sayısı 3.61O.OOO Şebeke sayısı 2 Avusturya 185.166 Belçika 261.5OO Danimarka 9O1.OOO Fransa 949.OOO Fınlandiya 61O.OOO Hoflanda 453.OOO Lüksemburg 36.OOO Portekiz 423.OOO Ingiltere 1.666.000 (rlanda 41 .OOO Ispanya 485.OOQ| Isveç 1.78O.OOO ttalya 1.072.000 Yunanistan 416. OOO Hazıran 96 ıtıbanyla üzenne. üçüncü bir ışletıcı firma için ıhale açılması şeklınde bıranlaşmanın varlığma rağmen. Türk Telekom un henüz bu yönde bir girişımde bulunmamış olmasına da dikkat çekiliyor. Öte v andan Av rupa ülkeİennde, 200-300 bin abone başına iki ışletici firma düşüyor. Avusturya'da 462 bııı 598 aboneye üç a>n sistem hiznıet ederken. abone sayısı 500 bını bulan Türkiye'de halen ıkı ışletmeci firma bulunuyor. I temmuz itibarıyla toplam 2 mılyon 267 bın abonesi bulunan lsveç'te. üç işletici firma. altı ayrı sıstemde hizmet verivor. Lisanssözleşrnesi I995'te Türk Telekom tarafından feshedılen ve temmuz başında sulh sözleşmesi yapan Telsim'ın gerıel müdür yardımcısı Oğuz Özcü, sulh sözleşmesinin başlangıç tanhi 5 temmıızdan ıtıbaren bir vıl ıçınde 120 milvon dolariık bir yatırım planladıklarını belirtivor. Şu anda 140 bın abone kapasıtelerıne karşın 90 bin abonelerı bulunduğunu ifade eden Özcü, yenı kurulacak ıkı santralla abone kapasıtelerının 300 bını bulacagını. ancak yıl >onu hedeflennın 160 bın abone olduğunu belirterek, "Yatınmlarımu her zaman abone sayısının üstünde gidecek" şeklinde konu^tu. Turkcell'den yapılan açıklamada da, 1996 için l 72 milyon dolariık bir >atınm öngörüldüğü ve yıl sonuna kadar 800 bin abone kapasıtesinın hedeflendiğı kaydedildi. Telsim'ın faalıyette 3. montajı devam eden 2 santralı. ve 400 radyobaz istasyonu mevcut. Öte yandan Turkcell'in dokuz santralı \e 650 radyobaz istasvonu bulunuvor. Bağ-Kur 60 trilyon alacaklı SABİTÖZKESER ADANA - Bag-Kur Genel Müdürü Rıdvan Selçuk. kuruma kayıtlı 2.8 milyon sıgortalıdan .sadece I27 bininin borcunu ödedığini belirterek. "Esnaftan 50-60 trilvon lira alacağımı/ bulunmaktadır.Borçlar için 10 taksit yapıvoruz. Ödemeyen esnafı >asa gereği icraya vermek durumunda kalıyoru/" dedi. Türkive Muhtarlar Derneği yönetı- cılerının. "Muhtarlann Bağ-Kur primlorinin faizlerinin kaldınlnıası \e icralık obn arkadaşlannın onurunun kurtanlması"' yolundakı istemi Ü2enne görüşünü aldığımız Bağ-Kur Genel Vlüdürü Rıdvan Selçuk. "Fai/krin kaldınlması mümkün değil. kendilerini taksitle ödemeye davet ediyoruz. Zaten gecikme zamnu yüıdv 60. Para. pul olmuş durumda. Öv le bir noktaya gelmiş ki yıllarca ödenmeyen para>ı enflasvon öldürmüşriir" diye konuştu. Selçuk. ülke genelinde toplam 2 milyon 857 bin 704 sigortah bulunduğunu ve herkese detaylı borçlanyla sigortah hak ve yükümlüklerini belirten birer mektup gönderdiklerini kaydetti. Tarnn Satış Kooperatifleri Birlikleri uçııruında SAMİH AZMİEZER ADANA - Tanm Satış Kooperatifleri Birlikleri. desteklemealımlannınsonaer- dirilmesinin ardından yapısal anlamda boş- luğa düştü. Çukobirlik Yönetim Kurulu Başkanı FevziŞen,bırlikJerle ilgili yasal dü- zenlemenin bir an önce yapılması gerek- tiğini belirterek "L'çurumun ucundayız. düşmek ûzereviz" dedi. Destekleme ahmlannın 26 yıldır sürdü- ğünü ve 1969'dan bu yana Tanm Satış Ko- operatiflen Birlikleri'yle ilgili rüm yasala- nn. desteklemenın var olduğudüşüncesi çer- çevesindedüzenlendigini kaydeden Fevzı Şen şunlan söyledı:~Devkt26\ildırken- diparasını kmuyordu bu işe. Diz0nlerde\- letin eline bırakılmışrı. Para devletin olun- cadizginlerindeeUndeolması kadardoğal bir şey yok. De> let. parasını ko> muş, bir- likleri de göreviendirmiştL \suû birlikieri bir nt'vi taşeron olarak kuJİanıvordu. Diyordu Id, "Benim adıma alım yapın. kâr-zarar ba- na ait' veişlerbö>le>ürüyordu. Dolavısıj- la ortağımızbuna göreendekslennıisti. Yö- neticilerbuna göre rahattı. Vani başanbsın. başansızsın hiç önemli değil. \e kadar kâr ettiy sen dev let onunla övüniir hale gelmiş- ti." Desteklemealınılannın kaldınlmasi ıle mevcutyasaların boşluğadüştüğünü, "ba- tıllaştığı"nı. yeni bir model getirılınesinin şart olduğunu v urgulayan Çukobirlik \'ö- netim Kurulu Başkanı Fe\zi Şen, "Birlik- ler şu anda boşlukta. Bazılannın durumu belki bi/den ividir. bazılan daha kötü. Bir kısmı ucurunıun tanı ucundadır. bir kısnıı bir adını geride. Çukobirlik olarak biz tanı kenanndayu.düşmekü/ere\i/. Diğerieri bel- ki bizden bir iki adıın geride olabilir. Anıa hepsi bizinı gibi benzer llnansmaıı sıkıntı- sıiçinde~dı>c konuştu. Sen. >özlerinı şöy- lesürdürdü: "Eskidenberide^letbizikuJ- lanırdı. Karşüığında da paranıı/j \erirdi. Şimdi parası/ kullanıyor 2.5 j ıldır. Biriik- ler böyle kendi kaderine terk edilemez. "Ayağının üstünde yüm' deme>le y ürüye- mez insan. 26y ıldır \atan hastaya' kaIk. yü- rü' diyemezsiniz. Mutlaka kontrollii şekil- devürürmeklazım. Bugünküşartlarauy- gun bir kooperatifler \asasindan gecer. Bu şart. Far/i)lan bu. Meclistatilde. Dolayısıv- la bu yasavı şimdi çıkamıak mümkün de- ğiL Anıa acil vasalar arasında olnıası la- zını. Ekim ayindagörüşüJecekyasalar ara- sında yer alması şart" DYP'li olan Fe\zi Şen. birliklerin için- de bulunduğu durumdan devleti yöneten- lenn sorumîu olduğunu kaydederek "Diin başka /ihniyet iktidardaydL bugün kendi zihniyerim iktidarda. flamam av nu tas a>- nı. tellaklar değişiyor. Me\zuat değişmedi- ği sürece mucize beklememek laam. 26 >il içcrisinde kimlerhükümetolmuşsaonlann ne kadar se\abı \arsa o kadar da günahı \ar" görüşünü sa\ undu. ÇÎFTÇÎ D O S T U / SADULL4H USLMİ BURHANİYE - Avrupa Birliği ile ilgili sorunlanmı- 2i henüz çözebilmiş deği- liz. Özellikle, tanm ürünle- ri konusunda aramızda bü- yük görüş ayrılıkları var. Gümrük biriiğine giriş ko- şullan arasında. tanma da- yalı sanayi ürünlerinden gümrük vergisi ve fon alın- mayacağı konusunda an- laşma bulunduğu halde, işlemler eskisi gibi devam edip gidiyor. Avrupa Birli- ği'ne dahil ülkeler, Türki- ye'den ithal ettikleri zey- tinyağından ton başına 870 ECU gümrük vergisi alıyor. Aşağı, yukarı bin dolar ci- vannda!.. Çok büyük bir para. Ki- lo başına tam 75 bin lira. Gümrük vergisi, ithalat ya- pan ülkenin ithalatçısı ta- rafından ödeniyor, ama as- lında Türk ihracatçısının ve üreticisinin cebinden çıkı- yor. Eğer, bin dolariık ver- giolmasaydı, ihracatçımız zeytinyağını bin dolar da- ha fazla fiyatla satma im- kânına sahip olacaktı. Bu bin dolann da büyük bir bölümü üreticimizin cebi- ne girecekti... Ayrıca, pa- ra da Türkiye'de kalacak- tı!.. Avrupa Birliği ile 'dökme zeytinyağı' ihracatı konu- sunda da sıkıntılanmızın olacağı anlaşılıyor. Avrupa Biriiği'ne bağlı ülkeler ara- sında hertıangi bir kısıtla- ma olmadığı için, birbirie- rine kutulu, kutusuz, dök- me rafine veya ham yağ ihracatı yapabiliyorlar. Türkiye'de ise 'dökme Zeytinyağına GB EngeKrafine' ihracatı serbest, ama 'dökme ham yağ' ihracatı yasak. Geçen yıl büyük bir mücadele sonunda 'dök- me rafine' yağın ihracına izin çıkmıştı. Ancak, 'ham ya^'daki yasak kalkmadı. Gelen bilgilere göre. Avru- pa Birliği ülkeleri, ham yağ ihracatındaki yasağın kal- dınlmasını isteyecek. Çün- kü, italya ve Ispanya'nın ham yağ ithalatından ol- dukça büyük çıkarian oldu- ğu ileri sürülüyor... Önümüzdeki günler ve aylar bilmece gibi. Henüz hangi taşın nereye otura- cağı belli değil. Örneğin, 'dökme rafine' zeytinyağı ihracatı Türk üreticisinin yüzünü güldürdü. Ama dökme ham yağ ihracatı ne getirir negötürür... He- sabını iyı yapmak gerek. Aynca dökme ham yağ ih- racatına karşı çıksak da önlemeye gücümüz yeter mi? Bilemiyoruz... Çünkü, Avrupa Birliği'ne öylesine teslim olduk ki, iplertama- men onlann elinde!.. Zeytinjağıınızı bekleyen tehlikeler ispanya, italya ve Yu- nanistan, Avrupa Birliği üyesi oldukları için Türk zeytinyağının kaderi ile oy- namak isteyeceklerdir, Bu- nun en büyük heveslisi de hiç kuşkusuz Yunanistan olacaktır. Onlar tam üye, Türkiye 1984'ten bu yana diinyadaki önemli zeytinyağı pazarlannı ka\betti. biz ise yarım-yamalak üye olduğumuz için kozları da var... Örneğin, onlar kendi aralannda yapacaklan it- halat ve ihracat için bir tek kuruş gümrük vergisi ve fon ödemeyecekler!.. Daha başka tehlikeler de söz konusu. Türkiye, 1984 yılından bu yana dün- yadaki önemli zeytinyağı pazarlannı kaybetti. Sene- lerce dışladığımız zeytin- yağında üretim düştüğü için, dış pazarlara mal ve- remedik. Birçok ülke biz- den umudunu kesti ve baş- ka ülkelerle bağlantı kur- du... Tunus'un Avrupa Birliği ile ilişkileri bizden çok da- ha iyi. Örneğin. Tunus zey- tinyağı üretıminin 50 milyon kilosunu her yıl Avrupa Bir- liği'ne dahil ülkelere güm- rüksüz ve fonsuz ihraç ede- biliyor... 20 yıl önce bu ko- nuda yaptığı anlaşmayı hiç aksatmadan sürdürüyor. Türk zeytinyağını bekle- yen tehlikeler saymakla bit- miyor. Bu kadar büyük so- runları üreticilerimizin veya ıhracatçılarımızın kendi başlarına aşmasını bekle- mek hayalcilik olur. Diğer ülkeler, zeytinyağını mılli ürün ilan etmişlerdir. Dev- letleri. üreticılerı ve ıhra- catçıları kurumlaştırmış ve hem de büyük paralarla destek vermiştir. Biz ise zeytinyağı üreticımızi 1980 yılından berı kaderi ile baş başa bırakmışızdır. Artık. Türk devleti bu kadercilık politikasını terk etmeii ve zeytinyağına ve üreticısı- ne sahıp çıkmalıdır. Hem ıh- racatta, hem üretimde, hem de pazar aramada yardımcı olmalıdır. Ureticiler kuşku içinde Kısa süre oncesıne ka- dar bir ton zeytinyağını 4 bin 200 dolardan ihraç ede- bilıyorduk. Ancak, son gün- lerde dış piyasalarda fiyat- lar düşmeye başladı. Şu sıralarda taleplerin 3 bin 600 ile 3 bin 750 dolar ara- sında değiştiği bıldıriliyor. ileriye doğru ise fiyatların ne kadar inip çıkacağını kimse tahmin edemiyor. Bu nedenle ihracatçı da, üretici de kuşkulu bir bek- leyiş içinde... iç piyasalanmızda 5 asit zeytinyağının fiyatı 230 bin ile 235 bin lira arasında de- ğişiyor. Ancak piyasada pek zeytinyağı kalmadı. Herkes yeni ürüne hazır- lanıyor. Bu arada taban fi- yat hesapları da yapılma- ya başlandı. Ureticiler ve kuruluşlan 1996 yılı ürünü zeytinyağına 325 bin lira fiyat bekliyor. Ancak fiyat- ların düşmemesi için de destekleme yapılmasını is- tiyor... Ihracatçılar da 250 ile 260 bin liranın üstünde ve- rilecek bir fiyatı fazla bulu- yorlar. Hemen hepsi, dün- ya piyasalanna uygun düş- meyeceğı görüşündeler, Ureticiler, senelerden beri ıhmal edilmış olan ağaçlarına çok masraf et- mek zorunda kaldıkları için bu yıl zeytinyağının maliye- tı oldukça yüksek. Bu ne- denle bir kilo zeytinyağı- nın fiyatı 300 bin liranın al- tına düşerse, üretici gele- cek yıl ağaçlanna bakmak- ta zorlanır. Aradaki farkı ka- patmak için 'prim sistemi' önerıliyor. Örneğin, tecrü- beli üretici ve tüccar zey- tinyağı alımlarının 275 bin lira ile başlatılmasını ve ay- rıca üreticiye de kilo başı- na 50 bin lira prim verilme- sinı uygun görüyorlar. Zeytinyağı üreticisi, yıl- lardan beri büyük sıkıntılar çekti. Ağaçlarına bakım ya- pamadı. En önemlisi de zeytin ağaçlarını gençleş- tıremedi. 87 milyon adet olduğu ileri sürülen zeytin ağaçlarımızın yarısına ya- kını artık yaşlandı.Verim düştü. Eğer, devlet, üreti- ciye destek çıkmazsa, bu sorunlann hiçbiri aşılamaz. Kısa süre içinde de zeytin- ciliğimiz yok olup gider... Bu nedenle devlet des- tegi kaçınılmaz hale gel- miştir. Milyonlarca zeytin üre- ticisinin tek koruyucusu TARlŞ'tir. Gelmiş geçmiş hükümetler zeytinyağı pi- yasasını tüccara bırakılabil- mek için TARİŞ'i yok et- meye çalışmışlardır. Bir ba- kıma hükümetlerin bu tu- tumu TARİŞ'İ ekonomik bunalımlara sürüklemiştir. Şu anda da zeytinyağına sahip çıkacak kadar ekonomik gücü yoktur. Bu nedenle hükümet, TARlŞ'e düşük faizli kredi sağ- lamalıdır. Bittı İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SOIVER Deli Gömleği Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun o tarihlerdeki Sendika Özgürlükleri Komitesi Başkanı, şimdi ILO Ge- nel Direktör Yardımcısı W. Simson, 12 Eylül'ün sendi- kal haklara getlrdiği yasaklı düzen için "deli gömleği" benzetmesini yaptığında çok etkilenmiştik. Aradan yıllar geçti, biz o yasaklı düzene alıştık gitti. Artık gündemimizde 12 Eylül'ün yasaklı düzenınin de- ğiştirilmesini, sendikal özgürlükleri isteyen, bunun için savaşım veren, öncülük yapan sendikacı liderler yok. Aradan geçen 10 yılı aşan bir süreçte, Türkiye'de ya- şamın her alanında, üzerimize giydirilenin "deli göm- leği" benzetmesine uygun düştüğü daha neleri gördük. Özal dönemi, sivil iktidar görünümüne rağmen, uy- gulamalan ile nerede ise askerlerı aratacaktı. Tam onu Cumhurbaşkanlığma yollayarak da olsa kur- tulduğumuzu düşünürken, demokrası vaatleri ve umut- larını saçarak gelen koalisyon hükümetlerı. hele de Çil- ler'in başbakanlık süreci. bize Özal'ı bile aratacak gi- biydi. "Sorumsuzluğun, ilkesizliğin, tutarsızlığın, çelişkile- rin, yalanlann, vurgunların daha da beteri olmaz" diye düşünüyorduk ki, kendımizi çiçeği burnunda Refah-Yol ve Erbakan iktidarının "deli deli gömleği" içinde bul- duk. Daha bir yükseğezıplayan enflasyonu, okullann açıl- ması, kışın yaklaşması ıle butçemızde katlanacak ya- mayı bile düşünemiyoruz. Çiller'in frenleri tutmaz verdıği demeçleri değıştirir- ken, başta Anadolu Ajansı. gücünün yettiği basın ku- ruluşlarında, bir öncekı demecini haberleştirmiş gaze- tecileri işinden attırarak sorumluluktan. yaianmın yaka- lanmasından sıyrılmaya çalışırdı. Erbakan Hoca daha pişkin. Zaten insanın gözünün içine değil, boşluğa bakarak konuşuyor. Günde birkaç posta, hem de çok önemli konularda. kendi kendini ya- lanlarken, durumu düzeltmek gibi bir telaşa da kapıl- mıyor. Daha önceki söylediğini anımsatmaya çalışan ga- zetecileri bir güzel azarlayıp, anında susturuyor. Televizyon, medya yorumcuları tam bir söylediğini ciddiye alıp, konuyu değerlendirmeye, tartışmaya. eleş- tirmeye çahşırken, Hoca'dan "Yok böyle bırşey" diye düzeltme geliyor. Bızım izlerken başımız dönüyor, kafamız karışıyor. Bir de işin içine, her zamanki gibi hizmet ustlenmış"! medya yıldızlarının haber ve yorumları gıriyor. Sonun- da Hoca'nın pek çok konuda asıl neyi yapmak istedi- ğini, nerede hileye baş vurduğunu kanştırmaya başlı- yoruz. Belli ki Hoca'nın da maksadı, işleri karışıklığa ge- tirip geçiştirmek. Bizde zaten bıldik Hocanın kişiliği, söylediklerı üze- rine yerleşmiş yargılar var. Örneğin Iran'la doğalgaz anlaşması, Pakistan'la motor fabnkasında ortak uçak üretimi dediğınde pek fazla uçmuyoruz. Hoca'nın sa- bıkaları bini aşmış. Geçmışte başbakan yardımcılığı yıllannda attığı temeller üzennde şimdi hayvanlar otlu- yor. Ama ABD'de seçime gıdilirken ve gözdağı nitelığın- de iran'a yönelik terör bağlantılı ambargo kararı aşa- masında, Hoca'nın bize Türkiye çıkarlan açısından po- zitif, ancak ciddi görünmeyen bu işleri, oralarda nega- tif, fakat ciddi olarak algılanıyor. Bizım için doğalgaz anlaşmasının gerçekleşebilirli- ği önemli. ABD için ise Batılı müttefiklerini İran'a karşı ambargoya zorlarken, Türkiye'den kafa tutuluyor gö- rüntüsü... Sonuçta bir yandan PKK televizyonu, diğer yandan Yunanistan'dan zamanlamalı Kıbns krizi, Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesı girişimi, Apo'nun "Müslü- manlann kardeşliği" söylemi ile Erbakan ve Refah'a ba- rış çağrısı ile atbaşı, PKK'nın taze katliamlarının haber- leri... Üzerimize yeni yeni, "deli deli gömlekleri" giydi- riliyor. Bizler bir yandan "Biz bu kadar kötülerine layık de- ğiliz, biz deli değiliz" diye bağırıyoruz. Daha doğrusu içimizden bağınyor, bağırdığımızı sanıyor. ama sesimi- zi kimselere duyuramıyoruz. Bir yandan da "deligöm- leklerini" giymek üzere, kollanmızı uzatarak, sanki giy- dirilmesini istercesine, olup bıtene yardımcı oluyoruz. Biz bu kadar tutarsız, ilkesiz. sorumsuz, ahlaksız, söy- lediklerinin, savunduklarının sahıbı olmayan, liderkad- rolarına, siyasi partilere, sendika başkanlarına, işlevle- rinin, sorumluluklarının dışına duşmuş örgütlenmelere layık mıyız? Bizlerin üzerimize üst üste giydirilen bu insan hak- ları, demokrasl, sendikal haklar, yaşam karşıtı "deli gömleklerini" hak ediyor muyuz? Birey olarak, aklımızla, görebildiklerimizle olup bite- ne isyan ediyoruz. Ama toplum olarak. örgütlü olarak "Biz deli değiliz. Bu deli gömleklerini giymeyi hak et- miyoruz. Biz söylediklerinm, oylarımızın sahibi, bizi al- datmayan, bızı soymayan, dolandırmayan siyasi lider- ler, sendikacılar, öncü sivıl toplum örgütleh istiyoruz" Sanayiciden REFAHYOL'a uyan Ekonomi Servisi - Istanbul Sanayi Odası(ISO). Türk sanayisini yakından ilgilendıren yasal düzenleme çalışmalany la ilgili olarak hükümete ve bürokrasiye kaygılannı iletti. ISÖnın düzenlemelerle ilgili görüşlerı şöyie. - Bedelsiz İthalat Rejimi Kararnamesi: Türk otomotıv sanayiinin tamıri imkansız zararlar görmesine. hatta yok olmasına neden olacaktır. Bu kararname ile gerçekleşmesi söz konusu olan kullanılmış araç ithalatı. otomotiv ve yan sanayiinde yatınm. istihdam ve üretim ölçeği yakalanamayacağı için rekabet gücü kaybolacağından ithalat! azaltacak, böylece vergi gelirlerinde önemli kayıplar ortaya çıkacaktır. -Zorunlu TasarrufFonu: Bu fon kesintıleri sanayimiz açı.sından nıaliyeti arttıran. çalışankınn net geiirıni azaltan. vergi gelirleri açısından da kayıt dışı ekonomiyi besleyen bir uyguiamadır. Türk sanayisinin rekabet gücünü de olumsuz etkile- mektedir. Bu nedenle uygulama bir an önce yürürlükten kaldırılmalı \e bu hesaptakı ana para nemasıv la birlikte ödenmelidir. - Özel Tükefim \ergisi Kanun Tasansı: TBMM'de görüşülecek olan bu yasa tasansının kapsamına girecek bazı hammadde. yarı manıul ve mamul mallara yüzde l7S'e ulaşan vergi oranlannın uyguîulanacağı öğrenilmiştir. Türk İınalat Sanayinın üretimi üzerine ilave bir vergi yükü getirilmesi. yüksek olan enflasyonu daha da arrtıracaktır. Irak petrolü Yumurtalık'ta İSKENDERLN (( unıhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Kerkük- \'umunalık Petrol Boru Hattı'nın Birleşmiş Milletler tarafmdan. gıda karşıhğı petrol çerçevesmde açılması takvimı. bir milyon tonu aşkın sevkıyatla başlatıldı. Boru hattıyla gelen bir milyon 200 bin ton ham petrol. Botaş'ta kara tanklarına alındı. Ham petrolün Botaş'tan yüklenmesi. I5eylülde gelmesi beklenen BM kontrol heyetınin. Botaş tesisleri ile boru hattında yapacağı incelemeden sonra uvgunluk raporu vermesi durumunda gerçekleşecek. BM Güvenlik Konseyi'nin 986 sayılı kararına göre. tankerlere saatte 17 bin ton yükleme yapabilecek kapasiteye sahıp Botaş'a. boru hattıyla günlek 67 bın ton ham petrol akıtılacak. Boru hattının yanı sıra ham petrolün kara yoluyla taşınması için de huzırlıklar devam ediyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear