14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
STEMMUZ1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 25 milyara özelleştirilen EBK'ye ait Ağn Kombinasını Özel İdare 60 milyara geri almaya çalışıyor Ozefleştirmede utanç tablosuNLRTENYALÇIN De\let özelleştırmede geçen yıl 25 mil>arlıra\a samğ! EtBaîık Kurumu'na ait Ağn Kombinası'nı. özel sektörün üretim yapmaması nedenn le. iki katı fiy ata geri almaya çalışıyor. Ağn Valisi ve Jl Özel İdaresi. ildeki tek tesis olan kombınanın. yeniden ekonomiye kazandınlması için, özel sektörün devir nedenn le ödemesi gereken cezayı da üstfenmeye hazırlanıyor. Et Balık Kurumu'na ait Ağn Et Kom- bınası'nın özelleştırme serüveni sadece bir >ıl sürdü. 1995 yılının Ağustos a>ın- da 25 milyar liraya 8Q ortaklı Ağ-Et AŞ'ye satılan Ağn Et Kombinası, Ağn Valisi "nın öncülüğünde 60 milyar liralık bedelle Ağn Özel İdaresi tarafından ge- ri alınacak. Ağn Valısi Lürfü Yeğenoğlu pazar- tesı giinü şirketm 11 kişilikyönetim ku- ruluy la > aptığı toplantıda şirket ortakla- nna Ağn'daki hay\ancılığın yaşayabil- mesı için Özel idare aracılığıyla işlet- menın devnnetalipolduklannı söyledi. Valı Yeğenoğlu işletmenin geçen yıl ÖfB \e ödediğı 25 milyar liranın iki ka- tı olan 50 milyarhk teklifte bulundukla- rını. aynca noter masraflan ile işletme- nin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'yla \ aptığı sözleşmede yer alan "üç yıl bo- yunca devredilemez" şartının cezai so- nucu olan 5 mıl>ar lirayı da üstlendikle- rini bıldırdı. Sözleşmenin ımzalandığı 16 ağus- tostan beri kapısı kılıtli olan işletmenin sahipleri. özellikle Rusya'dan yapılan et ithalatı nedeniyle lstanbul, Ankara. İz- mirgibi büvük şehirlere satışın neredey- se sıfırlandığını. bu şartlarda herhangi birticari faaliyette bulunulamayacağını belirtiyorlar. Atamasının üzerinden iki buçuk ay geçen Ağn Yalisi Yeğenoğlu Ağn'yaya- pılacak en büyük hizmetin et kombina- sının faaliyete geçmesini sağlamak ola- cağını belirttı. Et kombinasının özelleş- tirildiği tarihe kadarTürkiye'nin en bü- yük ikinci canlı hayvan pazan olan Ağ- n'da. kombinanınçalışamazhalegelrne- siyle birlikte üreticinin malını satacağı bir birimin kalmadığını vurgulayan Yeğe- noğlu "Hayvan üreticisi yetiştirdiği nıalı Ağn sınırları içerisinde satanıı- yor, seçeneği yok. Eskiden kapısının önündeki kombinaya satardı. Şimdi ya Erzurum'a ya Van'a gitmesi gere- kiyor. Bu, üretici için çok büyük biryük ve Ağrı'da zorunlu olarak hayvaneı- lıktan vazgeçiliyor" dedi. 'Zaten ucuza satüdT Cumhuri\et"in sorulannı yanıtlayan Vali Yeğenoğlu işletmenin zaten çok ucu- za satıldığını bu nedenle kendi yaptıkla- rı teklifin de işletme sahiplerince kabul edileceğini umduğunu söyledi. Yeğenoğlu işletmeyi devraldıklan tak- tirde kombinanın sucuk, pastırma. sa- lam gibı diğer et ürünlerini de üretece- ğini böylece şu anda ihtiyaçlannı zorun- lu olarak diğer illerden karşılayan aske- ri tugaylann tüketiminin de karşılanaca- ğını v urguladı. İşletmenin satıldığı gün- den beri tek gün çalışmadığmı. işletme- dekı mevcut istihdamın ya başka yerle- re sev kedildiği ya da uzaklaştmldığını be- lirten Yeğenoğlu "Bu kombinanın ça- lışır hale getirilmesi her bakımdan ha- yati önem taşımaktadır. Bunun için şirketin devir halinde Özelleştirme Idaresi'ne ödemek zorunda kalacağı 5 milyar lira tutarındaki iki yıllık ce- zayı da ödemeyi kabul ediyoruz" de- di." 89 ortaklı Ağn Et Entegre Tesisleri AŞ'nin Denetleme Kurulu Başkanı tb- rahim Gökbakan \alinin önerisini ge- nel kurulda oylamaya sunacaklannı an- cak kararlannın mutlaka yöre halkının çı- kan doğrultusunda olacağını söyledi. Geçen yıldan beri ithalatla Ağn "da hay- vancılığın "öldürüldüğünü" belırten Gökbakan "Bizim 210 bin lira feklif et- tiğimizetin kilosu Ankara, İstanbul gi- bi şehirlerde 180 bin lira. Bu şartlar- da tabii ki ithal et tercih ediliyor. Za- ten zorla bir araya gelmiş onlarca or- tak, işjetmeden hiçbir kazanç elde ede- medi. kararımız Ağn hay> ancılığının yaşatılması yönünde olacaktır" diye konuştu. Özelleştırme İdaresi yetkilıleri ise bu konuda kendılerineulaşan birbilgiolma- dığını ancak böyle bir satışın gerçekleş- mesi halinde sözieşmeden ka> naklanan yaptınmlann uygulanacağını belirttıler. İŞÇİMN EVREMVDEN ŞÜKRAN SONER Yanlış Ata Oynama EBK'nin satışı işçilerin yoğun protestosuvla karşıJaşmıştı.OL7Z.ICŞIIIC11EH 1 1 1 i z . e u t i ı ı u ı £ i f u a g u s - 5 1 i " uvM»ıwcw $ u a n u ü ı ı ı n v a v ı a ı ıııı i.1^1 u»ı- > d ( j ı ı ı ı ı ı ı ı a ı 111 u v g u i d i i d i ı i g ı ı ı ı u c ı ı ı ı ı ı ı c ı . t , D l \ . n i f l S S t l Ş I I Ş C l l C n n \ O Ö U n I İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı KİPTAŞ, Emlakbank'ın tahtına göz dikti RPTi belediye lüks koııııt üretecekHLLVACENÇ İstanbul Büşük^ehir Belediyesi toplu konut üretımıne ka\nak yaratmak amaeıyla. rant geliri yüksek olan semtlerde lüks emlak üretip satacak. Toplu Konut İdaresi nin 3648 konut için vermeyi önerdiği bugünün değerleriyle 2.8 trilyon liralık krediyı faız oranlarının yüksek olduğu gerekçesı> le gen çe\ iren Refahlı İstanbul Büyükşehir Belediyesi. toplu konut üretımındekı ka\nak sıkıntısını aşmak için çözünıü. yüksek oranda kâr getiren lüks konut üretmekte buldu. Ticari bir amaçla lüks konut üretimine soyunan istanbul Büyükşehir Belediyesi. uygun semtlerde arazi bulmaları halinde ilk etapta bin konut üretmeyi planlıyor. Bu sayının bulunacak arazıye göre artabileceğini belirten vetkılıler. "Ne kadar çok lüks konut üretirsek. o kadar büyük konut-fonu oluşturabiliriz" diyorİar. Bu zamana kadar orta gelirliler için konut ürettıklerinı söyleyen Büyükşehir BeledİNesi'ne baölı İstanbul Konut lmar Plan Sanayi"\e Ticaret~AŞ (KİPTAŞ) Genel Müdürü Erdoğan Bay raktaroğlu. toplu konut projelerinı gerçekleştirebılmek ıçın kaynağa ihtiyaçları bulundugunu belirterek. bu nedenle lüks konut üretimine vöneleceklerini açıkladı. • Şimdiye kadar orta gelirliler için konut ürettiklerini söyleyen Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İstanbul Konut lmar Plan Sanayi ve Ticaret AŞ (KİPTAŞ) Genel Müdürü Erdoğan Bayraktaroğlu, toplu konut projelerini gerçekleştirebilmek için kaynağa ihtiyaçları bulundugunu belirtti. Bebek. Etiler, Yeşilköy. Florya, Ataköy. AKuoizade gibi lûks semtlerde konut üretip satacaklarını bildiren Erdoğan. arazi satın almak için Milli Emlak Genel Müdürlügü. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve özel mülkıyet sahipleriyle görüşmelerini sürdürdüklerini \ urguladı. Şimdiye kadar istedikleri niteliklere sahip 10 arazi tespit ettıklerini ve anlaşma noktasına Başak-Hilal Konutları İKİTELLİ-KAĞITHANE-PENOİK SATIŞ KAMPANYASI 24 Haziran - 25 Temmuz KİPTAŞ. İkitelli'de ürettiği konutlan rekJamla sarma\a çalışıyor geldiklerıni açıklayan Bayraktaroğlu, şu aşamada isim ve yer behrtmenin doğru olmayacağını vurguladı. üygun arazilerin bulunması halinde en geç iki ay içinde lüks konut üretimine başlayacaklannı dile getiren Bayraktaroğlu. konutlan 18 ayda tamamlamayı planladıklarını ifade etti. Orta gelirli halka konut üretebilmek için önemlı denecek büyüklükte bir fona ihtiyaç duyduklannı ifade eden Ba> raktaroğlu. "Bu zamana kadar üretmiş olduğumuz konutlar kaynak sağlamamı/ için yeterli oluyordu. Bu aşamadan sonra yeni kaynak arayışları içine girmemiz gerekiyordu" dedi. Lüks konut üretımi konusunda bir sınırlamaya gitmeyeceklerinı anlatan Ba\raktaroğlu. "Ne kadar arazi bulursak, o kadar lüks konut üretiriz. Biz bu işe ticari anlamda bakıyoruz. Rant sağlamak \e kâr elde etmek istiyoruz" diye konuştu. Bu zamana kadar lstanbul Belediyesi nın teslim ettiği toplu konut bulunmadığını bildiren Bayraktaroğlu. Ikitelli'dekı 1.200 adet konutun teslımatının 24 temmuzda. 1.800 konutun ıse eylülde yapılacağını vurguiadı. Hâlâ \apımı süren Pendik'tekı 1.200 adet konutun 1997 Mayısf nda biteceğini kaydeden Bayraktaroğlu, aynca ikitellıde 2 bin konutluk yenı bırproje başlattıklannı dıle getirdı. Toplu konut sahibi olmak isteyen kişilerde yalnızca Tstanbul'da oturmak ve üzerine kayıtlı başka evi bulunmaması şartı aradıklarını anımsatan Bayraktaroğlu. başvurulann 25 Temmuz I996"ya kadar süreceğini \urgulayarak. 18 ay sonra teslımatın gerçekleştirileceğinı bildirdi. Geçen yıl üretılen konutlann metrekaresinin 6 miKon lira olduğunu hatırlatan Bayraktaroğlu. bu yıl kontulann metrekare fiyatlarının 11-12 milyon lira olduğuna değindi. Fatih Camii hizasında trafikte sı- kışan otobüsün içinde, bastonuna yaslanmış, giyimınden, duruşundan, konuşmasından "dini bütün" oldu- ğu anlaşılan yaşh bir vatandaş, eği- lerek köşebaşındaki büyük işhanını gösteriyor. "Sahibi kim bilıyor mu- sunuz?" dedikten sonra yanıtını yi- ne kendisi veriyor: "Bütün bu binanın sahibi Erba- kan. Yandakı iki tanesi de ailesinin. Paraya. mala mülke doymuyorlar. O kadınla anlaşmayacak da kimin- leanlaşacak? Birbirlerine çok uygun- lar. Bizım milletimiz böyle akılsız olur- sa. daha ne işler, ne anlaşmalar olur? Bu kafa ile biz sürüm sürüm sürün- meyi hak ediyoruz.." Fatih'in karakteristiği gereği çoğun- luğu Refah sempatizanı yolcular. tepkisini koyan yolcuya duyguları ile hem hak veriyor, hem de Refah ve Erbakan aleyhine konuşmayı iç- lerine sindirememenin ikircikliğinde susuyor, arada bir kafa sallayarak, gülümseyerek dınlemeyi yeğliyor- lar. Refah'ın tabanında yaşanan bu ikirciklik, kimilerinin çok fazla bel bağladıklan üzere tavana yansır mı? Kişisel kanım Erbakan başbakan olmayı başaramazsa, hem de çok büyük bir hızla. Ama başbakan olur- sa, tam tersi olarak radikal sağ. her tür tarikat ve şeriatçı eğilimler ileri- ye dönük olarak çok ciddi bir adım daha atmış olurlar. Bu arada Erba- kan ve Refah'm hükümet ortaklığı ve başbakanhk nedeni ile bugüne ka- dar söylediklerinin tam tersini yap- ması, yalana, dolana bulaşması. kir- li çamaşırlannın, çıkar hesaplarının ortaya çıkması en azından kısa dö- nemler için bağışlanır. Parti kurmayları, ideologlan, yan- daşları, köşe yazarları, gazetecıleri, destek veren tarikat liderlen, iç ve dış güçler. bunun fazlası ile btlincinde. Refahyol'un güvenoylamasım alma- sını sağlamak üzere cansiperane çalışıyorlar.. Kazanmanın önemli bir aracının. kazanacağı güveninı vermek oldu- ğunun bılincinde olarak da asıl bu görüntüyü yaratmaya, bu havayı es- tirmeye özen gösteriyorlar. Birkaç hafta öncesınde Refahyol oluşumu zayrflamış. Yılmaz'ın yıldı- z\ parlamıştı. Milletvekili transferie- ri o yana gundemdeydi. Geçen haf- ta Refahyol kotan/dı. DYP'ye trans- ferler, Türkçesi satışlar gerçekleştı. Bir de anahtar. denge, arabulucu rollerinde parsa toplamayı beceren partiler var. MHP ve başkanı Türkeş, daha önceki seçimlerde ve koalis- yon ortaklığı ofuşumlannda kendini çok iyi pazarladı. Devlet olanakları- nı kadrolaşmasına çok güzel kul- landı. Son seçimlerde kendine çok faz- la güvendi ve parlamento dışında kal- dı. Bu kez kazançlı çıkan BBP oldu. Anayol'da Türkeş'ın rolünü, şimdi Refahyol'da Yazıcıoğlu kapmak ıs- tiyor. Aslında milliyetçilerle, dinci, tarj- katlere dayanan militan kadroların, devletin kaynaklarını kapma konu- sunda, gizlı. ne zamandır sürüp gi- den kıyasıya bir savaş var. Önceki akşam Kanal 7'nin haber programında, oylamada anahtar ro- lündeki BBP'nin Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, sağ kamuoyu- nun önünde anlaşmaya zorlanıyor- du. Yazıcıoğlu, canlı yanında Refah ve DYP yetkilileri de olarak "e^ef" demeye zorlanırken. belli ki gerçek- ten zorlanıyordu. Şevket Kazan onun bu ruh hali- ni çok iyi anlamış olarak "Bizim gü- venoylaması için BBP'nin oyuna ih- tiyacımız yok. Ama sağın bütünlü- ğü için onları da aramızda görmek istiyoruz. Sonunda ANAP da bizim safımıza katılacak. Sol, muhalefet- te yalntz kalacak. Bu şansı değer- lendirmelerini istiyoruz" diyordu. Kazan, uzun dönemli kazanacak cephede olmak hesabını yaparken bir yandan da "Evet ıçın pazarlık yapmıyoruz" diye diye, daha fazla bir şeyler koparmaya çalışan Yazı- cıoğlu'na "Önce ve hemen evetde- yin. Oylamadan sonra hükümete ortağı olursunuz. Ozaman sızin için pazarlık yaptılar yıpranması olmaz. Daha şık olur" onerisinde bulunuyor- du. Koalisyon oluşumunun militanlı- ğını yapan Kanal 7 habercileri, Ya- zıcıoğlu'ndan "evet"i koparamama- nın sinirlıliğinde, kararsızlıklannın uzamasının partileri için kayıp oldu- ğu imajını veriyoriardı. Yazıcıoğlu. temsıl ettığı tarikat güç- len adına Türkeş'in rolûnü yakalama- nın hazzında, piyasayı kaptırmama- nın telaşında, kaybeden tarafta oy- namış olmamanın kaygısında. karar veremediği için, bir kez daha za- man kazanmayı seçiyordu. Doğru hesaplamak zorunda ol- duklah arasında sadece Refahyol'un güvenoylaması sonucu yok. Ya libe- ral-sermaye cephesı heveslilerinin umdukları gibi. Erbakan ve Refah böyle bir iktidarda çok yıpranır ve ra- dikal sağda, tarikatlar içinde bir ye- ni lider ve parti arayışı başlarsa? Böylesi büyük bir fırsat kaçar mı? Siyasal zemin çok kaypak, hava- nın, rüzgârın yönü gün gün değişi- yor. Büyük vurmak isteyenler bir 0 yana bir bu yana, ters yönlerde sav- ruluyor. Onların neyaptıkları besbellı. ama kimlikleri, rolleri belli olması gere- ken demokrası güçleri, lıder kadro- ları ne yapıyorlar? Sadece sol par- tilerin zaaf içinde olduklarını söyle- mek büyük haksızlık. Onlan hep yön- lendırmiş başta sendikalar, bütün demokrası güçlerinin, bugüne kadar pek çok alanda sorumluluk duymuş aydınların, bu kadar çirkin oyunu seyredişi akıl a\vr gibi değıl. Kumarbazlann, sorumsuzlann, çı- karcıların yanlış ata oynama korku- su, bu kötü yuvarlanışta, akıl almaz sessiz, seyırcı suskun bir toplum ya- ratıyor. Türkiye'de bütün örgütlen- meler ve bireyler, kendı gelecekleri adına çok kötü birdemokrasi sınavı veriyor. Biriken paranm yalnızca binde 4'ü amacına uygun kullanılıyor ÇÎFTÇI DOSTU /SADULLAH USUMI Konut Fonu konuta gitmiyor Gıda deposu denizlerimiz hastalık saçıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -Halktan"dolaylı\ergi"şeklındetopla- nan\e 1993 yılındaçıkanlanyasayiata- mamen bütçeleştırılen Toplu Konut Fo- nu'nda. 1995 yılında 67 trilyon lira bı- riktiğı \e bu ka\nağın ancak binde 4"ü olan 300 milyar liranın Toplu Konut ida- resi'ne kullandırıldığı belirtildi. Çalı- şanlan konutedindirmekamaeıyla iş\e- renden kesılerek "Konut Edindirme Fo- nu'nda bırıken ka> nagın da 85 trilyonu bulduğu \e bu miktann da Emlak Ban- kası'nca *VmamKredisi'"adı altında lüks villalarıçin kullandırıldığı vurgulandı. ! 995 y ılı bütçesi ! milyon lira olarak belirlenen Toplu Konut İdaresi Başkan- lığı'nın 1984-86 döneminde koopera- tiflere kullandırdığı kredilerle konut üretımınınyüzde83"ünükarşıladığıkay- dedilerek. buoranın 1996'dayüzde 15"e gerıledıği \urgulandı. Türkiye Kent Kooperatifleri Merkez Birhği'ıiin (TÜRKKENT) genel kurul çalışma raporunda \erilen bilgılere gö- re. Toplu Konut Fonu'nun 1988 y ılından ıtibaren kısmen. 1993 te de tamamen bütçeleştirıldığı bıldirildi. TOKİ'nin kaynaklannın Hazine'ye aktanlmasıyla konut kooperatifçiliği- nin kösteklendiği ve konut üretiminin durduğuna işaret edilen raporda şu gö- rüşlere yer \enldi: "Fon'un işlertik ka- zandığı 1984 yılında yasal gelirlerinin yakLaşıktamarnı(%98.9"u), 1985'teyüz- de 86.2"si. 1986da yüzde 81.81 kredi ola- rak üretimeaktanlıyordaTOKİ, 1987"de yüzde 99.6 oranıy la fondan kaynak kul- İanma rekonınu kırmıştı. 1988 ve 1989 yülanndaçıkarüanyasalaıia Fon'un ön- ce yüzde 30'luk bölümü. sonraki yıllar- da yüzde SO'si ve nihayet 1993'te tama- mı bütçeieştirildi. Aynj > ılda kullanılan kaynakyüzde I5.5'edüşerektüm konut projeleri ortada kaldi." TÜRKKENT raporunda TOKİ'nin 1995 yılında Fon'da biriken 67 trilyon- luk kaynağın binde 4'ü olan 300 milyar lirayı kullanabildiğine işaret edildi \e şu bilgilere yer verildi: "1994 bütçesine konulan 3.8 trilyon- luk ödenekten yalnızca I trilyon 53 mil- yar)ık(%27.2)böl(imü kuUandınlmıştır. 1995 bütçesinde yalnızca I milyon lira- lık simgesel ödenek konmuş. buna kar- şılık Hazine'den TOKİ'ye 300 milyar li- ra aktanlmıştır. Oysa, TOKİ'yle ilgiji resnıi olmayan kaynaklardan sağlanah bilgilere göre. 1995y^lındaFon•da67tri^ yon lira birikmiştir. Başka bir anlatım- İa Hazine. 1995yılında el koynıuş oldu- ğu fon gelirlerinin binde4'ünü İdare'ye kuüandırmıştır. 1995yılında Fon'a kre- di dönüşlerinden 7.2. konutsabşlanndan 2.5 trilyonluk gelir sağlanmıştir. Bütçe- den aktanlan 300 miharla birlikte TO- Kl, 1995 >ılında 67 triİyonluk Toplu Ko- nut Fonu gelirine karşılık, yalnızca 10.5 trilyonluk kaynak kullanabilnıişrir." Raporda "Konut Edindirme Fonu "nda biriken ka>nağın 85 tnlyonu aştığı be- lirtilerek. bu kaynağın Toplu Konut Fo- nu'na destek olarak kullanılması gere- kirken. varsılkesimelüksv.illayapımın- da "düşük maliyetli'" finansman olarak kullandınldığı sa\landı. Rusya'ya ihracatın azalması hal fiyatlannı yüzde 10-60 düşürdü Sebze meyvede Rıısya indirimi CANAN SOVS.4L Yaş meyve \e sebze ıhracatının yaklaşık yüzde 30unu oluşturan Rusya pazarının kapanma noktasına gelmesi. büyük kentlerde toptan fiyatlan düşürdü. Son 10 gün içerisinde gerek üretim bölgelerinde gerekse başta lstanbul gibı büyük kentlerde sebze \e meyve fiyatlan yüzde 10 ile 60 arasında ındi. Rusya'ya yapılan TIR seferlerinin bu ülkede bulunan gümrük kapılarındaki uygulamalar nedeniyle azalması ve Rusya'nm kendısine \eni dış mev \ e \ e sebze kav naklan bulması. \ üzde 30 gibi geniş bir ihracat pazarının tıkanmasına yol açtı. thıacatı oiumMiz etkileyen bir başka etken de Karakö> 'e gelen Rus gemilere vüklenen sebze \e me\\eler. Türkiye'den bu ülkeye dönen her gemiyle yapılan ihracat Rus yetkililerinın tepkisini çekince Karaköy'den yapılan ticaret yavaş ya\a:> azalmaya başladı. Bu nedenle başta tarla domatesı. bırçok ürünün arzında Rusya pazarına gidecek olan mallarında ülkede kainıasıyla bir fazlalık yaşanma\a başladı. İstanbul Mevve ve Sebze Komisvonculart Derneği (İMESKOM) Gene! Sekreteri Sedat Toktürk. Rusya pazarının Türk me\ ve \e sebze ihracatçılan için önemli olduğunu belirterek, Rusya'nın gümrük kapılanndaki uygulamalan nedeniyle ihracatın azaldığını ve bu yüzden oluşan arz fazlalığının Istanbul'daki toptan fiyatlarda yüzde 60 düşüşe yol açtığını ifade etti. Toktürk'e göre son 10 gün içerisinde kirazın kilosu 75 bin liradan 50 bin lirava. domatesin 45 bin liradan 20 bin liraya. kıvırcığın 200 bin liradan 150 bin liraya geriledi. İstanbul Ticaret Odası Sebze \e Meyve thracatçılan Komisyonu Başkanı Yaşar LnaJ. Rusya'nın Türkiye'den yapılan düzensiz ticarete karşı olduğunu belirterek. bu yüzden Karaköy'den yapılan gemi ticaretinin durma noktasına geldiğini ifade etti. Aynca Rusya'daki gümrük kapılarında da her iki ülke arasında dengesiz bir TIR akışının olduğunu da söyleyen Ünal. "Eğer Rus>a'dan 200 TIR geliyorsa bizden 2 bin TIR gidiyor. Bu nedenle Rus yetkililer. kendilerinden gelen tır sa\ısı kadar Türkiye'den TIR gelmesine iziıı >ereceklerini belirtivorlar" dedi. Sebze ve meyve fiyatlan* / Geçen hafta Kiraz Kayısı incir Karpuz Kavun Domates Kıvırcık Bakla Sivri biber T. Fasulye Patlıcan Kabak 75.000 75.000 100.000 15.000 20.000 45.000 200.000 40.000 30.000 60.000 30.000 20.000 Bu hafta 50.000 70.000 60.000 10.000 15.000 20.000 150.000 30.000 20.000 40.000 20.000 10.000 • İMESKOM uft toptan fiyatlan x , İZMİR - Atalarımız "HerkesgiderMersin'e, biz gideriz tersine" demişler. Bu sözler. belki de asırlarca önce söylendiği zaman bile bugün- kü kadar değer kazanmamıştır. 1980 yılından sonra yapılan işlere ve gelişmelere baktığımız zaman şaşmamak mümkün değil. Türkiye'yi sözde kurtarmak amacı ile gelen darbeci kad- rolar. 16 yıl içinde ahlak anlayışını, devlet ya- pısını degiştirdiler ve ülkeyi adeta harabeye çevirdiler!... Ekonomi çöktü. Tarım bitti. Tarım ülkesi ol- duğumuz halde, gıda ürünleri ithal eder haie geldik. Memur, işçi, emekli perişan. Insanları- mızın bir kısmı aç. Katrilyonlarca lira iç ve dış borç. Bütçe açığı 1 katrilyonun, kayıt dışı eko- nomi 4 katrilyonun üstünde!.. Bu arada ülkemizin üç yanını çeviren deniz- lerimizi de kuruttuk. O güzel kıyılarımızın her yanı pislik içinde. Lağım sularından. zehirli sa- nayi atıklarından ve çöplerden yanına varamı- yoruz. Hele Marmara. Karadenız ve Ege'nin bir kesımı mikrop yuvası. Hastalık saçıyor!.. Daha 10 yıl öncesine kadar denizlerimiz "tü- kenmez" bir gıda deposu gibıydi. Başka ülke- lerden aldığımız bilgiye göre, balık stoklarımız 2 milyon ton civanndaydı. Her yı! kayıt dışı ve- ya kayıt içi tutulan balık bir milyon tonun üs- tündeydi. Resmi kayıtlara göre bile 700 ile 800 bin tonu bulmuştu. Eğer denizlerimizi temiz tutabilseydik balık stoklarımız belki de 3 milyon kilonun üstünde olacaktı. Balık üretimimiz de en azından 2 mil- yon tona yaklaşacaktı. Balık neslinin azalması balıkçıları da olumsuz yönde etkiliyor. Deniz ağaları Üç, dört yıldan beri "Denizlerimizde balık kalmadı" diye ağlaşıyoruz. ağıtlar yakıyoruz. Ger- çekten 10 ile 15 yıl öncesine kadar belli mev- simlerde fakirin en önemli gıda maddesi olan balık. artık yok denecek kadar azaldı. Sadece yüksek gelirli ailelerin sofralarında görebiliyo- ruz... izlediğimiz yanlış devlet politikası yüzün- den önce Trakya ve Anadolu'daki verimli ara- zilerimizi, ardından da denizlerimizi kuruttuk. Buğday. arpa. yulaf, mısır, çekirdek çiçek, çi- çekyağı, pamuk, et, süt gibi ürünlerimizi ithal etmeye başlamıştık. Birkaç yıldan beri de ba- lık ithal ediyoruz... Devletin desteğini arkalarına alan "sermaye ağaları" tarım kesimini yıllarca sömüre sömü- re yedı bitirdi. Bu arada "denizlerimizin ağala- n" olan trolcüler, gırgırcılar, tratacılar, lambacı- larda devletin izledıği "tavşanakaç, tazıya tut" politikası yüzünden balık stoklanmızı yok et- ti... Karadeniz'e, Marmara'ya, Ege'ye, Akdeniz'e zehirli atıklannı akıtan yüzlerce. binlerce sana- yi tesisi var. Sanayi ağaları bu tesisleri yapmak için yüz milyarlarca. trılyonlarca lirayı harcadı- lar; ama arıtma tesisleri için gerekli olan üç beş yüz milyon lirayı esirgediler. Şimdi, denızleri- mıze de nehirlerimize de pis atık sular gümbür gümbür akıyor. Uzmanların verdiği bilgiye göre, bu atık su- lar "/nsan sağ/ığı"nı ciddi biçimde tehdit edi- yor. Geçmiş yıllarda Anadolu'nun her yanında halkımız akarsularımızda avladıkları balıkları afiyetle yiyebiliyordu. Şimdi ise hiçbir nehri- mizde canlı varlık yok. Balık hiç yok... Nehir ve derelerimize serinlemek için girenler de çeşit- li hastalıklara yakalanıyor. Hatta, ölenler bile var. Su içen hayvanlar bile kıvrana kıvrana can ve- riyor!.. Lağım suları denize akıyor Denizlerimizde de durum farksız. Nehirleri- mizi dolduran zehirli atıklar ve milyonlarca ın- sanın hertürlü pisliği ve lağım sulannın tama- mı denızlerimize arıtılmadan akıtılıyor. Hele. tu- ristik kentlerimizde yapılan dev otel ve motel- lerin büyük bir bölümü fosseptik çukurlarını denize bağlamışlar. Bir yandan lağım suları akıyor, bir yandan da insanlarımız çoluk çocu- ğu ile bu mikroplu sularda sağlık kazanmaya çalışıyor!... istanbul'dan başlayıp iskenderun'a kadar süren sahil kesıminde kurulan yazlık sitelerin pis sulannın nereye gittiğini merak eden bile yok!.. Her gün milyonlarca insanın dışkısı, binler- ce sanayi tesısinin zehirli atık suları denizleri- mizi, nehirlerimizi kirletirken, denız ağalannın en gelişmiş teknoloji ile donatılmış yüz milyar- larca liralık trol ve gırgır teknelerı gece gundüz yasak avcılık yaparak denizlerimizdeki balık neslini acımasız biçimde kurutmaya devam ediyor. Peki... Türkıye'nin en değerlı servetlerı yok olurken devletimiz ne yapıyor? Buna verilecek yanıt kocaman bir hiç!... Ancak. devletin elini kolunu bağlayan da hü- kümetlerimiz. Zehirli atıklannı arıtmadan nehir- lerimize ve denizlerimize veren sanayi tesisle- rini kapatan vali ve kaymakamlarımız yerlerin- den olabiliyorsa. tarım il ve ilçe müdürlüklen- nin. 8 bin 333 kilometre uzunluğundaki kıyıla- rımızda yasak avcılığı önlemek için kullana- cakları teknelerine mazot alacak kadar tahsi- satı yoksa ekim alanlanmızı, nehirlerimizi ve de- nizlerimizi nasıl koruyacağız? Balık stoklanmı- zı nasıl çoğaltacağız? Hiç kendimizi afdatmayalım. Mevcut yasa- larla ve olanaklarla 8 bin 333 kilometre uzun- luğundaki denizlerimizi korumak mümkün de- ğildir. Karada ve denizde yüzlerce trilyonluk servetimiz, ülkemizin ve halkımızın geleceği yok olmak üzeredir. Gerekli önlemler derhal alınmalı ve acımasız biçimde uygulanmalıdır. Hükümetin, denizlerimizi korumak için Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü'ne tahsis ettiği 5 milyar 500 milyon lira çok komik bir rakamdır. Bu yıl alay eder gibi 30 milyar li- raya çıkarılmıştır. Her şeyden önce 5 milyar. 30 milyar gibi komik rakamları kafamızdan atarak Tarım Bakanlığı Koruma .Kontrol Genel Mü- dürlüğü emrine en az 3 veya 4 trilyon lira tah- sisat verilmelidir. Kısa süre içinde ağır silahlar- la donatılmış modern ve süratli tekneler satın alınmalı ve sahil güvenlik komutanlıklarına, ta- rım il ve ilçe müdürlüklerinin emrine tahsis edil- melidir. Bu konuda valilere. kaymakamlara, ta- rım il ve ilçe müdürlüklerine genış yetkiler ta- nınmalıdır. ilgilı yasalar da süratle değiştirilme- lidir. Para ve hapis cezalan arttınlmalıdır. Bu ara- da, hekimlere de rahat karar verebilecek bir or- tam hazırlanmalıdır. Aksı halde, denizlerimizi lağım çukuru, en munbit arazilerimizi de çöl ol- maktan kurtaramayız.L.H
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear